Gadir Sayfası

 

Ana Sayfa

Muhsin Eskiocak Sayfası

 

 

Muhsin Eskiocak

 

PEYGAMBERİMİZ HZ.MUHAMMED (S.A.A.V) KIZI VE CENNET KADINLARININ EFENDİSİ HZ.FATIMA EZZEHRA (A.S) UĞRADIĞI MUSİBETLER

Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed (s.a.a.v) hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor.
"Fatıma bendendir.Ona eziyet eden bana eziyet eder. Bana eziyet eden Allah‘a eziyet eder.Allah’a eziyet edene lanet olsun"
Hz.Fatıma (a.s) şöyle buyurur : “Oruç tutan dilini, kulağını gözünü ve diğer organlarını haramdan korumazsa o tuttuğu oruç ne derdine değer ki!“
Hz.Fatıma (a.s) şöyle buyurur : ‘’Kadının Rabbine en yakın olduğu zaman, evinin içinde olduğu zamandır.’’ Resullüllah bunu duyduklarında "Fatıma (a.s) benden bir parçadır’’ buyurdular.

‘’Fatıma cennet kadınların efendisidir.’’ Hatibi bağdadi Tarih-i bağdadi eserinde İbn-i Abbastan şöyle rivayet etmiştir. Resulullah (saa) şöyle buyurmuştur.’’Ben miraç gecesi cennetin kapısına şöyle yazılmış olduğunu gördüm. Le ilahe illallah Muhammedun Resulullah, Aliyyun habibullah el Hasan ve’l Huseynu safvetullah ,Fatımetu hiyeretullah, ala bağidihim lanetullah” (Allahtan başka ilah yoktur. Muhammed Allah‘ın elçisidir. Ali Allah’ın mahbubudur.Hasan ve Hüseyin Allah’ın seçkin kıldığı kişilerdir.Fatıma Allah’ın beğendiği şahıstır.Onlara düşmanlık yapana Allah lanet etsin).

         Hz. Fatıma Zehra (a.s) yaklaşık 18 yıl süren bir ömürden sonra, babası Hz.Muhammed Mustafa’nın gaybından yaklaşık 75 gün sonra gayb etti. 8 yıl mekkede 10 yıl medinede hayatını daim ettirdi. Hz.Muhammed (s.a.a.v) ve Hz.Hatice (a.s)'den olmadır. Hz.Ali (a.s) ile hayatını birleştirdi. Hz.Hasan (a.s) , Hz.Hüseyin (a.s) ve Hz.Zeyneb(a.s) Hz.Ümmü Gülsüm (a.s) ve Hz. Muhsin (a.s) adlarında çocukları oldu. Hz.Fatıma (a.s) uğradığı önemli musibetler şöyledir.
       Birinci musibet; Hz.Ali (A.S) elinden hilafetin gaspedilmesidir. Babası peygamber efendimiz Hz.Muhammed Mustafa’nın (s.a.a.v) defalarca kendisinden sonra vasisinin Hz.Ali (a.s) olduğunu söylemesine rağmen halifelik ondan gaspedilmiştir. Bunun en büyük kanıtları ise tebuk seferine çıkan peygamber efendimiz kendi yerine , yaşlı olan 1. ve 2. halifeyi değil genç olan imam Ali’yi vekili bırakması. İkinci kanıt ise Medineli ve Mekkeli muhalifler arasında peygamber efendimizin yaptığı kardeşlik bağını en son kalan Hz. Ali’yi kendisine kardeş kılması.Üçüncü kanıt ise Ğadir hum vadisinde veda Haccında Allah’ın emriyle Hz.Ali’ye yüzbin kişi önünde yapılan biattır.Yüzbin hacı bu olaya şahit olmuştur.2. halife ömer Hz.Ali’yi (A.S) kutlayarak; 'Kutlu olsun sana ey Ali! Sen, benim erkek kadın, tüm müminlerin mevlası olarak sabahladın.' Ama bu olaydan yaklaşık 3 ay yani 90 gün gibi kısa bir sürede peygamberin vasiyeti unutuldu.Yüzbin kişiden sadece 18 kişi bu ahde vefa gösterdi.Bunlar; 
1) Selman elfarisi
2) Ebuzer elğaffariy
3) Mikdet elesved eklindi 
4) Ammar B.yasir 
5) Halid b.sait 
6) Buheyre eslemi 
7) Ubey ibn kaab
8) Huzeyme ibn Sabit 
9) Ebu heyse b.teyhan 
10) Sehl b.huneyr 
11) Osman bin huneyf 
12) Ebu eyub elansaray 
13) Cabir bin Abdullah ensariy 
14) Huzeyfe b.yeman 
15) Sad b. ubade 
16) Kays bin Sad 
17) Abdullah bin Abbas 
18) Zeyn ibn ekram
İmam ALİ ‘ye yapılan bu haksızlığa ve hakkının gasp edilmesine Hz.Fatıma (a.s) çok üzülmüş ve bunun savunuculuğunu hayatının sonuna kadar yapmıştır.
Hz Fatıma (a.s) , Hz. Ali’nin imametini Peygamber’in sözleriyle kanıtlamak mümkün müdür? diyen birisine şöyle buyurdular:
“Hayret! Gadir-i Hum gününü unuttunuz mu? Resulullah’ın şöyle buyurduğunu duydum: Ali, aranızda kendimden sonra bıraktığım en hayırlı kimsedir; Ali benden sonra İmam ve halifedir. Daha sonra iki oğlum Hasan ve Hüseyin ve Hüseyin’in neslinden olan dokuz kişi en iyi İmamlardır. Onlara uyarsanız, onları hidayetçi ve kendinizi hidayete ermiş bulursunuz, muhalefet ederseniz kıyamet gününe dek daima aranızda ihtilaf baş gösterir.” O zaman Ali neden sustu ve kendi hakkını almadı? dediğinde de şöyle buyurdular:
“…Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki: İmamın örneği Ka’be örneğidir; halk ona gelmelidir, o halka değil.” Sonra şöyle devam ettiler:
“Allah’a ant olsun ki eğer hakkı ehline bıraksalardı ve Peygamber’in Ehl-i Beyt’ine uysalardı, Allah konusunda iki kişi bile ihtilafa düşmezdi. Hz. Ali’den İmam Hüseyin’in dokuzuncu evladı olan Hz. Mehdi’ye kadar olan İmamlar biri birinin ardınca onu miras alırlardı. Ama (ne yazık ki) cahil halk Allah’ın geriye attığını öne geçirdiler, Allah’ın öne geçirdiğini geriye attılar. Hatta seçileni inkar ettiler, onu kurutmaya koyuldular! Onlar istek ve görüşlerine uyarak bu çirkin yolu seçtiler. Kahrolsunlar! Acaba Allah Teala’nın şu özünü duymamışlar mıydı? “Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer, seçim onlara ait değildir.”(Kasas/68) Evet, onlar bunu duydular fakat onlar Kur’an’ın buyurduğu gibi kimselerdir: “Gerçek şu ki gözler kör olmaz ancak sinelerdeki kalpler körelir.”(Hac/46) Heyhat, onlar dünyada uzun arzulara kapıldılar, öleceklerini unuttular. Allah onları helak etsin, işlerini boşa çıkarsın. Allah’ım, yücelikten sonra küçülmekten ona sığınırım.’’ 
      Selh bin Sa’d El-Ensari’den Hz.Fatıma (a.s) Hakkında imametle ilgili şöyle bir hadis nakledilmiştir. 
Babam Resulllah (s.a.a.v) Hz.Ali (a.s)’a buyurdular ki: Ya Ali! sen imam ve benden sonra halifesin ! Sen müminlere ,onların kendilerinden daha evlasın (hak sahibisin ) ; senden sonra oğlun imam Hasan (a.s) müminlere ,onların kendilerinden daha evladır; imam Hasan’dan (a.s) sonra , imam Hüseyin (a.s) müminlere ,onların kendilerinden daha evladır; imam Hüseyin’den (a.s) sonra , imam Ali bin Hüseyin (a.s) müminlere ,onların kendilerinden daha evladır; imam Ali bin Hüseyin ‘den (a.s) sonra , oğlu imam Ali Zeynelabidin müminlere onların kendilerinden daha evladır; imam Ali Zeynelabidin’den (a.s) sonra oğlu imam Muhammed (Bakır) müminlere, onların kendilerinden daha evladır; imam Muhammed’den (Bakır) (a.s) sonra imam Cafer (a.s) müminlere , onların kendilerinden daha evladır; imam Cafer’den (a.s) sonra oğlu imam Musa (a.s) müminlere, onların kendilerinden daha evladır. İmam Musa’dan (a.s) sonra İmam Ali (Errida) (a.s) müminlere , onların kendilerinden daha evladır. İmam Ali’den (Errida) (a.s) sonra İmam Muhammed (cevvad) müminlere , onların kendilerinden daha evladır. İmam Muhammed (cevvad) (a.s) sonra imam Hasan (askeriy) (a.s) ; müminlere , onların kendilerinden daha evladır. İmam Hasan (askeriy) (a.s) sonra İmam Muhammed (mehdi) (a.s) müminlere , onların kendilerinden daha evladır. Sonuncu imam Muhammed Mehdi (a.s) kıyamet gününde kıyam edecektir. Allah-u Teala onun vesilesiyle yeryüzünü doğu ve batısını feth edecektir.Onlar hakkın imamları ve sıdkın (Peygamberin) dilleridirler.Onlara yardım edenler yardım görecek onları yalnız bırakanlar ise yardımcısız kalacaklardır.

İkinci musibet Hz.Fatıma’yı yıkan ikinci büyük musibet ise çocuğu olan Hz.Muhsin (a.s) düşürülmesidir. Hz.Ali ‘den (a.s) zorla biat almak isteğen 2. halife adamlarıyla beraber Hz.Ali’nin evine gelir.zorla kapıyı açmaya çalışırlar. kapının önüne ateş yakarlar. 2.halife yakını olan akrabasına Kapıyı zorla aç diye talimat verir. Sonra kapı arkasında olan Hz. Fatımayı (a.s) kapı ile duvar arasında sıkıştırır ve Hz. Muhsin’i düşürür. Böylelikle Ehli Beyt'e yapılan ilk katliam başlamış olur. Suçsuz bir yere bir müminin öldürmenin cezasıda cehennemdir diyor. Allah’ın kitabı kuranı kerimde.
üçüncü musibet; Kendisine babasından miras kalan fedek topraklarının 1.halife Ebubekir tarafından gasp edilmesi ; İsra suresi 26. Ayette:
'Akrabaya yoksula  yolda kalmışa hakkını ver' ayeti nazil olunca peygamber efendimiz kızı Hz. Fatmayı yanına çağırır ve fedek topraklarını ona hediye eder.Bu ayetin Hz.Fatıma(a.s) ve onun evlatları hakkında indiğine bütün alimler hem fikirdir.Peygamber yaşadığı müddetçe fedek Hz. Fatıma‘nın elindeydi.Kendisi kiraya veriyor.Kirasını üç taksitle alıyordu.Aldığı bu kiradan kendisine evlatlarına bir gece yetecek kadarını ayırıyor.Bir bölümünü Haşimoğullarının fakirlerine dağıtıyor , geri kalanını ise diğer yoksullar arasında bölüştürüyordu. Fedek toprakları Tarıma elverişli hurmalarla dolu bir bölge idi.Fedek toplam yedi köy büyüklüğünde ve dolayısıyla tasarrufu tamamen Peygamber efendimizdeydi. Ama 1. Halife onun elinden aldı. Bu Hz.Fatıma’yı çok etkiledi çünkü babadan verilen bu hak gaspedilmişti. Hz. Fatıma’nın şahit göstermesine rağmen şahitleri kabul etmedi.Usulen kanıt ve şahit getirme iddia sahibinde olmasına rağmen yani şahitleri 1.halife getirmesi gerektiğine rağmen . Hz.Fatıma (a.s) şahit olarak Hz.Ali’yi Hz.ümmü selemeyi ve hz. Hasan (a.s) ve Hz. Hüseyin’i (a.s) hatta Hz.Cebraili (a.s) şahit göstermesine rağmen kabul etmedi ve hakkını gasp etti.
1.Halife ve 2.halife peygamberin kızı Hz.Fatıma’yı yaptıklarından af dilemek için ve hasta olduğu için onu ziyaret etmek isterler.Hz.Fatıma’ya haber gönderirler ama peygamber kızı onları huzuruna kabul etmez.Hz.Fatıma’dan (a.s) Ziyaret izni alamadıklarından çareyi imam Ali ‘den izin almada bulurlar.ve ondan Hz.Fatıma’dan , onlara ziyaret için izin almasını isterler. Hz.Ali (a.s) Hz. Fatıma’nın yanına gelerek şöyle dedi ‘’Ey hür kadın ! Filan şahıslar kapının arkasındadırlar, sana selam vermek istiyorlar,bu konuda görüşün nedir? Hz.Fatıma(a.s) cevaben imam Ali’ye (A.s) şöyle buyurur :’’ Ev senin evindir, hürde senin eşindir. istediğini yapabilirsin. ’’ Hz.Ali (a.s) öyleyse çarşafını başına at dedİ.Hz Fatıma da çarşafını başına atıp yüzünü duvara döndü.Sonra o ikisi içeri girip selam verdikten sonra ; Bizden razı ol Allah’da senden razı olsun ey peygamberin kızı dediler.Hz Fatıma (a.s) sizi buraya getiren ve bu sözü Söylemenize sebep olan şey nedir? diye sordu. Onlar cevaben biz , kötü iş yaptığımızı itiraf ediyoruz , bizi affetmeni ümit ediyoruz dediler. Hz Fatıma (a.s) onların bu sözlerine karşılık şöyle buyurdular:’’Eğer sözünüzde sadıksanız, öyleyse sizden soracağım şey hakkında Bana görüşünüzü bildirin ; Ben sizinde bildiğinizi bildiğimden dolayı sizden bir mesele soracağım, eğer beni tasdik ederseniz buraya gelmenizde sadık olduğunuzu anlamış olurum.’’ O ikisi ‘’istediğin meseleyi sorabilirsin’’dediler.Bunun üzerine Hz.Fatıma (a.s) şöyle buyurdu:’’Allah aşkına acaba Resulüllah’ın şöyle buyurduğunu duymamışmısınız: “Fatıma bedenimin bir parçasıdır ; öyleyse Ona eziyet bana eziyet etmiştir.’’ O ikisi cevaben :evet Resullah bunu buyurmuştur.dediler.Onların bir sözü üzerine Hz.Fatıma (a.s) ellerini göğe kaldırarak şöyle dedi.’’ Allah’ım o ikisi Bana eziyet ettiler, Ben onları sana ve resulü’ne şikayet ediyorum .Hayır Allah’a and olsun ki babam Resulüllah ‘a kavuşana dek kesinlikle sizden razı olmayacağım ve sizin yaptığınızı ona bildireceğim; sizin hakkınızda hüküm veren o olacaktır! 
Sizler çıkardığınız fitnenin oluşturduğu panik biraz yatışıncaya ve kontrol edilebilir hale gelinceye kadar kısa bir süre beklediniz.Hemen ardından fitne ateşini harlandırdınız, alevlendirdiniz.Yoldan çıkaran şeytanın telkinlerine icabet etmeye başladınız.Aynı dine mensup iki kişi birbirlerine mirasçı olamazlar mı? demek istiyorsunuz? Acaba ben ve babam aynı dinin mensupları değimliyiz ? Siz Kur’an’ın özel nitelikli hükümlerini ve genel nitelikli hükümlerini ve genel nitelikli hükümlerini ve genel nitelikli hükümlerini Babamdan ve amcamın oğlundan daha mı iyi bileceksiniz? 
Ey Ebu Kuhafe’nin oğlu! Allah’ın Kitabı’nda sen babanın mirasını alabilirsin fakat ben alamam diye mi yazıyor? Süleyman Davud ‘a varis oldu. Katından bana bir veli ver ki bana varis olsun, Yakub hanedanına da mirasçı olsun. Yüce Allah adaletli taksimatı öngören açıklamaları yapmış mirasa ilişkin hükmünü yasalaştırmıştır. Bu mirasta erkeklerin ve kadınların pay almasını mubah kılmıştır. Hz.Fatıma (a.s)ayetlere dayanan miras konusundaki savunmasını böyle tamamlamıştır.
Buhari'nin kitabında söyle anlatılır:
1.halife ve 2.halife Hz.Fatıma’nın son günlerinde onu ziyaret edip helallik almak ister.Hz Fatıma (a.s) onları kabul etmez.
Araya Hz.Ali'yi koyarlar ve hz. Ali (a.s) vasıtası ile Hz.Fatıma’nın huzuruna gelirler, ama peygamber kızı onlara sırtını çevirir. Yüzünü duvara çevirir. Onlara der ki : Allah’a andolsunki her namazdan sonra sizlere beddua ediyorum. Allah‘ı ve meleklerini şahit tutuyorum ki ikiniz beni öfkelendirdiniz. Beni hoşnut etmediniz eğer peygamber-i Ekrem görecek olursam ikinizi de ona şikayet edeceğim.’’ Hz. Fatıma (a.s) Hz. Ali’yi (a.s) Şöyle vasiyet etmiştir: ’’Beni geceleyin kefenle ve gizli olarak toprağa ver kaburga kemiklerimi kıran ve çocuğumun düşmesine sebep olan ve malıma el koyan kimselerin cenazemin başında durmalarını istemem.Kabrimide bilmesinler. Hz.Ali (a.s) Hz.Fatıma (a.s)’ın vasiyeti üzerine kimseye haber etmeksizin ona geleceğin gizlice gusul verip kefenledi ve sadece Selman , Ebuzer , Mikdat gibi birkaç özel sahabenin iştikrakiyle gizlice defnetti.Kabrinin tanınmaması içinde defnedildiği yeri yerle bir etti ve kırk tane sembolik kabir yaptı.Hz. Ali (a.s) Hz. Fatıma’nın (a.s) vasiyetini yerine getirdi.ve onu geleceğin defnetti ne kadar kabrini aradılarsa da yerini bulamadılar .
Hz.Fatımaya (a.s) inen kuranı kerimdeki ayetlerin bazıları;
1) Kevser suresi
2) Duha suresi
3) Kadir suresi
Muaviye başa geçince Hz.Fatıma’dan gasb edilen fedek arazilerini üç kişi arasında taksim etti.
-Mervan
-Amr ibni Osman ibn Affan 
-Yezid (l.a) 
Bu elim musibetler hem peygamber kızını çok etkilemiş ve dünyadan erken göçmesine vesile olmuş hemde Müslümanlar arasında kıyamet gününe kadar gidecek bir fitne doğurmuş ve Müslümanları ayrıştırmıştır.. Ehl-i Beyt-i Resulü Ekremin manevi ve mirasi hakkı yenmiş oldu. Ama bu dava kıyamet günü tekrar açılacaktır. Hem şahit ve hakim olan Yüce ve celil Mevlanın huzurunda. Hakla batıl zalimle mazlum ayrılacaktır .zalimler cezalarını mazlumlar ise ödüllerini alacaklardır. Ey Mevlatım Fatıma (a.s) sizden kıyamet gününde şefaat diliyorum bu fakir kula ..Şefaat senden ye rasulullah.. Şefaat minki ye binti resulilleh…..vesselam.

Allah’ın rahmeti, salat ve selamı Hz.Muhammed (s.a.a.v) ve onun pak tertemiz Ehl-i Beyt-i olan Hz.Ali , Hz. Fatıma‘ya, Hz. Hasan, Hz.Hüseyin’e ve Onlardan sonra gelecek dokuz hak imama olsun. Yüce Allah’ın en fakir bir kulu olarak , yüce Allah’tan dilerim ki; Sonsuz rahmetini bizden esirgemesin. Bizi ondan korkan takvalı ve güzel amel işleyen salih kullarından eylesin ve kıyamet gününde bizleri Ehl-i Beyt-i sevenlerle beraber haşr etsin.Hamd ancak alemlerin Rabbi olan yüce ALLAH’a (c.c) mahsustur.

Yazan: Allah'ın kulunun oğlu Allah’ın kulu Muhsin bin Selim bin Hüsamiddin bin Davud harbiye (muhsineskiocak@hotmail.com) 14 şubat 2018 Çarşamba günü