S. 1- Hz. Ali (a.s)’ın meşhur lakabı nedir?
C. 1- “Emir'ul- Müminin.”
S. 2- Hz. Ali (a.s)’ın künyesi nedir?
C. 2- “Ebu'l Hasan.”
S. 3- Hz. Ali (a.s)’ın anne ve babasının adı
nedir?
C. 3- Babasının adı Ebu Talib, annesinin adı
ise Esed kızı Fatıma'dır.
S. 4- Hz. Ali (a.s) ne zaman ve nerede doğdu?
C. 4- Hz. Ali (a.s), Resulullah (s.a.a)'in
bisetinden on yıl önce Recep ayının on üçüncü günü Ka'be'nin içerisinde dünyaya
geldi.
S. 5- Hz. Ali (a.s)’ın mübarek ismini kim
seçti?
C. 5- Hz. Ali (a.s)’ın annesi Esed kızı Fatıma
şöyle buyuruyor: Ka'be'den çıkmak isteğimde bir hatif (melek) şöyle dedi: “Ey
Fatıma! Bu bebeğin ismini Ali koy. Çünkü Aliyy'ul- A'la (yücelerin yücesi) olan
Allah Teala buyuruyor ki; “Ben onun ismini kendi ismimden aldım, edebimle onu
edeplendirdim, en derin bilgimi ona öğrettim. O putları benim evimde (Ka'be'de)
kıracaktır, evimin üzerinde ezan okuyacaktır, beni takdis ve temcit edecektir
(büyültüp ululayacaktır); onu sevene ve onun emrine uyana ne mutlu; ona karşı
düşmanlık yapan ve onun emrinden çıkana ise yazıklar olsun” [1]
S. 6- Hz. Ali’ye neden “Emir’ul- Muminin”
diyorlar?
C. 6- Bu konuda bazıları şöyle demişlerdir:
a)
Hz. Ali (a.s), karşısına çıkana galip olduğundan dolayı bu lâkap ona
verilmiştir.
b)
Hz. Ali (a.s)’ın cennetteki Peygamberlerin makamına ulaşan yüce makamından
dolayı, bu lâkap ona verilmiştir.
c)
Ka'be'nin putlarını yok ettiğinde, Hz. Peygamber'in omzuna çıkıp onları
kırdığından dolayı bu lâkap ona verilmiştir.
d)
Hz. Peygamber'den sonra, ilim ve bilgi açısından herkesten yüksekte olduğundan
dolayı bu makam ona verilmiştir.
S. 7- Neden Hz. Ali (a.s)’ın ismi Kur’ân'da
açıkça zikredilmemiştir?
C. 7- Bir kaç nedenlerden dolayı Hz. Ali (a.s)’ın ismi Kur’ân'da açıkça
zikredilmemiştir:
a)
Hz. Ali (a.s)’ın velayet meselesi, bir imtihan vesilesidir, insanlar o
vesileyle imtihan ediliyorlar. Bu sözün delili, Ankebut suresinin evvelindeki
şu ayettir: “İnsanlar, (yalnızca) iman ettik diyerek sınanmadan bırakılıvereceklerini
mi sandılar?”[2] Şia ve Ehl-i Sünnet alim ve müfessirlerinin nakline göre bu
ayetten maksat, Müslümanların Hz. Ali (a.s)’ın velayetiyle sınanmasıdır.
b)
Hz. Ali (a.s)’ın ismi Kur’ân'da açıkça geçseydi de yine insanlar makam ve dünya
sevgisinden dolayı ona muhalefet edeceklerdi. Nitekim Kur’ân'ın bazı ayetine
muhalefet etmişlerdir.
c)
Kur’ân'ın hükümleri geneldir, detayı Peygamber-i Ekrem vesilesiyle
açıklanmıştır. Bir kaç ayette velayet ve imametten de söz edilmiştir, Hz.
Peygamber (s.a.a) de onları halka açıklayıp iletmiştir.[3]
S. 8- Hz. Ali (a.s) kaç yaşında Hz. Hz. Peygamber (s.a.a)'e iman etti?
C. 8- On yaşında.
S. 9- İslam ve Resulullah (s.a.a)'i fedakarca savunan ilk Müslüman kimdi?
C. 9- Hz. Ali bin Ebi Talib (a.s) idi.
S. 10- Hz. Ali (a.s)’ın, Resulullah (s.a.a)'in vefatından sonra yaptığı ilk iş ne idi?
C. 10- Hz. Ali (a.s), Resulullah (s.a.a)'in vefatından sonra Kur’ân'ı toplamak, onu tanzim etmek, tenzil, te'vil, nasih ve mensubunu belirlemekle meşgul olmak idi.
S. 11- Hz. Ali'ye neden “Ebu Turab” diyorlar?
C. 11- Hz. Ali (a.s) genellikle toprağın üzerinde oturduklarından dolayı, “Ebu Turap” makamıyla meşhur olmuştur.[4]
S. 12- “Zahir” (Galip) kimin lakabıdır ve bu lakabı neden ona verilmiştir?
C. 12- “Zahir” destekçi, yardımcı, galip olan manalarına geliyor. Bunun Hz. Ali'ye lâkap olmasının sebebi şudur ki, Ebu Talib, Hz. Ali (a.s)’ın birisiyle güreştiğinde onu yıktığını ve ona galip olduğunu görünce; “Zahere Ali” yani Ali galip oldu diyordu, bu yüzden Hz. Aliye “Zahir” dediler.[5]
S. 13- Hz. Ali (a.s) sporlardan hangisini daha çok severdi?
C. 13- Güreş sporunu daha çok seviyordu.
S. 14- Hz. Ali (a.s) kaç yaşından itibaren güreş yapıyordu?
C. 14- On yaşından.
S. 15- Hz. Ali (a.s),”Eğer işlerde eşraf
sınıfını halkın diğer sınıflarına tercih etsen, işlerin ilerlemesi için daha
uygun olur” diyen bir grup dostlarına cevap olarak ne buyurdular?
C. 15- Şöyle buyurdular: “Dost toplamak için
elimin altındaki insanlara zulüm etmemi mi emrediyorsunuz? Allah'a an dolsun
ki, yaşadığım müddetçe bu işi yapmayacağım. Eğer bu mal kendi malım da olsaydı
onu eşit olarak bölecektim; oysa ki bu mal Allah'ın malıdır (onu eşit olarak
bölmek daha gereklidir).” [6]
S. 16- İslam'da ilk şükür secdesi yapan kimdir
ve bunu nerede yaptı?
C. 16- İslam'da ilk şükür secdesi yapan Hz. Ali'dir.
Hz. Peygamber'in yatağında yattığı o çok tehlikeli geceyi başarıyla sona
erdirip İlahi imtihandan başı dik olarak çıktığından dolayı şükür secdesi
yapmıştır.
S. 17- Cennete ilk girecek olan kimse kimdir,
niçin?
C. 17- Cennete ilk girecek olan Hz. Ali'dir.
Zira Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Ya Ali! Cennete ilk girecek olan
şahıs sensin.”
Hz.
Ali (a.s); “Hatta sizden de mi önce?” dediğinde Resulullah (s.a.a); “Evet;
çünkü sen dünyada benim sancaktarımdın, ahrette de sen benim sancaktarımsın;
sancaktar daima öndedir” buyurdular.[7]
S. 18- Beraat suresi ve Resulullah'ın bildirisi
nerede okundu ve bunları okuyan şahıs kimdi?
C. 18- Hz. Ali (a.s) bunları kurban bayramı
günü Mekke-i Muazzama'da okudu.
S. 19- Hz. Ali (a.s) neden cennet ve cehennemi
bölen olarak adlanmıştır?
C. 19- Hz. Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: “Çünkü
Hz. Ali (a.s)'ın sevgisi ve dostluğu imandır, ona buğz ve düşmanlık ise
küfürdür. Bundan dolayı O Hazretin gerçek dostları cennete, düşmanları ise
cehenneme gireceklerdir. O'na “Kasim’un- nari ve'l cenneti” (Cennet ve
cehennemi bölen) denilmesi, işte bu sebepten dolayıdır.” [8]
S. 20- İmamlarımız arasında açıkça göze çarpan
iki sünnet nedir?
C. 20- Bütün İmamlarımızın arasında açıkça göze
çarpan iki sünnet şunlardır:
a)
İbadet, Allah korkusu ve takva; Allah, kıyamet, cennet ve cehennemi görürcesine
Allah korkusundan ağlayıp titriyorlardı.
b)
Mahrum, muhtaç ve mustaz'aflarla dert ortağı olup mümkün olduğu kadar onlara
yardımda bulunuyorlardı.
S. 21- Hz. Ali (a.s)’ın muhalifleriyle Hz. Peygamber
(s.a.a)'in muhalifleri arasındaki farklılık ne idi?
C. 21- Hz. Peygamber'in muhalifleri tevhidin
esasını açıkça inkar eden bir grup kafir ve puta tapanlardı. Ama Hz. Ali
(a.s)’ın muhalifleri zahirde İslami sloganlar atan, ama gerçek amel ve
hedefleri İslam'ın zıddına olan bir takım Müslümanlardı.[9]
S. 22- Hz. Ali (a.s) kaç yıl hilafetten
uzaklaştı?
C. 22- Yirmi beş yıl.
S. 23- Hz. Ali (a.s)’ın hilafet dönemi kaç yıl
sürdü?
C. 23- Dört yıl dokuz ay; yani hicretin 36.
yılından 40. yılına kadar.
S. 24- Hz. Ali (a.s)’ın hükümetinin hedefleri
ne idi?
C. 24- Hz. Ali (a.s)’ın hükümetinin hedeflerini
iki kelimede özetlemek mümkündür: Her çeşit zulmü yok etmek ve yeryüzünde
adaleti hakim kılmak. Diğer bir ibareyle; Zalimlere karşı mücadele vermek ve
mazlumları savunmak.
S. 25- Hz. Ali (a.s)’ın hilafeti döneminde, kaç
dahili savaş baş gösterdi?
C. 25- Hz. Ali (a.s)’ın hilafeti döneminde, iç
savaş olan üç büyük savaş vuku buldu:
1)
Nakisin tarafından başlatılan Cemel savaşı.
2)
Kasitin tarafından başlatılan Sıffin savaşı.
3)
Marikin tarafından başlatılan Nehrevan savaşı.
S. 26- Hz. Resulullah (s.a.a)'in vefatından
sonra, kaç grup Hz. Ali'yle savaştı ve onlar kimlerdi?
C. 26- Hz. Hz. Peygamber (s.a.a), Hz. Ali'ye
şöyle buyurmuştu: “Benden sonra üç grupla savaşacaksın:
a)
Nakisin; yani ahitlerini bozanlar.
b)
Kasitin; yani isyan eden zalimler.
c)
Marikin; yani kanun ve şer'i olan hükümetin emrinden çıkıp onun aleyhine kıyam
eden asiler (Havariç).
S. 27- Hz. Ali (a.s)’ın zamanındaki iç savaşların asıl hedefleri ne idi?
C. 27- Bu ocaklar söndüren üç savaşın asıl hedefleri, çeşitli bahanelerle,
adalet esası üzerine kurulan adil hükümeti yıkmak ve istedikleri hükümeti başa
geçirmekti. Ama Hz. Ali (a.s) bütün düşmanların karşısında durup taviz vermedi
ve onların çirkin hedeflerine teslim olmadı.
S. 28- Sıffin savaşının çıkmasına sebep ne idi?
C. 28- Muaviye'nin, Emir’ul- Muminin Hz. Ali
(a.s) karşısındaki diktatörlüğü ve çeşitli şehirlere saldırıda bulunması, O
hazretin halkı Muaviye'nin aleyhine seferber etmesine sebep oldu. Bu karardan
sonra Sıffin savaşı vuku bulmuş oldu.
S. 29- Sıffin savaşı hangi tarihte başladı ve
ne kadar sürdü?
C. 29- Sıffin savaşı Hicretin 36. yılı Şevval
ayının beşinde başladı, doğurduğu neticelerle birlikte on sekiz ay sürdü.
S. 30- Cemel savaşı nerede başladı ve bu
savaşta muhaliflerin önderi kimdi?
C. 30- Cemel Savaşı Basra'da vuku buldu. Bu
savaşta Aişe bir deveye binip halkı Hz. Ali'ye karşı savaşmak için tahrik
ediyor ve muhaliflere önderlik yapıyordu.
S. 31- Havariç kimlerdi ve onların sloganları
ne idi?
C. 31- Havariç zahirde abid ve zahid görünen ve
alınları çok secdeden dolayı nasır bağlayan bir grup saf ve ahmak kimselerdi. Bu
ahmaklıklarından dolayı ne yaptıklarının farkında değillerdi. Onların
sloganları İslami idi; ama amelleri İslam'ın aleyhine idi. Hz. Ali onların
hakkında şöyle buyurmuştur: “Bunlar hakkı, batılın karanlığında arıyorlar.” Havaric'in
sloganı şu idi “La hukme illa lillah” (Hüküm ancak Allah'ındır). Bunlar Hz. Ali
(a.s) ve Muaviye'nin batıl üzere oldukları ve hükmün sadece Allah'a mahsus
olduğu inancında idiler. [10]
S. 32- Hz. Ali (a.s)’ın zırhının (savaş
elbisesinin), neden sadece ön kısmı vardı?
C. 32- Hz. Ali (a.s) bunun nedeni hakkında
şöyle buyurmuştur: “Ben kesinlikle düşmana sırt çevirmeyeceğimden dolayı zırhın
arka kısmının olmasına ihtiyacım yoktur.”
Osman
bin Huneyf'e yazdıkları mektupta da şöyle buyurmuştur: “Eğer bütün Arap
birbirlerine destek olarak benimle savaşmaya kalkışsalar, ben yine onlardan yüz
çevirmem.” [11]
S. 33- “Kaşif'ul- kerbi an vech-i Resulillah”
(Resulullah'ın yüzünden gamı gideren) kimin lakabı idi?
C. 33 Hz. Ali (a.s)’ın lakabıdır. Çünkü bütün
savaşlarda Hz. Ali (a.s), fedakar bir savaşçı idi, elini Zülfikar'a attığında
Müslümanların muzaffer olması kesindi. Düşmanlardan taraf Peygamber (s.a.a)'e
bir gam ve üzüntü ulaştığında ve düşman ordusu onu öldürmeye yeltendiklerinde,
Hz. Ali (a.s)’ın vücudu Hz. Peygamber (s.a.a)'in gam ve üzüntüsünün
giderilmesine sebep oluyordu. Bu sebepten dolayı Hz. Ali'ye “Kaşif'ul- kerbi an
vechi Resulullah (s.a.a)” diyorlardı.
S. 34- Hz. Ali (a.s) hangi savaşa katılmadı? Neden?
C. 34- Hz. Ali (a.s), Hz. Peygamber (s.a.a)'in emriyle Medine'de kalıp
“Tebuk” savaşına katılamadı. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) münafıkların, kendisinin
gıyabında yeni kurulan İslami hükümeti devirmek için fırsat peşinde olduklarını
çok iyi bildiğinden dolayı, Hz. Ali (a.s)’ın Medine'de kalmasını istedi. Bu
karar, komplocuları çok rahatsız etti. Çünkü Hz. Ali (a.s)’ın gözetimiyle artık
kendi planlarını uygulamaya muvaffak olamayacaklarını anlamış oldular.
S. 35- Leylet'ul Mebit nedir?
C. 35- “Leylet’ul- Mebit”, Hz. Peygamber'in
rahatlıkla Mekke'yi terk etmesi ve düşmanların planlarının etkisiz hale gelmesi
için Hz. Ali (a.s)’ın O hazretin yatağında yattığı geceye denir.
S. 36- Hz. Ali (a.s)’ın fedakarlığı hakkında
nazil olan ayet nedir ve bu ayet ne zaman ve nerede nazil olmuştur?
C. 36- Hz. Ali (a.s), Hz. Resulullah (s.a.a)'in canının kurtulması için O Hazrettin yatağında yattıktan sonra, onun bu fedakarlığı hakkında şu ayet nazil oldu: “İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'ın rızasını arayıp kazanmak amacıyla nefsini satın alır (Kendini Allah'a feda eder, nefsini O'nun rızası karşısında Allah'a satar). Allah, kullarına karşı şefkatli olandır.” [12]
S. 37- Sözleri, Kur’ân ve Resulullah'ın buyruklarından aşağı, fakat diğer insanların sözlerinden çok yukarı olan kitabın ismi ne idi ve bu kitap kime aittir?
C. 37- Bu kitap, Hz. Ali (a.s)’ın sözlerini içeren “Nehc’ul- Belağa” kitabıdır. Bu eseri okumakla Hz. Ali (a.s)’ın sadece savaş kahramanı olmadığı, konuşma ve bilgi sahasında da eşsiz bir yiğit olduğu anlaşılmış oluyor.[13]
S. 38- Hz. Ali (a.s)’ın “Nehc’ul- Beleğe” kitabını kim toplamış ve ne zaman toplamıştır?
C. 38- Hitabe ve şairlikte asrının eşsiz alimi olan merhum Seyyid Razi, Hicretin dördüncü yüz yılının yarılarında Hz. Ali (a.s)'ın bazı hutbe ve mektuplarını seçip bu mecmuaya “Nehc’ul- Beleğe” ismi vermiştir.
S. 39- Nehc’ul- Belağa kitabı nasıl kitaptır?
C. 39- Nehc’ul- Belağa kitabı, Hz. Ali (a.s)’ın hutbe, mektup, öğüt ve kısa sözlerini içeren bir kitaptır. Arap dili edebiyatının en fasih ve beliğ metnidir. Hz. Ali bu hutbe, mektup ve kısa sözlerde insanın dünya ve ahreti için gerekli olan her şeyi açıklamıştır.
S. 40- İmam, ne gibi sıfatlara sahip olmalıdır?
C. 40- İmam’ın sahip olması gereken bazı sıfatlar şunlardır:
1- Masum olmalı.
2- Sabırlı ve tahammüllü olmalı.
3- Adaletli olmalı.
4- Şecaatli olmalı.
5- Nefsani isteklerine hakim olmalı.
6- Geçmişi iyi ve güzel olmalı.
7- Allah'ın kitabına uygun hüküm vermeli.
8- Halka nispet onların baba ve analarından daha şefkatli olmalı.
9- Yüce tedbiriyle toplumu idare edip onları geliştirmeli.
10- Halkın ihtiyaç duyduğu bütün dilleri bilip konuşabilmeli.
11- Zahit olmalı.
12- Halkın dedikodusu onu etkilememeli.
13- Sade bir yaşantısı olmalı.
14- Öncü olmalı.
15- Tarih felsefesini bilmeli.
16- Şikayetlere yetişmeli.
17- İhlaslı olmalı.
18- İslam'ın Menfaatini korumak için gayret etmeli.
19- Hukukta eşitliği sağlamalı.
20- Dünya siyasetlerini bilmeli
S. 41- Hz. Ali (a.s)’ın kaç yüzüğü vardı ve onlara ne gibi sözler yazılmıştı?
C. 41- Dört yüzüğü vardı:
1- Firuze yüzüğünün üzerine şöyle yazılmıştı: “Allah-u Hakk'ul- Mubin.”
2- Demirden olan yüzüğünün kaşına da şöyle yazılmıştı: “El izzetu lillahi camian.”
3- Akikten olan yüzüğünün üzerine de şöyle yazılmıştı: “Maşaallahu, La kuvvete illa billahi, Esteğfirullah.”
Diğer bir yüzüğünün üzerine de şöyle yazılmıştı: “La ilahe illellah'ul melik'ul hakk'ul mubin.”
S. 42- Hz. Ali (a.s)’ın kölesinin ismi ne idi?
C. 42- “Kamber” idi.
S. 43- Hz. Ali (a.s) nerede ve kimin darbesiyle başı kana boyandı?
C. 43- Hz. Ali (a.s), hicretin 40. yılında Ramazan ayının 19. günü sabah namazı kılarken insanların en şakisi olan İbn-i Mulcem-i Muradi eliyle Kufe camisinde başı kanına boyandı.
S. 44- Hz. Ali (a.s) hasta yatağında evlatlarına ne gibi şeyleri tavsiye etti?
C. 44- Şöyle buyurdular:
“Daima takvayla süslenin, dünya peşine gitmeyin, elinizden çıkan şeye eseflenmeyin, hakkı söyleyin, zalimlerle savaşın, mazlumlara yardımcı olun.”
İki ciğer paresi olan İmam Hasan ve İmam Hüseyin’e de şöyle buyurdular.
“Zalimin düşmanı, mazlumun yaveri olun, adaletle davranın, katilime bir darbeden fazla vurmayın; çünkü o bana sadece bir darbe vurmuştur.”
S. 45- Hz. Ali (a.s) nerede ve ne zaman şahadete erişti?
C. 45 Hz. Ali (a.s) Ramazan ayının yirmi birinci gecesinde, 63 yaşında iken Kufe'de şahadete erişti.
S. 46- Hz. Ali (a.s)’ın katilinin ismi nedir?
C. 46- Abdurrahman bin Mulcem-i Muradi.
S. 47- Hz. Ali (a.s)’ın hayatı kaç döneme ayrılır?
C. 47- Dört döneme ayrılır:
1) Çocukluk dönemi.
2) Hz. Peygamber (s.a.a)'le birlikte olduğu dönem.
3) Hilafet sisteminden uzaklaştığı dönem.
4) Hilafet dönemi.
S. 48- Hz. Ali, kaç yıl Hz. Peygamberle birlikte idi?
C. 48- Yirmi üç yıl civarında.
S. 49- Masum İmamlar arasında hangi İmam “Adalet sembolü” olarak meşhurdur?
C. 49- Hz. Ali bin Ebi Talib (a.s).
S. 50- Vefat ettiğinde Resulullah (s.a.a)'in kendi gömleğini ona kefen yaptığı, cenazesine namaz kıldığı ve kabir azabından rahatlaması için de kabrine girdiği şahısın ismi nedir?
C. 50- Hz. Ali (a.s)’ın değerli annesi Esed kızı Fatıma'dır.
S. 51- “Adiyat” suresi kimin hakkında ve nerede nazil olmuştur?
C. 51- Bazı rivayetlere göre “Adiyat” suresi, hicretin 6. yılında vuku bulan “Zat’us- Selasil” savaşında Hz. Ali (a.s) muzaffer olduğu için nazil olmuştur.[14]
S. 52- Hz. Ali (a.s) hangi savaşta tanınmayacak bir şekilde şiddetle yaralandı?
C. 52- Uhud savaşında.
S. 53- Hz. Ali (a.s)’ın meşhur kılıcının ismi nedir?
C. 53- Zülfikar.
S. 54- Hz. Ali (a.s)’ın kılıcına neden “Zülfikar” diyorlar?
C. 54- İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sebebi şudur ki, o kılıcın ortasında omurga kemiklerine benzer bir çizgi vardı. Zülfikar; yani omurga sahibi. Zülfikar, Cebrail'in gökten getirdiği ve halkası gümüşten olan bir kılıçtı.”
S. 55- Zülfikar nerede ve kimin vasıtasıyla Hz. Ali'ye verildi?
C. 55- Uhud savaşında, Hz. Peygamber (s.a.a)'in vasıtasıyla Hz. Ali'ye verildi.
S. 56- “La feta illa Ali, la seyfe illa Zülfikar” (Ali gibi genç, Zülfikar gibi kılıç yoktur) sözü nerede söylendi ve bunu söyleyen şahıs kimdi?
C. 56- Uhud savaşında Hz. Ali (a.s) tüm gücüyle Hz. Peygamber’i savunarak düşmanı yere serdiğinde orada bulunanlar, gökten bir hatifin (Cebrail'in) şöyle dediğini duydular: “La feta illa Ali, la Seyfe illa Zülfikar.”
S. 57- Hangi savaşta Hz. Ali (a.s)’ın kılıcı kırıldı?
C. 57- Uhud savaşında.
S. 58- Cebrail ve Resulullah (s.a.a), Uhud savaşında Hz. Ali (a.s)’ın şahsiyeti hakkında ne söylediler?
C. 58- Uhud savaşında Cebrail Hz. Peygamber'e nazil olarak Hz. Ali (a.s)’ın fedakarlığı hakkında şöyle dedi: “Ey Muhammed! Kardeşlik ve fedakarlığın manası işte budur.” Hz. Peygamber (s.a.a); “Ali bendendir ben de Ali'denim” buyurdu. Cebrail de: “Ben de sizinleyim” dedi.
S. 59- Allah'ın dergahına yakın ve meleklerin en büyüğü olan Cebrail ne zaman ve nerede Hz. Peygamber ve Hz. Ali gibi olmayı arzu etti?
C. 59- Uhud savaşında.
S. 60- Hz. Peygamber (s.a.a), Hz. Ali (a.s)'ın imanı hakkında ne buyurmuştur?
C. 60- Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Eğer yer ve gökler, terazinin bir kefesinde, Ali’nin de imanı onun diğer kefesinde olursa, kesinlikle Ali’nin imanı ağır basar.”
S. 61- İslami irfanın temelini atan ilk şahıs kimdir?
C. 61- Hz. Ali (a.s)'dır. Çünkü Hz. Ali (a.s) Uveys-i Karani, Kumeyl bin Ziyad ve Meysem-i Temmar gibi zahid ve irfan ehli şahsiyetleri eğitmiştir.
S. 62- Nahiv ilminin kaideleri kimin emriyle ilk defa tanzim edildi?
C. 62- Hz. Ali (a.s)'ın emriyle.
S. 63- Farz iş nedir ve ondan daha farz olan nedir?
C. 63- Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Günahlardan tövbe etmek farzdır, ama günahları terk etmek daha farzdır.”
S. 64- Şaşırılacak şey nedir ve ondan daha şaşırılacak olan nedir?
C. 64- Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Günlerin dolaşmasında çok şaşırılacak şeyler vardır, ama halkın günlerin dolaşmasındaki gafleti onlardan daha şaşırtıcıdır.”
S. 65- Zor şey nedir ve ondan daha zor olan nedir?
C. 65- Yine Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Musibetler karşısında sabretmek zordur, ama sabretmenin mükafatını kaybetmek daha zordur.”
S. 66- Yakın şey nedir ve ondan daha yakın olan nedir?
C. 66-Yine Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ümit edilen her şey yakındır, ama onlardan daha yakın olan ölümdür.” [15]
S. 67- Hz. Ali (a.s)’ın kaç eşi ve çocuğu vardı?
C. 67- Hz. Ali (a.s)’ın hanımı ve çocukları hakkında tarih ve rivayetler muhteliftir. Ama şeyh Mufid (r.a)'in “İrşad” kitabında dediğine göre; Hz. Ali (a.s)’ın hayatı döneminde (hür ve cariye olarak) yediden çok hanımı varmış, bu hanımlardan; on biri erkek ve on beşi kız olmak üzere yirmi altı çocuğu olmuştur.
S. 68- Hz. Ali (a.s)’ın yakın ashabı kimlerdi?
C. 68- Hz. Ali (a.s)’ın sevgisi ve itaati yolunda canlarından geçmeye hazır olan fedakar ve çok yakın ashabından bazıları şunlardır:
1- Malik Eşter-i Nehai.
2- Üveys-i Kareni.
3- Muhammed bir Ebubekr.
4- Hz. Ali (a.s)’ınözel kölesi olan Kanber.
5- Sehl bin Huneyf.
6- Meysem-i Temmar.
7- Kumeyl bin Ziyad.
8- Abdullah bin Abbas.
9- Reşid-i Hicri.
10- Sa'saa bin Savhan.
11- Ammar bin Yasır.
12- Hucr bir Adi.
13- Kays bin Sa'd.
14- Adiy bin Hatem.
15- Zeyd bin Savhan.[16]
S. 69- Hz. Ali (a.s)’ın imamet suresi kaç yıldı?
C. 69- Otuz yıl idi.
S. 70- “Şia” sözcüğünün manası nedir ve Resulullah'ın vefatından sonra kimlere Şii denildi?
C. 70- Şia, yani takipçi, taraftar, uyan...demektir. Hz. Ali (a.s)’ın, Hz. Peygamber'den sonra O’nun halifesi olduğuna inananlara Şia denir.
S. 71- Acaba Kur’ân'da Şia kelimesi geçmiş midir, geçmişse hangi surede geçmiştir? Bir örnek zikrediniz.
C. 71- Kur’ân'ın bir kaç yerinde “Şia” kelimesi geçmiştir. Örneğin: Allah Teala Saffat suresinin 83. ayetinde şöyle buyuruyor: “Ve inne min şiatihi le İbrahim” (İbrahim de onun -Nuh'un- şialarındandı).
S. 72- Şiiler ne zamandan itibaren ve nasıl teşekkül buldular?
C. 72- Resulullah (s.a.a)'in vefatından sonra, Hz. Ali'nin Hz. Peygamber tarafından hilafet makamına atandığına inanan ve onu bu makama herkesten daha layık gören Peygamber'in bir grup vefalı ashabı, bu inanç üzere baki kaldı ve böylece Şiiler yavaş-yavaş teşekkül bulmuş oldular.
S. 73-Acaba hadislerde On İki imama değinilmiş midir?
C. 73- Evet hadislerde on iki İmama değinilmiştir: Örnek olarak iki rivayete işaret ediyoruz:
1- Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Benim halifelerim on iki kişidir.”
2- Bir gün Resulullah (s.a.a) İmam Hüseyin’e bakarak şöyle buyurdular: “Bu İmamdır, İmam'ın oğludur, İmam'ın kardeşidir ve dokuz İmamın babasıdır.”
S. 74- Hz. Adem'in ilmine, Hz. Nuh'un takvasına, Hz. İbrahim'in sabrına, Hz. Musa'nın azametine ve Hz. İsa'nın ibadetine bakmak isteyen, kime bakmalıdır?
C. 74- Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Adem (a.s)'ın ilmine, Nuh (a.s)'ın takvasına, İbrahim (a.s)'ın sabrına, Musa (a.s)'ın azametine ve İsa (a.s)'ın ibadetine bakmak isteyen, Ali bin Ebi Talib'e baksın.”
S. 75- Hz. Ali (a.s)’ın kabri kaç yıl gizli kaldı?
C. 75- Yüz otuz yıl gizli kaldı.
S. 76- Hz. Ali (a.s)’ın kabri ne zaman ve nasıl aşikar oldu?
C. 76- Harun Raşid'in hilafeti döneminde bir hadise Hz. Ali (a.s)’ın kabrinin bulunmasına sebep oldu. Hadise şöyledir: Bir gün Harun Raşid ve arkadaşları av avlanmak için Kufe'nin çöllerine gidiyorlar, bir kaç ceylanın orada bulunan bir tepeye sığındığını ve av köpeklerinin ise geri döndüklerini görüyorlar. Harun Raşid, Abdullah ismindeki bir şahısa şöyle diyor: “Acele et o tepeyi araştır, galiba orası kutsal bir yerdir.” Orayı araştırdıkları sırada Beni Esed kabilesinden olan yaşlı bir kişiyle karşılaşıyorlar. Harun Raşid’in yanına getirdiklerinde şöyle diyor:
“Babam babasından, Hz. Ali (a.s)’ın kabrinin o tepede olduğunu nakletmiştir; Allah Teala orayı emniyetli bir harem kılmıştır.”
Harun bunu duyunca su isteyip abdest alıyor, o tepenin yanına gidip orada namaz kılıyor, kendisini o toprağın üzerine atarak ağlıyor. Böylece Hz. Ali (a.s)’ın kabri 130 yıl gizli kaldıktan sonra bulunmuş oluyor.[17]
S. 77- Neden Hz. Ali (a.s)’ın kabri bir müddet gizli kaldı?
C. 77- Bunun sebebi, O Hazretin çok kinli düşmanlarının olmasından dolayıdır; özellikle Beni Ümeyye ve Havariç O Hazrete çok katı düşman idiler, eğer O’nun kabrinin nerede olduğunu bilmiş olsalardı, kabri yarıp O Hazretin naşına saygısızlık yapmış olabilirlerdi.[18]
S. 78- Hz. Ali (a.s)’ın kabri nerededir?
C. 78- Necef-i Eşref'tedir.
[4] - Aslında bu lakabı Hz. Peygamber ona vermiştir. Hz. Ali savaşlardan
birinden döndüğünde yorgunluğundan dolayı toprağın üzerinde uyudu. Gelip bu
durumu gören Resulullah (s.a.a) iltifat olsun diye, "Kum ya eba
Turab" (kalk ey toprağın babası) buyurdular. Bundan dolayı bu lâkapla meşhur oldu.
[10] - Ali Kist?, s.
195; Fazlullah-i Kompani.