%@ Language=VBScript %>
Gadir
Sayfası
Hadisler’e Geri Dön
KONULARA GÖRE HADİSLER
Rahman ve
Rahim olan Allah'ın Adıyla...
* * *
* * * 4-İmam Seccad (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Hamd Allah'a mahsustur; Allah'a özgü sayısız hamd O'na
mahsustur. Nefsimin şerrinden ona sığınırım. Şüphesiz ki Allah'ın rahmet
ettiği dışında bütün nefisler kötülüğü emreder. * * * 5-Emir'el-Mü'minin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Eğer Allah'ın azametini derk edecek
olursan, bütün yaratıklar gözünde küçülür/değersiz hale gelir." * * * 6-İmam Sadık (a.s)şöyle
buyurmuştur: "Kalp Allah'ın haremidir, Allah'ın hareminde Allah'tan
başkasında yer vermeyin." * * * 7-İmam Sadık (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok
zikredenlerdir." * * * 8-İmam Bakır (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Allah'a and olsun ki Allah kullarından sadece şu iki
hasleti irade etmiştir: Nimetlerini ikrar etmeyi ki böylece onlara
nimetlerini arttırır ve günahlarını itiraf etmeyi ki bu vesileyle de onların
günahlarını affeder." * * * 9-İmam Hüseyin (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki zikri yüce olan Allah kullarını
kendisini tanısınlar diye yaratmıştır, kulları O'nu tanıyınca, ona ibadet
ederler ve ona ibadet edince de O'ndan gayrisine ibadetten
müstağni/ihtiyaçsız olurlar." * * *
* * * 12-İmam Sadık (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Sizden birinin kapısından bir nehir geçse ve her gün beş
defa o nehirde yıkansa, bedeninde hiçbir pislik kalır mı? Şüphesiz ki namazın
misali işte bu temizleyen nehir misalidir. Namaz, kendisini imandan çıkaran
günahlar dışında namazı kılan insanın tüm günahlarına kefarettir. * * * 13-Nebi (s.a.v) şöyle
buyurmuştur: "Farz namaz Allah katında bin hac ve bin makbul/iyi umreye
denktir." * * * 14-Nebi (s.a.v) şöyle
buyurmuştur: "Namazlarınızı zayi etmeyiniz. Şüphesiz ki namazını zayi
edenler Karun ve Haman ile haşr olur. Allah da onu münafıklar ile birlikte
bir hak olarak ateşe atar." * * * 15-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Namazı kılarken, son namazını kılan kimse gibi
ol." (Tam bir kalp huzuruyla namaz kıl; idam hükmünün infazından önce
namaz kılan kimse gibi ol.) * * * 16-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Eğer namaz kılan kimse
kendisini çepe-çevre saran ilahi rahmetten haberdar olsaydı, asla başını
secdeden kaldırmazdı." * * * 17-İmam Bakır (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Kulun hesaba çekildiği ilk şey namazdır. Namazı * * * 18-İmam Sadık (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Namazı hafife alanlar şüphesiz ki asla şefaatimize nail
olamazlar." * * *
* * * 20-Emir'el-Mü'minin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Namaz her takvalı insanın Allah'a
yakınlaşma vesilesidir, hac her zayıf insanın cihadıdır (zira hac eşinden ve
çocuklarından uzak kalmak, soğukluk, sıcaklık ve korku gibi bir takım
meşakkatlere katlanmak demektir) Her şeyin bir zekatı vardır, bedenin zekatı
ise oruçtur, kadının cihadı ise eşi ile iyi geçinmesi ve ona itaat etmesidir."
* * * 21-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Her gece ölüm meleği şöyle nida eder: "Ey kabir
sakinleri, bugün ahiretin durumunu gördüğünüz halde kime imreniyorsunuz" * * *
* * * 23-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Namazlara dikkat edin, şüphesiz Allah tebarek
ve teala kıyamet günü kul getirilince kendisine ilk önce namazı sorar. * * * 24-Ebu Basir şöyle diyor:
(İmam Sadık (a.s)'ın şahadeti için baş sağlığı dilemek üzere) Ümmü Hamide'nin
(Musa b. Cafer (a.s)'ın annesinin) huzuruna vardım. Ümmü Hamide ağladı, ben
de ardından ağlamaya başladım, daha sonra şöyle dedi: "Ey Eba Muhammed,
Eba Abdillah (a.s)'ı (İmam Sadık'ı) ölüm anında görmüş olsaydın, ilginç bir
şey görmüş olurdun. İmam Sadık (a.s) gözlerini açtı ve, "Aramızda
akrabalık olan herkesi toplayın." dedi. Ümmü Hamide daha sonra şöyle
dedi: "Bunun üzerine biz de ilgili herkesi oraya topladık. İmam (a.s)
oradakilere baktı, sonra şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki namazı hafife
alanlar şefaatimize nail olamaz." * * * 25-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Haram yiyecek ile birlikte olan ibadet, çakıl
taşları üzerinde yapılmış (hiç sağlam olmayan) binaya benzer." * * * Teheccüd Namazı * * * 27-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Geceleyin fazla uyuyan gündüz elde
edemeyeceği bir ameli (yani gece namazını) elden kaçırır." 28-İmam Sadık (a.s) şöyle
buyuruyor: "Allah-u Teala Hz. Musa (a.s)'a şöyle hitap etti: "Ey
İmranoğlu! Gece boyu benden gaflet edip uyudukları halde beni sevdiğini iddia
edenler yalan söylüyor. (Dost, dostla konuşmaktan lezzet almaz mı?" * * * 29-İmam Sadık(a.s) şöyle
buyurmaktadır: "Gece namazını asla terk etme! Gerçek zarara uğramış
kimse, gece namazından mahrum kalan kimsedir. * * * 30-Ebi Abdillah (İmam
Sadık-a.s-), şöyle buyurmaktadır: "Resulullah (s.a.v) Cebrail'e "bana
öğüt ver" diye buyurdu. Bunun üzerine Cebrail şöyle dedi: "Ey
Muhammed istediğin kadar yaşa, ama şüphesiz ki sonunda öleceksin. İstediğin
kadar sev, şüphesiz ki sonunda ayrılacaksın. İstediğin şeyi yap şüphesiz ki
sonunda onu (karşılığını) göreceksin. Müminin şerefi gece namazıdır. İzzeti
ise insanların ırz ve yüz suyundan sarf-ı nazar etmesidir." * * * 31-İmam Sadık (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Şu üç şey müminin dünya ve ahirette ziyneti ve övünç
kaynağıdır: Gecenin sonunda kıldığı teheccüd namazı, insanların elinde olan
şeylere ümit bağlamaması ve Al-i Muhammed'den (Ehl-i Beyt'ten) olan imamın
velayet sevgisi." * * *
Konular 33-İmam Sadık (a.s) şöyle
buyurmuştur: Babam bana babasından şöyle buyurduğunu nakletti: Kufe ehlinden
bir adam, babam Hz. Hüseyin bin Ali (a.s)'a şöyle yazdı: "Ey efendim,
bana dünya ve ahiret hayrını/iyiliğini haber ver." Bunun üzerine babam
(a.s) şöyle yazdı: "Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla, şüphesiz ki
her kim Allah'ın rızasını insanların gazabından üstün tutarsa, Allah da
insanlarla ilişkilerinde kendisine kifayet eder/yeter. Her kim de insanların
rızayetini Allah'ın gazabına tercih ederse, Allah da onu insanlara havale
eder... ve's-Selam" * * * 37-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "İnsanların cennete girmesine en çok sebep olan şey,
Allah'dan sakınması ve güzel ahlaklı olmasıdır." * * * 38-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Bir işi yapmaya himmet edersen önce akıbetini düşün.
* * * 39-İmam Sadık (a.s)'a
takvanın anlamı sorulunca şöyle buyurmuştur: "(Takva Allah'ın) seni,
emrettiği işlerde kaybetmemesi ve nehy ettiği işlerde ise görmemesidir."
(Yani, Allah'ın emrettiğini yapmak, nehy ettiğinden sakınmaktır.) * * * 40-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Kavminden (yakınlarından) salih bir insandan
utandığın gibi Allah'tan utan." * * * 41-Emir'el Müminin Ali
(a.s) şöyle buyurmuştur: "Gözlerini önüne dikmek (kapamak)
şehvetlerden/günahlardan en güzel koruyucudur." * * * 42-Emir'el Müminin İmam
Ali (a.s), İbn-i Mülcem (Allah ona lanet etsin) tarafından kılıçla
yaralanınca oğlu Hasan ve Hüseyin (a.s)'a şöyle buyurdu: "Size Allah'tan
korkmanızı ve her ne kadar dünya sizi istese de dünyayı istememenizi, dünya
sizden bir şey aldığında buna üzülmemenizi, hak üzere konuşmanızı, (ahirette
alacağınız) mükafat için amel etmenizi, zalime düşman ve mazluma ise yardımcı
olmanızı tavsiye ediyorum." * * * 43-Emir'el Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ey oğlum sizlere Allah'tan sakınmanızı,
emrini gerekli görmenizi, zikriyle kalbinizi abad/bayındır kılmanızı
(muhabbet ve aşk ocağı olan kalp ilahi aşk nuruyla daha iyi nurlanır ve
Allah'tan gayrisine teveccüh etmez.) ve ipine sarılmanızı vasiyet ediyorum. * * * 44-Ebi Usame şöyle diyor:
"Eba Abdillah (a.s)'ın (İmam Sadık'ın) şöyle buyurduğunu işittim:
"Allah'tan kork, ver'a /takva sahibi ol, ibadetlerde gayretli davran,
doğru konuş emanete riayet et, güzel ahlaklı ol ve komşularına iyi davran.
İnsanları kendinize, dillerinizden gayrisiyle (amellerinizle) davet edin.
Bize süs olun, bize utanç kaynağı olmayın, rüku ve secdeleriniz uzun olsun,
şüphesiz ki sizden birinin rüku ve secdeleri uzarsa şeytan arkalarından şöyle
feryat eder: "Eyvahlar olsun bana; bu itaat etti, ben ise isyan ettim, o
secde etti, ben ise secde etmekten sakındım." * * * 45-İmam Bakır (a.s)
Ali bin Hüseyin (a.s)'ın kitabından naklen şöyle buyurmuştur: "Uyanık
olun, şüphesiz ki Allah'ın dostlarına korku yoktur ve onlar asla üzülmezler,
(Allah'ın dostluğu ise) Allah'ın farz kıldığı şeyleri eda etmek, Resulullah
(s.a.v)'in sünnetine sarılmak, Allah'ın haramlarından kaçınmak, dünyanın
güzelliklerinden uzak durmak, Allah nezdinde olanlara rağbet etmek, Allah'ın
temiz rızıklarını sadece Allah için elde etmek, bu mallarla başkalarına karşı
övünmemek ve elde ettiği malları Allah'ın farz kıldığı yerlerde infak etmekle
mümkündür. Allah bu dostlarının elde ettiklerine hayır ve bereket vermiş,
ahiretleri için önceden gönderdikleri (ibadet ve infakları) sebebiyle mükafat
taktir etmiştir." * * * 46-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki insanlar Hz. Adem (a.s)'dan günümüze bir
tarağın dişleri gibi eşittir. Arabın, Arap olmayana ve kızılın siyaha takva
dışında bir üstünlüğü yoktur." * * * 47-İmam Sadık (a.s) şöyle
buyurmuştur: Takva ile birlikte olan az amel, takvasız olan çok amelden daha
hayırlıdır. 48-İmam Sadık (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Allah'a yapılan bütün dualar Muhammed ve Al-i Muhammed'e
salavat gönderilmedikçe göklere örtülüdür/yükselmez." * * * 49-İmam Sadık (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Mümin insan (ahirette dünyadaki çektiği sıkıntılar
karşılığında) kendisine verilen güzel mükafatları görünce dünyadaki hiç bir
duasının müstecab olmamasını temenni eder." (Zira duası müstecab
olunca o belalardan kurtulmuş, dolayısıyla da sıkıntılara katlanma sevabından
mahrum kalmıştır.) * * * * * * * * * 52-Emir'el Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şu beş vakitte dua etmeyi ganimet bilin:
Kur'an okunurken, ezan okunurken, yağmur yağarken, şahadet için düşmanla
karşılaşırken ve mazlum insan dua ederken. Zira arş ile mazlumun duası
arasında hiçbir perde yoktur. * * * 53-İmam Hüseyin (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Allahım sen çağrılanların en yakınısın, icabet
edenlerin en hızlısısın, affedenlerin en kerimisin, ihsan edenlerin en
genişisin, istenilenlerin en çok duyanısın, ey dünya ve ahiretin rahman ve
rahimi." * * * 54-Emir'el Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kendisine dört şey verilen, dört şeyden
mahrum olmaz: Kendisine dua verilen, icabetten mahrum; kendisine tövbe
verilen, kabulden mahrum olmaz; kendisine istiğfar verilen mağfiretten mahrum
olmaz ve kendisine şükür verilen, (nimetlerinin) artışından mahrum olmaz."
* * * 55-Ebi Abdillah, (İmam
Sadık) -a.s- Şiilere yazdığı uzun bir mektubunda şöyle buyurmuştur:
"Allah kıyamet günü Müminlerin duasını da onların iyi işlerinden sayar
ve bu bahaneyle cennette kendilerine daha üstün bir mükafat verir." * * * 56-İmam Sadık (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Hastalarınızı sadaka ile tedavi edin ve bela kapılarını
dua ile kendinizden uzaklaştırın." * * * 57-İmam Sadık (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Allah'tan hacetini ısrarla dile; çünkü Allah mümin
kullarından ısrarla dilekte bulunanları sever."
60-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Ümmetim arasında Ehl-i Beyt'imin misali, Nuh'un
gemisi misalidir. Ona binen kurtulur, ondan yüz çeviren ise helak olur."
* * * 61-İmam Bakır (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Şüphesiz ki biz Ehl-i Beyt'in sözleri kalpleri ihya
eder." * * * 62-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Meclislerinizi Ali bin Ebi Talib'in zikriyle
süslendirin."
63-İkmal'ud-Din'de
Cabir'ul-Cufi'den nakledilen bir rivayette, Cabir bin Abdullah-i Ensari şöyle
diyor "Allah azze ve
* * * 65-İmam Hüseyin (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Canıma and olsun ki İmam sadece Allah'ın hükmüne
göre hüküm veren, adaleti uygulayan, ilahi hak dine inanan ve Allah yolunda
ve ilahi hudutlarda nefsini dizginleyen kimsedir."
* * * * * * 68-İmam Muhammed Bakır
(a.s) şöyle buyurmuştur: "İnsanları Allah azze ve celle'ye yaklaştıran
en üstün şey Allah'a itaat, resule itaat ve emir sahiplerine itaattir."
(Daha sonra İmam Bakır (a.s) şöyle buyurdu:) "Bizim sevgimiz iman ve
bize buğz etmek ise küfürdür." * * * 69-İmam Sadık (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Her ibadetin üstünde bir ibadet vardır, biz Ehl-i Beyt'in
sevgisi ise ibadetlerin en üstünüdür." * * *
* * * 71-İmam Sadık (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Değiştirmeye gücü yetmediği halde Allah'a isyan edilen bir
toplantıya katılması mümine yakışmaz." * * * 72-İmam Sadık (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Sözü doğru olanın ameli temiz olur, niyeti iyi olanın
Allah rızkını arttırır. Ehline iyi davrananın Allah ömrünü uzatır." * * * 73-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Adamın birisi Resulullah (s.a.v)'in yanına
gelerek şöyle dedi: "Bana, (yaptığım takdirde) Allah ve kullarının beni
seveceği, Allah'ın malımı çoğaltacağı, bedenimi salim/sağlıklı kılacağı,
ömrümü uzatacağı ve beni seninle haşr edeceği bir ameli öğret." Bunun
üzerine Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: "Bu dediğin amelin altı hasleti
vardır ki bu altı haslet de diğer altı haslete muhtaçtır: Allah'ın seni
sevmesini istiyorsan ondan kork ve sakın, insanların seni sevmesini
istiyorsan, onlara iyilik et ve ellerinde olan şeyleri kendilerine ver.
(onlardan alma) Allah'ın malını çoğaltmasını istiyorsan zekat ver, Allah'ın
bedenini sağlıklı istiyorsan çok sadaka ver, Allah'ın ömrünü uzatmasını
istiyorsan, sıla-i rahimde bulun. Allah'ın seni benimle haşr etmesini
istiyorsan Vahid ve Kahhar olan Allah karşısında uzun secdelerde bulun."
* * * 74-Haris b. ed-Dilhas,
İmam Rıza (a.s)'ın şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Mümin şu üç sıfata
sahip olmadıkça asla mümin olamaz: Rabbinden bir sünnet Peygamberinden bir
sünnet ve velisinden/imamından bir sünnet üzere... Rabbinden bir sünneti,
Allah'ın sırlarını gizlemesidir. Nitekim Allah-u Teala şöyle buyurmuştur:
"Görülmeyeni bilen Allah, görülmeyene kimseyi muttali kılmaz. Ancak
peygamberlerden, bildirmek istediği bunun dışındadır"
Peygamberinden bir sünneti insanlarla iyi geçinmektir. Şüphesiz Allah azze ve
* * * 75-İmam Cevad (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Mümin insan şu üç haslete muhtaçtır: Allah'tan bir
tevfik/başarı, kendinden bir vaazcı/öğütçü ve kendisine nasihat edenlerin
nasihatını * * * 76-İmam Ali b. Hüseyin'e,
nasıl sabahladın, Ey İbn-i Resulillah?" diye sorulunca şöyle buyurdu:
"Benden şu yedi sıfat taleb edilir bir halde sabahladım: Allah-u Teala
benden farzları taleb etti, Peygamber (s.a.v) sünnetini taleb etti, ailem
rızık ve yiyecek taleb etti, nefsim şehveti taleb etti, şeytan günahları
taleb etti, amellerin koruyucusu olan iki melek amelin doğruluğu taleb etti,
ölüm meleği ruhu taleb etti, kabir bedenimi taleb etti ve ben, benden
istenilen bu yedi sıfat arasında kalmış bir halde sabahladım. * * * 77-İmam Sadık (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Şüphesiz ki her şey müminden korkar, zira mümin Allah'ın
dininde aziz ve güçlüdür, aynı zamanda mümin hiç bir şeyden korkmaz. Bu her
müminin göstergesidir." * * *
78-Cabir, Ebi Cafer
(a.s)'ın (İmam Bakır (a.s)'ın) kendisine şöyle buyurduğunu nakletmektedir:
"Ey Cabir, Şii olduğunu söylemek için sadece biz Ehl-i Beyt'e sevgisi
olduğunu söylemek yeterli midir? Allah'a yemin olsun ki Şiilerimiz sadece
Allah'tan korkanlar ve Allah'a itaat edenlerdir. Ey Cabir, şüphesiz ki onlar
(Şiilerimiz) sadece tevazu, huşu, emanetdarlık, Allah'ı çok zikretmek, oruç
tutmak, namaz kılmak, anne babasına iyilikte bulunmak; fakir komşularına,
miskinlere, borçlulara ve yetimlere yardımcı olmak, doğru konuşmak, Kur'an
okumak, insanlar hakkında hayırlı şeyler konuşma dışında diline sahip olma ve
bütün işlerde yakınlarının emini olmakla tanınırlar..." * * * 79-Süleyman bin. Mehran
şöyle diyor: "Hz. İmam Sadık (a.s)'ın huzuruna vardığımda yanında
bulunan bir grup Şiiye şöyle dediğini işittim: "Ey Şiiler, bizim
ziynetimiz olun, utanç kaynağımız olmayın. Halka iyi şeyler söyleyin,
dillerinizi koruyun, fazla konuşmaktan ve kötü söz söylemekten alı-koyun * * * 80-Abdullah bin. Bukeyr,
Ebi Abdillah (İmam Sadık) (a.s)'ın şöyle buyurduğunu naklediyor: "Biz
şüphesiz ki akıllı, anlayışlı, fakih, halim, halkı idare * * * 81-İmam Bakır (a.s) şöyle
buyuruyor: "Her kim Allah'ın emrine itaat ederse bizim velimiz ve
dostumuzdur. Her kim de Allah'ın emirlerine isyan ederse bizim (Ehl-i
Beyt'in) düşmanımızdır." * * * 82-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Günahın küçüklüğüne bakma, lakin kime isyan
ettiğine bak." * * * 83-Emir'el Müminin Ali
(a.s) şöyle buyuruyor: "Sizden her kim Allah'ın nezdindeki
değerini/makamını bilmek istiyorsa, günah işlediği zaman Allah'ın kendi
nezdindeki değerine/makamına bakmalıdır." (Günah işleyen insan Allah'a
bir değer/makam vermediği için, Allah da günahkar insana bir değer/makam
vermez.) * * *
* * * 85-Emir'el-Mü'minin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "En çirkin ayıp az af etmek hataları
görmektir. En büyük günah ise intikam almada acele davranmaktır." 86-Esbag b. Nebate Hz.
Ali'den naklen Resulullah (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu aktarmaktadır: "Allah
azze ve * * * 87-Ebi Cafer -İmam Bakır-
(a.s) şöyle buyurmuştur: "Ali (a.s)'ın kitabında, Resulullah (s.a.v)'in
şöyle buyurmuş olduğunu gördüm: "Bir toplumda zina ortaya çıkarsa aniden
ölümler (sekteler) artar, tartılarda hilekarlık yapılırsa hayat pahalılığına
ve mal kıtlığına düçar olurlar, zekat vermezlerse yeryüzü ekin, meyve ve
madeni zenginliklerinden onları mahrum kılar, Allah'ın hükümlerinde zulme baş
vururlarsa zulüm ve tecavüze katkıda bulunmuş olurlar. Söz ve anlaşmalarını bozduklarında
da Allah onlara düşmanlarını musallat eder, sıla-i rahimde bulunmazlarsa
malları kötü kimselerin elinde kalır, iyiliği emretmez ve kötülükten
sakındırmazlar ise ve biz Ehl-i Beyt'in iyilerine uymazlarsa Allah onlara
kötü insanları musallat eder, bu takdirde de onları kendi hallerine bırakır
ve dualarını asla kabul etmez." * * * 88-Emir'el-Mü'minin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:"Göz yaşları sadece kalpler katılaştığı için
kurur (akmaz olur) ve kalpler de sadece çok günahtan dolayı katılaşır." * * * 89-Allah-u Teala Davud
(a.s)'a şöyle buyurmuştur: "Ey Davud günahkarları bütün varlık alemini
kapsayan geniş rahmetim ile müjdele rahmetimden asla ümitlerini kesmesinler,
doğruları da gazabımın büyüklüğü ile uyar ki itaatleri ile gururlanmasınlar,
zira gurur insanın kendini beğenmesine yol açar, insanın kendisini beğenmesi
de en büyük günahtır." * * *
* * * 91-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "İlmi olmaksızın fetva verenlerin dinde açtığı
bozukluklar, ettiği islahlardan daha çoktur." * * * 92-Emir'el-Mü'minin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: Her şahsın değeri övdüğü şeye bağlıdır. (Her sanatçının
değeri bildiği sanata bağlıdır, doktorun değeri sağlığın önemine denktir,
öğretmen ve alimin değeri toplumun hidayet ve eğitiminin önemine denktir.) * * *
* * * 94-İmam Bakır (a.s) şöyle
buyurmuştur: "İlim öğrenin; zira ilim öğrenmek iyiliktir. İlim taleb
etmek ise ibadettir." * * *
* * * 96-İmam Sadık (a.s) şöyle
buyurmuştur: "İlminizi kimden aldığınıza dikkat edin." * * * 98-İmam Sadık (a.s) şöyle
buyurmuştur: "İlim öğrenen, bu ilmiyle amel
99-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Dünya ve ahiret hayrı, ilim iledir." * * * 100-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "İlim taleb * * * 101-İmam Zeyn'ül-Abidin
(a.s) şöyle buyurmuştur: "İnsanlar ilim talebinin değerini bilmiş
olsalardı deniz seferlerine ve ölüm tehlikesine bile aldırmadan ilim taleb
ederdi" 102-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İlim, cisim/beden rahatlığı ile tahsil
edilemez." * * * 103-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Yazdıklarınızı koruyun; zira yakında bu
yazdıklarınıza muhtaç olacaksınız." * * * 104-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: Şüphesiz ki dinin kemali ilim taleb etmek ve bu
ilmi ile amel etmektir. Bilin ki hiç şüphe yok, ilim taleb etmek sizler için
mal taleb etmekten daha farzdır." * * * 105-İmam Hasan (a.s)
şöyle buyurmuştur: "İlmini insanlara da öğret ve başkalarından da ilim
öğren" * * * 106-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Allah için ilmin üstünlüğü ibadetin üstünlüğünden
daha sevimlidir." * * * İlim ve İlim Öğretmenin
Fazileti
* * * 108-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Kur'an Allah'ın okuludur, Allah'ın okulundan gücünüz
yettiğince ilim öğrenin." * * * 109-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: Şüphesiz ki mümine öldükten sonra ulaşacak amel ve
iyilikleri; öğrettiği ve yaydığı ilmi, geride bıraktığı salih evladı ve miras
bıraktığı kitaplarıdır. * * * 110-İmam Rıza (a.s) şöyle
buyurmuştur: "İşimizi/emrinizi ihya edene Allah rahmet etsin." * * * 111-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Ümmetimden iki grup islah olursa ümmetim de islah
olur ve bozulursa ümmetim de bozulur." Kendisine, "Ey Resulullah!
Onlar kimdir?" diye sorunca da, "Alimler ve emirlerdir." diye
buyurdu. * * * 112-İmam Bakır (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Bir alimin yanına oturunca konuşmaktan çok onu
dinleme gayreti içinde ol, güzel konuşmayı öğrendiğin gibi, güzel dinlemeyi
de öğren ve hiç kimsenin sözünü kesme" * * * 113-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Ey Ali şu yedi sıfat sebebiyle Cebrail de insan
oğlundan olmayı temenni etti. * * * 114-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hikmet sahiplerinin sözleri doğru olursa
ilaç gibidir. Hata olursa hastalık gibidir." * * * 115-İmam Hasan el-Askeri
şöyle buyurmuştur: "Şiilerimizin alimleri İslam sınırlarının koruyucularıdır.
Bu yüzden Şiilerimizden her kim bu görevi üstlenirse makamı Rum ordusuyla
cihad eden kimseden daha üstündür. Zira bu kimse dostlarımızın ve
takipçilerimizin inanç sınırlarını korumaktadır." * * * 116-İmam Rıza (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Bilin ki şüphesiz fakih kimse halka hayrı dokunan, onları
düşmanlarından kurtaran, onlara Allah'ın cennet nimetlerini arttıran ve
(onları hidayet ederek) ilahi rızayete ulaştıran kimsedir." * * * 117- Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki alim kimse; oruç tutan, namaz
kılan ve Allah yolunda cihad eden kimsenin mükafatından daha büyük mükafata
sahiptir. Bir alim öldüğü zaman kendisinden yerine geçen biri olmadıkça
İslam'da doldurulması mümkün olmayan bir gedik açılır." * * * 118-Emir'el-Mü'minin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mal biriktirenler, yaşadıkları halde helak
olmuşlardır. (Hiçbir faydalı etkileri yoktur) Ama alimler dünya baki kaldıkça
onlar da baki kalırlar. (İnsanlar bunların varlığından istifade
ederler.) Bedenleri toprağın altında yok olsa da kalplerdeki
emsalleri/varlıkları var olacaktır." * * * 119-İmam Hüseyin (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki işlerin mecrası ve hükümlerin icrası
ilahi alimlerin elinde olmalıdır. Onlar Allah'ın helal ve haramlarının
eminleridirler." * * * 120-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Havariler Hz. İsa (a.s)'a şöyle dediler: Ey
Ruhullah, kimler ile oturup kalkalım/dost olalım? Hz. İsa (a.s) şöyle cevap
verdi: Gördüğünüzde sizlere Allah'ı hatırlatan, sözleri ilminizi arttıran ve
amelleri, sizleri ahirete sevk eden kimseler ile oturup kalkın." * * * 121-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hiç bir iş seni ahiretten alı koymasın
(her zaman ahireti düşünün); zira fırsatlar oldukça kısadır." * * * 122-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ahiretini dünyaya satan kimse, her ikisini
de kaybetmiş sayılır." * * * 123-İmam Ali b. Muhammed
el-Hadi şöyle buyurmuştur: "Ehlinin karşısında öleceğin anı hatırla, o
an ölümü senden def edecek ne bir doktor bulunur ve ne de sana fayda
verebilecek bir dost."
* * * 125-İmam Bakır (a.s)
şöyle buyurmuştur: Günahtan tövbe eden kimse, günah işlememiş gibidir. * * * 126-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Nice insan (tövbe ve salih)
amel etmeyi bugün ve yarına erteler de, ansızın ölüm kendilerini
yakalar." * * * 127-Resulullah
(s.a.v), Ali (a.s)'a şöyle buyurmuştur: "Ya Ali, Allah'tan başka
hiç kimsenin haberinin olmadığı bir günahına ağlarken Allah'ın kendisine
nazar ettiği kimseye ne mutlu!" (Rivayetlerde de yer aldığı üzere
insan günahını hiç kimseye söylememeli, herkesten
gizlemeli, yalnızca Allah'ın huzurunda itiraf ve tövbe
etmelidir.) * * *
* * * Müminlerin
Haysiyetinin ve Vakarının Korunması
* * *
* * * 132-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hıyanetin/ihanetin en çirkini (Müslüman
kişinin) sırrını ifşa etmektir." * * * 133-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hatalı insana başkalarının yanında nasihat
etmek, gerçekte onu ezmek/şahsiyetini zedelemek gibidir." (Kimsenin
olmadığı yerde nasihat etmek gerekir.) * * * 134-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Allah azze ve * * * 135-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "İki kişiyi arasını bulmanın sevabı, bir kimsenin
bütün ömrü boyunca kıldığı namaz ve tuttuğu orucun sevabından daha
üstündür." * * * 136-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bir kimsenin sana karşı olan hayırlı
zannını doğrula/boşuna çıkarma."
* * * 138-Eba Abdillah (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Mümin kişi öldükten sonra da şu altı şeyden
fayda/istifade görür: "Kendisi için Allah'tan bağışlanma dileyen salih
bir evlat, (kendisi için) tilavet edilen Kur'an, halkın faydalanması için
açtığı kuyu, yeryüzüne diktiği ağaç, sadaka-i cariye niyetiyle yaptırdığı
çeşme ve kendinden sonra insanların amel ettiği iyi bir sünnet
(uygulama)"
140-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde bir münadi (nida edici) şöyle nida
eder: "Ey zulüm edenler ve onların yardakçıları, neredesiniz?
Onlara hokka kalem hazırlayanlar, bir torbanın ağzını sağlam kapatanlar ve ya
kendilerine mürekkep temin edenler kimdir? Hepsini birlikte haşr edin." * * * 141-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Vallahi, karıncanın ağzındaki arpanın
kabuğunu alarak Allah'a isyan etmem için bana yedi iklim ve bunun
altındakiler verilse, gene de kabul etmem." * * * 142-İmam Bakır (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Zulüm üç çeşittir: bir zulüm vardır ki Allah azze ve celle
affeder, bir zulüm vardır ki Allah affetmez ve başka bir zulüm de vardır ki
Allah ona göz yummaz. Allah'ın bağışlamadığı zulüm, Allah azze ve celle'ye
şirk koşmaktır, Allah'ın bağışladığı zulüm ise kişinin kendisiyle Allah azze
ve celle arasında kendi nefsine zulmetmesidir. Allah'ın göz yummadığı zulüm
ise insanların birbiri hakkında (kul hakkı hususunda) işlediği
zulümdür." * * * 143-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Zulüm adımları kaydırır, nimetleri ortadan
yok eder ve ümmetleri helak eder." * * * 144-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın nimetini değiştiren, azabının
çabuk gelmesine sebep olan şeyler içinde zulümden daha güçlüsü yoktur. Allah,
zulme ve işkenceye maruz kalanların feryadını duyandır, zalimlerin azabını da
hazırlamıştır." * * * 145-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Her kim Mümin kardeşini üzer, sonra da (kendisini
affetmesi için) bütün dünyayı kendisine verecek olsa bu kendisi için kefaret
olmaz ve bu ihsanından dolayı asla mükafat görmez." (Dolayısıyla önce
tövbe etmeli ve üzdüğü Müslüman kardeşini kendisinden razı etmelidir.) * * * 146-İmam Kazım (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Müslüman kardeşinin senin üzerindeki en çok farz
olan haklarından biri de dünya ve ahiret menfaatinin olduğu bir şeyi kendisinden
gizlememendir." * * * 147- Hz. Hasan (a.s),
annesi Fatıma (a.s)'ı sürekli komşuları ve diğerleri hakkında dua ederken
gördüğünde, "Anneciğim, neden kendine dua etmiyorsun?" diye sordu.
Bunun üzerine Hz. Fatıma (a.s) şöyle buyurdu: "Önce komşu, sonra
ev." * * * 148-İmam Hasan b. Ali
(a.s) şöyle buyurmuştur: "Başkalarına karşı, kendine nasıl
davranılmasını seviyorsan öyle davran." * * * 149-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah, hakkı ihya edip batılı yok
öldürene; zulmü reddedip adaleti ikame edene rahmet etsin." * * * 150-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Şu dört şey Peygamberler (a.s)'ın ahlakındandır:
İyilik, cömertlik, zorluklar karşısında sabır ve Müminin hakkını almak için
kıyam etmek." * * * 151-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Dinin direği olan, İslam cemaatini
oluşturan, düşmanlara karşı duran, ümmetin çoğunluğu olan halkı sevmeli ve
onlara meyletmelisin." * * * 152-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Allah Mümin insanın hakkını eda etmekten daha üstün
bir şeyle ibadet edilmemiştir." * * * 153-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Bir Mümine eziyet eden şüphesiz ki bana eziyet
etmiştir." * * * 154-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Bir müminin malını haksız yere gasp eden kimseden
tövbe etmedikçe ve aldığı malı sahibine geri vermedikçe Allah asla razı
olmaz, iyi ve hayır işlerini asla kabul etmez ve iyiliklerinden saymaz." * * * 155-Nebi (s.a.v) şöyle
buyurmuştur: "Birbirinizle karşılaştığınız zaman selam verip tokalaşın
ve ayrıldığınızda da birbirinize mağfiret dileyerek ayrılın." * * * 156-İmam Hüseyin bin Ali
(a.s) şöyle buyurmuştur: "Selam vermenin yetmiş sevabı vardır; atmış
dokuz sevabı selam verene, bir sevabı da selama karşılık verene aittir."
* * * 157-Eba Abdillah (İmam
Sadık) -a.s- şöyle buyurmuştur: "Resulullah (s.a.v), Abdulmuttalib
oğullarını toplayarak şöyle dedi: "Ey Abdulmuttalib oğulları selamı
yayın, yakınlarınızı ziyaret edin, insanlar uykuda iken gece namazı kılın,
yemek ihsan edin ve güzel sözler söyleyin ki esenlikle cennete
giresiniz." * * * 158-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "İlk selam veren kimse Allah ve Resulü nezdinde daha
evladır./değerlidir." * * *
* * *
* * * 161-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim kalbi, dili ve eliyle kötülükten
sakındırmayı terk ederse diriler arasında ölü gibidir." * * * 162-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Bir Mümini haramdan alı-koymak Allah nezdinde makbul
olan yetmiş hacca denktir." * * * 163-Emir'el-Müminini İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Marufu emret ve ona uyanlardan ol, münkeri
elinle ve dilinle gider. Münkeri isteyenlerden tüm çabanla uzaklaş ve sakın.
Allah yolunda hakkıyla cihad et. Hiçbir kınayıcının kınaması, seni onun
yolundan alıkoymasın. Nerede olursan ol, hak yolunda güçlülüklerin en
şiddetlilerine korkusuzca atıl." * * * 164-İmam Bakır (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki iyiliği emretmek ve kötülükten
sakındırmak Peygamberlerin yolu ve salihlerin metodudur. Bütün farzların
kendisiyle ikame edildiği büyük bir farzdır. Diğer inançlar onunla emniyete
erer, kazanç ve işler onunla helal olarak gerçekleşir, zulümler ortadan
kalkar ve yeryüzü düzene girer." * * * 165-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Dinin kıvamı/dayanağı iyiliği emretmek,
kötülükten sakındırmak ve ilahi hadleri uygulamaktır." * * * 166-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Her kim bir kötülük görürse, eliyle o kötülüğü nehy
etsin. Gücü yetmezse diliyle, ona da gücü yetmezse kalbiyle nehy etsin." * * * 167-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Kim iyiliği emreder ve kötülükten sakındırırsa
Allah'ın ve resulünün yer yüzündeki halifesidir." * * * 168-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Bir ümmet iyiliği emredip kötülükten sakındırdıkça;
iyilik ve takvada yardımlaştıkça sürekli hayırlar/iyilikler içinde yaşar.
Aksi takdirde böyle davranmadığı müddetçe onlardan tüm ilahi bereketler
alınır." * * * 169- Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s), İbn-i Mülcem (Allah'ın laneti üzerine olsun) tarafından ağır
yaralanınca oğlu Hasan ve Hüseyin (a.s)'a şöyle vasiyet etmiştir: "Allah
için mallarınızla, canlarınızla ve dillerinizle Allah yolunda cihad edin...
İyiliği emredip kötülükten men etmeyi terk etmeyin. Aksini yaptığınız
takdirde başınıza kötüleriniz geçer ve sonra, yaptığınız dualar da kabul
olmaz." * * * 170-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İyiliği emretmek insanların en üstün
amelidir." * * * 171-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Bütün hayırlı amellerin ve hatta Allah yolunda
cihadın bile, iyiliği emretme ve kötülükten sakındırma görevinin karşısındaki
konumu; ağızdaki tükürüğün, dalgalı denizler karşısındaki konumu
gibidir." * * * 172-İmam Bakır (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Allah azze ve celle Şuayb Peygamber (a.s)'a şöyle
vahiy etti: "Ben Şüphesiz ki senin kavminden yüz bin kişiyi azaba düçar
kılacağım. Bu yüz bin kişiden kırk bin kişisi kötüler, altmış bin kişisi ise
iyilerdir." Bunun üzerine Şuayb Peygamber (a.s) şöyle buyurdu: "Ya
Rabbi! Kötüler azaba layıktır, ama iyiler neden bu azaba düçar olacak?"
Allah azze ve celle ona şöyle vahiy etti: "Zira onlar da kötülerle uzlaştılar
ve ben gazaplandığım halde onlar gazaplanmadılar." (Onlar günah
işlediğinde hiçbir şey demediler, iyiliği emredip kötülükten
sakındırmadılar.) * * * 173-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İyiliği emredin, kötülükten sakındırın ve
bilin ki iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak, ne eceli yaklaştırır ve
ne de rızkı keser." * * * 174-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "İyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak suretiyle
Allah'ın dinini savunmayan kavme eyvahlar olsun." * * *
176-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Hiçbir şey dil kadar uzun süre hapsedilmeye müstahak
değildir." (Zira insanın işlediği günahların çoğu dil vasıtasıyla
gerçekleşmektedir: gıybet, iftira, yalan, alay ve dille yaralama gibi.) * * * 177-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Önce düşün, sonra konuş ki sürçmelerden
korunasın." * * * 178-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "İnsanların helak olması şu üç şeyledir: karın
(mide), şehvet ve dil."
180-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Gıybet etmenin Müslüman insanın dinini yok etme
hususundaki etkisi; insanın, içindeki cüzzam hastalığından (ölmesinden) daha
etkilidir." * * * 181-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Gıybete kulak veren kimse de gıybet eden
kimse gibidir." * * * 182-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Gıybeti terk etmek Allah azze ve celle için kılınan
on bin rekat müstahap namazdan daha sevimli ve değerlidir." * * * 183-
Abd'ul-Mu'min'il-Ensari şöyle buyuruyor: "Muhammed bin
Abdillah'il-Caferi'nin de yanında bulunduğu bir sırada İmam Ebi'l Hasan Musa
bin Cafer (a.s)'ın yanına vardım. Ben ona bakıp tebessüm edince İmam (a.s)
şöyle buyurdu: "Onu seviyor musun?" Ben, "Evet, onu sizin için
seviyorum." deyince de şöyle buyurdu: "O senin kardeşindir. Her ne
kadar babaları bir olmasa da mümin müminin kardeşidir. Kardeşini itham eden
kimse melundur. Kardeşini kandıran kimse melundur. Kardeşine nasihat etmeyen
kimse melundur. Kardeşinin gıybetini yapan kimse melundur." * * * 184-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İnsanların en kötüsü kendisinin ayıplarını
görmeyen ve sürekli insanların ayıplarını araştıran kimsedir." * * * 185-İmam Musa b. Cafer
(a.s) şöyle buyurmuştur: "Kardeşinin gıybetini eden kimse
melundur." * * * 186-Enes b. Malik şöyle
diyor: "Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: "Benden altı şeyi kabul
edin, ben de size cenneti kabul edeyim (cenneti garantileyeyim): * * * 187-Ebu
Muhammed'il-Askeri (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bütün kötülükler bir evde
karar kılınmıştır. Bu evin (kötülüklere girişin) anahtarı ise yalandır." * * * 188-İmam Seccad (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Küçük ve ya büyük ciddi veya şaka (her türlü)
yalandan sakının. Zira insan oğlu küçük yalan atacak olursa büyük yalan
atmaya da cesaret bulur." * * * 189-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Gözlerinin gördüğü haktır, kulaklarının
duyduğu çoğu şey ise batıldır." * * * 190-İmam Bakır (a.s) şöyle
buyurmuştur: "Şüphesiz ki Allah azze ve celle kötülük ve şer için bir
takım kilitler karar kılmıştır. Şarabı ise bu kilitlerin anahtarı olarak
taktir etmiştir. Yalan ise şaraptan daha kötüdür." * * * 191-İmam Ali b. Musa
er-Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: "Doğru sözlü olunuz ve yalan
söylemekten sakınınız." * * * 192-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "İnsan dostunun dini üzeredir. O halde kiminle dost
olduğunuza bakınız." * * * 193-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Sana süs/ziynet olacak kimse ile arkadaş ol; seninle
süslenecek/ziynetlenecek kimseyle arkadaş olma." * * * 194-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Bana en sevimli olan kardeşim, bana ayıplarımı
hediye eden/bağışlayan kardeşimdir." * * * 195-Cafer bin. Muhammed
babasından, o da dedesinden Emir'el Müminin İmam Ali (a.s)'ın şöyle buyurduğunu
nakletmiştir: "Şüphesiz ki Müslüman insanın üç tür dostu vardır: Bir
dostu ona şöyle der: "Ben hayatta iken de, öldükten sonra da
seninleyim." Bu müminin amelleridir. Bir dostu da ona şöyle der:
"Ben mezara kadar seninleyim, daha sonra seni terk edeceğim." Bu da
müminin çocuklarıdır. Başka bir dostu da ona şöyle der: "Ben ölünceye
kadar seninleyim." Bu da müminin malıdır. Zira insan ölünce tüm malları
varislerinin olur."
196-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Doğru arkadaşlar edinmeye bak, onlardan bir şeyler
(marifetler) elde etmeye çalış. Zira onlar bolluk zamanında destekçilerin,
bela zamanında da sığınağındır."
198-İmam Seccad (a.s)
şöyle buyurmuştur: "İsyankar insanlarla arkadaş ve zalimlere yardımcı
olmayın." * * *
* * * 200-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Keşke dostlarınızın bir günah ve kötülüğünü
duyduğunuzda yanına gidip kendisine şöyle deseydiniz: "Ey falan ya bu
günahtan el çek ya da bizden uzak dur." Bunun üzerine sözlerinizi
dinlerse (ne al'a), aksi taktirde ondan uzaklaşın." * * * 201-Muhammed bin Müslim,
İmam Sadık (a.s)'dan, o da babası İmam Muhammed Bakır (a.s)'den şöyle
nakletmektedir: "Babam Hz. Ali bin Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur:
"Ey oğlum şu beş kişiyle asla arkadaş olma, onlarla konuşma ve yoldaşlık
etme." Ben, "Ey babacığım onlar kimlerdir?" diye sorunca da,
şöyle buyurdu: * * * 202-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ey Kumeyl her halinde hakkı söyle, muttaki
insanları sev, fasıklardan uzak dur, münafıklardan ayrıl ve hain insanlarla
asla arkadaş olma." * * *
* * * 204-İmam Hüseyin (a.s)
şöyle buyurmuştur: "İnsanların sana muhtaç olması Allah'ın sana bir
ihsanıdır. O halde Allah'ın nimetlerinden usanmayın (muhtaç insanlara
yardımcı olun)." * * * 205-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sizden biri, Müslüman kardeşinin ihtiyacı
olduğunu teşhis ettiğinde onu ihtiyacı hususunda zorluğa düşürmesin."
(hemen ihtiyacını karşılasın ve onu ihtiyacını dile getirmek zorunda
bırakmasın.) * * * 206-İmam Sadık (a.s)
babalarından, onlar da Resulullah (s.a.v)'den şöyle nakletmektedirler:
"Her kim aç bir mümini doyuracak olursa Allah azze ve celle onu cennet
meyveleriyle doyurur. Her kim çıplak bir mümini giyindirirse, Allah da ona
(cennette) ince ipek elbiseler giyindirir. Susuz bir mümini suvaran kimseyi
de Allah mühürlü halis bir içkiyle suvarır. Hakeza her kim mümin kardeşine
yardım eder veya bir sıkıntısını giderirse Allah da hiç bir gölgenin olmadığı
günde onu arşının gölgesinde gölgelendirir. * * * 207-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "İnsanlar Allah'ın ehl-u iyalidir (rızkını
yiyenlerdir) Allah'a en sevimli kimse Allah'ın ehl-u iyaline yararı
dokunanlar ve ev halkını sevindirenlerdir." * * * 208-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: Bir mümine yardım edenin, Allah azze ve celle de yetmiş üç
sıkıntısını giderir. Birini dünyada ve diğer yetmiş iki sıkıntısını da
"büyük sıkıntı" (hesap) zamanında giderir. (sonra da şöyle buyurdu:
"İnsanların kendi nefisleriyle meşgul olduğu zaman…" (Yani
kıyamette herkesin kendi amelleriyle uğraştığı zaman) * * * Borç Vermek * * * 210-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Her kim Müslüman kardeşi bir borç için kendine
muhtaç olur da borç vermezse Allah iyileri mükafatlandırdığı kıyamet günü ona
cenneti haram kılar." * * *
212-Emir'el-Müminin İmam Ali
(a.s) şöyle buyurmuştur: "Mal ve mülkün yok olmasının sebebi muhtaç
insanları mahrum kılmaktır."
213-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Peygamberden nakledildiği üzere Allah-u
Teala miraç gecesi kendisine şöyle buyurmuştur: "Ey Ahmed! Benim
muhabbet ve sevgim fakir insanları sevmektir. O halde fakirleri kendine yakın
kıl, kendi yakınına oturt ki ben de sana yakın olayım."
217-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki münezzeh olan Allah fakirlerin
yiyeceğini zenginlerin malında karar kılmıştır. Bir fakir acıkırsa, mutlaka
bir zenginin onun bu hakkını engellediğindendir."
* * *
* * * 220-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ey Ademoğlu, malın hususunda kendi
nefsinin vasisi ol. Kendinden sonra malın hususunda ne yapılmasını istiyorsan,
(şimdi) kendin yap. 221-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Sadaka verin, hastalarınızı sadaka ile tedavi edin,
şüphesiz ki, sadaka belaları ve hastalıkları (insandan) def eder. Sadaka
ömürlerinizin uzamasına ve iyiliklerinizi artışına neden olur." * * * 222-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: (Miraç gecesi) Göklere götürüldüğümde cennetin kapısında
üç satır yazı müşahede ettim: Birinci satırda şöyle yazılıydı: "Rahman
ve Rahim olan Allah'ın adıyla.... Ben Allah'ım; benden başka ilah yoktur.
Rahmetin gazabımı geçmiştir. * * * 223-Tavus b. Yemani, Ali
b. Hüseyin (a.s)'ın şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Müminin alameti
beş şeydir." Ben, "Bu beş şey nedir, ey İbn-i Resulillah?"
diye sorunca da şöyle buyurdu: "Kimsenin olmadığı halvet yerlerde
Allah'tan korkmak, darlıkta sadaka vermek, günahlar karşısında sabretmek,
gazaplandığında hilim sahibi olmak ve korku anında bile doğruyu
söylemek." * * * Sıla-i Rahim (Yakınları
Ziyaret Etmek)
* * * 225-Ali b. Musa er-Rıza
(a.s) şöyle buyurmuştur: "Mal sadece şu beş haslet sayesinde toplanır:
aşırı bir cimrilik, uzun emel, insana galebe çalan hırs, sıla-i rahimde
bulunmamak, ve dünyayı ahirete tercih etmek."(Yani bir insan cimri,
haris, uzun emellere sahip, akrabalarını terk eden ve ahiretini dünyaya satan
kimse olmadıkça asla zengin olamaz.) * * * 226-Ebu Cafer'il-Bakır
(a.s) şöyle buyurmuştur: "Sıla-i rahimde bulunmak amelleri temizler,
dünya malını artırır, belaları def eder, insanın hesap vermesini
kolaylaştırır ve ömrü uzatır." * * * 227-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Üç kişi asla cennete giremez: Şarap içen kimse,
sihir yapan kimse ve sıla-i rahimde bulunmayı kesen kimse." * * *
* * * 229-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Amellerin en faziletlisi namazı vaktinde kılmak,
anne ve babaya iyilik etmek ve Allah yolunda cihad etmektir." * * * 230-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah azze ve celle'nin ölümü kendisine
kolaylaştırmasını istiyorsa sıla-i rahimde bulunmalı ve anne ve babasına
iyilik etmelidir. Bunu yaptığı taktirde Allah kendisine ölüm anını
kolaylaştırır ve hayatı boyunca asla fakirlik görmez." * * * 231-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Anne ve babasına, kendisine her ne kadar zulüm de
etmiş olsalar, gazap gözüyle bakan kimsenin (tevbe etmezse) Allah asla
namazını kabul etmez." * * * 232-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Babalarınıza iyilik edin ki çocuklarınız da sizlere
iyilik etsin. İnsanların eşlerine karşı iffetli olun ki, eşleriniz de iffetli
kalsın."
* * *
* * * 235-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İşlerinin çoğunu eşine ve çocuklarına ayırma.
Zira ehlin ve çocukların Allah'ın dostu ise Allah onları zayi etmez; yok eğer
Allah'ın düşmanı ise o halde, neden Allah'ın düşmanlarına üzülüyor ve
çalışıyorsun?" * * * 236-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Mürcie (Sapık inançlı kimseler), çocuklarınızı
yoldan çıkarmadan siz çocuklarınıza hadis (ve İslami ilimler) öğretin." * * * 237-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "İnsanın evladına iyilik etmesi, anne ve babasına
iyilik etmesi gibidir." * * * 238-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Çocuğun baba üzerindeki hakkı; ona güzel
isim seçmesi, güzel terbiye etmesi ve ona Kur'an öğretmesidir." * * * 239-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Çocuklarınıza yüzmeyi ve ok atmayı öğretin." * * * 240-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Çocuklarınız yedi yaşında eriştiklerinde onlara
namazı öğretin. On yaşına eriştiklerinde (eğer namaz kılmazlarsa) namaz için
onları tenbih edin ve yataklarını ayırın." * * *
* * *
* * * 244-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Çocuğun emdiği hiç bir süt annesinden
emdiği süt kadar bereketli değildir." * * * 245-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Hamile olan kadın; oruç tutan, geceleri namaz kılan,
Allah yolunda canı ve malıyla cihad eden mücahit kimse gibidir. Doğurunca
Allah katında hiç kimsenin bilemeyeceği kadar büyük mükafat elde eder.
Çocuğuna süt verdiğinde ise bebeğin her emmesine karşılık kendisine, Hz.
İsmail'in evlatlarından birini azad etme sevabı verilir. Süt verme dönemi
bitince de bir melek kendisine (müjde vermek için) dokunur ve şöyle
der: "Ameline baştan (sıfırdan) başla, şüphesiz ki sen
bağışlandın/mağfiret edildin." * * * 246-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Çocuk için anne sütünden daha hayırlı bir süt
yoktur." * * * 247-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Evli insanın kıldığı iki rekat namaz, geceyi
ibadetle geçiren ve gündüzleri de oruç tutan bekar insanın (ibadetinden) daha
hayırlıdır." * * * 248-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Uyuyan evli kimse Allah nezdinde geceleri ibadet
eden gündüzleri ise oruç tutan bekardan daha üstündür." * * * 249-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Ümmetimin iyileri evliler, kötüleri ise
bekarlardır." * * *
251-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Evlenen kimse dininin yarısını korumuş olur. (Başka
bir hadiste de şöyle buyurulmuştur:) "Geri kalan yarısı hususunda da
Allah'tan korkmalıdır." * * * 252-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Cehennem ehlinin çoğu bekarlardır." * * * 253-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "En kötü ölüleriniz bekarlardır." * * * 254-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a temiz ve tahir olarak (günahsız bir
şekilde) kavuşmak istiyorsa evlenmelidir." * * * 255-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Evlen, aksi takdirde Hıristiyan ruhbanlarından
(Başka bir rivayette ise, "Şeytanın kardeşlerinden") olursun." Konular
* * *
258-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Evlenin ve bekarlarınızı evlendirin. Zira evlilik
çağına eren kızlarını ve kız kardeşlerini kolayca evlendirip, düzene koyması,
her Müslüman erkeğin en büyük mutluluğudur."
259-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Allah azze ve celle'ye İslam'da nikah ile kurulan
evden daha sevimli hiçbir şey yoktur. Allah azze ve celle'nin en çok
buğz ettiği şey ise, İslam'da ayrılık, yani talak ile dağılan evdir." * * * * * * 261-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: Gençliğinin başında evlenen genç kimse için şeytan şöyle
feryat eder: Eyvahlar olsun bana, eyvahlar olsun bana, dininin üçte ikisini
benden korudu." * * * 262-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Ey gençler, evlenmeye gücü yetenleriniz evlensin.
Zira evlilik gözlerinizi (günahlar peşinde koşmaya) kapar ve ırzınızı
korur." * * * * * * 264-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Allah bir araya getirsin diye (mümin ve mümine kulun)
helal evliliği için çalışan kimseyi, Allah da cennette Hur'ul-Ayn ile
evlendirir. Bu yolda attığı her adım ve konuştuğu her kelime için kendisine
bir senelik ibadet sevabını verir." * * * 265-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şefaatlerin en üstünü Allah bir araya
getirsin diye iki kişi arasında (evlilik konusunda) şefaat etmendir." * * * 266-İmam Kazım (a.s)
şöyle buyurmuştur: "İlahi rahmet gölgesinden başka hiç bir gölgenin
olmadığı günde şu üç kişi Allah'ın arşının gölgesinde gölgelenirler: Müslüman
kardeşini evlendiren, ona hizmet eden ve sırrını gizleyen kimse." * * * 267-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Bir bekarı evlendiren kimse, Allah'ın kıyamette
kendisine (rahmet gözüyle) bakacağı kimselerdendir." * * * * * * 269-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Bir araya gelsinler diye iki müminin evliliği
hususunda çalışan kimseyi Allah azze ve celle, her biri inci ve yakuttan
köşkler içinde bulunan bin Hur'ul-Ayn ile evlendirir." * * * 270-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Kadının uğursuzluğu mihrinin çokluğu ve ahlakının
kötülüğüdür."
271-İmam Eba Abdillah
(a.s) şöyle buyurmuştur: "Hırsızlar üç gruptur: Zekatı engelleyenler,
kadınların mihirlerini (yemeyi) helal sayanlar ve ödeme niyetinde olmaksızın
borçlananlar."
272-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Mihrinin azlığı kadının bereketindendir; mihrinin
çokluğu ise onun uğursuzluğundandır." * * * 273-Emir'el-Müminin İmam
Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kadınların mihrini yüksek tutmayın; zira
bu düşmanlığa sebep olur."
274-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Günahların en kötüsü şu üç günahtır: "Haksız
öldürmek, kadının mihrine el koymak ve işçinin ücretini vermemek."
* * * 276-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Ümmetimin kadınlarından en üstünü yüzü güzel,
mihirleri en az olanlardır." * * * 277-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Evlen; demirden bir yüzük ile de olsa." * * * 278-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Bir avuç bulgur veya hurmayı mihir olarak veren
kimseye (razı olduğu takdirde kadının) nikahı helal ve sahihtir." * * *
Konular 280-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Ahlakını ve dinini beğendiğiniz biri (evlenmek için)
size gelirse (kızınızı verip) onu evlendirin." Ya Resulullah (s.a.v)
soyu düşük olsa da mı? diye sorulunca da Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu:
"Ahlakını ve dinini beğendiğiniz biri (evlenmek için) size gelirse
(kızınızı verip) onu evlendirin. Eğer (ahlakı ve dini güzel olduğu halde soyu
veya benzeri sebeplerden dolayı kendisine kızı vermez ve gerekeni)
yapmazsanız yeryüzünde büyük bir fitne ve fesat çıkar." * * * 281-İmam Cevad (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Dininden ve emanetdarlığından razı olduğunuz birisi
sizinle evlenmek isterse onunla evlenin." * * * * * * 283-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Kızını fasık biri ile evlendiren şüphesiz ki onunla
sıla-i rahimini (yakınlığını) kesmiştir." * * *
* * * 285-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Her kim bir kadınla malı için evlenirse Allah onu o
malıyla baş başa bırakır. (Yani zorluklar karşısında ilahi inayet ve lütuftan
mahrum bırakır.) * * * 286-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Her kim bir kadınla malı için evlenire Allah onu o
malına havale eder. Her kim bir kadınla güzelliği için evlenirse onda
istemediği şeyleri görür. Her kim de bir kadınla dini için evlenirse Allah
bütün o güzellikleri kendisi için bir araya toplar." * * * 287-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Her kim bir kadınla güzelliği için evlenirse Allah o
kadının güzelliğini kendisi için bir günah ve azab sebebi kılar." * * * 288-İmam Seccad (a.s)
şöyle buyurmuştur: "Allah azze ve celle ve sıla-ı rahim için evlenen
kimseye Allah mülk ve keramet tacını giydirir." * * * 289-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Kadınlarla güzelliği için evlenmeyin. Zira güzelliği
iffetsizliğine neden olabilir. Kadınlarla malı için de evlenmeyin, zira malı
da tuğyan ve isyanına neden olabilir. Kadınla dini için evlenen kimseye,
Allah bütün bu güzellikleri bir araya toplar." * * * 290-Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "Melundur, ailesini zayi eden/muhtaç
bırakan kimse melundur." * * * 291-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her kim hanımının kötü ahlakına sabrederse
(küstahlığı sebebiyle ona kızmaz onu dövmez, kötü laf etmez, iyi geçindirir
ve ayni ile mukabelede bulunmazsa) sabır mükafatını Allah’tan dilemelidir.
Allah-u Teala şükredenlerin sevabını mutlaka verecektir.” Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 4, s. 16 * * * 292-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ailesinin geçimi için çalışan kimse Allah
yolunda cihad eden kimse gibidir.” el-Kafi, c. 5, s. 88 Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 3, s. 168 * * * 293-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: “Erkek için ailesini zayi etmesi/nafakasız terk etmesi
kendisine günah olarak yeter.” Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 3, s. 168 * * * 294-İmam Sadık (a.s)
şöyle buyurmuştur: “Ailesinin sorumluğunu üstlenmek erkeğin saadet ve
mutluluğundandır.” Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 3, s. 168 * * * 295-Allah-u
Teala şöyle buyurmuştur: “İçinizden, kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler
yaratıp; aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, O’nun varlığının belgelerindendir.
Bunlarda, düşünen kavim için dersler vardır.” Rum Suresi/21 * * * 296-Bihar’ul-Envar
kitabında Peygamberden şöyle nakledilmiştir: Osman b. Maz’un’un eşi Ümmü Seleme’nin
evine geldi. Ümmü Seleme kendisine, “Neden güzel koku sürünmüyor,
süslenmiyor, kına ve benzeri şey kullanmıyorsun?” diye sordu. O şöyle dedi:
Şüphesiz ki eşim Osman b. Maz’un falan günden beri bana hiç yaklaşmamıştır.
Ümmü Seleme, “Neden?” diye sordu. O şöyle dedi: “O kendine kadını haram
kılmış ve kenara çekilmiştir.” Bunun üzerine Ümmü Seleme Resulullah (s.a.v)’e
bunu haber verdi. Resulullah (s.a.v) ise hemen ashabını toplayarak onlara
şöyle buyurdu: “Kadınlardan
yüz mü çeviriyorsunuz, şüphesiz ki ben kadınların yanına gidiyorum,
gündüzleri yemek yiyorum, geceleri uyuyorum. Kim benim sünnetimden yüz
çevirirse şüphesiz ki benden değildir.” Bihar’ul-Envar, c. 93, s. 73 * * * 297-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kim geçim korkusu ile evlilikten kaçınırsa
Allah azze ve celle’ye kötü zanda bulunmuştur. (Allah’ı kullarına rızık
vermekten aciz kabul etmiştir.) Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 3, s. 385 * * * 298-Abdussamed
b. Beşir, İmam Rıza (a.s)’ın şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Kadının biri
Ebu Cafer -İmam Sadık- (a.s)’a şöyle dedi: “Allah sana iyilik versin,
şüphesiz ki ben dünyayı terk etmiş bir kadınım.” İmam (a.s) kendisine şöyle
dedi: “Dünyayı terk etmekten maksadın nedir?” Kadın, “Asla evlenmek istemiyorum.”dedi.
İmam (a.s), “Neden?” diye sordu. Kadın, “Büyük bir fazilete erişmek
istiyorum.”dedi. Bunun üzerine İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Git, eğer bu iş üstün
bir şey olsaydı şüphesiz ki Fatıma (a.s) sana bundan daha evla ve müstahaktı.
Zira kadınlardan hiç kimse ondan daha üstün olamamıştır.” Bihar’ul-Envar, c. 103, s. 219 * * * 299-Eba
Abdillah (a.s) şöyle buyurmuştur: “Üç kadın Peygamber (s.a.v)’in yanına
gelerek konuştular. Birisi şöyle dedi: “Şüphesiz ki eşim et yemiyor.” Diğeri
ise şöyle dedi: “Şüphesiz ki eşim asla kadınlara (bana) yaklaşmıyor.” Diğeri
de şöyle dedi: “Şüphesiz ki eşim asla güzel koku sürünmüyor.” Peygamber
abasını yerden sürükler bir halde (kızarak) minbere çıktı. Allah’a hamd-u
sena ettikten sonra şöyle buyurdu: “Ashabımdan bir gruba ne olmuş ki et
yemiyor, güzel koku sürünmüyor ve kadınlara yaklaşmıyor.” el-Kafi, c. 5, s. 496 * * * 300-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Osman b. Maz’un’un eşi Peygamber (s.a.v)’e gelerek
şöyle dedi: “Ya Resulullah şüphesiz ki Osman gündüzleri oruç tutuyor ve
geceleri de ibadet ediyor.” Bunun üzerine Peygamber kızarak çıktı. Öyle ki
ayakkabılarını elinde taşıyordu. Sonunda Osman’ı namaz kılarken gördü. Osman
Peygamber (s.a.v)’i görünce döndü. Peygamber kendisine şöyle buyurdu: Ey
Osman, Allah beni ruhbaniyet ile göndermemiştir. Beni hanif/adil, kolay ve
fıtrat ile uyumlu bir din üzere gönderdi. Ben de oruç tutuyorum, namaz
kılıyorum, ehlimle muaşeret ediyorum. O halde her kim benim fıtrat ve dinimi
severse, benim sünnetime uymalıdır. Sünnetimden biri de şüphesiz ki
nikahtır/evliliktir. el-Kafi, c. 5, s. 494 * * * 301-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Eşi kendisine gazab eden kadına eyvahlar olsun. Eşi kendisinden razı olan kadına ne mutlu.” Bihar’ul-Envar, c. 8, s. 310
* * * 302-Hz. Fatıma (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Sizin en iyileriniz/hayırlı olanlarınız insanlara karşı en iyi/yumuşak davrananlarınızdır. En değerli olanlarınız ise eşlerine karşı en merhametli ve bağışlayıcı olanlarınızdır.” Delail’ul-İmame/İbn’il-Huseyn Muhammed b. Harun * * * 303-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: İki eşi olduğu halde nefsi ve malı hususunda
adalete riayet etmeyen kimse kıyamet günü bedeninin yarısı zincire vurulmuş
ve diğer yarısı da doğrulmamış bir halde cehennem ateşine girer.” Bihar’ul-Envar, c. 7, s. 214 * * * 304-İmam
Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bir kadın ile evlenen ona ikram etmelidir.
Eşleriniz birer oyuncak (insana huzur veren bir şey) gibidir. Onu alan zayi
etmemelidir.” Bihar’ul-Envar, c. 103, s. 224 * * * 305-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “(Her ne kadar kadınlar görevlerini
yapmasa da) onlarla her durumda geçinmeye çalışın ve onlara güzel sözler
söyleyin. Umulur ki kendilerini düzeltir, işlerini güzelleştirirler.” Bihar’ul-Envar, c. 103, s. 223 * * * 306-Musa
b. Cafer babalarından Resulullah (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu nakletmektedir:
“İnsanın imanı arttıkça kadınlar hakkındaki sevgisi ve duygusu da artar.” Bihar’ul-Envar, c. 103, s. 228 * * * 307-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Dünyadan bana sadece kadın ve güzel koku
sevdirildi; ama gözümün nuru namazdadır.” Bihar’ul-Envar, c. 76, s. 141 ve el-Hisal, c. 1, s. 183
* * *
308-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “İnsanların en kötüsü (maddi açıdan) ailesini darlıkta koyandır.” Nur’ul-Ebsar Lil-Şeblenci
* * *
309-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Rabbi nezdinde kadınlar için en üstün şefaatçi, sadece eşinin rızayetidir.” Bihar’ul-Envar, c. 81, s. 345
* * *
310-Ebu’l Hasan er-Rıza (a.s) Emir’el-Müminin Ali (a.s)’dan şöyle rivayet etmiştir: “Kadınlarınızın en iyisi beş kişidir.” Kendisine, “O beş kişi kimlerdir ey Emir’el-Müminin?” diye sorulunca da şöyle buyurdu: 1-Eşine karşı mütevazi ve tekebbürsüz veya masrafsız olan. 2-Yumuşak ahlaklı olan 3-Eşi ile uyumlu ve tüm işlerinde kendisine yardımcı olan 4-Eşini kızgın ve bitkin gördüğünde onu razı etmeden asla gözlerine uyku girmeyen 5-Eşi yanından ayrılınca gıyabında (malını, yüzsuyunu, çocuklarını ve iffetini) koruyan… (Daha sonra şöyle buyurdu:) “Bu kimseler Allah’ın işçilerinden bir işçi sayılır ve şüphesiz ki Allah’ın işçisi olanlar asla ümitsiz olmaz, isteklerine nail olurlar.” el-Kafi, c. 5, s. 324
* * *
311-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Eşi haklı olarak kendisine gazab ettiği halde geceyi geçiren kadının, eşi kendisinden razı olmadıkça asla namazı kabul olmaz.” el-Kafi, c. 5, s. 507
* * * 312-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Erkeği kadın üzerindeki hakkı kandili (ışığı) yakması, yemek hazırlaması, kapının eşiğine kadar kendisini güzel sözler ile uğurlaması ve özrü olmadıkça nefsini eşinden sakınmamasıdır. Mekarim’ul-Ahlak, c. 2, s. 246
* * * 313-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kadın eşinin hakkını eda etmedikçe asla Allah’ın hakkını eda edemez.” Müstedrek’ül-Vesail, c. 14, s. 257
* * * 314-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: Kadının biri Nebi (s.a.v)’e gelerek şöyle dedi: Ya Resulullah, erkeğin kadın üzerindeki hakkı nedir?” Resulullah şöyle buyurdu: “Ona itaat etmen ve isyan etmemendir.” Vesail’uş-Şia, c. 10, s. 527 * * *
335-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kadının eşine (bir bardak) su içirmesi kendisi için gündüzleri oruç, geceleri ise ibadet edilen bir yıllık ibadetten daha hayırlıdır.” Vesail’uş-Şia, c. 20, s. 172
* * * 316-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kadının (eşi için) en güzel kokular sürmesi, en güzel elbiseler giyinmesi, en güzel süsler ile süslenmesi ve gece gündüz nefsini eşine takdim etmesi kadının görevidir/hakkıdır.” el-Kafi, c. 5, s. 508
* * * 317-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kadının cihadı eşine iyi eşlik etmesidir.” Nehc’ül-Belağa, el-Kelimat’ul-Kısar/494
* * *
318-Ebi Cafer (a.s), Resulullah (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Allah azze ve celle şöyle buyurmuştur: “Bir Müslüman için dünya ve ahiret hayrını bir araya toplamak istediğimde kendisi için huşu dolu bir kalp, çok zikreden bir dil, belalara sabreden bir beden, baktığında kendisini sevindirecek ve kendisi olmadığında/gıyabında malını ve nefsini koruyacak mümin bir eş karar kılarım/nasip ederim.” el-Kafi, c. 5, s. 327
* * * 319-Hz. Fatıma (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ruhum ruhuna feda olsun ve nefsim seni belalardan korumaya kalkan olsun ey Ebe’l-Hasan! (Hz. Ali); Eğer sen hayır ve iyilikte olursan, ben de seninle beraber olurum ve eğer sen zorluk ve belalarda olursan, yine de seninle beraber olurum.”
* * * 320-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Melundur, mel’undur; eşine eziyet eden ve üzen kadın mel’undur. Ne mutlu, ne mutlu; eşine ikram eden, ona eziyet etmeyen ve tüm durumlarda kendisine itaat eden kadına ne mutlu!” Bihar’ul-Envar, c. 103, s. 252
* * *
321-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki en iyi kadınlarınız; çok doğurgan, çok sevimli/muhabbetli, sırları saklayan, iffetli, eşi karşısında mütevazi, ehli (yakınları) karşısında izzetli, süslerini ve güzelliklerini eşine açan, gayrisinden gizleyen, eşinin sözlerini güzel dinleyen, emirlerine itaat eden, yalnız kaldığında kendisinden istediğini veren, sürekli eşi için süslenen ve erkekler gibi süssüz/sade olmayanlardır.” Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 5, s. 18, 367 ve Bihar’ul-Envar, c. 103, s. 235
* * * 322-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Müslüman erkeğin saadeti şu dört şeye sahip olmadadır: 1-Saliha kadın 2-Geniş bir ev 3-(Kendisini hedefine rahat ve hızlı bir şekilde ulaştıran) İyi bir binek 4-(Ahlak ve amelleri iyi olan) Salih bir evlat Bihar’ul-Envar, c. 104, s. 98
* * * 323-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kadının cihadı eşine iyi eşlik etmesidir. Kadının üzerinde en çok/büyük hakkı olan kimse de eşidir.” Bihar’ul-Envar, c. 103, s. 256
* * * 324-Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: “Kadınları boşadığınızda, müddetleri sona ererken, onları güzellikle tutun, ya da güzellikle bırakın, haklarına tecavüz etmek için onlara zararlı olacak şekilde tutmayın; böyle yapan şüphesiz kendisine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini de alaya almayın; Allah'ın üzerinize olan nimetini, öğüt vermek üzere size indirdiği Kitab ve hikmeti anın, Allah'tan sakının, Allah'ın her şeyi bildiğini bilin.” Bakara Suresi/231. ayet
* * * 325-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Evlenin, boşanmayın, zira Allah’ın arşı boşanmadan dolayı titrer.” Vesail’uş-Şia, c. 22, s. 9
* * * 326-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki Allah azze ve celle içinde evlilik olan evi sever. Hakeza içinde boşanmanın gerçekleştiği evden ise nefret eder.” el-Kafi, c. 6, s. 54
* * * 327-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Şüphesiz ki Allah azze ve celle evlilik veya boşanmadan maksadı, sadece tat almak/şehvetini tatmin etmek olan kadın ve erkekten buğz eder, (veya onlara) lanet eder.” el-Kafi, c. 6, s. 54
* * *
328-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Şu dört haslete sahip olan ümmetimin kadınları şüphesiz ki cennete girer: Namusunu korur, eşine itaat eder, beş vakit namazını kılar ve Ramazan ayında oruç tutarsa...” Bihar’ul-Envar, c. 104, s. 107 * * * 329-Allah-u
Teala şöyle buyurmuştur: “Mümin erkeklere söyle: Gözlerini bakılması yasak
olandan çevirsinler, mahrem yerlerini korusunlar. Bu, onların arınmasını
daha iyi sağlar. Allah yaptıklarından şüphesiz haberdardır.” Nur Suresi 30. ayet * * * 330-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Meşru olmayan bakış iblisin zehirli
oklarından biridir. Her kim Allah azze ve celle için –başkası için değil-
haram bakıştan kaçınırsa Allah da kendisine tadına varacağı bir iman verir.” Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 4, s. 18 * * * 331-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Gözlerin zinası haram bakışlardır. Ağzın
zinası haram öpüşmedir. Ellerin zinası haram dokunmadır; cinsel ilişki vaki olsun
veya olmasın… (Yani her ne kadar cinsel ilişkide bulunmasa da bu haram
işlerden birini yapan kimse bu organlarıyla zina etmiş sayılır ve de azap
görecektir. Zira bu davranışları da onun iffetsizliğini ortaya koymaktadır.)” el-Kafi, c. 5, s. 559 * * * 332-İmam
Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kendisine helal olmayan kadının avret
mahalline bakan erkeğe Resulullah lanet etmiştir. Hakeza din kardeşinin
eşine ihanet eden ve faydalanmak açısından kendisine muhtaç olduklarında insanlardan
rüşvet isteyen kimseye de lanet etmiştir.” el-Kafi, c. 5, s. 559 * * * 333-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Erkeğin kadına, “seni seviyorum” demesi asla
kalbinden çıkmaz.” Vesail’uş-Şia, c. 14, s. 10 * * * 334-İmam
Bakır (a.s)’a kadınların başlarına takıp saçlarını tutturdukları tokanın
hükmü sorulunca şöyle buyurdu: “Kadının eşi için güzel tokalar ile süslenmesinin
sakıncası yoktur.” el-Kafi, c. 5, s. 119 * * * 335-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Resulullah (s.a.v) kadının eşinden
gayrisi için süslenmesini yasaklamıştır. Eşinden gayrisi için süslendiği
takdirde Allah azze ve celle’nin onu ateşi ile yakması bir haktır.” Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 4, s. 6 * * * 336-Eba
Abdillah (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bizi (Ehl-i Beyt’i) en çok sevenler,
kadınları en çok sevenlerdir.” Vesail’uş-Şia, c. 14, s. 11 * * * 337-Nebi
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kadınlarınızın en hayırlısı iffetli olanlar, eşi
için (başkası için değil) süslenip itaat edenlerdir.” Vesail’uş-Şia, c. 20, s. 30 * * * 338-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Tevrat’ta şöyle yazılmıştır: Ben Allah’ım, insanları
öldüreni öldürür ve zina edenleri darmadağın ederim.” el-Kafi c, 5, s. 554 * * * 339-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Zina eden kimsenin üçü dünyada, üçü de
ahirette olmak üzere altı sıfatı vardır: Dünyada olan üç sıfat; yüzündeki
nurunu (nuraniyetini) gidermesi, kendisini fakir kılması ve ömrünü
kısaltmasıdır. Ahirette olan üç sıfat ise; Allah’ın gazabı, hesabının kötü
oluşu ve cehennemde temelli kalışıdır.” el-Kafi, c. 5, s. 641 * * * 340-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ey İnsanlar, zina etmeyin; aksi takdirde
eşleriniz de zina eder. Yaptığın her işin aynısı sana da yapılır.” el-Kafi, c. 5, s. 554 * * * 341-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kendisine haram olan bir kadını yaklaşan kimse,
şeytan ile birlikte ateşten zincire vurulur ve cehenneme atılır.” Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 4, s. 14 * * * 342-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Erkeğin, bu ve benzeri yollar ile (haram
yollar ile) boşalması da zina sayılır.” el-Kafi c. 5, s. 541 * * * 343-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Hayvanlar ile cinsel ilişkide bulunan mel’undur,
mel’undur. el-Kafi, c. 2, s. 270 * * * 344-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: Kadınların birlikte yatması da (lezbiyencilik ve sevicilikleri
de) zinadır.” Kenz’ul-Ummal c. 5, s. 316 * * * 345-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Allah şu üç şeyi sever: Az konuşmayı, az uyumayı
ve az yemeyi… Şu üç şeyden de Allah buğz eder: Çok konuşmaktan, çok
uyumaktan ve çok yemekten…” el-İsna Aşeriye, s. 92 * * * 346-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Gücünüz yettiğince temiz olun, şüphesiz ki
Allah-u Teala İslam’ı temizlik üzere bina etmiştir. Temiz olmayanlar cennete
de giremez.” Kenz’ul-Ummal, 20062 * * * 347-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Çok yemek bir çok hastalıklara neden
olur.” Gurer’ul-Hikem, s. 359 * * * 348-Hasan
b. Cehm şöyle diyor: Ebu’l-Hasan Musa b. Cafer (a.s) şöyle buyurmuştur:
Sünnetlerden beş şey insanların başında, beş şey de bedenlerindedir: Başında
olan beş şey: Dişlerini fırçalamak, bıyıklarını kısaltmak, saçlarını ayırmak,
mazmaza ve istinşak etmek (ağzına ve burnuna su çekmek)… Bedenlerde olan
sünnetler ise; sünnet olmak, avret mahallindeki kılları traş etmek, koltuk
altındaki kılları traş etmek, tırnaklarını kesmek ve istinca etmek (yani
küçük veya büyük abdest aldığında temizlenmek.)” el-Hisal, s. 125 * * * 349-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s), İmam Hasan (a.s)’a şöyle buyurmuştur: “Seni doktora muhtaç
etmeyecek dört hasleti sana öğreteyim mi?” İmam Hasan (a.s), “Evet, öğret”
diyince de Hz. Ali (a.s) şöyle buyurdu: “ 1-Acıkmadıkça
yemeğin başına oturma, 2-Henüz
yemek için iştahın olduğu halde sofradan kalk 3-Ağzındaki
lokmayı iyi çiğne 4-Yatarken
tuvalet ihtiyacını gider. Bunları
yapacak olursan şüphesiz ki doktora muhtaç olmaktan kurtulursun.” Vesail’uş-Şia, c. 24, s. 245 * * * 350-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Herhangi birisi pazardan bir yiyecek alır, kırk
gün onu evinde saklar, Müslümanların pazarında kıymeti artınca da onu satar
(sonra da bu vurgunculuk günahından arınmak için) bütün değerince sadaka
verecek olursa, yine de bu yaptığı günahın kefareti olamaz.” Bihar’ul-Envar, c. 103, s. 89 * * * 351-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Fıkhı olmaksızın ticarete atılan kimse
mutlaka faize düşer.” Bihar’ul-Envar, c. 103, s. 93 * * * 352-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) Resulullah (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Alış
veriş yapan insan şu beş sıfattan uzak durmalıdır, aksi takdirde bir şey
alıp satmamalıdır. (Bu beş şey şunlardır:) Faiz, yemin içmek, malın aybını
saklamak, satınca övmek ve alınca yermek.” el-Hisal, c. 1, s. 286 * * * 353-İmam
Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Dünyada rızkı; insanlara muhtaç olmamak,
ailesini genişlikte tutmak ve komşularına ihsanda bulunmak için taleb el-Kafi, c. 5, s. 78 Alış-Verişlerde
Sahtekarlık Etmek 354-Nebi
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her kim Müslüman kardeşine karşı kalbinde bir hile
düşündüğü halde geceler ve sabahlarsa tövbe edinceye kadar Allah’ın
gazabında olur.” Sefinet’ul-Bihar, c. 2, s. 318 * * * 355-Nebi
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: Her kim Müslüman kardeşine karşı bir hile düşünürse,
Allah rızkının bereketini alır, geçimini bozar ve onu kendi nefsiyle baş başa
bırakır.” Vesail’uş-Şia, c. 17, s. 283 * * * 356-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Peygamber (s.a.v) süte su katıp satmayı
yasaklamıştır.” et-Tehzib, c. 7, s. 13 * * * 357-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bizlere hile ve sahtekarlık yapan kimse
bizden değildir.” Furu’ul-Kafi, c. 5, s. 160, 1 * * * 358-Nebi
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Alış-verişlerinde müslümanları aldatan kimse
bizden değildir. Allah kıyamet gününde onu Yahudiler ile haşr eder. Zira Yahudiler
müslümanları en çok aldatan kimselerdir.” Bihar’ul-Envar, c.103, s. 80 * * * 359-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kendimden sonra ümmetim hakkında şu üç şeyden
korkuyorum: Marifetten sonra dalalet (yani anne babası Müslüman ve yaşadığı
yer islami bir çevre olduğu halde inanç, ahlak veya amellerinde doğru yoldan
sapmak), saptırıcı fitneler (yani dünyada olan olaylar karşısında
sabredememeleri ve tevhidin yücelerinden şehvetperestliğin uçurumuna
yuvarlanmaları) ve şehvet (cinsel içgüdüler)” el-Kafi, c. 2, s. 79 * * * 360-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah nezdinde en üstün ibadet; karın (mide)
ve cinsel organların iffetidir.” el-Kafi c. 2, s. 80 * * * 361-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her kim günah ve şehvetini tatmin imkanı olduğu
halde sadece Allah azze ve celle’den koktuğu sebebiyle sakınırsa Allah ona
cehennemi haram kılar ve onu (kıyamet gününde) büyük korkudan emanda kılar.” Mekarim’ul-Ahlak, 429 * * * 362-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her kim karnının, dilinin ve cinsel organının
şerrinden emanda olursa (adeta bütün günahlardan) korunmuş olur.” el-Müheccet’ül-Beyza * * * 363-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “(Günah esnasında) lezzetlerin
geçiciliğini ve azabın ebediliğini düşünün.” Nehc’ül-Belağa, 553 * * * 364-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her kim şehvet üzere bir çocuğu öperse Allah azze
ve el-Kafi, c. 5, s. 548 * * * 365-İmam
Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Hiçbir cihad karın (mide) ve cinsel organın
iffetinden daha üstün değildir.” el-Kafi, c.2, s. 79 * * * 366-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “İki günü bir olan (ilerlemeyen kimse)
ziyandadır.” Bihar’ul-Envar, c. 71, s. 173 * * * 367-İmam
Kazım (a.s) şöyle buyurmuştur: “Dünyanın misali, deniz suyunun misalidir.
Susuz kimse ne kadar içerse içsin, onu öldürünceye dek sürekli susuzluğunu
arttırır.” Bihar’ul-Envar, c. 78, s. 311 * * * 368-İmam
Ali b. Muhammed el-Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “İnsanlar dünyada
mallarıyla, ahirette ise amelleri iledir. (Yani dünyevi makamlar mal ile
uhrevi makamlar ise ameller ile elde edilir.)” Bihar’ul-Envar, c. 78, s. 378 * * * 369-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ümmetimin kadınlarının helak ve yok oluşu altın
ve (yabancı erkeklerin karşısında giydikleri) ince elbisedendir. Ümmetimin
erkeklerinin helak ve yok oluşu ise ilmi terk edip mal toplamalarındandır. Mecmua-i Verram * * * Fani Dünya ve Helak Edici Cazibesi 370-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: Ölü, defin edilmek için omuzlarda taşındığında
ruhu cesedinin üstünde durur ve şöyle nida eder: “Ey ehlim, ey çocuklarım,
dünya beni aldattığı gibi sizi de aldatmasın, malın helalinden ve haramından
topladım, sonra başkasına bıraktım. Şimdi ise lezzeti başkalarına, azabı ise
bana kalmıştır. O halde başıma gelenlerden sakının.” Bihar’ul-Envar, c. 6, s. 161 * * * 371-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “İnsan ecelini ve süratle gelişini görecek
olsaydı arzularından ve dünyayı taleb etmekten nefret ederdi.” Bihar’ul-Envar, c. 73, s. 166 * * * 372-İmam
Kazım (a.s) şöyle buyurmuştur: “Dünyanın misali, yılan misalidir.
Dokunuşu/derisi yumuşak, içi ise öldürücü zehirdir. Akıl sahibi insanlar
ondan kaçar, çocuklar ise onu yakalamak isterler.” el-Kafi, c. 2, s. 315 * * * 373-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Dünya sevgisi, bütün günahların başıdır.” el-Kafi, c. 2, s. 315 374-İmam
Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki insanlar dünyanın kuludur.
Dinleri sadece laftadır, maişetleri/geçimleri temin edildiği müddetçe dinin
etrafında dönerler. Belalar ile imtihan edildikleri takdirde ise dindar
olanları azalır.” Bihar’ul-Envar, c. 78, s. 117 * * * 375-İmam
Mücteba şöyle buyurmuştur: “Yiyeceğini düşündüğü halde, ruhi/fikri yönlerini
düşünmeyen kimseye şaşarım. Zira o kendisine eziyet Sefinet’ul-Bihar, c. 2, s. 84 * * * 376-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki cimrilik, hırs ve korkaklık,
farklı/dağınık iç güdülerdir ki hepsi Allah’a kötü zanda bulunma hususunda
birleşir.” Nehc’ül-Belağa, 53. Mektup * * * 377-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Adem oğlu için altın ve gümüş dolusu iki
nehir aksa yine de üçüncüsünü ister.” Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 4, s. 418 * * * 378-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kalbi dünyaya bağlanan kimse üç şeye
bağlanmış olur: Bitmeyen bir hüzün, ulaşamayacağı arzular ve kavuşamayacağı
ümitler.” el-Kafi c. 2, s. 320 * * * 379-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bir çok kötü insan eceli geldiği halde
(dünya malını) taleb etmek ile uğraşır.” Gurer’ul-Hikem, s. 240 * * * 380-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: Kendi başına hareket etme, şüphesiz ki kendi
başına hareket Tesnif-u Gurer’ul-Hikem, s. 443 * * * 381-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim kendini büyük görürse Allah
nezdinde küçük sayılır.” Tesnif-u Gurer’ul-Hikem, s. 308 * * * 382-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “İnsanlar iki şeyden helak olmuşlardır:
“Fakirlik korkusu ve üstünlük taslama isteği” Bihar’ul-Envar, c. 72, s. 39 * * * 383-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kendini beğenmekten/zahiri güzelliklerine
güvenmekten ve kendini övmede aşırı gitmekten sakın. Zira bu şeytanın en
sağlam/güvenilir fırsatlarından biridir.” Gurer’ul-Hikem, s. 298 * * * 384-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kalbinde bir zerre kibir bulunan kimse asla
cennete giremez.” el-Kafi, c. 2, s. 310 385-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “İktisatlı/tasarruflu olan kimsenin fakir
olmayacağına ben kefilim.” Bihar’ul-Envar, c. 71, s. 347 * * * 386-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Siyasetin başı yumuşaklık ve uyum içinde
olmaktır.” Gurer’ul-Hikem, s. 182 * * * 387-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “İhtiyaçtan fazlası israftır.” Müstedrek’ül-Vesail, c. 15, s. 271 * * * 388-İmam
Kazım (a.s) şöyle buyurmuştur: “ Bihar’ul-Envar, c. 66, s. 334 * * * 389-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Mezarlıktan geçen herkese mezardakiler şöyle
seslenir: “Ey gafil! Bizim bildiğimiz şeyi sen de bilseydin, bedenindeki
bütün etler erirdi.” İrşad’ul-Kulub 390-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her ne zaman yöneticileriniz, iyileriniz;
zenginleriniz, en cömertleriniz; İşleriniz, ise kendi aranızda şura ile
olursa yeryüzü içindeki bütün güzellikleri sizin için ortaya çıkarır. Ama Minhac’us-Sadikin, c. 2, s. 373 * * * 391-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim akıl sahipleriyle meşveret ederse
akıllarının ışığından aydınlanır.” Gurer’ul-Hikem, s. 336 * * * 392-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim akıl sahipleriyle meşveret ederse
(bu meşveret onun) rüşt ve kemaline delalet eder ve (meşveret için) Bihar’ul-Envar, c. 75, s. 105 * * * 393-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Meşveret eden kimse asla mutsuz/şaki olmaz. Kendi
başına hareket Nehc’ül-Fesahe 533 * * * 394-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “İbadet yetmiş cüzdür. En üstünü ise helalinden
kazanç sağlamaktır.” et-Tehzib, c. 6, s. 324 * * * 395-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Heyhat! Heyhat! İşsizlik ve tembelliğe
alışmış kimseler nasıl saadete erişebilir?” Gurer’ul-Hikem, s. 197 * * * 396-İmam
Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Tembellik ve tahammülsüzlükten uzak dur, zira
bunlar bütün kötülüklerin anahtarıdır.” Bihar’ul-Envar, c. 78, s. 175 * * * 397-Enes
bin Malik şöyle rivayet etmektedir: “Resulullah (s.a.v) Tebük gazvesinden
dönünce Sa’d’ul Ensari onu karşıladı. Peygamber (s.a.v) kendisiyle tokalaştıktan
sonra ona şöyle buyurdu: “Elindeki bu nasırlar neden oluştu?” Sa’d şöyle
cevap verdi: “Ya Resulullah ben, evimin geçimini kazanmak için ip ve kürekle
çalışıyorum.” Bunun üzerine Peygamber (s.a.v) elini öptü ve şöyle buyurdu:
“Bu el asla cehennem ateşini görmeyecek eldir.” Üsdü’l-Gabe, c. 2, s. 269 398-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her iyiliğin üstünde bir iyilik vardır. Ancak
kul Allah azze ve Bihar’ul-Envar, c. 100, s. 10 * * * 399-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah yolunda öldürülen kimseye Allah hiç bir
kötülüğünü göstermez.” el-Kafi, c. 5, s. 54 * * * 400-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Nefsim elinde olan Allah’a and olsun ki bütün
göklerin ve yerin ehli bir müminin katlinde birleşse veya onun katlinden razı
olsa Allah hepsini cehennem ateşine atar.” Bihar’ul-Envar, c. 75, s. 149 * * * 401-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Allah azze ve celle’ye, Allah yolunda dökülen Vesail’uş-Şia, c. 15, s. 14 * * * Beklenilen
Mehdi (as) ve Adaletin Hakimiyeti 402-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Mehdi (a.s) benim itretimden ve Sünen-i Ebi Davud, c. 4, s. 107 * * * 403-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ehl-i Beyt’imden Kaim’i (Hz. Mehdi’yi) gören ve
kıyamından önce kendisine uyan, dostuna dost olan, düşmanından uzaklaşan ve
ondan önceki hidayet imamlarının velayetini Bihar’ul-Envar, c. 52, s. 129 * * * 404-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Allah itretimden ve Ehl-i Beyt’imden birini
gönderir. O yeryüzü zulümle dolduktan sonra, yeryüzünü adaletle doldurur.” el-Müsennef, c. 11, s. 371 * * * 405-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her kim ölür de zamanının İmamını (şu anda Hz.
Mehdi’yi) tanımazsa cahiliye üzere ölmüş gibidir.” Müsned-i Ahmed bin Hanbel, c.2, s.83; c.3,s.446 ve c.4, s.96 Sahih-i Buhari c.5,s.13; Sahih-i Müslim c.6, s.21, 1849. Hadis ve
Ehl-i Sünnet alimlerinin yazdığı 25 kaynak eserden naklen. 406-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Eğer Kaim’imiz (Hz. Mehdi) kıyam edecek
olursa gök yağmurunu nazil buyurur, yer yüzü bitkilerini yeşertir. Kulların
kalbinden kin ve düşmanlık silinir, yırtıcı ve evcil hayvanlar birbirlerinden
korkmazlar.” Bihar’ul-Envar, c. 52, s. 316 * * * 407-Ebi
Carud şöyle diyor: “İma Bakır (a.s)’a şöyle dedim: “Ey İbn-i Resulullah size
olan sevgimi bağlılığımı ve dostluğumu biliyor musunuz?” İmam Bakır (a.s),
“Evet” deyince de şöyle dedim: “O halde size bir soru sormak ve cevabınızı
almak istiyorum. Şüphesiz ki benim gözlerim görmüyor, çok az yol
yürüyebiliyorum ve sürekli sizleri ziyaret edemiyorum.” İmam Sadık (a.s),
“İsteğini söyle” diye buyurunca da şöyle dedim: “Siz ve Ehl-i Beyt’inizin,
kendisiyle Allah azze ve celle’ye ibadet ettiğiniz dini bana söyle, ben de o
din vesilesiyle Allah azze ve celle’ye ibadet edeyim. İmam Bakır (a.s) şöyle
buyurdu: “Gerçi
kısa bir söz söyledin, ama büyük bir soru sordun. Vallahi benim ve babalarımın
Allah azze ve celle’ye ibadet ettiği dini el-Kafi, c. 1, s. 34 * * * 408-İmam
Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kaim’imiz kıyam edince elini kulların başının
üstüne koyar, böylece akıllarını bir araya toplar gelişimlerini kemale
erdirir. Allah görüşlerini ve duyuşlarını güçlendirir. Öyle ki kendileriyle
Kaim (Hz. Mehdi) arasında hiç bir örtü/engel kalmaz. Onlarla konuşmak istediğinde
duyarlar ve kendi mekanında olduğu halde onu görürler.” Yevm’ul-Halas, s. 269 * * * 409-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki Kaim (Hz. Mehdi) zamanında bir mümin
doğuda olsa batıda olan kardeşi kendisini görür. Hakeza, batıda olsa, doğuda
olan kardeşi kendisini görür.” Bihar’ul-Envar, c. 52, s. 391 410-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “(Hz. Mehdi) Rükn ve Makam arasında durur,
yüksek sesle şöyle seslenir: “Ey benim temsilcilerim, özel dostlarım, ey ben
zuhur etmeden Allah’ın bana yardım etmesi için yeryüzünde hazırladığı
kimseler, itaat ederek bana gelin.” Onlar yeryüzünün doğu veya batısında
mihrap veya yataklarında olduğu halde İmam (a.s)’ın sesini işitirler. Bu bir
tek ses onların hepsinin kulağına gider ve hepsi ona doğru hareket ederler.
Çok geçmeden göz açıp kapatıncaya kadar hepsi huzuruna varırlar. Bu (azametli
toplantı) Rükün ve Makam arasında (güneş doğmadan önce) gerçekleşecektir.” Bihar’ul-Envar, c. 53, s. 7 * * * 411-İmam
Sadık (a.s), Mufazzal’a Hz. Mehdi (a.s)’ın zuhuru hakkında bir şeyler
söyledikten sonra şöyle buyurdu: “Ey Mufazzal Hz. Mehdi (a.s) ile ilgili
haberleri Şiilerimize de haber ver ki dinlerinde şekke düşmesinler.” Bihar’ul-Envar, c. 53, s. 6 * * * 412-İmam
Mehdi (a.f.) şöyle buyurmuştur: “Ben Mehdi’yim, ben zamanın Kaim’iyim,
yeryüzü zulümle dolduktan sonra onu adaletle dolduracak olan benim. Şüphesiz
ki yeryüzü hüccetsiz kalmaz. İnsanlar asla belirsizlik/şaşkınlık içinde
bırakılmaz. Bunlar Kemal’ud-Din, s. 445 * * * 413-İmam
Mehdi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ama çağdaş meselelerde hadislerimizi rivayet
edenlere müracaat ediniz. Şüphesiz ki onlar benim sizlere olan hüccetimdir
ve ben Allah’ın sizin üzerinize olan hüccetiyim.” Kemal’ud-Din, s. 484 * * * 414-İmam
Mehdi (a.s) Şeyh Müfid’e yazdığı bir mektupta şöyle buyurmuştur: “Biz sizin
haberlerinizi ve durumunuzu tümüyle biliyoruz. Sizlerle ilgili hiç bir şey
bize gizli değildir.” Bihar’ul-Envar, c. 53, s. 175 * * * 415-Aynı
mektupta şöyle yazılmıştır: “Biz sizi yönetmede ve halinize riayet etmede
ihmalkarlık etmeyiz. Zikrinizi/adınızı unutmayız. Aksi taktirde her taraftan belalar
üzerinize iner ve düşmanlarınız sizi yok ederdi. O halde Allah’tan korkun.” Bihar’ul-Envar, c. 53, s. 175 416-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki alimlere
sadece güzel elbiseleri sebebiyle ikram edecekler, Kur’an’ı sadece güzel ses
sebebiyle dinleyecekler ve Allah’a sadece Ramazan ayında ibadet edeceklerdir.
Kadınlarının hayası kalmayacak, fakirlerinin sabrı tükenecek, zenginleri
cömertlik etmeyecek ve az ile yetinmeyecek, çok ile doymayacaklardır. Bütün
himmetleri/gayretleri karınları olacak, dinleri dinar ve kıbleleri kadın
olacaktır. Evleri camileri olacak, alimlerinden koyunların kurtlardan kaçtığı
gibi kaçacaklardır. Böyle oldukları zaman Allah da onları üç şeye müptela
kılar: Evvela mallarından bereketi kaldırır, ikinci olarak onlara zalim
sultanları musallat eder ve üçüncü olarak da dünyadan imansız olarak
ayrılırlar.” Vekayi’ul-Eyyam, s. 439 * * * 417-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ümmetime öyle bir zaman gelecek ki yöneticileri
zalim, alimleri tamahkar ve takvasız olacaktır, ibadet edenleri riyakar,
tacirleri faizci, ayıpları gizlemeleri sadece alışverişte olacaktır.
Kadınları dünya süsüne kapılacaklardır. O zaman kötüleri onlara musallat
olur, iyileri dua eder de kendilerine icabet edilmez.” Bihar’ul-Envar, c. 23, s. 22 * * * 418-Nebi
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ümmetime öyle bir zaman gelecek ki beş şeyi
sevecekler ve beş şeyi de unutacaklardır: Dünyayı sevecekler, ahireti unutacaklar… el-İsna Aşeriye, s. 202 * * * Ömrü
Nasıl Yaşamak Gerektiği Hususunda 419-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ey Ebu Zer şu beş şeyi, beş şeyden önce ganimet
bil: “Gençliği, yaşlılıktan önce; sağlığını, hastalığından önce; zenginliğini,
fakirlikten önce; boş vaktini, meşguliyetinden önce ve hayatını ölümden
önce…” Bihar’ul-Envar, c. 77, s. 77 * * * 420-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Simyadan daha değerli olan şey Müminin ömründen
geri kalanıdır.” Gurer’ul-Hikem, s. 257 421-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü olunca insanların bir kısmı kalkıp
cennetin kapısına gelir ve kapıyı çalmaya başlarlar. Onlara, “Siz kimsiniz?
denir. “Onlar, “Biz sabır ehliyiz” derler. Kendilerine, “Neye sabrettiniz?”
diye sorulur. Onlar, “Biz Allah’a itaat ve isyan hususunda sabrettik”
derler. Allah azze ve el-Kafi, c. 2, s. 75 * * * 422-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: Emel ve arzuları kısa ve fırsatları
ganimet bilen kimseye ne mutlu!” Gurer’ul-Hikem, s. 206 * * * 423-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Haftada bir gün dini hususunda araştırma yapmayan
ve dini hakkında soru sormayan Müslüman ne de kötüdür.” Bihar’ul-Envar, c. 1, s. 176 * * * 424-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her kim Allah’ın dininde araştırmalarda bulunursa
Allah da hayatını kendisine kolaylaştırır ve onu tahmin bile etmediği yerlerden
rızıklandırır.” el-Müheccet’ül-Beyza, c.1, s. 15 * * * 425-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şii gençlerden birinin dini öğrenme
hususunda çaba içinde olmadığını görürsem onu te’dib
ederim/edeplendiririm." Bihar’ul-Envar, c. 1, s. 214 * * * 426-İmam
Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şiilerime haber ver: Onlar iyiliği
emrettikleri takdirde kıyamet günü kurtuluşa erenlerden olacaktır.” Bihar’ul-Envar, c. 2, s. 29 * * * 427-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ümmetimden her kim insanların dini hususunda
ihtiyaç duyacakları kırk hadis ezberlerse, Allah da onu kıyamet günü fakih
ve alim olarak haşr eder.” Bihar’ul-Envar, c. 2, s. 153 * * * 428-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki kul güzel ahlakı ile gündüzleri oruç
tutan ve geceleri ibadet Bihar’ul-Envar, c. 71, s. 373 * * * 329-Emir’el-Müminin
Ali (a.s) oğlu Hasan (a.s)’a şöyle buyurmuştur: Ey oğlum! Zenginlik akıldan
daha üstün değildir, fakirlik cehalet gibi değildir. Hiçbir vahşet kendini
beğenmekten daha şiddetli değildir. Hiçbir hayat güzel ahlaktan daha lezzetli
değildir.” Bihar’ul-Envar, c. 78, s.111 * * * 430-İmam
Hasan-i Mücteba (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki güzelliklerin en
güzeli, güzel ahlaktır.” el-Hisal, s. 29 * * * 431-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Güzel ahlak şu üç şeydedir: Haramlardan
sakınmak, helal rızık talep etmek ve ailesini darlığa sokmamak.” Bihar’ul-Envar, c. 71, s. 394 * * * 432-Ebu
Hamza Somali, Ali b. Hüseyin (a.s)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Güzel söz el-Hisal, s. 317 * * * 433-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şu üç şeyden birini Allah nezdine götüren
kimseye Allah da cenneti farz kılar: Darlıkta olduğu halde infak etmek, bütün
insanlar için güler yüzlü davranmak ve nefsi hususunda insaflı olmak. (Yani
kendi zararına da olsa hakkı söylemek.)” el-Kafi, c. 2, s. 103 * * * 434-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ümmetimi en çok cennete koyan şey, Allah’tan
sakınmak ve güzel ahlaktır.” el-Kafi, c. 2, s. 100 * * * Gazap ve Kötü Ahlakın
Afetleri 435-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Sirke balı bozduğu gibi, gazab da imanı bozar.” el-Kafi, c. 2, s. 302 * * * 436-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Gazab her kötülüğün anahtarıdır.” el-Kafi, c. 2, s. 303 * * * 437-İmam
Rıza (a.s) babalarından, onlar da Emir’el-Müminin (a.s)’dan şöyle
nakletmektedirler: “Adamın biri Peygamber (s.a.v)’e şöyle dedi: Bana öyle bir
amel öğret ki cennet ile aramızda hiçbir engel kalmasın.” Bunun üzerine
Peygamber şöyle buyurdu: “Asla gazab etme, insanlardan bir şey isteme ve
kendi nefsin için istediğini insanlar için de iste.” Bihar’ul-Envar, c. 75, s. 27 * * * 438-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim gazabını kontrol ederse, Allah da
onun ayıplarını örter.” el-Kafi, c. 2, s. 303 * * * 439-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Gazap hikmet sahibi insanın kalbini öldürür.”
(ve şöyle buyurdu:) “Her kim gazabına sahip olmazsa, aklına da sahip
olamaz.” el-Kafi, c. 2, s. 303 440-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kendinize istiğfarın güzel kokusunu sürün
ki günahların kötü kokusu sizi rezil etmesin.” Bihar’ul-Envar, c. 6, s. 22 * * * 441-Emir’el-Müminin
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bütün nimetleri sebebiyle hamd Allah’a özgüdür,
Allah’tan her hayırlı işi dilerim, her kötülükten Allah’a sığınırım ve her
günahtan dolayı Allah’a istiğfarda bulunurum.” Bihar’ul-Envar, c. 94, s. 242 * * * 442-İmam
Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: Resulullah (s.a.v)’e, “kulların en hayırlısı
kimdir?” diye sorulunca Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Onlar iyilik
edince sevinirler ve kötülük edince de istiğfarda bulunurlar, kendilerine
ihsan edilince teşekkür ederler, belaya düşünce sabır ederler ve
gazaplanınca da bağışlarlar.” el-Hisal, s. 317 * * * 443-İmam
Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kul Allah’a istiğfarda bulunmayı arttırınca amel
defteri ışıldar/nur saçar bir halde göğe yükselir.” Mekarim’ul-Ahlak, s. 313 * * * 444-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kul namazını cemaat ile kılar ve sonra da Allah’tan
hacetini dilerse Allah hacetini gidermemekten haya eder.” Bihar’ul-Envar, c. 88, s. 4 * * * 445-İmam
Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: “Cemaat namazının yalnız kılınan namazdan
üstünlüğü her rekata karşılık (sevabının) iki bin rekat oluşudur.” Bihar’ul-Envar, c. 4, s. 88, Vesail’uş-Şia, c. 8, s. 290 * * * 446-Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “İnsanın cemaat ile kıldığı bir namazı, kırk yıl
evinde kıldığı namazdan daha hayırlıdır.” Müstedrek’ül-Vesail, c. 6, s. 446 * * * 447-Nebi
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Cemaat namazına gelince… Şüphesiz ki ümmetimin
yeryüzündeki safları meleklerin gökyüzündeki safları gibidir. Bir rekat
cemaat namazı, her rekatı Allah nezdinde kırk yıl ibadetten daha sevimli
olan yirmi dört rekata denktir. Allah kıyamet günü ilk ve son insanların
hepsini hesap için topladığında Allah azze ve Bihar’ul-Envar, c. 88, s. 6
* * *
448-(Gözleri görmeyen bir şahıs Resulullah (s.a.v)’in yanına gelerek şöyle dedi: “Ya Resulullah gözlerim görmüyor, ezan sesini duyunca elimden tutup beni cemaate getirecek ve seninle namaz kılmamı sağlayacak kimsem yok. Ne yapmalıyım?” Bunun üzerine Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu:) “Evinden camiye bir ip uzat ve o ipin yardımıyla cemaate katıl.” et-Tehzib, c. 3, s. 266
* * *
449-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Cemaat namazını; rağbeti olmadığından veya hiçbir özrü olmaksızın Müslümanların cemaatinden ayrı kalarak terk eden kimsenin namazı yoktur.”(Yani namazı kabul olmaz.) Bihar’ul-Envar, c. 44, s. 11
* * *
450-İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: Şüphesiz ki (İslam’da) cemaat namazı; ihlas, tevhit, İslam ve Allah’a ibadet, tertemiz, aşikar ve görünür olsun diye karar kılınmıştır. Zira bunun açığa çıkarılmasında yeryüzünün doğu ve batısındaki insanlar üzerinde Allah’ın bir hücceti vardır. (Zira İslam’ın gerçekleri ortaya çıkar ve Allah’a tevhit üzere ibadet şirk ve küfür nur karşısındaki karanlıklar gibi dağılır ve ayakta tutunamaz.) İki yüzlü ve dini hükümleri hafife alan kimseler de Müslüman olduklarını izhar ettikleri için ister istemez cemaate katılacak, ister istemez iddiaları üzere hareket edeceklerdir. (Böylece toplumdaki insanların amelleri tek düze olacak ve hiç kimse bir hükmü çiğnemeyecektir.) Ayrıca insanların birbiri hakkındaki şahadetleri doğru ve mümkün olacaktır. (Zira Müslümanlık veya diğer hususlarda şahadette bulunmak tanımaya bağlıdır. İnsanları tanımanın en iyi yolu ise cemaat namazıdır.) Ayrıca cemaat namazları iyilik ve takva üzere yardımlaşmaya sebep olacak ve Allah azze ve celle’ye karşı yapılan bir çok günahları engelleyecektir.” Bihar’ul-Envar, c. 88, s. 12 * * *
451-İmam Bakır (a.s) duasında şöyle buyurmuştur: “Allah’ım, bizleri keramet (İslami azamet) sahibi bir devlette karar kılmanı dileriz. (Bu devlet şüphesiz ki Hz. Mehdi (a.s)’ın hak devletidir.) Bu kerim devlet sayesinde İslam ve ehline izzet bağışlar, nifak ve ehlini de rezil rüsva edersin. Bizleri o hak devlette sana itaate davet edenlerden ve hidayet yolunun öncülerinden karar kıl. Bu vesile ile (İslam ve Kur’an’ı uygulayan Hz. Mehdi’nin kerim devleti sayesinde) bizlere dünya ve ahiretin izzet ve kerametini nasip eyle.” Bihar’ul-Envar, c. 91, s. 6
* * *
Kaynaklar
1-Kur’an-ı Kerim 2-Nehc’ül-Belağa, Emir’el-Müminin İmam Ali (A)’ın Seyyid Razi (r.a) vasıtasıyla toplanan hutbe, mektup ve sözleri 3-Sahife-i
Seccadiye, İmam Seccad (A)’ın sözleri 4-Kemal’ud-Din,
Şeyh Seduk 5-Bihar’ul-Envar,
Muhammed Bakır Meclisi 6-Vesail’uş-Şia,
Şeyh Hurr’il Amuli 7-et-Tehzib,
Şeyh Tusi 8-Men La
Yehzuruh’ul-Fakih, Şeyh Seduk 9-Mekarim’ul-Ahlak 10-Kenz’ul-Ummal,
Şeyh Tebersi 11-Gurer’ul-Hikem 12-Şerh-u
Gurer’ul-Hikem 13-Tesnif-u
Gurer’ul-Hikem 14-Müstedrek’ül-Vesail,
Allame Nuri 15-el-Müheccet’ül-Beyza,
Feyz-i Kaşani 16-el-Hisal,
Şeyh Seduk 17-el-İsna
E’şeriye, Şeyh Hurr-i Amuli 18-Leal’il-Ahbar,
Muhammed Nebi Tuyserkani 19-Sefinet’ul-Bihar,
Şeyh Kumi 20-Müstedrek-i
Sefinet’ul-Bihar, Şeyh Ensari 21-Şerh-i
Nehc’ül-Belağa, İbn-i Ebil Hadid 22-Teraif’ul-Hikem,
Mirza Ahmed Aştiyani 23-Mecmua-i
Verram, Emir Verram-i Maliki 24-İrşad’ul-Kulup,
Şeyh Deylemi 25-el-İrşad,
Şeyh Müfid 26-Meani’ul-Ahbar,
Şeyh Seduk 27-Vekayi’ul-Eyyam,
Şeyh Abbas-i Kumi 28-Misbah’ul-Müteheccid,
Şeyh Tusi 29-Sefat’uş-Şia,
Şeyh Seduk 30-el-Emali,
Şeyh Seduk 31-Uyun-u
Ahbar’ir-Rıza 32-Munteh’el-Amal,
Şeyh Kumi 33-el-Hayat,
Muhammed Rıza Hekimi 34-Tuhef’ul-Ukul,
el-Behrani 35-el-İhticac,
Şeyh Tebersi 36-Üsd’ül-Gabe,
İbn-i Esir 37-Şehab-ul
Ahbar, Kazi Kazayi 38-İkab’ul-A’mal,
Şeyh Seduk 39-E’lam’ul-Vera,
Şeyh Tebersi 40-el-İmam
Mehdi İnde Ehl-i Sünne, Mehdi Fakih İmani 41-Yevm’ul-Helas,
Kamil Süleyman 42-Sünen-i
İbn-i Mace, İbn-i Mace Kazvini 43-Sünen-i
Ebu Davud, Süleyman Secistani 44--el-Müssenef, Ebu Bekir Sen’ani
|