Gadir Sayfası
Hz.
Ali'den Nakledilen Hadisler
Tercüme: Metin Gülbol
HZ.ALİNİN,
OĞLU HZ.HÜSEYİN İLE ÖVÜNME YARIŞMASI
Süleyman
bin Mihrandan, o da Cabirden, o da Mücahitten, Abdullah bin Abbastan
naklen, Resulullah (saa) şöyle buyurdu: Göğe yükseldiğimde
Cennetin kapısına şöyle yazılı olduğunu gördüm:
Allahtan başka ilah yoktur, Muhammed Allahın Resulüdür, Ali
Allahın velisidir, Hasan ve Hüseyn Resulullahın
torunlarıdır, Fatımatüz Zehra Allahın safvetidir,
bunları inkar eden ve onlara buğz edene (kin güdene) Allahın
laneti olsun. "Bir gün Resulullah (s.a.a) oturmuştu ve yanında
da İmam Ali bin Ebi Talib (a.s) bulunuyordu. O sıra Hz. Hüseyin
içeriye girdi. Resulullah (s.a.a) onu yanına oturtarak iki
gözünün arasını ve dudaklarını öptü. Hz. Hüseyin o
sıralar altı yaşındaydı. Hz. Ali Resulullah'a dönerek
ona şöyle bir soru sordu: "Ey Resulullah, oğlum Hüseyn'i seviyor
musun?" Allah Resulü buyurdu: "Nasıl sevmem, oysa o benim
vücudumdan bir parçadır." Hz. Ali (a.s) arz etti: "Ey
Resulullah, hangimizi daha çok seviyorsun, beni mi, Hüseyni mi?" Hz. Hüseyin
araya girerek şöyle dedi: "Babacığım kimin şeref
ve fazileti daha yüce olursa, onu daha çok sever ve makamı ona daha
yakın olur." Hz. Ali oğluna hitaben şöyle dedi: "Ey
Hüseyn benimle fazilet yarışmasına girer misin?" Hz. Hüseyn
de "Evet babacığım, eğer istiyorsan!" diye cevap
verince Hz. Ali ona şöyle buyurdu: "Ey Hüseyn,
ben
Müminlerin Emiriyim;
ben
sadıkların diliyim,
ben
(Muhammed) Mustafâ'nın veziriyim;
ben
Allah'ın ilminin hazinedarı ve insanlar arasından seçtiği
kimseyim;
ben
cennete en önce gidenlerin öncüsüyüm;
ben
Resulullah'ın borcunu ödeyecek kimseyim;
ben
o kimseyik ki amcası cennette efendidir,
ben
o kimseyim ki cennette meleklerle birlikte uçar...
Ben
Resulün kadısıyım...Ben tenzil (Tevbe) süresini Allah-u Tealanın emriyle Mekke
ehline taşıyanım.
Ben
Allahın kulları içinde seçtiği kimseyim.
Ben
Allah'ın "Allah'ın ipine topluca sarılın"(Ali
İmran 103) buyruğuyla kullarına tutunmalarını
emrettiği onun kopmaz ipiyim.
Ben
Allah'ın parlayan yıldızıyım.
Ben
gök meleklerinin kendisini ziyaret ettiği kimseyim.
Ben
Allah'ın konuşan diliyim(1)
Ben
Allah-u Teala'nın yaratıklarına olan hüccetiyim.
Ben
Allah'ın güçlü eliyim.
Ben
Allah-u Teala'nın göklerdeki yüzüyüm.
Ben
Allahın zahir olan tarafı (yanı)yım(Zümer 56.Ayete
işaret).
Ben
o kimseyim ki hakkımda Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: "
Onlar kadirleri yüceltilmiş kullardır. Onlar Allah'ın sözünün
önüne geçmezler, hep O'nun emriyle hareket ederler." (Enbiya, 26-27)
Ben
Allah'ın asla kopmayan sağlam kulpuyum. Allah duyandır,
bilendir. (Bakara 256. Ayete işaret)
Ben
Allah'ın girilmesi gereken kapısıyım.
Ben
Allah'ın sırat üzerindeki sancağıyım.
Ben
Allah'ın eviyim, kim ona geçerse emanda olur; kim benim velayetime ve
sevgime tutunursa, cehennemden emanda olur.
Ben
ahdi bozanlarla (Cemel ehli olan Ayşe, Talha, Zübeyr ve askerleri)
adaletten sapıp zulmedenlerle (Muâviye ve yandaşları) ve dinden
çıkanlarla (haricilerle) savaşacak kimseyim.
Ben
kafirleri öldürenim.
Ben
yetimlerin babasıyım,
ben
yaşlı kadınların sığınağıyım.
Ben
o kimseyim ki kıyamet günü velayetimden birbirlerine soracaklar.(Nebe
1.Ayete işaret) Allah buyuruyor ki:
O gün nimetlerden sorulacaksınız (Tekasür 8)
Ben
Allah-u Teala'nın yaratıklarına bahşettiği onun
nimetiyim.
Ben
o kimseyim ki hakkımda Allah-u Teala buyurmuştur ki: "Bugün
size dininizi tamamladım, nimetimi tamamladım ve ve size din olarak
İslama razı oldum." (Mâide, 3) Her kim beni severse, dini
kamil olmuş bir Müslüman ve mümin olur.
Ben
o kimseyim ki benimle hidayet buldunuz (Rad 7.Ayete işaret)(2)
.
Ben
o kimseyim ki Allahu Teala benim ve düşmanım hakkında
buyurmuştur ki: "Ve
durdurun onları, şüphe yok ki onlar sorguya çekileceklerdir."
(Sâffât, 24) Yani Kıyamet günü benim velayetimden (sorguya
çekileceklerdir.)
Allah-u
Tealanın Gadir-i Hum günü onunla dinini tamamladığı Büyük haber benim. (Nebe', 2. Ayete
işaret)
Ben
o kimseyim ki Allah Resulü (s.a.a) hakkımda "Ben kimin
mevlâsı isem, Ali de onun mevlâsıdır" buyurmuştur.
Ben
müminin namazıyım;
ben
Hayye alas-salât,
ben
Hayye alal-felâh;
ben
Hayye ala Hayril-amel (ben; namaza, kurtuluşa, en hayırlı amele
gelin) (Sözlerinin sırrıyım).
Ben
o kimseyim ki düşmanım hakkında Allah-u Teala şu ayeti
indirdi: "Bir isteyen, gelip çatacak azâbı istedi. O azâbı ki
kâfirlerin başından defedecek yok." (Meâric, 1-2) maksat
benim velayetimi inkar edendir ki-o da
Yahudi olan Nu'man bin el-Hâristir, Allah'ın laneti onun üzerine
olsun.
Ben
insanları havuz (Kevser)a çağıranım; benden başka müminleri
çağıran var mı?
Ben
evladımdan olan temiz imamların babasıyım.
Ben
kıyamet günündeki adalet terazisiyim.
Ben
dinin reisiyim.
Ben,
müminleri hayırlara ve Rabbimin bağışına götüren
öncüyüm.
Ben
o kimseyim ki Kıyamet gününde (cennet) ashabı benim
dostlarımdır; onlar ki benim düşmanlarımdan
uzaktırlar; onlar ki ölüm anında korkmaz ve üzülmezler ve kabirlerinde
azap edilmezler. Onlar, şehitler ve sıddıklardır ki
Rab'lerinin indinde sevinecekler.
Ben
o kimseyim ki şialarım (yandaşlarım)dan Allah'ın ve
Resulü'nün sevmediğini sevmemeleri için söz
alınmıştır, isterse babaları veya evlatları
olsun.
Ben
o kimseyim ki Şialarım (Yandaşlarım) hesapsız cennete
gireceklerdir.
Ben
o kimseyim ki şialarımın isimlerinin yazılı
olduğu divana sahibim.
Ben
müminlerin yardımcısı ve Alemlerin Rabbinin indinde
şefaatçileriyim.
Benim
iki kılıçla (Zülfikar) çarpışan,
benim
iki mızrakla vuran.
Ben
Bedir ve Hüneyn gününde kafirleri öldürenim.
Ben
Uhut'ta düşman askerinin başına bela kesilen kişiyim.
Ben
Ahzap (Hendek) günü İbn-i Abdüvedi Ki Allah ona lanet etti-
vuranım.
Ben
Amru ve Merhab'ı (Hayberin en büyük yiğidi) öldürenim.
Ben
Hayber yiğitlerini öldürenim.
Ben
o kimseyim ki hakkımda Cebrail el-Emin (a.s) şöyle buyurmuştur: "Zülfikar
gibi kılıç yok ve Ali gibi yiğit yoktur."
Ben
Mekke fethinin sahibiyim.
Ben
Lat ve Uzza'yı kıranım.
Ben
Büyük Hubel ve Menât adlı
putları yok edenim.
Ben
Resulullah sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellemin omzuna çıkıp
putları kıranım.
Ben
"Yeğûs, "Yaûk" ve "Nesra" (adlı
putları) kıranım.
Ben
Allah yolunda kafirlere savaşan kimseyim.
Ben
(rükû'da) yüzüğünü sadaka veren kimseyim.
Ben
(Hicret gecesinde) Resulullah sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellemin yatağına yatıp nefsimle onu
müşriklerden koruyanım.
Ben
o kimseyim ki cinler benim kudret ve heybetimden korkarlar!
Ben
o kimseyim ki onunla Allaha ibadet edilir.
Ben
Allah'ın tercümanıyım.(3)
Ben
Allah'ın sancağıyım.
Ben
Resulullah sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellemin ilminin heybesiyim.
Ben
Resulullah (saa)tan sonra Cemel ehli (Ayşe, Talha ve askerleri) ve
Sıffin ehliyle (Muaviye ve yandaşları) savaşacak kimseyim.
Ben
Cennet ve cehennemi bölenim .(4)
Söz
buraya varınca Hz. Ali (a.s) sustu. Allahın Resulü (s.a.a) söze
başlayıp şöyle buyurdu:
"Ey
Eba Abdillah (il-Hüseyn), duydun mu babanın söylediklerini? Daha bunlar,
onun faziletlerinin onda birinin onda birinin onda biridir ancak. Bunlar bir
milyon faziletten sadece bir kaçıydı. O bundan da yüce birisidir."
Bunun
üzerine Hz. Hüseyin şöyle dedi:
"Bütün
övgüler Allaha mahsustur ki bizi mümin
kullarının çoğundan ve bütün yaratıklarından üstün
kıldı. Dedemizi de tenzili, tevili, sıdkı ve
Cebrâil-i Emin'le konuşmayı tahsis etti. Bizi seçtiği
kullarının en güzidesi ve bütün yaratıklarının en
üstünü karar kıldı." Sonra şöyle devam etti:
"Saydığın faziletlere gelince ey Emir-el Mü'minin, sen
bütün bunlarda sadık ve eminsin!"
Burada
Allah Resulü Hz. Hüseyn'e dönerek "Yavrum, şimdi de sen faziletlerini
zikret" buyurdu. Hz. Hüseyin şöyle buyurdu:
"Ey
babacığım, ben Ali b. Ebi Tâlib'in oğlu Hüseyn'im. Annem
alemlerin kadınlarının efendisi Fâtımet-üz Zehrâ'dır.
Benim dedem, bütün Âdem oğullarının efendisi Muhammed-ül
Mustafâ'dır ve bunda hiç bir şüphe yoktur. Ey Ali, benim annem senin
annenden daha faziletlidir Allah indinde ve bütün insanların nezdinde!
Benim dedem senin dedenden daha hayırlı ve Allah indinde ve bütün
insanların nezdinde daha faziletlidir!...Ey Ali, sen Allah indinde benden
daha faziletlisin, ama ben baba , anne ve dede açısından daha büyük
bir iftihara sahibim!"
Ravî
diyor ki söz buraya varınca, Hz. Hüseyin babasının boynuna sarıldı
ve onu öpmeye başladı. Hz. Ali de Hüseyn'i öperek şöyle diyordu:
"Allah senin şeref ve iftiharını, ilim ve hilmini daha da
artırsın! sana zulmedenlere Allah
lanet eylesin ey Ebâ Abdillah!" Sonra Hüseyn (a.s) dönüp Resulullah
(s.a.a)'in kucağına oturdu."
Kaynak:
(Şâzân Bin Cibrîl el-Kummî
el-Fedâil kitabı S.84-85-86 Dârür Radıy H.1368 Kum Bas. / es-Seyyid Haşim el-Behrani (Ö.H.1107)
Hilyetül Ebrâr fi Ahvâl Muhammed ve âlihil Athâr C.2, S.123-127 Müessesetül
Mearif el-İslamiyye /
eş-Şeyh Ebul Hasan el-Mirandi Mecmaün Nureyn S.192-194
/Lecnet'ül Hüseyin fi Mahed Bakır'ul Ulum "Mevsûat Kelimatil
Hüseyin" S.58-62 / Ahmed el-Müstanbat "el-Katra Fî Menâkib'un
Nebî vel-Itra" C.1, S.294-297, H.5-310 / Said Ebu Meaş
"el-Erbaiyn Fi Hubbi Emiyr'ül Müminin" C.4, S.122-125 / Azizullah
el-Atâridi "Müsned el-İmam eş-Şehid Ebi Abdullah el-Hüseyin
bin Ali" S.43-45 / Mevsuat'ul İmam el-Hüseyin C.22, S.36-39 / Benk
Cami Ahadis Ehlil Beyt C.16, S.4621 / Envarül Hidaye S.175)
Dipnotlar:
(1) Müminlerin Emiri Hz. Ali
(as), ashabından Selman, Mikdat vs. ashabı ile bulut üzerinde
yükseldikten sonra şöyle buyurdu:
Ben Allahın yeryüzündeki gözüyüm, ben
Allahın yaratıkları üzerine onun diliyim, ben Allahın
sönmeyen nuruyum, ben içinden geçilmesi gereken kapısıyım ve
onun yaratıkları üzerine onun hüccetiyim.
(el-Meclisi Bihârül Envâr C.27,
S.34, Müessesetül Vefa 1404 H Beyrut Bas. / Seyyid Haşim el-Behrâni
Medinetül Meâciz C.1, S.237-241 Müessesetül Alemi Lil Matbûât H.1423 Beyrut
Bas./ Mirza Hüseyin en-Nuri et-Tıbrisi Nefsir Rahman fi Fadail Selman
S.471-476 / Hasan bin Süleyman el-Hilli el-Muhtadar S.71-76 Menşurat
el-Matbaatil Hayderiyye H.1370 Necef Bas. / Şeyh Ebu Hasan el-Mirandi
Mecmaün Nureyn S.216-221 / es-Seyyid Radi el-Musevi el-Müstanbat el-Katra
fi Menâkıb en-Nebi vel-İtra C.1, S.121-122 Tahran Bas. / Mirza
Muhammed Taki Sahifetül Ebrâr C.2, S.48-50 Dârül Cîl H.1414 Beyrut Bas.)
(2) Sen ancak ve ancak bir
uyarıcı-korkutucusun ve her kavmin bir hidayete eriştiricisi
vardır (Rad Süresi 7. Ayet)
Hz. Ali (as) bu ayet için şöyle buyurdu: Uyarıcı-korkutucu Resulullah (saa)tır, hidayete
eriştiren de benim.
(el-Hakim
Nişaburi el-Müstedrek ala Sahihayn c.3, s.129 el-Hakim burada diyor
ki: Bu hadisin isnadı sahihtir. Ama
ihraç etmemişler (Buhari ve Müslim ) /el-Heysemi "Mecma'üz Zevaid" c.7, s.41 / el-
Müttaki el-Hindi "Kenz'ul Ummal" c.1, s.251 / el-Tabari Camiul
Beyan tefsiri c.8, s.108 / İbn-i Asakir "Tarih-i Dimaşk"
c.2, s.416 / Suyuti ed-Derr ül Mensur tefsiri c.4, s.608)
Abdullah bin Abbas dedi
ki: Sen
ancak ve ancak bir uyarıcı
korkutucusun ve her kavmin bir
hidayete eriştiricisi vardır (Rad Süresi 7. Ayet)
ayeti indiği zaman, Resulullah
(saa) şöyle buyurdu: "Uyarıcı-Korkutucu benim, Hadi
(Hidayete Eriştiren) de Ali'dir, ey Ali, hidayete varmak isteyenler, ancak
seninle hidayeti bulurlar"
(el-Suyuti "ed-Derr'ül Mensur"
tefsiri c.4, s.45 / Tefsir-i İbn-i
Kesir c.3, s.502 / Tefsir-i Tabari c.13, s.108 Hadis No: 20161 /
el-Fahrettin Razi "Tefsir-i Kebir" c.19, s.14 / el-Hakim
"Müstedrek es-Sahihayn" c.3, s.129 /el-Alusi "Ruh'ul Meani"
c.13, s.97 / ez-Zerendi "Nazım Dürer es-Simtayn" s.90 /
el-Haskani "Şevahid'üt Tenzil" c.1, s.293 / el-Sabbağ
el-Maliki "Füsul el-Mühimme" s.107 / eş-Şeblenci
"Nur'ül Absar" s.71 / el-Hamvinieş-Şafii "Feraid
es-Simtayn" c.1, s.148 / el-Müttaki el-Hindi "Muntahab'ul Kenz"
c.5, s.34 / İbn-i el-Cevzi
"Zad'ül Mesir" c.4, s.307 / el-Künci eş-Şafii "Kifayet
üt-Talip" s.233 / İbn-i Asakir eş-Şafii "Tarih-i Dimaşk" c.2, s.416
Hadis No: 923 / el-Zehebi "Mizan'ül İtidal" c.1, s. 482
/el-Askalani "Lisan'ül Mizan" c.2, s.199 / el-Kunduzi el-Hanefi
"Yenabi'ül Mevedde" s. 238 / Ebu Naim "Nur'ül Müşteal"
s.119)
(3) İmam ül Masumin kerremallahu vecheh buyurdu ki:
Ena tercüman vahyüllah,
ve enel masum min indillah.
Meali: Ben Allahın
vahyinin tercümanıyım, ben Allah tarafından masum
kılınan kişiyim.
(et-Tüsteri Şerh-i İhkakul Hak
C.7, S.609; Muhammed Salih et-Tirmizi Menakıb-ı Murtadavi S.135)
(4) Hz. Ali şöyle buyurdu: Enâ kasiymün nâr, yevm'el
Kıyâmeti ekule linnâr hâze leki ve hâze li
Meali: "Ben Cehennemin taksimcisiyim,
Kıyamet Gününde Cehenneme bu senin, bu da benim diyeceğim"
(İbn-i Asakir eş-Şafii "Tarih-i Dimaşk" c.2, s.244 / İbn-i Kesir el-Bidayetü ven-Nihaye c.7, s.355 Mısır bas. / el-Künci eş-Şafii "Kifayet'üt Talib" s.71 / İbni Ebil Hadit "Şerhu Nehc' ül Belağa" c.2, s.260 / Süleyman el-Kunduzi "Yenabi' ul Mevedde" s.162 / el-Hamvini Feraidüs Simtayn c.1, s.326, Hadis No: 254 / el-Âmili el-İntisar c.6, s.255 / Müesseseti Alil Beyt Mecellet Terasena c.24, s.87 / Enis Emir "Fazilet-i Ehl-i Beyt-i Resulullah" s.374 / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkakul Hak" c.4, s.261; c.15, s.189)
حديث
مفاخرة علي بن
أبي طالب ع مع
ولده الحسين ع
شاذان بن جبرئيل:
قيل إن رسول
الله (صلى
الله عليه
وآله) كان
جالسا ذات يوم
وعنده الإمام
علي بن أبي طالب
(عليه السلام) إذ دخل
الحسين بن علي
(عليه السلام)، فأخذه
النبي (صلى
الله عليه
وآله)
وأجلسه في
حجره وقبل بين
عينيه وقبل شفتيه،
وكان للحسين
(عليه السلام) ست سنين،
فقال علي
(عليه السلام): يا رسول
الله! أتحب
ولدي الحسين؟
قال
النبى (صلى
الله عليه
وآله):
وكيف لا أحبه،
وهو عضو من
أعضائي.
فقال علي
(عليه السلام): يا رسول
الله! أيما
أحب إليك،
أنا أم حسين؟
فقال
الحسين (عليه
السلام):
يا أبت! من كان
أعلى شرفا كان
أحب إلى النبي
(صلى الله
عليه وآله)
وأقرب إليه
منزلة.
قال علي
(عليه السلام) لولده:
أتفاخرني يا حسين؟!
قال: نعم، يا
أبتاه! إن شئت.
فقال له
الإمام علي
(عليه السلام): يا حسين!
أنا أمير المؤمنين،
أنا لسان الصادقين،
أنا وزير المصطفى،
أنا خازن علم
الله ومختاره
من خلقه،
أنا قائد
السابقين إلى الجنة،
أنا قاضي
الدين عن رسول
الله (صلى
الله عليه وآله)، أنا الذي
عمه سيد
الشهداء في الجنة،
أنا الذي أخوه
جعفر الطيار
في الجنة عند الملائكة،
أنا قاضي الرسول،
أنا آخذ له باليمين،
أنا حامل سورة
التنزيل إلى
أهل مكة بأمر
الله تعالى،
أنا الذي
اختارني الله
تعالى من خلقه،
أنا حبل الله
المتين الذي
أمر الله
تعالى خلقه أن
يعتصموا به
في قوله
تعالى:
﴿واعتصموا
بحبل الله جميعا﴾
(١).
أنا نجم
الله الزاهر،
أنا الذي
تزوره ملائكة السماوات،
أنا لسان الله
الناطق،
أنا حجة الله
تعالى على خلقه،
أنا يد الله القوى،
أنا وجه الله
تعالى في السماوات،
أنا جنب الله الزاهر،
أنا الذي قال
الله سبحانه
وتعالى في وفي
حقي: ﴿بل
عباد مكرمون * لا
يسبقونه
وبالقول وهم
بأمره يعملون﴾
(٢).
أنا عروة
الله الوثقى
التي لا
انفصام لها
والله سميع عليم، أنا
الذي باب الله
الذي يؤتى منه،
أنا علم الله
على الصراط،
أنا بيت الله
من دخله كان آمنا، فمن
تمسك بولايتي
ومحبتي أمن من
النار،
أنا قاتل
الناكثين
والقاسطين والمارقين،
أنا قاتل الكافرين،
أنا أبو اليتامى،
أنا كهف الأرامل،
أنا (عم يتسآءلون)
(٣) عن
ولايتي يوم
القيامة.
وقوله تعالى: ﴿ثم
لتسئلن
يومئذ عن النعيم﴾
(٤)، أنا
نعمة الله
تعالى التي
أنعم الله بها
على خلقه،
أنا الذي قال
الله تعالى في
وفي حقي: ﴿اليوم
أكملت لكم
دينكم وأتممت
عليكم نعمتي ورضيت
لكم الإسلام دينا﴾ (5)، فمن
أحبني كان
مسلما مؤمنا
كامل الدين.
أنا الذي بي اهتديتم،
أنا الذي قال
الله تبارك
وتعالى في وفي
عدوي:
-------------------------------
١ - آل عمران: ٣ / ١٠٣.
٢ - الأنبياء: ٢١
/ ٢٦ و ٢٧.
٣ - النبأ: ٧٨ / ١.
٤ - التكاثر: ١٠٢
/ ٨.
٥ - المائدة: ٥ / 3.
﴿وقفوهم
إنهم مسؤولون﴾
(١) أي عن
ولايتي يوم القيامة،
أنا (النبأ
العظيم) (٢)، أنا الذي
أكمل الله
تعالى بي
الدين يوم
غدير خم و
، أنا الذي
قال رسول الله
(صلى الله
عليه وآله)
في: من كنت
مولاه فعلي
مولاه.
أنا صلاة المؤمن،
أنا حي على الصلاة،
أنا حي على الفلاح،
أنا حي على
خير العمل،
أنا الذي نزل
على أعدائي:
﴿سأل سآئل
بعذاب واقع * للكافرين
ليس له دافع﴾
(3) بمعنى من
أنكر ولايتي،
وهو النعمان
بن الحارث
اليهودي لعنه
الله تعالى،
أنا داعي
الأنام إلى الحوض،
فهل داعي
المؤمنين إلى
الحوض غيري؟
أنا أبو
الأئمة
الطاهرين من ولدي، أنا
ميزان القسط
ليوم القيامة،
أنا يعسوب الدين،
أنا قائد
المؤمنين إلى
الخيرات
والغفران إلى ربي، أنا
الذي أصحابي
يوم القيامة
من أوليائي
المبرؤون من أعدائي،
وعند الموت لا
يخافون ولا يحزنون،
وفي قبورهم لا
يعذبون،
وهم الشهداء والصديقون،
وعند ربهم
يفرحون.
أنا الذي شيعتي متوثقون
أن لا يوادوا
من حاد الله
ورسوله ولو
كانوا آباءهم
أو أبناءهم،
أنا الذي شيعتي
يدخلون الجنة
بغير حساب،
أنا الذي
(عندي)
ديوان الشيعة بأسمائهم،
أنا عون
المؤمنين
وشفيع لهم عند
رب العالمين.
أنا
الضارب بالسيفين،
أنا الطاعن بالرمحين،
أنا قاتل
الكافرين يوم
بدر وحنين،
أنا مردي الكماة
يوم أحد،
أنا ضارب ابن
عبد ود لعنه الله
تعالى يوم الأحزاب،
أنا قاتل
عنترة ومرحب،
أنا قاتل
فرسان خيبر.
أنا الذي
قال في الأمين
جبرئيل
(عليه السلام): لا سيف
إلا ذو الفقار
ولا فتى إلا
علي.
--------------------------------
١ - الصافات: ٣٧
/ ٢٤.
٢ - النبأ: ٧٨ / ٢.
٣ - المعارج: ٧٠
/ 2.
أنا صاحب
فتح مكة،
أنا كاسر
اللات والعزى،
أنا الهادم
الهبل الأعلى ومنات
الثالثة الأخرى،
أنا علوت على
كتف النبي
(صلى الله
عليه وآله)
وكسرت الأصنام،
أنا الذي كسرت
يغوث
ويعوق ونسرا
(عليهم لعنة
الله)،
أنا الذي
قاتلت
الكافرين في
سبيل الله،
أنا الذي تصدق
بالخاتم،
أنا الذي نمت
على فراش
النبى (صلى
الله عليه
وآله)
ووقيته بنفسي
من المشركين،
أنا الذي يخاف
الجن من بأسي،
أنا الذي به
يعبد الله.
أنا
ترجمان الله،
أنا خازن علم الله، أنا (عيبة) علم
رسول الله،
أنا قاتل أهل
الجمل وصفين
بعد رسول الله،
أنا قسيم
الجنة والنار.
فعندها
سكت علي (عليه
السلام)،
فقال النبى
(صلى الله
عليه وآله)
(للحسين (عليه
السلام)):
أسمعت يا أبا
عبد الله!
ما قاله أبوك، وهو
عشر عشير
معشار ما قاله
من فضائله،
ومن ألف ألف
فضيلة،
وهو فوق ذلك
أعلى؟
فقال
الحسين (عليه
السلام):
الحمد لله
الذي فضلنا
على كثير من
عباده المؤمنين
وعلى جميع المخلوقين،
وخص جدنا
بالتنزيل
والتأويل
والصدق
ومناجاة
الأمين جبرئيل
(عليه السلام) وجعلنا
خيار من
اصطفاه الجليل،
ورفعنا على
الخلق أجمعين.
ثم قال
الحسين (عليه
السلام):
أما ما ذكرت
يا أمير
المؤمنين!
فأنت فيه صادق
أمين.
فقال
النبى (صلى
الله عليه وآله): اذكر أنت
يا ولدي!
فضائلك.
فقال
الحسين (عليه
السلام):
يا أبت! أنا
الحسين بن علي
بن أبي طالب،
وأمي فاطمة
الزهراء سيدة
نساء العالمين،
وجدي محمد
المصطفى (صلى
الله عليه
وآله) سيد
بني آدم
أجمعين لا ريب
فيه، يا
علي! أمي أفضل
من أمك عند
الله وعند
الناس أجمعين،
وجدي خير من جدك،
وأفضل عند
الله وعند
الناس أجمعين،
وأنا في المهد
ناغاني جبرئيل،
وتلقاني إسرافيل،
يا علي! أنت
عند الله
تعالى أفضل
مني وأنا أفخر
منك بالآباء
والأمهات
والأجداد.
قال: ثم إن
الحسين (عليه
السلام)
اعتنق أباه
وجعل يقبله،
وأقبل علي
(عليه السلام) يقبل ولده
الحسين بن علي
بن أبي طالب،
وهو يقول:
زادك الله
تعالى شرفا
وفخرا
(وتعظيما)
وعلما وحلما،
ولعن الله ظالميك،
يا أبا عبد
الله!
ثم رجع
الحسين (عليه
السلام)
إلى النبى
(صلى الله
عليه وآله).
(أبى
الفضل سديد
الدين شاذان
بن جبرائيل
ألقمي في
الفضائل ص: 86,85,84 دار
الرضي ه: 1368 قم / السيد
هاشم
البحراني-الوفات
ه: 1107- في حلية
الأبرار في
أحوال محمد
وآله الأطهار ج:
2 ص: 123-127
مطبعة البهمن
، الناشر
مؤسسة
المعارف
الإسلاميه ، طبعة
الأولى 1411 ،
تحقيق الشيخ
غلام رضا
مولانا
البحراني /
الشيخ أبوا
الحسن المرندي
في مجمع
النورين ص: 192-194 /
احمد
المستنبط في
القطره من
بحار مناقب
النبي والعتره
ج: 1، ص: 294-
297 ح 5-310 / لجنة
الحديث في
معهد باقر
العلوم (ع)
في موسوعة
كلمات الإمام
الحسين ص 58-62 /
گروهی از نویسندگان
في موسوعة
الإمام
الحسين ج 22،
ص: 36-39 / سعيد
أبو معاش في الأربعین
في حب أمیر
المؤمنین علي
بن أبي طالب
علیه السلام ج
4 ص: 122-125 /
عزيز الله العطاردي
في مسند
الإمام
الشهيد أبي
عبد الله
الحسين بن
علي(ع) ص: 43-45 / جمعی از
نویسندگان
في بانک
جامع احادیث
اهل بیت علیهم
السلام ج 16 ص: 4621 -
فارسي -
عربي / أنوار الهداية
ص 175 ، ونقل
هذه المفاخرة بالإختصار:
السيد محمد
الحسيني
الشيرازي في
من فقه الزهراء
عليها السلام
ج 3 ص 9-10 /
الشيخ محمّد
مهدي الحائري
معالی السبطین:
ج 1 ص 88 /
الدكتور لبيب بيضون في
موسوعة
كربلاء ج 1 ص 180-181 / رضي بن
نبي القزويني
في تظلم
الزهراء
(عليها السلام) من اهراق
دماء آل العباء
ص 26-28 / کتاب
منتخب آثار أمیر
المؤمنین)
Sesli Arabic Version