Alevi'den
Gerçek Öyküler 4

 

 

 

 

Created by DPE, Copyright IRIS 2005
 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Ali İrfan

 

 

 

 

www.alevininsesi-velayet.com

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

VELAYET

 

 

 

 

 

VELAYET Yayın No: 22

Çocuk Serİsİ: 4

 

 

      İrtibat

      Velayet Yayıncılık

      Havuzlubahçe Mah. Bahçelievler Cad. 41/A

      (Anafartalar Lisesi Karşısı) Seyhan / ADANA

      TIf.: 0322.359 82 04

      GSM: 0535.668 62 20

     

      DİZGİ. MİzANPAJ

      MOZAİK REKLAM Tlf.: 0322.363 39 72 KAPAK:VELAYET

      TİRAJ: 1000

 

      BASKı: EKREM OFSET TIf.: 0322.363 05 16 ADANA

 

 

 

_______________________________________

 

 

 

 

 

ÖYKÜLERiMİZ

 

Created by DPE, Copyright IRIS 20051 - Hz. AIi (a.s) ve Yetimler

2 - Alevi Yaşantisında Aşırılık Olmaz

3 - Ahiret Bilinci

4 - Tövbenin Gerçeği    

 5 – Resulullah (s.a.a.)’tan Duydum

 6 - Değersiz Hükümet

 7 - Katiline Şefkat ve Merhameti

 8- Birinci imamımız Emir-el Mümin'in Ali (a.s)'den ilahi Sözler

 

 

 

 

 

SUNU

Kötü ve çirkin insanlar, dünyanın geleceğini kendilerine benzet­mek için ellerinden geleni yaparak, gelecek nesillere çirkin bir dün­ya bırakmak istiyorlar.

Bizler ne kötü olalım, ne de kötülük ve çirkinlikler karşısında sessiz kalalım. Dünyamızı kötü yarınlardan, çirkinliklerden koru­yalım.

Bu da ancak; iyileri, güzellikleri, doğruları tanımak onları örnek ve önder edinmekle olur.

Bu güzellikleri, iyilikleri, doğruları Yüce Yaratıcımız tüm insan­lığa beyan etmiştir. Bu beyanda, ondört masum-u paklar tarafın­dan hayat bulmuştur. Bu hayat, onlara layıkıyla uyanlar tarafından sürdürülmektedir.

Bizlere düşen, Yüce Yaratıcının ilahi mesajındaki beyanı anla­mamız ve onun canlı örnekleri olan ilahi önderleri en iyi bir şekilde tanımamızdır.

Bu şekilde İnsan-ı Kamil'e giden yola adım atabilir; kötülükler­den, çirkinliklerden uzak bir dünyada insana yaraşır bir hayatı ku­caklayabiliriz.

Bu kitap serimizin gayesi bu yolda yararlı olmaktır. İnsanlık ön­derlerini hayat öykülerinden örneklerle sizlere tanıtmaya çalışaca­ğız; Onları tanımak elbette hakkı ile mümkün değil ama yüreklere bir nebze esinti ve güzel bir zikir olacağına inanıyoruz. Çaba biz­den başarı Allah'tandır.

Rabbim! Bizleri; doğrulardan eyle, doğrularla beraber eyle.

 

                                                     Ali İrfan

 

 

 

Created by DPE, Copyright IRIS 2005
 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Hz. AIi (a.s) ve Yetimler

 

Sabahleyin, içi yiyecekle dolu bir sepet hazirlayip, bu sepeti omuzuna alarak o kadinin evine dogru hareket etti.

Yol da iken bazi kimseler Hz.Ali (as)’a; Sepeti verin biz götürelim diyorlar di. Ama Hz.Ali (as) onlara cevaben:

“Kiyamet günü benim amellerimi kim omuzlayacak? Diye buyuruyordu.

Nihayet o kadinin evine yetisti, kapiyi caldi.

Kadin – Kim o ?

Hz.Ali – Dün seni su tasimana yardim eden kimseyim, cocuklarina yiyecek getirdim, kapiyi ac.

Kadin kapiyi acip şöyle dedi:

-Allah senden razı olsun , benimle Ali bin Ebu Talib arasında Allah hükmetsin.

Hz. Ali (a.s) içeri girip kadına şöyle dedi :

-Size yardım etmek istiyorum.

- Ekmek mi yapıyorsun yoksa ço­cuklara mı bakacakin?

Kadın- Ben ekmeği daha güzel yaparim , sen çocuklara bak !

Kadın un öğüttü hamur yaptıo Hz.

Ali (a.s) da kendisiyle birlikte getirdiği eti kebap yapıp hurmayla çocukların ağzına bırakıyordu. Sevgi ve şefkatle babacasina lokmayı çocuklarin, ağzına bırakırken her defasında:

;'Evlatlarim! Eğer Ali sizin hakkınızde kusur etmişse ona hakkınızı helal edinu buyuruyordu.

Hamur hazır olunca Hz. Ali (a.s) tandiri yakıp yüzünü onun ateşine yaklaş= tirarak şöyle diyordu:

'Ey Ali! Ateşin tadını (yakıcılığını) tat! işte bu; yetim çocuk ve dul kadınların durumundan habersiz olan kimsenin cezasıdır."

Komşunun hanımı tesaddüfen Hz.

Ali"yi görüp tanıdı, aceleyle ev sahibi kadının yanına gidip şöyle dedi: "Yazıklar olsun sana! Bu şahıs, Müs­lümanların önderi ve bu ülkenin yöne­ticisi Ali bin Ebu Taliptir."

Kadıncağız dediği sözlerden utanç duyduğu halde aceleyle Hazrti AIi'nin yanına gelip:

"Ey Emir'el-Muminin! Senden utanç duyuyorum, beni affet' dedi.

Hz. Ali (a.s) da cevaben:

"Senin ve çocuklarının hakkında ku­sur yaptığımdan dolayı ben sizlere karşı mahcubum!" buyurdular.

 

                                                                        ALEVi YAŞANTISINDA AŞIRILIK  OLMAZ

Created by DPE, Copyright IRIS 2005imam Ali (a.s) bir gün varlıklı bir as­habı olan Zeyd oğlu Ala’nin  hasta oL­masından dolayı onu görmeye gitmiş­tl. Alaunın evinin çok büyük, geniş ve aşırı süslenmiş oluşu. Onun bu konuda neden bir israf yapmış olduğunu gös­termekteydi. imam Ali 'a.s) kendi ashabından birinin bu durumda bir israf yapmasına üzülmüş idi. Ona şöyle bu­yurdu:

Ey Ala' Böylesi bir ihtişamda bu kadar büyük bir evi bu dünyada ne yapacaksın sana böyle bir ev ahirette lazım. Bu dünyada ne kadar yaşayabilirsin? Ama ahirette bundan daha iyi bir evde yaşamak istiyorsan bu evde Allah'ın rızasını kazan, cömertlikle mi­safirler ağırla, akrabalarına, kardeşle­rine ihsanlarda bulun, müslümanların haklarına uygun davran,

Ala imam Ali Efendimize şöyle ar­zetti:

- Ey müminlerin Emiri! Senin buy­ruklarına uyacağım.

Daha sonra bu konunun aksine ya­şayan kardeşini imam Ali (a.s)`’ye şika­yette bulundum,

- Ey Müminlerin Emiri! Kardeşim Asım kendisini dünyadan tamamen uzaklaştırmış. Dünya işleri ile ilgilenmi­yor. Giyiminde de çok rahatsız edici giysi kullanıyor. Ailesini de kendi gibi yaşamaya mecbur etmiş.

imam Ali Asım'in biran önce yanına gelmesini emreder.

Asim imam Ali Efendimizin huzuru­na geldiğinde; efendimiz ona şöyle buyurur: Ey kendi nefsinin düşmani Şeytan, aklını ça!arak seni bu yolla sürüklemiştir. Kendi çoluk çocuğundan utanmıyormusun?

Neden  cocuklarına merhamet etmiyorsun? Tertemiz rızıkları sana helal eden Allah’ın onlardan yararlanmanı istemediğini mi zannediyorsun ?

 Sen Allah katinda böyle bir düşünceden daha düşüksün.

Asım: Ey Emirul müminin Sen neden Kuru ve katıksız ekmek yiyor ve rahat olmayan elbise giyiyorsun? Ben sana uymuşum dediğimde imam Ali (as) söyle buyurdular.

"Yazıkiar olsun sana” Ben senin gibi degilim beinim baska vaziyetim vardir.Cünkü ben müslümanlarin önderiyim. Ben yiyecek ve giyecegimi fakirlerin fakirliğin zorluk ve meşakkal'le  tahammül etmeleri Için onların yiyecek ve giyeceklerinin haddine indirmeliyim. Bir benim önderlik vazifemdir.Ama senin böyle bir vazifen yoktur. Asim, imam (a.s)'ın sözlerinden sonra normal elbisesini giyip kendi isiyle mesgul oldu.

Created by DPE, Copyright IRIS 2005

 

Ahiret Bilinci

Suveyd b. Gafle söyle diyor:

Halk akin akin giderek mümümlerin emiri imam Ali (as)’ye biat etmisti. O günlnerden sonra bir gün müminlerin emiri’nin huzuruna vardim. O’nun kücük bir hasir üzerinde oturmus oldugunu gördüm; Odasinda o hasirden baska bir sey yoktu. Bu durumu gönrünce söyle dedim: Ya Emir’el Müminin! Beyful-Mal sizin yetkinizde oldugu halde odanizda hasirdan baska ihtiyac duyulan diger bir sey görmüyorum.

Emir’ul Müminin Ali (as) cevaben buyurdular ki:

“EY Ğafle! Akilli bir kimse kendisinden ayrilip baska bir yere göcüp gidecegi bir ev icin mal-mülk biriktirmez. Önümüzde ..kisa bir zamanda varacagimiz huzurlu  ve emniyettli bir ev vardir; en iyi esyalarimizi ora icin seciyoruz oraya gönderiyoruz. Biz de yakinda oraya göc edecegiz.

 

TÖVBENiN GERÇEĞi

Emir'ul-Muminin Hz.

Ali (a.s)'i imanlı, sadık yarenlerinden biri olan Kumeyl söyle diyor:

Bir gün imam (a.) "Ey Emir'el

Müminin! Bir kul günah yapıyor, sonra da mağfiret diliyor. Acaba mağfiret diIemenin ölçüsü, gerçeği nedir?" diye sordum.

imam (a.s) "Ey Kumeyl! Mağfiret di-

Created by DPE, Copyright IRIS 2005Iemenin ölçüsü, tövbedir?" buyurdular.

Kumeyl: "Sadece bu kadar mı?" imam (a.s): "Hayır!"

Kumeyl: “Nasıldır öyleyse?

Imam (a.s)  "Kul bir günah işlediğinde, tahrik iie. 'Estafirullah (Allah/dan bağış diliyorum) diyor,"

Kumeyl: “Tahrik nedir?

Imam (a,.s):"Dil ve dudaklarini hakikati pesinden getirmek kastiyle hareket ettmesidir.

Kumeyl: "'Hakikat nedir?

imam (a.s): Kalble tasdik etmek (samimi bir Kalble magfiret dilemek) ve mağfiret dilediği günahi tekrarlamamaya karar vermektir,  

Kumeyl: "Bunları yaparsam mağfiret dileyenlerden sayılırmıyım ?

ret dileyenlerden sayılır miyim?"

Imam (a.s):  Hayır!   

Kumeyl: "Neden?

imam (a.s): "Çünkü sen henüz magfiret  dilemenin aslina ulaşmamışsın, Kumeyl: Magfiret dilemenin asli nedir?

imam (a.s): Günah icin tövbe etmektir.iste bu “ibadet edenlerin derecesidir; bir de ileride her çeşit gü­nahtan kaçınmaya karar vermektir.

Mağfiret dileme altı mananin ger­çeklaşmesiyle olur:

Geçmiş (günahlara) karşı pişmanlık duymak.

Günahı, ebedi olarak terk etmeye karar vermek.

Kendinle diğer yaratıklar arasında bulunan hakları ada etmek.

Bütün farzlarda, Allah'ın hakkini ödemek.

Bedeninde haram yollarla oluşan etlerini; deri kemiğe yapışacak dere­ceye gelecek kadar eriterek yerine he­lal yollardan oluşacak et meydana ge­tirmek yani vücudu helal yoldan geliş­tirmek.

Vücuda, günahın tadını tattırdığı gi­bi, ona itaat etmenin de zorluk ve acı­sını tattırmak."

 

RESULULLAH(S.A.A.)’I DUYDUM

Ebu Müslim şöyle diyor:

Created by DPE, Copyright IRIS 2005Bir gün ben, Hasan-ı Basri ve Enes bin Malik birlikte Peygamber Efendi­mizin eşi Ümmü Salame’nin evine gittik. Enes evin kapısı önünde oturdu, içeri girmedi. Ama benle Hasan-ı Bas­ri içeriye geçtik. Hasan-ı Basri Ümmü Saleme’ye selam verdi, o da selamin cevabini verdi.

Daha sonra Ümmü Saleme: “Evde sen kimsin ?” diye sordu.

Hasan-i Basri: “Ben Hasan-i Basri’yim.”

Ümmü Saleme: “Ne için gelmişsin?”

Hasan-i Basri: “Resulullah (s.a.a)ın Ali bin Ebu Talib hakkında hadisini bana söylemesi için gelmişim”.

Ümmü Seleme:”Allah’a and olsun ki, bu iki kulağımla Peygamber’den duyduğum bir hadisi sana söyleyeceğim; eğer yalan söylersem sağir olayım! Bu iki gözümle görmedi isem kör olayım! Kalbimde yeretmistir, eğer buna tanıklık etmese Allah onu mühürlesin! Eğer Resulullah (s.a.a)’dan duymadı isem lal olayim. Resulullah (s.a.a) Ali bin Ebu Talib’e şöyle buyurdular:

“Ya Ali! Kim kıyamet günü Allah’in huzuruna senin velayetini inkar ederek gelse, müşrik ve puta tapanların safında yer almış olacaktır."

Hasan-ı Basri bu hadisi duyunca şöyle dedi:

“ Allah-u Ekber, tanıklık ediyorum ki  gerçekten Ali bin Ebu Talib benim ve bütün müminlerin mevlasıdir."

Ümmü Seleme'nin evinden dışarı çıktığımızda, Enes bin Malik, Hasan-ı Basri’ye;

Neden tekbir getirdin? diye sordu. O da sebebini ona açıkladı. Bunun üzeri­ne Enes bin Malik onlara şöyle dedi:

Bu Hadisi, Resulullah (s.a.a) üç  dört defa buyurmuştur."

Created by DPE, Copyright IRIS 2005 Ya Ali! Kim kıyamet günü Allah’in huzuruna senin velayetini inkar ederek gelse, müşrik ve puta tapanların safında yer almış olacaktır."

 

 

DEĞERSİZ HÜKÜMET

 

Hz. Ali (a.s), islam ordusuyla birlikte ahdi bo­zan muhalifleri ezmek için Basra'ya doğru hareket et­tiler. Basra'nın yakınlarinda"Zikar" denen bir yere ulaştıklarında, yorgun­luklarını gidermek ve orduyu savaşa hazırlamak için onlara oturup dinlenme emri verdi.

Abdullah bin Abbas şöyle diyor:

"Ben orada Emir'ul-Muminin Hz. Ali (a.s)'ın huzuruna vardığımda, Hazre­tin, (ordu komutanı ve müslümanların reisi olmasına rağmen) kendi ayakkabisini yamadigini gördüm.

Hz.Ali (as) bana dönerek söyle buyurdular:

Bu ayakkabinin degeri ne kadar olabilir?

Ben dedim ki: Bunun hiçbir değeri yoktur.

Buyurdular ki: “Allah’a and olsun ki hakkı diriltip batılı yok etmedikçe bu değersiz ayakkabı size hükümet ve önderlik etmekten bana daha sevimlidir.

                                  

Created by DPE, Copyright IRIS 2005
 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Created by DPE, Copyright IRIS 2005
 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


                                   KATİLİNE ŞEFKÂT VE MERHAMETİ

Emir"ul-Muminin Hz. Ali (a.s), mihrabta ibn-i Mülcem’in eliyle bir kılıç darbesi aldıktan sonra, darbenin şiddetinden dolayı bir müddet bayıldı. Ayıldıktan sonra imam Hasan (a.s) bir kapta babasına süt getirmişti. imam Ali (a.s) süften biraz içtikten sonra geri kalanı imam Hasan'a vererek:

"Bu sütü esiriniz olan ibn-i MüI­cem'e verin.

Oğlum! Kendi yiyip içtiğiniz şeylerden ona verin; yiyip içsin.

Eğer ben ölmez yaşarsam onunla olan hesabımı ben görürüm: Aksi tak­dirde sizler bu hesabı görürseniz onun bana vurduğu bir darbeden fazlasını ona vurmayın.

Ben ölünceye kadar ona karşı iyi davranın." buyurdular.

Daha sonra Hz. Ali (a.s)'ın verdiği sütü ibn-i Mülcem'e götürdüler ve o lanetli de onu alıp içti.

 

Created by DPE, Copyright IRIS 2005

 

Birinci imamımız Emir-el Mümin'in Ali (a.s)'den ilahi Sözler

1.Hakkı kendisinden tanıyın kişilerden değil

2.Dün bir pis meni damlasıydın yann bir leş olacaksın; O halde bu kibirin neden?

3.insanlar bilmediklerinin düşmanıdırlar.

4.Bir dağ bile beni sevse parçalanır darmadağın olurdu.

5.Kim bizi gönlüyle sever diliyle bizimle olur kılıcıylada düşmanlanmızla savaşırsa cennette bizimle beraber bizim derecemizde olacaktır.

6.Zulüm esnasında, Allah'ın sana karşı adaletli olduğunu; kudretli olduğunda da Allah'ın sana karşı kudretini düşün.

7.Zorluklarda oldukça sabırlı ızdıraplı durumlarda da oldukça vakarlı ol.

8.Kadrini bilmeyeme yapılan ihsanda hayır yoktur.

9.Seni güvenilir biline güvenilir ol.

10.Sana ihanet edena sen ihanet etme.

11.Dininizi Allah'tan yardım dileyerek koruyun.

12.Dinin en yüksek derecesi iyiliği emretrnek, kötülükten sakındırmak ve nahi hükümleri koruyup canlı tutmaktır.

13.Hayatta ölüm için, geçici alanda kalıcı için, gidici olandan daimi için bir şeyler hazırlayanlara Allah rahmet etsin.

14.Dünya rüya onunla aldanmak ise pişmanlıktır.

15.Sen dünyaya kucak açsanda onu sana şüphesiz sırt çevirecektir. Sen dünyaya sırt çevirsende şüphesiz o sana kucak açacaktır. Gerçekten de sen dünya için yaratılmadın. O halde dünyada zahit olmalısın.

16.Dünya ancak leştir. Kardeşçe etrafına üşüşenlerse köpeklere benzerler. Kardeşliklerin onu elde etmek için birbirlerine saldırmalannın önüne geçemez.

17.Kitaplari teselli bulan hiçbir teselliyi; yitirmez.