ANASAYFA 

İMAN, RUHLAR VE ONLARIN farklarıyla İLGİLİ HUTBESİ

Bir kişi, Hz. Ali alehi'sselâm'ın huzuruna gelip: Halktan bazıları diyorlar ki: “Kul imanlıyken zina etmez; imanlıyken şarap içmez; imanlıyken faiz yemez; imanlıyken haksız yere kan dökmez.” dedi. Bu söz bana öyle ağır geldi, göğsümü öyle sıktı ki, sanıyorum namaz kılan, ben öldüğümde beni toprağa verecek olan, (o öldüğünde ise) benim kendisini toprağa vereceğim bu kul, küçük bir günah işlemekle imandan çıkıyor? İmam aleyhi’sselâm buyurdular ki: Kardeşin doğru söylemiştir; zira Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih'den şöyle buyurduğunu duydum: "Allah-u Teâla halkı üç grup olarak yaratmıştır, onların her biri için de bir yer tayin etmiştir. Allah-u Teâla buyuruyor ki: "Sağ taraf ehli, amma sağ taraf ehli, ne sevinç içerisindeler ve sol taraf ehli, amma sol taraf ehli ne kötü durumdalar ve bir de ileri geçenler ki herkesten ileri geçmişlerdir; onlardır mabutlarına yaklaştırılanlar."[1]

Herkesten ileri geçenlere gelince, onlar mürsel veya gayr-i mürsel peygamberlerdir. Allah-u Teâla onların vücutlarında beş ruh var etmiştir: Kudsiyet ruhu, iman ruhu, kuvvet (cismanî kudret) ruhu, şehvet (maddi istekler) ruhu, beden ruhu (ayrılmasıyla hayatın son bulacağı ruh). Kudsiyet ruhu ile peygamberlik ve kudsiyet makamına ulaşırlar; iman ruhu ile Allah'a ibadet ederler, O'na hiçbir şeyi ortak koşmazlar; kuvvet ruhu ile düşmanla savaşırlar ve geçimlerini temin ederler; şehvet ruhu ile yiyilecek ve içilecek şeylerin tadını alırlar, helal olan hanımlarla evlenirler; beden ruhu ile, yürürler, hareket ederler. Bu grubun günahları bağışlanıp affedilmiştir. Allah-u Teâla buyuruyor ki: "O peygamberlerden bazısını bazısına üstün kıldık. Allah, onların bazılarıyla konuşmuş, bazılarının da derecelerini yüceltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya apaçık deliller verdik, onu Ruh-ul Kudüs'le kuvvetlendirdik."[2] Yine bütün peygamberler hakkında buyuruyor ki: "Onları, kendinden bir ruhla, imanla kuvvetlendirmiştir."[3] Yani bu ruhla onlara ikramda bulunup onları diğerlerinden üstün kılmıştır; bunlar mağfiret edilmiş kimselerdir.

Daha sonra Kur'an-ı Kerim sağ taraf ehlini zikretmiştir; onlar gerçek mü'minlerdir. Allah-u Teâla onların vücudunda dört ruh bırakmıştır: İman ruhu, kuvvet ruhu, şehvet ruhu, beden ruhu. Mü'min bir kul, bazı haller kendisinde oluşmayıncaya kadar bu dört ruha sahiptir. "Bu haller nedir?" diye sorulduğunda şöyle buyurdu: "Birincisi, Allah-u Teâla'nın buyurduğu şeydir: "İçinizden yaşayışın en aşağılık çağına, iyice ihyiyarlayana kadar ömür sürdürenler de vardır ki bildikleri şeyleri bilmez olurlar."[4] İşte böyle bir adamın bütün ruhları zayıflar; fakat imandan çıkmaz. Zira (bir günah işlememiştir,) onu böyle yapan ve bu hale getiren Allah'tır. Artık o adam namaz vaktini tanımaz, gece namaz kılmaya, gündüz oruç tutmaya gücü yetmez; işte bu onun iman ruhunun zayıflamasını gösterir; fakat ona bir zararı olmaz, inşaallah. Nitekim o adamın şehvet ruhu da zayıflar; çünkü en güzel kızlar bile onun gözünün önünden geçse onlara asla ilgi duymaz. Ama beden ruhu onda baki kalır, ölüm anına kadar onunla hareket eder, onunla yürür.

Bu ihtiyar adamın hali (akıbeti) hayırdır; çünkü Allah onu bu hale getirmiştir.

(İkincisi,) bazen gençliğin kuvvetli döneminde insana bazı haller arız olur, insanın hatalı işleri yapma kararı almasına sebep olur, kuvvet ruhu ona cesaret verir, şehvet ruhu, günahı onun nazarında süsler, beden ruhu ise yularından çıkar ve insan (bu faktörlerin birleşmesiyle) günaha düşer. Günah işlediğinde iman ondan ve o da imandan ayrılır. Artık tövbe etmedikçe iman geri dönmez. Tövbe eder, velayeti tanırsa (ulü-l emr'e itaatte bulunursa) Allah tövbesini kabul eder; tekrar günaha baş vurursa velayeti terketmiş sayılır, Allah da onu cehennem ateşine atar.

Sol taraf ehline gelince, onlar Yahudi ve Hıristiyanlardır. Allah-u Teâla (onların hakkında) şöyle buyurmaktadır: "Kendilerine kitap indirdiğimiz kimseler, Peygamberi, (yani Muhammed ve onun vasilerini İncil ve Tevrat kitaplarının tanıttığı şekilde) evlerindeki oğullarını tanır gibi tanırlar; amma gene de içlerinden bir kısmı bilebile gerçeği gizler. Hak, Rabbindendir. Artık, sakın şüpheye düşenlerden olma."[5]

Bildiklerini gizledikleri için Allah-u Teâla onları bu belaya duçar etti, iman ruhunu onlardan alıverdi, vücutlarında yalnız üç ruhu, kuvvet, şehvet ve beden ruhunu bıraktı.

Daha sonra onları hayvanlara ilhak edip şöyle buyurmuştur: "Onlar, ancak hayvanlara benzerler, hatta yol yordam bakımından hayvandan da sapıktır onlar."[6] Zira hayvanlar da, kuvvet ruhu ile yük taşırlar, şehvet ruhu ile yem yerler, beden


ruhu ile hareket ederler. Soru soran adam (bu sözleri duyduktan sonra) İmam'a: "Kalbimi dirilttin" dedi.

 



[1]- Vakıâ/8-11.

[2]- Bakara/253.

[3]- Mücadele/22.

[4]- Nahl/70.

[5]- Bakara/145-146.

[6]- Furkan/42.