Her sabah ve akşam Allah'tan kork, çekin;
gurura kapılmaktan sakın; hiçbir halde nefsini beladan emin sanma
(ondan gafil olma). Bil ki nefsini, kötülüğünden korkarak, istediği
şeylerin çoğundan uzak tutmazsan bu dilekler, seni pek çok zararlara
sokar ve sonunda bu isteklerden uzaklaşmaya mecbur kalırsın.
Öyleyse nefsine engel ol; onu zulüm, sapıklık, tecavüz ve
sınırları aşmaktan alıkoy.
Seni, bu orduya komutan olarak tayin ettim;
sakın onları küçümseme, onlara karşı büyüklük taslama. En
değerliniz, takvalı olanınızdır. Alimlerinden
öğren, cahillerine öğret; akılsızlarını
bağışla. Çünkü, sen ancak ilim
ışığında, eziyet ve cahillik yapmaktan sakınmakla
bir hayır kazanabilirsin.
Sonra İmam
ona bazı emir ve yasakları içeren bu mektubu verdi:
Bil ki, öncü askerler ordunun gözleridir;
bunların gözleri de, gözcülerdir. Kendi memleketinden çıkıp
düşmana yaklaştığında gözcüleri, her semte, dere ve
ormana, gizli ve örtülü yerlere,
göndermekten usanma, bıkma; çünkü
düşmanlarınız size baskın yapabilir ve pusu kurmuş
olabilirler. Beklenmedik bir durum ortaya çıktığında veya
istenilmeyen bir vukuat olduğunda, savaşa hazırlıklı
olmak amacıyla onlara askeri tatbikat yaptır; bunun
dışında, ordu, kabile ve bölüklerini sabahtan akşama kadar
yürütme.
Düşmanla
karşılaştınızmı, yahut düşman sizinle
buluştumu, ordugahınızı yüksek yerlerin yanlarına,
yahut dağ eteklerine, yahut da (geçit vermeyecek) ırmak
kıyılarına kurun ki, sizin için bir yardımcı ve
düşmana karşı siper olsun; ister bir yönden, ister iki yönden
olsun düşmanla savaşınız. Düşmanın
ansızın baskınından emin olmanız, korkudan
rahatlamanız için de dağların yüksekliklerine, tepe
başlarına, nehirlerin yüksek yerlerine gözcüler dikin. Kondunuzmu hep
birden konun; göçtünüzmü hep birden göçün. Gece basınca dinlenmek
istediğinizde ordugâhın çevresine, mızrak ve siperle
kuşanmış nöbetçiler dikin. Düşmanın baskınına
uğramamanız ve gafil avlanmamanız için, ok atıcılarınız
da onların yanında yer alsın.
Sen (ordu komutanı), şahsen orduyu gözetlemeli ve
korumalısın. Sabaha dek uykuya dalma, pek az uyu veya uykun suyu
ağızda çalkalamak gibi olsun. Düşmana ulaşana kadar durumun
ve âdetin (programın) böyle olmalıdır. Savaşta
ağırbaşlı ol, acele etmekten sakın;
(kaçırılması düşmanın galibiyetine sebep olacak bir)
fırsat ele geçerse o başka. Sakın düşman
saldırıya geçmeden veya benden bir emir almadan savaşa
başlama. Allahın rahmeti ve selamı üzerine olsun