Ey insanlar! Bilin ki, dinin kemali, ilim talep
etmek ve o ilimle amel etmektir. İlim talep etmek, size mal elde etmekten
daha farzdır. Çünkü mal aranızda taksim edilmiş ve garanti
edilmiştir (her kesin payı bellidir). Adaletli biri onu taksim
etmiş ve ona kefil olmuştur; taahhüdüne vefa edecektir. Fakat ilim,
ilim ehlinin göğsünde sizin için hazinedir ve ilmi, ehlinden talep etmekle
görevlendirilmişsiniz. Öyleyse onu talep edin; bilin ki, çok servet dini
yok eder, kalbi katılaştırır. Ama çok ilim ve onunla amel
etmek, dini doğrultur, cennete ulaşmaya da bir vesiledir. Mal,
harcanmakla azalır, fakat ilim harcanmakla çoğalır. İlmi
onu ezberleyen ve rivayet edenlere yaymak, onu harcamaktır.Bilin ki,
alimle oturmak, ona uymak, Allah'ın güzel mükâfat vereceği bir dindir
(tutumdur). Alime itaat etmek haseneleri (iyilikleri) çoğaltır,
günahları yok eder, mü'min için de bir azık olur. İlim,
hayatlarında mü'minler için yücelik, ölümlerinden sonra ise güzellikle
anılmalarına vesiledir.
İlmin faziletleri çoktur; onun
başı tevazudur; gözü, hasetten uzak olmaktır; kulağı,
anlamaktır; dili, doğru olmaktır; koruyucusu, inceleme ve
araştırmadır; kalbi, iyi niyetli olmaktır; aklı,
işlerin sebeplerini bilmektir; eli, rahmettir; himmeti, selamettir;
ayağı, alimleri ziyaret etmektir; hikmeti, vera'dır (haram ve
şüpheli şeylerden çekinmektir); karargâhı, kurtuluştur;
komutanı, afiyettir; bineği, vefadır; silahı, yumuşak
konuşmaktır; kılıcı, razı olmaktır;
yayı, dostça geçinmektir; ordusu, bilginlerle konuşmaktır;
malı, edeptir; yatırımı, günahlardan kaçınmaktır;
azığı, bilmektir; meskeni, uzlaşmaktır; kılavuzu,
hidayettir; arkadaşı, iyilerle oturup kalkmaktır.