Ey Muâz, Allahın kitabını
onlara (Yemen halkına) öğret. Onları güzel ahlak üzere
eğit. İnsanlara, iyilerine ve kötülerine layık oldukları
şekilde davran (iyi ve kötüye, aynı şekilde davranma).
Allahın hükmünü onların arasında uygula. Allahın emrinde
ve malında kimseden sakınma (ilahî ölçüler üzere, taviz vermeden amel
et). Çünkü ne yönetim senin şahsına âittir ve ne de bu mallar.
Onların emanetlerini, ister az olsun,
ister çok, kendilerine iâde et. Yumuşak davran ve
bağışlayıcı ol; (elbette) hakkı terketmeye yol
açacak şekilde değil. Çünkü, Allahın hakkından geçtim, diyen
kimse cahildir. Tenkit edileceğinden korktuğun her şeyde mâzeretini,
işinle ilgili kimselere açıkla ki, seni mazur görsünler.
İslâmın kabul ettiği hariç, cahiliye dönemine âit, diğer
bütün âdet ve gelenekleri ortadan kaldır.
İslâma âit, küçük büyük her şeyi
açıkla; en çok önem verdiğin şey, namaz olsun. Çünkü namaz, dini
ikrar ettikten sonra, İslâm erkanının başıdır.
Allahı ve kıyamet gününü, halka hatırlat. Öğüt ve
nasihatta bulun. Çünkü öğüt, onları Allahın sevdiği
şeyleri yapmaya sevkeder.
İslâmı öğretmek için her
tarafa muallimler gönder. Kendisine döneceğin Allaha ibâdet et ve Allah
yolunda kimsenin yermesinden korkma. Sana Allahtan çekinmeyi, doğru
konuşmayı, ahde vefa etmeyi, emaneti sahibine iletmeyi, hıyaneti
terketmeyi, yumuşak konuşmayı, selamı esirgememeyi,
komşunun haklarını gözetmeyi, yetimlere şefkatli
davranmayı, güzel amelde bulunmayı, uzun arzulara saplanmamayı,
âhireti sevmeyi, amellerin hesabını vermenin
kaygısını taşımayı, imâna sarılmayı,
Kuranda derin bilgiye sahip olmayı, öfkeyi yenmeyi ve alçak gönüllü
olmayı tavsiye ediyorum.
Müslümana küfretmekten, günahkâra uymaktan,
âdil imama isyan etmekten, doğru konuşanı tekzip, yalan
konuşanı ise tasdik etmekten sakın.
Her taşın ve ağacın
yanında (nerede olursan) Rabbini hatırla. Her günah için ayrıca
tövbe et; gizli yapılan günaha gizlide, açıkta yapılana ise
açıkta tövbe et.[1]
Ey Muâz, eğer görüşmemizin
kıyamete kalacağını bilmeseydim, tavsiyelerimi kısa
keserdim, fakat bir daha birbirimizi göremeyeceğimizi biliyorum.
Ey Muâz, bil ki aranızdan en çok
sevdiğim kimse, kıyamet gününde,
ayrıldığımız hali üzere (sapmadan) benimle
görüşen kimsedir.
[1]-Gizli olarak bir günah işlemiş
olan şahsın o günahtan açıkta tevbe etmesi o şahsın
kendi haysiyetini lekelemesine neticede halkın ona güvenini yitirmesine ve
günahın çirkinliğinin halkın nazarında
zayıflamasına sebep olduğu için bu günahtan gizlide tevbe etmesi
emredilmiştir. Açıkta yapılan günahlar için ise ayını
nedenlerden dolayı açıkta tevbe edilmeli gerekir.