ANASAYFA 

HİKMETLİ SÖZLERİNDEN DİĞER BİR BÖLÜMü

Şüphesiz her şeyin bir şerefi vardır; meclislerin (oturumların) şerefi de kıbleye doğru olmasıdır. Halkın en değerlisi olmak is­teyen, Allah’tan korksun. Halkın en güçlüsü olmak isteyen, Allah’a tevekkül etsin. Halkın en zengini olmak isteyen, Allah katında olan şeye, kendi elinde bulunan şeyden daha çok güvensin.       

Sonra şöyle buyurdular: "Halkın en kötüsünü size tanıtayım mı?" "Evet ya Resulullah" dediklerinde şöyle buyurdular: "Halkın en kötüsü, yalnız konaklayan, yardımını halktan esirgeyen ve kölesini kırbaçlayan kimsedir." Ondan daha kötüsünü size tanıtayım mı?" buyurduğunda, Peygamber’imizin ashabı: "Evet ya Resulullah" dediler ve Resulullah şöyle buyurdu: "Başkalarının hatasını bağışlamayan ve özürlerini kabul etmeyen kimsedir."

"Size ondan da kötüsünü tanıtayım mı?" buyurduğunda, ashab yine: "Evet, ya Resulullah" dediler: Resulullah  salla'llahu aleyhi ve alih şöyle buyurdu: "Hayrı umulmayan ve şerrinden korunul-mayan kimsedir." Sonra buyurdu ki: "Ondan da kötüsünü size tanıtayım mı?" Ashap: "Evet, ya Resulallah" deyince, "Halkı sevmeyen ve halk tarafından sevilmeyen kimsedir." buyur­dular.

Hz. İsa aleyhi’s-selam, Ben-i İsrâil arasında konuşarak şöyle buyurdu:

Ey İsrâiloğulları, cahillerin yanında hikmetli sözleri konuşmayın. Çünkü hikmete zulüm yapmış olursunuz. Ehlindense hikmeti esirgemeyin ki, hikmete ehil olan kimselere zulüm yapmış olursunuz. Zalimlere karşılık vermeyin. Çünkü karşılık ver­diğinizde bir üstünlüğünüz kalmaz.

Ey İsrâiloğulları, işler üç çeşittir: Apaçık doğru  olan; buna uyun. Apaçık yanlış olan; bundan da kaçının. Doğruluğu ve yanlışlığı şüpheli  olan; bunu da Allah’a bırakın.

Ey insanlar, saadet yolunun alametleri bellidir; onların peşini bırakmayın. Sizin ereceğiniz bir yer vardır; ona ulaşmaya çalışın. Mü’min, daima iki korku arasında yaşar: Allah’ın nasıl hükmede­ceğini bilmediği geçmişi ve takdirinin nasıl olacağını bilmediği geleceği. Öyleyse kul, kendinden kendisi için ve dünyasından

âhireti için bir şey koparmalı. İhtiyarlığından önce gençliğinden, ölümünden önce de hayatından yararlanmalıdır.

Canımın sahibi olan Allah’a andolsun ki, ölümden sonra artık bir dönüş yoktur; dünyadan sonraki ev ya cennettir ya cehennem.