ANASAYFA

VEDA HACCINDAKİ HUTBESİ

Bütün övgüler Allah’a mahsustur; O’na hamdeder, O’ndan yardım ve mağfiret diler ve O’na döneriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüğünden Allah’a sığınırız. Allah, kimi hi­dayet ederse onu saptıran olmaz ve kimi saptırırsa, artık onu hi­dayet eden bulunmaz. Şehadet ederim ki, Allah’tan başka bir ilah yoktur; tektir ve ortağı yoktur. (Yine) şehadet ederim ki, Muhammed O’nun kulu ve elçisidir.

Ey Allah’ın kulları, Allah’tan çekinmeyi size vasiyet ediyorum. Sizi, O’nun emrine itaat etmeye çağırıyor ve hayır şeyler için Allah’tan yardım diliyorum.

Ey insanlar, size açıklayacağım şeylere iyice kulak verin; doğrusu bilmiyorum, belki de bu yıldan sonra bu mevkide sizinle bir daha görüşemeyeceğim.

Ey insanlar, bu günün (hac günlerinin) ve bu şehrin (Mek-ke’nin) kutsallığını çiğnemenin haram olduğu gibi, siz Müslümanların da kan ve haysiyetleri birbirinize haramdır. (Birbirinizin kanını dökmeğe ve haysiyetini zedelemeğe hakkınız yoktur. Ey Müslümanlar! Bu mesajı size) tebliğ ettim mi? (Bu sözle Resulullah salla'llahu aleyhi ve alih Müslümanlardan ikrar aldı ve daha sonra şöyle dedi:) Allah’ım, sen şahit ol.

Yanında bir emânet bulunan kimse, emâneti sahibine iâde et­melidir. Cahiliye devrindeki ribâ (faiz anlaşmaları) geçersizdir. Geçersiz kıldığım ilk ribâ da (amcam) Abbas ibn-i Abdul­muttalib’in ribasıdır. Cahiliye döneminde dökülen bütün kan davaları bitmiştir. Geçersiz kıldığım ilk kan davası ise, amcam oğlu Amir Rabia ibn-i Haris ibn-i Abdulmuttalib’in kanıdır. Kâbe’ye hizmet etmek ve hacılara su vermek hariç, bütün cahiliye âdet ve gelenekleri kaldırılmıştır. Kasıtlı adam öldürmenin kısası vardır. Şibh-i amd öldürmenin (yani öldürme kastı ol­maksızın birisine bir taş, baston veya benzeri bir şeyle vurarak onun ölümüne sebep olmanın) yüz deve diyeti vardır. Bundan daha fazlasını istemek, cahiliye âdet ve geleneğine uymaktır.

Ey insanlar, Şeytan yeryüzünde (bir ilah gibi) tapılmaktan ümidini kesmiştir ve küçük saydığınız diğer işlerde itaat olunmaya razı olmuştur.

Ey insanlar, "Nesi (haram ayları kendi vaktinden başka zamana ertelemek) ancak küfürde bir artıştır. Bununla kâfirler, sapıklığı daha da artırırlar. Allah’ın haram kıldığının sayısına uymak için, onu bir yıl helâl, bir yıl haram kılıyorlar."1 Zaman, dönüşü neticesinde göklerin ve yerin yaratıldığı günün biçimine ka­vuşmuştur.2 (Allah-u Teâla buyuruyor ki): "Gerçek şu ki, Allah katında ayların sayısı gökleri ve yeri yarattığından beri Allah’ın kitabında on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır."3 Üçü peş-peşedir, birisi tek; (peş-peşe olanlar) Zilka’de, Zilhicce ve Muharrem (dir). (Biri de) Cemadiy-el ahire ve Şa’ban arasında yer­alan Recep ayıdır. Acaba tebliğ ettim mi?... (Bu mesajı size ulaştırdım mı?) Allah’ım, Sen şâhit ol.

Ey insanlar, kadınlarınızın sizin üzerinizde ve sizin de  onların üzerinde bir takım haklarınız vardır. Sizin, onlar üzerindeki hak­larınız şunlardır: Hiç kimseyi yatağınıza sokmasınlar. (Başkalarıyla zina etmesinler.) Sevmediğiniz birisini izniniz olmadan evinize götürmesinler; fuhuş ve çirkin işlere bulaşmasınlar; eğer yapar­larsa, onlardan ayrılıp yataklarda yalnız bırakmanıza ve fazla incitmeyecek şekilde, yavaş dövmenize Allah izin vermiştir. Eğer o işler­den çekinip size itaat ederlerse, onların yiyeceğini, giyeceğini bili­nene (örfe) uygun olarak vermelisiniz. Onları Allah’ın emaneti olarak almış ve Allah’ın kitabının hük­müyle onları kendinize helâl etmişsinizdir. Kadınlar hakkında Allah’tan korkun ve onların hayrını isteyin.

Ey insanlar, “mü’minler ancak kardeştirler”4. Hiçbir mü’mine kardeşinin malı, gönül rızası olmaksızın helâl olmaz. Acaba tebliğ ettim mi? (Mesajı ulaştırdım mı?)... Allah’ım, Sen şahit ol.

Sakın benim  vefatımdan sonra tekrar cahiliyetdeki küfre geri dönüp, birbirinizin boyunlarınızı vurmayasınız.

Doğrusu ben sizin aranızda öyle bir şey bıraktım ki, eğer ona sarılırsanız, hiçbir zaman sapıklığa düşmezsiniz: Allah’ın kitabı (Kur’an) ve öz soyum olan Ehl-i Beyt’im. Acaba tebliğ ettim mi?... Allah’ım, Sen şahit ol.

Ey insanlar, Rabbiniz birdir; babanız da birdir; hepiniz Adem’in soyundansınız; Adem de topraktandır. "Allah katında sizin en değerliniz, en çok takvalı olanınızdır."5 Bir Arap, Arap olmayana ancak takvayla üstün olabilir (başka hiçbir şeyle değil). Acaba tebliğ ettim mi?... "Evet" dediler. Resulullah: "O halde hazır bulunanlar, (dediklerimi) burada bulunmayanlara iletsinler." buyurdu.

Ey insanlar, Allah mirasta, her mirasçının hissesini belirlemiştir. Hiçbir kimsenin, mirasın üçte birinden fazla olan vasiyeti geçerli değildir. Çocuk kadının şer’î kocasına aittir. Zina edenin hakkı ise taştır. (Recm haddini hak etmiştir.) Babasından başkasına ait olduğunu iddia eden ve kendisini başka bir efendinin kölesi olarak tanıtan, Allah’ın, meleklerin ve bütün halkın lanetine uğrar. Allah-u Teâla onların ne tövbelerini kabul eder, ne de fidyelerini. Allah’ın rahmeti, bereketi ve selamı üzerinize olsun.

 



1 - Tevbe/37.

2 - Hey’et (astronomi) bilginlerinin tastik ettiği üzere bu söz Resulullah salla'llahu aleyhi ve alih’in bir mucizesidir. Çünkü, cahiliyet döneminde kameri aylar üzerinde uygulanan nesi olayı neticesinde kameri takvim hesapları tamamen karışmıştı. Otuz altı yıl geçtikten sonra o yıl nesi hesabıyla gerçek takvim uyum sağlamıştı. Resulullah salla'llahu aleyhi ve alih, hiçbir rasathaneden yararlanmadan bu hutbesinde kameri ayların tam yerini bulduğunu ve halk arasındaki hesapla gerçek hesabın birbiriyle uyum sağladığını bildirmiş ve artık, nesi yapılmasını haram kılmıştır. Nesi olayı şimdi de yahudiler arasında yaygındır. Çev.

3 - Tevbe/36.

4 - Hucurât/10.

5 - Hucurât/13.