ZÜHEYR B. KAYN'IN İMAM HÜSEYİN'İN (A) HUZURUNA GELİŞİ

Beni Firare ve Büceyle tayfasından bir grup şöyle nakleder: Biz Züheyr b. Kayn ile birlikte Mekke'den çıktık ve Hüseyin'in (a) kafilesinin gerisinde gidiyorduk. Yolda onunla karşılaştık. Fakat Züheyr o hazretle görüşmek istemediği için Hüseyin'in (a) konakladığı yerden uzak bir yerde konaklıyorduk. Bir gün Hüseyin (a) bir menzilde durdu ve biz de orada durmak zorunda kaldık. Yemek yediğimizde Hüseyin (a) tarafından bir kişi gelip selam etti ve dedi: "Ey Züheyr, Eba Abdillah beni gönderdi ve onun yanına gelmeni söylememi istedi. Bunu duyunca herkes elindeki lokmayı bırakıp düşünce deryasına daldı. Züheyr'in zevcesi (Daylem bint-i Ömer) söze başladı: "Sübhanellah! Peygamberin evladı seni

istiyor ve sen gitmiyorsun? Huzuruna gider ve sözünü dinlersen ne olur sanki?" Züheyr yerinden kalkıp Hüseyin'e (a) taraf gitti. Kısa bir süre sonra güleryüzle ve sevinçle dönüp çadırlarının toplanmasını ve Hüseyin'in (a) çadırlarının yanında kurulmasını emretti ve karısına, ben seni boşadım dedi, çünkü benim yüzümden sana bir şey olsun istemem. Ben Hüseyin'le (a) olmaya, canımı ve bedenimi ona feda etmeğe kararlıyım.Zevcesinin mallarını ödedikten sonra onu kendi akrabalarına götürmeleri için amcaloğullarına teslim etti. Daylem, Züheyr'in yanına gidip ağladı ve vedalaşırken şunları söyledi: "Allah yar-u yaverin olsun, seni mes'ud kılsın. Senden bir isteğim var, kıyamet günü Hüseyin'in (a) ceddinin yanında beni hatırla." Daha sonra Züheyr kendi adamlarına dedi ki, benimle gelmek isteyen gelsin, aksi taktirde bu son görüşmemizdir. Hüseyin (a) o menzilden de hareket edip Zübale menziline geldi. Müslim b. Akil'in şehid olduğunu orada duydu ve ashabı da bundan haberdar oldu. Makam ve riyaset hırsıyla İmam Hüseyin'in (a) yanında gelenler geri öndüler. Hüseyin'in Ehl-i Beyt'i ve vefalı dostları onunla kaldı. Müslim'in şehadetine nale ettiler ve gözyaşı döktüler. Hüseyin (a) şehadeti kucaklamak için olduğu gibi devam ediyordu yoluna. Farazdak Hüseyin'i (a) mülakat ederek dedi: "Ey  Peygamberin evladı, amcanın oğlu Müslim b. Akil'i ve dostlarını öldüren Küfe halkına nasıl güvenirsin?" Hüseyin (a) ağladı ve buyurdu: "Allah Müslim'i bağışlasın. O ebedi hayata ve bol nimete kavuştu, cennete girdi ve Allah'ın rızasını kazandı. O kendi vazifesini yerine getirdi ve biz henüz bunu yapmış değiliz." Daha sonra şu beyitleri okudu: "Eğer dünya değerli sayılırsa, Allah'ın sevabının daha iyi ve daha yüce olduğu kesindir. Bedenler ölüm için yaratılmışsa eğer, insanın Allah yolunda kılıçla öldürülmesi daha iyidir. Eğer insanların rızkı belirlenmiş ve takdir edilmişse, insanın kazanç elde etmek için daha az hırslı olması daha güzeldir. Eğer biriktirilen mallar tümüyle terkedilecekse bir gün, insan terk edeceği şeye neden hasis olsun"