GADİR SAYFASI
Ehl-i Sünnet Kaynaklarında Ebu Hanife - 2
Ebu Hanife Sahabe’den Hiç Kimseden Bir Şey İşitmemiştir
Selefin İmamları Ebu Hanife’yi
Reddetme Hususunda İcma Etmişlerdir
Ebu Hanife İslam’a En Çok Zarar
Verenlerden Biriydi
Ebu Hanife Amr b. Ubeyd’den
Daha Tehlikelidir
Ebu Hanife Allah’ın Yolundan
Alıkoyanlardan İdi
Ebu Hanife Sünnetleri Eksilten,
Şifa Bulmaz Bir Beladır
Ebu Hanife’nin Ölümünden Dolayı
Allah’a Hamd Edenler
Ebu Hanife Hadis İnkâr Eder,
Sahabe’ye de Hakaret Ederdi
Ebu Hanife Dine Tuzak Kuruyordu
Ebu Hanife Mürcie’nin Sapık
Görüşlerine Davet Ediyordu
Ebu Hanife’nin Mürcie’liği,
Cehmilik İdi
Ebu Hanife, Bid’atinden Dolayı
Uyuz Muamelesi Görüyordu
Ebu Hanife Cehmiyye’nin Küfrüne
İlk Düşen Kişidir!
Ebu Hanife İki Defa Kılıç
Zoruyla Küfründen Tevbe Ettirilmiştir
Ebu Hanife Küfründen Tevbede
Samimi miydi?
Ebu Hanife Sarhoş Edici İçkiyi
Helal Sayardı
Ebu Hanife Hadislere Re’yiyle
Muhalefet Ederdi
Ümmetin Önceki İmamları Ebu
Hanife’ye Lanet Ediyorlardı
Ebu Hanife Dinde
Tartışmalarıyla Meşhur Olmuştur
Ebu Hanife Cedelciliği İle
Batılı Hak Suretinde Gösterirdi
Ebu Hanife Yöneticiye Ayaklanma
Görüşünde Olan Bir Mürciî İdi
Ebu Hanife İle Hak Arasında
Perde Vardır
Ebu Hanife İnatçı Bir Kıyasçı
İdi
Ebu Hanife’nin Fıkhî Görüşleri
Muteber Değildir
Ebu Hanife Fetvalarında
Allah’tan Korkmazdı
Ebu Hanife Güvenilmez ve
Hadiste Zayıf Biriydi
Ebu Hanife’nin Hadiste
Zayıflığını İtirafı
İsabet; Ebu Hanife’ye
Muhalefettedir
Hamzetu’s-Sehmî dedi ki:
سئل
الدارقطني
وأنا أسمع عن
سماع أبي
حنيفة يصح؟ قال:
لا، ورؤية ولم
يلحق أبو
حنيفة أحداُ
من الصحابة.
“Darekutni’ye: “Ebu Hanife’nin işitmesi sahih
midir?” diye sorulurken işittim. Dedi ki:
“Hayır. Ebu Hanife sahabeden herhangi bir
kimseyi ne görmüş, ne de yetişmiştir.”[1]
Abdullah b. Ebi Davud es-Sicstani dedi ki:
الوقيعة في
أبي حنيفة
جماعة من
العلماء لأن إمام
البصرة أيوب
السختياني
وقد تكلم فيه،
وإمام الكوفة
الثوري وقد
تكلم فيه،
وإمام الحجاز
مالك وقد تكلم
فيه، وإمام
مصر الليث بن
سعد وقد تكلم
فيه، وإمام
الشام
الأوزاعي وقد
تكلم فيه،
وإمام خراسان
عبد الله بن
المبارك وقد
تكلم فيه،
فالوقيعة فيه
إجماع من
العلماء في
جميع الآفاق
“Ebu Hanife’yi âlimlerden bir cemaat
eleştirmişlerdir. Basra’nın imamı Eyyub es-Sahtiyani onu eleştirdi. Kufe’nin
imamı es-Sevri onu eleştirdi. Hicaz’ın imamı Malik onu eleştirdi. Mısır’ın
imamı Leys b. Sa’d onu eleştirdi. Şam’ın imamı el-Evzai onu eleştirdi.
Horasan’ın imamı Abdullah b. el-Mubarek onu eleştirdi. Her taraftan alimler Ebu
Hanife’yi eleştirme hususunda icma etmişlerdir.”[2]
Abdurrahman b. Mehdi dedi ki: “Hammad b.
Zeyd’in şöyle dediğini işittim:
سَمِعْتُ
أَيُّوبَ
وَذُكِرَ
أَبُو حَنِيفَةَ
فَقَالَ
أَيُّوبُ:
{يُرِيدُونَ
أَنْ يُطْفِئُوا
نُورَ
اللَّهِ
بِأَفْوَاهِهِمْ
وَيَأْبَى
اللَّهُ
إِلَّا أَنْ
يُتِمَّ نُورَهُ
وَلَوْ
كَرِهَ
الْكَافِرُونَ}
“Ebu Hanife zikredilince Eyyub
(es-Sahtiyani)nin şöyle dediğini işittim: “Allah’ın nurunu ağızlarıyla
söndürmek isterler. Allah ise kâfirler hoşlanmasa da mutlaka nurunu
tamamlayacaktır.”[3]
Abdurrahman b. Mehdî dedi ki:
ما أعلم في
الإسلام فتنة
بعد فتنة
الدجال أعظم
من رأي أبي
حنيفة
“İslam’da Deccal fitnesinden sonra Ebu
Hanife’nin görüşünden daha büyük bir fitne bilmiyorum.”[4]
Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir:
أبو حنيفة
أشد على
المسلمين من
عمرو بن عبيد
لأن له
أصحاباً
“Ebu Hanife, müslümanlar için (Mutezile
önderlerinden olan) Amr b. Ubeyd’den daha tehlikelidir. Zira Ebu Hanife’nin
ashabı vardır.”[5]
Hammad b. Zeyd’den: “İbn Avn dedi ki:
“Aranızda Allah’ın yolundan alıkoyanlar olduğu bana haber verildi.” Süleyman b.
Harb dedi ki
أبو حنيفة
وأصحابه ممن
يصدون عن سبيل
الله
“Ebu Hanife ve ashabı, Allah yolundan
alıkoyanlardandır.”[6]
Süleyman b. Abdilmelik şöyle dedi:
سَمِعْتُ
عَبْدَ
اللَّهِ بْنَ
الْمُبَارَكِ،
يَقُولُ فِي
مَسْأَلَةٍ
لِأَبِي
حَنِيفَةَ:
«قَطْعُ
الطَّرِيقِ
أَحْيَانًا
أَحْسَنُ
مِنْ هَذَا»
“Abdullah b. el-Mubarek’in Ebu Hanife hakkında
şöyle dediğini işittim:
“Yol kesici eşkıya bile bazen bundan daha
iyidir”[7]
İsmail b. Ebi Uveys dedi ki: Dayım Malik b.
Enes’in şöyle dediğini işittim
أَبُو
حَنِيفَةَ
مِنَ
الدَّاءِ
الْعُضَالِ
وَقَالَ
مَالِكٌ:
أَبُو
حَنِيفَةَ
يَنْقُضُ
السُّنَنَ
“Ebu Hanife şifa bulmaz bir beladır. Ebu
Hanife Sünnetleri eksiltiyordu.”[8]
Süleyman b. Hassan el-Halebî şöyle demiştir:
el-Evzai’nin sayamayacağım kadar çok defa şöyle dediğini işittim:
عمد أبو
حنيفة
إلى عُرَى
الإِسْلاَمِ فنقضها عُرْوَةً،
عُرْوَةً
“Ebu Hanife, İslam’ın bağlarını teker teker
çözmeye kastetti.”[9]
İbrahim b. Muhammed el-Fezarî şöyle dedi:
“Süfyan es-Sevri’nin yanında idim. Ebu Hanife’nin ölüm haberi geldi. Bunun
üzerine Sufyan dedi ki:
الحمد لله
الذي أراح
المسلمين منه
لقد كان ينقض
عرى الإسلام
عروة عروة ما
ولد في
الإسلام مولود
أشأم على أهل
الإسلام منه
“Allah’a hamd olsun, Müslümanlar ondan rahata
kavuştu. O İslam’ın bağlarını teker teker çözüyordu. İslam’da Müslümanlar için
ondan daha bereketsiz biri doğmamıştır.”[10]
Ebu Asım dedi ki: “Ebu Hanife’nin ölüm haberini alınca Sufyan
es-Sevrî’nin ona Allah rahmet etsin dediğini falan duymadım. Sadece şöyle dedi:
الحمد لله
الذي عافانا
مما ابتلاه
“Bizi
onun belasından afiyette kılan Allah’a hamd olsun.”[11]
Seleme b. Kulsum’den: el-Evzaî , Ebu Hanife
vefat edince şöyle demiştir:
الْحَمْدُ
لِلَّهِ
الَّذِي
أَمَاتَهُ،
كَانَ
يَنْقُضُ
عُرَى
الإِسْلاَمِ
عُرْوَةً،
عُرْوَةً
“Onu
öldüren Allah’a hamd olsun. İslam’ın bağlarını ilmek ilmek çözüyordu.”[12]
Sufyan b. Uyeyne şöyle demiştir:
مَا وُلِدَ
فِي
الْإِسْلَامِ
مَوْلُودٌ
أَضَرُّ
عَلَى
الْإِسْلَامِ
مِنْ أَبِي
حَنِيفَةَ
“İslam’da İslam’a karşı Ebu Hanife’den daha
zararlı bir kimse dünyaya gelmemiştir.”[13]
Mansur b. Muzahim dedi ki:
سَمِعْتُ
أَبَا
عَلِيٍّ
الْعُذْرِيَّ،
يَقُولُ
لِحَمَّادِ بْنِ
زَيْدٍ: مَاتَ
أَبُو
حَنِيفَةَ.
قَالَ: الْحَمْدُ
لِلَّهِ
الَّذِي
كَنَسَ
بَطْنَ الْأَرْضِ
بِهِ
“Ebu Ali el-Uzri’nin Hammad b. Zeyd’e: "Ebu
Hanife öldü” dediği zaman Hammad’ın:
“Onu
yerin altına süpüren Allah’a hamd olsun” dediğini işittim.”[14]
Abdulvaris b. Said et-Tennurî dedi ki:
جلست إلى
أبي حنيفة
بمكة فذكر
شيئاً فقال له
رجل: روى عمر
بن الخطاب كذا
وكذا قال أبو
حنيفة: ذاك
قول الشيطان،
وقال له آخر
أليس يروى عن
رسول الله صلى
الله عليه
وعلى آله
وسلم: «أفطر
الحاجم والمحجوم»،
فقال: هذا سجع
فغضبت وقلت:
إن هذا مجلس
لا أعود إليه
فمضيت وتركته
“Mekke’de Ebu Hanife’nin yanına oturdum. Bir
şey anlattı. Bir adam dedi ki:
“Ömer b. el-Hattab'ın şöyle dediği rivayet
edildi.” Ebu Hanife dedi ki:
“O
şeytanın sözüdür.” Bir başkası da ona dedi ki:
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve âlihi ve
sellem’in: “Hacamat yapanın da yaptıranın da orucu bozulmuştur” dediği rivayet
edilmedi mi?” Ebu Hanife dedi ki:
“Bu kafiyeli bir sözden ibarettir.” Bunun üzerine
ben öfkelendim ve dedim ki:
“Muhakkak
ki böyle bir meclise katılmak yakışmaz.” Kalkıp onu terk ettim.”[15]
Ebu Abdirrahman Abdullah b. Yezid el-Mukrî dedi ki: “Ebu Hanife bize hadisler rivayet
ettikten sonra dedi ki:
هذا الذي
سمعتم كله ريح
وباطل
“Bütün bu işittikleriniz rüzgâr ve bâtıldır.”[16]
Sufyan b. Uyeyne dedi ki:
حدثت أبا
حنيفة عن
النبي صلى
الله عليه
وعلى آله وسلم
فقال: بل على
هذا
“Ebu Hanife’ye Nebî sallallahu aleyhi ve âlihi
ve sellem’den hadis rivayet ettim. Dedi ki:
“Bilakis, mesele benim dediğim gibidir.”[17]
Şureyk b. Abdillah en-Nehai dedi ki:
مذهبهم رد
الأثر عن رسول
الله صلى الله
عليه وعلى آله
وسلم
“Ebu Hanife ve ashabının mezhepleri; Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem’den gelen rivayetleri reddetmektir.”[18]
El-Evzai şöyle demiştir:
إنا لا
ننقم على أبي
حنيفة الرأي
كله إنما ننقم
أنه يذكر له
الحديث عن
رسول الله صلى
الله عليه
وعلى آله وسلم
فيفتي بخلافه
“Biz Ebu Hanife’ye sırf re’y ile görüş
belirttiği için kızmıyoruz. Ancak kendisine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
âlihi ve sellem’den hadis zikredildiğinde o hadisin aksine fetva verdiği için
kızıyoruz.”[19]
Mansur b. Ebi Muzahim’den:
يَقُولُ
فِي أَبِي
حَنِيفَةَ
قَوْلًا يُخْرِجُهُ
مِنَ
الدِّينِ،
وَقَالَ: «مَا
كَادَ أَبُو
حَنِيفَةَ
إِلَّا
الدِّينَ»
“Malik’in Ebu Hanife hakkında Ebu Hanife’yi
dinden çıkarıcı bir söz söylediğini işittim. Dedi ki: “Ebu Hanife ancak dine
tuzak kurar.”[20]
Diğer rivayette:
ومن كاد
الدين ليس له
دين
“Dine tuzak kuranın ise dini yoktur” ziyadesi
vardır.[21]
Hammad b. Zeyd, Ebu Hanife hakkında şöyle
dedi:
إِنَّمَا
ذَاكَ
يُعْرَفُ
بِالْخُصَومَةِ
فِي
الْإِرْجَاءِ
“Ebu Hanife ancak mürcielik hakkında
tartışmasıyla bilinir”[22]
Ebu Abdirrahman el-Mukri dedi ki:
كان والله
أبو حنيفة
مرجئاً
ودعاني إلى
الإرجاء
فأبيت عليه
“Allah’a
yemin olsun, Ebu Hanife mürcie idi. Beni ircaya davet etti, kabul etmedim.”[23]
Hammad b. Zeyd şöyle dedi:
جَلَسْتُ
إِلَى أَبِي
حَنِيفَةَ
بِمَكَّةَ
فَذَكَرَ
سَعِيدَ بْنَ
جُبَيْرٍ
فَانْتَحَلَهُ
فِي
الْإِرْجَاءِ
فَقُلْتُ
مَنْ يُحَدِّثُكَ
يَا أَبَا
حَنِيفَةَ؟
قَالَ: سَالِمٌ
الْأَفْطَسُ،
فَقُلْتُ
لَهُ: فَإِنَّ
سَالِمًا يَرَى
رَأْيَ
الْمُرْجِئَةِ،
وَلَكِنْ
حَدَّثَنَا
أَيُّوبُ
قَالَ: رَآنِي
سَعِيدُ بْنُ جُبَيْرٍ
جَلَسْتُ
إِلَى طَلْقِ
بْنِ حَبِيبٍ
فَقَالَ:
أَلَمْ
أَرَكَ
جَلَسْتَ
إِلَى طَلْقٍ؟
لَا
تُجَالِسْهُ،
قَالَ:
فَكَانَ كَذَلِكَ،
قَالَ:
فَنَادَاهُ
رَجُلٌ: يَا
أَبَا
حَنِيفَةَ
وَمَا كَانَ
رَأْي طَلْقٍ
فَأَعْرَضَ
عَنْهُ ثُمَّ
نَادَاهُ
فَأَعْرَضَ
عَنْهُ، فَلَمَّا
أَكْثَرَ
عَلَيْهِ
قَالَ:
وَيْحَكَ كَانَ
يَرَى
الْعَدْلَ
“Mekke’de
Ebu Hanife’nin meclisine katıldım. Said b. Cubeyr’i sahiplenerek Mürcie
görüşüne nispet etti. Ona:
“Ey Ebu Hanife! Bunu sana kim söyledi?” dedim.
“Salim el-Eftas” dedi. Ona dedim ki:
“Salim mürcie görüşünde idi. Lakin bize Eyyub
şöyle rivayet etti:
“Said
b. Cubeyr benim Talk b. Habib’in meclisine katıldığımı görünce:
“Neden Talk’ın meclisine katıldığını
görüyorum? Onunla oturma” dedi. Durum böyleyken birisi:
“Ey Ebu Hanife! Talk’ın görüşü ne idi?” diye
seslendi. Ondan yüzçevirdi. Sonra bir daha seslendi, yine yüz çevirdi.
Seslenmeyi artırınca dedi ki:
“Yazık
sana, Talk, adl (mutezile) görüşünde idi”[24]
Bu Ebu Hanife’nin yalanıdır. Zira Talk b.
Habib’in mürcie olduğu meşhurdur. Mürcie mezhebinin reddedilmesini
hazmedemediği için Ebu Hanife bu yalana başvurmuştur.
İshak b. İsa et-Tabbâ dedi ki:
كُنَّا
عِنْدَ
حَمَّادِ بْنِ
زَيْدٍ
وَمَعَنَا
وَهْبُ بْنُ
جَرِيرٍ
فَذَكَرْنَا
شَيْئًا مِنْ
قَوْلِ أَبِي
حَنِيفَةَ
قَالَ
حَمَّادُ
بْنُ زَيْدٍ:
اسْكُتْ
وَلَا
يَزَالُ
الرَّجُلُ
مِنْكُمْ دَاحِضًا
فِي بَوْلِهِ
يَذْكُرُ
أَهْلَ الْبِدَعِ
فِي مَجْلِسِ
عَشِيرَتِهِ
حَتَّى يَسْقُطَ
مِنْ أَعْيُنِهِمْ،
ثُمَّ
أَقْبَلَ
عَلَيْنَا
حَمَّادٌ
فَقَالَ:
أَتَدْرُونَ
مَا كَانَ
أَبُو
حَنِيفَةَ،
إِنَّمَا
كَانَ
يخَاصِمُ فِي الْإِرْجَاءِ
فَلَمَّا
تَخَوَّفَ
عَلَى مُهْجَتِهِ
تَكَلَّمَ
فِي
الرَّأْيِ
فَقَاسَ
سُنَنَ
رَسُولِ
اللهِ صَلَّى
اللهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ بَعْضَهَا
بِبَعْضٍ
لِيُبْطِلَهَا
وَسُنَنُ
رَسُولِ
اللهِ صَلَّى
اللهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
لَا تُقَاسُ
“Hammad b. Zeyd'in yanındaydık ve Vehb
b. Cerir de yanımızdaydı. Bize Ebu Hanife’nin görüşünden bir şeyler zikretti.
Hammad b. Zeyd dedi ki:
“Sus! Kişi, aşiretinin meclisinde bid’at
ehlini anmakla idrarı içinde debelenip durur ve onların gözlerinden düşer.”
Sonra Hammad bize döndü ve dedi ki:
“Ebu Hanife ne yaptı biliyor musunuz? O ancak
mürcie görüşlerini savundu. Menheci hakkında korkuya kapılınca re’y hakkında
konuşmaya başladı ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem’in
sünnetlerini iptal etmek için onları birbirine kıyasladı. Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve âlihi ve sellem’in sünnetlerine kıyas yapılamaz!”[25]
Ebu İshak el-Fezari dedi ki:
كان أبو
حنيفة يقول:
إيمان إبليس
وإيمان أبي بكر
الصديق واحد،
قال أبو بكر:
يا رب وقال
إبليس: يا رب.
“Ebu Hanife şöyle diyordu: “İblisin imanı ve
Ebu Bekr es-Sıddık'ın imanı birdir. Ebu Bekr de: “Ya rab” diyor, İblis de: “Ya
Rab” diyor.”[26]
Said b. Muslim b. Banek dedi ki:
قلت لأبي
يوسف: أكان
أبو حنيفة
جهمياً؟ قال:
نعم، قلت:
أكان مرجئاً.
قال: نعم، قلت:
ولقد قلت له:
أرأيت امرأة
تزوجت سندياً
فولدت له
أولاداً
مغلفي الرءوس
ثم تزوجت بعده
تركياً فولدت
له أولاداً
صغار الأعين
عراض الوجوه؟
قال: هم للزوج
الأول، قال:
فقلت له:
فعلام كنت
تجالسونه؟
قال: على
مدارسة العلم
“Ebu Yusuf’a: “Ebu Hanife Cehmî miydi?” dedim.
“Evet”
dedi.
“O aynı zamanda mürcie miydi?” dedim.
“Evet” dedi.”[27]
İmam Ebu Zur’a Ubeydullah b. Abdilkerim dedi ki:
كان أبو
حنيفة جهمياً
وكان محمد بن
الحسن جهمياً،
وكان أبو يوسف
جهمياً بيّن
التجهّم
“Ebu
Hanife Cehmî idi. Muhammed b. el-Hasen Cehmî idi. Ebu Yusuf ise Cehmilik
arasında bir Cehmî idi.”[28]
El-Kasım b. Habib dedi ki:
وضعت نعلي
في الحصى ثم
قلت لأبي
حنيفة: أرأيت رجلاً
صلى لهذه
النعل حتى مات
إلا أنه يعرف
الله بقلبه؟
فقال: مؤمن،
فقلت: لا
أكلمك أبداً
“Ayakkabılarımı
taşlığa koydum ve sonra Ebu Hanife’ye dedim ki:
“Bir adam ölünceye kadar şu ayakkabılar için
namaz kılsa, Allah’ı da sadece kalbiyle itiraf etse ne dersin?” Dedi ki:
“Mü’mindir.” Bunun üzerine:
“Seninle asla konuşmayacağım” dedim.”[29]
Said b. Abdilaziz et-Tenuhi dedi ki:
أن أبا
حنيفة قال: لو
أن رجلاً عبد
هذه النعل
يتقرب بها إلى
لم أر بذلك
بأساً.فقال
سعيد: هذا
الكفر صراحاً.
“Ebu
Hanife dedi ki: “Şayet bir kimse yakınlaşmak için şu ayakkabıya kulluk etse
bunsa sakınca görmem.” Said b. Abdilaziz dedi ki: “
İşte bu açıkça küfürdür.”[30]
el-Haris b. Umeyr dedi ki:
سمعت رجلاً
يسأل أبا
حنيفة في
المسجد
الحرام عن رجل
قال: أشهد أن
الكعبة حق
ولكن لا أدري
هي هذه أم لا؟
فقال: مؤمن
حقاً، وسأله
عن رجل قال: أشهد
أن محمداً بن
عبد الله نبي
ولكن لا أدري هو
الذي قبره في
المدينة أم
لا؟ قال: مؤمن
حقاً. قال أبو
بكر الحمدي:
ومن قال هذا
فقد كفر
“Mescidu’l-Haram’da
birisi Ebu Hanife’ye: “Şehadet ederim ki kâbe haktır, lakin bu o mudur, değil
midir bilmiyorum” diyen kimse soruldu. Dedi ki:
“O gerçek bir mümindir” Ona:
“Şehadet ederim ki Muhammed b. Abdillah
(sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem) nebidir, fakat o, kabri Medine’de
bulunan kişi midir bilmiyorum” diyen kimse soruldu. Dedi ki:
“O gerçek bir mümindir” Ebu Bekir el-Humeydi
dedi ki:
“Kim böyle söylerse kâfir olmuştur.”[31]
Şureyk b. Abdillah en-Nehai dedi ki:
إنما أبو
حنيفة جربٌ
“Ebu Hanife ancak bir uyuzdur.”[32]
Sellam b. Ebi Mutî dedi ki:
كُنَّا
عِنْدَ
أَيُّوبَ
السَّخْتِيَانِيِّ،
فَأَقْبَلَ
أَبُو
حَنِيفَةَ
فَقَالَ: قُومُوا
بِنَا لَا
يُعْدِينَا
بِجَرَبِهِ
“Biz Eyyub es-Sahtiyânî'nin yanında idik. Ebu
Hanife oraya gelirken Eyyub dedi ki:
“Kalkın da bize uyuzunu bulaştırmasın.”[33]
Ebu Nuaym Fad b. Dukeyn dedi ki:
كُنَّا
مَعَ
سُفْيَانَ
جُلُوسًا فِي
الْمَسْجِدِ
الْحَرَامِ
فَأَقْبَلَ أَبُو
حَنِيفَةَ
يُرِيدُهُ
فَلَمَّا
رَآهُ سُفْيَانُ
قَالَ:
«قُومُوا
بِنَا لَا
يُعْدِنَا
هَذَا
بِجَرَبِهِ»،
فَقُمْنَا
وَقَامَ سُفْيَانُ،
وَكُنَّا
مَرَّةً
أُخْرَى جُلُوسًا
مَعَ
سُفْيَانَ
فِي
الْمَسْجِدِ
الْحَرَامِ
فَجَاءَهُ
أَبُو
حَنِيفَةَ
فَجَلَسَ
فَلَمْ نَشْعُرُ
بِهِ
فَلَمَّا
رَآهُ
سُفْيَانُ
اسْتَدَارَ
فَجَعَلَ
ظَهْرَهُ
إِلَيْهِ
“Biz Sufyan (es-Sevrî) ile beraber Mescidu’l-Haram’da oturuyorduk.
Ebu Hanife, Sufyan ile konuşmak için geliyordu. Sufyan onu görünce dedi ki:
“Kalkın da şu bize uyuzunu bulaştırmasın.”
Süfyan kalktı gitti. Yine bir defasında biz Sufyan ile beraber Mescidu’l-Haram’da otururken Ebu
Hanife geldi, oturdu. Onu fark etmemiştik. Sufyan onu görünce hemen ona sırtını döndü.”[34]
El-Velid b. Muslim dedi ki:
قَالَ لِي
مَالِكُ بْنُ
أَنَسٍ:
يُذْكَرُ أَبُو
حَنِيفَةَ
بِبَلَدِكُمْ؟
قَالَ: قُلْتُ:
نَعَمْ قَالَ:
مَا
يَنْبَغِي
لِبَلَدِكُمْ
أَنْ
تُسْكَنَ
“İmam Malik b. Enes bana dedi ki: “Beldenizde Ebu Hanife anılıyor mu?” ben de:
“Evet” dedim. Dedi ki:
“Sizin
beldenizde oturulmaz.”[35]
Firyabî dedi ki:
سمعت
الثوري ينهى
عن مجالسة أبي
حنيفة وأصحاب
الرأي
“Sufyan es-Sevri'yi, Ebu Hanife ve re’y
ashabıyla oturmaktan yasaklarken işittim.”[36]
Kadı Seleme b. Amr dedi ki:
لا رحم
الله أبا
حنيفة فإنه
أول من زعم أن
القرآن مخلوق
“Allah Ebu Hanife’ye rahmet etmesin! Zira o
Kur’ân’ın mahlûk olduğunu iddia eden ilk kişidir.”[37]
Sufyan es-Sevrî dedi ki: “Hammad (b. Ebi
Suleyman) bize:
أَفِيكُمْ
مَنْ يَأْتِي
أَبَا
حَنِيفَةَ؟ بَلِّغُوا
عَنِّي أَبَا
حَنِيفَةَ
أَنِّي بَرِيءٌ
مِنْهُ.
وَكَانَ
يَقُولُ:
الْقُرْآَنُ
مَخْلُوقٌ
“İçinizde Ebu Hanife’ye gidecek olan var mı?
Ebu Hanife’ye benim kendisinden berî (uzak) olduğumu tebliğ etsin. O Kur’ân’ın
mahlûk olduğunu söylüyor.”[38]
Muaz b. Muaz el-Anberî, Halid b. Ahmer, Esed
b. Musa, Şerik b. Abdillah en-Nehai, Yahya b. Said, el-Evzai ve Sufyan es-Sevrî
rahimehumullah dediler ki:
اسْتُتِيبَ
أَبُو
حَنِيفَةَ
مِنَ الْكُفْرِ
مَرَّتَيْنِ
“Ebu Hanife küfürden iki sefer tevbe
ettirilmiştir.”[39]
Said b. Sabık er-Razi dedi ki:
كنت مع
أمير
المؤمنين
موسى بجرجان
ومعنا أبو يوسف
فسألته عن أبي
حنيفة فقال:
ما تصنع به وقد
مات جهمياً؟
“Curcan’da Mü’minlerin emiri Musa ile
beraberdik ve yanımızda Ebu Yusuf da vardı. Ona Ebu Hanife hakkında sorunca Ebu
Yusuf dedi ki:
“Onu ne yapacaksın ki? Bir cehmî olarak öldü.”[40]
Hasen b. Ebi Malik dedi ki:
قلت لأبي
يوسف القاضي:
ما كان أبو
حنيفة يقول في
القرآن؟ قال:
كان يقول:
القرآن مخلوق
قال قلت: فأنت
يا أبا يوسف؟ فقال:
لا
“Kadı Ebu Yusuf’a: “Ebu Hanife, Kur’an
hakkında ne diyordu?” dedim. Dedi ki:
“O Kur’an’ın mahlûk olduğunu söylüyordu.” Ben:
“Ey
Ebu Yusuf! Peki, sen de öyle mi diyorsun?” dedim.”
“Hayır” dedi.”[41]
Ebu Avane Vaddah b. Abdillah el-Yeşkurî dedi ki:
سئل أبو
حنيفة عن
الأشربة فما
سئل عن شيء
إلا قال: لا
بأس به، وسئل
عن المسكر؟
فقال: حلال
“Ebu Hanife’ye içeceklerden bir şey soruldukça
mutlaka “sakınca yok” diyordu. Sarhoşluk veren içecek sorulunca: “Helaldir” dedi.”[42]
Ali b. Asım dedi ki:
قلت لأبي
حنيفة:
إبراهيم عن
علقمة عن عبد
الله أن النبي
صلى الله عليه
وعلى آله وسلم
صلى بهم خمساً
ثم سجد سجدتين
بعد السلام
فقال أبو حنيفة:
إن لم يكن جلس
في الرابعة
فما تسوى هذه
الصلاة هذه،
وأشار إلى شيء
من الأرض
فأخذه ورمى به
“Ebu Hanife’ye dedim ki: “İbrahim, Alkame’den,
o da Abdullah radiyallahu anh’den: Nebî sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem’in
kendilerine beş rekât kıldırınca, selam verdikten sonra iki secde yaptığını
rivayet etti.” Ebu Hanife dedi ki:
“Dördüncü rekatte oturmamışsa bu namazın
(yerden aldığı bir şeye işaret ederek) şunun kadar değeri yoktur.”[43]
Ebu Seleme el-Huzai dedi ki:
سَمِعْتُ
حَمَّادَ
بْنَ
سَلَمَةَ
وَسَمِعْتُ
شُعْبَةَ
يَلْعَنُ
أَبَا
حَنِيفَةَ
“Hammad b. Seleme ve Şu’be’nin Ebu Hanife’ye
lanet ettiklerini işittim”[44]
Yahya b. Said dedi ki: Şureyk'in şöyle dediğini işittim:
إِنَّمَا
كَانَ أَبُو
حَنِيفَةَ
صَاحِبَ خُصُومَاتٍ
لَمْ يَكُنْ
يُعْرَفُ
إِلَّا بِالْخُصُومَاتِ
وَسَمِعْتُ
أَبَا بَكْرِ
بْنَ
عَيَّاشٍ
يَقُولُ:
كَانَ أَبُو
حَنِيفَةَ
صَاحِبَ
خُصُومَاتٍ
لَمْ يَكُنْ
يُعْرَفُ
إِلَّا
بِالْخُصُومَاتِ
“Ebu Hanife ancak din hususunda tartışmaların
adamıdır. Ancak din hususundaki tartışmalarıyla meşhur olmuştur.” Ebu Bekr b.
Ayyaş’ın da şöyle dediğini işittim:
“Ebu
Hanife ancak din hususunda tartışmaların adamıdır. Ancak din hususundaki
tartışmalarıyla meşhur olmuştur.”[45]
İbn Ebi Sureyc şöyle demiştir:
سمعت
الشافعي يقول:
سمعت مالك بن
أنس وقيل له: تعرف
أبا حنيفة؟
فقال: نعم، ما
ظنكم برجل لو
قال هذه
السارية من
ذهب لقام
دونها حتى
يجعلها من ذهب
وهي من خشب أو
حجارة
“Şafii'nin şöyle dediğini işittim: “Malik b.
Enes'e:
“Ebu
Hanife’yi tanıyor musun?” denildi. Malik dedi ki:
“Evet. Şöyle bir adam hakkında zannınız nedir;
şu direğin altından olduğunu söylese, kalkıp onun altından olduğunu ispatlamaya
kalkışır. Hâlbuki o ağaçtan veya taştan bir direktir.”[46]
Abdullah b. İdris dedi ki:
سَمِعْتُ
أَبَا
حَنِيفَةَ،
وَهُوَ
قَائِمٌ
عَلَى
دَرَجَتِهِ
وَرَجُلَانِ
يَسْتَفْتِيَانِهِ
فِي
الْخُرُوجِ
مَعَ
إِبْرَاهِيمَ
وَهُوَ
يَقُولُ
لَهُمَا:
اخْرُجَا
اخْرُجَا
“Ebu Hanife basamağında dururken iki adamın
ona İbrahim ile beraber huruc etmek için fetva sorduklarını işittim. Ebu Hanife
de onlara:
“Ayaklanın, ayaklanın” diyordu.”[47]
Muhammed b. Ebi Halid el-Masisi dedi ki:
سَمِعْتُ
وَكِيعَ بْنَ
الْجَرَّاحِ،
وَسُئِلَ
عَنْ أَبِي
حَنِيفَةَ
قَالَ: كَانَ
مُرْجِئًا
يَرَى
السَّيْفَ
“Veki
b. el-Cerrah’a Ebu Hanife hakkında sorulunca şöyle dedi:
“Mürciî idi ve kılıç (yöneticiye ayaklanma)
görüşünde idi.”[48]
Ebu İshak el-Fezari dedi ki:
كَانَ
أَبُو
حَنِيفَةَ
مُرْجِئًا
يَرَى السَّيْفَ
“Ebu Hanife mürcie idi. Kılıç (yöneticiye
ayaklanmayı) caiz görüyordu.”[49]
Yusuf b. Esbat dedi ki:
كَانَ
أَبُو
حَنِيفَةَ
مُرْجِئًا
وَكَانَ يَرَى
السَّيْفَ
وَوُلِدَ
عَلَى غَيْرِ
الْفِطْرَةِ
“Ebu Hanife mürcie idi. Kılıç (yöneticiye
ayaklanmayı) caiz görüyordu ve fitrat üzere doğmamıştı.”[50]
Abdullah b. el-Mubarek dedi ki: el-Evzai şöyle dedi:
احتملنا عن
أبي حنيفة كذا
وعقد بأصبعه،
واحتملنا عنه
كذا وعقد
بأصبعه
الثانية
واحتملنا عنه
كذا وعقد
بأصبعه
الثالثة
العيوب حتى
جاء السيف على
أمة محمد صلى
الله عليه
وعلى آله وسلم،
فلما جاء
السيف على أمة
محمد لم نقدر
أن نحتمله
“Ebu
Hanife’ye bir sabrettik, iki sabrettik, üç sabrettik, ta ki Muhammed sallallahu
aleyhi ve âlihi ve sellem’in ümmetine karşı kılıçla ayaklanma görüşüyle geldi.
Muhammed sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem’in ümmetine karşı kılıçla
ayaklanma görüşüne de tahammül edecek değiliz!”[51]
Abdurrahman b. Mehdî Ebu Hanife’yi ancak şöyle diyerek anardı:
بَيْنَهُ
وَبَيْنَ
الْحَقِّ
حِجَابٌ
“Onunla
hak arasında perde vardır.”[52]
Ali b. el-Medinî dedi ki: “Yahya b. Said’i şöyle derken
işittim:
مَرَّ بِي
أَبُو
حَنِيفَةَ
وَأَنَا فِي
سُوقِ
الْكُوفَةِ
فَقَالَ لِي:
تَيْسُ
الْقَيَّاسِ
هَذَا أَبُو
حَنِيفَةَ
فَلَمْ
أَسْأَلْهُ
عَنْ شَيْءٍ
قَالَ
يَحْيَى:
وَكَانَ جَارِي
بِالْكُوفَةِ
فَمَا
قَرَبْتُهُ
وَلَا
سَأَلْتُهُ
عَنْ شَيْءٍ.
قِيلَ
لِيَحْيَى:
كَيْفَ كَانَ
حَدِيثُهُ؟
قَالَ: لَمْ
يَكُنْ
بِصَاحِبِ
الْحَدِيثِ
“Ben Kufe çarşısında iken Ebu Hanife bana
uğradı." Yahya bana dedi ki:
“Kıyasçıların en inatçısı şu Ebu Hanife’dir.
Ona bir şey sormadım.” Yine Yahya dedi ki:
“Kufe’de
komşum idi. Ona ne yaklaştım ne de bir şey sordum.” Yahya’ya denildi ki:
“Onun hadis rivayeti nasıldı?” dedi ki:
“Hadis ashabından değildi ki.”[53]
İmam Şafiî şöyle demiştir:
أبو حنيفة
يضع أول
المسألة خطأ
ثم يقيس الكتاب
كله
“Ebu Hanife önce bir meselede hata ortaya
koyar, sonra kitabın tamamını buna kıyaslardı.”[54]
İmam Şafii dedi ki:
نظرت في
كتب لأصحاب
أبي حنيفة
فإذا فيها
مائة وثلاثون
ورقة فعددت
منها ثمانين
ورقة خلاف السنة
“Ebu
Hanife’nin ashabının kitaplarına baktım, yüz otuz yaprak idi. Bunlardan seksen
yapraklık kısmının sünnete aykırı şeylerle dolu olduğunu saydım.”[55]
İmam Malik dedi ki:
ما زال هذا
الأمر
معتدلاً حتى
نشأ أبو حنيفة
فأخذ فيهم
بالقياس فما
أفلح ولا أنجح
“Bu din Ebu Hanife çıkıncaya kadar itidal
üzere idi. Ebu Hanife kıyasa tutundu, ne iflah oldu, ne de başardı.”[56]
İbn Şubrume dedi ki: “Ben ve Ebû Hanife Ca‘fer
(es-Sadık)’ın yanına girdik. Ca‘fer, Ebû Hanife’ye şöyle dedi:
“Allah’tan kork! Dinde görüşünle kıyas yapma!
Zira kıyas yapanların ilki iblistir.”[57]
Vekî b. El-Cerrah dedi ki: “Sizleri Ebu
Hanife’nin görüşlerinden sakındırırım! Onun kıyasa tutunmadan önce şöyle
dediğini işittim: “Mescide bevletmek kıyasın bazısından daha iyidir.”[58]
Yahya b. Âdem dedi ki:
حدثنا
سفيان بن سعيد
وشريك بن عبد
الله والحسن
بن صالح
قالوا: أدركنا
أبا حنيفة وما
يعرف بشيء من
الفقه وما
نعرفه إلا
بالخصومات
“Sufyan
b. Said (es-Sevri), Şureyk b. Abdillah ve Hasen b. Salih rahimehumullah dediler
ki:
“Ebu Hanife’ye yetiştik. Fıkıhtan bir şey
bilmezdi. Onu ancak dinde tartışmalarıyla tanıdık.”[59]
Abdullah b. Numeyr dedi ki:
أَدْرَكْتُ
النَّاسَ مَا
يَكْتُبُونَ
الْحَدِيثَ
عَنْ أَبِي
حَنِيفَةَ،
فَكَيْفَ
الرَّأْيُ؟
“Ben Ebu Hanife’nin rivayet ettiği hadisleri
yazmayan kimselere yetiştim. Peki ya onun görüşlerinin durumu nasıl olsun?”[60]
İmam Malik dedi ki:
قال
الإمام مالك: لو
خرج أبو حنيفة
على هذه الأمة
بالسيف كان أيسر
عليهم مما
أظهر فيهم من
القياس
والرأي
“Şayet Ebu Hanife bu ümmete karşı kılıçla
ayaklansaydı, ümmetin arasında izhar ettiği kıyas ve re’yden daha hafif bir şey
yapmış olurdu.”[61]
Abdullah b. Ahmed b. Hanbel babasından, o
Miskin (b. Bukeyr)’den, o da el-Evzai’den rivayet ediyor:
سُئِلَ
أَبُو
حَنِيفَةَ
قَالَ أَبِي:
لَمْ يَسْمَعِ
الْأَوْزَاعِيُّ
مِنْ أَبِي
حَنِيفَةَ
إِنَّمَا
عَابَهُ
“Ebu
Hanife sorulunca Ahmed b. Hanbel dedi ki:
“el-Evzai Ebu Hanife’yi dinlemez, onu ancak
ayıplardı.”[62]
Sufyan dedi ki:
كُنْتُ
جَالِسًا عِنْدَ
رَقَبَةِ
بْنِ
مُصْقَلٍ
فَرَأَى
نَاسًا
مُحَفِّلِينَ
قَالَ: مِنْ
أَيْنَ؟
قَالُوا مِنْ
عِنْدِ أَبِي
حَنِيفَةَ
فَقَالَ: إِنَّهُ
يُمَكِّنُهُمْ
مِنْ رَأْيِ
مَا مَضَغُوا
وَيَنْقَلِبُونَ
إِلَى
أَهْلِيهِمْ
بِغَيْرِ
فِقْهٍ
“Rakabe
b. Maslaka’nın yanında oturuyordum. Geç gelen insanları görünce:
“Nereden?” dedi. Onlar da:
“Ebu Hanife’nin yanından” dediler. Bunun
üzerine dedi ki:
“O
bunları çiğneyemedikleri lokma ve ailelerin yanlarına fıkıhsız olarak
döndürecek re’y ile tutuyor”[63]
Haccac b. Ertae dedi ki:
وَمَنْ
أَبُو
حَنِيفَةَ؟
وَمَنْ
يَأْخُذُ عَنْ
أَبِي
حَنِيفَةَ؟
“Ebu
Hanife kim oluyor ki? Kim Ebu Hanife’den ilim alır?”[64]
El-Huseyn b. el-Hasen el-Mervezi dedi ki:
سَأَلْتُ
أَحْمَدَ
بْنَ
حَنْبَلٍ
فَقُلْتُ: مَا
تَقُولُ فِي
أَبِي
حَنِيفَةَ
فَقَالَ: رَأْيُهُ
مَذْمُومٌ
وَحَدِيثُهُ
لَا يُذْكَرُ
“Ahmed b. Hanbel’e dedim ki:
“Ebu
Hanife hakkında ne dersin?” dedi ki:
“Re’yi (görüşü) yerilmiştir, hadisi ise
anlatılmaz.”[65]
Sufyan b. Uyeyne dedi ki:
كنت عند
أبي حنيفة
يوماً فأتاه
رجل فسأله عن
مسألة في
الصرف فأخطأ
فيها، فقلت:
يا أبا حنيفة
هذا خطأ فغضب
وقال للذي
أفتاه: اذهب
فاعمل بها وما
كان فيها من
إثم فهو عنقي
“Bir gün Ebu Hanife’nin yanında idim. Bir adam
gelip, harcamalar hakkında bir mesele sordu. Ebu Hanife bu meselede hata edince
ben:
“Ey
Ebu Hanife! Bu bir hatadır” dedim. Bunun üzerine öfkelendi ve fetva soran adama
şöyle dedi:
“Git, bununla amel et. Günahı varsa benim
boynuma olsun.”[66]
El-Fadl b. Musa dedi ki:
كَانَ
أَبُو
حَنِيفَةَ
يُحَدِّثُ
عَنْ أَبِي
الْعَطُوفِ،
فَإِذَا لَمْ
يُحَدِّثْ عَنْهُ
قَالَ: زَعَمَ
حَمَّادٌ
قَالَ:
الْفَضْلُ:
زَعَمُوا كثير
الكذب
“Ebu Hanife, Ebu’l-Atuf’tan rivayet ediyordu.
Ondan bu yolla hadis rivayet edilmediğini görünce: “Hammad’dan” demeye
başladı.” El-Fadl dedi ki:
“Onun çok yalan söylediğini söylüyorlardı.”[67]
Ahmed b. Hanbel dedi ki:
أَبُو
حَنِيفَةَ
يَكْذِبُ
“Ebu
Hanife yalan söylerdi.”[68]
Abdullah b. el-Mubarek dedi ki:
إن أصحابي
يلومونني في
الرواية عن
أبي حنيفة،
وذلك أنه أخذ
كتاب محمد بن
جابر عن حماد
بن أبي
سليمان، فروى
عن حماد ولم
يسمعه منه
“Arkadaşlarım beni Ebu Hanife’den rivayet
ettiğim için kınıyorlar. Halbuki bunun sebebi, Ebu Hanife’nin Muhammed b.
Cabir’in Hammad b. Ebi Suleyman’dan rivayetlerini yazdığı kitabı ele geçirmiş
olmasıdır. Ebu Hanife, Hammad’dan işitmediği rivayetleri buradan yapıyordu.”[69]
İbn Avn şöyle demiştir:
مَا وُلِدَ
فِي
الْإِسْلَامِ
مَوْلُودٌ أَشْأَمَ
مِنْ أَبَى
حَنِيفَةَ
وَكَيْفَ تَأْخُذُونَ
دِينَكُمْ
عَنْ رَجُلٍ
قَدْ خُذِلَ
فِي عَظْمِ
دِينِهِ.
“İslam’da Ebu Hanife’den daha hayırsız biri
doğmamıştır. Dininin temelinde yardımsız bırakılmış bir adamdan nasıl olur da
dininizi alırsınız?”[70]
Muemmel dedi ki: “Sufyan es-Sevri'nin yanında
idik. Ebu Hanife’den bahsedilince dedi ki:
غَيْرُ
ثِقَةٍ وَلَا
مَأْمُونٍ
“O ne sikadır, ne de güvenilirdir.”[71]
En-Nadr b. Şumeyl dedi ki:
كان أبو
حنيفة متروك
الحديث ليس
بثقة
“Ebu Hanife hadiste metruktur. Güvenilir
değildir.”[72]
İbrahim b. Şemmas dedi ki: “Abdullah b. el-Mubarek’in
şöyle dediğini işittim:
اضْرِبُوا
عَلَى
حَدِيثِ
أَبِي
حَنِيفَةَ فَإِنِّي
قَدْ
خَرَجْتُ
عَلَى
حَدِيثِهِ وَرَأْيهِ
“Ebu
Hanife’nin hadisini atın. Zira ben daha önce onun hadisini ve re’yini tahric
ediyordum.”[73]
Amr b. Ali el-Fellas dedi ki:
وأبو حنيفة
النعمان بن
ثابت صاحب
الرأي ليس بالحافظ
مضطرب
الحديث، واهي
الحديث،
وصاحب هوى
“Ebu Hanife Nu’man b. Sabit, re’y sahibi,
hafız değildi, hadiste muzdariptir, çok zayıftır ve hevâ sahibi (bidatçi)dir.”[74]
Abdullah b. el-Mubarek dedi ki:
كان أبو
حنيفة
مسكيناً في
الحديث
“Ebu Hanife hadiste miskindir.”[75]
Sahih sahibi İmam Muslim dedi ki:
أبو حنيفة
النعمان بن
ثابت صاحب
الرأي مضطرب الحديث
ليس له كبير
حديث صحيح
“Ebu Hanife Nu’man b. Sabit, re’y sahibi.
Hadiste muzdariptir. Sahih hadiste büyük bir yeri yoktur.”[76]
İmam Buhârî Ebu Hanife hakkında dedi ki:
كان
مرجئاً،
سكتوا عنه وعن
رأيه وعن
حديثه
“Mürcie idi. Onun hadislerini ve görüşlerini
terk etmişlerdir.”[77] (“Seketû anh”
tabiri; yalanla itham edilen raviler hakkında kullanmaktadır. Bkz.:
Lisanu’l-Mizan 1/14))
Muhammed b. el-Musenna dedi ki:
مَا
سَمِعْتُ
عَبْدَ
الرَّحْمَنِ،
يُحَدِّثُ
عَنْ أَبِي
حَنِيفَةَ
شَيْئًا
قَطُّ
“Abdurrahman b. Mehdi’nin Ebu Hanife’den bir
şey rivayet ettiğini hiç işitmedim.”[78]
Abdullah b. Ahmed b. Hanbel dedi ki: “Babamın
şöyle dediğini işittim:
حَدِيثُ
أَبِي
حَنِيفَةَ
ضَعِيفٌ
وَرَأْيُهُ
ضَعِيفٌ
“Ebu Hanife’nin hadisi zayıftır. Re’yi
(görüşü) de zayıftır.”[79]
Muhammed b. Osman b. Ebi Şeybe dedi ki: “Yahya
b. Main’e Ebu Hanife sorulunca şöyle dedi:
كَانَ
يُضَعَّفُ
فِي
الْحَدِيثِ
“Hadiste zayıf görülüyordu.”[80]
Ebu Katan (Amr b. el-Heysem) dedi ki:
عَنْ أَبِي
حَنِيفَةَ،
وَكَانَ
زَمِنًا فِي
الْحَدِيثِ
“Ebu Hanife hadiste müzmin idi.”[81]
Yahya b. Main dedi ki:
كان أبو
حنيفة
مرجئاً، وكان
من الدعاة ولم
يكن في الحديث
بشيء وصاحبه
أبو يوسف ليس
به بأس
“Ebu Hanife mürciî idi ve buna davet ederdi.
Hadiste bir şey değildir. Arkadaşı Ebu Yusuf’ta ise sakınca yoktur.”[82]
Ebu abdirrahman el-Mukrî dedi ki: Ebu
Hanife’nin şöyle dediğini işittim:
عامة ما
أحدثكم به خطأ
“Size
rivayet ettiklerimin genelinde hata vardır.”[83]
Ammar b. Ruzayk dedi ki:
خالف أبا
حنيفة فإنك
تصيب
“Ebu Hanife’ye muhalefet et, muhakkak isabet
edersin.”[84]
Şerik b. Abdillah en-Nehai dedi ki:
لأن يكون
في كل ربع من
أرباع الكوفة
خمار خير من
أن يكون فيه
من يقول برأي
أبي حنيفة
“Kufe’nin köşelerinden her birinde bir eşek
bulunması, orada Ebu Hanife’nin görüşünü söyleyen birinin bulunmasından
iyidir.”[85]
Ve
sallallâhu alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin et-tayyibiyn
et-tâhiriyn
Kaynaklar:
[1] Sahih.
Sehmî Sualat (s.263)
[2] Sahih.
İbn Adiy el-Kamil (7/2476) Neşru’s-Sahife (s.136)
[3] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268) Fesevi Marife (2/785) Neşru’s-Sahife (s.325)
[4] Sahih.
Hatib Tarih (13/416)
[5] Sahih.
Hatib Tarih (13/437) Neşru’s-Sahife (s.320)
[6] Sahih.
Hatib Tarih (13/420) Neşru’s-Sahife (s.141)
[7] Sahih.
Abdullah b. Ahmed es-Sunne (353)
[8] Sahih.
Abdullah b. Ahmed es-Sunne (295) Hatib (13/422) İbn Adiy (7/2473) Mukbil b.
Hadi Neşru’s-Sahife (s.277)
[9] Sahih. Hatib
Tarih (13/418)
[10] Sahih.
Hatib Tarih (13/418) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (289)
[11] Sahih.
Hatib Tarih (13/453) Neşru’s-Sahife (s.335)
[12] Hasen. Buhari
Tarihu’l-Kebir (2/100) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/207) İbn Hibban Mecruhin
(3/66) Hatib Tarih (13/418) İbn Adiy el-Kamil (7/8) Ukayli ed-Duafa (4/268)
Neşru’s-Sahife (s.309)
[13] Sahih.
Ebu Zur’a ed-Dımeşki Tarih (s.507) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (361) Hatib Tarih
(13/420) Ukayli ed-Duafa (4/268)
[14] Sahih. Ebû
Nuaym Hilyetu'l-Evliyâ (6/259) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (302)
[15] Sahih.
Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/226) Hatib Tarih (3/388)
[16] Sahih.
İbn Ebî Hâtim el-Cerh ve’t-Ta’dil, Neşru’s-Sahife (s.302)
[17] Sahih.
İbn Hibbân Mecruhin (3/70) Neşru’s-Sahife (s.346)
[18] Sahih.
Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/204) Neşru’s-Sahife (s.351)
[19] Sahih.
Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/207) Neşru’s-Sahife (s.308)
[20] Sahih.
Abdullah b. Ahmed es-Sunne (292-293) Ahmed İlel (2/547) Ukayli ed-Duafa (4/268)
Hatib Tarihu Bagdat (13/422) Şeyh Mukbil, Neşru’s-Sahife (s.277)
[21] Sahih.
Hatib Tarih (13/422) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/199) Neşru’s-Sahife (s.365)
[22] Sahih.
Abdullah b. Ahmed es-Sunne (no:304)
[23] Sahih.
Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/223) Neşru’s-Sahife (s.303)
[24] Sahih.
Abdullah b. Ahmed es-Sunne (303)
[25] Hasen. Ebu
Nuaym Hilye (6/258)
[26] Sahih.
Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/218) Fesevi Marife (2/788) Neşru’s-Sahife (s.314)
[27] Sahih.
Fesevi Ma’rife (2/782) Neşru’s-Sahife (s.335)
[28] Sahih.
Berzai Sualat (s.570) Neşru’s-Sahife (s.354)
[29] Sahih.
Hatib Tarih (13/377) Neşru’s-Sahife (s.362)
[30] Sahih.
Fesevi Marife (2/784) Neşru’s-Sahife (s.334)
[31] Sahih. Fesevi
el-Ma’rife (3/96) Neşru’s-Sahife (s.327)
[32] Sahih.
Hatib Tarih (13/417) Fesevi Ma’rife (2/789) Neşru’s-Sahife (s.349, 351)
[33] Sahih. Ebu
Zur'a ed-Dimeşki Tarih (s.65) Ebu Nuaym, Hilyetu’l-Evliya (3/11), Hatib
Tarihu'l-Bağdat (13/417) İbn Batta el-İbane (2/447) Abdullah b. Ahmed b.
Hanbel, es-Sunne (253, 315) Neşru’s-Sahife (s.325)
[34] Sahih. Abdullah
b. Ahmed b. Hanbel, es-Sunne (no:291)
[35] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268) Ahmed el-İİel (2/547) Neşru’s-Sahife (s.366)
[36] Sahih.
Hatib Tarih (13/429) Neşru’s-Sahife (s.337)
[37] Sahih.
Ebu Zur’a Tarih (s.506) İbn Asakir Tarih (22/105) Neşru’s-Sahife (s.347)
[38] Hasen.
Ukayli ed-Duafa (4/268)
[39] Sahih.
Abdullah b. Ahmed es-Sunne (268, 271 311, 331), Ukayli ed-Duafa (4/268) Hatib
Tarih (1/303) Fesevi Marife (3/96) Neşru’s-Sahife (324, 351)
[40] Sahih.
Hatib Tarih (13/381) Mukbil b. Hadi Neşru’s-Sahife (s.392)
[41] Sahih.
Hatib Tarih (13/385) Neşru’s-Sahife (s.323)
[42] Sahih.
Abdullah b. Ahmed es-Sunne (s.207) Neşru’s-Sahife (s.383)
[43] Sahih.
İbn Hibbân Mecruhin (3/66) Neşru’s-Sahife (s.356)
[44] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268) Ahmed el-İİel (2/547) Abdullah b. Ahmed es-Sunne
(1/211) Neşru’s-Sahife (s.353)
[45] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268)
[46] Sahih.
Hatib Tarih (13/421) Neşru’s-Sahife (s.366)
[47] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (367) Neşru’s-Sahife (s.313)
[48] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268)
[49] Sahih.
Abdullah b. Ahmed es-Sunne (325, 368) Ukayli ed-Duafa (4/268)
[50] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268)
[51] Sahih.
Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/185) Neşru’s-Sahife (s.307)
[52] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268) Fesevi Marife (2/784) Hatib Tarih (13/432)
Neşru’s-Sahife (s.310)
[53] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268) Hatib Tarih (13/445) Mukbil b. Hadi Neşru’s-Sahife
(s.387-88)
[54] Sahih.
İbn Ebî Hâtim Adabu’ş-Şafii (s.431) Hatib Tarih (13/436) Neşru’s-Sahife (s.370)
[55] Sahih.
İbn Ebî Hâtim Adabu’ş-Şafii (s.431) Hatib Tarih (13/436) Neşru’s-Sahife (s.370)
[56] Sahih.
Ebû Nuaym Hilyetu'l-Evliyâ (6/325) Neşru’s-Sahife (s.365)
[57] Hasen.
Ebû Nu‘aym, Hilye, (3/197); Hatîb el-Bagdâdî, el-Fakih ve’l-Mutefekkih, (no:
499), Şerafu Ashâbi’l-Hadîs, (157); Vekî‘, Ahbâru Kudât, (3/78) Herevî,
Zemmu’l-Kelâm, (2/199).
[58] Sahih.
Abdullah b. Ahmed e-Sunne (404) Cuzekani el-Ebatil (1/253) Hatib; el-Fakih
(551)
[59] Sahih.
Hatib Tarih (13/431) Neşru’s-Sahife (s.336)
[60] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268) Hatib Tarih (13/444) Neşru’s-Sahife (s.301)
[61] Sahih.
Ebû Nuaym Hilyetu'l-Evliyâ (6/325) Neşru’s-Sahife (s.365)
[62] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268) Abdullah b. Ahmed el-İlel (3/195)
[63] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268) Hatib Tarih (13/446) Fesevi Marife (2/780) Abdullah b.
Ahmed es-Sunne (1/191) Neşru’s-Sahife (s.334)
[64] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268) Hatib Tarih (13/445)
[65] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268) Neşru’s-Sahife (s.318)
[66] Sahih.
Abdullah b. Ahmed, es-Sunne (1/216) Neşru’s-Sahife (s.345)
[67] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268) Mukbil b. Hadi Neşru’s-Sahife (s.361)
[68] Sahih.
Hatib Tarih (13/448) Ukayli ed-Duafa (4/268)
[69] Sahih.
Hatib Tarih (5/311) Neşru’s-Sahife (s.143)
[70] Sahih.
Abdullah b. Ahmed es-Sunne (255)Hatib Tarih (13/420) Ukayli ed-Duafa (4/268)
[71] Hasen.
Ebu Zur’a ed-Dımeşki Tarih (s.507) Ukayli ed-Duafa (4/268)
[72] Sahih.
İbn Adiy el-Kamil (7/2474) Neşru’s-Sahife (s.381)
[73] Sahih.
Abdullah b. Ahmed es-Sunne (348) Ukayli ed-Duafa (4/268) Hatib Tarih (13/443)
İbnu’l-Munzir el-Evsat (13/472)
[74] Sahih.
Hatib, Tarih (13/450) Neşru’s-Sahife (s.359)
[75] Sahih.
Hatib Tarih (5/311) Neşru’s-Sahife (s.144)
[76] Sahih.
Muslim b. Haccac, el-Kuna ve’l-Esma (s.107) Hatib Tarih (13/451) Neşru’s-Sahife
(s.379)
[77] Buhârî
Tarihu’l-Kebir (8/81)
[78] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268)
[79] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268) Neşru’s-Sahife (s.318)
[80] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268) Hatib Tarih (13/450) Neşru’s-Sahife (s.388)
[81] Sahih.
Ukayli ed-Duafa (4/268) Abdullah b. Ahmed el-İlel (3/164) Neşru’s-Sahife
(s.360)
[82] Sahih.
Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/226) Neşru’s-Sahife (s.388)
[83] Sahih.
Hatib Tarih (13/425) İbn Adiy el-Kamil (7/2473) Neşru’s-Sahife (s.302)
[84] Sahih.
Hatib Tarih (13/433) Neşru’s-Sahife (s.357)
[85] Sahih.
Ahmed el-İlel (2/547) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (1/203) Fesevi Marife (2/789)
Neşru’s-Sahife (s.350)