Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur:Mizan’ul-Hikmet (hikmetin ölçüsü) benim, Ali de onun dilidir” (Ýhkak’ul-Hak, 6/46)

 

Mizan’ul Hikmet

 

5. Cilt

 

Muhammed Muhammedi REYŢEHRÝ

 

Çeviri

 

Kadri ÇELÝK

 

Tatbik

 

Nuri DÖNMEZ

 

 

E-Kitap:  http://kitab.nur-az.com/tr  -  http://gadir.free.fr

 

 

 

Ýçindekiler

 

 

1471. Bölüm.. 3

Ýrtidad ve Ýrtica. 3

1472. Bölüm.. 3

Dinden Dönmenin Cezasý 3

1473. Bölüm.. 5

Tövbeden Sonra Mürtedin Durumu. 5

1474. Bölüm.. 5

Küfür ve Ýrtidada Sebep Olan Ţeyler. 5

1475. Bölüm.. 8

Rezzak. 8

“Ţüphesiz rýzýklandýran da, güç ve kuvvet sahibi olan da Allah'týr.”. 8

1476. Bölüm.. 8

Rýzkýn Azalmasý ve Çođalmasý 8

1477. Bölüm.. 9

Rýzkýn Azalma ve Çođalma Hikmeti 9

1478. Bölüm.. 10

Rýzký Garantilemek. 10

1479. Bölüm.. 11

Rýzký Arayana Rýzkýn Garantilenmesi 11

1480. Bölüm.. 11

Garantilenmiţ Rýzýk Sizi Farzlardan Alýkoymasýn. 11

1481.Bölüm.. 11

Hýrs ve Rýzkýn Artýţý 11

1482. Bölüm.. 12

Rýzkýn Taktir Edildiđine Ýman Etmenin Faydasý 12

1483. Bölüm.. 13

Rýzkýn Geniţliđi ve Ahmaklýk. 13

1484. Bölüm.. 13

Rýzýk Taleb Etmede Ilýmlý Olmaya Teţvik. 13

1485. Bölüm.. 14

Rýzýk Talebinde Ölçü. 14

1486. Bölüm.. 15

Rýzýk ve Rýzký Taleb Eden. 15

1487. Bölüm.. 15

Rýzkýn Çeţitleri 15

1488. Bölüm.. 16

Beklemediđi Yerden Rýzýklanan Kimse. 16

1489. Bölüm.. 17

Yarýnýn Rýzkýný Düţünmek. 17

1490. Bölüm.. 18

Rýzkýnýn Ertelenmesi 18

1491. Bölüm.. 18

Rýzkýn Ertelenmesi Esnasýnda Yapýlmasý Gereken Ţey. 18

1492. Bölüm.. 19

Rýzýk Talebinde Dua. 19

1493. Bölüm.. 19

Rýzkýn Azýna Kanaat Etmek. 19

1494. Bölüm.. 20

Rýzký Ulaţtýran ve Arttýran Sebepler. 20

1495. Bölüm.. 21

Rýzký Yok Eden Sebepler. 21

1496. Bölüm.. 21

Helal Rýzýk Talep Etmek. 21

1497. Bölüm.. 22

Helal Rýzýk Talep Etmek Farzdýr. 22

1498. Bölüm.. 22

Kendi Emeđini Yemeye Teţvik. 22

1499. Bölüm.. 23

Baţkalarýna Yük Olmak ve Ailesini Zayi Etmekten Sakýnmak. 23

1500. Bölüm.. 23

Ýnsanlardan Müstađni Olmak. 23

1501. Bölüm.. 24

Rýzýklarýn Takdiri Helal Yoldandýr. 24

1502. Bölüm.. 25

Helal Rýzýk Seçilmiţ Ýnsanlarýn Azýđýdýr. 25

1503. Bölüm.. 25

En Ýyi Rýzýk Ýnsana Yetendir. 25

1504. Bölüm.. 26

Yeterli Kadarýyla Kifayet Etmek. 26

1505. Bölüm.. 29

Köy ve Cehalet 29

1506. Bölüm.. 31

Herkesin Elçisi Aklýnýn Göstergesidir. 31

1507. Bölüm.. 31

Elçileri Öldürmekten Sakýnmak. 31

1508. Bölüm.. 33

Rüţvet 33

1509. Bölüm.. 33

Rüţvet Haramdýr. 33

1510. Bölüm.. 33

Rüţvet Küfürdür. 33

1511. Bölüm.. 34

Rüţvet Veren, Alan ve Aracý Olaný Kýnama. 34

1512. Bölüm.. 36

Süt Emzirmek. 36

1513. Bölüm.. 36

Layýk Olmayan Süt Emziriciler. 36

1514. Bölüm.. 39

Rýza. 39

1515. Bölüm.. 40

Allah’a Ýtaatin Baţý Hoţnutluktur. 40

1516. Bölüm.. 40

Hoţnutluk Yakinin En Üstün Derecesidir. 40

1517. Bölüm.. 40

Hoţnutluk ve Ýman. 40

1518. Bölüm.. 41

Hoţnutluđun Anlamý 41

1519. Bölüm.. 41

Hoţnutluđun Etkileri 41

1520. Bölüm.. 41

Hoţnutluđun Meyveleri 41

1521. Bölüm.. 42

Hoţnutluk ve Rahatlýk. 42

1522. Bölüm.. 43

Hoţnutsuzluđun Meyvesi 43

1523. Bölüm.. 46

Allah’ýn Rýzasýnýn Sebepleri 46

1524. Bölüm.. 47

Allah’ýn Rýzasý ve Kaderden Razý Olmak. 47

1525. Bölüm.. 47

Allah’ýn Hoţnutluđunun Niţaneleri 47

1526. Bölüm.. 48

Yaratýklarýn Hoţnutluđu ve Yaratýcýnýn Hoţnutsuzluđu. 48

1527. Bölüm.. 49

Ýnsanlarýn Hoţnutluđunu Elde Etmenin Zorluđu. 49

1528. Bölüm.. 52

Yumuţaklýđýn Fazileti 52

1529. Bölüm.. 53

Arkadaţa Önem Vermek. 53

1530. Bölüm.. 54

Ţüphesiz Allah Yumuţaktýr ve Yumuţak Huylu Kimseleri Sever. 54

1531. Bölüm.. 55

Yumuţaklýk ve Ýman. 55

1532. Bölüm.. 55

Ýbadette Yumuţaklýk. 55

1533. Bölüm.. 56

Yumuţaklýđýn Meyveleri 56

1534. Bölüm.. 56

Yumuţak Davran ki Sana da Yumuţak Davranýlsýn. 56

1535. Bölüm.. 57

Yersiz Yumuţaklýk. 57

1536. Bölüm.. 59

Allah’ýn Mürakabesi 59

1537. Bölüm.. 59

Meleklerin ve Beden Organlarýnýn Murakabesi/Nezareti 59

1538. Bölüm.. 59

Nefis Murakabesine Teţvik. 59

1539. Bölüm.. 60

Allah’ý Göz Önünde Bulundurmaya Teţvik. 60

1540. Bölüm.. 61

Zamanlara Dikkat etmeyi Önemsemek. 61

1541. Bölüm.. 61

Ýki Günü Eţit Olan Kimse. 61

1542. Bölüm.. 62

Murakabe Adabý 62

1534. Bölüm.. 63

Kötülükleri Saymak. 63

1544. Bölüm.. 63

Saat ve Vakitlerin Bölüţtürülmesi 63

1545. Bölüm.. 65

Amelin Hayýrla Baţlayýp Hayýrla Sonuçlanmasý 65

1546. Bölüm.. 65

Murakabe ve Muhasebe. 65

1547. Bölüm.. 68

Ramazan Ayý 68

1548. Bölüm.. 69

Allah Resulünün Ramazan Ayýna Yöneldiđinde Okuduđu Hutbeler. 69

1549. Bölüm.. 70

Ramazan Ayýnda Ţeytanlarýn Zincire Vuruluţu. 70

1550. Bölüm.. 71

Ramazan Ayýnda Allah’ýn Bađýţlamasý 71

1551. Bölüm.. 73

Okçuluk. 73

1552. Bölüm.. 76

Ruhbanlýk ve Ýslam.. 76

1553. Bölüm.. 78

Rehin. 78

1554. Bölüm.. 78

Ýnsanýn Rehin Oluţu. 78

1555. Bölüm.. 79

Günahýna Rehin Olan Kimse. 79

1556. Bölüm.. 80

Kabirlerin Rehin Aldýklarý 80

1557. Bölüm.. 80

Allah’ýn Fazlýna Rehin Düţenler. 80

1558. Bölüm.. 80

Sözüne Rehin Olmak. 80

1559. Bölüm.. 83

Kur’an’da Ruh. 83

1560. Bölüm.. 83

Ruhun Gerçeđi 83

1561. Bölüm.. 83

Ruhlarýn Ýsyaný 83

1562. Bölüm.. 83

Ruhlar Hazýrlanmýţ Ordulardýr. 83

1563. Bölüm.. 84

Ruh Çeţitleri 84

1564. Bölüm.. 85

Ruhun Halleri 85

1565. Bölüm.. 85

Uyku Anýnda Ruh. 85

1566. Bölüm.. 88

Rahatlýk Sebepleri 88

1567. Bölüm.. 89

En Büyük Rahatlýk. 89

1568. Bölüm.. 89

Dünyada Rahatlýđý Taleb Etmek. 89

1569. Bölüm.. 92

Riyazet 92

1570. Bölüm.. 92

Riyazet Sebebi 92

1571. Bölüm.. 93

Riyazetin Meyveleri 93

1572. Bölüm.. 96

Çiftçilik ve Ađaç Ekiminin Müstahap Oluţu. 96

1573. Bölüm.. 96

Çiftçiler. 96

1574. Bölüm.. 97

Peygamberler ve Çiftçilik. 97

1575. Bölüm.. 99

Zekat 99

1576. Bölüm.. 99

Namaz ve Zekatýn Yakýnlýđý 99

1577. Bölüm.. 100

Zekatýn Hikmeti 100

1578. Bölüm.. 101

Zekatýn Mal Artýţýndaki Rolü. 101

1579. Bölüm.. 102

Malý Zekat Ýle Korumak. 102

1580. Bölüm.. 102

Zekat Vermeyen Kimse. 102

1581. Bölüm.. 103

Zekat Vermeyen Kimsenin Kafir Oluţu. 103

1582. Bölüm.. 103

Zekat Vermeyenin Cezasý 103

1583. Bölüm.. 104

Zekatý Gönüllü Ödemek. 104

1584. Bölüm.. 104

Belirli Bir Hak Zekattan Ayrýdýr. 104

1585. Bölüm.. 105

Zekatýn Müstehaplarý 105

1586. Bölüm.. 106

Zahiri ve Batýni Zekat 106

1587. Bölüm.. 106

Her ţeyin Zekatý Vardýr. 106

1588. Bölüm.. 107

Bedenin Zekatý 107

1589. Bölüm.. 108

Fitre Zekatý 108

1590. Bölüm.. 110

Tezkiye. 110

1591. Bölüm.. 111

Tezkiyeye Engel Olan Ţeyler. 111

1592. Bölüm.. 115

Zamaný Tanýmak. 115

1593. Bölüm.. 115

Zamana Güvenmeyen Kimse. 115

1594. Bölüm.. 115

Zamanla Savaţan Kimse. 115

1595. Bölüm.. 116

Zamanýn Aybý 116

1596. Bölüm.. 119

Zinadan Sakýnmak. 119

1597. Bölüm.. 119

En Büyük Zina. 119

1598. Bölüm.. 120

Zinanýn Haram Oluţunun Hikmeti 120

1599. Bölüm.. 120

Zinanýn Sonuçlarý 120

1600. Bölüm.. 121

Zinanýn Yaygýnlaţmasý 121

1601. Bölüm.. 121

Bedenin Her Organýnýn Zinadan Nasibi Vardýr. 121

1602. Bölüm.. 122

Zinanýn Haddi 122

1603. Bölüm.. 122

Zorla Zinanýn Cezasý 122

1604. Bölüm.. 123

Zinazade. 123

1605. Bölüm.. 123

Zinazadenin Niţaneleri 123

1606. Bölüm.. 124

Gayretsiz Erkek. 124

1607. Bölüm.. 124

Pezevenklik. 124

1608. Bölüm.. 124

Zina (çeţitli) 124

1609. Bölüm.. 127

Zühdün Fazileti 127

1610. Bölüm.. 128

Zühd Ýle Süslenmek. 128

1611. Bölüm.. 128

Zühd ve Din. 128

1612. Bölüm.. 129

Gerçek Zühd. 129

1613. Bölüm.. 131

Zahit Ýnsanýn Sýfatlarý (1) 131

1614. Bölüm.. 132

Zahitin Sýfatlarý (2) 132

1615. Bölüm.. 133

Zühdün Ýlk Adýmý 133

1616. Bölüm.. 133

Zühdün Kökü. 133

1617. Bölüm.. 134

Zühdün Sebepleri 134

1618. Bölüm.. 135

Züht Yolu. 135

1619. Bölüm.. 135

Zühdün Engelleri 135

1620. Bölüm.. 136

Zühdün Dereceleri 136

1621. Bölüm.. 136

Zühd ve Zati Olan Ýlim.. 136

1622. Bölüm.. 137

Zühd ve Göđüs Geniţliđi 137

1623. Bölüm.. 137

Zühd ve Mükaţefe. 137

1624. Bölüm.. 139

Zühdün Meyveleri 139

1625. Bölüm.. 141

Dünyayý Talep Etmenin Zararlarý 141

1626. Bölüm.. 141

Ýnsanlarýn En Zahidi 141

1627. Bölüm.. 142

Zühdü Kabul Etmeyene Bir Öđüt 142

1628. Bölüm.. 142

Züht Rýzký Azaltmaz. 142

1629. Bölüm.. 142

Zühd ve Marifet 142

1630. Bölüm.. 143

Züht (çeţitli) 143

1631. Bölüm.. 145

Evlenmeye Teţvik. 145

1632. Bölüm.. 146

Evlilik Sünnettir. 146

1633. Bölüm.. 146

Genç Yaţta Evlenen Kimse. 146

1634. Bölüm.. 146

Evlenen Kimse Dininin Yarýsýný Korumuţtur. 146

1635. Bölüm.. 147

Namaz ve Evli Ýnsanýn Uykusu. 147

1636. Bölüm.. 147

Rýzkýn Evlilikle Artmasý 147

1637. Bölüm.. 148

Evliliđi Terk Etmekten Sakýndýrmak. 148

1638. Bölüm.. 149

Bekarlar. 149

1639. Bölüm.. 149

Din Kardeţleri Evlendirmenin Sevabý 149

1640. Bölüm.. 149

Kýzlarý Çabuk Evlendirmeye Teţvik. 149

1641. Bölüm.. 150

Evlilikte Kadýnýn Dindar Olmasýna Önem Vermek. 150

1642. Bölüm.. 151

Evlilikte Dindar Erkekle Evlenmenin Önemi 151

1643. Bölüm.. 151

Mehirin Hikmeti 151

1644. Bölüm.. 152

Mehiri Fazla Tutmayý Kýnamak. 152

1645. Bölüm.. 152

Kadýn Seçimine Önem Vermek. 152

1646. Bölüm.. 153

Nutfeleriniz Ýçin Ýyi Seçim Yapýn. 153

1647. Bölüm.. 153

Mümin Kadýn Mümin Erkeđin Dengidir. 153

1648. Bölüm.. 153

Evlenilmemesi Gereken Erkek. 153

1649. Bölüm.. 154

Evlenilmemesi Gereken Kadýn. 154

1650. Bölüm.. 154

Kadýnlarýn Çeţitleri 154

1651. Bölüm.. 155

Kocanýn Haklarý 155

1652. Bölüm.. 156

Kadýnýn Haklarý 156

1653. Bölüm.. 157

Erkeđe Hizmet 157

1654. Bölüm.. 158

Kadýna Hizmet 158

1655. Bölüm.. 158

Kocasýna Eziyet Etmek. 158

1656. Bölüm.. 159

Kadýna Eziyet Etmek. 159

1657. Bölüm.. 159

Kadýnýn Kötü Ahlakýna Sabretmek. 159

 

 

1658. Bölüm.. 159

Erkeđin Kötü Ahlakýna Sabretmek. 159

1659. Bölüm.. 159

Saliha Kadýn. 159

1660. Bölüm.. 160

Kötü Eţ. 160

1661. Bölüm.. 161

Allah’a Günah Hususunda Kadýna Ýtaat 161

1662. Bölüm.. 161

Ailesinin Geçimini Temin Etmekte Riayet Edilmesi Gerekenler. 161

1663. Bölüm.. 162

Çok Eţlilik. 162

1664. Bölüm.. 162

Adem’in Ýki Çocuđunun Evliliđi 162

1665. Bölüm.. 163

Düđün Davetini Kabul Etmenin Adabý 163

1666. Bölüm.. 163

Evliliđi Ýlan Etmeye Teţvik. 163

1667. Bölüm.. 165

Allah Ýçin Karţýlýklý Ziyarete Teţvik. 165

1668. Bölüm.. 165

Allah’ýn Ziyaretçileri 165

1669. Bölüm.. 165

Allah Ýçin Ziyaret Etmenin Sevabý 165

1670. Bölüm.. 166

Dini Korumada Kardeţleri Ziyaretin Rolü. 166

1671. Bölüm.. 166

Kardeţlerle Görüţmenin Meyveleri 166

1672. Bölüm.. 167

Kötülerle Görüţmekten Sakýnmak. 167

1673. Bölüm.. 167

Ziyaret Adabý 167

1674. Bölüm.. 169

1674. Bölüm.. 169

Peygamberi (s.a.a) Ziyaret Etmek. 169

1675. Bölüm.. 169

Masum Ýmamlarý (a.s) Ziyaret 169

1676. Bölüm.. 170

Ýmam Ali’yi (a.s) Ziyaret Etmek. 170

1677. Bölüm.. 170

Resulullah’ýn Kýzý Fatýma’nýn (a.s) Ziyareti 170

1678. Bölüm.. 171

Ýmam Hasan’ý (a.s) Ziyaret 171

1679. Bölüm.. 171

Ýmam Hüseyin’in (a.s) Ziyareti 171

1680. Bölüm.. 172

Ýmam Sadýk’ýn Hüseyin’in (a.s) Ziyaretçilerine Duasý 172

1681. Bölüm.. 172

Ýmam Hüseyin’in Ziyaret Adabý 172

1682. Bölüm.. 173

Baki Mezarlýđýndaki Ýmamlarýn Ziyareti 173

1683. Bölüm.. 174

Ýmam Kazým’ýn (a.s) Ziyareti 174

1684. Bölüm.. 174

Ýmam Rýza’nýn (a.s) Ziyareti 174

1685. Bölüm.. 175

Ýmam Cevad’ýn (a.s) Ziyareti 175

1686. Bölüm.. 175

Ýmam Askeri ve Ýmam Ali Naki’nin (a.s) Ziyareti 175

1687. Bölüm.. 175

Ýmam Kazým’ýn (a.s) Kýzý Fatýma’nýn Ziyareti 175

1688. Bölüm.. 176

Seyyid Abdulazim Hasani’nin (a.s) Ziyareti 176

1689. Bölüm.. 176

Salihlerin Kabirni Ziyaret Etmek. 176

1690. Bölüm.. 176

Ölülerin Kabirlerini Ziyaret 176

1691. Bölüm.. 176

Kabir Ehline Selam Vermek. 176

1692. Bölüm.. 179

Ziynet 179

1693. Bölüm.. 179

Düţman Karţýsýnda Süslenmek. 179

1694. Bölüm.. 180

Haram Süsler. 180

1695. Bölüm.. 180

Batýnlarýn Süsü (1) 180

1696. Bölüm.. 182

Batýnlarýn Süsü (2) 182

1697. Bölüm.. 182

En Güzel Süs. 182

1698. Bölüm.. 183

Kötü Ameli Kendisine Süslü Gösterilenler. 183

1699. Bölüm.. 187

Sorumluluk-Mesuliyet 187

1700. Bölüm.. 187

Genel Sorumluluk. 187

1701. Bölüm.. 188

Kulak, Göz ve Kalbin Sorumluluđu. 188

1702. Bölüm.. 190

Ýlmin Anahtarý 190

1703. Bölüm.. 190

Güzel Sormak. 190

1704. Bölüm.. 191

Sorulmamasý Gereken Ţey. 191

1705. Bölüm.. 193

Beni Kaybetmeden Önce Bana Sorun. 193

1706. Bölüm.. 194

Bilmediđin Sorularýn Cevabý (1) 194

1707. Bölüm.. 195

Bilmediđin Sorularýn Cevabý (2) 195

1708. Bölüm.. 197

Ýnsanlardan Bir Ţey Dilemekten Sakýnmak. 197

1709. Bölüm.. 198

Allah’tan Baţkasýndan Bir Ţey Dilemekten Sakýnmak. 198

1710. Bölüm.. 199

Ýstemeyi Terk Etmek ve Cenneti Garantilemek. 199

1711. Bölüm.. 199

Ýnsanlardan Bir Ţey Dilemek Fakirliđin Anahtarýdýr. 199

1712. Bölüm.. 200

Fakirliđini Ýzhar Etmeyi Kýnamak. 200

1713. Bölüm.. 200

Ýnsanlardan Bir Ţey Dilemenin Caiz Olduđu Hususlar. 200

1714. Bölüm.. 201

Ýhtiyacý Olmadýđý Halde Bir Ţey Dilemekten Sakýndýrmak. 201

1715. Bölüm.. 202

Ýnsanlardan Müstađni Olmaya Teţvik. 202

1716. Bölüm.. 203

Ehlinden Ýyilik Dilemek. 203

1717. Bölüm.. 204

Ehli Olmayandan Bir Ţey Dilemek. 204

1718. Bölüm.. 204

Bir Ţey Dilemenin Adabý 204

1719. Bölüm.. 205

Bir Ţey Dileyen Kimseyi Reddetmekten Sakýnmak (1) 205

1720. Bölüm.. 206

Bir Ţey Dileyen Kimseyi Reddetmekten Sakýnmak (2) 206

1721. Bölüm.. 206

Bir Ţey Dileyen Kimseyi Reddetmekten Sakýnmak (3) 206

1722. Bölüm.. 207

Reddedilmesi Dođru Olmayan Kimse. 207

1723. Bölüm.. 208

Beyt’ül-Mal’dan Ýnfak Etme Yollarý 208

1724. Bölüm.. 208

Ýnsanlardan Bir Ţey Dilemek (Çeţitli) 208

1725. Bölüm.. 211

Her Ţeyin Bir Sebebi Vardýr. 211

1726. Bölüm.. 214

En Sađlam Sebepler. 214

1727. Bölüm.. 216

Mümine Sövmek. 216

1728. Bölüm.. 216

Sövmekten Sakýnmak. 216

1729. Bölüm.. 217

Sövmekten Sakýnmak (2) 217

1730. Bölüm.. 217

Birine Sövmekten Sakýnmak. 217

1731. Bölüm.. 218

Peygamberlere ve Vasilerine Söven Kimsenin Cezasý 218

1732. Bölüm.. 218

Ýmam Ali’ye (a.s) Sövmek. 218

1733. Bölüm.. 220

Caiz Olan Sövgü. 220

1734. Bölüm.. 222

Süphanallah’ýn Anlamý 222

1735. Bölüm.. 222

Herţeyin Tesbih Ediţi 222

1736. Bölüm.. 225

Yarýţmak. 225

1737. Bölüm.. 225

Hayýrlarda Yarýţmak. 225

1738. Bölüm.. 228

Allah’ýn Yolu. 228

1739. Bölüm.. 229

Hak Yolu. 229

1740. Bölüm.. 232

Secde. 232

1741. Bölüm.. 232

Allah’a Secde Edenler. 232

1742. Bölüm.. 232

Secde ve Allah’a Yakýnlaţma. 232

1743. Bölüm.. 233

Secdeni Anlamý 233

1744. Bölüm.. 233

Gerçek Secde Eden Kimse. 233

1745. Bölüm.. 234

Secdeyi Uzatmak. 234

1746. Bölüm.. 234

Ýmam Seccad (a.s) 234

1747. Bölüm.. 235

Secde Ýzi 235

1748. Bölüm.. 235

Secde Gösteriţinde Bulunmayý Kýnamak. 235

1749. Bölüm.. 236

Yerden Baţkasýna Secdenin Caiz Olmadýđýnýn Delili 236

1750. Bölüm.. 236

Ýmam Hüseyin’in (a.s) Toprađýnýn Üzerine Secde Etmek. 236

1751. Bölüm.. 238

Mescit Allah’ýn Evidir. 238

1752. Bölüm.. 238

Mescit Yapmanýn Sevabý 238

1753. Bölüm.. 238

Evde Mescit Edinmek. 238

1754. Bölüm.. 239

Mescidi Bayýndýr Kýlmak. 239

1755. Bölüm.. 240

Mescitlere Gitmek. 240

1756. Bölüm.. 240

Mescitlerde Oturmak. 240

1757. Bölüm.. 240

Mescitlerin Ţikayeti 240

1758. Bölüm.. 241

Cami Komţuluđu ve Camide Namaz Kýlmak. 241

1759. Bölüm.. 241

Boynunda Bir Kul Hakký Olanýn Camiye Gitmesi 241

1760. Bölüm.. 241

Mescitlerin Adabý 241

1761. Bölüm.. 242

Camilerde Mürakabe Adabý 242

1762. Bölüm.. 243

Mescitlere Gidip Gelmenin Neticesi 243

1763. Bölüm.. 243

Övülmüţ Mescitler. 243

1764. Bölüm.. 244

Mescid-i Dýrar. 244

1765. Bölüm.. 247

Zindan. 247

1766. Bölüm.. 247

Nefsin Zindaný 247

1767. Bölüm.. 249

Haram Mal 249

1768. Bölüm.. 251

Sihir. 251

1769.Bölüm.. 251

Müslüman Sihirbazýn Cezasý 251

1770. Bölüm.. 252

Sihir Çeţitleri 252

1771. Bölüm.. 252

Harud ve Marud’dan Daha Sihirbaz. 252

1772. Bölüm.. 254

Lezbiyenlik-Sevicilik. 254

1773. Bölüm.. 256

Alay Etmek. 256

1774. Bölüm.. 259

Cömertlik. 259

1775. Bölüm.. 259

Cömertlik Peygamberlerin Huyudur. 259

1776. Bölüm.. 260

Cömertlik Aklýn Meyvesidir. 260

1777. Bölüm.. 260

Cömertlik Ayýplarý Örtüsüdür. 260

1778. Bölüm.. 260

Cömertlik Sevgi Eker. 260

1779. Bölüm.. 261

Cömert Kimse. 261

1780. Bölüm.. 262

Cömert Ýnsanýn Yiyeceđi ve Yedirmesi 262

1781. Bölüm.. 262

Cömertliđin Sýnýrý 262

1782. Bölüm.. 263

Ýnsanlarýn En Cömerdi 263

1783. Bölüm.. 263

Ölüm Anýnda Cömert Olan Cimriyi Kýnamak. 263

1784. Bölüm.. 265

Sýrrý Saklamak. 265

1785. Bölüm.. 266

Sýrrýný Sadece Kendin Bil 266

1786. Bölüm.. 266

Sýrrý Korumanýn Ölçüsü. 266

1787. Bölüm.. 266

Sýrrýn Söylenmemesi Gereken Kimseler. 266

1788. Bölüm.. 269

Batýnlarýn Temizliđi 269

1789. Bölüm.. 269

Batýnlarýn Aţikar Oluţu. 269

1790. Bölüm.. 271

Batýn ve Zahirin Temizliđi 271

1791. Bölüm.. 273

Sevinç. 273

1792. Bölüm.. 273

Sevinilmesi Gereken Ţey. 273

1793. Bölüm.. 273

Sevinç Sebepleri 273

1794. Bölüm.. 274

Bir Kalbi Sevindiren Kimse. 274

1795. Bölüm.. 274

Bir Mümini Sevindiren Resulullah’ý Sevindirmiţtir. 274

1796. Bölüm.. 275

Bir Mümini Sevindiren Allah’ý Sevindirmiţtir (1) 275

1797. Bölüm.. 275

Bir Mümini Sevindiren Allah’ý Sevindirmiţtir (2) 275

1798. Bölüm.. 276

Müminin Kalbinden Hüznü Gidermenin Sevabý 276

1799. Bölüm.. 279

Ýsraf. 279

1800. Bölüm.. 280

Ýnfakýn Sýnýrý 280

1801. Bölüm.. 281

Ýsrafkarýn Alametleri 281

1802. Bölüm.. 281

Ýsrafýn En Küçük Sýnýrý 281

1803. Bölüm.. 282

Ýsraf Sayýlmayanlar. 282

1804. Bölüm.. 284

Hýrsýzlýk. 284

1805. Bölüm.. 284

Hýrsýzlýk Cezasý Verilmeyen Kimse. 284

1806. Bölüm.. 286

Hýrsýzlýk Çeţitleri 286

1807. Bölüm.. 288

Saadet-Mutluluk. 288

1808. Bölüm.. 288

Mutlu Kimse. 288

1809. Bölüm.. 289

Saadete Sebep Olan Ţey. 289

1810. Bölüm.. 290

Mutluluk ve Mutsuzluđun Sebepleri 290

1811. Bölüm.. 291

Saadet Sayýlan Ţey (1) 291

1812. Bölüm.. 291

Saadet Sayýlan Ţey (2) 291

1813. Bölüm.. 292

Mutluluđun Niţanesi 292

1814. Bölüm.. 293

Gerçek Mutluluk. 293

1815. Bölüm.. 293

Ýnsanlarýn en mutlusu. 293

1816. Bölüm.. 294

Saadet Hususunda Yeterli Olan Ţey. 294

1817. Bölüm.. 294

Saadetin Kemali 294

1818. Bölüm.. 297

Yolculuđun Faydalarý 297

1819. Bölüm.. 297

Yolculuk ve Yorgunluk. 297

1820. Bölüm.. 297

Yolculukta Arkadaţ Seçmek. 297

1821. Bölüm.. 298

Yolculuk Adabý (1) 298

1822. Bölüm.. 298

Yolculuk Adabý (2) 298

1823. Bölüm.. 299

Yolculuk Adabý (3) 299

1824. Bölüm.. 299

Yolculkuk Adabý (4) 299

1825. Bölüm.. 299

Yolculuk Adabý (5) 299

1826. Bölüm.. 300

Yolculuk Adabý (6) 300

1827. Bölüm.. 300

Yolculuk Adabý (7) 300

1828. Bölüm.. 301

Yolculukta Mürüvvet Sahibi Olmak. 301

1829. Bölüm.. 301

Nehyedilmiţ Yolculuk. 301

1830. Bölüm.. 302

Gezmek. 302

1831. Bölüm.. 302

Ahiret Yolculuđu. 302

1832. Bölüm.. 305

Aţađýlýk insanlarýn Sýfatý 305

1833. Bölüm.. 305

Aţađýlýk Ýnsanlarýn Riyaseti 305

1834. Bölüm.. 305

Aţađýlýk Ýnsanlara Karýţmak. 305

1835. Bölüm.. 308

Beyinsizlikten Sakýndýrmak. 308

1836. Bölüm.. 309

Beyinsizliđin Anlamý 309

1837. Bölüm.. 309

Beyinsiz Ýnsana Davranýţ Adabý 309

1838. Bölüm.. 310

Beyinsiz Ýnsanýn karţýsnda Sabretmek. 310

1839. Bölüm.. 312

Su Vermenin Fazileti 312

1840. Bölüm.. 312

Mümine Su Vermenin Sevabý 312

1841. Bölüm.. 313

Su Veren Ýnsana Yakýţan Ţey. 313

1842. Bölüm.. 315

Her Sarhýoţ Edici HAramdýr. 315

1843. Bölüm.. 315

Sarhoţ edici ţeylerin Çeţitleri 315

Ýçindekiler  317

 

 

 

 


184. Konu

 

el-Ýrtidad

Ýrtidat-Dinden Dönmek

 

F Vesail’uţ-Ţia, 18/544, Ebvab-u Had’il-Murted

F Kenz’ul-Ummal, 1/311-316, el-Ýrtidad-u ve Ahkamuhu

F el-Bihar, 79/215/97. bölüm Hadd’ul-Mürtedi ve Ahkamuhu

 

 

 

 


 


 

1471. Bölüm

Ýrtidad ve Ýrtica

 

Kur’an:

“Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler geçmiţti. Ölür veya öldürülürse gerisin geriye mi döneceksiniz? Geriye dönen, Allah'a hiç bir zarar vermez. Allah ţükredenlerin mükafatýný yakýnda verecektir.”[1]

7092. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ben öldüđüm zaman sizin öncünüz olacađým ve vaadedilen yeriniz (Kevser) havuzudur...” Ben ţöyle derim: “Ey Rabbim! Bunlar benim ümmetimdir.” Bana ţöyle denir: “Senden sonra neler yaptýklarýný ve gerisin geriye dönerek mürted olduklarýný sen bilmiyorsun.”[2]

7093. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz ben havuzun kenarýnda sizleri beklerim. Allah’a yemin olsun ki önümden bazý kimseler geçer ve ben ţöyle derim: “Rabbim, bunlar benim ümmetimdendir.” Allah ţöyle buyurur: “Senden sonra neler yaptýklarýný ve sürekli gerisin geriye döndüklerini bilmiyorsun.”[3]

7094. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Resulü’nü bu dünyadan aldýktan sonra bir bölük topuklarý üze­rinde geri döndüler. Helak edici çeţitli yollarda yürüdüler. Ýçlerinden geçen batýl inançlara dayandýlar.”[4]

7095. Ýmam Ali (a.s), Muaviye’ye yazdýđý bir mektubunda ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlarýn bir çođunu azgýnlýđýnla aldatýp helak ettin, daldýđýn fitne denizinin dalgalarýna attýn. Böylece zulüm karanlýklarýna, ţüphenin azgýn dalgalarýna daldýlar. Onlar, dođru yoldan ayrýlýp, topuklarý üze­rinde gerisin geriye döndüler.”[5]

7096. Ýmam Ali (a.s), Hariciler’e hitaben ţöyle buyurmuţtur: Yürüdüđünüz en kötü yoldan geri dönün. Ayak izinize gerisin geriye dönüţ yapýn. (yerinize dönün, hakka itaat edin.)[6]

 

1472. Bölüm

Dinden Dönmenin Cezasý

 

Kur’an:

“Ýçinizden dininden dönüp kâfir olarak ölen olursa, bunlarýn amelleri dünya ve ahirette boţa gitmiţ olur. Ýţte cehennemlikler onlardýr, onlar orada temellidirler.”[7]

bak. Al-i Ýmran, 86, 91; Nisa, 137; Maide, 54; Muhammed, 25

7097. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim dinini deđiţtirirse onu öldürün.”[8]

7098. Ýmam Bakýr (a.s), kendisine, dinden dönenin hükmünü soran Muhammed b. Müslim’e ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Ýslam’dan yüz çevirir ve Allah’ýn Muhammed’e (s.a.a) nazil buyurduđu ţeyi inkar ederse tövbesi kabul edilmez, öldürülmesi gerekir, eţi kendisinden boţanmýţ olur ve mirasý çocuklarý arasýnda bölüţtürülür.”[9]

7099. Ýmam Ali (a.s), kendisine, “Ben Zýndýk olan bir grup Müslümanla ve zýndýk olan bir grup Hýristiyan’la karţýlaţtým. (Ne yapmam gerekir?)” diye yazan valilerinden birine ţöyle buyurmuţtur: “Dünyaya Müslüman gelen, ama sonradan dinden dönen mürtedlerin boynunu vur ve onlardan tövbe etmelerini isteme. Ama Müslüman olarak dünyaya gelmeyen (sonradan Ýslam’ý kabul ettikleri halde irtidad eden) kimseleri tövbeye zorla. Eđer tövbe etmezlerse boyunlarýný vur. Ama Hýristiyanlarýn inançlarý Zýndýklarýn inancýndan daha kötüdür.”[10]

7100. Ebu Osman Nehdi ţöyle diyor: “Ali (a.s) Müslüman olduktan sonra kafir olan birine tövbe etmesi için bir ay izin verdi. Ama o tövbe etmeyince Ali (a.s) onu öldürdü.”[11]

7101. Ýmam Zeyn’ul Abidin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ali (a.s) Zýndýk olanlarý tövbeye zorluyordu. Ama Müslüman olarak dünyaya gelen (sonradan zýndýk olan) kimselerin tövbesini kabul etmiyor ve ţöyle buyuruyordu: “Biz sadece dinimizi sonradan kabul edip dinden dönen kimseleri tövbeye davet ederiz, ama Müslüman olarak dünyaya gelen kimseleri tövbeye davet etmeyiz.”[12]

7102. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sadece bir dini kabul eden ve sonra da ondan dönen kimseler tövbeye davet edilir, ama Müslüman olarak dođup irtidad eden kimseleri öldürürüz ve tövbelerini de kabul etmeyiz.”[13]

7103. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýslam’dan irtidad eden kimsenin karýsý ondan boţanmýţ olur (kendiliđinden boţanýr), onun kestiđi hayvan yenmez ve tövbe etmesi için kendisine üç gün mühlet verilir. Eđer tövbe eder ve dönerse tövbesi kabul edilir. Eđer tövbe etmez ve aziz ve celil olan Allah’ýn emrine dönmezse dördüncü gün öldürülür.”[14]

bak. Vesail’uţ Ţia, 18/544, 1. Bölüm

 

1473. Bölüm

Tövbeden Sonra Mürted

 

7104. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýman sahibi olduđu dönemde hayýrlý iţ yapan, fitneye düţtüđü için kafir olan ve sonra da tövbe eden kimseye imaný zamanýnda yaptýđý her hayýrlý iţ yazýlýr ve hesaplanýr, sonradan tövbe ettiđi küfrü o amelleri batýl etmez.”[15]

7105. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim mümin olur, hacca gider, imaný zamanýnda güzel iţler yapar, ama sonra imanýndan bir fitneye düţer, kafir olur ve sonra da tövbe ederek tekrar iman ederse, ilk iman ettiđi zamanda yaptýđý tüm salih ameller kendisi için hesaplanýr ve onlardan hiç bir ţey (küfrü sebebiyle) batýl olmaz.”[16]

bak. Vesail’uţ Ţia, 1/96, 30. Bölüm

 

1474. Bölüm

Küfür ve Ýrtidada Sebep Olan Ţeyler

 

7106. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Allah-u Teala’yý yaratýklarýna benzetilirse müţriktir. Her kim de Allah’ýn nehyettiđi bir ţeyi kendisine isnad ederse kafirdir.”[17]

7107. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Allah’ý, insanlarýn yüzü gibi bir yüzle nitelendirirse kafirdir.”[18]

7108. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cebre inanan kimse kafirdir. Tefvize inanan kimse ise müţriktir.[19][20]

7109. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim tenasüh inancýna (reankarnasyona) inanýrsa yüce Allah’a karţý kafir olur, cennet ve cehennemi yalanlamýţ sayýlýr.”[21]

7110. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim ehli olmadýđý halde imamet iddiasýnda bulunursa kafirdir.”[22]

7111. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Allah ve Resulü (s.a.a) hakkýnda ţekkederse kafirdir.”[23]

7112. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bizim sevgimiz iman, düţmanlýđýmýz ise küfürdür.”[24]

7113. Ýmam Bakýr(a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah nezdinde deđiţikliđi olmayan kesin iţlerden biri de Kaim’imizin (Hz. Mehdi’nin) kýyamýdýr. Her kim bunda ţekkederse münezzeh olan Allah’ý kafir ve inkarcý olarak karţýlar.”[25]

bak. Vesail’uţ Ţia, 18/557, 10. Bölüm; er-Ruţvet, 151. Bölüm; el-Kufr, 3493. Bölüm

 



185. Konu

 

er-Rizk

Rýzýk

 

F el-Bihar, 5/143, 5. bölüm, el-Erzak ve’l-Es’ar

F Kenz’ul-Ummal, 4/22, el-Ýcmal fi Taleb’ir-Rizk

F El-Bihar, 103/1, Ebvab’ul-Mekasib ve s. 90; Ebvab’ut-Ticarat ve’l-Buyu’

 

 

bak.

F 54. konu, et-Ticaret; 107. konu, el-Haram; 124. konu, el-Helal; 450. konu, el-Kanaat; 459. konu; el-Kesb; 500. konu, el-Mal; 230. Ýsraf

F el-Hýrs, 792. bölüm; et-Tevekkül, 4187. bölüm



1475. Bölüm

Rýzýklandýran

 

Kur’an:

Ţüphesiz rýzýklandýran ve kuvvet sahibi olan da ancak Allah'týr.[26]

7114. Eski vahiyde (önceki Peygamberlere vahyedilenler arasýnda) ţöyle yer almýţtýr: “Ey Ademođlu! Ben seni topraktan, sonra nutfeden yarattým ve seni yaratmakta aciz kalmadým. Sana bir parça ekmek vermekten mi aciz kalacađým?”[27]

7115. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Lokman ođluna ţöyle öđüt vermiţtir: “Ey ođulcađýzým! Her kimin rýzýk elde etmekte yakini az ve niyeti gevţek olursa, hiç bir kazanç ve tedbiri olmaksýzýn Allah Tebarek ve Teala’nýn kendisini, yaratýlýţtaki üç merhalede de rýzýklandýrmasý nüktesinden ibret almalýdýr. O halde Allah Tebarek ve Teala dördüncü aţamada da ona rýzkýný verecektir... Annesinin rahminde, annesinin sütünden ve anne babasýnýn kazancýndan rýzkýný tayin etti. Sonunda büyüdü, aklý kemale erdi ve bađýmsýz olarak kendi kazancýný elde etmeye çalýţtý. Bu durumda kendini sýkýntýya saldý, rabbine kötümser oldu; fakirlikten korktuđu ve Allah Tebarek ve Teala’nýn vaadine yakini az olduđu için mali haklarýný görmezlikten geldi, kendisini ve ailesini zorluđa düţürdü.”[28]

7116. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kýzlarýnýn durumunun ýslah olmasý için, iyiliklerinin kat kat artmasý ve kötülüklerinin ortadan kalkmasý için kendisine ümit bađladýđýn Allah’a ümit bađla.”[29]

 

1476. Bölüm

Rýzkýn Azalmasý ve Çođalmasý

 

Kur’an:

 

“Dođrusu senin Rabbin dilediđi kimsenin rýzkýný geniţletir ve bir ölçüye göre verir. O kullarýný gören ve haberdar olandýr.”[30]

“Daha dün onun yerinde olmayý dileyenler: “Demek Allah kullarýndan dilediđinin rýzkýný geniţletip bir ölçüye göre veriyor. Eđer Allah bize lütfetmiţ olmasaydý, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki küfredenler baţarýya eremezler” demeye baţladýlar.”[31]

“De ki: “ţüphesiz Rabbim rýzký dilediđine geniţletir ve bir ölçüye göre verir, fakat insanlarýn çođu bilmezler.”[32]

bak. Rad, 26; Ankebut, 62; Rum, 37. Zumer, 52; Ţura; 12.

7117. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Gerçekten de rýzýk yađmur damlalarý gibi gökyü­zün­den yere iner, herkese ayrýlan miktar eksiksiz-artýk­sýz gelir çatar. Dolayýsýyla birinizin kardeţinizin aile veya malýnda, ya da bizzat kendi üzerinde bir fazlalýk görmesi fitne-fesada düţmesine neden olmamalýdýr.”[33]

7118. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Rýzký azaltmak veya çođaltmak sadece rezzak olan Allah’ýn elindedir.”[34]

7119. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah rýzýklarýný bölüţtürdü; eserlerini, amellerini ve sayýlarýný saydý.”[35]

 

1477. Bölüm

Rýzkýn Azalma ve Çođalma Hikmeti

 

Kur’an:

“Eđer Allah rýzký kullarýnýn hepsine bol bol verseydi, yeryüzünde azgýnlýk ederlerdi. Ama O, dilediđini bir ölçüye göre indirir. Dođrusu O, kullarýndan haberdardýr, onlarý görendir.”[36]

“Allah rýzýkta kiminizi diđerlerine üstün tutmuţtur. Üstün kýlýnanlar, emirleri altýnda bulunanlarýn rýzýklarýný vermezler. Oysa rýzýkta hepsi eţittir. Allah'ýn nimetini bile bile inkar mý ediyorlar?”[37]

“Allah'ýn sizi birbirinizden üstün kýldýđý ţeyleri temenni etmeyin. Erkeklere, kazandýklarýndan bir pay, kadýnlara da kazandýklarýndan bir pay vardýr. Allah'tan bol nimet isteyin. Dođrusu Allah her ţeyi bilir.”[38]

7120. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “O, rýzký azaltýp çođaltarak düzenlemiţ; dar ve geniţ olarak bölmüţtür. Bu düzeni; kolayýný ve zorunu isteye­cek olanlarý tespit etmek, zengin ve fakirin ţükrünü ve sabrýný denemek için adalet üzere kurmuţtur.”[39]

7121. Ýmam Ali (a.s), Allah-u Teala’nýn, “Bilin ki mallarýnýz ve evlatlarýnýz ancak bir fitnedir” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Bu ayetin ma­nasý da ţudur: Allah-u Teala, rýzkýna karţý çýkanlarla, kendi payýna rýzayet gösterenlerin açýkça ortaya çýkmasý için evlat ve mallarla insanlarý imtihan etmektedir.”[40]

bak. Bela, 396. Bölüm

 

1478. Bölüm

Rýzký Garantilemek

 

Kur’an:

“Nice canlýlar vardýr ki, rýzýklarýný kendileri elde edemezler. Sizin de onlarýn da rýzkýný Allah verir. O, iţiten ve bilendir.”[41]

“Yeryüzünde yaţayan bütün canlýlarýn rýzký ancak Allah'a aittir. O, canlýlarý babalarýn sulbünde kararlaţmýţ ve analarýn rahminde kararlaţmakta iken de bilir. Her ţey apaçýk bir kitaptadýr.”[42]

7122. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her canlýnýn rýzký vardýr.”[43]

7123. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bir baksanýza ţu karýncanýn o küçücük cüssesine, ţeklinin inceliklerine! Neredeyse gözler onu göremi­yor... Oysa ki rýzký garanti altýna alýnmýţ, kendisine gereken uygun rýzýklarla rýzýklandýrýlmýţtýr. Bol bol veren ve mutlak kudret sahibi Allah, sarp bir kayanýn içinde veya sert taţlarýn üze­rinde bile olsa onlarý ihmal etmez, mahrum býrakmaz.”[44]

7124. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýţte ţu karga, ţu kar­tal, ţu güvercin, ţu da devekuţu! Her kuţu bir isimle çađýrdý ve her birinin rýzkýný üstlendi.”[45]

7125. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yaratýklarý, onun rýzkýný yiyenlerdir. Onlarýn rýzkýný garantilemiţ, yiye­ceklerini takdir etmiţ­tir.”[46]

7126. Ýmam Zeyn’ul Abidin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Onlardan her bir ruh için paylaţtýrýlmýţ belli bir rýzk tayin etti. O, birine çok rýzk verdi mi kimse onu azaltamaz; birine de az verdi mi kimse onu çođaltamaz.[47]

bak. el-Bihar, 103/36 ve 14/363

 

1479. Bölüm

Rýzký Arayana Rýzkýn Garantilenmesi

 

7127. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Rýzký taleb edin. Ţüphesiz rýzýk, talibine garantilenmiţtir.”[48]

7128. Ýmam Sadýk (a.s), kendisine, “Dua et ki Allah rýzkýmý kullarýnýn elinde karar kýlmasýn” diyen Ebu Ubeyde’ye ţöyle buyurmuţtur: “Allah böyle bir ţey yapmaz, Allah kullarýnýn rýzkýný birbirlerinin elinde karar kýlmýţtýr. Ama Allah’tan rýzkýný hayýrlý kimselerin elinde karar kýlmasýný dile. Ţüphesiz bu da insanýn saadetindendir.”[49]

7129. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Helal rýzýk taleb etmekten el çekme. Zira helal rýzýk taleb etmek, sana dininde yardým eder. Devenin ayađýný bađla ve Allah’a tevekkül et.”[50]

 

1480. Bölüm

Garantilenmiţ Rýzýk Sizi Farzlardan Alýkoymasýn

 

7130. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Sakýn garantilenmiţ rýzký kazanmaya çalýţmak seni farzlardan alýkoymasýn. Zira nasibin olan rýzkýn sana ulaţýr. Nasibin olmayan rýzkýn ise eline geçmez.”[51]

7131. Ýmam Askeri (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sakýn garantilenmiţ olan rýzýk seni farz olan amelden alýkoymasýn.”[52]

7132. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah sizin rýzkýnýzý üstlenmiţtir. Sizler  (farz kýldýklarýyla) amel etmekle emrolundunuz. Onun size üstlendiđi ţey için çalýţmayý, size farz kýlýnanla amel etmekten daha üstün tutmayýn. Bununla beraber Allah’a yemin olsun ki ţüpheler dođmuţ, kesin ţeyleri bürümüţtür. Hatta sanki, üstlenilen ţey (rýzýk) size farzmýţ; farz kýlýnan (amel) da sizden kaldýrýlmýţ gibi te­lakki edilmeye baţlanmýţtýr.”[53]

 

1481.Bölüm

Hýrs ve Rýzkýn Artýţý

 

7133. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Müminlerin Emiri (a.s) defalarca ţöyle buyurmuţtur: “Yakin bir ilimle biliniz ki ţüphesiz Allah-u Teala, her ne kadar çok sýký çalýţsa, bütün gücüyle çare bulmaya koţsa ve büyük düzenler de kursa, kulun hikmet dolu Kur’an’da kendisi için taktir edilenden öne geçmesine izin vermez… Ey insanlar! Hiç bir insan akýl ve zekasýyla rýzkýný arttýrmada bir deđiţiklik icad edemez. Hiç bir fakirin rýzký aklý az olduđu için azalmaz. Bu nükteyi bilen ve bununla amel eden kimse herkesten çok huzur içinde yaţar ve faydalanýr.”[54]

7134. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Nice insanlar kendisini zorluđa saldýđý halde yine de zorluk ve fakirlik içinde yaţar. Nice kimseler de rýzýk taleb etmekte itidalli olduđu halde taktir eli kendilerine yardým eder.”[55]

7135. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bilin ki Allah’ýn kula taktir ettiđi her ţey, her ne kadar çare bulmasý zayýf ve rýzýk kazanma yollarýný bilmede hilesi gevţek olsa da hiç bir azalma ve eksiklik olmaksýzýn kendisine ulaţýr. Her ne kadar kul çarecilikte ve düzeninde kuvvetli olsa da Allah’ýn kendisi için taktir ettiđinden fazlasý kendisine ulaţmaz.”[56]

7136. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz haris insanýn hýrsý rýzký kendine çekmez ve rýzýktan hoţlanmayan kimsenin hoţnutsuzluđu rýzký geri çevirmez.”[57]

7137. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Oturduđu halde kendisine rýzýk bađýţlamayan kimseye, ayakta olduđu halde de rýzýk bađýţlanmaz.”[58]

7138. Ýmam Ali (a.s), Abdullah b. Abbas’a yazdýđý mektubunda ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz sen ölümünden öne geçemez ve rýzkýn olmayan ţeyden nasiplenemezsin.”[59]

 

1482. Bölüm

Rýzkýn Taktir Edildiđine Ýman Etmenin Faydasý

 

7139. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Eđer rýzýk taktir edilmiţse o halde bu hýrs niye? ”[60]

7140. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyaya ihtirasla bađlanmayý terk et ve hayata tamah ederek bađlanma. Zira rýzýk bölüţtürülmüţtür ve insanýn çabasý faydasýzdýr. Her kim ihtirasa kapýlýrsa fakirdir, her kim de kanaat ederse zengindir.”[61]

7141. Ýmam Hüseyin (a.s), Müslim’in ţehadet haberini iţittikten sonra ţöyle buyurmuţtur: “Eđer dünya deđerli sayýlýrsa ţüphesiz Allah’ýn mükafat yurdu daha yüce ve daha deđerlidir. Eđer rýzýklar taktir edilmiţse o halde insanýn rýzýk hususunda ihtirasýný azaltmasý daha güzeldir.”[62]

 

1483. Bölüm

Rýzkýn Geniţliđi ve Ahmaklýk

 

7142. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Allah-u Teala, akýl sahipleri ibret alsýnlar ve dünyanýn çalýţma ve hileyle elde edilmeyeceđini bilsinler diye ahmaklarýn rýzýklarýný geniţ kýlmýţtýr.”[63]

7143. Allah-u Teala Peygamberlerinden birine ţöyle vahyetmiţtir: “Ahmak insana neden rýzýk verdiđimi biliyor musun?” O, “Hayýr” deyince ţöyle buyurdu: “Akýl sahibi kimse, rýzýk taleb etmenin çare bulmayla ilgisi olmadýđýný bilsin diye.”[64]

7144. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Rýzýk ahmaklýđa, mahrumiyet akýllýlýđa ve bela sabra bađlýdýr.”[65]

7145. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Eđer rýzýklar zeka ve akýlla elde edilmiţ olsaydý hayvanlar ve ahmaklar yaţayamazdý.”[66]

 

1484. Bölüm

Rýzýk Taleb Etmede Ilýmlý Olmaya Teţvik

 

7146. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Cebrail kalbime ţunu attý: “Herkes rýzkýný tümüyle elde etmedikçe ölmez. O halde Allah’tan korkun, rýzýk talep etmede ýlýmlý olun, rýzkýn gecikmesi sizi helal olmayan yoldan rýzýk aramaya sevketmesin. Zira Allah nezdinde olan ţeyler sadece O’na itaat ile elde edilebilir.”[67]

bak. Kenz’ul Ummal, 9290, 9310, 9311, 9312, 9314, 9316

7147. Ýmam Ali (a.s), ođlu Hasan’a ţöyle buyurmuţtur: “Ođulcađýzým! Benim dünyaya itina göstermeme hususundaki nasihatimi dinlemen, dünyadan gönlünü koparýp alman ve dünyadan uzak durman en dođru olanýdýr. Eđer bu konudaki nasihatimi kabul etmezsen yakinen bil ki sen asla arzuna ulaţamaz ve ölümden kaçamazsýn. Zira sende öncekilerin gittiđi yoldan gidersin. O halde dünyayý talep etmekte sakin ol, rýzýk tahsili için itidalli davran. Nice çaba vardýr, sermayeyi yok eder, her arayan kimse bulup mutlu olamaz. Her kim de itidal yolunda olursa asla muhtaç olmaz.”[68]

7148. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyadan sana geleni al; senden yüz çevirenden ise yüz çevir. Böyle yapmazsan, o halde (en azýndan) dünya talebinde itidalli davran.”[69]

7149. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünya elden ele gezer durur. O halde dünyadan nasibini en güzel ţekilde dile.”[70]

Bak, el-Bihar, 103/18, 2. Bölüm; Vesail’uţ Ţia, 12/27, 12. Bölüm ve s. 30, 13. Bölüm

 

1485. Bölüm

Rýzýk Talebinde Ölçü

 

7150. Ýmam Hasan (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Rýzýk talep etmekte düţmana galip gelmeye çalýţan savaţçý gibi çaba gösterme ve iţ ve çabadan el çekecek kadar da kadere dayanma. Zira Allah’ýn fazlýný dilemek sünnettendir. Rýzýk talebinde itidal yolunu katetmek iffettendir. Ne iffet rýzký insandan uzaklaţtýrýr ve ne de hýrs rýzký fazlalaţtýrýr! Çünkü rýzýk bölüţtürülmüţtür ve hýrs insanýn günah iţlemesine sebep olur.”[71]

7151. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Geçimini talep etmen, geçimini terk eden kimsenin kazancýndan daha üstün ve dünyadan hoţnut olup ona güvenen ihtiraslý kimsenin talebinden daha aţađý olmalýdýr. Ilýmlý ol, iffetli ol, gevţeklik ve tembellikten uzak dur ve mümin için gerekli olan rýzký kazanmaya çalýţ.”[72]

 

1486. Bölüm

Rýzýk ve Rýzký Taleb Eden

 

7152. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Rýzýk, kendisini aramayan kimseyi arar.”[73]

7153. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsan ölümden kaçtýđý gibi rýzkýndan kaçsaydý, ölüm kendisine gelip çattýđý gibi rýzký da kendisine gelip çatardý.”[74]

7154. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz rýzýk, ölümün kulu talep ettiđi gibi kulu talep eder.”[75]

7155. Ýmam Ali (a.s), kendisine, “Eđer bir adamýn kapýsýný kapatýrlarsa, rýzký nereden gelir?” diye sorulduđunda ţöyle buyurmuţtur: “Ecelinin geldiđi yerden.”[76]

7156. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Rýzýk kulu ecelinden daha ţiddetli bir ţekilde arar.”[77]

 

1487. Bölüm

Rýzkýn Çeţitleri

 

7157. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Rýzýk iki kýsýmdýr: Birini sen istersin, diđeri ise seni ister; ardýndan gitmezsen peţinden gelir. O halde yýlýnýn hüznünü gününe yükleme. Her günün rýzký sana yeter. Eđer o yýl ömründen ise, Allah her yeni günde taksim ettiđi rýzký sana verecektir. Yok eđer o yýl ömründen deđilse, o halde senin olmayan ţeyler için neden üzülüyorsun? Hiç bir isteyici, rýzkýný almadan senden öne geçemez ve hiç kimse bunda sana galip olamaz; sana takdir edilen ţey, asla senden gecikmez.”[78]

7158. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Rýzýk iki kýsýmdýr: Talep eden ve talep edilen. O halde kim dünyayý talep ederse, ölüm onu talep eder ve sonunda onu dünyadan çýkarýr. Kim de ahireti talep ederse, dünya onu talep eder; öyle ki o rýzkýný tamamýyla dünyadan almýţ olur.”[79]

7159. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Rýzýk iki çeţittir: Bir rýzký sen talep edersin ve bir rýzýk ise seni talep eder. Eđer sen peţisýra gitmezse o senin peţinden gelir.”[80]

 

1488. Bölüm

Beklemediđi Yerden Rýzýklanan Kimse

 

7160. Ýmam Sadýk (a.s), Allah-u Teala’nýn, “Allah, kendisine karţý gelmekten sakýnan kimseye kurtuluţ yolu sađlar, ona beklemediđi yerden rýzýk verir ayetini soran Muhammed b. Müslim’e ţöyle buyurmuţtur: “Bu dünyadadýr.”[81]

7161. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Aziz ve celil olan Allah müminlerin rýzkýný ancak beklemediđi yerden taktir etmeyi dilemiţtir.”[82]

7162. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz aziz ve celil olan Allah müminlerin rýzkýný beklemedikleri yerden karar kýlmýţtýr. Sebebi ise kulun, rýzkýnýn nereden geldiđini bilmediđi taktirde çok dua etmesidir.”[83]

7163. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Siz gerektiđi ţekilde Allah’a tevekkül ederseniz, Allah uçan kuţa rýzýk verdiđi gibi size de rýzýk verir. Kuţlar aç gider tok dönerler.”[84]

7164. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Elde etmek için bir adým atmaksýzýn, elini uzatmaksýzýn, bir söz konuţmaksýzýn, teţebbüste bulunmaksýzýn ve meţgul olmaksýzýn aziz ve celil olan Allah’ýn rýzkýný ulaţtýrdýđý kimse aziz ve celil olan Allah’ýn kitabýnda zikrettiđi ţu kimselerdendir: “Allah, kendisine karţý gelmekten sakýnan kimseye kurtuluţ yolu sađlar, ona beklemediđi yerden rýzýk verir.[85]

7165. Ýmam Sadýk (a.s), Allah-u Teala’nýn, “Allah, kendisine karţý gelmekten sakýnan kimseye kurtuluţ yolu sađlar...” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Bunlar zayýf Ţialarýmýzdan (taraftarlarýmýzdan) bir gruptur. Onlar yanýmýza gelip hadislerimizi duymaya ve ilmimizden istifade etmeye güç yetiremeyenlerdir. Dolayýsýyla mallarý onlardan daha iyi olanlar yola düţüyor, büyük bir para harcýyor, yolun zorluklarýna katlanarak yanýmýza geliyor, hadislerimizi iţitiyor, geri dönüyor ve öđrendiklerini onlara (zayýf taraftarlarýmýza) naklediyorlar. Onlar hadislerimizi anlýyor, bunlar ise zayi ediyorlar. Bu grup aziz ve celil olan Allah’ýn darlýktan kurtuluţ yolu sađladýđý ve beklemediđi yerden rýzýk verdiđi kimselerdir.[86]

7166. Ýmam Sadýk (a.s), Allah-u Teala’nýn, “Ona beklemediđi yerden rýzýk verir” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Yani kendisine bađýţladýđý ţeye bereket ve artýţ verir.”[87]

7167. Ýmam Zeyn’ul Abidin (a.s) bir duasýnda ţöyle buyurmuţtur: “Allahým! Muhammed’e ve Ehl-i Beyt’ine selam gönder. Beni rýzýk elde etmenin zorluđundan müstađni kýl. Beni beklemediđim yerden rýzýklandýr. Böylece rýzýk talep etmekle ibadetinden mahrum kalmayayým ve tatsýz olaylarýn ađýr yükünü yüklenmeyeyim.”[88]

bak. Tevekkul, 4187 ve 4288. Bölümler

 

1489. Bölüm

Yarýnýn Rýzkýný Düţünmek

 

7168. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Rýzýk için endiţelenme. Zira Allah-u Teala ţöyle buyurmuţtur: “Yeryüzünde bulunan tüm canlýlarýn rýzkýný Allah üstlenmiţtir.” Hakeza ţöyle buyurmuţtur: “Sizin rýzkýnýz ve size vadedilen her ţey göklerdedir.” Hakeza ţöyle buyurmuţtur: “Eđer Allah sana bir zorluk vermek isterse O’ndan baţka hiç kimse onu defedemez. Eđer sana bir hayýr vermek isterse ţüphesiz O her ţeye gücü yeter.”[89]

7169. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Yarýnki rýzkýnýn gamýný yeme. Ţüphesiz her yarýn kendi rýzkýný getirir.”[90]

7170. Mirac hadisinde ţöyle yer almýţtýr: “Ey Ahmed! Üç kula ţaţarým...Bir günlük sebze veya benzeri yiyeceđi olduđu halde yarýný dert eden kula.”[91]

7171. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim rýzký için üzülürse kendisine günah yazýlýr.”[92]

 

1490. Bölüm

Rýzkýn Ertelenmesi

 

7172. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Allah’ý tanýrsa rýzkýn ulaţmasýnda onu yavaţ görmemeli, kaza ve kaderine kötümser olmamalýdýr.”[93]

7173. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Münezzeh olan Allah, “Rýzýk vermede beni yavaţ gören kulum beni gazaplandýrmaktan ve yüzüne dünyadan bir kapý açmamdan korkmalýdýr” diye buyurmuţtur.”[94]

7174. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Aziz ve celil olan Allah’ýn hakkýnda, “Altýnda onlar için bir hazine vardý” diye buyurduđu hazinede ţöyle yazýlýydý: “Her kim Allah’ý tanýrsa kaza ve kaderine kötümser olmamalý ve rýzýk vermede O’nu yavaţ saymamalýdýr.”[95]

 

1491. Bölüm

Rýzkýn Ertelenmesi Esnasýnda Yapýlmasý Gereken Ţey

 

7175. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah-u Teala her kime bir nimet verirse Allah’a hamd etmelidir. Her kimin de rýzký ertelenirse Allah’tan bađýţlanma dilemelidir.”[96]

7176. Ýmam Ali (a.s) Kumeyl’e yaptýđý vasiyetinde ţöyle buyurmuţtur: “Rýzkýn ertelenip geciktiđinde, rýzkýnýn geniţlemesi için Allah’tan mađfiret dile.”[97]

7177. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Rýzkýn ertelenip geciktiđinde çok istiđfar et. Ţüphesiz aziz ve celil olan Allah ţöyle buyurmuţtur: “Rabbinize istiđfar edin. Ţüphesiz rabbiniz çok bađýţlayýcýdýr ve gökten üzerinize yađmur gönderir ve sizlere mal ve çocuklarla yardým eder.” Yani dünyada (yardým eder.) “Sizlere cenneti takdir eder” Yani ahirette (taktir eder)”[98]

7178. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim rýzkýnýn ertelendiđini görürse çok tekbir getirmelidir. Kimin de hüznü ve gamý çok olursa, çok bađýţlanma dilemelidir.”[99]

bak. el-Ýstiđfar, 3086. Bölüm

 

1492. Bölüm

Rýzýk Talebinde Dua

 

Kur’an:

“Gece ve gündüzü (varlýđýmýza) birer delil (ayet) kýldýk. Bir delil olan geceyi kaldýrýp yine bir delil olan gündüzü Rabbinizin bol nimetini aramanýz, yýllarýn sayýsýný ve hesabýný bilmeniz için aydýnlýk kýldýk. Her ţeyi uzun uzadýya açýkladýk.”[100]

“Allah'ýn lütfundan rýzýk aramak üzere yeryüzünde dolaţacak olan kimseleri...”[101]

bak. Nahl, 14; Ýsra, 66

7179. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Allah rýzýklarý kullarý arasýnda bölüţtürmüţ, fazla gelen çok büyük miktarýný ise hiç kimse arasýnda bölüţtürmemiţtir. Bu yüzden Allah ţöyle buyurmuţtur: “Allah’tan fazlýný dileyin.”[102]

7180. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Rýzýklar belirlenmiţ ve bölüţtürülmüţtür. Allah’ýn bir de ţafak söktükten güneţ dođuncaya kadar bölüţtürdüđü fazlý vardýr. Nitekim Allah ţöyle buyurmuţtur: “Allah’tan fazlýný dileyin.” Ţafaktan sonra Allah’ý zikretmek rýzýk elde etmek için yeryüzünü gezmekten daha etkilidir.[103]

 

1493. Bölüm

Rýzkýn Azýna Kanaat Etmek

 

7181. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Geçim hususunda Allah’ýn verdiđi rýzkýn azýna hoţnut olan kimsenin Allah da az amelinden hoţnut olur.”[104]

7182. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Tevrat’ta ţöyle yazýlmýţtýr: “Her kim Allah’ýn az rýzkýndan hoţnut olursa Allah da onun az amelini kabul eder, her kim az bir helal maldan hoţnut olursa zahmeti azalýr, kazancý temizlenir ve kötülük sýnýrýndan çýkar.”[105]

7183. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Allah’ýn verdiđi rýzýktan hoţnut olursa gözleri aydýn olur.”[106]

7184. Allah-u Teala Uzeyr’e (a.s) ţöyle vahyetmiţtir: “Sana benden bir rýzýk verildiđinde azlýđýna bakma, onu sana hediye edene bak.”[107]

 

1494. Bölüm

Rýzký Ulaţtýran ve Arttýran Sebepler

 

7185. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim ailesine karţý iyi olursa rýzký artar.”[108]

7186. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz iyilik rýzký arttýrýr.”[109]

7187. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Güzel ahlak rýzký arttýrýr.”[110]

7188. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Rýzýklarýn hazineleri ahlak geniţliđindedir.”[111]

7189. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sýký tutmak ahlaký bozar, kolaya almak ise rýzklarý akýtýr.”[112]

7190. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Yemek yediren kimsenin rýzký, býçađýn devenin hörgücüne girmesinden daha hýzlý bir ţekilde ulaţýr.”[113]

7191. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah için dini kardeţine mali yardýmda bulunmak, rýzký artýrýr.”[114]

7192. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Emanete riayet rýzký artýrýr.”[115]

7193. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kardeţlerinin gýyabýnda dua et. Bu iţ sana rýzký akýtýr.”[116]

7194. Resulullah (s.a.a), kendisine, “Rýzkýmýn artmasýný istiyorum” denilince ţöyle buyurmuţtur: “Sürekli temizlik içinde ol ki rýzkýn geniţlesin.”[117]

7195. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Çok sadaka verin ki rýzýklanasýnýz.”[118]

7196. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sadaka vererek rýzký indirin.”[119]

7197. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zekat rýzký artýrýr.”[120]

7198. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kimin niyeti güzel olursa rýzký artar.”[121]

bak. ez-Zevac, 1636. Bölüm; es-Sadekat, 2226. Bölüm

 

1495. Bölüm

Rýzký Yok Eden Sebepler

 

7199. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kul günah iţler ve bu sebeple de rýzký elinden alýnýr.”[122]

7200. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Müslüman kardeţinin hakkýndan bir ţeyi alýkoyarsa Allah da tövbe edinceye kadar rýzkýnýn bereketini haram kýlar.”[123]

7201. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Çok haram yemek rýzký yok eder.”[124]

bak. el-Bereket, 353. Bölüm

 

1496. Bölüm

Helal Rýzýk Talep Etmek

 

7202. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýbadet on parçadýr, dokuz parçasý helal rýzýk talep etmektedir.”[125]

7203. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ailesinin geçimini kazanmak için zahmet çeken kimse Allah yolunda cihad eden kimse gibidir.”[126]

7204. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ailesinin geçimini sađlamak için Allah’ýn fazlýný talep eden kimsenin mükafatý, Allah yolunda cihad eden kimsenin mükafatýndan daha büyüktür.”[127]

7205. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim geçimini elde etmekten utanmazsa zahmeti azalýr, rahata kavuţur ve ailesi nimete kavuţur.”[128]

7206. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Onurunu korumak ve borçlarýný ödemek için helal mal elde etmeyi sevmeyen kimsede hayýr yoktur.”[129]

7207. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim insanlardan müstađni olmak ve komţularýna bakmak için dünyayý talep ederse Allah ile yüzü ayýn ondördü gibi parlak bir halde görüţür.”[130]

7208. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim helal rýzýk elde etmek için kendini sýkýntýya koyarsa bađýţlanmýţtýr.”[131]

7209. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah kulunu helal rýzýk elde etme yolunda yorgun görmek ister.”[132]

7210. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kul bir dirhem helal mal talep ettiđi halde ona ulaţamazsa Allah katýnda büyük bir yüceliđe eriţir.”[133]

 

1497. Bölüm

Helal Rýzýk Talep Etmek Farzdýr

 

7211. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Helal rýzýk talep etmek, kadýn ve erkek her müslümana farzdýr.”[134]

7212. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Helal talep etmek farzlardan sonra farzdýr.”[135]

7213. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Helal rýzýk talep etmek her müslümana farzdýr.”[136]

7214. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Helal rýzýk talep etmek cihattýr.”[137]

 

1498. Bölüm

Kendi Elemeđini Yemeye Teţvik

 

7215. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “El emeđini yiyen kimse ţimţek gibi sýrat köprüsünden geçer gider.”[138]

7216. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim el emeđini yerse Allah ona rahmet gözüyle bakar ve asla azap etmez.”[139]

7217. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim el emeđini yerse yüzüne cennet kapýlarý açýlýr ve istediđi kapýdan girer.”[140]

7218. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim el emeđiyle geçinirse kýyamet günü Peygamberler arasýnda yer alýr ve peygamberlerin sevabýný elde eder.”[141]

7219. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Müminlerin Emiri (a.s) kürek salýyor ve çiftçilik yapýyor ve fidan ekiyordu. O kendi malýyla bin köleyi satýn aldý ve özgür kýldý.”[142]

7220. Nakledildiđi üzere efendimiz Müminlerin Emiri savaţtan dönünce insanlarýn eđitimine ve aralarýnda yargý iţine bakýyordu. Bu iţi bitirince de sahip olduđu bađýnda çalýţýyor ve o halde azameti büyük Allah’ý zikrediyordu.[143]

7221. Fazl b. Ebi Kurre ţöyle diyor: “Bađýnda çalýţtýđý bir esnada Ýmam Sadýk’ýn (a.s) yanýna vardým ve ţöyle arzettim: “Allah bizi sana feda etsin, izin verin de biz sizler için çalýţalým veya köleler bu iţi yapsýnlar.” Ýmam ţöyle buyurdu: “Hayýr, beni býrakýn. Zira aziz ve celil olan Allah’ýn beni helal kazanç için zahmet çekerken ve çalýţýrken görmesini istiyorum.”[144]

bak. el-Kesb, 3484. Bölüm; Vesail’uţ Ţia, 12/22, 9. Bölüm

 

1499. Bölüm

Baţkalarýna Yük Olmak ve Ailesini Zayi Etmekten Sakýnmak

 

7222. Mufazzal b. Ömer ţöyle diyor: “Dünyanýn bazý ţeylerinden ahiret yolunda yardým alýnýz. Zira Ýmam Sadýk’ýn (a.s) ţöyle buyurduđunu duydum: “Dünyanýn bazý ţeylerinden ahiret yolunda yardým alýn ve insanlara yük olmayýn.”[145]

7223. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ailesinin geçimini temin etmeyen kimse mel’undur, mel’undur!”[146]

7224. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanýn, ailesini baţsýz býrakýp zayi etmesi kendisine günah olarak yeter.”[147]

bak. Vesail’uţ Ţia, 12/9, 4. Bölüm

 

1500. Bölüm

Ýnsanlardan Müstađni Olmak

 

7225. Ýmam Ali (a.s), ođlu Hasan’a (a.s) yaptýđý vasiyetinde ţöyle buyurmuţtur: “Eđer güç ye­tirebilirsen, Allah’la aranda bir velinimetin olmamasýný sađla. Çünkü sen, kýsmetine ulaţacak, payýný alacaksýn. Hepsi de Allah katýnda olmakla beraber, Allah’tan ge­len az ţey halktan gelen çok ţeyden daha büyük ve daha yücedir.”[148]

7226. Al-i Sam’ýn kölesi Abdula’la ţöyle diyor: “Çok sýcak bir yaz günü Medine yollarýnýn birinde Ýmam Sadýk (a.s) ile karţýlaţtým ve ţöyle arzettim: “Fedan olayým, aziz ve celil olan Allah nezdindeki makamýna ve Allah Resulü (s.a.a) ile olan yakýnlýđýna rađmen böyle bir günde kendini neden zahmete atýyorsun?” Ţöyle buyurdu: “Ey Abdula’la! Rýzkýmý elde etmek için dýţarý çýktým ki senin gibilerden müstađni olayým.”[149]

 

1501. Bölüm

Rýzýklarýn Takdiri Helal Yoldandýr

 

7227. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah herkes için helal rýzýk taktir etmiţtir ki afiyet içinde ona ulaţýr. Öte yandan kendisine haram rýzýk da sunmuţtur. Eđer insan rýzkýný haram yoldan elde ederse, buna karţýlýk kendisi için taktir ettiđi helal rýzký Allah ondan geri alýr. Bu iki rýzkýn dýţýnda Allah nezdinde baţka rýzýklar da vardýr.”[150]

7228. Ali (a.s) mescide girdi ve birine ţöyle buyurdu: “Bu bineđime sahip çýk.” Ama o ţahýs bineđin gemini çýkararak götürdü. Ali (a.s) namazý kýldýktan sonra o ţahsa mükafat olarak vermek için iki dirhemi elinde tuttuđu bir halde mescitten dýţarý çýktý. Ama bineđin Salý verildiđini gördü. O iki dirhemi kölelerinden birine, bineđine gem almasý için verdi. Köle pazara gitti ve orada çalýnan gemi bir adamýn iki dirheme aldýđýný gördü. Onu tekrar iki dirheme aldý ve efendisinin yanýna geri döndü. Ali (a.s) ţöyle buyurdu: “Kul sabýrsýzlýk sebebiyle kendini helal rýzýktan mahrum kýlmaktadýr, oysa kendisi için taktir edilen rýzýktan fazlasýný elde edemez.”[151]

7229. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Helaldan utanan her kulu Allah harama mübtela kýlar.”[152]

7230. Mirac hadisinde ţöyle yer almýţtýr: “Karţýlarýnda temiz etten bir sofra ve kirli etten bir sofrada bulunan kimselerin karţýsýndan geçtim. Onlar kirli etten yiyor, temiz ete karýţmýyorlardý. “Ey Cebrail! Bunlar kimlerdir?” diye sorunca ţöyle buyurdu: “Bunlar helal rýzký býrakýp haram yiyenlerdir.”[153]

 

1502. Bölüm

Helal Rýzýk Seçilmiţ Ýnsanlarýn Azýđýdýr

 

7231. Ahmed b. Muhammed b. Ebi Nasr ţöyle diyor: “Ýmam Rýza’ya (a.s) ţöyle arzettim: “Fedan olayým! Ben aziz ve celil olan Allah’a, bana helal rýzýk vermesi için dua ediyorum.” Ýmam ţöyle buyurdu: “Helal rýzkýn ne olduđunu biliyor musun?” Ben, “Fedam olayým! Bildiđimiz kadarýyla temiz kazançtýr.” Ýmam ţöyle buyurdu: “Ali b. Hüseyin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Helal rýzýk, Allah’ýn seçkin kullarýnýn azýđýdýr.” Sen duanda ţöyle de: “Allah’ým! Senin geniţ rýzkýndan dilerim.”[154]

 

1503. Bölüm

En Ýyi Rýzýk Ýnsana Yetendir

 

7232. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Müslüman olup yetecek kadarýyla yaţayan kimseye ne mutlu!”[155]

7233. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ým! Muhammed’e ve Al-i Muhammed’e, Muhammed ve Al-i Muhammed’i sevene, iffet ve yeterli kadar rýzýk ver. Muhammed’e ve Al-i Muhammed’e düţman olana ise mal ve evlat ver.”[156]

7234. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ebuzer! Övgüsü yüce Allah’a beni seven kimseye yeterli kadar rýzýk vermesi ve düţmanýma ise çok mal ve evlat bađýţlamasý için dua ettim.”[157]

7235. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ým! Sana iman eden ve benim senin resulün olduđuma ţahadette bulunan kimseye seninle görüţmeyi sevdir. Kaza ve kaderini ona kolay tut. Dünyadan ona az bir ţey bađýţla. Sana iman etmeyip, benim resulün olduđuma ţahadette bulunmayan kimseye görüţünü sevdirme, kaza ve kaderini kolay kýlma ve ona dünyadan çok ver.”[158]

7236. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Yahudi ve Hýristiyan için dua etmek istediđinizde ţöyle deyin: “Allah malýný ve çocuklarýný çođaltsýn.”[159]

7237. Resulullah (s.a.a)  ţöyle buyurmuţtur: “En hayýrlý rýzýk yetecek kadar olanýdýr.”[160]

7238. Ýmam Ali (a.s), bir duasýnda ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ým! Beni güçlü kýlmakla yüzsuyumu koru, yoksullukla saygýnlýđýmý yok etme ki senin rýzkýný yiyenlerden rýzýk dileyeyim, kötü yaratýklarýndan merhamet dileyeyim, bana bir ţey vereni övmek zorunda kalayým ve bađýţlamayan kimseleri kýnayayým. Oysa bütün bunlarýn ötesinde bađýţlamak veya bađýţlamamak senin elindedir ve senin gücün her ţeye yeter.”[161]

7239. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s), ahlaki yücelikler ve beđenilmiţ fiiller ile ilgili bir duasýnda ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ým! Beni müstađni kýl, bana rýzkýný geniţ tut ve beni bekleyiţle zorluđa düţürme.”[162]

7240. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) hakeza ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ým! Baţýma ihtiyaçsýzlýk tacýný giydir ve bana güzel velayeti nasip eyle. Bana gerçek hidayeti ihsan et, imkanlarým sebebiyle beni saptýrma. Bana rahat ve sýkýntýsýz bir hayat bađýţla. Hayatýmý sýkýntý ve zorluklar üzere karar kýlma.”[163]

7241. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) hakeza bir duasýnda ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ým! Beni güçlü kýlmakla yüzsuyumu koru ve yoksullukla yüzsuyumu dökme ki bu sebeple senin rýzkýný yiyenlerden rýzýk dileyeyim, kötü ve aţađýlýk yaratýklarýndan bađýţ isteyeyim ve neticede bana bađýţta bulunaný öveyim ve benden esirgeyeni kýnayayým. Oysa bađýţlamak veya bađýţlamamak gerçekte senin elindedir.”[164]

7242. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Az ve yeterli rýzýk çok ve engelleyici rýzýktan daha hayýrlýdýr.”[165]

bak. ed-Dunya, 1214-1216. Bölüm

 

1504. Bölüm

Yeteri Kadarýyla Kifayet Etmek

 

7243. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yeteri kadarýyla kifayet eden kimse huzura kavuţur, kolay ve hoţ bir hayat yaţar.”[166]

7244. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýncil’de yer aldýđýna göre Ýsa (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ým! Bana sabah ve akţam bir parça arpa ekmeđi nasip et ve bundan daha fazlasýný nasip etme ki tuđyan ve aţýrýlýđa düţmeyeyim.”[167]

 



186. Konu

 

er-Rustak

Köy

 

 

 

 

 

bak.

F 45. Konu, el-Beled; 549. konu, el-Vatan



1505. Bölüm

Köy ve Cehalet

 

7245. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ali! Sakýn köyde yaţama. Zira köyün yaţlýlarý cahil  gençleri ise kötü ve kabadýr. Kadýnlarý hayasýz ve örtüsüzdür. Alimin onlarýn arasýndaki durumu  köpekler arasýndaki leţ gibidir.”[168]

7246. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Allah’ýn dininde takva sahibi olmazsa Allah onu üç ţeye mübtela kýlar: “Ya genç yaţta öldürür ya bir sultana hizmetçi kýlar veya onu köylerde oturtur.”[169]

7247. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Altý grup altý haslet sebebiyle hesapsýz cehenneme atýlýr... Köylüler cehalet sebebiyle.”[170]

7248. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Köy cehennem ahýrlarýndan bir ahýrdýr ve orada ne bir had uygulanýr, ne Cuma namazý kýlýnýr ve ne de cemaat namazý ikame edilir. Çocuklarý kötü ve eziyet edicidir. Gençleri ţeytan sýfatlý, yaţlýlarý ise cahildir. Onlar arasýnda müminler leţten daha kötü kokar.”[171]

bak. el-Hicret, 3992, 3993. Bölüm

 



187. Konu

 

er-Resul

Resul-Elçi

 

F el-Bihar, 20/377, 21. bölüm; Murselat’un-Nebi (s.a.a) ila meluk’ul-Acem ve’r-Rum ve Gayruhum

F Kenz’ul-Ummal, 10/602-636, Meraselatehu ve uhuduhu ale’n-Nas

F Kenz’ul-Ummal, 13/185, Murselam-u Ýmam Ali (a.s)

 

 

 

 

 

bak.

F 47. Konu, et-Tebliđ; 454. konu, el-Kitab; 455. konu, el-Mukatebe; en-Nübuvvet, 3826. bölüm

 



 

1506. Bölüm

Herkesin Elçisi Aklýnýn Göstergesidir

 

7249. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Senin elçin aklýnýn tercümanýdýr. Mektubun ise senin en yetkin konuţmacýndýr.”[172]

7250. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Elçin aklýnýn ve tahammül etmek hilminin göstergesidir.”[173]

7251. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Elçin zekanýn ölçüsüdür ve kalemin senin en yetkili konuţmacýndýr.”[174]

7252. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Elçinin aklý ve edebi onu gönderenin aklýna delalet eder.”[175]

7253. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Yanýma bir elçi gönderdiđinizde güzel yüzlü ve güzel isimli birini gönderin.”[176]

 

1507. Bölüm

Elçileri Öldürmekten Sakýnmak

 

7254. Resulullah (s.a.a), Museyleme’nin iki elçisine ţöyle buyurmuţtur: “Siz ne diyorsunuz?” Onlar, “Biz onun dediđini diyoruz” dediler. Peygamber ţöyle buyurdu: “Elçilerin öldürülmemesi gerektiđi ilkesi olmasaydý ţüphesiz sizin boynunuzu vururdum.”[177]



188. Konu

 

er-Riţve

Rüţvet

 

F Bihar, 104/272, 3. bölüm; er-Ruţa fi’l-Hukm ve envaihi

F Kenz’ul-Ummal, 5/823, 6/113, 119, er-Riţve

 

 

 

 

 

bak.

F 444. konu, el-Kaza (2); el-Hediye, 4007. bölüm

 



 

1508. Bölüm

Rüţvet

 

7255. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sizden öncekiler helak oldular. Onlar insanlarý haklarýndan mahrum kýldýlar. Halk da haklarýný (rüţvet vererek) satýn aldýlar. Ýnsanlarý batýl yola sürüklediler, onlar da peţleri sýra gittiler.”[178]

7256. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz bilirsiniz, namuslar, kanlar, ganimetler ve hükümler hususunda velayet sahibi olanlarýn ve Müslümanlara önderlik edenlerin cimri olmasý dođru deđildir... Hüküm makamýnda rüţvet almamalýdýr;. zira rüţvete kapýlan olursa haklarý yok eder, hadleri görmez­likten gelir.”[179]

 

1509. Bölüm

Rüţvet Haramdýr

 

7257. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ali! Ölü etinin parasý, köpek parasý, ţarap parasý, zina eden kadýnýn ücreti, yargýda alýnan rüţvet ve kahinin ücreti haram olan ţeylerdendir.”[180]

7258. Ýmam Ali (a.s), Allah-u Teala’nýn “Çok haram yerler” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Bunlar, kardeţinin ihtiyacýný giderenler ve sonra da onlardan hediye kabul edenlerdir.”[181]

7259. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yargýda ücret almak haram yemektendir.”[182]

 

1510. Bölüm

Rüţvet Küfürdür

 

7260. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yargýda rüţvet Allah’a karţý küfürdür.”[183]

7261. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Rüţvet yemekten sakýnýn. Ţüphesiz rüţvet salt küfürdür. Rüţvet yiyen kimse, cennetin kokusunu alamaz.”[184]

7262. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ammar! Hüküm ve yargýda rüţvet almak yüce olan Allah ve Resulü hakkýnda küfre düţmektir.”[185]

bak. Vesail’uţ Ţia, 18/161, 8. Bölüm

 

1511. Bölüm

Rüţvet Veren, Alan ve Aracý Olaný Kýnama

 

7263. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ýn laneti, rüţvet verene ve alana olsun.”[186]

7264. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ýn laneti yargýda rüţvet veren ve alana olsun.”[187]

7265. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ýn laneti rüţvet veren, alan ve o ikisine aracý olanýn üzerine olsun.”[188]

7266. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah rüţvet verene, alana ve ikisi arasýnda aracýlýk edene lanet etmiţtir.”[189]

7267. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Rüţvet veren ve alan ateţtedir.”[190]

 



189. Konu

 

er-Riza’

Süt Emzirmek

 

F Kenz’ul-Ummal, 6/270-287, Kitab’ur-Rýza’

F Vesail’uţ-Ţia, 15/184-189, 75-79. bölümler

F Bihar, 103/321, 11. bölüm, er-Rýza’ ve ahkamuhu

 

 

 

 



1512. Bölüm

Süt Emzirmek

 

Kur’an:

“Emzirmeyi tamamlamak  isteyen (baba) için, anneler çocuklarýný iki tam yýl emzirirler.”[191]

“Biz insana, ana ve babasýna karţý iyi davranmasýný tavsiye etmiţizdir. Annesi onu, güçsüzlükten güçsüzlüđe uđrayarak karnýnda taţýmýţtý. Çocuđun sütten kesilmesi iki yýl içinde olur. Bana ve ana babana ţükret diye tavsiyede bulunmuţuzdur. Dönüţ ancak banadýr.”[192]

bak. Ahkaf suresi,  15. ayet; Talak suresi, 6. ayet

7268. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Çocuk için anne sütünden daha hayýrlý bir süt yoktur.”[193]

7269. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Çocuklarýnýzý kimin emzirdiđine bakýn. Ţüphesiz çocuk sütle geliţir.”[194]

7270. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Evlilik iţinde seçici olduđunuz gibi çocuđunuzu emzirme hususunda da seçici olun. Zira süt tabiatlarý deđiţtirir.”[195]

7271. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Çocuklarýnýzý emzirmek için güzel yüzlü kadýnlarý seçin. Çirkin kadýnlardan sakýnýn. Ţüphesiz ki süt (annenin özellikleriyle birlikte çocuđa) sirayet eder.”[196]

7272. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Çocuklarýnýzý emzirmek için güzel ve temiz kimseleri seçin. Zira süt (çocuđu) etkiler.”[197]

 

1513. Bölüm

Layýk Olmayan Süt Emziriciler

 

7273. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Çocuklarýnýzý kötü ve deli kadýnlarýn sütünden uzak tutun. Ţüphesiz süt çocuđu etkiler.”[198]

7274. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Çocuklarýnýza ahmak kadýnlarýn sütünü vermeyin. Ţüphesiz süt tabiata üstün gelir.”[199]

7275. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Çocuklarýnýza ahmak ve zayýflýktan gözleri akan kadýnlarýn sütünü vermeyin. Zira süt etkiler.”[200]

7276. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Çocuklarýnýzý ahmak kadýnlara emzirtmeyin. Zira çocuk sütle geliţir.”[201]

7277. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yahudi, Hýristiyan ve Mecusi kadýnlarýn sütünü zinazadenin sütünden daha çok severim.”[202]

7278. Ýmam Kazým (a.s), kendisine, “Eđer bir kadýn meţru olmayan bir çocuk dođurursa süt emzirtmeye layýk mýdýr?” diye soran kardeţi Ali b. Cafer’e ţöyle buyurmuţtur: “Hayýr! Ne onun sütü ve ne de zinadan dođan kýzýn sütü uygun deđildir.”[203]

7279. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Çocuđunu emzirmek için Mecusi kadýný seçme. Ţarap içmediđi ve bundan engellendiđi takdirde Yahudi ve Hýristiyan kadýnlarýn emzirmesinin sakýncasý yoktur.”[204]

7280. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yahudi ve Hýristiyan kadýnýn emzirmesi Nasibi (Ehl-i Beyt düţmaný) kimsenin emzirmesinden daha iyidir.”[205]

bak. Vesail’uţ Ţia, 15/184-188; 75-78. Bölümler

 



190. Konu

 

er-Riza

Hoţnutluk-Rýza (1)

 

F Bihar, 71/98, 63. bölüm; et-Tevekkul ve’t-Tefviz ve’r-Rýza ve’t-Teslim

F Bihar, 72/325, 119. bölüm; Zem’uţ-Ţikayet Minallah ve Adem’ur-Rýza bi Kasemillah

F Kenz’ul-Ummal, 3/159, er-Rýza ve Seht, 712, er-Rýza

 

 

 

 

 


bak.

F 277. konu, eţ-Ţekva; 443. konu, el-Kaza (1)

F er-Rýzk, 1493. bölüm; el-Ma’ruf (2), 2695. bölüm; el-Ýman, 257-261. bölüm; es-Sabr, 2171. bölüm; el-Musibet, 2337-2338. bölüm; el-Hisab, 842. bölümler

 



1514. Bölüm

Rýza

Kur’an:

“Allah onlardan hoţnut olmuţtur, onlar da Allah'tan hoţnut olmuţlardýr. Ýţte bunlar, hizbullahtýr (Allah'tan yana olanlardýr). Ýyi bilin ki, saadete erecek olanlar, ancak Allah'tan yana olanlardýr.”[206]

“Onlarýn Rableri katýndaki mükâfatý, içinde temelli ve sonsuz kalacaklarý, içlerinden ýrmaklar akan Adn cennetleridir. Allah onlardan razýdýr. Onlar da Allah'tan razýdýrlar. Bu, Rabbinden korkan kimseyedir.”[207]

7281. Ýmam Hasan (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Allah’ýn güzel seçimine güvenirse Allah’ýn kendisine seçtiđi durumdan baţkasýný arzu etmez.”[208]

7282. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Resulü hiç bir olay hakkýnda, “Keţke baţkasý olsaydý!” demezdi.”[209]

7283. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hoţnutluk ne güzel bir arkadaţtýr.”[210]

7284. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’a rýzayet içinde ibadet et. Eđer buna güç yetiremezsen (bil ki) tatsýz olaylar karţýsýnda sabretmekte bir çok hayýr vardýr.”[211]

7285. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim zamandan ţikayetçi olursa, ţikayeti uzar.”[212]

7286. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Tatsýzlýklara ve acýlara tahammül et. Yoksa hiçbir zaman hoţnut olmazsýn.”[213]

7287. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýstediđin olmadýđý takdirde içinde bulunduđun duruma üzülme.”[214]

7288. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýstediđin ţey olmadýđý takdirde olan ţeyi iste.”[215]

7289. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Biz sevdiklerimiz için sevdiđimiz ţeyi Allah’tan dileriz ve Allah da bize onu bađýţlar. Sevdiklerimiz için sevmediđimiz ţeyi Allah severse ona da razý oluruz.”[216]

 

1515. Bölüm

Allah’a Ýtaatin Baţý Hoţnutluktur

 

7290. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’a itaatin baţý kulun sevdiđi veya sevmediđi hususta Allah’ýn yaptýđý her ţeyden hoţnut olmasýdýr.”[217]

7291. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’a itaatin baţý sabýr ve sevdiđi veya sevmediđi hususlarda Allah’ýn yaptýđýndan hoţnut olmaktýr. Kul sevdiđi veya sevmediđi hususta Allah’tan hoţnut olursa bu kendisi için hayýrlýdýr.”[218]

 

1516. Bölüm

Hoţnutluk Yakinin En Üstün Derecesidir

 

7292. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühdün en yüce derecesi sakýnmanýn en alt derecesidir. Sakýnmanýn en üst derecesi yakinin en alt derecesidir. Yakinin en üst derecesi ise hoţnutluđun en alt derecesidir.”[219]

7293. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kaza ve kaderin tatsýzlýđýndan hoţnut olmak yakinin en yüce derecesindendir.”[220]

7294. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Tatsýzlýklardan hoţnut olmak takva sahiplerinin en yüce derecesidir.”[221]

 

1517. Bölüm

Hoţnutluk ve Ýman

 

7295. Ýmam Hasan (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hükmedicisi Allah olduđu halde kýsmetinden hoţnut olmayan ve makamýný küçümseyen mümin nasýl mümin olabilir?”[222]

7296. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Biliniz ki Allah’ýn kullarýndan hiç bir kul sevdiđi veya sevmediđi her hususta, Allah’ýn kendisi hakkýnda yaptýđý ţeyden hoţnut olmadýkça mümin olamaz.”[223]

7297. Ýmam Bakýr (a.s), Allah-u Teala’nýn, “Rabbine andolsun ki onlar seni hakem seçmedikçe iman etmiţ olmazlar” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Maksat Allah’ýn kaza ve kaderine teslim olmak, rýzayet göstermek ve boyun eđmektir.”[224]

7298. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Gerçek imana en layýk ţey rýza ve teslimiyettir.”[225]

7299. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Eđer imanýný güçlü kýldýysan o halde lehine veya aleyhine hükmedilen her ţeyden hoţnut ol, münezzeh olan Allah’tan baţka hiç kimseye ümit bađlama ve kaza ve kaderin senin için getireceđi ţeyi bekle.”[226]

7300. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hoţnutluk iman için ne iyi bir arkadaţtýr.”[227]

 

1518. Bölüm

Hoţnutluđun Anlamý

 

7301. Resulullah (s.a.a), Cebrail’e ţöyle sormuţtur: “Hoţnutluđun anlamý nedir?” Cebrail ţöyle buyurdu: “Hoţnut olan kimse, kendisine dünyadan bir ţey ulaţsýn veya ulaţmasýn efendisine kýzmaz ve kendi az iţinden hoţnut olmaz.”[228]

 

1519. Bölüm

Hoţnutluđun Etkileri

 

7302. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlardan Allah’ý en iyi bilen ţüphesiz ki Allah’ýn kaza ve kaderinden en çok hoţnut olandýr.”[229]

7303. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hoţnutluđun kökü Allah’a güzel itimat etmektir.”[230]

7304. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yakini dođru olmayan kimse nasýl Allah’ýn kaza ve kaderinden hoţnut olabilir.”[231]

7305. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hoţnutluk yakinin meyvesidir.”[232]

bak. el-Yakin, 4258. Bölüm

 

1520. Bölüm

Hoţnutluđun Meyveleri

 

7306. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah bir kulu sevince onu zorluklara müptela kýlar. Eđer sabrederse onu seçer ve eđer hoţnut olursa onu kendisi için seçer.”[233]

7307. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Fakirlik ve yoksulluk gününde Allah-u Teala’nýn güzel mükafatýna eriţmek için kalplerinize Allah’tan hoţnutluk bađýţlayýn.”[234]

7308. Ýmam Hasan (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kalbinde Allah’tan hoţnut olmaktan baţka bir ţey geçmeyen kimseye, Allah’a dua ettiđi takdirde duasýnýn makbul olacađýna dair garanti veririm.”[235]

7309. Camia ziyaretlerinin beţinci ziyaretinde Masumlar’dan (a.s) ţöyle nakledilmiţtir: Amelimde yol göstericiliđi karar kýl…“Kaza ve kaderinden hoţnut olmayý, en yüce ve nihai azmim, en uzak himmetim ve hedefim karar kýl ki dinim hususunda yaratýklarýndan hiç birinden çekinmeyeyim, onunla sadece ahiretimi talep edeyim ve hiç kimseden övgü istemeyeyim.”[236]

7310. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kendinden aţađýdakilerin afiyetinden hoţnut olan kimseye, kendinden üstündekilerden güvenlik içinde olma bađýţlanýr.”[237]

7311. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim dünyadan kendine yetecek kadarýyla yetinirse dünyanýn en azý kendisine kifayet eder.”[238]

7312. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ýn senin için taktir ettiđi ţeyden hoţnut ol ki zengin ve müstađni olasýn.”[239]

7313. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ýn rýzký bölüţtürmesinden hoţnut ol ki insanlarýn en zengini olasýn.”[240]

7314. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kanaat hoţnutluđun baţýdýr.”[241]

 

1521. Bölüm

Hoţnutluk ve Rahatlýk

 

7315. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ýn kýsmet ettiđinden hoţnut olan kimsenin bedeni rahatta olur.”[242]

7316. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Huzur ve rahatlýk rýza ve yakindedir. Gam ve hüzün ise ţek ve hoţnutsuzluktadýr.”[243]

7317. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bu insan ne kadar da ilginçtir! Elinden gitmeyecek olan bir ţeye ulaţmakla sevinir, kendisine ulaţmayacak bir ţeyi kaybettiđi için üzülür. Oysa biraz düţünecek olsaydý iţinin tedbir edildiđini ve rýzkýnýn taktir edildiđini anlar, kendisine mümkün olan ţeyle yetinir ve kendisine zor olan bir ţeye ise yönelmezdi.”[244]

7318. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hoţnut ol ki rahatlýđa eriţesin.”[245]

7319. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Allah’ýn rýzkýndan hoţnut olursa kaybettiđi ţey için üzülmez.”[246]

7320. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hoţnutluk gam ve hüznü yok eder.”[247]

7321. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kaza ve kaderden hoţnut olmak hüzün için ne güzel bir gidericidir.”[248]

7322. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yaţam açýsýndan insanlarýn en mutlusu Allah’ýn kendisine kýsmet ettiđinden hoţnut olandýr.”[249]

bak. er-Rahet, 1566. Bölüm; ez-Zuhd, 1612. Bölüm

 

1522. Bölüm

Hoţnutsuzluđun Meyvesi

 

7323. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim kaza ve kaderden hoţnut olmazsa dinine küfür girer.”[250]

7324. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Allah’ýn kendisine kýsmet ettiđinden hoţnut olmazsa Allah-u Teala’yý kaza ve hükmünde itham etmiţ olur.”[251]

7325. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ýn kaza ve kaderi her haliyle cari olur. O halde her kim bundan hoţnut olursa sevap elde eder ve her kim de hoţnut olmazsa Allah ecrini yok eder.”[252]

7326. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Münezzeh olan Allah iţleri kendi kaza ve kaderi esasýnca cari kýlar, senin beđendiđin ve sevdiđin ţekilde deđil.”[253]

7327. Allah-u Teala Davud’a (a.s) ţöyle vahyetmiţtir: “Sen istiyorsun ve ben istiyorum. Ama gerçekleţen ţey benim istediđimdir. O halde eđer benim isteđime teslim olursan, senin isteđini karţýlarým. Eđer isteđime teslim olmazsan, seni istediđin ţeyde sýkýntýya düţürürüm ve neticede de sadece benim istediđim gerçekleţir.”[254]

bak. es-Sabr, 2178, 2179. Bölümler; el-Kaza (1), 3352. Bölüm

 



191. Konu

 

er-Riza

Hoţnutluk-Rýza (2)

 

 

 

 

 

 


bak.

F 90. konu, el-Muhabbet (2); 435. bölüm, el-Mukarrebun

F ez-Zivac, 1662. Bölüm; el-Ucb, 2519. bölüm



1523. Bölüm

Allah’ýn Rýzasýnýn Sebepleri

 

Kur’an:

“Allah mümin erkeklere ve mümin kadýnlara, temelli kalacaklarý, içlerinden ýrmaklar akan cennetler, Adn cennetlerinde hoţ meskenler vadetmiţtir. Allah'ýn hoţnut olmasý daha büyük bir ţeydir. Ýţte büyük kurtuluţ budur.”[255][256]

“Allah'ýn rýzasýna uyan kimse, Allah'ýn hýţmýna uđrayan gibi midir? Bu kimsenin varacađý yer cehennemdir; o ne kötü varýlacak yerdir!”

bak. Al-i Ýmran, 15; Maide, 2, 16; Tevbe, 21, 109; Muhammed, 28; Fetih, 29; Hadid, 20, 27; Haţr, 8

7328. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Üç ţey kulu Allah’ýn hoţnutluđuna erdirir: Çok istiđfarda bulunmak, tevazu göstermek ve çok sadaka vermek.”[257]

7329. Lokman (a.s) ođluna ţöyle buyurmuţtur: “Ođulcađýzým! Her kim Allah’ýn rýzasýný dilerse nefsini fazla hoţnut etmemelidir. Her kim nefsini hoţnutsuz kýlmazsa Allah’ý hoţnut edemez.”[258]

7330. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bedenini hoţnutsuz kýlarsa, Rabbini hoţnut kýlar. Her kim de bedenini hoţnutsuz kýlmazsa Rabbine itaatsizlik etmiţtir.”[259]

7331. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Allah nezdinde sizlerin en hoţnut olaný ailesini en fazla refah içinde yaţatandýr.”[260]

7332. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Tebarek ve Teala dört ţeyi, dört ţeyin kalbinde karar kýlmýţtýr: Hoţnutluđunu itaatinde gizlemiţtir. O halde ona itaat hususunda hiç bir ţeyi küçümseme. Zira belki o itaat Allah’ýn hoţnutluđuyla birliktedir ve sen bundan habersizsin…”[261]

7333. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bil ki Allah kendisi sebebiyle öncekilere gazap ettiđi bir ţey hakkýnda sizden asla hoţnut olmaz ve kendisiyle öncekilerden hoţnut olduđu bir ţey sebebiyle de size gazap etmez.”[262]

7334. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah sizlere takvayý tavsiye etmiţ ve takvayý hoţnutluđunun nihayeti ve kulundan isteđi karar kýlmýţtýr.”[263]

7335. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Heyhat! Allah’tan hileyle kaçmak mümkün deđildir. Allah’ýn hoţnutluđu sadece itaatiyle elde edilir.”[264]

7336. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Münezzeh olan Allah’ýn rýzayeti itaati ile birliktedir.”[265]

 

1524. Bölüm

Allah’ýn Rýzasý ve Kazadan Razý Olmak

 

7337. Rivayet edildiđi üzere Musa (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Rabbim! Bana iţlediđim takdirde rýzayetine eriţeceđim bir ameli göster.” Bunun üzerine Allah ona ţöyle vahyetti: “Ey Ýbn-i Ýmran! Ţüphesiz benim rýzayetim senin hoţnutsuzluđundadýr ve sen buna güç yetiremezsin…” Musa ađlayarak secdeye kapandý ve ţöyle arzetti: “Sen beni kendinle konuţmakla yüce kýldýn, benden önce hiç bir insanla konuţmadýn. Ţimdi ise kendisiyle hoţnutluđuna ulaţacađým bir ţeyi bana göstermeyecek misin?” Allah ona ţöyle vahyetti: “Ţüphesiz benim hoţnutluđum, senin kazamdan hoţnut olmandadýr.”[266]

7338. Hakeza Musa (a.s) ţöyle arzetti: “Ey Rabbim! Bana rýzayetinin içinde olduđu bir ameli göster ki onu yapayým.” Allah ona ţöyle vahyetti: “Ţüphesiz benim hoţnutluđum senin hoţnutsuzluđundadýr ve sen hoţlanmadýđýn ţey hususunda sabredemezsin.” Musa ţöyle dedi: “Allah’ým! Bana o ameli göster.” Allah ţöyle buyurdu: “Benim hoţnutluđum senin kazandan hoţnut olmandadýr.”[267]

bak. 537. Konu, el-Heva; el-Amel, 2945. Bölüm

 

1525. Bölüm

Allah’ýn Rýzasýnýn Niţaneleri

 

7339. Rivayet edildiđi üzere Musa (a.s) ţöyle dedi: “Rabbim! Bana kulundan hoţnut olmanýn niţanesini bildir.” Allah-u Teala ona ţöyle vahyetti: “Kulumu itaatim için hazýrladýđýmý ve günahýmdan yüz çevirttiđimi görürsen bu benim hoţnut olduđumun niţanesidir.”[268]

7340. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ýn yaratýklarýndan hoţnutluđunun niţanesi, fiyatlarýn düţmesi ve yöneticilerinin adaletidir. Allah’ýn yaratýklarýna gazabýnýn niţanesi ise, yöneticilerin zulmü ve fiyatlarýn yükselmesidir.”[269]

7341. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Münezzeh olan Allah’ýn kuldan hoţnutluđunun niţanesi kulun lehine veya aleyhine münezzeh olan Allah’ýn kendisi için taktir ettiđi ţeyden hoţnut olmasýdýr.”[270]

7342. Miraç hadisinde ţöyle yer almýţtýr: “Her kim benim hoţnutluđum için amel ederse ben de üç hasleti onunla birlikte kýlarým: “Ona cehaletle içiçe olmayan bir ţükrü, unutkanlýkla karýţmayan bir zikri ve yaratýklarýn sevgisini benim sevgime tercih etmeyecek bir sevgiyi.”[271]

 

1526. Bölüm

Yaratýklarýn Hoţnutluđu ve Yaratýcýnýn Hoţnutsuzluđu

 

7343. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim insanlarýn hoţnutluđunu Allah’ýn hoţnutsuzluđuna sebep olacak bir ţeyle talep ederse, kendisine insanlarýn övgüsü yerine kýnamasý nasip olur. Her kim Allah’a itaati insanlarýn gazabýna tercih ederse, Allah onu her düţmanýn düţmanlýđýndan, her hasetçinin hasedinden ve her saldýrganýn saldýrýsýndan korur. Aziz ve celil olan Allah onun yar ve yardýmcýsý olur.”[272]

7344. Ýmam Hadi (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Allah’tan korkarsa insanlar da ondan korkar. Her kim Allah’a itaat ederse, insanlar da ona itaat eder. Her kim yaratýcýya itaat ederse yaratýklarýn hoţnutsuzluđuna itina göstermez. Her kim de yaratýcýyý hoţnutsuz kýlarsa yaratýcýnýn gazabýna uđramaya layýktýr.”[273]

7345. Ýmam Hüseyin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Allah’ýn hoţnutluđunu insanlarýn hoţnutsuzluđuyla talep ederse Allah onu insanlardan müstađni kýlar. Her kim de insanlarýn hoţnutluđunu Allah’ýn hoţnutsuzluđuyla talep ederse Allah onu insanlara havale eder, ve’s-Selam.”[274]

7346. Ýmam Ali (a.s), Muhammed b. Ebi Bekir’e yazdýđý bir mektubunda ţöyle buyurmuţtur: “Eđer Allah’ýn yaratýklarýndan bir yaratýđý hoţnut etmek için rabbini hoţnutsuz kýlmamayý becerebilirsen bunu yap. Zira Allah’ýn hoţnutluđu her hoţnutluđun yerini tutar. Ama hiç bir ţey Allah’ýn hoţnutluđunun yerini tutmaz.”[275]

7347. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bir yaratýđý hoţnut etmek için yaratýcýyý hoţnutsuz kýlarsa, aziz ve celil olan Allah o yaratýđý kendisine musallat kýlar.”[276]

7348. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim insanlarýn övgüsünü Allah’a isyan ile elde etmek isterse onu öven kimse onu kýnayan kimseye dönüţür. Her kim de Allah’ý hoţnutsuz kýlarak insanlarý hoţnut ederse, Allah onu insanlara havale eder. Her kim insanlarý hoţnutsuz kýlarak Allah’ý hoţnut ederse Allah onu insanlarýn ţerrinden korur. Her kim kendisiyle Allah arasýndaki iliţkiyi güzelleţtirirse Allah onunla insanlar arasýndaki hususlarda kendisine kifayet eder.”[277]

7349. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bir hükümdarý hoţnut etmek için Allah’ý hoţnutsuz kýlarsa Allah’ýn dininden dýţarý çýkmýţtýr.”[278]

7350. Ýmam Cevad (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kendisini zulmün hoţnut ettiđi kimsenin hoţnutsuzluđu sana zarar vermez.”[279]

 

1527. Bölüm

Ýnsanlarýn Hoţnutluđunu Elde Etmenin Zorluđu

 

7351. Alkame Ýmam Sadýk’ýn (a.s) yanýnda insanlarýn dilinden ţikayette bulununca Ýmam ţöyle buyurdu: “Ţüphesiz insanlarýn hoţnutluđunu elde etmek ve dillerine engel olmak mümkün deđildir. Allah’ýn, peygamberlerin, elçilerinin ve hüccetlerinin (a.s) emanda/güvende olmadýklarý bir ţeyden siz nasýl güvende olabilirsiniz? Halk Peygamberimiz Muhammed’e (s.a.a) de ţair ve deli demediler mi?... Vasileri hakkýnda bundan daha fazlasýný söylediler... Yüce Allah hakkýnda bile uygun olmayan sözleri söyleyen diller, sizler hakkýnda uygunsuz sözler söylemekten nasýl sakýnýr?”[280]

7352. Ýmam Ali (a.s) ođlu Hasan’a yaptýđý vasiyetinde ţöyle buyurmuţtur: “Bu insanlarý býrak; Öyle insanlar ki eđer alim olursan sana problem çýkarýrlar. Eđer cahil olursan sana yol göstermezler. Eđer ilim öđrenmek istersen sana, “Kendini zahmete ve derinleţmeye salmýţtýr” derler. Eđer ilim talep etmekten elçekersen o zaman da, “Aciz ve geri zekalý biridir” derler. Eđer rabbinin ibadetinde çaba gösterirsen, “Gösteriţ meraklýsý ve riyakardýr” derler. Eđer susmayý tercih edersen, “Konuţmaktan acizdir” derler. Eđer konuţursan, “Gevezedir” derler. Eđer infak edersen, “Ýsrafkardýr” derler. Eđer iktisatlý davranýrsan, “Cimridir” derler. Eđer onlarýn sahip olduđu ţeye muhtaç olursan senden uzaklaţýrlar ve seni kötülemeye baţlarlar. Eđer onlara itimatsýz olursan seni tekfir ederler. Zamanýndaki insanlarýn özellikleri iţte budur.”[281]

bak. el-Gýll, 3105. Bölüm

 



192. Konu

 

er-Rifk

Yumuţaklýk Arkadaţlýk

 

F Bihar, 75/50, 42. bölüm, er-Rýfk ve’l-Liyn

F Kenz’ul-Ummal, 3/28-55, er-Rýfk

 

 

 

 

 

 


bak.

F 159. konu, el-Müdarat; 183. konu, er-Ruhset; 557. konu, et-Takiyye

F es-Siyaset, 1931. bölüm; el-Ýbadet, 2501. bölüm



1528. Bölüm

Yumuţaklýđýn Fazileti

 

Kur’an:

“Allah'ýn rahmetinden dolayý, sen onlara karţý yumuţak davrandýn. Eđer kaba ve katý kalpli olsaydýn, ţüphesiz etrafýndan dađýlýr giderlerdi. Onlarý affet, onlara mađfiret dile, iţ hakkýnda onlara danýţ, fakat karar verdin mi Allah'a tevekkül et, dođrusu Allah tevekkül edenleri sever.”[282]

“Kâfirler içinde bazý kimselere verdiđimiz kat kat servete gözünü dikme; onlara üzülme; Ýman edenleri kanatlarýn altýna al.”[283]

 “Rahman’ýn kullarý yeryüzünde mütevazi yürürler. Cahiller kendilerine takýldýklarý zaman onlara güzel ve yumuţak söz söylerler.”[284]

7353. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Yumuţaklýk uđur getirir. Kabalýk ise uđursuzluk dođurur.”[285]

7354. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Yumuţaklýk her neyle birlikte olduysa onu süsledi ve her neden alýndýysa onu çirkinleţtirdi.”[286]

7355. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Yumuţaklýk her neyle birlikte olduysa onu süsledi.”[287]

7356. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Yumuţaklýk geçimin yarýsýdýr.”[288]

7357. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yumuţaklýk hayatýn yarýsýdýr.”[289]

7358. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Eđer yumuţaklýk görülecek bir yaratýk olsaydý, Allah’ýn yaratýklarý arasýnda ondan daha güzeli olmazdý.”[290]

7359. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Tabi olanlara yumuţak davranmak tabiatýn yüceliđindendir.”[291]

7360. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Birbiriyle arkadaţlýk eden iki kiţiden arkadaţlýđý en yumuţak olan kimse, aziz ve celil olan Allah nezdinde daha sevimlidir.”[292]

7361. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah bir ailenin hayrýný dilerse onlarýn yüzüne yumuţaklýk kapýsýný açar.”[293]

7362. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kime yumuţaklýk verilirse kendisine dünya ve ahiret hayrý verilmiţtir.”[294]

7363. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlarýn en akýllýsý insanlarla en iyi geçinenidir.”[295]

7364. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Biz peygamberler topluluđu farzlarý ikame etmekle emredildiđimiz gibi insanlarla iyi geçinmekle de emrolunduk.”[296]

7365. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yumuţaklýk mutluluđun anahtarýdýr.”[297]

7366. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yumuţak davran. Ţüphesiz yumuţaklýk dođruluđun anahtarý ve akýl sahiplerinin huyudur.”[298]

7367. Ýmam Ali (a.s), bazý valilerine yazdýđý bir mektupta ţöyle buyurmuţtur: “Kabalýđý bir miktar yumuţaklýkla karýţtýr. Her nerede yumuţaklýk uygun ise yumuţak davran.”[299]

 

1529. Bölüm

Arkadaţa Önem Vermek

 

7368. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yoldan önce yoldaţýný sor.”[300]

7369. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Refik’e (arkadaţa) dininin dođruluđu yolunda birlikte olduđu için refik denmiţtir. O halde her kim dinin dođruluđu yolunda sana yardýmcý olursa o senin ţevketli arkadaţýndýr.”[301]

7370. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Arkadaţýnýn yardýmýnýn güzelliđi darlýkta belli olur.”[302]

7371. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Arkadaţýný kendisiyle çekiţmeye zorlayan kimse, iyi davranan bir arkadaţ deđildir.”[303]

7372. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Amel, yakin sahibi bir arkadaţtýr.”[304]

7373. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Arkadaţýný amelin, düţmanýný ise arzularýn karar kýl.”[305]

7374. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Biliniz ki, kim Allah’tan sakýnýrsa Allah, onun için fitnelerden bir çýkýţ yolu ve karanlýklarda bir nur verir. Gölgesi Allah’ýn arţý, nuru O’nun cemali, ziyaretçileri melekler, arkadaţ­larý peygamberler olan kendisi için özel hazýrlanmýţ ve canýnýn istediđi her ţeyi elde edebileceđi bir yurtta onu ebedi kýlar, onu kendi katýnda en ţerefli mevkiye çýkarýr.”[306]

7375. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “O halde ahirette Al­lah’ýn komţusu, peygamberlerin arkadaţý olmak, meleklerin ziyaret ettiđi makama eriţmek için birbirinizle amel iţlemekte yarýţýn.”[307]

7376. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’tan ţehitlerin makamýný, saadet ehlinin yaţa­yýţlarýný ve peygamberlerle birlikte olmayý dilerim.”[308]

 

1530. Bölüm

Ţüphesiz Allah Yumuţaktýr ve Yumuţak Huylu Kimseleri Sever

 

7377. Ýmam Bakýr (a.s) veya Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Allah yumuţaktýr, yumuţaklýđý sever. Allah’ýn yumuţaklýđýnýn niţanesi ise kalplerinizdeki kin ve düţmanlýklarý söküp atmasýdýr.”[309]

7378. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz aziz ve celil olan Allah yumuţaktýr ve yumuţaklýđý sever. Yumuţaklýk sebebiyle bađýţladýđýný, kabalýk sebebiyle bađýţlamaz.”[310]

7379. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah yumuţaklýđý sever ve o yolda yardým eder. O halde zayýf bir bineđe bindiđinizde konak yerlerinde onlarý dinlendirin. Kurak bir yerden geçince onlarý hýzla geçirin, yeţillik ve ot dolu yerden geçince onlarý konak yerlerinde dinlendirin.”[311]

7380. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ayţe! Ţüphesiz Allah yumuţaktýr ve yumuţaklýđý sever. Yumuţaklýk sebebiyle verdiđini kabalýk ve diđer ţeyler sebebiyle vermez.”[312]

7381. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Aziz ve celil olan Allah yumuţaktýr ve her iţte yumuţaklýđý sever.”[313]

 

1531. Bölüm

Yumuţaklýk ve Ýman

 

7382. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kime yumuţaklýk nasip olursa iman da nasip olur.”[314]

7383. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her ţeyin bir kilidi vardýr. Ýmanýn anahtarý ise yumuţaklýktýr.”[315]

7384. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her dinin bir huyu vardýr. Ýmanýn huyu ise yumuţaklýktýr.”[316]

 

1532. Bölüm

Ýbadette Yumuţaklýk

 

7385. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Nefsini kulluđa alýţtýr, ona yumuţak davran, ezip azarlama; sana kitapta farz kýlýnmýţ olanlar dýţýnda onu hoţ tut, çünkü farzlarýn vaktinde ve yerinde eda edil­mesi gerekir.”[317]

7386. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Gençlik yýllarýmda ibadet hususunda çok çaba gösterirdim. Babam bana ţöyle buyurdu: “Evladým! Gördüđümden daha az ibadet et. Zira aziz ve celil olan Allah bir kulunu severse, onun az ibadetinden de hoţnut olur.”[318]

7387. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Dinde derinleţmekten (zorlaţtýrmaktan) sakýn. Zira Allah onu kolay kýlmýţtýr. O halde din hususunda gücün yettiđini al. Zira Allah her ne kadar az olsa sürekli olan güzel iţi sever.”[319]

7388. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz bu din sađlamdýr. O halde bu dine yumuţaklýkla giriniz. Ýnsanlara Allah’a ibadeti zorla yüklemeyin. Bu taktirde ne bir yol kateden ve ne de geride (güçlü) bir binek býrakan bitkin biniciye benzersiniz.”[320]

bak. el-Bihar, 71/209, 66. Bölüm; el-Ýbadet, 2501. Bölüm

 

1533. Bölüm

Yumuţaklýđýn Meyveleri

 

7389. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz ki yumuţaklýkta artýţ ve bereket vardýr. Her kim yumuţaklýktan mahrum olursa hayýrdan mahrum olmuţtur.”[321]

7390. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim iţlerinde yumuţak olursa insanlardan istediđini elde eder.”[322]

7391. Ýmam Hüseyin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kimin aklý bir yere çatmaz ve bir çare bulmaktan aciz kalýrsa yumuţaklýk iţlerinin anahtarý olur.”[323]

7392. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yumuţaklýk barýţla sonuçlanýr.”[324]

7393. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yumuţaklýk dürüstlüđün anahtarý ve akýl sahiplerinin huyudur.”[325]

7394. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yumuţaklýk zorluklarý kolaylaţtýrýr ve zor çareleri kolay kýlar.”[326]

7395. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yumuţaklýk salah aţýlar ve mutluluđun niţanesidir.”[327]

7396. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yücelmek istersen yumuţak ol ve hor olmak istersen kaba davran.”[328]

 

1534. Bölüm

Yumuţak Davran ki Sana da Yumuţak Davranýlsýn

 

7397. Ýmam Zeyn’ul Abidin (a.s) Hýzýr’ýn (a.s) Musa b. Ýmran’a (a.s) yaptýđý son tavsiye ţuydu: “Dünyada her kim birine yumuţak davranýrsa aziz ve celil olan Allah da ona yumuţak davranýr.”[329]

7398. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Yumuţaklýk hikmetin baţýdýr. Allah’ým! Her kim ümmetimin iţlerinden birinin sorumluluđunu üstlenir ve onlara yumuţak davranýrsa sen de ona yumuţak davran. Her kim onlara sýký davranýrsa sen de ona sýký davran.”[330]

bak. er-Rahm, 1450. Bölüm

 

1535. Bölüm

Yersiz Yumuţaklýk

 

7399. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her ne zaman yumuţaklýk yerine kabalýk gerekirse kabalýk yumuţaklýktýr. Nice ilaç dert ve hastalýktýr ve nice dert ilaçtýr.”[331]

 



193. Konu

 

el-Murakabe

Murakabe-Gözetme Gözetlemek

 

F Bihar, 70/62, 45. bölüm; Meratib’un-Nefs... ve’l-Muhasebet’un-Nefs

F el-Meheccet’ul-Beyza, 8/149-191, Kitab’ul-Murakabe ve’l-Muhasýbe

 

 

 

 

 

 


bak.

F 111. konu, el-Hisab, 475. konu, el-Lađv; 478. konu, el-Lehv

F el-Mescid, 1761. bölüm; el-Mevize, 4137. bölüm; el-Hac, 703. bölüm



1536. Bölüm

Allah’ýn Murakabesi

 

Kur’an:

“Allah her ţeyi gözetendir.”[332]

“Allah ţüphesiz hepinizi görüp gözetmektedir .”[333]

“Ey Kavmim! Durumunuzun gerektirdiđini yapýn, dođrusu ben de yapacađým. Kime rezil edici bir azabýn geleceđini, kimin yalancý olduđunu bileceksiniz. Gözleyin, dođrusu ben de sizinle berâber gözlüyorum.” [334]

7400. Ýmam Ali (a.s), Kumeyl’e öđrettiđi bir duasýnda ţöyle buyurmuţtur: “Mukadder kýldýđýn kudretin hatýrýna... Bu gece ve bu an iţlediđim her günahý bađýţlamaný diliyorum... “Kiramen Katibin”in (günahlarý yazan yüce meleklerin) kaydetmesini emrettiđin günahlarýmý bađýţla. Ţüphesiz onlarý benim amellerimi gözetmekle görevlendirdin, organlarýmla birlikte onlarý bana ţahit tuttun ve kendin de bana ve onlarýn gözünden gizli kalan ţeylere ţahitsin.”[335]

 

1537. Bölüm

Meleklerin ve Organlarýnýn Murakabesi

 

Kur’an:

“Yanýnda hazýr birer gözcü olarak söylediđi her sözü zaptederler.” [336]

7401. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Allah’ýn kullarý! Biliniz ki kendi içinizde sizi gö­zetleyenler var. Azalarýnýzdan gözcüler ve dosdođru yazan yazýcýlar var; yaptýklarýnýzý kaydedip nefeslerinizi sayý­yorlar. Ne Simsiyah bir gecenin zifiri karanlýđý ve ne de kapalý olan sađlam kapýlar sizi onlardan gizleyebilir.”[337]

7402. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Gününüzü boţ söz ve amellerle geçirmeyiniz. Zira sizi ve bizi kaydeden gözetleyicilerimiz vardýr.”[338]

bak. el-Melaike, 3710. Bölüm

 

1538. Bölüm

Nefis Murakabesine Teţvik

 

7403. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kendinden, kendine bir gözetleyici karar kýl ve dünyandan ahiretin için azýk al.”[339]

7404. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Kalplerinizi murakabeye alýţtýrýn, çok düţünün ve çok ibret alýn.”[340]

7405. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsana nefsinin gözetleyicisi, kalbinin murakabe edicisi ve dilinin koruyucusu olmasý yakýţýr.”[341]

7406. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kendi yükünü kendin taţý. Eđer böyle yapmazsan hiç kimse senin yükünü taţýmaz.”[342]

 

1539. Bölüm

Allah’ý Göz Önünde Bulundurmaya Teţvik

 

7407. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Tebarek ve Teala’nýn Ýsa’ya (a.s) verdiđi öđütlerden biri ţuydu: …“Ey Ýsa! Her nerede olursan ol beni göz önünde bulundur.”[343]

7408. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Rabbini göz önünde bulunduran ve günahýndan korkan kimseye ne mutlu!”[344]

7409. Resulullah (s.a.a), Ebu Zer’e ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ý gözet ki Allah da seni gözetsin. Allah’ý göz önünde bulundur ki onu karţýnda bulasýn.”[345]

7410. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Rabbini gözeten, günahtan yüz çeviren, nefsinin istekleriyle savaţan, arzusunu yalanlayan ve nefsini takvayla dizginleyen kimseye Allah rahmet etsin... Sürekli düţünür, çok geceleri sabahlar, dünyadan kalbini koparýr... Ahireti hatýrlamak kalbini huzura kavuţturur, sađlam kýlar, yatađýný toplar, yastýđýný býrakýr ve ibadet için kalkar... Gizlide Rabbinin karţýsýnda huţu içinde olur, gözyaţý döker, kalbi korkar... Yeterli miktardan razý olur. Sýrlarýný çok az ifţa eder ve bildiđinden en azýyla yetinir.”[346]

7411. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Günahýna dikkat eden ve Rabbinden korkan kimseye ne mutlu!”[347]

7412. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hikmetli bir söz iţitip kabul eden, dođru yola çađrýlýnca ona yakýnlaţýp hidayetçinin eteđine sarýlan ve kurtuluţa eren, rabbini göz önünde bulunduran ve günahlarýndan korkan kimseye (kula) Allah rahmet etsin”[348]

 

1540. Bölüm

Zamanlara Dikkat Etmeyi Önemsemek

 

7413. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanođlunun geçirdiđi her gün kendisine ţöyle der: “Ey Ademođlu! Ben, yeni bir günüm ve sana ţahidim. O halde benim vesilemle iyi iţlerde bulun ve bende iyilik cari kýl ki kýyamette lehine ţahadette bulunayým. Zira beni artýk asla göremezsin.”[349]

7414. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz gün, geldiđi zaman ţöyle der: “Ey Ademođlu! Bu gün iyi iţler yap ki kýyamet günü rabbin nezdinde lehine tanýklýk edeyim. Zira daha önce senin yanýna gelmedim ve gelecekte de yanýna gelmeyeceđim.” Gece de geldiđi zaman ayný ţeyleri söyler.”[350]

7415. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bilin ki ţüphesiz günler üçtür: Geçip giden ve dönüţünden ümidin olmayan gün, kalan (ţimdiki) ve kaçmanýn mümkün olmadýđý gün. Gelecek ve kendisine itminan etmediđin gün. Dün öđüttür, bugün ganimettir ve yarýnýn da kimin olacađýný bilemezsin.”[351]

7416. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bugünkü amelini dođru yapan ve dünkü eksikliklerini telafi eden kimse zafere eriţmiţtir.”[352]

7417. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünya karţýsýnda sabýrlý olun ki dünya bir anlýktýr. Dünyadan göçüp gidenler hususunda ne bir dert hissedersin ve ne de bir sevinç. Henüz gelmemiţ olaný içinse nasýl olacađýný bilemezsin. Ţüphesiz dünya içinde yaţadýđýn andýr. O halde o anda Allah’a itaat üzere sabret ve Allah’a isyaný terk etmek hususunda tahammüllü ol.”[353]

 

1541. Bölüm

Ýki Günü Eţit Olan Kimse

 

7418. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kimin iki günü eţit olursa aldanmýţtýr. Her kimin yarýný bugünden kötü olursa aldatýlmýţtýr. Her kim eksikliklerini araţtýrmazsa sürekli eksikler içinde kalýr. Her kimin de eksiklikleri devam ederse ölüm kendisi için daha hayýrlýdýr.”[354]

7419. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kimin iki günü eţit olursa aldanmýţtýr… Her kimin yarýný bugünden kötü olursa mahrumdur. Her kim dünyasý temin olduđu halde ahiretinin zararýna önem vermezse helak olur. Her kim eksikliklerini araţtýrmazsa nefsinin istekleri kendisine galip gelir ve her kim eksikler içinde olursa ölüm kendisi için daha iyidir.”[355]

7420. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kimin iki günü eţit olursa aldanmýţtýr. Her kimin bugünü dünden daha kötü olursa mel’undur ve Allah’ýn rahmetinden uzaktýr. Her kim nefsinin yüceliklerini tanýmaya çalýţmazsa eksiklik içindedir. Her kim eksiklik içinde olursa ölüm kendisi için hayattan daha iyidir.”[356]

bak. 384. Konu “el-Đabn”

 

1542. Bölüm

Murakabe Adabý

 

7421. Ýmam Ali (a.s), Kumeyl’e yaptýđý bir tavsiyesinde ţöyle buyurmuţtur: “Ey Kumeyl! Sen her hareket ve davranýţta tanýmaya/marifete muhtaçsýn.”[357]

7422. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţu üç ţey hangi müminde bulunursa, o mümin Allah’ýn korumasý altýndadýr...: Ýnsanlardan kendisi için istediđini, insanlara veren kimse, Allah’a itaat yolunda mý yoksa günah yolunda mý olduđunu bilmeden el ve ayađýný hareket ettirmeyen kimse ve kendisinden o ayýbý fazlasýný uzaklaţtýrmadýkça kardeţini o ayýpla ayýplamayan kimse.”[358]

Feyz-i Kaţani’nin dediđine göre, Ebu Hamid Gazali ţöyle diyor: “Kendine dikkateden insanýn atmasý gereken ilk adým himmet ve hedefinin ilahi mi yoksa nefsani mi olduđuna bakmasýdýr... Kendisine hareket ve davranýţlarýnda açýđa çýkacak olan en az ţey davranýţýnýn mübah ama neticesi olduđudur. Bu takdirde bu davranýţý terkeder. Zira Hazret ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanýn müslümanlýđýnýn güzelliđi faydasýz ţeyleri terketmesidir.” [359]

bak. el-Heva, 4046. Bölüm

 

1534. Bölüm

Kötülükleri Saymak

 

7423. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Akýllý insanýn, dini, fikri, ahlaki ve edebi kötülüklerini savmasý, onlarý göđsünde veya yazý ţeklinde bir araya getirmesi ve onlarý ortadan kaldýrmak için çaba göstermesi gerekir.”[360]

 

1544. Bölüm

Vakitlerin Bölüţtürülmesi

 

7424. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýbrahim’in (a.s) sahifesinde ţöyle yer almýţtýr: “…Akýllý insan aklý kendisinden alýnmadýkça kendisi için belli bir vakitler ayýrmalýdýr. Belli bir vakti aziz ve celil olan rabbiyle münacata, belli bir zamaný kendini hesaba çekmeye, belli bir zamaný aziz ve celil olan Allah’ýn verdiđi nimetleri düţünmeye ve belli bir zamaný da nefsini helal ţeylerden nasiplenmeye ayýrmalýdýr. Zira bu zaman diđer üç zamana bir yardýmcýdýr ve kalplerin yorgunluđunu gideren ve huzura kavuţturan bir zamandýr.”[361]

7425. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Vakitlerinizi dörde ayýrmaya çalýţýn: Bir zamaný Allah ile münacaata, bir zamaný iţ ve çalýţmaya, bir zamaný dini kardeţlerin ve ayýplarýný sana söyleyen ve içinde senin hayrýný dileyen kimselerle muaţerette bulunmaya ve bir zamanýný da haram olmayan lezzetlerden istifade etmeye ayýr.”[362]

7426. Ýmam Hüseyin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Babamdan (a.s) Peygamber’in (s.a.a) evdeki yaţantýsý ile ilgili ţeyleri sordum, bana ţöyle buyurdu: “Ýstediđi zaman eve giderdi, eve girdiđi zaman vaktini üçe ayýrýrdý. Bir bölümünü Allah’a ibadete, bir bölümünü ailesine ve bir bölümünü de kendisine. Kendine ayýrdýđý vaktini de kendisiyle insanlar arasýnda bölüţtürürdü. Özel ţahsiyetleri kabul eder, istediđi konularý onlar vasýtasýyla halkýn geneline duyururdu. Onlardan hiç bir ţeyi esirgemezdi. Ümmete ayýrdýđý vaktinde huzuruna kabulde ve insanlara ayýrdýđý zaman miktarýnda fazilet sahibi olanlarý dindeki makam ve faziletleri miktarýnca baţkalarýndan önde tutardý. Onlardan bazýsýnýn bir haceti, bazýsýnýn iki, bazýsýnýn da birkaç haceti olurdu.”[363]

7427. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Lokman (a.s) ođluna ţöyle öđüt vermiţtir: …“Ođulcađýzým! Gece ve gündüz vakitlerinden bir bölümü ilim öđrenmeye ayýr. Zira ilmi terk etmekten daha büyük bir kayýp yoktur.”[364]

7428. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Müminin üç vakti olur: Bir vaktinde rabbiyle münacaatta bulunur, bir vaktinde nefsini hesaba çeker ve bir vaktinde de helal ve güzel lezzetlerden istifade eder.”[365]

7429. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Müminin üç saati vardýr: Bir saatinde rabbiyle münacat eder, bir saatinde geçimini sađlar, bir saatinde de kendisini güzel ve helal lezzetler arasýnda serbest býrakýr.”[366]

7430. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Al-i Davud’un hikmetinde akýl ve zeka sahipleri için ibret vardýr. Ýnsan kendisini dört vakit dýţýnda meţgul etmemelidir: Bir vaktinde rabbiyle münacaat etmeli, bir vaktinde nefsini hesaba çekmeli, bir vaktinde kardeţleri ve kendisinin hayrýný dileyip ayýplarýný hatýrlatan dostlarýyla görüţmeli ve bir vaktinde de helal ve hoţ ţeylerde nefsini rabbiyle baţ baţa býrakmalýdýr. Zira bu zaman diđer üç zamana koyulmaya yardýmcý olur.”[367]

7431. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz gece ve gündüzün tüm ihtiyaçlarýna ulaţman için yeterli deđildir. O halde onlarý iţin ve huzurun arasýnda bölüţtür.”[368]

7432. Ýmam Ali (a.s) Malik Eţter’e yazdýđý bir mektupta ţöyle buyurmuţtur: “Kendin için, kendinle münezzeh olan Allah arasýnda, va­kitlerin en üstününü ve bölümlerin en yücesini karar kýl. Gerçi halka ayýrdýđýn vakitler de niyetin temiz olup, halkýn ýslahýna, selame­tine vesile olduđu zaman Allah’a ayrýlmýţ sayýlýr.”[369]

7433. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) sabah akţam yaptýđý bir duasýnda ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ým! Bugünün vakitlerinden her vakitte bizlere, kullarýndan bir pay, ţükründen bir nasip, meleklerinden dođru ţahitler karar kýl.”[370]

 

1545. Bölüm

Amelin Hayýrla Baţlayýp Hayýrla Sonuçlanmasý

 

7434. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim güne hayýrla baţlar ve hayýrla bitirirse Allah meleklere ţöyle buyurur: “Bu arada yaptýđý günahlarýný onun için yazmayýn.”[371]

7435. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz kula tayin edilen melekler amel defterine yazarlar. O halde baţýný ve sonunu hayýrla yazdýrýn ki arasýndakiler sizlere bađýţlansýn.”[372]

7436. Ebuzer ţöyle diyor: “Günün senin deven gibidir; eđer baţýný tutarsan gerisi ardýndan gelir, yani eđer gününe hayýrla baţlarsan sonuna kadar hayýr üzere kalýrsýn.”[373]

7437. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Kumeyl b. Ziyad! Her gün Allah’ýn adýný an, “la havle vela kuvvete illa billah” (Allah’tan baţka güç ve kuvvet yoktur) de, Allah’a tevekkül et ve bizleri an, adýmýzý zikret, bizlere selam gönder, rabbimiz Allah’a sýđýn. Bu vesileyle kötülükleri kendinden ve senin inayet ettiđin herkesten uzaklaţtýr ki Allah’ýn izniyle o günün ţerrinden güvende olasýn.”[374]

 

1546. Bölüm

Murakabe ve Muhasebe

 

7438. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Nefsini her gün hesaba çekmeyen kimse bizden deđildir. Eđer iyi bir iţ yapmýţsa Allah’tan daha fazlasýný ister, eđer kötü bir ţey yapmýţsa Allah’tan bađýţlanma diler ve dergahýna yönelerek tövbe eder.”[375]

bak. el-Hisab, 829. bölüm

7439. Talha ţöyle diyor: “Bir gün adamýn biri elbiselerini çýkararak, kýzgýn kumlar arasýnda yuvarlanmaya baţladý. Kendi kendine ţöyle diyordu: “Tat ki cehennem azabý daha sýcaktýr. Geceleri ölü gündüzleri ise iţsiz misin?” O adam bu halde gözleri Peygamber’e (s.a.a) iliţti. Bir ađacýn gölgesinde duruyordu. Daha sonra Peygamber’in huzuruna vararak ţöyle arzetti: “Nefsim bana galip geldi” Peygamber (s.a.a) ona ţöyle buyurdu: “Bundan baţka yapacak bir ţeyin yok muydu? Bil ki göklerin kapýsý yüzüne açýldý, aziz ve celil olan Allah meleklere karţý seninle övündü.” Daha sonra ashabýna ţöyle buyurdu: “Kardeţinizden azýk alýn.” Ýţte bu yüzden herkes ona, “Benim için dua et” diyordu.”[376]

Bak. er-Riyazet 1570. Bölüm

7440. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah için nefsi ve istekleriyle cihad eden kimseye ne mutlu! Her kim heva ve hevesini yenilgiye uđratýrsa, Allah’ýn hoţnutluđuna eriţir ve her kimin aklý Allah’a hizmet üzere çaba, boyun bükme ve huzu içinde olmakla kötülüđü emreden nefsine galip gelirse ţüphesiz büyük bir zafere ulaţmýţtýr. Kul ile Allah-u Teala arasýnda nefis ve nefsani isteklerden daha karanlýk ve korkunç bir örtü yoktur. Nefis ve nefsani istekleri öldürmek için Allah’a ihtiyaç duygusu içinde olmaktan, huţudan, açlýktan, gündüz ve gece sabahlamakta susuzluk çekmekten daha iyi bir vesile yoktur. Eđer böyle bir kimse ölürse ţehittir, her kim de hayatta kalýr ve bu yoluna devam ederse Allah akýbetini büyük bir hoţnutlukla sona erdirir. Aziz ve celil olan Allah ţöyle buyurmuţtur: “Yolumuzda cihad edenlere yollarýmýzý gösteririz ve Allah ihsan sahipleriyledir.”[377]

bak. 81. Konu, “el-Cihad” (2), 82. Konu; el-Cihad (3); el-Mevzie, 4137, 4139. Bölümler; el-Meheccet’ul Beyza, 8/149

 



194. Konu

 

Ramazan

Ramazan Ayý

 

F  Bihar, 96/337, Ebvab’is-Savmi Ţehri Ramazan

F  Kenz’ul-Ummal, 8/461, Fazl’is-Savm-u Ţehri Ramazan

 

 

 

 

 


bak.

F  308. konu, es-Savm

F  el-Kadr, 3288. bölüm


 


1547. Bölüm

Ramazan Ayý

 

Kur’an:

“(O sayýlý günler) Ramazan ayýdýr ki onda Kur'an, insanlarýn hidayeti için, dođruyu yanlýţtan ayýrýcý ve hidayet delilleriyle birlikte indirildi. Sizden bu ayý idrak eden, onda oruç tutsun; hasta veya yolculukta olan, tutamadýđý günlerin sayýsýnca diđer günlerde tutsun. Allah size kolaylýk ister, zorluk istemez. Bu kolaylýklarý, sayýlý günleri tamamlamanýz ve size hidayet ettiđinden O’nu ululamanýz içindir; ola ki ţükredersiniz.”[378]

7441. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ramazan günahlarý yaktmasý sebebiyle ramazan olarak adlandýrýlmýţtýr.”[379]

7442. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ramazan demeyin, çünkü ramazan Allah’ýn isimlerinden bir isimdir, dolayýsýyla, “ramazan ayý” deyin.”[380]

7443. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ramazan ayýnýn ilk gecesinde göklerin kapýsý açýlýr ve son gecesine kadar kapanmaz.”[381]

7444. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Eđer kul Ramazan ayýnýn deđerini bilseydi tüm yýlýn Ramazan olmasýný arzu ederdi.”[382]

7445. Resulullah (s.a.a), ramazan ayý geldiđinde üç defa ţöyle buyurmuţtur: “Sübhanallah! Neyi karţýlýyorsunuz ve sizleri ne karţýlýyor!”[383]

7446. Ýmam Sadýk (a.s), Ramazan ayý geldiđinde ođluna yaptýđý vasiyetinde ţöyle buyurmuţtur: “Nefislerinizi çabalamaya zorlayýn. Ţüphesiz bu ayda rýzýklar bölüţtürülür, eceller yazýlýr ve bu ayda Allah’ý ziyaret eden misafirlerin adý yazýlýr. Bu ay da, içinde amel etmenin, bin ayda amel etmekten daha hayýrlý olduđu bir gece vardýr.”[384]

7447. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) Ramazan ayý geldiđi zaman yaptýđý duasýnda ţöyle buyurmuţtur: Hamd Allah’a ki, bize dinini armađan etti, ţeriatini bize mahsus kýldý ve ihsan yollarýný bize tanýttý ki, nimetiyle o yollarý katederek rýzvanýna ulaţalým. Öyle bir hamd ki, bizden kabul buyursun ve onunla bizden hoţnut olsun. Ve hamd Allah’a ki, oruç ayý, Ýslam ayý, temizlenme ayý, arýnma ayý ve kýyam ayý olan Ramazan ayýný bu yollardan biri kýldý.[385]

7448. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) Ramazan ayý ile veda için ettiđi duasýnda ţöyle buyurmuţtur: Selam sana ey Allah’ýn en büyük ayý ve ey Allah’ýn dostlarýnýn bayramý! Selam sana ey bizimle birlikte olan vakitlerin en deđerlisi ve ey günler ve saatler içinde en iyi ay! Selam sana ey arzularýn yaklaţtýđý, amellerin dađýldýđý ay! Selam sana ey varlýđý pek deđerli, yokluđu can yakýcý dost; ayrýlýđý üzücü olan ümit kaynađý!.. Selam sana ki, suçlulara çok uzundun; inananlarýn gönlünde pek heybetliydin.[386]

 

1548. Bölüm

Allah Resulünün Ramazan Ayý Yaklaţtýđýnda Okuduđu Hutbeler

 

7449. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Allah Resulü (s.a.a) bir gün bizlere bir hutbe okuyarak ţöyle buyurdu: “Ey insanlar! Ţüphesiz bereket, rahmet ve mađfiret ayý sizlere yönelmiţtir. Bu ay Allah nezdinde aylarýn en iyisi ve bu günler, günlerin en iyisi, bu geceler, gecelerin en iyisi ve bu anlar anlarýn en iyisidir. Bu ayda sizler Allah’ýn misafirliđine davet edildiniz ve Allah’ýn yüceliđinden nasiplenen zümreden karar kýlýndýnýz. Bu ayda nefesleriniz Allah’ý tespih, uykularýnýz ibadet, amelleriniz makbul ve dualarýnýz müstecaptýr...” Ben kalkýp: “Ey Allah’ýn Resulü! Bu ayda en hayýrlý amel hangisidir?” diye sorunca Peygamber ţöyle buyurdu: “Ey Ebe’l-Hasan! Bu ayda en hayýrlý amel, aziz ve celil olan Allah’ýn haramlarýndan sakýnmaktýr.”[387]

Bak. ez-Zenb, 1362. Bölüm

7450. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Resulü (s.a.a) Ţaban ayýnýn son cumasýnda insanlara bir hutbe okudu. Önce Allah’a hamd ve senada bulunduktan sonra ţöyle buyurdu: “Ey insanlar! Ţüphesiz içinde bulunan bir gecesinin bin aydan daha hayýrlý olduđu bir ay sizlere gölge etmiţtir (yaklaţmýţtýr.) Bu Allah’ýn orucunu farz kýldýđý Ramazan ayýdýr. Bu ayda bir gece nafile namazý kýlmak, diđer aylarda yetmiţ gece nafile namazý kýlmaya denktir.”[388]

7451. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ýn Resulü (s.a.a), Ţaban ayýnýn bitmesine üç gün kala Bilal’e insanlarý çađýrmasýný emrederdi. Ýnsanlar toplandýktan sonra minbere çýkar, Allah’a hamd ve senada bulunduktan sonra ţöyle buyururdu: “Ey Ýnsanlar! Ţüphesiz bu ay sizlere yönelmiţtir. Bu ay bütün aylarýn efendisidir. Bu ayda bulunan bir gece, bin aydan hayýrlýdýr. Bu ayda cehennem kapýlarý kapanýr ve cennet kapýlarý açýlýr. Her kim Ramazan ayýna ulaţýr ve bađýţlanmazsa Allah onu rahmetinden uzaklaţtýrýr.”[389]

7452. Resulullah (s.a.a), Ţaban ayýnýn son gününde insanlara hitap ederek ţöyle buyurmuţtur: “Ey insanlar! Büyük bir ay sizlere gölge etmiţtir. Bu ay mübarek bir aydýr. Bu ayda öyle bir gece vardýr ki onda amel etmek bin aylýk amelden daha hayýrlýdýr… Bu ayýn baţlangýcý rahmet, ortasý bađýţlanma ve sonu ateţten kurtuluţtur.”[390]

 

1549. Bölüm

Ramazan Ayýnda Ţeytanlarýn Zincire Vuruluţu

 

7453. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ramazan ayýnýn hilali gözükünce cehennem kapýlarý kapanýr, cennet kapýlarý açýlýr ve ţeytanlar zincire vurulur.”[391]

7454. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah her isyankar ţeytana meleklerinden yedisini tayin etmiţtir ki Ramazan ayýnýzýn sonuna kadar bu ţeytanlarýn zinciri çözülmez.”[392]

7455. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ramazan ayýnýn ilk gecesi olduđunda celil olan Allah Tebarek ve Teala ţöyle seslenir: “...Ey Cebrail! Yeryüzüne git ve isyankar ţeytanlarý zincire vur ki kullarýmýn orucunu bozmasýn.”[393]

Ţeytanlarýn bu ayda zincire vurulduđu hususundaki rivayetler Ţii[394] ve Sünni yoluyla[395] nakledilmiţ olup istifaze derecesinden daha yüksek ve tevatür haddindedir.”

 

1550. Bölüm

Ramazan Ayýnda Allah’ýn Bađýţlamasý

 

7456. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim ramazan ayýný derk eder de bađýţlanmazsa Allah onu rahmetinden uzaklaţtýrmýţtýr.”[396]

7457. Resulullah (s.a.a), Ramazan ayý geldiđinde ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz mutsuz kimse bu büyük ayda Allah’ýn mađfiretinden mahrum olan kimsedir.”[397]

7458. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz gerçek mutsuz kimse, bu ayý geçirdiđi halde günahlarý bađýţlanmayan kimsedir.”[398]

7459. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ramazan ayýnda bađýţlanmayan kimse hangi ayda bađýţlanýr?!!”[399]

7460. Resulullah (s.a.a), minbere çýkýp ţöyle buyurdu: “Amin! Ey insanlar! Ţüphesiz Cebrail yanýma geldi ve bana ţöyle dedi: “Ey Muhammed! Her kim bu Ramazan ayýný derk eder ve bađýţlanmadan ölürse Allah onu rahmetinden uzaklaţtýrsýn. Sen de, “Amin” de. Bunun üzerine ben de, “Amin” dedim.”[400]   

Bir hadiste ţöyle yer almýţtýr: “Cebrail yanýma geldi ve ţöyle dedi: “Ramazan ayýna ulaţtýđý halde bađýţlanmayan kimse hor ve hakir olsun.” Ben de, “Amin” dedim.”[401]

7461. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ramazan ayýnda bađýţlanmayan kimse Arefe’de hazýr olma dýţýnda öbür Ramazan ayýna kadar bađýţlanmaz.”[402]

bak. 272. Konu, “eţ-Ţekavet”

 



195. Konu

 

er-Remaye

Ok Atmak

 

F  Bihar, 103/189, 4. bölüm, es-Sebk ve’r-Remaye

F  Vesail’uţ-Ţia, 13/345, Kitab’us-Sebk ve‘r-Remaye

F  Kenz’ul-Ummal, 4/348, er-Remy

 

 

 

 

 


bak.

F  217. konu, et-Tesabuk



1551. Bölüm

Okçuluk

 

Kur’an:

“Ey iman edenler! Onlara karţý gücünüzün yettiđi kadar Allah'ýn düţmaný ve sizin düţmanlarýnýzý ve bunlarýn dýţýnda Allah'ýn bilip sizin bilemeyeceklerinizi yýldýrmak üzere kuvvet ve savaţ atlarý hazýrlayýn. Allah yolunda infak ettiđiniz her ţey size haksýzlýk yapýlmadan, tamamen ödenecektir.”[403]

“Onlarý siz öldürmediniz fakat Allah öldürdü. Attýđýn zaman da sen atmamýţ týn, fakat Allah atmýţtý. Allah bunu, Ýman edenleri güzel bir imtihana tabi tutmak için yapmýţtý. Dođrusu O iţitir ve bilir.” [404]

“O kuţlar onlarýn üzerlerine piţkin tuđladan yapýlmýţ taţlar atýyordu.” [405]

7462. Resulullah (s.a.a.), Allah-u Teala’nýn, “Onlara karţý gücünüz yettiđince…” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Biliniz ki maksat ok atma gücüdür. Biliniz ki ok atma gücüdür ve biliniz ki ok atma gücüdür.”[406]

7463. Resulullah (s.a.a.) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim ok atmasýný bilir ve onu terk ederse bizden deđildir (veya günah iţlemiţtir)”[407]

7464. Resulullah (s.a.a.) ţöyle buyurmuţtur: “Allah-u Teala nezdinde en sevimli meţguliyet binicilik ve ok atýcýlýktýr.”[408]

7465. Resulullah (s.a.a.) ţöyle buyurmuţtur: “Ok atýnýz, ţüphesiz ok atmak sizlerin en hayýrlý meţguliyetinizdir.”[409]

7466. Resulullah (s.a.a.) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim ok atýcýlýđý öđrenir ve sonra ilgisizlikten dolayý onu terk ederse nimete küfranda bulunmuţtur.”[410]

7467. Resulullah (s.a.a.) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim ok atýcýlýđý öđrenir ve onu terk ederse bana isyan etmiţtir.”[411]

7468. Ýmam Sadýk (a.s), babalarýndan naklen ţöyle buyurmuţtur: “Ok atýcýlýk Ýslam’ýn oklarýndan biridir.”[412]

7469. Resulullah (s.a.a.) ţöyle buyurmuţtur: “Binicilik ve ok atýcýlýđý terk etmeyin. Ok atýcýlýđý sizler için binicilikten daha çok seviyorum... Ţüphesiz ki aziz ve celil olan Allah bir ok sebebiyle üç kiţiyi cennete götürür: Onu yapaný, onu mücahitler için alaný ve onu Allah yolunda ataný.”[413]

 



196. Konu

 

er-Rehbaniyyet

Ruhbanlýk

 

F  Bihar, 70/113, 51. bölüm, en-Nehy ani’r-Rehbaniyet ve’s Siyahet

F  Kenz’ul-Ummal, 8/461, Fazl’is-Sevm-u Ţehri Ramazan

 

 

 

 

 


bak.

F  351. konu, el-Uzlet



1552. Bölüm

Ruhbanlýk ve Ýslam

 

Kur’an:

 “Onlarýn izleri üzerinden peygamberlerimizi ard arda gönderdik; Meryem ođlu Ýsa’yý da ardlarýndan gönderdik ve ona Ýncil’i verdik; ona uyanlarýn gönüllerine ţefkat ve merhamet duygularý koyduk; üzerlerine bizim gerekli kýlmadýđýmýz fakat kendilerinin güya Allah'ýn rýzasýný kazanmak için ortaya attýklarý ruhbaniyete bile geređi gibi riayet etmediler; içlerinde iman etmiţ olan kimselere ecirlerini verdik; ama çođu yoldan çýkmýţlardýr.”[414]

bak. Tahrim suresi, 1. ayet

7470. Resulullah (s.a.a), Osman b. Maz’un’a ţöyle buyurmuţtur: “Ey Osman! Ţüphesiz Allah Tebarek ve Teala bizlere ruhbanlýđý yazmamýţtýr, ţüphesiz ümmetimin ruhbanlýđý Allah yolunda cihattadýr.”[415]

7471. Resulullah (s.a.a), kendisine, “Bize ruhbanlýk için izin ver” diyen Osman b. Maz’un’a ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz ümmetimin ruhbanlýđý namazý beklemek için camilerde oturmaktýr.”[416]

7472. Resulullah (s.a.a), kendisine, “Ben uzlete çekilmek istiyorum” diyen Osman b. Maz’un’a ţöyle buyurmuţtur: “Yavaţ ol ey Osman! Ţüphesiz ümmetimin uzleti mescitlerde oturmak ve bir namazýn ardýndan diđer namazý beklemektir.”[417]

7473. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ümmetimde ruhbanlýk, uzlete çekilmek ve zem, yani sessiz kalmak yoktur.”[418]

7474. Ýmam Ali (a.s), Allah-u Teala’nýn, “De ki: Sizlere insanlarýn amel açýsýndan en hüsranda olanýný haber vereyim mi?! Onlarýn dünya hayatýndaki çabalarý boţuna gitmiţtir” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Onlar kendilerini Mecusilerin mađaralarýna hapseden ruhbanlardýr.”[419]

 



197. Konu

 

er-Rehn

Rehin

 

F  Bihar, 103/158, 7. bölüm, er-Rehn ve Ahkamuha

F  Vesail’uţ-Ţia, 13/121-141, kitab’ur-Rehn

F  Kenz’ul-Ummal, 6/288, kitab’ur-Rehn

 

 

 

 

 


 



1553. Bölüm

Rehin

 

Kur’an:

 “Eđer yolculukta olup yazýcý bulamazsanýz alýnan rehin yeter. Ţayet birbirinize güvenirseniz (rehin gerekmez ama) güvenilen kimse borcunu ödesin. Rabbi olan Allah'tan sakýnsýn. Ţahitliđi gizlemeyin, onu kim gizlerse ţüphesiz kalbi günah iţlemiţ olur. Allah iţlediklerinizi bilir.” [420]

7475. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Rehin makbuz olmaksýzýn (almadýkça) geçerli deđildir.”[421]

7476. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ben, nezdinde rehin almanýn Müslüman kardeţinden daha itibarlý olduđu kimseden beriyim.”[422]

7477. Ýmam Sadýk (a.s), kendisine, “Ben nezdinde rehin almanýn Müslüman kardeţinden daha itibarlý olduđu kimseden beriyim” rivayeti sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Bu hakkýn ortaya çýktýđý ve biz Ehl-i Beyt’in Kaim’inin kýyam ettiđi zamandýr.”[423]

Vesail kitabýnýn sahibi ţöyle diyor: “Zahirde Kaim’in (a.s) zuhur zamanýna özgü kýlýnan ţey mekruh deđil, haramdýr.”[424]

 

1554. Bölüm

Ýnsanýn Rehin Oluţu

 

Kur’an:

“Herkes kazancýna bađlý bir rehindir;” [425]

“Ýman eden, soylarý da imanda kendilerine uyan kimselere soylarýný da katarýz. Onlarýn iţlediklerinden hiç bir ţey eksiltmeyiz. Herkes kazandýklarýnýn rehinidir.”[426]

7478. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah nezdinde bütün sözler korunmuţtur ve bütün sýrlar aţikardýr ve “Her nefis kazandýklarýnýn rehinidir.”[427] Allah'ýn koruduđu dýţýnda tüm insanlar nakýs ve kusurludur.”[428]

7479. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kur’an emreden ve sakýndýran, sessiz ve konu­ţandýr. Allah’ýn mahlukata hüccetidir. Allah insanlar­dan Kur’an’la misak almýţ, misaklarýna karţý onlarýn nefislerini rehin tutmuţtur.”[429]

7480. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Allah’ýn kullarý! Ýçinizden yaptýklarýnda kazançlý çýkanlarýn riayet ettikleri ţeylere uyun, onlarý zayi etmekle hüsrana uđra­yanlarýn yaptýklarýndan çekinin. Ecelinize amellerinizle hazýrlanýn. Önceden yaptýklarýnýzýn rehinesini ve önden gönderdiklerinizin karţýlýđýný görücülersiniz.”[430]

7481. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ba­balarýnýzýn, kardeţlerinizin rehin olduklarý ve sorguya çekildikleri yaţamlarýný hatýrlayýn.”[431]

7482. Ýmam Ali (a.s), ođlu Hasan’a (a.s) yaptýđý vasiyetinde ţöyle buyurmuţtur: “Yok olma eţiđinde bulunan, zamanýn geçtiđini itiraf eden babadan... Ulaţýlmayan ţeylere ulaţmak isteyen, helake uđrayanlarýn yolundan giden, hastalýklara hedef, zamana rehin olan ođula...”[432]

bak. 369. Konu, “el’Amel” (1)

 

1555. Bölüm

Günahýna Rehin Olan Kimse

 

7483. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ýn, yarattýklarýndan en fazla buđzettiđi iki kiţidir. Birincisi Allah’ýn (günahlarý sebe­biyle) kendi baţýna býraktýđý kimsedir. Bu kimse dođru yoldan sapmýţ; bidat sözlere ve halký saptýrýcý çađrýlara yönelmiţtir. O halde bu kimse, kendisi vasýtasýyla fit­neye düţenler için bir fit­nedir. Kendinden önce dođru yoldan gidenlerin yolundan sapmýţtýr ve hayattayken veya ölümünden sonra kendine uyanlar için saptýrýcýdýr. (Dolayýsýyla) Hem kendi günahý­nýn ipoteđindedir, hem de baţkalarýnýn güna­hýný yüklen­miţtir.”[433]

7484. Ýmam Ali (a.s), Cemel olayýndan sonra Basra ehlini kýnayarak ţöyle buyurmuţtur: “Bir kadýnýn (Aiţe’nin) ordusu oldunuz, bir hayvana (Aiţe’nin devesine) uydunuz... Sizinle yaţayan günahýna rehin düţmüţtür. Sizden ay­rýlan Rabbin rah­metine ermiţtir.”[434]

bak. 30. Konu, “el’Bid’at”; 171, “Ez-Zenb”

 

1556. Bölüm

Kabirlerin Rehinleri

 

7485. Ýmam Ali (a.s) dünyaya hitaben ţöyle buyurmuţtur: “Ey dünya! Benden uzaklaţ!... Süslerinle güzelliđinle mahvettiđin ümmetler nerede? Ýţte onlar, kabirlerde rehin olup yatmýţlardýr. (Ey dünya) Vallahi, eđer sen görünür bir ţahsiyete, tutulup dokunulabilir bir be­dene sahip olsaydýn, uzun emellerle aldattýđýn kimseler sebebiyle sana Al­lah’ýn hadlerini uygulardým.”[435]

7486. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “O anda kiţi, ölenlerin mahallesinde yer alan daracýk mezarda tek baţýna kalmýţtýr... Taze bedenler çürüyüp dökülmüţ; kuvvetli kemikler eriyip gitmiţtir. Ruhlar ađýr günah yükleri altýna girmiţ, gaybýn haberlerine yakînen inan­mýţlardýr.”[436]

7487. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sanki onlarýn gittiđi yere dođru gitmektesiniz, o yatakhaneye esir düţmüţsünüz ve o emanetgah sizleri kendine katmýţtýr...”[437]

bak. 427. Konu “el-Kabr”

 

1557. Bölüm

Allah’ýn Fazlýna Rehin Düţenler

 

7488. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünya yerine zikri tercih eden bir zikir ehli vardýr. Onlarý ne ticaret ne de alýţ veriţ bundan alýkoyabil­miţtir. Bu ţekilde yaţamaya devam etmiţlerdir... Etraflarýný me­lekler almýţ, üzerlerinde bir sekine ve huzur inmiţ, göklerin ka­pýlarý kendilerine açýlmýţtýr... Allah’a dua ederken afv ve bađýţ havasýný solumuţ, O’nun fazlýna çok muhtaç ve azametine boyun eđen esirleri olmuţlardýr.”[438]

 

1558. Bölüm

Sözüne Rehin Olmak

 

7489. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ben sözüme kefilim, söylediklerimi yapacađým. Önündeki bela ve olaylardan ibret alan kimseyi ţüpheli ţeylere düţmekten takva alý-koyar.”[439]

bak. 256. Konu “eţ-Ţubhe”, 556. Konu, “et-Takva”

 



198. Konu

 

er-Ruh

Ruh

 

F  Bihar, 61/1, 42. bölüm, hakikat’un-Nefs ve’r-Ruh

F  Bihar, 61/245, 46. bölüm, kuva-n nefs ve muţafiriha min’el-havas

F  Bihar, 61/131, 43. bölüm, Halk’ur-Ruh’il-Ervah kabl’ul-Ecsad

F  Kenz’ul-Ummal, 6/162, halk’ur-Ruh

F  Ţerh-i Nehc’ül-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 7/237

 

 

 

 

 


bak.

F  519. konu, en-Nefs; ez-Ziyafet, 2402. bölüm



1559. Bölüm

Kur’an’da Ruh

 

Kur’an:

“Sana ruhun ne olduđunu soruyorlar, de ki: “Ruh, Rabbimin emrinden ibarettir. Bu hususta size pek az bilgi verilmiţtir.” [440]

bak. Zümer suresi, 42. ayet

7490. Ebu Basir ţöyle diyor: “Ýmam Bakýr (a.s) veya Ýmam Sadýk’a (a.s), “Senden ruhu soruyorlar. De ki: Ruh rabbimin emrindendir” ayetini sorunca ţöyle buyurdu: “Ruh canlý hayvanlarda ve insanlarda olan ţeydir.” Ben, “O nedir?” deyince, ţöyle buyurdu: “O, melekut ve kudret alemindendir.”[441]

 

1560. Bölüm

Ruhun Gerçeđi

 

7491. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ruhlar bedenle karýţmaz ve ona dayanmaz; bedeni çepeçevre sarmýţ ve ihata etmiţtir.”[442]

7492. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ruh latif bir cisimdir ki yođun bir kalýp giydirilmiţtir.”[443]

7493. Ýmam Sadýk (a.s), kendisine, “Ruh kandan baţka bir ţey midir, bana bildir” diyen Hiţam b. Hakem’e ţöyle buyurmuţtur: “Evet sana söylediđim gibi ruhun maddesi kandandýr, bedenin rutubeti ve rengin canlýlýđý kandandýr...Kan kurursa ruh bedenden ayrýlýr.”[444]

 

1561. Bölüm

Ruhlarýn Ýsyaný

 

7494. Ýmam Sadýk (a.s), kendisine, “Neden en yüce melekut aleminden sonra ruhlar bedenlerde karar kýlýndý?” diye soran Abdullah b. Fazl Haţimi’ye ţöyle buyurmuţtur: “Çünkü Allah Tebarek ve Teala o yüce mertebede ruhlarýn salýverildiđi takdirde yüce ve ţerefli makamlarý olduđunda, aziz ve celil olan Allah karţýsýnda çođunun rububiyyet iddiasýnda bulunacađýný biliyordu.”[445]

 

1562. Bölüm

Ruhlar Hazýrlanmýţ Ordulardýr

 

7495. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ruhlar hazýrlanmýţ ordulardýr, birbirini tanýyanlarý ünsiyet edinir ve tanýmayanlarý birbirinden ayrýlýr.”[446]

7496. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ruhlar hazýrlanmýţ ordulardýr, onlardan birbirini tanýyanlar bir araya gelir ve birbirleri arasýnda Allah için bir iliţki olmayanlar birbirinden ayrýlýr.”[447]

7497. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ruhlar bir araya gelen, birbiriyle görüţen ve birbirini koklayan ordulardýr. Birbirlerini tanýyanlar ülfet edinir ve tanýmayanlar ise birbirinden ayrýlýr.”[448]

7498. Ţakik b. Seleme ţöyle diyor: “Birisi Hz.Ali’nin (a.s) yanýna vararak onunla konuţtu ve sohbeti esnasýnda ţöyle dedi: “Ben sizi seviyorum” Ali (a.s), “Yalan söylüyorsun” diye buyurdu. O, “Neden ey Müminlerin Emiri!” diye sorunca ţöyle buyurdu: “Çünkü kalbimde senin sevgini bulamýyorum. Oysa Peygamber (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ruhlar fezada birbirlerini görüyor, birbirlerini kokluyor, birbirlerini tanýyanlar bir araya geliyor ve tanýmayanlar ise birbirlerinden ayrýlýyorlar.”

Gerçekten de Ali (a.s) için tatsýz olaylar baţ gösterince o ţahýs kendisine kýyam edenler arasýnda yer aldý.[449]

7499. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýyi insanlar birbiriyle karţýlaţýnca, dostluklarýný dile getirmeseler bile kalpleri nehirlerde buluţan yađmur taneleri kadar hýzlý bir ţekilde birbirlerine bađlanýr. Kötü insanlar ise birbirlerine karţýlaţtýklarýnda, birbirleriyle dostluklarýný izhar etseler bile uzun süre bir ahýrda ot yemelerinde kalpleri birbirlerinden uzak olan hayvanlar gibi birbirinden uzaktýr.”[450]

7500. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dostluk ruhlarýn ülfeti sebebiyle kalplerin birbirine meyletmesidir.”[451]

bak. es-Sadik, 2200, 2201. Bölümler

 

1563. Bölüm

Ruhlarýn Çeţitleri

 

7501. Ýmam Ali (a.s), Allah-u Teala’nýn, “(Ýyilik iţlemekte) önde olanlar, (karţýlýklarýný almakta da) önde olanlardýr. Naim cennetlerinde Allah'a en çok yaklaţtýrýlmýţ olanlar iţte bunlardýr” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Onlar mürsel ve mürsel olmayan Peygamberlerdir. Allah onlarda beţ ruh karar kýlmýţtýr: Ruh’ul-Kudus, Ruh’ul-Ýman, Ruh’ul-Kuvvet, Ruh’uţ-Ţehvet ve Ruh’ul-Beden”[452]

7502. Ýmam Sadýk (a.s), hakeza ţöyle buyurmuţtur: “Önde olanlar Allah’ýn elçileri (a.s) ve özel kullarýdýr. Allah onlarda beţ ruh taktir etmiţtir: Onlarý Ruh’ul-Kudus’la teyid etmiţtir ki o vesileyle eţyayý tanýrlar. Onlarý iman ruhuyla teyid etmiţtir ki o sebeple aziz ve celil olan Allah’tan korkarlar. Onlarý kudret ruhuyla teyid etmiţtir ki o vesileyle Allah’a itaate güç yetirirler. Onlarý ţehvet ruhuyla teyid etmiţtir ki o vesileyle aziz ve celil olan Allah’a istek duyarlar ve O’na karţý günah iţlemekten kaçarlar. Onlarda hareket ruhunu taktir etmiţtir ki o sebeple insanlar arasýnda gidip gelirler.”[453]

7503. Ýmam Bakýr (a.s), alimin marifeti hususunda soru soran Cabir’e ţöyle buyurmuţtur: “Peygamberler ve vasilerde beţ ruh vardýr: Ruh’ul-Kudus, Ruh’ul-Ýman, Ruh’ul-Hayat, Ruh’ul-Kuvvet ve Ruh’uţ-Ţehvet. Ey Cabir! Onlar Ruh’ul-Kudus sebebiyle arţýn altýndan yerin dibine kadar her ţeyden haberdardýrlar. Ey Cabir! Ruh’ul-Kudus dýţýnda bu dört ruh gece ve gündüzün etkisi altýnda kalýr. Ruh’ul-Kudus, meţguliyet ve oyunla ilgilenmez.”[454]

 

1564. Bölüm

Ruhun Halleri

 

7504. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bedenin altý haleti vardýr: Sađlýk, hastalýk, ölüm, hayat, uyku ve uyanýklýk. Hakeza ruh da böyledir. Ruhun hayatý ilmi, ölümü cehaleti, hastalýđý ţekke düţmesi, sađlýđý yakin etmesi, uykusu gaflete düţmesi ve uyanýklýđý korumasýdýr.”[455]

 

1565. Bölüm

Uyku Anýnda Ruh

 

7505. Ýmam Sadýk (a.s), kendisine, “Acaba uykuda ruh bedenden ayrýlýr mý?” diye soran Ebu Basir’e ţöyle buyurmuţtur: “Hayýr, ey Ebu Basir! Zira Eđer ruh bedenden ayrýlýrsa artýk ona geri dönmez. Lakin ruh göđün ortasýndaki güneţ gibidir; ýţýnlarý her yeri kaplar.”[456]

7506. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsan uyuyunca hayvani ruh bedende kalýr. Kendisinden ayrýlan akýl ruhudur.”[457]

bak. en-Nevm, 3977. Bölüm

 



199. Konu

 

er-Rahat

Rahatlýk

 

F  Bihar, 72/69/96, Terk’ur-Rahat

 

 

 

 

 

 


bak.

F  112. konu, el-Haset; 117. konu, el-Hikd

F  el-Buhl, 324. bölüm; el-Cihad, 591. bölüm; er-Rýza, 1521. bölüm; er-Rýzk, 1481. bölüm; ed-Dünya, 1221. bölüm; et-Takva, 4164. bölüm



1566. Bölüm

Rahatlýk Sebepleri

 

7507. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hoţluk ve rahatlýk rýza ve yakindedir. Gam ve hüzün ise ţek ve hoţnutsuzluktadýr.”[458]

7508. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hoţ huzur insanlardan ümidini kesmektir.”[459]

7509. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Allah’ýn kendisine taktir ettiđi ţeyin kendisine ulaţacađýna güvenirse kalbi rahatlýđa erer.”[460]

7510. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim kaybettiđi ţeyler sebebiyle kendini sýkmazsa bedeni rahatlýđa erer.”[461]

7511. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “(Fakir insana) Güzel dille cevap vermek de iki rahatlýktan biridir.”[462]

7512. Misbah’uţ-Ţeria’da ţöyle yer almýţtýr: “Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mümin Allah’la görüţtüđü zaman dýţýnda gerçek bir rahatlýđa eriţemez. Bunun dýţýnda rahatlýk dört ţeydedir: “Kendisiyle kalbinin ve nefsinin yaratýcýnla olan durumunu anladýđýn sessizlikte, kendisiyle görülen ve görülmeyen zamane olaylarýndan kurtulduđun yalnýzlýkta, kendisiyle ţehvetleri ve ţeytanýn vesveselerini öldürdüđün açlýkta ve kendisiyle kalbini aydýn, içini sefalý ve ruhunu tezkiye ettiđin geceleri sabahlamakta.”[463]

7513. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Uyumlu eţ iki rahatlýktan biridir.”[464]

7514. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim kendini ţu dört ţeyden koruyabilirse asla rahatsýzlýk görmemeye layýktýr.” Kendisine, “Onlar nedir, Ey Müminlerin Emiri!” diye sorulunca ţöyle buyurdu: “Acelecilik, inatçýlýk, kendini beđenmiţlik ve gevţeklik.”[465]

7515. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kana­dýyla uçan (yeterli taraftarlarýyla kýyam eden) kurtulur ve teslim olan (yeterli taraftarý olmadýđýndan inzivaya çekilen) halký rahatlýđa kavuţturur.”[466]

7516. Ýmam Ali (a.s), Allah yolunun yolcusu hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Her çaldýđý kapý onu esenlik ve karar kýlacađý yere ulaţtýrmýţ, bedeninin sükunuyla iki ayađý em­niyet ve rahat içinde sabit kalmýţtýr. Böylece kalbini (aklýný) kullanmýţ ve rabbini razý etmiţtir..”[467]

7517. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kifayet edecek kadarýyla yetinen sürekli rahatlýđa erer, esenliđe kavuţur.”[468]

bak. Er-Rýza, 1521. Bölüm; er-Rýzk, 1481. Bölüm

 

1567. Bölüm

En Büyük Rahatlýk

 

7518. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim rahatlýđý severse dünyada zühd içinde yaţamayý seçmelidir.”[469]

7519. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyada zühd içinde yaţamak, en büyük rahatlýktýr.”[470]

7520. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühd iki rahatlýktan en yücesidir.”[471]

7521. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Esenlik yalnýzlýkta ve rahatlýk zühd içinde yaţamaktadýr.”[472]

7522. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühdün meyvesi rahatlýktýr.”[473]

bak. Ez-Zuhd, 1635. Bölüm

 

1568. Bölüm

Dünyada Rahatlýđý Taleb Etmek

 

7523. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) birlikte oturduđu kimselerden birine ţöyle buyurmuţtur: “Allah’tan kork ve dünyayý taleb etmekte itidalli ol. Yaratýlmayan bir ţeyi taleb etme…O ţahýs, “Ýnsan henüz yaratýlmayan bir ţeyi nasýl taleb edebilir?” diye sorunca ţöyle buyurdu: “Her kim dünyada zenginlik. Mal ve refah peţinde koţarsa, gerçekte onlarý rahatlýđý için istemektedir. Dünyada rahatlýk yaratýlmamýţtýr. Dünya ehli için de yaratýlmamýţtýr. Rahatlýk cennette, cennet ehli için yaratýlmýţtýr.”[474]

7524. Ýmam Sadýk (a.s), rahatlýđýn yolunu soran birine ţöyle buyurmuţtur: “Rahatlýđýn yolu nefsin isteklerine muhalefet etmektir.” Kendisine, “Kul ne zaman rahatlýk görür?” diye sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Cennete girdiđi ilk gün.”[475]

7525. Allah-u Teala Davud’a (a.s) ţöyle vahyetmiţtir: “Ey Davud! Ben beţ ţeyi, beţ ţeyde karar kýldým, ama insanlar onlarý baţka beţ ţeyde aramaktadýr ve bu yüzden de onlarý bulamamaktadýr: … Rahatlýđý cennette karar kýldým, ama onlar rahatlýđý dünyada arýyor ve bu yüzden de bulamýyorlar.”[476]

7526. Ýmam Sadýk (a.s), ashabýna ţöyle buyurmuţtur: “Ýmkansýz olan arzulara kapýlmayýn.” Kendisine, “Ýnsan imkansýz arzulara kapýlabilir mi?” diye sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Sizler dünyada rahatlýđa eriţmek istemiyor musunuz?” Onlar, “Evet, deyince de ţöyle buyurdu: “Dünyada mümin için rahatlýk imkansýzdýr.”[477]

 



200. Konu

 

er-Riyazet

Riyazet

 

F  el-Meheccet’ul-Beyza, 5/87-143; Kitab’ur-Riyazet’un-Nefs

 

 

 

 

 


bak.

F  81. konu, el-Cihad (2); 519. konu, en-Nefs; 527. konu, el-Heva

F  el-Murakýbe, 1546. bölüm




1569. Bölüm

Riyazet

 

7527. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim nefsine sürekli riyazet çektirirse fayda görür.”[478]

7528. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her iţte akýllý insan için bir riyazet vardýr.”[479]

7529. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’a, -iradesi müstesna- bir yeminle yemin olsun ki nefsimi, katýđý tuz olan bir ekmek parçasýyla yetinip sevinecek duruma gelinceye kadar terbiye ederim ve gözlerimden; suyu çekilmiţ, akýntýsý kurumuţ bir pýnar haline getirinceye kadar da gözyaţý dökerim. Otlayan, karnýný doyurunca yan gelip yatan bir hayvan veya yayýlýp doyunca ađýlýna dönen koyun sürüsü gibi, Ali de azýđýný yiyip uykuya mý dalar!? Bunca seneden sonra, ovada otlayan, merada yayýlan hayvanlara dönerse, gözleri aydýn olsun!”[480]

 

1570. Bölüm

Riyazet Sebebi

 

7530. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Nefsime takva ile riyazet çektiririm ki büyük korku günü korkudan güvende olayým ve sürçme yerlerinin kenarýnda sabit kalayým.”[481]

7531. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţeriat nefsin riyazetidir.”[482]

7532. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hikmet öđrenmek ve adetlere galebe çalmak riyazet dođurur.”[483]

7533. Ýmam Ali (a.s), Ehl-i Beyt Ţialarý hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Eđer nefsi sevmediđi hususlarda isyan ederse, o da nefsin istediđi ţeyleri kendisine bađýţlamaz.”[484]

7534. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah-u Teala ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ahmet! Güzel elbiseyi, tatlý yiyeceđi ve yumuţak sergiyi süs edinme. Zira nefis her kötülüđün sýđýnađý ve her fenalýđýn arkadaţýdýr. Sen onu Allah’a itaate çekersin, o ise seni Allah’a isyana sürükler.”[485]

7535. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Nefse hizmet etmek, onu lezzetlerden ve azýklardan korumak, ilim ve hikmetler vesilesiyle nefsini ram etmek, ibadet ve itaatler vesilesiyle çaba göstermektir. Nefsin kurtuluţu iţte bundadýr.[486]

7536. Ýmam Ali (a.s), Malik-i Eţter’e yazdýđý bir mektubunda ţöyle buyurmuţtur: “Halk zulmettiđini  zannederse; mazereti açýkça söyleyerek kendini bu zandan kurtar. Bu iţ nefsin için bir riyazet ve halka karţý bir yumuţaklýktýr.”[487]

7537. Ýmam Sadýk (a.s), Unvan Basri’ye yaptýđý tavsiyesinde ţöyle buyurmuţtur: “Nefsin riyazetine sebep olan ţey ţunlardýr: “Ýţtahýnýn olmadýđý ţeyi yemekten sakýn, çünkü bu insaný ahmaklaţtýrýr. Acýkmadýkça yemek yeme, helal yiyecekten ye ve yerken Allah’ýn adýný zikret ve Allah Resulünün (s.a.a) ţu hadisini hatýrla: “Ýnsanođlu karýndan daha kötü bir kap doldurmamýţtýr.”[488]

bak. 2875. Bölümün bütün sözlerine bakýnýz.

 

1571. Bölüm

Riyazetin Meyveleri

 

7538. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Hýzýr Musa’ya (a.s) ţöyle tavsiyede bulunmuţtur: “Nefsine sabýrla riyazet çektir ki günahtan kurtulasýn.”[489]

7539. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Gözlerinizi uyanýk tutun, karýnlarýnýzý zayýflatýn ve bedenlerinizden alýn ve canlarýnýza bađýţlayýn. (yani bedeninizi zayýflatýn ki ruhunuz güçlensin.[490]

7540. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Riyazet/terbiye sadece uyanýk nefislere fayda verir.[491]

7541. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Karýnlarýnýza açlýk çektirin, ciđerlerinizi susuz býrakýn, bedenlerinizi çýplak koyun, kalplerinizi temizleyin ki yücelerin en yücesine eriţesiniz.”[492]

bak. 249. konu, es-Seher


 

Za Harfi

 

 

Konular:

ü ez-Ziraat (Ziraat-Çiftçilik)

ü ez-Zekat (Zekat)

ü et-Tezkiye (Tezkiye)

ü ez-Zeman (Zaman)

ü ez-Zina (Zina)

ü ez-Zuhd (Zühd)

ü ez-Zevac (Evlilik)

ü ez-Ziyaret (Ziyaret Etmek)

ü Ziyaret’ul-Kubur (Mezar Ziyareti)

ü ez-Ziynet (Ziynet-Süs)




201. Konu

 

ez-Ziraat

Ziraat-Ekin

 

F Vesail’uţ-Ţia, 12/24, 10. bölüm; istihbab’ul-garas ve’z-zýra’

F Vesail’uţ-Ţia, 13/191-218, kitab’ul-muzare’ ve’l-Musakat

F Kenz’ul-Ummal, 15/530-540, kitab’ul-muzare’

F Kenz’ul-Ummal, 3/890-905, ihya’ul-mevt

 

 

 


bak.

F 11. konu, el-Arz; 258. konu, eţ-Ţecer; el-Ýcare, 13. bölüm

 


 


1572. Bölüm

Çiftçilik ve Ađaç Dikmenin Müstahap Oluţu

 

Kur’an:

“Söyleyin, ektiklerinizi yerden bitirenler sizler misiniz, yok biz mi bitiriyoruz? Dilersek biz onu kuru çöp yaparýz, ţaţar kalýrsýnýz da ţöyle dersiniz: “Dođrusu borç altýna girdik, hatta yoksun kaldýk.”[493]

7542. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mümin öldükten sonra da altý ţeyden faydalanýr: Kendisi için mađfiret dileyen salih evlat, okuduđu Kur’an, kazdýđý kuyu, diktiđi ađaç, akýtýp vakfettiđi su ve geride býrakýp kendisinden sonra amel edilen güzel bir sünnet.”[494]

7543. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Resulüne (s.a.a), “Hangi mal daha hayýrlýdýr” diye sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Sahibinin ektiđi, bakýmýný yaptýđý ve hasat günü de hak ve hukukunu ödediđi ekin.”[495]

7544. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Resulüne (s.a.a), “Ýnekten sonra hangi mal daha hayýrlýdýr?” diye sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Kökleri toprađýn içinde olan ve kuraklýk yýllarýnda da meyve veren (hurma ađaçlarý).”[496]

7545. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Babam ţöyle buyuruyordu: “Ýţlerin en iyisi çiftçiliktir. Bir ţeyi ekince ondan iyi ve kötü herkes yer. Ýyi insan yiyince senin için Allah’tan bađýţlanma diler, kötü insan yiyince, yediđi ţey kendisine lanet eder. Otlayan ve uçan hayvanlar da ondan istifade ederler.”[497]

 

1573. Bölüm

Çiftçiler

 

7546. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Çiftçiler insanlarýn hazineleridir: Aziz ve celil olan Allah’ýn yarattýđý temiz bir tohumu ekerler. Onlarýn kýyamet günü makamý herkesten daha iyi ve yakýnlýklarý herkesten daha fazladýr ve “mübarek” olarak çađrýlýrlar.”[498]

7547. Ýmam Sadýk (a.s), Allah-u Teala’nýn, “Müminler Allah’a tevekkül etmelidirler” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Maksat çiftçilerdir.”[499]

bak. el-Ucb, 2516. Bölüm

7548. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Müminlerin Emiri ţöyle buyurmuţtur: “Her kim su ve toprađa rađmen muhtaç olursa Allah onu rahmetinden uzaklaţtýrýr.”[500]

7549. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim ađaç eker ve o ađaç yemiţ verirse Allah o ađacýn verdiđi yemiţ sayýsýnca kendisine mükafat verir.”[501]

7550. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Bir Müslüman bir ađaç veya ekin eker de insan, kuţ veya diđer hayvanlar ondan yerse kendisi için sadaka sayýlýr.”[502]

 

1574. Bölüm

Peygamberler ve Çiftçilik

 

7551. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Peygamberlerinin rýzkýný çiftçilikte ve hayvancýlýkta karar kýlmýţtýr ki semavi yađýţlarý kötü bilmesinler.”[503]

7552. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Aziz ve celil olan Allah çiftçiliđi Peygamberlerine seçti ki semavi yađýţý kötü bilmesinler.”[504]

7553. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýţler arasýnda hiç bir iţ Allah nezdinde çiftçilikten daha sevimli deđildir. Bir terzi olan Ýdris (a.s) dýţýnda Allah’ýn gönderdiđi bütün Peygamberler, çiftçi idi.”[505]

7554. Ýmam Sadýk (a.s), kendisine, “çiftçiler” hakkýnda soru soran Yezid b. Harun Vasiti’ye ţöyle buyurmuţtur: “Onlar, Allah’ýn hazinelerini yeryüzüne ekenlerdir. Ýţler arasýnda hiç bir iţ Allah nezdinde çiftçilikten daha sevimli deđildir. Ýdris dýţýnda Allah’ýn gönderdiđi bütün Peygamberler çiftçi idi.”[506]

bak. en-Nubuvvet, 3777. Bölüm

 



202. Konu

 

ez-Zekat

Zekat

 

F Bihar, 96/1-110, ez-Zekat

F Vesail’uţ-Ţia, 6/2-255, ez-Zekat

F Kenz’ul-Ummal, 6/292-336, ez-Zekat

 

 

 


bak.

F 292. konu, es-Sadaka; 521. konu, el-Ýnfak



1575. Bölüm

Zekat

 

Kur’an:

“Mallarýnýn bir kýsmýný, kendilerini temizleyip arýtacak sadaka (zekat) olarak al, onlara dua et; senin duan onlar için bir güvendir. Allah iţiten ve bilendir.” [507]

7555. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Zekat, Ýslam’ýn köprüsüdür. Zekatý veren insan köprüden geçer. Her kim de zekatý vermezse köprüden geçmesine engel olunur. Zekat Allah’ýn gazabýný söndürür.”[508]

7556. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zikri aziz olan Allah bu ümmette zekattan baţka bir ţeyi daha ţiddetli farz kýlmamýţtýr. Ümmetin geneli sadece bu hususta helak olur.”[509]

 

1576. Bölüm

Namaz ve Zekatýn Yakýnlýđý

 

Kur’an:

“Namazý kýlýn, zekatý verin, önceden kendiniz için yaptýđýnýz her iyiliđi Allah’ýn katýnda bulacaksýnýz. Ţüphesiz Allah yapmakta olduklarýnýzý noksansýz görür.” [510]

7557. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Aziz ve celil olan Allah, üç ţeyi baţka bir ţeyle iliţkisi olan üç ţeyle birlikte emretmiţtir: Namaz ve zekatý (birlikte) emretmiţtir. Her kim namaz kýlar ve zekat vermezse namazý kabul olmaz.”[511]

7558. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim zekat vermezse namazý faydasýzdýr. Haramdan kaçýnmasý olmayan kimsenin de zekatý makbul olmaz.”[512]

7559. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Mallarýndan sadaka olarak al” ayeti Ramazan ayýnda nazil oldu. Allah Resulü (s.a.a) münadisine insanlarýn içinde, “Ţüphesiz Allah Tebarek ve Teala sizlere namazý farz kýldýđý gibi zekatý da farz kýlmýţtýr” diye seslenmesini emretti... Peygamber, gelecek yýl Ramazan ayýna kadar onlarýn malýna karýţmadý. Ertesi yýl Ramazan ayýnda Müslümanlar oruç tutar ve Fýtýr bayramý eriţince Allah Resulü (s.a.a) münadisine, “Ey Müslümanlar! Mallarýnýzýn zekatýný verin ki namazlarýnýz kabul olsun” diye nida etmesini emretti.”[513]

 

1577. Bölüm

Zekatýn Hikmeti

 

7560. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zekat fakirlerin yiyeceđini temin etmek ve zenginlerin malýný korumak için taktir edilmiţtir. Çünkü aziz ve celil olan Allah sýhhatli olanlarý hasta ve aciz insanlarýn iţini halletmekle mükellef kýlmýţtýr. Nitekim Allah Tebarek ve Teala ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz sizler mallarýnýz ve nefislerinizle imtihan edilirsiz.” Mallarla imtihan zekat ödemektir, canlarla imtihan ise nefisleri sabra zorlamaktýr.

Ayrýca zekat ödemekle aziz ve celil olan Allah’ýn nimetlerine ţükredilmiţ olur, malýn artýţý ümit edilir, zayýf insanlar merhamete uđrar, fakirlere merhamet edilmiţ olur. Zenginler ise yardýmlaţmaya, fakirleri güçlendirmeye ve dini iţlerine yardýmcý olmaya teţvik edilir. Zekat zenginlere bir öđüt ve fakirler vasýtasýyla ahiret fakirlerini anlamaya bir ibrettir.”[514]

7561. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Aziz ve celil olan Allah zenginlerin mallarýnda fakirlerin ihtiyacýný temin edecek miktarda bir hak farz kýlmýţtýr. Eđer Allah kendilerine taktir ettiđi miktarýn, yetmeyeceđini bilseydi, onlara daha fazla hak farz kýlardý. O halde fakirlerin yoksulluđu bu farzýn (zekatýn) az oluţu sebebiyle deđil, zenginlerin haklarýný vermemesi sebebiyledir.”[515]

7562. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Allah, tüm insanlarý yarattý ve onlarýn küçüklerini, büyüklerini, zenginlerini ve fakirlerini bilmektedir. O bin insandan yirmi beţ kiţiyi fakir kýlmýţtýr. Dolayýsýyla onlarýn zekatýnýn, bunlarýn hayatýný temin etmeyeceđini bilseydi, onlarýn zekatýný arttýrýrdý. Zira Allah hepsinin yaratýcýsýdýr ve onlarý kendilerinden daha iyi bilmektedir.”[516]

7563. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Allah insanlarýn zenginlerine, mallarýnda fakirlere yetecek kadar zekatý farz kýlmýţtýr. Dolayýsýyla eđer bir fakir ölürse, rýzkýný temin yolunda can verirse ve çýplak kalýrsa, bu zenginlerin hakkýný ödemekten çekinmesindendir. Aziz ve celil olan Allah kýyamet günü zenginleri bundan dolayý sorguya çekecek ve onlarý elemli bir azapla cezalandýracaktýr.”[517]

7564. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zekat fakirlerin yiyeceđini temin etmek ve zenginlerin malýný artýrmak için taktir edilmiţtir.”[518]

7565. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zekat zenginleri imtihan etmek ve fakirlere yardýmcý olmak için taktir edilmiţtir. Eđer insanlar mallarýnýn zekatýný ödeseydi, hiç bir Müslüman muhtaç kalmazdý ve aziz ve celil olan Allah’ýn kendileri için farz kýldýđý ţey sebebiyle müstađni olurlardý. Ýnsanlar sadece zenginlerin günahlarý sebebiyle fakir olmuţ, muhtaç düţmüţ, aç ve çýplak kalmýţlardýr.”[519]

 

1578. Bölüm

Zekatýn Mal Artýţýndaki Rolü

 

7566. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ýn, malýný arttýrmasýný istiyorsan, zekatýný öde.”[520]

7567. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zekat vermek rýzký arttýrýr.”[521]

7568. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah zekatý rýzka sebep olsun diye farz kýlmýţtýr.”[522]

7569. Ýmam Hasan (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zekat asla malý azaltmaz.”[523]

7570. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Mufazzal! Dostlarýna de ki zekatý ehline versinler ve ben kaybettikleri ţeyi telafi etmeyi garantiliyorum.”[524]

7571. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Aziz ve celil olan Allah zekatý fakirlerin yiyeceđini temin etmek ve sizlerin varlýđýný çođaltmak için taktir etmiţtir.”[525]

7572. Ýmam Bakýr (a.s), Allah-u Teala’nýn, “Ama bađýţlayan, sakýnan ve güzeli tasdik eden kimse...” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Allah bir bađýţa karţýlýk on ila yüz bin arasýnda ve daha fazla mükafat vermektedir. “Onu kolaya hazýrlarýz.” Ýstediđi her hayrý Allah kendisi için temin eder.”[526]

bak. el-Ýnfak, 3942. Bölüm

 

1579. Bölüm

Malý Zekat Ýle Korumak

 

7573. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Karada ve denizde hiç bir ţey zekat zayi edilmedikçe zayi olmamýţtýr. O halde mallarýnýzý zekatla koruyun.”[527]

7574. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zekat asla malý eksiltmez. Zekatý ödenen her mal karada olsun veya denizde asla ortadan yok olmaz.”[528]

7575. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Resulünün (s.a.a) kitabýnda ţöyle buldum: “Ýnsanlar zekat vermekten sakýnýnca, yeryüzü ekin, meyve ve tüm madenlerden bereketini alýkoymuţtur.”[529]

7576. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zekat ödenmeyince hayvanlar ölüme düçar olur.”[530]

7577. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mallarýnýzý zekat vermekle koruyunuz.”[531]

 

1580. Bölüm

Zekat Vermeyen Kimse

 

7578. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zekat vermeyen kimse ölüm anýnda (hayata) geri dönmek ister. Aziz ve celil olan Allah’ýn ţu sözü de buna iţaret etmektedir: “Onlardan birine ölüm gelince: “Rabbim! Beni geri çevir, belki, yapmadan býraktýđýmý tamamlar, iyi iţ iţlerim” der.[532]

7579. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kaim kýyam edince zekat vermeyeni tutar ve boynunu vurur.”[533]

7580. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hýrsýz üç çeţittir: Zekat vermeyen, kadýnlarýn mehirini kendine helal sayan ve ödeme niyeti olmadýđý halde borçlanan kimse.”[534]

bak. Vesail’uţ Ţia, 6/10, 3. Bölüm

 

1581. Bölüm

Zekat Vermeyen Kimsenin Kafir Oluţu

 

Kur’an:

“Onlar zekât vermezler; ahireti küfredenler de yalnýz onlardýr.” [535]

7581. Resulullah (s.a.a), aziz ve celil olan Allah’ýn, “Vay o müţriklerin haline ki zekat vermezler” ayeti hakkýnda sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Allah müţrikleri kýnamaz, Allah’ýn ţöyle buyurduđunu duymadýn mý: “Vay o namaz kýlanlarýn haline ki, Onlar kýldýklarý namazdan gafildirler. Onlar gösteriţ yaparlar. Onlar zekat vermezler.” Bil ki ayette geçen “maun” zekattýr.” Daha sonra ţöyle buyurdu: “Muhammed’in caný elinde olana andolsun ki malý hususunda Allah’a hýyanet eden herkes, Allah’a ţirk koţmuţtur.”[536]

7582. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ali! Ümmetim arasýnda on kiţi büyük Allah’a karţý küfre düţer... Zekat vermeyen kimse.”[537]

7583. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim malýnýn zekatýndan az bir ţey dahi ödemezse ne mümindir ve ne de Müslüman. Onun hiç bir saygýnlýđý yoktur.”[538]

7584. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim malýndan bir miktar dahi zekat vermezse ister Yahudi, isterse de Hýristiyan olarak ölsün.”[539]

bak. Vesail’uţ Ţia, 6/17 4. Bölüm

 

1582. Bölüm

Zekat Vermeyenin Cezasý

 

7585. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zekat ödemeyen kimsenin malýný Allah kýyamet günü iki hörgücü bulunan ateţten bir engerek yýlaný ţekline dönüţtürür ve boynuna asar. Sonra o yýlana ţöyle denir: “O dünyada sana sarýldýđý gibi sen de etrafýný sar. Allah’ýn ţu sözü de buna iţarettir: “Çok yakýnda cimrilik ettikleri ţeyi boyunlarýna asarlar.[540]

7586. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Zekat vermeyen kimsenin bađýrsaklarý ateţe sürüklenir. Malý iki dilli veya iki gözünün üzeri benli ţiddetli zehirden tüyleri dökülmüţ engerek yýlaný ţekline dönüţür. O kimse kendisinden kaçar, engerek yýlaný ardýndan gider ve sonunda onu turp gibi parçalar ve ţöyle der: “Ben hakkýnda cimrilik ettiđin o malýným.”[541]

7587. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Aziz ve celil olan Allah kýyamet günü bir grubu elleri, parmak uçlarý kadar bir ţey alamayacaklarý bir ţekilde boyunlarýna asýlmýţ bir halde diriltir. Onlarla birlikte bulunan bir grup melek sürekli kendilerini sert bir ţekilde kýnarlar ve ţöyle derler: “Bunlar çok mallarýndan az bir bölümünü dahil esirgeyen kimselerdir. Bunlar aziz ve celil olan Allah’ýn kendilerine ihsan ettiđi ama, mallarýndan aziz ve celil olan Allah’ýn hakkýný vermeyen kimselerdir.”[542]

 

1583. Bölüm

Zekatý Gönüllü Ödemek

 

7588. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Namazla beraber zekat da Ýslam ehline Allah’a yaklaţma vesilesi kýlýndý. Kim, zekatý gönül rýzasýyla verirse zekat kendisi için bir kefaret olduđu gibi, ateţten koruyan bir engel de olur ve korur. Hiç kimsenin, verdiđi zekat için gözü arkada kalmasýn ve üzülme­sin. Gönül hoţnutluđu duymadan veren ve ondan daha iyisini ümit eden kimse, sünneti bilmeyen, zekatýn ecrini kaybeden, ameli boţa giden ve çok piţman olacak olan bir kimsedir.”[543]

 

1584. Bölüm

Belirli Bir Hak Zekattan Ayrýdýr

 

Kur’an:

“Mallarýnda isteyene ve yoksula belirli bir hak tanýyanlar...”[544]

7589. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Lakin aziz ve celil olan Allah zenginlerin mallarýnda zekat dýţýnda bir takým haklar da farz kýlmýţ ve ţöyle buyurmuţtur: “...Mallarýnda isteyene ve yoksula belirli bir hak tanýyanlar...” O halde belirli bir hak zekat dýţýnda bir haktýr ve herkesin malýndan vermekle görevli olduđu bir haktýr. Gücü ve mali imkaný miktarýnca bir miktarý kendine farz saymalý, kendi isteđi üzere her gün, her Cuma veya her ay ödemelidir.[545]

7590. Bir adam Ýmam Sadýk’ýn (a.s) yanýna gelerek ţöyle dedi: “Ey Eba Abdillah! Mali durumum düzelene kadar bana bir miktar borç ver.” Ýmam ţöyle buyurdu: “Yani ürününü toplayana kadar mý?” O adam, “Hayýr, Allah’a andolsun ki ürünüm yoktur” deyince Ýmam, “Ticaret malýn geri dönünceye kadar mý?” diye sordu. O adam, “Hayýr, Allah’a andolsun ki ticari malým yoktur” dedi. Ýmam, “Bir mülkün satýlýncaya kadar mý?” diye sordu. O, “Allah’a andolsun ki hayýr, mülküm yoktur.” dedi. Ýmam ţöyle buyurdu: “O halde sen Allah’ýn mallarýmýzda kendisi için bir hak tayin ettiđi kimselerdensin.” Ardýndan Ýmam bir dirhem kesesini getirmelerini emretti. Elini keseye sokarak bir miktar aldý ve ona vererek ţöyle buyurdu: “Allah’tan kork, harcamada ifrat ve tefrite kaçma ve orta yolu tut.”[546]

Vesail’uţ Ţia, 6/27, 7. Bölüm

Sual, 1721. Bölüm

 

1585. Bölüm

Zekatýn Müstehaklarý

 

Kur’an:

“Zekâtlar; Allah'tan bir farz olarak yoksullara, düţkünlere, onu toplayan memurlara, kalpleri Müslümanlýđa ýsýndýrýlacaklara verilir; kölelerin, borçlularýn, Allah yolunda olanlarýn ve yolda kalanlarýn uđrunda infak edilir. Allah bilendir, hakimdir.” [547]

7591. Ýmam Sadýk (a.s), Allah-u Teala’nýn, “Ţüphesiz sadakalar fakirler içindir” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Fakir, insanlardan bir ţey dilemeyen kimsedir. Miskin ise fakirden durumu daha kötü olan kimsedir. Bais ise hepsinden daha yoksul olan kimsedir.”[548]

7592. Ýmam Ali (a.s), insanlarýn geçimini sađlayan sebepleri açýklayarak ţöyle buyurmuţtur: “Sadakalar (zekat), devlet iţlerinde çalýţmayan, bir ţey üretmeyen, ticaret ve iţçilik için bir sermayesi olmayan ve iţçilik hususunda bir bilgisi ve gücü olmayan kimseler içindir. Bu yüzden Allah bunlarýn geçimini sađlamak için zenginlerin mallarýnda bir hakký farz kýlmýţtýr. Münezzeh olan Allah bu sadakalarýn kimlere verileceđini saymýţ ve ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz sadakalar...[549]

bak. Vesail’uţ Ţia, 6/143, 1. Bölüm; es-Sadaka, 2240. Bölüm

 

1586. Bölüm

Zahiri ve Batýni Zekat

 

7593. Ýmam Sadýk (a.s), “Malýn farz olan zekatý ne kadardýr” diyen birine ţöyle buyurmuţtur: “Maksadýn zahiri zekat mýdýr yoksa batýni mi?” O, “Her ikisi de” deyince ţöyle buyurdu: “Zahiri zekatta her bin dirhemde yirmi beţ dirhem farzdýr. Batýni zekatta ise kardeţin bir ţeye senden daha fazla muhtaç olursa onu kendine tercih etmendir.”[550]

 

1587. Bölüm

Her Ţeyin Zekatý Vardýr

 

7594. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kudretin zekatý insaflý olmaktýr.”[551]

7595. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Güzelliđin zekatý iffettir.”[552]

7596. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zaferin zekatý iyilik etmektir.”[553]

7597. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Affetmek zaferin zekatýdýr.”[554]

7598. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Güçlülüđün zekatý komţulara iyilik etmek ve sýla-i rahimde bulunmaktýr.”[555]

7599. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sýhhatin zekatý Allah’a itaatte çaba göstermektir.”[556]

7600. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cesaretin zekatý Allah yolunda cihad etmektir.”[557]

7601. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Nimetlerin zekatý hayýrlý iţ yapmaktýr.”[558]

7602. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýlmin zekatý, onu ilme layýk olan kimselere bađýţlamak ve o ilimle amel etmede nefsiyle cihad etmektir.”[559]

7603. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz her ţeyin bir zekatý vardýr, ilmin zekatý ise onu ehline öđretmektir.”[560]

7604. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her ţeyin bir zekatý vardýr, aklýn zekatý ise cahillere tahammül etmektir.”[561]

7605. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Allah sizlere sahip olduđunuz ţeylerin zekatýný farz kýldýđý gibi makamýnýzýn zekatýný da farz kýlmýţtýr.”[562]

7606. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýyilik etmek nimetlerin zekatýdýr. Aracýlýk etmek, makamýn zekatýdýr. Hastalýklar bedenlerin zekatýdýr. Bađýţlamak zaferin zekatýdýr. Zekatýný ödediđin her ţey yok olmaktan güvendedir.”[563]

7607. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bedeninin her parçasýna, hatta her bir saç teline ve hatta her bir bakýţa bile aziz ve celil olan Allah’ýn farz kýldýđý bir zekat vardýr. Gözün zekatý ibretle bakmak, ţehvetlere ve benzeri ţeylere gözünü kapamaktýr. Kulaklarýn zekatý ise ilim, hikmet ve Kur’an’ý dinlemektir.”[564]

 

1588. Bölüm

Bedenin Zekatý

 

7608. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Oruç tutunuz, ţüphesiz oruç bedenin zekatýdýr.”[565]

7609. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Peygamber (s.a.a) bir gün ashabýna ţöyle buyurdu: “Zekatý ödenmeyen her mal lanetlidir, zekatý her kýrk günde bir ödenmeyen her beden lanetlidir.” Kendisine, “Ey Allah’ýn Resulü! Malýn zekatýný biliyoruz, ama bedenin zekatý nedir?” diye sorulduđunda ţöyle buyurmuţtur: “Hiç bir belaya düçar olmamasýdýr.”

Ýmam ţöyle buyurdu: “Ashap bu sözü duyunca rengi soldu. Peygamber yüzlerinin rengini deđiţtiđini görünce ţöyle buyurdu: Acaba benim maksadýmýn ne olduđunu biliyor musunuz?” Onlar, “Hayýr, ey Allah’ýn Resulü!” deyince, Peygamber ţöyle buyurdu: Evet, insanýn bir yeri çizilir, yere düţer, ayađý sürçer, hasta olur, ayađýna bir diken batar ve benzeri ţeyler. Sonunda ţöyle buyurdu: “Gözleri elinde olmaksýzýn atýp durur.”[566]

7610. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hastalýklar bedenlerin zekatýdýr.”[567]

7611. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bedenin zekatý cihad ve oruçtur.”[568]

bak. es-Savm, 2354. Bölüm

 

1589. Bölüm

Fitre Zekatý

 

7612. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Namazýn kemalinin ţartý, Peygamber’e (s.a.a) selam göndermek olduđu gibi, orucun kemalinin ţartlarýndan biri de fitre zekatýný vermektir. Zira eđer oruç tutar ve fitre zekatýný bilerek vermezse oruçtan nasipsiz kalýr.”[569]

7613. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim fitre zekatýný verirse, Allah o zekat sebebiyle malýndan eksilen miktarýný telafi eder.”[570]

bak. Vesail’uţ Ţia, 6/220; et-Tezkiye, 1590. Bölüm 7617. Bölüm

 



203. Konu

 

et-Tezkiye

Tezkiye

 

 

 

 

 

 


bak.


F 202. Konu, ez-Zekat

F en-Nefs, 3919, 3921, 3923. Bölümler; el-Medh, 3652. bölüm

 


 


 


1590. Bölüm

Tezkiye

 

Kur’an:

“Nitekim biz size aranýzdan ayetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arýtacak, size kitabý ve hikmeti öđretecek ve bilemediklerinizi bildirecek bir Peygamber gönderdik.”[571]

“Ümmiler arasýndan, kendilerine ayetlerini okuyan, onlarý arýtan, onlara Kitab’ý ve hikmeti öđreten bir peygamber gönderen O’dur. Onlar, daha önce, ţüphesiz apaçýk bir sapýklýk içinde idiler.” [572]

“Nefsini tezkiye eden ţüphesiz kurtuluţa ermiţtir.”[573]

“Ona de ki: Arýnmađa niyetin var mý?” [574]

“Günahkar kimse diđerinin günahýný çekmez. Günah yükü ađýr olan kimse, onun taţýnmasýný istese, yakýný olsa bile, yükünden bir ţey taţýmaz. Sen ancak, görmediđi halde Rablerinden korkanlarý, namazý kýlanlarý uyarýrsýn. Kim arýnýrsa, ancak kendisi için arýnmýţ olur. Dönüţ ancak Allah'adýr.”[575]

“Ţüphesiz arýnmýţ olan, saadete eriţecektir.”[576]

7614. Allah Resulü (s.a.a), “Nefsini tezkiye eden ţüphesiz kurtuluţa ermiţtir” ayetini okuyunca duruyor ve sonra ţöyle buyuruyordu: “Allah’ým! Nefsime takva ver, sen benim velim ve mevlamsýn. Nefsimi tezkiye et, ţüphesiz sen nefsi tezkiye edenlerin en hayýrlýsýsýn.”[577]

7615. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Nefis tezkiyesiyle sefa hasýl olur.”[578]

7616. Resulullah (s.a.a), Allah-u Teala’nýn, “Ţüphesiz tezkiye eden kurtuluţa ermiţtir” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Maksat Allah’tan baţka ilah olmadýđýna ţehadette bulunan, Allah’a ţirk koţmayan ve benim Allah’ýn elçisi olduđuma tanýklýk eden kimsedir.”[579]

7617. Ebu Said Hudri ţöyle diyor: “Allah Resulü (s.a.a) Fýtýr bayramý günü, “Ţüphesiz kurtuluţa ermiţtir kendini tezkiye eden ve rabbinin ismini zikredip sonra namaz kýlan kimse” ayetini okudu ve sonra namaz kýlýnan yere gitmeden önce fitre zekatýný bölüţtürdü.”[580]

 

1591. Bölüm

Tezkiyeye Engel Olan Ţeyler

 

Kur’an:

“Allah'ýn ahdini ve yeminlerini az bir deđere deđiţenlerin, iţte onlarýn, ahirette bir paylarý yoktur. Allah onlarla kýyamet günü konuţmayacak, onlara bakmayacak, onlarý temizlemeyecektir. Elem verici azab onlar içindir.”[581]

el-Bakara, 174

7618. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah kýyamet günü üç kimseyle konuţmaz, onlara bakmaz, onlarý tezkiye etmez, onlar için elim bir azap vardýr: Zina eden yaţlý kimse, zalim hükümdar ve kibirli fakir.”[582]

7619. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah üç kimseyle kýyamet günü konuţmaz, onlara bakmaz, onlarý temizlemez ve onlara acý bir azap vardýr: Beyaz saçlarýný koparan, kendi kendisini tatmin (istimna-mastürbasyon) eden ve livata eden (homoseksüellik) kimse ile.”[583]

7620. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Üç kimseyle Allah kýyamet günü konuţmaz, onlarý temizlemez ve onlar için acý bir azap vardýr: Bir imama biat eden, biati sadece dünya için olan, kendisine dünyadan bir ţey verince biatine vefalý kalan, vermediđi takdirde ise vefalý kalmayan kimseye, ikindi vakti bir mal satan ve falan miktara aldýđýna dair yemin eden kimseye; bunun üzerine alýcý da kabul edip malý alýr, oysa satýcýsý yalan söylemiţtir ve bir çölde (kuyuda) suyu olduđu halde yolcularýn ve oradan geçenlerin suyun fazlasýndan istifade etmesine izin vermeyen kimseye.”[584]

7621. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Üç kimseyle Allah kýyamet günü konuţmaz, onlarý temizlemez ve onlar için acý bir azap vardýr: Zina eden yaţlý, gayreti (kýskançlýđý) olmayan adam ve kocasýna ihanet eden kadýna.”[585]

7622. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Üç kimseyle Allah kýyamet günü konuţmaz, onlara bakmaz ve onlar için acý bir azap vardýr: Ýlmini dünyanýn döküntülerini elde etmekte kullanan alime, ţüpheler sebebiyle haramlarý helal kýlan kimseye ve komţunun karýsýyla zina eden kimseye.”[586]

7623. Resulullah (s.a.a)  ţöyle buyurmuţtur: “Üç kimseye Allah kýyamet günü bakmaz, onlarý temizlemez ve onlar için acý bir azap vardýr: Tekebbür yüzünden eteđini yerde sürükleyen kimseye, malýný yalan yere öven kimseye ve yüzüne dostluk izharýnda bulunduđu halde arkanda kalbi hileyle dolu olan kimseye.[587]


204. Konu

 

ez-Zaman

Zaman

 

F el-Bihar, 58/353-383, 59/1-143, ebvab’ul-ezmine

F Kenz’ul-Ummal, 12/310-323, fezail’ul-Ezmine

F el-Bihar, 58/353, 13. bölüm, es-Senin ve’ţ-ţuhur

 

 

 

 

 


bak.


F 10. konu, et-Tarih

 

 

 


 

 



1592. Bölüm

Zamaný Tanýmak

 

7624. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zamanýný tanýyan kimse ţüphelerin saldýrýsýna uđramaz.”[588]

7625. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanýn marifet sahibi olmasý için zamanýný tanýmasý yeter.”[589]

7626. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlardan zamaný en iyi tanýyan olaylarda ţaţýrmayan kimsedir.”[590]

 

1593. Bölüm

Zamana Güvenen Kimse

 

7627. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim zamana güvenirse yere serilir.”[591]

7628. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim zamana güvenirse zaman ona hýyanet eder. Her kim zamaný büyük görürse zaman onu hor kýlar.”[592]

7629. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim zamana güvenirse zaman ona hýyanet eder. Her kim zamaný büyük görürse zaman onu hor kýlar. Her kim zamana gazap ederse, zaman da onu gazaplandýrýr. Her kim zamana sýđýnýrsa, zaman onu teslim eder. Her ok atan hedefine vuramaz ve devlet deđiţince zaman da deđiţir.”[593]

7630. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zaman sahibine hýyanet eder ve kendisini kýnayandan hoţnutluk dilemez.”[594]

7631. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim zamanla meţgul olursa zaman da onu meţgul eder.”[595]

 

1594. Bölüm

Zamanla Savaţan Kimse

 

7632. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim zamaný ayýplarsa kýnamasý uzar.”[596]

7633. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim zamanla inatlaţýrsa zaman onu zillete düţürür. Her kim zamana teslim olursa güvende olmaz.”[597]

7634. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim zamanla çatýţýrsa helak olur. Her kim zamaný kýnarsa öfkelenir.”[598]

 

1595. Bölüm

Zamanýn Ayýbý

 

7635. Reyyan b. Salt ţöyle diyor: “Ýmam Rýza (a.s) ţu ţiiri Abdulmuttalib’den naklen bizlere okudu:

Bütün insanlar zamaný kýnar

Oysa zamanýn bizden baţka ayýbý yoktur

Biz kendi zamanýmýzý kýnýyoruz, oysa ayýp bizdedir

Eđer zamanýn dili olsaydý

bizi kýnardý

Kurt kurdun etini yemez

Oysa biz açýkça birbirimizi yiyoruz

Hilekarca ilginç postlara bürünüyoruz

Yanýmýza gelen garibe eyvahlar olsun!”[599]


 

 



205. Konu

 

ez-Zina

Zina

 

F Bihar, 79/17, 69. bölüm, ez-Zina

F Vesail’uţ-Ţia, 18/346, Ebvab-u hadd’iz-Zina

 

 

 

 


bak.

F 99. konu, el-Hudud

F el-Ýman, 264, 265. bölümler; er-Riba, 1433. bölüm; eţ-Ţehadet, 2102. bölüm



1596. Bölüm

Zinadan Sakýnmak

 

Kur’an:

“Sakýn zinaya yaklaţmayýn; dođrusu bu çirkindir, kötü bir yoldur.”[600]

bak. Nur suresi, 33. ayet; Furkan suresi, 68. ayet

7636. Ýmam Bakýr (a.s), Allah-u Teala’nýn, “Sakýn zinaya yaklaţmayýn; dođrusu bu çirkindir” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Yani masiyet ve nefret dolu bir ţeydir. Zira Allah zinaya düţmanlýk etmekte ve ondan nefret etmektedir. Allah, “Dođrusu bu kötü bir yoldur” buyuruyor. Zinakar insanýn azabý bütün günahkarlardan daha ţiddetlidir ve zina en büyük günahlardan biridir.[601]

7637. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ademođlunun hiç bir günahý Allah Tebarek ve Teala nezdinde bir Peygamber veya Ýmam’ý öldüren, aziz ve celil olan Allah’ýn kullarýna kýble kýldýđý Kabe’yi yýkan veya haram olarak bir kadýnla iliţkiye giren kimsenin günahýndan daha büyük deđildir.”[602]

7638. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kýyamet günü azap açýsýndan insanlarýn en ţiddetlisi nütfesini kendisine haram olan bir rahime döken kimsedir.”[603]

7639. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Gayretli insan asla zina etmez.”[604]

 

1597. Bölüm

En Büyük Zina

 

7640. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Yabancý erkeđin gözünü dolduran evli kadýn, aziz ve celil olan Allah’ýn ţiddetli gazabýna uđrar. Zira böyle olduđu takdirde, Allah bütün amellerini batýl eder. Eđer kocasýna hýyanet ederse Allah’a onu kabirde azap ettikten sonra cehennem ateţinde yakmasý bir haktýr.”[605]

7641. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Miraca götürüldüđüm gece göđüslerinden asýlan kadýnlar gördüm. “Ey Cebrail! Bunlar kimlerdir?” diye sorunca ţöyle buyurdu: “Bunlar, kocalarýndan baţkalarýnýn çocuklarýný, kocalarýnýn malýna varis kýlanlardýr.”[606]

7642. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Üç grupla Allah-u Teala konuţmaz, onlarý temizlemez ve onlar için acý bir azap vardýr: O üç gruptan biri kocasýna hýyanet eden kadýndýr.”[607]

7643. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sizlere en büyük zinayý haber vereyim mi?... Kocasýna hýyanet eden, yabancýdan çocuk dođuran ve onu kocasýna isnad eden kadýn. Allah kýyamet günü böyle bir kadýnla konuţmaz, ona bakmaz, onu temizlemez ve ona acý bir azap vardýr.”[608]

7644. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim evli bir kadýnla zina ederse beţ yüz yýllýk yol uzunluđunda irin dolu bir nehir avret yerlerinden dökülür. Cehennem onlarýn kokusundan eziyet görür ve azaplarý bütün cehennem ehlinin azabýndan daha ţiddetlidir.”[609]

 

1598. Bölüm

Zinanýn Haram Oluţunun Hikmeti

 

7645. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zina, canlara kýymak, soylarýn yokoluţu, çocuk terbiyesinin terk edilmesi, miras meselesinin bozulmasý ve benzeri kötü ţeyler sebebiyle haram kýlýnmýţtýr.”[610]

7646. Ýmam Sadýk (a.s), kendisine, “Zina neden haram kýlýnmýţtýr?” diyen zýndýk birine ţöyle buyurmuţtur: “Çünkü fesada sebep olmakta, mirasý yok etmekte ve nesli kesmektedir. Zinada kadýn kimden hamile olduđunu bilmez, çocuk babasýnýn kim olduđunu bilmez, sýla-i rahim yapýlmaz ve akrabalýklar belli olmaz.”[611]

7647. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah zinayý terk etmeyi nesli korumak için ve livatayý terk etmeyi ise neslin çođalmasý için farz kýlmýţtýr.”[612]

bak. 1602. Bölüm

 

1599. Bölüm

Zinanýn Sonuçlarý

 

7648. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ali! Zinanýn altý sonucu vardýr. Üç sonucu dünyada, diđer üç sonucu ise ahirettedir: Dünyadaki sonuçlarý ţudur ki yüz suyunu döker, ölümü hýzlandýrýr ve rýzký keser. Uhrevi sonuçlarý ise çok ţiddetli ve sýký bir hesap, rahman olan Allah’ýn gazabý ve ebedi ateţte kalýţtýr.”[613]

7649. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Rýzký engelleyen günahlardan biri de zinadýr.”[614]

7650. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zina fakirlik dođurur.”[615]

7651. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Dört ţey vardýr ki eđer onlardan biri bir eve girecek olursa viran olur ve bereket üzere bayýndýr olmaz: Hýyanet, hýrsýzlýk, ţarap içmek ve zina.”[616]

 

1600. Bölüm

Zinanýn Yaygýnlaţmasý

 

7652. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Resulünün (s.a.a) kitabýnda ţöyle gördüm: Benden sonra zina aţikar olunca ani ölümler çođalýr.”[617]

7653. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ali’nin (a.s) kitabýnda ţöyle buyurduđunu gördüm: Allah Resulü (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: Zina çođalýnca ani ölümler de çođalýr.”[618]

7654. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zina yaygýnlaţýnca yeryüzünde zelzeleler meydana gelir.”[619]

 

1601. Bölüm

Bedenin Her Organýnýn Zinadan Nasibi Vardýr

 

7655. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanýn organlarýndan her birine zinadan bir nasip yazýlmýţtýr ki mutlaka kendisine ulaţýr. Örneđin, gözün zinasý bakmaktýr, ayađýn zinasý yol yürümek ve kulađýn zinasý iţitmektir.”[620]

7656. Mesih (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Güzel kokular süren ve kokusu baţkalarýna gitsin diye evinden çýkan kadýn zinakardýr, ona bakan her göz de zinakardýr.”[621]

7657. Mesih (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sana ait olmayan bir ţeye bakýp kalma, çünkü gözünü koruduđun müddetçe asla zinaya düçar olmazsýn. Eđer namahrem kadýnýn elbisesine bile bakmamaya güç yetirebilirsen öyle yap.”[622]

bak. et-Tayyib, 2435. Bölüm

 

1602. Bölüm

Zinanýn Haddi

 

Kur’an:

“Zina eden kadýn ve erkeđin her birine yüzer deđnek vurun. Allah'a ve ahiret gününe inanýyorsanýz, Allah'ýn dini konusunda o ikisine acýmayýn. Onlarýn ceza görmesine, iman edenlerden bir topluluk da ţahit olsun.”[623]

bak. Nisa 15, 16

7658. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zinakarýn haddini vurmak zina iftirasý atanýn haddini uygulamaktan daha ţiddetli olmalýdýr. Ţarap içen kimsenin haddinin darbesi, ţarap içme iftirasýnda bulunanýn haddinin darbesinden daha ţiddetli olmalýdýr.”[624]

7659. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zinakara en ţiddetli ţekilde kýrbaç vurmak ve iftira atana ise normal darbelerle had uygulamak gerekir.”[625]

7660. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zinakar insanýn bedenine ţiddetle kýrbaç vurulmasý gerektiđinin sebebi bedenin zinaya temasta bulunmasý ve bütün vücuduyla ondan lezzet almasýdýr. Bu yüzden kýrbaç bedenin cezasý ve baţkalarýna ibret dersi olmasý için taktir edilmiţtir ve zina suçlarýn en büyüđüdür.”[626]

bak. el-Bihar, 79/30, 70. Bölüm

 

1603. Bölüm

Zorla Zinanýn Cezasý

 

7661. Ýmam Bakýr (a.s), kendisine, “Zorla bir kadýna tecavüz eden kimsenin cezasý nedir?” diye sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Eţi olsun veya olmasýn öldürülmelidir.”[627]

7662. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Birisi zorla bir kadýna tecavüz ederse cezasý bir kýlýç darbesidir. O kýlýç darbesiyle ölsün veya ölmesin fark etmez.”[628]

bak. Vesail’uţ Ţia, 18/381, 17. Bölüm

 

1604. Bölüm

Zinazade

 

Kur’an:

“Günahkar kimse diđerinin günahýný çekmez. Günah yükü ađýr olan kimse, onun taţýnmasýný istese, yakýný olsa bile, yükünden bir ţey taţýnmaz. Sen ancak, görmediđi halde Rablerinden korkanlarý, namazý kýlanlarý uyarýrsýn. Kim arýnýrsa, ancak kendisi için arýnmýţ olur; Dönüţ ancak Allah'adýr.”[629]

“Eđer küfrederseniz bilin ki Allah sizden müstađnidir. Kullarýnýn küfründen hoţnut olmaz. Eđer ţükrederseniz sizden hoţnut olur. Hiç bir günahkar diđerinin günahýný yüklenmez. Sonunda dönüţünüz Rabbinizedir; yaptýklarýnýzý o zaman size haber verir; çünkü O, kalplerde olaný bilir.” [630]

“Kim dođru yola gelirse ancak kendi lehine yola gelmiţ ve kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapmýţtýr. Kimse kimsenin günahýný çekmez. Biz bir elçi göndermedikçe kimseye azâb etmeyiz.” [631]

“De ki: “Allah, her ţeyin Rabbi iken O’ndan baţka bir rab mi arayayým? Herkesin kazandýđý kendisinedir, kimse baţkasýnýn yükünü taţýmaz; sonunda dönüţünüz Rabbinizedir, ayrýlýđa düţtüđünüz ţeyleri size bildirecektir.” [632]

“Yoksa Musa'nýn ve vefa gösteren Ýbrahim'in kitaplarýnda olanlar kendisine bildirilmedi mi ki? Hiç bir günahkar baţkasýnýn günah yükünü yüklenmez.”[633]

7663. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Zinazade insan anne ve babasýnýn günahý karţýsýnda hiç bir sorumluluk taţýmaz.”[634]

 

1605. Bölüm

Zinazadenin Niţaneleri

 

7664. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zinazadenin bir takým niţaneleri vardýr. Evvela biz Ehl-i Beyt’e düţmanlýk eder, ikinci olarak kendisi sebebiyle yaratýldýđý iţ ile (yani zinayla) ilgisi olur, üçüncü olarak dinine önem vermez, dördüncü olarak insanlarý kötü bir ţekilde anar. Haram yolla veya aybaţý (adet) nütfesiyle dünyaya gelen kimse dýţýnda hiç kimse kardeţlerini kötü anmaz.”[635]

7665. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zinazade insanýn üç alameti vardýr: Baţkalarýnýn ardýndan kötü konuţur, zinaya ilgi duyar ve Ehl-i Beyt’e düţman kesilir.”[636]

7666. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zinayý seven ve kendisini helal zade sanan kimse yalan söylemektedir.”[637]

7667. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim harama ve zina ţehvetine düţkün olursa, ţeytanýn ortađýdýr.”[638]

 

1606. Bölüm

Gayretsiz Erkek

 

7668. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah üç kiţinin namazýný kabul etmez: Onlardan biri, karýsýyla zina edilen gayretsiz insanýn namazýdýr.”[639]

7669. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Resulüne, “Gayretsiz insan kimdir?” diye sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Karýsý zina eden ve bundan haberdar olan kimsedir.”[640]

bak. el-Bihar, 79/114, 84. Bölüm; el-Gayret, 3144. Bölüm

 

1607. Bölüm

Pezevenklik

 

7670. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Miraca götürüldüđüm gece, yüzü ve iki eli yanan ve bađýrsaklarýný yiyen bir kadýn gördüm. Zira o pezevenklik (aracýlýk) etmiţti.”[641]

 

1608. Bölüm

Zina (Çeţitli)

 

7671. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim zina, hýrsýzlýk ve ţarap içmeye alýţýrsa putperest gibidir.”[642]

7672. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Aziz ve celil olan Allah üç kimseyle konuţmaz: Zina eden yaţlý, zalim hükümdar ve kibirli fakir.”[643]

7673. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Musa’ya (a.s) ţöyle vahyetmiţtir: “Zina etmeyin ki eţleriniz de zina eder. Her kim bir müslümanýn eţine hýyanet ederse, kendi eţine de hýyanet edilir. Hangi elle verirsen, o elle geri alýrsýn.”[644]

7674. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlarýn kadýnlarýna nispeten iffetli olun ki sizin kadýnlarýnýza da iffetli olunsun.”[645]

bak. el-Ýffet, 2756. Bölüm

 



206. Konu

 

ez-Zuhd

Zühd

 

F Bihar, 70/309, 58. bölüm, ez-Zuhd ve derecatuhu

F Kenz’ul-Ummal, 3/181-246, ez-Zuhd

F Kenz’ul-Ummal, 3/241, Zuhd’un-Nebi (s.a.a)

F Kenz’ul-Ummal, 13/184, Zuhd-u Emir’il-Mü’minin (a.s)

 

 

 


bak.

F 5. konu, el-Ahiret; 161. konu, ed-Dünya; 519. konu, en-Nefs; 537. konu, el-heva; 500. konu, el-Mal

F el-Ýman, 281. bölüm; el-Cah, 648. bölüm; el-Ýlm, 2898. bölüm; el-Ýbadet, 2504. bölüm; el-Muhabbet (2), 672. bölüm; el-Yakin, 4258. bölüm



 

1609. Bölüm

Zühdün Fazileti

 

7675. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühd insanýn tanýdýđý en deđerli ve az bulunur bir ţeydir. Herkes onu över, ama insanlarýn çođu onunla amel etmez.”[646]

7676. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah hiç bir peygamberi zahit olmaksýzýn seçmemiţtir.”[647]

7677. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’a, zühd (dünyadan yüz çevirmek) gibi hiç bir ţeyle ibadet edilmemiţtir.”[648]

7678. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühd takva sahiplerinin huyu ve tövbe edenlerin sürekli hasletidir.”[649]

7679. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Züht karlý bir ticarettir.”[650]

7680. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühd bizzat servettir.”[651]

7681. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bütün hayýrlar bir eve konulmuţ ve anahtarý da zühd (dünyaya itinasýzlýk) olarak taktir edilmiţtir.”[652]

7682. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ahiret mükafatýna rađbet edenin niţanesi dünyanýn debdebesine kapýlmamaktýr.”[653]

7683. Resulullah (s.a.a) “Ýbn-i Mes’ud’a ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ýbn-i Mes’ud! Ateţ haram iţleyen kimsenindir, cennet ise helali terk eden kimsenindir. O halde sen zühtten ayrýlma, zira zühd Allah’ýn kendisiyle meleklere karţý övündüđü ţeylerdendir. Allah zühd sebebiyle sana yönelir ve cebbar olan Allah sana selam gönderir.”[654]

7684. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’a zühtten  (dünyaya itinasýzlýktan) daha yüce bir ţeyle ibadet edilmemiţtir.”[655]

7685. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Zikri yüce Allah için tevazu gösteren, kendisine helal kýldýđý ţeylerden sünnetimden yüz çevirmeksizin uzak duran ve sünnetimden sapmadan, dünyanýn debdebesini bir kenara iten kimseye ne mutlu!”[656]

 

1610. Bölüm

Zühd Ýle Süslenmek

 

7686. Resulullah (s.a.a), Allah-u Teala’nýn, “Ona çocuklukta bilgi verdik” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Yani zühd (dünyaya itinasýzlýk). Allah-u Teala Musa’ya (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Musa! Süslenenler gözüme güzel görünen züht gibi baţka bir süsle süslenmemiţlerdir.”[657]

7687. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Musa’ya (a.s) ţöyle buyurmuţtur: …“Süslenenler müstađni olduklarý ţeylerde dünyadan yüz çevirmek gibi bir süsle benim için süslenmemiţlerdir.”[658]

7688. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ali! Allah seni kendi nezdinde kullarýn süslendiđi en sevimli süsüyle süslemiţtir. Allah seni dünyadan yüz çevirmekle süslemiţ ve ne senin ondan ve ne de onun senden nasip elde etmeyeceđiniz bir ţekilde karar kýlmýţtýr.”[659]

7689. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ali! Allah-u Teala seni kendi nezdinde kullarýn süslendiđi en güzel süsle süslemiţtir. Seni dünyaya itinasýz kýlmýţ ve ondan nefret ettirmiţtir. Kalbine fakirlerin sevgisini yerleţtirmiţtir. Sen onlar gibi takipçilerin olduđu için mutlusun ve onlar da senin gibi bir imamlarý olduđu için hoţnutturlar.”[660]

bak. ez-Zinet, 1697. Bölüm

 

1611. Bölüm

Zühd ve Din

 

7690. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühd dinin köküdür.”[661]

7691. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühd dinin meyvesidir.”[662]

7692. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühd yakinin temelidir.”[663]

7693. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühtten ayrýlma. Ţüphesiz zühd dinin yardýmcýsýdýr.”[664]

7694. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dine en çok yardým eden huylardan biri de dünyadan yüz çevirmektir.”[665]

bak. ed-Din, 1294. Bölüm

 

1612. Bölüm

Gerçek Zühd

 

Kur’an:

“Hani Peygamber arkanýzdan sizi çađýrýrken, kimseye bakmadan (kaçarak dađa) çýkýyordunuz; kaybettiđinize ve baţýnýza gelene üzülmeyesiniz diye Allah sizi kederden kedere uđrattý. Allah, iţlediklerinizden haberdardýr.” [666]

 “Bu, kaybettiđinize üzülmemeniz ve Allah'ýn size verdiđi nimetlerle ţýmarmamanýz içindir. Allah, kendini beđenip öđünen hiç kimseyi sevmez.”[667]

7695. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühdün tümü Kur’an’da iki cümlede taktir edilmiţ ve Allah-u Teala ţöyle buyurmuţtur: “Bu kaybettiđiniz ţeyler için üzülmemeniz ve elde ettiđiniz ţeyler için sevinmemeniz içindir.” O halde her kim geçmiţine üzülmez ve elde ettiđi ţey için sevinmezse zahittir.”[668]

7696. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Züht iki cümle arasýndadýr. Allah-u Teala ţöyle buyurmuţtur: “Bu kaybettiđiniz ţeyler için üzülmemeniz...” O halde her kim geçmiţine üzülmez ve geleceđiyle sevinmezse ţüphesiz zühdü iki tarafýyla elde etmiţtir.”[669]

7697. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) bir duasýnda ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ým! Muhammed’e ve Ehl-i Beyt’ine selam gönder. Her haletimde övgümü, methimi ve hamdýmý yalnýz sana taktir et ki, dünyadan bana verdiđinle sevinmeyeyim ve dünyadan benden esirgediđin sebebiyle üzülmeyeyim.”[670]

7698. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ey insanlar! Ýnsanlar üç kýsýmdýr: Dünyadan kaçan (zahid), dünyayý isteyen ve sabýrlý kimse. Dünyadan kaçan kimse, dünyadan bir ţey elde edince sevinmez ve dünyadan bir ţeyi kaybedince üzülmez. Sabreden kimse kalbinde dünyayý arzu eder, ama dünyada bir ţeye ulaţýnca onun kötü akýbetini bildiđi için ondan yüz çevirir. Dünyayý isteyen kimse ise, dünyanýn helal yoldan mý yoksa haram yoldan mý eline ulaţtýđýna önem vermez.”[671]

7699. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ademođlu! Elinden kaybettiđin ve bir daha geri dönmeyecek olan ţey için üzülme, elinde olan ama ölümün elinde baki býrakmayacađý ţey için de sevinme.”[672]

7700. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyada züht içinde yaţamak; arzularý kýsaltmak, her nimete ţükretmek ve Allah’ýn haram kýldýđý her ţeyden sakýnmaktýr.”[673]

7701. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Zühd helal bir ţeyi kendine haram kýlmak deđildir. Aksine insanýn kendi elinde olana itminan etmekten çok, Allah’ýn elinde olana itminan etmesidir.”[674]

7702. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyada zühd içinde yaţamak, mal veya servetten istifade etmemek veya helal olan bir ţeyi kendine haram etmek deđildir. Aksine zühd, elinde olan bir ţeye, Allah’ýn elinde olan bir ţeyden daha fazla güvenmemendir.”[675]

7703. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyada züht içinde yaţamak helal olan bir ţeyi kendine haram kýlmak veya terk etmek deđildir, aksine züht elinde olan bir ţeye, Allah’ýn elinde olan bir ţeyden daha fazla itminan etmemendir ve sana ulaţan musibetin mükafatýna, o musibetin senin için baki kalmasýný arzu edecek ţekilde rađbet etmendir.”[676]

7704. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Müminlerin Emiri’ne (s.a), “dünyada züht içinde yaţamak nedir?” diye sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Haramlarý terk etmektir.”[677]

7705. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Züht, elinde olan ţey henüz yok olmadan, sahip olmadýđýn ţeyi talep etmemendir.”[678]

7706. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Züht, arzularý kýsaltmak ve amelleri halis kýlmaktýr.”[679]

7707. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühdün kökü Allah nezdine olan ţeye güzel rađbet etmektir.”[680]

7708. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ey insanlar! Züht arzuyu kýsaltmak, nimetlere ţükretmek ve haramlarla karţýlaţtýđýnda onlardan sakýnmaktýr. Eđer bu züht ile amel edemezseniz, en azýndan haram sabrýnýza galebe çalmamalý ve nimetlerin ţükrünü unutmamalýsýnýz.”[681]

7709. Ýmam Hasan (a.s), “Züht nedir?” diye sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Takvaya rađbet etmek ve dünyadan yüz çevirmek.”[682]

7710. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Züht ahiretin kapýsýnýn anahtarý ve ateţten beraattir. Züht seni Allah’tan alýkoyan her ţeyi kaybettiđin ţeylere üzülmemeksizin terketmen, onu terk ettiđin için gurur ve kendini beđenmiţliđe düţmemen, dünyadan bir geniţlik gözetmemen, bu iţ karţýsýnda ne bir övgü, ne bir mükafat beklentisi içinde olmamandýr. Aksine onu kaybetmeyi rahatlýk ve varlýđýný kendin için bir afet bilmen ve sürekli afetten kaçarak huzura sarýlmandýr.”[683]

bak. er-Rýza, 1521. Bölüm; el-Meheccet’ul Beyza, 7/345. Bölüm

 

1613. Bölüm

Zahit Ýnsanýn Sýfatlarý (1)

 

7711. Ýmam Sadýk (a.s), kendisine, “Dünyadan kaçan kimdir?” diye sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Hesap korkusundan dünyanýn helalini terk eden ve azap korkusundan haramýndan uzaklaţan kimsedir.”[684]

7712. Ýmam Zeyn’ul Abidin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyadan kaçanlarýn ve ahireti isteyenlerin niţanesi her birlikteliđi ve dostluđu terk etmek ve kendisiyle ayný istekleri paylaţmayan her arkadaţý býrakmaktýr. Bilin ki ahiret sevabý için çalýţan kimse dünyanýn debdebesine asla rađbet etmeyendir.”[685]

7713. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyada züht içinde yaţayan kimse haramlarýn sabrýna galebe çalmadýđý ve helal ţeylerin kendisini ţükrü eda etmekten alýkoymadýđý kimsedir.”[686]

7714. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ben, “Ey Cebrail! Zühdün anlamý nedir?” diye sorunca ţöyle buyurdu: “Zahit, yaratýcýsýnýn sevdiđini seven ve yaratýcýnýn sevmediđini sevmeyen, dünyanýn helalýndan sakýnan ve haramýna teveccüh etmeyen kimsedir. Zira dünyanýn helalinin de bir hesabý ve haramýnýn da bir cezasý vardýr. Zahit insan kendisine merhamet ettiđi gibi bütün Müslümanlara da merhamet eder. Kötü kokan bir leţten kaçýndýđý gibi (gereksiz) sözden de kaçýnýr. Ateţten kendisini yakmasýn diye kaçýndýđý gibi dünyanýn kýrýntýlarýndan ve süslerinden kenara çekilir, arzularý kýsadýr ve ecelini gözünün önünde tutar.”[687]

7715. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyaya itinasýz olan kimse dünya her ne kadar kendisini süslese de ondan daha fazla yüz çeviren kimsedir.”[688]

7716. Ýmam Rýza (a.s), zahidin sýfatý hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Zahit az yiyeceđi ile kanaat eden, ölüm gününe hazýrlanan ve hayatta kalmaktan sýkýlan kimsedir.”[689]

7717. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zahit, ahireti dünyaya seçen, düţüklüđü büyüklüđe; çalýţmayý rahatlýđa, açlýđý tokluđa ve ahiretin neticesini dünya muhabbetine, Allah’ý ve ahireti zikretmeyi gaflete tercih eden kimsedir. Bedeni dünyada ama kalbi ahirettedir.”[690]

7718. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyadan kaçan kimseler kendilerine öđüt verilince öđüt alan, korkutulunca sakýnan, öđretilince öđrenen bir rahatlýđa erince ţükreden ve bir sýkýntýya düţünce sabreden kimselerdir.”[691]

7719. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsan, mütevazi olmadýkça asla zahit olamaz.”[692]

 

1614. Bölüm

Zahitlerin Sýfatlarý (2)

 

7720. Ýmam Ali (a.s), zahitlerin sýfatý hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Onlar dünya insanlarýndan bir gruptur, ama dünya ehli deđillerdir. Onlar bu dünyada ondan olmayan kimseler gibidir. Basiret üzere amel eder ve korktuklarý ţeyden öne geçerler. Bedenleri ahiret ehli arasýnda dönüp dolaţýr. Dünya ehlinin, bedenlerinin ölmesine önem verdiklerini görürler, oysa onlar dostlarýnýn kalplerinin ölümüne daha fazla önem verirler.”[693]

7721. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zahitler, dünyada gülseler bile kalpleri ađlar, sevinçli olsalar da üzülür ve gýpta edilecek kadar lütfe erseler de az kulluk ettikleri için kendilerine ký­zarlar.”[694]

7722. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz zahitler celal ve azamet nuruyla nurlanmýţlardýr. Alýnlarýnda hizmet niţanesi açýktýr. Nasýl böyle olmasýnlar ki, insan kendisini dünya hükümdarlarýndan bir hükümdarýn hizmetçisi kýlarsa yüzünde etkileri gözükür. O halde kendisini Allah-u Teala’ya hizmete vakfeden kimsenin yüzünde etkisi nasýl görülmesin?”[695]

 

1615. Bölüm

Zühdün Ýlk Adýmý

 

7723. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühde alýţmaya çalýţmak, gerçek zühdle sonuçlanýr.”[696]

7724. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühdün baţlangýcý kendini zühde zorlamaktýr.”[697]

 

1616. Bölüm

Zühdün Kökü

 

7725. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühdün kökü yakindir, meyvesi ise saadettir.”[698]

7726. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühdün kökü Allah nezdinde olan her ţeye güzel iţtiyak duymaktýr.”[699]

7727. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Musa (a.s) ile yaptýđý bir münacaatýnda ţöyle buyurmuţtur: “Benim salih kullarým, hakkýmdaki marifetleri miktarýnca dünyadan kalplerini çekip alýrlar. Diđer yaratýklarým ise benim hakkýmdaki cehaletleri ölçüsünce dünyaya yönelirler. Yaratýklarýmdan hiç birisi dünyanýn kendisini yüce tutmasýna sevinmemiţtir. Kullarýmdan hiç birisi dünyayý ululadýđý için sevinmemiţtir.”[700]

7728. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanýn fani olan ţeylerden yüz çevirmesi kalýcý olan ţeylere yakini miktarýncadýr.”[701]

7729. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ahiretin deđerini bilmeyen kimse dünyaya nasýl sýrt çevirsin?”[702]

bak. el-Yakin, 4258. 1629. Bölümler

 

1617. Bölüm

Zühdün Sebepleri

 

7730. Ýmam Ali (a.s), ođlu Hasan’a (a.s) yaptýđý tavsiyelerin birinde ţöyle buyurmuţtur: “Ahireti anmayý, içindeki nimetleri ve acý azabý hatýrlamayý çođalt. Ţüphesiz bu sana dünyadan yüz çevirtir ve dünyayý nezdinde küçük kýlar. Ţüphesiz Allah sana dünyayý haber vermiţ ve dünya da kendisini sana nitelendirmiţtir.”[703]

7731. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ölümü fazla an, zira ölümü fazla anan her insan dünyaya itinasýz olur.”[704]

7732. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim ölümü göz önünde bulundurursa, dünya iţi kendisine kolaylaţýr.”[705]

7733. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlarýn züht içinde yaţamaya en çok layýk olaný, dünyanýn ayýp ve noksanlýklarýný tanýyandýr.”[706]

7734. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyanýn en az tatsýzlýklarýný ve zorluklarýný müţahade etmek, insaný dünyayý terk etmeye çađýrýr ve kendisine zühdü emreder.

O halde çalýţ ve gafil olma ki sen de gidicisin ve ölüm yurduna göçeceksin.

Dünyayý talep etme. Zira eđer dünyadan bir ţeye ulaţýrsan sonunda senin zararýna tamamlanýr.”[707]

7735. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Akýllý insanlar dünyaya rađbet etmez ve ahirete iţtiyak duyarlar. Zira dünyanýn isteyen ve istenilen olduđunu ve ahiretin de isteyen ve istenilen olduđunu bilirler. Her kim ahireti talep ederse, dünya da onu talep eder. Böylece ondaki rýzkýný tümüyle elde eder. Her kim de dünyayý talep ederse, ahiret onu talep eder ve hemen ölümü gelip çatar. Böylece dünya ve ahiretini zayi eder.”[708]

7736. Ýmam Askeri (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünya ehli aklýný kullanacak olsaydý, dünya viran olurdu.”[709]

7737. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sizlerin en uzak görüţlüsü, sizlerin en zahit olanýdýr.”[710]

7738. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Fani ve yok olacak hiç bir ţeye gönül bađlamayýn ki zarar verici olarak bu yeter.”[711]

7739. Ýmam Kazým (a.s), bir mezarýn baţýna vararak ţöyle buyurdu: “Sonu bu olan bir ţeye baţta da bađlanýlmamasý gerekir. Baţý bu olan ţeyin akýbetinden de korkulmasý gerekir.”[712]

bak. el-Mevt, 3728, 3729. Bölümler

 

1618. Bölüm

Züht Yolu

 

7740. Mirac hadisinde ţöyle yer almýţtýr: “Ey Ahmet! Eđer insanlarýn en çok günahtan kaçýnaný seviyorsan, dünyaya sýrt çevir ve ahirete yönel.” Peygamber (s.a.a) ţöyle arzetti: “Allah’ým! Dünyaya nasýl sýrt çevirip ahirete yöneleyim?” Allah ţöyle buyurdu: “Dünyadan az bir yiyecek, giyecek ve içecek al ve yarýnýn için bir ţey biriktirme.”[713]

bak. 1615, 1616, 1617. Bölümler

 

1619. Bölüm

Zühdün Engelleri

 

7741. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ahiretin deđerini bilmeyen kimse dünyaya nasýl sýrt çevirsin?”[714]

7742. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţehvetini öldürmeyen kimse zühdün gerçeđine nasýl ulaţsýn?”[715]

7743. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyaya olan rađbetini kesmeyen ve dünyada dünyevi ţehvetleri sona ermeyen kimse ahiret için nasýl amel etsin?”[716]

 

1620. Bölüm

Zühdün Dereceleri

 

7744. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühdün on derecesi vardýr. Zühdün en üstün derecesi, sakýnmanýn en alt derecesidir. Sakýnmanýn en üst derecesi yakinin en alt derecesidir. Yakinin en üst derecesi ise hoţnutluđun en alt derecesidir.”[717]

7745. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühdün on mertebesi vardýr: Zühdün en üst derecesi, hoţnutluđun en alt derecesidir. Biliniz ki zühd Allah’ýn kitabýnda bir ayette ţöyle yer almýţtýr: “Bu kaybettiđinize üzülmeyesiniz...[718]

bak. el-Yakin, 4247. Bölüm

 

1621. Bölüm

Zühd ve Zati Olan Ýlim

 

7746. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ebu Zer! Dünyadan yüz çeviren bir kulun kalbinde Allah hikmet bitirir, dilini hikmetle konuţturur. Ona dünyanýn ayýplarýný, hastalýđýný ve ilacýný tanýtýr ve onu dünyadan esenlik yurduna salim bir ţekilde götürür.”[719]

7747. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim dünyaya yönelir ve arzusu uzun olursa, Allah dünyaya olan rađbeti miktarýnca kalbini köreltir. Her kim dünyaya sýrt çevirir ve dünyadaki arzusu kýsa olursa Allah ona hiç kimseden öđrenmediđi bir ilim ve hiç kimsenin göstermediđi bir hidayet bađýţlar. Kalbinden körlüđü çýkarýr ve onu basiretli kýlar.”[720]

7748. Resulullah (s.a.a), bir gün evinden çýkarak ţöyle buyurmuţtur: “Sizden aziz ve celil olan Allah’tan vasýtasýz olarak ilim öđrenmek ve gösterilmeksizin hidayet bulmak isteyen kimse var mýdýr? Sizden Allah’ýn kalbinden körlüđü gidermesini ve kendisini basiretli kýlmasýný isteyen kimse var mýdýr? Biliniz ki her kim dünyada züht içinde yaţar ve arzusu kýsa olursa Allah kendisine ders almaksýzýn bir ilim ve gösterilmeksizin bir hidayet bađýţlar.”[721]

7749. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ebu Zer! Kardeţinin dünyaya sýrt çevirdiđini görünce ona kulak ver! Zira o hikmet öđretmektedir.”[722]

7750. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim dünyadan yüz çevirir, horluđuna tahammülsüzlük etmez ve yüceliđine eriţmek için yarýţmazsa, Allah onu bir yaratýđýn hidayeti olmaksýzýn hidayet eder, bir kimse öđretmeksizin ona ilim öđretir, göđsünde hikmeti güçlendirir ve hikmeti dilinde cari kýlar.”[723]

7751. Bir duasýnda ţöyle yer almýţtýr: “Allah’ým! Kendilerine zühdü ţart koţtuđun, onlarýn da bu ţartý kabul ettiđi o ţarta vefa edeceđini bildiđin, böylece kendilerini kabul ettiđin, kendilerine melekleri indirdiđin, vahy ile yücelttiđin ve kendilerine ilminden bađýţladýđýn, dostlarýna cari kýldýđýn kaza ve kaderin sebebiyle sana hamdolsun.”[724]

bak. el-Ýlm, 292. Bölüm

 

1622. Bölüm

Zühd ve Göđüs Geniţliđi

 

7752. Resulullah (s.a.a), Allah-u Teala’nýn “Allah’ýn göđsünü Ýslam için açtýđý ve neticede rabbinden bir nur üzere olan kimse” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Bu nur, bir kalbe düţünce kalp o nur için açýlýr ve geniţler.” Kendisine, “Ey Allah'ýn Resulü! Bu iţi tanýmanýn bir niţanesi var mýdýr?” diye sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Aldanma yurdundan uzak durmak, ebedi yurda yönelmek ve ölüm gelip çatmadan, ölüme hazýrlýklý olmak.”[725]

bak. el-Kalb, 3394, 3389. Bölümler

 

1623. Bölüm

Zühd ve Mükaţefe

 

7753. Sellam ţöyle diyor: “Ýmam Bakýr’ýn (a.s) huzurundayken, Humran b. E’yen geldi ve bir takým sorular sordu. Kalkýnca Ýmam’a (a.s) ţöyle arzetti: “Allah sizlere uzun ömür versin ve bizleri sizlerden faydalandýrsýn. Size bir ţey sormak istiyorum. Sizin huzurunuza varýnca, huzurunuzda olduđumuz müddetçe kalbimiz incelmekte, nefislerimiz dünyaya rađbetsiz olmakta ve insanlarýn elinde olan mallarý deđersiz görmekteyiz. Ama yanýnýzdan ayrýlýp insanlarýn arasýna, tüccarlarýn yanýna dönünce yeniden dünya sevgisine kapýlmaktayýz.” Sellam ţöyle diyor: “Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurdu: “Evet kalpler böyledir. Bazen, iţler kendisine zor gelmekte ve bazen de kolaylaţmaktadýr.” Ýmam Bakýr (a.s) daha sonra ţöyle buyurdu: “Allah Resulü’nün (s.a.a) ashabý da kendisine ţöyle arzetmiţti: “Ey Allah’ýn Resulü! Kendimiz hususunda nifaktan korkuyoruz.” Allah Resulü ţöyle buyurdu: “Neden nifaktan korkuyorsunuz?” Onlar ţöyle dediler: “Biz, sizin huzurunuzdayken ve bize öđüt verirken, kalbimizi korku sarmaktadýr. Dünyayý unutuyor ve ona karţý rađbetsiz oluyoruz. Adeta ahireti, cenneti ve cehennemi gözlerimizle görüyoruz, ama evimize dönüp çocuklarýmýzý koklayýp, aile, çocuk ve mallarýmýzý görünce huzurunuzda sahip olduđumuz halden neredeyse tümüyle dönüyoruz. Adeta o halete sahip olmamýţ bir duruma düţüyoruz. Bu durum karţýsýnda nifaka düţmemizden korkuyor musun?” Allah Resulü (s.a.a) onlara ţöyle buyurdu: “Asla! Bu ţeytanýn attýđý adýmlardandýr. O sizi dünyaya rađbet ettirmek istemektedir. Allah’a andolsun ki eđer huzurumda sahip olduđunuz haleti evlerinizde de sürdürecek olsaydýnýz, meleklerle tokalaţýr ve suyun üstünde yürürdünüz.”[726]

bak. 6098. hadis

7754. Peygamber’in (s.a.a)  katiblerinden biri olan Hanzala Katib Useydi ţöyle diyor: “Allah Resulü’nün (s.a.a) huzurundaydýk. O bizlere cenneti ve cehennemi anlatýyordu. Öyle ki adeta onlarý gözlerimizle görüyorduk. Toplantýnýn sonunda ben kalktým. Kadýn ve çocuklarýmýn yanýna gittim. Yeniden konuţmaya, gülmeye, ţakalaţmaya baţladým. Aniden Peygamber’in sözlerini ve huzurundayken elde ettiđim haleti hatýrladým. Evden çýktým, Ebu Bekir’i gördüm ve ona ţöyle dedim: “Ey Ebubekir! Nifaka düţtüm!” Ebu Bekir, “Hangi nifak?” diye sordu. Ben ţöyle dedim: “Allah Resulü’nün (s.a.a) huzurundayken, bizlere cennet ve cehennemi anlatýnca adeta cennet ve cehennemi görür bir halete bürünüyoruz, ama huzurundan ayrýlýp, kadýn, çocuk ve mallarýmýzla uđraţýnca, tümünü unutuyoruz.” Ebu Bekir ţöyle dedi: “Biz de ayný halet içindeyiz.” Ben Allah Resulü’nün (s.a.a) yanýna vardým olanlarý anlattým ve o bana ţöyle buyurdu: “Ey Hanzala! Eđer ailenizin yanýnda da benim yanýmda olduđunuz halet üzere olsaydýnýz, ţüphesiz melekler yataklarýnýzda, sokaklarda ve geçitlerde sizlerle tokalaţýrdý. Ey Hanzala! Ýnsanýn her anda bir haleti vardýr.”[727]

7755. Havariler Hz. Mesih’e (a.s) ţöyle arzetti: “Neden sen suyun üstünde yürüyorsun da biz bunu beceremiyoruz?” Mesih (a.s) ţöyle buyurdu: “Size göre dirhem ve dinar nasýldýr?” Onlar, “Güzeldir” dediler. Mesih (a.s) ţöyle buyurdu: “Ama bana göre onlarýn deđeri, çamurun deđeriyle birdir.”[728]

bak. el-Kalb, 339. Bölüm; el-Yakin, 4260. Bölüm

 

1624. Bölüm

Zühdün Meyveleri

 

7756. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Züht, bedenleri eskitir, arzularý sýnýrlar, ölümü yakýnlaţtýrýr, arzularý uzaklaţtýrýr. Her kim züht elde ederse (ahiret için) sýkýntýya düţer, her kim de zühtü kaybederse (dünya için) sýkýntý ve zorluđa düţer.”[729]

7757. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zühd, dođruluk ve sakýnmanýn anahtarý, kurtuluţun meţalesidir.”[730]

7758. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýlim seni Allah’ýn emirlerine hidayet eder. Zühd ona ulaţma yolunu sana kolaylaţtýrýr.”[731]

7759. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyadan yüz çevir ki Allah sana ayýplarýný ve çirkinliklerini göstersin. Gafil olma ki zira Allah senden gafil deđildir.”[732]

7760. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyaya karţý züht içinde yaţa ki sana rahmet insin.”[733]

7761. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Eđer züht içinde yaţarsanýz dünyanýn mutsuzluđundan kurtulur ve ebedi yurda eriţirsiniz.”[734]

7762. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim dünyadan yüz çevirirse kendini özgür kýlmýţ ve rabbini razý etmiţ olur.”[735]

7763. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Onlar dünyadan yüz çevirmek istiyorlar ki kalplerini ahiret için boţ tutsunlar.”[736]

7764. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyadan yüz çeviren kimse kurtuluţa ermiţtir. Böyle bir kimse hem dünyanýn yüceliđinden nasiplenir ve hem de ahiretin mükafatýndan.”[737]

7765. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kalpleriniz dünyadan yüz çevirmedikçe imanýn tatlýlýđýný tatmak, kalplerinize haram kýlýnmýţtýr.”[738]

7766. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim dünyadan yüz çevirirse musibetler ona kolay olur.”[739]

7767. Ýmam Seccad (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim dünyadan yüz çevirirse musibetler ona kolay olur ve ondan rahatsýz olmaz.”[740]

7768. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim dünyaya itina göstermezse musibetleri küçük görür.”[741]

7769. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyadan yüz çevirmek büyük bir rahatlýktýr.”[742]

7770. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Güvenlik yalnýzlýktadýr. Rahatlýk ise zühttedir.”[743]

7771. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim züht içinde yaţarsa, asla fakir olmaz.”[744]

7772. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hikmet züht ile meyve verir.”[745]

7773. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Aziz ve celil olan Allah insanlarý yarattý ve onlara olan lütfünden dolayý dünyayý dar kýldý. Böylece onlarý dünyaya ve dünyanýn kýrýntýlarýna rađbetsiz kýldý ve neticede onlar da kendilerini davet ettiđi esenlik yurduna yöneldiler.”[746]

7774. Ýmam Ali (a.s), ođlu Hasan’a (a.s) yaptýđý vasiyetinde ţöyle buyurmuţtur: “Kalbini öđüt ve nasihatla dirilt ve dünyaya itinasýzlýkla öldür.”[747]

bak. el-Musibet, 2344. Bölüm

 

1625. Bölüm

Dünyayý Talep Etmenin Zararlarý

 

7775. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyaya rađbet etmek sýkýntýlarýn anahtarýdýr.”[748]

7776. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyadan yüz çevirmek beden ve kalbe huzur verir, dünyaya rađbet etmek ise beden ve kalbi sýkýntýya düţürür.”[749]

7777. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyaya meyletmek hüzün ve gam verir. Dünyaya itinasýz olmak ise beden ve ruhun rahatlýđýdýr.”[750]

7778. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyadan yüz çeviren kimse ümitli olur. Kalp ve bedenini dünya ve ahirette rahatlýđa erdirir. Her kim de dünyaya rađbet ederse kalp ve bedenini dünya ve ahirette sýkýntýya düţürmüţ olur.”[751]

bak. er-Rahat, 1567. Bölüm

 

1626. Bölüm

Ýnsanlarýn En Zahidi

 

7779. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlarýn en zahidi haramlardan uzak durandýr.”[752]

7780. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hiç bir züht haramlardan yüz çevirmek gibi deđildir.”[753]

7781. Ýmam Seccad (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ademođlu! Sana verdiđim ţeylerden hoţnut ol ki insanlarýn en zahitlerinden olasýn.”[754]

7782. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz sizlerin belalar karţýsýnda en sabýrlý olaný dünyaya karţý en zahit olanýnýzdýr.”[755]

7783. Resulullah (s.a.a), kendisine, “Ýnsanlarýn en zahidi kimdir?” diye soran Ebu Zer’e ţöyle buyurmuţtur: “Mezarlarý ve çürümeyi unutmayan, dünyanýn fazla süslerini terk eden, kalýcý ţeyleri fani olan ţeylere tercih eden, yarýný ömrünün günlerinden saymayan ve kendini ölülerden bilen kimsedir.”[756]

 

1627. Bölüm

Zühdü Kabul Etmeyene Bir Öđüt

 

7784. Ýmam Ali (a.s), ođlu Hasan’a (a.s) yaptýđý vasiyetinde ţöyle buyurmuţtur: “Ey ođulcađýzým! Eđer seni kendisinden yüz çevirmeye çađýrdýđým ţeylerden yüz çevirir ve sakýnýrsan çok uygun bir ţey yapmýţ olursun. Eđer dünya hakkýndaki nasihatýmý kabul etmezsen, yakinen bil ki sen asla arzuna ulaţamazsýn ve ecelinden ileri gidemezsin. Çünkü sen de öncekilerin gittiđi yoldan gidiyorsun. O halde dünyayý talep hususunda sakin ol ve rýzýk elde etme hususunda ýlýmlý ol.”[757]

 

1628. Bölüm

Züht Rýzký Azaltmaz

 

7785. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim dünyaya itinasýz olursa, dünyayý kaybetmez ve her kim de dünyaya yönelirse dünya onu sýkýntýya ve zorluđa düţürür.”[758]

7786. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zahidin bu dünyaya itinasýzlýđý, her ne kadar dünyadan yüz çevirtse de aziz ve celil olan Allah’ýn kendisi için taktir ettiđi rýzýktan bir ţey eksiltmez. Her ne kadar hýrslý olsa da bu geçici dünya hakkýnda ihtiraslara kapýlanýn ihtirasý da, kendisi için taktir edilen rýzký arttýrmaz. O halde gerçek hüsrana uđramýţ kimse ahiret nasibinden mahrum kalan kimsedir.”[759]

bak. ed-Dunya, 1217. Bölüm

 

1629. Bölüm

Zühd ve Marifet

 

Kur’an:

“Ona deđer vermedikleri için ucuz bir fiyata, bir kaç dirheme sattýlar.”[760]

7787. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bir ţeyi tanýmadýkça o ţeye itinasýz olma.”[761]

7788. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Marifetin azý bile dünyaya itinasýzlýđa sebep olur.”[762]

7789. Ýmam Ali (a.s), aniden ölümün pençesine düţen kimseler hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Ölüm anýnda kendisine açýđa çýkan iţlerden dolayý piţmanlýk duyarak ellerini ýsýrmaktadýr. Hayattayken istediklerinden vaz geçer, baţkalarýnýn gýpta ettiđi ve kýskandýđý ţeylerinin kendisinin deđil de onlarýn sahip olmasýný arzu eder.”[763]

bak. 1616. Bölüm

7790. Resulullah (s.a.a), duasýnda “Allah’ým! Bana dünyayý gördüđün gibi göster” diyen birisine ţöyle buyurmuţtur: “Böyle söyleme, aksine ţöyle söyle: “Allah’ým! Kullarýndan salih kimselere dünyayý gösterdiđin gibi bana da göster!”[764]

bak. en-Nur, 3960. Bölüm

 

1630. Bölüm

Züht (Çeţitli)

 

7791. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sakýn ahireti dünya ameliyle isteyen kimselerden olma… O, dünyada zahitler gibi konuţur ve dünyayý talep eden kimseler gibi davranýr.”[765]

7792. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “En üstün züht, zühdü gizlemektir.”[766]

7793. Mesih (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ýsrailođullarý! Dininiz salim olduđunda dünyayý kaybettiđiniz için üzülmeyin. Nitekim dünyaya tapanlar da dünyalarý salim olduđu takdirde dinlerini kaybettikleri için üzülmezler.”[767]

7794. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bu kaç günlük dünyada sabreden yüce bir insan var mýdýr?”[768]

7795. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zahit insan halktan kaçýnca sen onu talep et. Zahit insan halký talep edince sen ondan kaç.”[769]

 



207. Konu

 

ez-Zevac

Evlilik

 

F Bihar, 103/216, ebvab’un-nikah

F Vesail’uţ-Ţia, 14, 15/1-265, en-Nikah

F Bihar, 74/356, 22. bölüm, tezvic’ul-mu’min

F Kenz’ul-Ummal, 16/271-611, en-Nikah

 

 

 


bak.

F 73. konu, el-Cima’



1631. Bölüm

Evlenmeye Teţvik

 

Kur’an:

“Ýçinizdeki bekarlarý, kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanlarý evlendirin. Eđer yoksul iseler, Allah onlarý lütfü ile zenginleţtirir. Allah lütfü bol olandýr, bilendir.”[770]

“Ýçinizden, kendileriyle huzura kavuţacađýnýz eţler yaratýp; aranýzda muhabbet ve rahmet var etmesi, O’nun varlýđýnýn belgelerindendir. Bunlarda, düţünen Kavim için dersler vardýr.”[771]

“Andolsun ki, senden önce nice peygamberler gönderdik; onlara eţler ve çocuklar verdik. Allah'ýn izni olmadan hiç bir peygamber bir ayet getiremez. Her ţeyin vakti ve süresi yazýlýdýr.”[772]

bak. Al-i Ýmran suresi, 39. ayet, Nahl suresi, 72. ayet, Furkan suresi, 74. ayet

7796. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Eđer evlilik ve damatlýk hususunda muhkem bir ayet ve uyulan sünnet (Allah Resulü’nden) olmasaydý bile, yine de Allah’ýn bu iţte karar kýldýđý akrabalara iyilik etmek ve yabancýlarla kaynaţmak konusu, kalp ve gönül sahibi kimselerin evliliđe rađbet etmesine ve dođru düţünen akýl sahibinin evliliđe yönelmesine yeterli bir sebep sayýlýrdý.”[773]

7797. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Allah ile tertemiz bir ţekilde görüţmek istiyorsa, eţiyle (evli bir halde) birlikte mülakatetmelidir.”[774]

7798. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Aziz ve celil olan Allah nezdinde evlilikten daha sevimli ve deđerli bir bina inţa edilmemiţtir.”[775]

7799. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Evlenin ki sayýnýz artsýn. Ţüphesiz ben kýyamet günü diđer ümmetlere karţý düţük yapýlanlar da dahil sizinle övünürüm.”[776]

7800. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Allah için evlenir ve Allah için birini evlendirirse Allah’ýn dostluđuna layýktýr.”[777]

 

1632. Bölüm

Evlilik Sünnettir

 

7801. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Evlenmek benim sünnetimdir. Her kim benim sünnetimle amel etmezse benden deđildir. Evleniniz, zira ben diđer ümmetlere karţý sizin çokluđunuzla övünürüm.”[778]

7802. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Evlilik benim sünnetimdir. O halde her kim sünnetimden yüz çevirirse benden deđildir.”[779]

7803. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Evleniniz, zira Allah Resulü bir çok defa ţöyle buyurmuţtur: “Her kim sünnetime uymak istiyorsa evlenmelidir. Zira evlenmek benim sünnetimdendir.”[780]

7804. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Evlenmek benim sünnetimdir. Her kim benim dinimi seviyorsa, sünnetimle amel etmelidir.”[781]

 

1633. Bölüm

Genç Yaţta Evlenen Kimse

 

7805. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Genç yaţta evlenen gencin ţeytaný ţöyle feryat eder: “Vay olsun ona! Dininin benden korudu.”[782]

7806. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Genç yaţta evlenen her gencin ţeytaný ţöyle feryat eder: Vay olsun ona, vay olsun ona! Dinini üçte ikisini benden korudu.” O halde kul dinin diđer üçte birisi için de Allah’tan korkmalýdýr.”[783]

 

1634. Bölüm

Evlenen Kimse Dininin Yarýsýný Korumuţtur

 

7807. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Kul evlendiđi zaman dininin yarýsýný kemale erdirmiţ olur. Dininin diđer yarýsýný korumak için de Allah’tan korkmalýdýr.”[784]

7808. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim evlenirse kendisine ibadetin yarýsý verilmiţ olur.”[785]

7809. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim evlenirse, dininin yarýsýný sađlam kýlmýţ olur. Diđer yarýsý için de Allah’tan korkmalýdýr.”[786]

bak. ed-Din, 1300. Bölüm

 

1635. Bölüm

Namaz ve Evli Ýnsanýn Uykusu

 

7810. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Evli insanýn kýldýđý iki rekat namaz, geceyi ibadetle geçiren ve gündüz oruç tutan bekar kimseden daha hayýrlýdýr.”[787]

7811. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Evli insanýn kýldýđý iki rekat namaz, bekar insanýn kýldýđý yetmiţ rekat namazýndan daha hayýrlýdýr.”[788]

7812. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Uyuyan evli kimse Allah nezdinde, oruç tutup gece ibadetle sabahlayan bekardan daha üstündür.”[789]

 

1636. Bölüm

Rýzkýn Evlilikle Artmasý

 

Kur’an:

“Ýçinizdeki bekarlarý, kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanlarý evlendirin. Eđer yoksul iseler, Allah onlarý lütfü ile zenginleţtirir. Allah lütfü bol olandýr, bilendir.”[790]

7813. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Evlenin, zira evlenmek rýzkýnýzý artýrýr.”[791]

7814. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Bekarlarýnýzý evlendirin, zira bu iţle Allah onlarýn ahlakýný güzelleţtirir, rýzýklarýný artýrýr ve mürüvvetlerini çođaltýr.”[792]

7815. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim fakirlik korkusuyla evlenmeyi terk ederse bizden deđildir.”[793]

7816. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim kendini Allah’ýn haram kýldýđý ţeylerden temiz tutmak için evlenirse, ona yardým etmesi Allah’a bir haktýr.”[794]

7817. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim fakirlik korkusuyla evlenmezse aziz ve celil olan Allah’a kötü zanda bulunmuţtur. Oysa aziz ve celil olan Allah ţöyle buyurmuţtur: “Eđer yoksul iseler Allah onlarý lütfü ile zengin kýlar.[795]

7818. Resulullah (s.a.a), ashabýndan birine ţöyle buyurmuţtur: “Evlendin mi?” O, “Hayýr, evlenecek bir ţeyim yok” deyince Peygamber ţöyle buyurdu: “Kul huvallahu Ahad” ayetine sahip deđil misin?” O, “Evet” deyince Peygamber ţöyle buyurdu: “Kur’an’ýn dörtte birine sahipsin?” Daha sonra ţöyle buyurdu: “Kul ya eyyuhel kafirun” suresine sahip deđil misin?” O, “Evet sahibim” deyince Peygamber ţöyle buyurdu: “Kur’an’ýn diđer dörtte birine sahipsin?” Daha  sonra ţöyle buyurdu: “Ýza zulziletil arzu” suresine sahip deđil misin?” O, “Evet sahibim” deyince Peygamber ţöyle buyurdu: “Kur’an’ýn diđer dörtte birine sahipsin?” Daha sonra ţöyle buyurdu: “Evlen! Evlen! Evlen!”[796]

bak. Vesail’uţ Ţia, 14/2410. Bölüm 25, 11. Bölüm; er-Rizk, 1494. Bölüm

 

1637. Bölüm

Evliliđi Terk Etmekten Sakýndýrmak

 

7819. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bir kadýn Ýmam Bakýr’a (a.s) ţöyle arzetti: “Allah beni sana feda etsin, ben dünyayý terk eden bir kadýným.” Ýmam ţöyle buyurdu: “Dünyayý terk etmekten maksadýn nedir?” O, “Asla evlenmek istemiyorum.” Ýmam, “Neden?” diye sorunca o ţöyle dedi: “Ben fazilet elde etmek istiyorum.” Ýmam ţöyle buyurdu: “Bundan el çek, eđer bu bir fazilet olsaydý, Fatýma (a.s) ona daha müstahak olurdu. Hiç kimse fazilet hususunda ondan öne geçemez.”[797]

7820. Resulullah (s.a.a) Akkaf adýnda birisine ţöyle buyurdu: “Eţin var mýdýr?” O, “Hayýr, ey Allah’ýn Resulü” dedi. Peygamber, “Bir cariyen var mýdýr?” diye sordu. O, “Hayýr, ey Allah’ýn Resulü!” dedi. Peygamber, “Mali imkanýn var mýdýr?” diye sordu. O, “Evet” dedi. Peygamber ţöyle buyurdu: “Evlen, aksi takdirde günahkarlardan olursun.”[798]

 

1638. Bölüm

Bekarlar

 

7821. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ölülerinizin en kötüsü bekarlardýr.”[799]

7822. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Aţađýlýk ölüleriniz, bekarlarýnýzdýr.”[800]

7823. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “En kötüleriniz bekarlarýnýzdýr. En aţađýlýk ölüleriniz, bekarlarýnýzdýr.”[801]

7824. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “En kötüleriniz, bekarlarýnýzdýr. Evli insanýn iki rekat namazý, evli olmayan insanýn kýldýđý yetmiţ rekat namazdan daha hayýrlýdýr.”[802]

 

1639. Bölüm

Dini Kardeţleri Evlendirmenin Sevabý

 

7825. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bir bekarý evlendirirse, aziz ve celil olan Allah kýyamet günü ona lütfüyle bakar.”[803]

7826. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim mümin kardeţini bir kadýnla evlendirirse, o kadýn onun arkadaţý, desteđi ve huzur kaynađý olduđu müddetçe Allah onu hur’ul-ayn ile evlendirir, ailesi ve kardeţlerinin dođru olanlarýndan sevdiđi kimselerle onu arkadaţ ve dost kýlar. Onlarý da kaynaţtýrýr.”[804]

7827. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Üç kimse, Allah’ýn arţýnýn gölgesinden baţka hiç bir gölgenin olmadýđý günde, arţýn gölgesi altýnda olur: Müslüman kardeţini evlendiren, ona hizmet eden ve sýrrýný örten kimse.”[805]

7828. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “En iyi aracýlýk evlilik hususunda düzene girsinler diye iki kiţi arasýnda aracýlýk etmektir.”[806]

 

1640. Bölüm

Kýzlarý Çabuk Evlendirmeye Teţvik

 

7829. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cebrail Peygamber’e (s.a.a) nazil oldu ve ţöyle buyurdu: “Ey Muhammed! Rabbin sana selam gönderdi ve ţöyle buyurdu: “Bakire kýzlar, ađaç üzerindeki meyveler gibidir. Meyve yetiţince, onu toplamaktan baţka bir ilaç yoktur. Aksi takdirde güneţ ve rüzgar sebebiyle bozulur. Bakire kýzlar da ergenlik çađýna erince onlara kocadan (evlendirmekten) baţka ilaç yoktur. Aksi takdirde, sapýklýk ve fesattan güvende olamazlar.” Daha sonra Allah Resulü (s.a.a) minbere çýktý, insanlarý topladý, aziz ve celil olan Allah’ýn emrettiđi ţeyi onlara bildirdi.”[807]

bak. Vesail’uţ Ţia, 14/38, 23. Bölüm

 

1641. Bölüm

Evlilikte Kadýnýn Dindar Olmasýna Önem Vermek

 

7830. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim helal bir malla bir kadýnla evlenmek ister, ama onunla evlenmekten hedefi, böbürlenmek veya gösteriţ yapmak olursa, aziz ve celil olan Allah onun ancak horluđunu ve zilletini arttýrýr.”[808]

7831. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bir kadýnla güzelliđi sebebiyle evlenirse onda istediđini bulamaz. Her kim bir kadýnla malý için evlenirse, Allah onu o mala havale eder. O halde dindar kadýnlarla evlenin.”[809]

7832. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Adamýn biri Peygamber’in (s.a.a) huzuruna vardý ve evlilik hususunda kendisinden izin istedi. Peygamber ona ţöyle buyurdu: “Evet evlen, dindar kadýnlarla evlen ki ellerin hayýr görsün.”[810]

7833. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Kadýnlarla güzellikleri için evlenmeyin, zira bazen güzellikleri onlarýn helak oluţuna sebep olur. Mallarý için de kadýnlarla evlenmeyin, zira bazen mallarý onlarý isyana sürükler. O halde onlarla dindarlýklarý sebebiyle evlenin.”[811]

7834. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim dindarlýđý ve güzelliđi sebebiyle bir kadýnla evlenirse bu iţ onun fakir düţmesine engel olur.”[812]

7835. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Kadýnýn yüz güzelliđini, din güzelliđine tercih etmemek gerekir.”[813]

7836. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Bir kadýnla dört ţey sebebiyle evlenilir: Mal, güzellik, dindarlýk ve soy. Sen dindar kadýnlarla evlen.”[814]

bak. Vesail’uţ Ţia, 14/30, 14. Bölüm

 

1642. Bölüm

Evlilikte Dindar Erkekle Evlenmenin Önemi

 

7837. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Birisi sizden kýz istemeye gelir ve onun dindarlýk ve emanetçiliđini beđenirseniz ona kýz verin. Eđer böyle yapmazsanýz yeryüzünde bir çok fesat vücuda gelir.”[815]

7838. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Eđer birisi senden kýz istemeye gelir de din ve ahlakýný beđenirsen kýzýný onunla evlendir, fakirliđi senin bu iţi yapmana engel olmasýn. Allah-u Teala ţöyle buyurmuţtur: “Eđer ayrýlýrlarsa Allah her ikisine de geniţliđinden zenginlik verir.” Hakeza ţöyle buyurmuţtur: “Eđer fakir olurlarsa Allah onlarý kendi fazlýndan zengin kýlar.[816]

7839. Ýmam Hasan (a.s), kendisiyle kýzýnýn evliliđi hususunda meţveret eden birine ţöyle buyurmuţtur: “Kýzýný takvalý biriyle evlendir. Zira eđer kýzýný severse, onu yüce tutar. Eđer sevmezse ona zulmetmez.”[817]

Bak Vesail’uţ Ţia, 14/50, 28. Bölüm

 

1643. Bölüm

Mehirin Hikmeti

 

Kur’an:

“Kadýnlara mehirlerini cömertçe verin, eđer ondan gönül hoţluđu ile size bir ţey bađýţlarlarsa onu afiyetle yiyin.” [818]

7840. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mehiri erkeđin üzerine farz kýlmanýn ve kadýnlarýn kocalarýna mehir vermesinin farz olmamasýnýn sebebi, kadýnýn masraflarýnýn erkeđin sorumluluđunda olmasýdýr. Çünkü kadýn kendisini veren, erkek ise onu alandýr. Satýţ bir paha karţýsýnda, alýţ ise o pahayý ödemek suretiyle gerçekleţir. Ayrýca kadýnlar, ticaret edemezler ve benzeri bir çok nedenleri vardýr.”[819]

7841. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýţleri bir olduđu halde mehirin kadýna deđil de erkeđin sorumluluđunda olmasýnýn sebebi ţudur: Erkek ihtiyacýný giderip tatmin olunca kalkar ve kadýnýn tatmin olmasýný beklemez. Ýţte bu yüzden mehir kadýnýn deđil de erkeđin sorumluluđundadýr.”[820]

bak. Vesail’uţ Ţia, 15/1  Ebvab’ul-Muhur

 

1644. Bölüm

Mehiri Fazla Tutmayý Kýnamak

 

7842. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kadýnýn uđursuzluđu mehirinin çok oluţu ve eţine itaatsizliđidir.”[821]

7843. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ümmetimin kadýnlarýndan en üstünü en güzel yüzlü olan ve mehri en az olan kadýndýr.”[822]

7844. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “En hayýrlý mehir en hafif olanýdýr.”[823]

7845. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Kadýnýn kolay istenmesi, mehirinin hafif oluţu ve rahat dođum yapmasý onun uđurlu oluţundandýr.”[824]

7846. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Mehiri kolay tutun. Zira ađýr mehir kadýný meţru kýlar, ama erkeđin kalbinde ona karţý bir kin ve düţmanlýk meydana getirir.”[825]

 

1645. Bölüm

Kadýn Seçimine Önem Vermek

 

7847. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz kadýn boyuna asýlan bir halkadýr. O halde boynuna neyi astýđýna iyi bak. Kadýn için bir deđer ve paha tayin etmek mümkün deđildir; ne iyileri için ve ne de kötüleri için! Ýyi kadýnýn deđeri altýn ve gümüţ deđildir. Ýyi kadýn altýn ve gümüţten daha deđerlidir. Kötü kadýnýn deđeri ise toprak deđildir. Toprak bile kötü kadýndan daha hayýrlýdýr.”[826]

 

1646. Bölüm

Nutfeleriniz Ýçin Ýyi Seçim Yapýn

 

7848. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýyi ve salih bir aileyle evlilik yapýn. Zira kanýn etkisi vardýr.”[827]

7849. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Nutfeleriniz için iyi yer seçin. Size denk olan kimselerle evlenin. Denklerine kýz verin.”[828]

7850. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Nutfeniz için iyi bir yer seçin. Zira kadýnlar, erkek ve kýz kardeţlerine benzer çocuklar dođururlar.”[829]

7851. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Nutfeleriniz için iyi bir yer seçin ve eţlerinizi seçerek alýn. Kalçalý kadýnlarla evlenin, zira onlar daha çok dođururlar.”[830]

 

1647. Bölüm

Mümin Kadýn Mümin Erkeđin Dengidir

 

7852. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ben, kölem Zeyd b. Harise’yi, Zeyneb binti Cahţ ve Mikdad’ý ise Zübeyr’in kýzý Zebaa ile evlendirdim ki Allah nezdinde en deđerli olanýnýzýn en iyi Müslüman olduđunu bilesiniz.”[831]

7853. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Zeyd b. Harise’yi Zeyneb binti Cahţ ve Mikdad’ý Zübeyr b. Abdulmuttalib’in kýzý Zebaa ile evlendirdim ki en büyük ţerafetin Ýslam olduđunu bilesiniz.”[832]

bak. Vesail’uţ Ţia, 14/43, 25. Bölüm

 

1648. Bölüm

Evlenilmemesi Gereken Erkek

 

7854. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţarap içen kimseye kýz vermeyin. Eđer ona kýz verecek olursan zinaya aracýlýk etmiţ gibi olursun.”[833]

7855. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Evlilik kölelik halkasýdýr. O halde kýzýný evlendiren kimse onu köle vermiţ olur. Dolayýsýyla sizden her biriniz kýzýný kime köle ettiđine iyi bakmalýdýr.”[834]

7856. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “(Hakkaniyetiniz hakkýnda) ţek içinde olan aileden kýz alýn, ama onlara kýz vermeyin. Zira kadýn, erkeđin ahlakýný alýr ve erkek onu kendi dininin tesiri altýna alýr.”[835]

7857. Hüseyin b. Beţţar ţöyle diyor: “Ebu’l Hasan’a (a.s) ţöyle yazdým: “Akrabamdan biri kýzýmý istiyor, ama kötü ahlaklýdýr.” Ýmam ţöyle buyurdu: “Eđer ahlaký kötü ise ona kýzýný verme.”[836]

bak. Vesail’uţ Ţia, 14/53-54, 29-31. Bölümler

 

1649. Bölüm

Evlenilmemesi Gereken Kadýnlar

 

7858. Resulullah (s.a.a) halka hitaben ţöyle buyurmuţtur: “Hezra ed-Demen’den sakýnýn.” Kendisine, “Ey Allah’ýn Resulü! Hezra ed-Demen ne demektir?” diye sorduklarýnda ise ţöyle buyurdu: “Kötü bir ailede büyüyen güzel yüzlü kadýn.”[837]

7859. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ahmak kadýnla evlenmekten sakýnýn, zira onunla oturmak insaný zayi eder ve çocuđu sýrtlan sýfatlý olur.”[838]

7860. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ţehbere, lehbere, nehbere, heydere ve lefut kadýnlarla evlenmeyin... Ţehbere, kötü dilli mavi gözlü kadýndýr lehbere, uzun boylu ve zayýf kadýndýr, nehbere çirkin ve kýsa boylu kadýndýr, heydere ölümün eţiđinde bulunan yaţlý kadýndýr lefut ise önceki eţinden çocuk sahibi olan kadýndýr.”[839]

bak. Vesail’uţ Ţia, 14/56, 32. bölüm; s. 57; 34. Bölüm

 

1650. Bölüm

Kadýnlarýn Çeţitleri

 

7861. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kadýnlar üç kýsýmdýr: Biri tümüyle senin lehinedir, biri ise hem senin lehine hem de senin aleyhinedir, diđeri ise hem senin aleyhinedir ve hem de senin için bir faydasý yoktur. Senin lehine olan kadýn, bakire kadýndýr. Hem senin lehine ve hem de aleyhine olan kadýn, dul kadýndýr. Senin aleyhine olup, sana hiç bir faydasý olmayan kadýn ise, önceki eţinden çocuk sahibi olan kadýndýr.”[840]

7862. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kadýnlar üç kýsýmdýr: Birisi eţine dünya ve ahiret iţlerinde yardýmcý olan ve eţinin aleyhine olan zamana karţý ona destek olan, sevgi dolu dođurgan kadýn. Diđeri kocasýna hayýrlý iţlerde yardým etmeyen kýsýr kadýndýr, Diđeri ise güzellikten nasibi olmayan, çok bađýrýp duran, bir ayađý dýţarýda olan, ayýplayan, çođu az bulan ve çođu da kabul etmeyen kadýndýr. Böyle bir kadýna bađlanmaktan sakýn. Zira Allah Resulü (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Hezra ed-Demen’den sakýnýn.” Kendisine, “Ey Allah’ýn Resulü! Hezra ed-Demen kimdir?” diye sorulunca da ţöyle buyurmuţtur: “Kötü bir ailede yetiţen güzel kadýndýr.”[841]

bak. Vesail’uţ Ţia, 14/13, 6. Bölüm, s. 18, 7. Bölüm

 

1651. Bölüm

Kocanýn Haklarý

 

7863. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Kadýn üzerinde en büyük hak kocasýnýndýr. Erkek üzerinde en büyük hak ise annesinindir.”[842]

7864. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kadýn için Rabbi nezdinde kocasýnýn hoţnutluđundan daha etkili ţefaatçi yoktur. Fatýma (a.s) vefat ettiđinde, Müminlerin Emiri (a.s) baţ ucunda ayađa kalkarak ţöyle buyurdu: “Allah’ým! Ben Peygamber’inin kýzýndan razýyým! Allah’ým o ţu anda yalnýzdýr, o halde sen ona arkadaţ ol.”[843]

7865. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Kocasýný sinirlendiren kadýna eyvahlar olsun! Kocasýnýn kendisinden razý olduđu kadýna ne mutlu!”[844]

7866. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Eđer birinin birine secde etmesini emretseydim, kesinlikle kadýnýn kocasýna secde etmesini emrederdim.”[845]

7867. Kays b. Sa’d ţöyle diyor: “Hire’ye vardým, insanlarýn sýnýr korumalarý karţýsýnda secdeye kapandýklarýný gördüm. Onlara ţöyle dedim: “Allah Resulü, secde edilmeye daha layýktýr.” Kays daha sonra ţöyle diyor: “Bilahare Peygamber’in (s.a.a) yanýna döndüm ve ţöyle arzettim: Ben Hire’ye gittim ve insanlarýn, sýnýr korumalarý karţýsýnda secde ettiđini gördüm. Oysa ki ey Allah’ýn Resulü, sen bizim secde etmemize daha layýksýn.” Peygamber ţöyle buyurdu: “Eđer kabrimin önünden geçersen secde eder misin?” Kays ţöyle diyor: “Ben, “Hayýr” dedim. Peygamber ţöyle buyurdu: “Bu iţi yapmayýn! Eđer birinin birine secde etmesini emretseydim, ţüphesiz kadýnlara Allah’ýn eţleri için boyunlarýna yüklediđi haklar sebebiyle eţlerine secde etmelerini emrederdim.”[846]

bak. Et-Ta’zim, 2754. Bölüm

7868. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kadýn kocasýna karţý üç hususa riayet etmelidir: Kendisini günahtan korumalýdýr ki kocasý sevdiđi veya sevmediđi hususlarda ona kalbinde itminan etsin. Kocasýna ve yaţamýna dikkat etmelidir ki bir hata yaptýđý zaman ona merhametli davransýn. Kadýn kocasýna iţve yaparak, kendini sevdirerek uygun bir ţekilde gözüne güzel gözükerek aţýk olduđunu izhar etmelidir.”[847]

 

1652. Bölüm

Kadýnýn Haklarý

 

7869. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Cebrail bana sürekli kadýný tavsiye etti. Öyle ki kötülüđü tespit edildiđi hususlar dýţýnda onu boţamanýn caiz olmadýđýný zannettim.”[848]

7870. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Kadýnýn kocasý üzerindeki hakký, karnýný doyurmasý, bedenini giydirmesi ve ona suratýný asmamasýdýr.”[849]

7871. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kadýnýn hakký ţudur: Bil ki aziz ve celil olan Allah onu senin huzurun ve kaynaţman için bir vesile kýlmýţtýr. Bil ki kadýn Allah’ýn sana verdiđi bir nimettir. O halde ona saygý göster, ona karţý yumuţak ol. Her ne kadar senin onun üzerinde hakkýn daha da gerekliyse, ama onun senin üzerindeki hakký kendisine merhametli olmandýr.”[850]

7872. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Erkek evini ve ailesini geçindirmek için üç haslete muhtaçtýr, eđer tabiatý bunlara  sahip olmazsa elde etmek için kendini zorluđa salmalýdýr: Güzel davranmak, ölçülü bir ţekilde eli açýk olmak ve onlarý korumak hususunda gayretli olmak.”[851]

7873. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Erkeđin kadýna “Seni seviyorum” demesi asla kadýnýn kalbinden çýkmaz”[852]

7874. Ýshak b. Ammar ţöyle diyor: “Ýmam Sadýk’a (a.s) ţöyle arzettim: “Erkeđin yerine getirdiđi taktirde iyilik sahibi olduđu kadýnýn erkek üzerindeki hakký nedir?” Ýmam ţöyle buyurdu: “Kadýnýn yiyeceđini ve giyeceđini temin etmesidir ve cahillik ettiđinde onu bađýţlamasýdýr.”[853]

7875. Hasan b. Cehm ţöyle diyor: “Ebu’l-Hasan’ý (a.s) gördüm. Kýna sürmüţtü. Ona, “Fedan olayým! Kýna mý sürdün?” dedim. O ţöyle buyurdu: “Evet süslenmek, kadýnýn iffetini artýrýr. Kadýnlar kocalarý süslenmeyi terk ettiđi için iffeti terk etmiţlerdir.” Daha sonra ţöyle buyurdu: “Eđer süslenmezsen, eţinin de senin gibi süslenmemesinden hoţlanýr mýsýn?” Ben, “Hayýr” dedim. Ýmam ţöyle buyurdu: “O halde o da iţte böyledir.”[854]

7876. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Erkek eţi ile ilgili olarak üç ţeyden müstađni deđildir: Ýlgisini, muhabbetini ve uyumunu elde etmek için kendisiyle uyuţmasý, kendisine güzel ahlaklý davranmasý ve kendini onun için süsleyip refahý için gerekli imkanlarý temin ederek kalbini elde etmesi.”[855]

 

1653. Bölüm

Erkeđe Hizmet

 

7877. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ümmü Seleme, kadýnlarýn eţlerine hizmet etmesinin faziletini sorunca, Peygamber (s.a.a) ţöyle buyurdu: “Kadýn, kocasýnýn evinde düzenlemek maksadýyla bir ţeyi bir yere nakledince Allah ona bakar ve her kime Allah bakarsa ona azap etmez.”[856]

7878. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kadýnýn cihadý kocasýna güzel eţlik etmesidir.”[857]

7879. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Kocasýna yedi gün hizmet eden kadýna, Allah cehennemin yedi kapýsýný yüzüne kapatýr ve cennetin sekiz kapýsýný yüzüne açar, böylece istediđi yerden cennete girer.” Daha sonra ţöyle buyurdu: “Kocasýna bir yudum su içiren kadýnýn bu ameli kendisi için gündüzleri oruç tuttuđu ve geceleri ibadetle geçirdiđi bir yýldan daha hayýrlýdýr.”[858]

 

1654. Bölüm

Kadýna Hizmet

 

7880. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Karýsýna bir su içiren erkek mükafata eriţir.”[859]

7881. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Karýsýna sadece sýddýk (dođru), ţehit veya Allah’ýn dünya ve ahiret hayrýný dilediđi kimse hizmet eder.”[860]

7882. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýki zayýf hakkýnda Allah’tan korkun: Yetim ve kadýn. Ţüphesiz en hayýrlýnýz, ailesine en iyi olanýnýzdýr.”[861]

7883. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ailesine iyilik eden kimsenin Allah ömrünü uzatýr.”[862]

7884. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Erkeđin ailesinin yanýnda oturmasý Allah-u Teala’ya bu benim mescidimde itikafa girmesinden daha sevimlidir.”[863]

7885. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Eţinin ađzýna dođru lokmayý kaldýran erkek sevap elde eder.”[864]

 

1655. Bölüm

Kocasýna Eziyet Etmek

 

7886. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kocasýna eziyet eden kadýn mel’undur, mel’undur! Kocasýna saygý gösteren, ona eziyet etmeyen ve her zaman emrine itaat eden ise, mutludur, mutludur!”[865]

7887. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kimin kendisine eziyet eden bir karýsý olursa, Allah o kadýnýn, bütün ömrü boyunca oruç tutsa bile, kocasýna yardým edip onu hoţnut etmedikçe namazýný ve güzel amelini kabul etmez... Erkek de karýsýna eziyet eder ve ona zulmederse ayný bu günah ve azabý görür.”[866]

 

1656. Bölüm

Kadýna Eziyet Etmek

 

7888. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz aziz ve celil olan Allah ve Resulü kendisinden mehrini bađýţlamak suretiyle boţanmasýný sađlamak için karýsýna eziyet eden kimseden beridir.”[867]

7889. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Kendisi dayak yemeye daha müstahak olduđu halde karýsýný döven kimseye ţaţarým.”[868]

7890. Ýmam Ali (a.s) ođlu Hasan’a (a.s) yaptýđý vasiyetinde ţöyle buyurmuţtur: “Ailen senin nezdinde yaratýklarýn en mutsuzu olmamalýdýr.”[869]

 

1657. Bölüm

Kadýnýn Kötü Ahlakýna Sabretmek

 

7891. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah için ve mükafat ümidiyle karýsýnýn kötü ahlakýna sabreden erkeđe Allah-u Teala sabrettiđi her gece ve gündüz için Eyyub’a (a.s) gördüđü bela karţýlýđýnda verdiđi mükafatý bađýţlar. O kadýnýn günahý da her gece ve gündüz çakýllýktaki çakýl taţlarý sayýsýnca olur.”[870]

 

1658. Bölüm

Erkeđin Kötü Ahlakýna Sabretmek

 

7892. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Kocasýnýn kötü ahlaký karţýsýnda sabreden kadýna Allah Asiye binti Muzahim’in sevabýný bađýţlar.”[871]

 

1659. Bölüm

Saliha Kadýn

 

7893. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Mümin aziz ve celil olan Allah’tan sakýnmaktan sonra saliha kadýndan daha iyi bir ţeyden hayýr görmemiţtir.”[872]

7894. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyanýn en hayýrlý metasý saliha kadýndýr.”[873]

7895. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Saliha kadýn erkeđin saadetindendir.”[874]

7896. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Dünya bir metadýr. En hayýrlý metasý ise saliha kadýndýr.”[875]

7897. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Saliha kadýn iki kazançtan biridir.”[876]

7898. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mümin kul gördüđünde sevinen ve ondan ayrýldýđýnda gýyabýnda kendisini ve malýný koruyan saliha bir eţten daha hayýrlý bir fayda elde etmemiţtir.”[877]

7899. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Saliha kadýn gurab’il e’sam gibi takriben çok az bulunur.” Kendisine, “Takriben az bulunan gurab’il e’sam nedir?” diye sorulunca ţöyle buyurdu: “Ayaklarýndan biri beyaz olan kargadýr.”[878]

7900. Ýmam Sadýk (a.s), Sa’d’ýn karýsýna ţöyle buyurmuţtur: “Sađlýk olsun sana ey Hansa! Eđer Allah kýzýn Ümmü’l-Hüseyn’den baţka bir ţey sana vermeseydi yine de sana çok hayýr vermiţ olurdu. Ţüphesiz saliha kadýnýn kadýnlar arasýndaki misali, kargalar arasýnda e’sam kargasý misalidir. E’sam karga, bir ayađý beyaz olan (ve çok nadir bulunan) kargadýr.”[879]

7901. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Saliha bir kadýn, salih olmayan bin erkekten daha hayýrlýdýr.”[880]

bak. el-Hayr, 1158. Bölüm

 

1660. Bölüm

Kötü Eţ

 

7902. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “En kötü ţey, kötü kadýndýr.”[881]

7903. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Müminlerin en galip düţmaný, kötü kadýndýr.”[882]

7904. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Müminin en galip düţmaný kötü kadýndýr.”[883]

7905. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Resulü’nün (s.a.a) dualarýndan biri de ţuydu: “Allahým! Yaţlýlýk çađým gelmeden beni yaţlatan kadýndan sana sýđýnýrým.”[884]

 

1661. Bölüm

Allah’a Günah Hususunda Kadýna Ýtaat

 

7906. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kötü kadýndan korkunuz, iyilerinden ise sakýnýnýz. Eđer sizleri iyi bir ţeye davet ederlerse kulak asmayýn ki kötü iţler de itaat etmenize tamah etmesinler.”[885]

7907. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Resulü (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim karýsýna itaat ederse Allah onu yüz üstü ateţe atar.” Kendisine, “Ýtaatten maksat nedir?” denilince ţöyle buyurmuţtur: “Kendisinden ince elbiseler ister ve erkek de bunu kabul eder.”[886]

7908. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bir kadýnýn yönettiđi erkek mel’undur!”[887]

 

1662. Bölüm

Ailesinin Geçimini Temin Etmekte Riayet Edilmesi Gerekenler

 

7909. Ýmam Seccad (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah ailesini daha fazla nimet ve refah içinde yaţatan kimseden daha çok hoţnuttur.”[888]

7910. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz mümin, Allah’ýn terbiye ettiđi bir kimsedir. Allah ona geniţlik verdiđinde eli açýk olur. Allah ondan aldýđýnda ise kendini tutar.”[889]

7911. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim pazara girer, bir hediye alýr ve onu ailesine götürürse, bir grup aç insana sadaka götüren kimse gibidir ve hediye vermekte kýzlardan baţlamak gerekir.”[890]

bak. er-Rýza (2), 1523. Bölüm

 

1663. Bölüm

Çok Eţlilik

 

Kur’an:

“Eđer, yetimlere haksýzlýk yapmaktan korkarsanýz onlarla deđil, hoţunuza giden kadýnlardan ikiţer, üçer ve dörder evlenebilirsiniz; ţayet, aralarýnda adaletsizlik yapmaktan korkarsanýz bir tane alýn veya sahip olduđunuz (cariye) ile yetinin. Dođru yoldan sapmamanýz için en uygunu budur.” [891]

7912. Ţöyle rivayet edilmiţtir: “Zýndýk birisi Ebu Cafer Ehvel’e ţöyle dedi: “Bana söyle bakayým, Allah-u Teala’nýn, “Kadýnlardan beđendiđinizi alýn” ayeti ile surenin sonundaki, “Her ne kadar isteseniz de kadýnlar arasýnda adalete güç yetiremezsiniz” ayeti arasýnda bir fark ve ihtilaf var mýdýr? Ebu Cafer Ehvel ţöyle diyor: “Ben bu soruya cevap veremedim. Bunun üzerine Medine’ye gittim ve Ýmam Sadýk’ýn (a.s) huzuruna vardým. Ona iki ayeti sordum. Ýmam bana ţöyle buyurdu: “Eđer adaletle davranmamaktan korkarsanýz o halde biriyle yetinin” ayetindeki adalete riayet nafaka ve masraflar ile ilgilidir. “Asla yapamazsýnýz” ayetinden maksat ise kadýnlarý sevmekte eţitliđe riayet etmektir. Zira hiç kimse iki eţini eţit ţekilde sevemez.[892]

7913. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kimin iki karýsý olur ve kendisini bölüţtürmede ve onlara harçlýk vermede aralarýnda adaletli davranmazsa, kýyamet günü elleri bađlý, bedeninin yarýsý bir tarafa eđrilmiţ bir ţekilde getirilir ve ateţe girer.”[893]

7914. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Birinin iki karýsý olur ve onlar arasýnda adaletle davranmazsa, kýyamet günü bedeninin yarýsý düţmüţ olarak getirilir.”[894]

7915. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim kendileriyle cinsel iliţkiye giremeyeceđi kadar kadýn alýr ve neticede onlardan biri zinaya düţerse günahý onun boynunadýr.”[895]

 

1664. Bölüm

Adem’in Ýki Çocuđunun Evliliđi

 

7916. Ýmam Rýza (a.s), kendisine Adem’in soyunun çođalma ţekli hakkýnda soran Ahmet b. Muhammed b. Ebi Nasýr’a ţöyle buyurmuţtur: “Havva, Kabil ve kýz kardeţine bir defasýnda hamile oldu. Ýkinci defasýnda ise, Habil ve kýz kardeţine hamile kaldý. Habil, Kabil ile birlikte dođan kýz kardeţiyle evlendi. Kabil ise Habil ile birlikte dođan kýz kardeţiyle evlendi ve ondan sonra kýz kardeţiyle evlenmek haram sayýldý.”[896]

bak. en-Nubuvvet (2), 3781. Bölüm

 

1665. Bölüm

Düđün Davetini Kabul Etmenin Adabý

 

7917. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Düđün merasimine davet edildiđinizde ađýr davranýn. Zira bu merasim insana dünyayý hatýrlatmaktadýr. Ama bir cenazeyi teţyii etmeye davet edildiđinizde acele davranýn. Zira bu merasim insana ahireti hatýrlatýr.”[897]

7918. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Sizden birisi düđün yemeđine davet edildiđinde kabul etsin.”[898]

7919. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Düđün yemeđi kötü bir yemektir, onda zenginler yedirilir, fakirlere engel olunur.”[899]

7920. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Düđünün ilk günü davet haktýr, ikinci günü davet ihsan ve iyiliktir, üçüncü günü davet ise gösteriţ ve ţöhrettir.”[900]

 

1666. Bölüm

Evliliđi Ýlan Etmeye Teţvik

 

7921. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Bu evlilikleri açýkça yapýn ve onlarý camilerde düzenleyin.”[901]

7922. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Evlilik merasimini açýkça yapýn.”[902]

7923. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Evlilik merasimini açýkça, kýz istemeyi ise gizlice yapýn.”[903]

 



208. Konu

 

ez-Ziyaret

Ziyaret Etmek

 

F Bihar, 100/100-455, 101, 102, kitab’ul-mezar

F Vesail’uţ-ţia, 10/251, ebvab’ul-mezar

F Kenz’ul-Ummal, 15/758, Ziyaret ve adabuhu

F Bihar, 74/342, 21. bölüm, tezavir’ul-ihvan ve telakihim

F Vesail’uţ-Ţia, 10/455-463, isticab-u ziyaret’il-mumin hususen es-suleha

 

 

 

 



 


1667. Bölüm

Allah Ýçin Karţýlýklý Ziyarete Teţvik

 

7924. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah için, Allah’a itaat eden kimseleri ziyaret ve hidayeti onun velayet ehlinden al.”[904]

7925. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah için ziyaret edin ve Allah için Allah’ýn dostlarýyla iliţki kurun. Allah için verin ve Allah için menedin. Allah’ýn düţmanlarýndan kopun ve Allah’ýn dostlarýyla kenetlenin.”[905]

 

1668. Bölüm

Allah’ýn Ziyaretçileri

 

7926. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bir ihtiyacýný istemek için deđil de mümin kardeţini görmek için onun evine giderse, Allah’ýn ziyaretçilerinden sayýlýr ve Allah’ýn kendisine ziyaret edene bir ikramda bulunmasý haktýr.”[906]

7927. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Allah için bir kardeţini görmeye giderse aziz ve celil olan Allah ţöyle buyurur: “Sen beni görmeye geldin, senin mükafatýn benim boynumadýr. Ben senin için cennetten daha az bir mükafata razý olmam.”[907]

7928. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim dini kardeţini görmek için evinin kapýsýna giderse, aziz ve celil olan Allah ona ţöyle buyurur: “Sen benim misafirim ve ziyaretçimsin. Seni ađýrlamak benim hakkýmdýr, ben senin sevgine karţýlýk olarak cenneti sana farz kýldým.”[908]

 

1669. Bölüm

Allah Ýçin Ziyaret Etmenin Sevabý

 

7929. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah için birbirini ziyaret etmek kadar hiç bir ţey Ýblis ve ordusunu bozguna uđratmaz.”[909]

7930. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim baţkasý için deđil de Allah için, Allah’ýn vaad ettiđi ţeyi elde etmek ve Allah nezdinde olan ţeylere nail olmak için kardeţini ziyarete giderse, Allah ona yetmiţ bin melek gönderir ve onlar kendisine ţöyle seslenirler: “Hey! Kurtuluţa erdin, cennet sana mübarek olsun.”[910]

7931. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Allah yolunda ve Allah için kardeţini görmeye giderse, kýyamet günü nurdan bir elbise içinde yürür ve önünden geçtiđi her ţeyi aydýnlatýr.”[911]

7932. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah yolunda ve Allah için Müslüman kardeţini ziyaret eden kimseye aziz ve celil olan Allah ţöyle seslenir: “Ey ziyaret eden kimse! Kurtuluţa erdin, cennet sana mübarek olsun.”[912]

7933. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Kardeţini ziyaret edenin mükafatý, ziyaret edilen kimsenin mükafatýndan daha fazladýr.”[913]

 

1670. Bölüm

Dini Korumada Kardeţleri Ziyaretin Rolü

 

7934. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Karţýlýklý ziyarette bulunun. Ţüphesiz birbirinizi ziyaret etmeniz, kalplerinizin ihyasýna ve hadislerimizin hatýrlanmasýna sebep olur. Hadislerimiz sizlere birbirinizi sevdirir. Eđer onlarla amel ederseniz kemal ve kurtuluţa eriţirsiniz. Eđer terk ederseniz sapýklýđa düţer ve helak olursunuz. O halde hadislerimizle amel edin. Bu taktirde ben kurtuluţunuza kefilim.”[914]

7935. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýyilerin ziyareti, kalplerin bayýndýrlýk sebebidir.”[915]

7936. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Evlerinizde birbirlerinizi ziyaret edin. Zira bu iţ, iţimizi ihya eder. Allah’ýn rahmeti iţimizi ihya eden kimsenin üzerine olsun.”[916]

bak. el-Kalb, 3407, 3408. Bölümler

 

1671. Bölüm

Kardeţlerle Görüţmenin Meyveleri

 

7937. Ýmam Cevad (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kardeţlerle görüţmek, her ne kadar kýsa da olsa aklýn yetiţmesine ve meyve vermesine sebep olur.”[917]

7938. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kardeţleri ziyaret etmek her ne kadar az da olsa büyük bir ganimettir.”[918]

7939. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ziyaretleţmek, muhabbet tohumunu yeţertir.”[919]

 

1672. Bölüm

Kötülerle Görüţmekten Sakýnmak

 

7940. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Biriyle görüţmek istersen, iyileri görmeye git. Kötüleri ziyaret etmekten sakýn. Zira onlar içinde pýnarýn fýţkýrmadýđý bir kaya parçasý, yapraklarý yeţermeyen bir ađaç ve hiç bir bitkinin bitmediđi çorak bir yerdir.”[920]

 

1673. Bölüm

Ziyaret Adabý

 

7941. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Gün aţýrý ziyarette bulun ki daha sevimli olasýn.”[921]

7942. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Gün aţýrý ziyarette bulunmak usanmaya engel olur.”[922]

7943. Ýmam Ali (a.s), ođlu Hüseyin’e (a.s) yaptýđý vasiyetinde ţöyle buyurmuţtur: “Fazla ziyarette bulunmak usandýrýcýdýr.”[923]

7944. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim fazla ziyarette bulunursa güler yüzlülüđü azalýr.”[924]

7945. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kardeţine güvendiđin zaman, artýk onu ne zaman ziyaret edeceđine veya onun seni ne zaman ziyaret edeceđine önem verme.”[925]

 



209. Konu

 

Ziyaret’ul-Kubur

Mezar Ziyareti

 

F Vesail’uţ-Ţia, 2/877-882, 54-58. bölümler, ziyaret’ul-kubur

F Bihar, 100/100-455, 101, 102, kitab’ul-mezar

 

 

 

 



 
1674. Bölüm

Peygamberi (s.a.a) Ziyaret Etmek

 

7946. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim beni ziyaret ederse, kýyamet günü ona ţefaatçi olurum.”[926]

7947. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim yeryüzünün bir parçasýndan bana selam gönderirse, selamý bana ulaţýr. Her kim kabrimin baţýna gelir ve bana selam verirse onu iţitirim.”[927]

7948. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim dirimi veya ölümü ziyaret ederse, kýyamet günü ona ţefaatçi olurum.”[928]

bak. el-Bihar, 100/139, 1. Bölüm; Vesail’uţ Ţia, 10/252-269; 2-6. Bölümler

 

1675. Bölüm

Masum Ýmamlarý (a.s) Ziyaret

 

7949. Hasan b. Ali (a.s) Allah Resulüne ţöyle arzetti: “Babacýđým! Sizleri ziyaret edenin mükafatý nedir?” Allah Resulü ţöyle buyurdu: “Ođulcađýzým! Her kim benim ölümü veya dirimi veya senin babaný veya kardeţini veya seni ziyaret ederse, kýyamet günü onu ziyaret etmek ve onu günahlarýndan kurtarmak bana bir haktýr.”[929]

7950. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her imamýn dostlarý ve Ţialarý üzerinde bir ahdi vardýr. Onlarýn kabirlerini ziyaret etmekle bu ahde vefa kemale ermektedir ve güzel bir ţekilde eda edilmektedir. O halde her kim onlarýn ziyaretlerine olan ilgi ve rađbet ile ve onaylayarak onlarý ziyarette bulunursa imamlarý kýyamet günü onlara ţefaatçi olur.”[930]

7951. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim ilkimizi ziyaret ederse, sonuncumuzu ziyaret etmiţ olur. Her kim sonuncumuzu ziyaret ederse ilkimizi ziyaret etmiţ olur. Her kim, ilkimizin velayetini kabul ederse, sonuncumuzun velayetini kabul etmiţ olur. Her kim sonuncumuzun velayetini kabul ederse, ilkimizin velayetini kabul etmiţ olur.”[931]

7952. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim biz öldükten sonra bizleri ziyaret ederse, hayatýmýzda bizleri ziyaret etmiţ gibidir.”[932]

 

1676. Bölüm

Ýmam Ali’yi (a.s) Ziyaret Etmek

 

7953. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Müminlerin Emiri’ni (a.s) ziyaret etmek istersen, bil ki sen Adem’in kemiklerinin, Nuh’un bedeninin ve Ali b. Ebu Talib’in cisminin ziyaretçisisin.”[933]

7954. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bil ki Müminlerin Emiri (a.s) Allah nezdinde tüm imamlardan üstündür. Onlarýn amellerinin sevabý onundur. Ýmamlara kendi amelleri miktarýnca üstünlük verilmiţtir.”[934]

7955. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Müminlerin Emiri’nin (a.s) kabrini ziyaret etmenin, Hüseyin’in (a.s) kabrini ziyaret etmeye olan üstünlüđü, Müminlerin Emiri’nin, Hüseyin’e olan üstünlüđü gibidir.”[935]

7956. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kufe yakýnlarýnda bir kabir vardýr. Gam ve hüzüne bođulmuţ kimseler oraya gider. Kenarýnda dört rekat namaz kýlar. Allah hacetini gidermekle onlarý sevinçli bir halde döndürür.”[936]

bak. el-Bihar, 100/226- 384

 

1677. Bölüm

Resulullah’ýn Kýzý Fatýma’nýn (a.s) Ziyareti

 

7957. Fatýmat’uz-Zehra (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Resulullah (s.a.a) bana ţöyle buyurdu: “Ey Fatýma! Her kim sana selam gönderirse Allah onu kabul eder ve cennette onu bana katar.”[937]

7958. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Resulü ţöyle buyurmuţtur: “Benim kabrim ve minberim arasýnda, cennet bahçelerinden bir bahçe vardýr. Minberim, cennetteki su yollarýndan biri üzerindedir. Çünkü Fatýma’nýn (a.s) kabri  Resulullah’ýn kabri ve minberi arasýndadýr. Fatýma’nýn kabri cennet bahçelerinden bir bahçedir. Cennetteki su yataklarýndan biri ona dođru akar.”[938]

bak. el-Bihar, 100/191, 5. Bölüm; Vesail’uţ Ţia, 10/287/18. Bölüm

 

1678. Bölüm

Ýmam Hasan’ý (a.s) Ziyaret

 

7959. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Hasan’ý Baki mezarlýđýnda ziyaret ederse, ayaklarýn sürçtüđü gün onun ayađý sýrat üzerinde sabit kalýr.”[939]

7960. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hüseyin b. Ali her Cuma akţamý Hasan’ýn (a.s) ziyaretine giderdi.”[940]

 

1679. Bölüm

Ýmam Hüseyin’in (a.s) Ziyareti

 

7961. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim Hüseyin’i (a.s) hakkýný ve makamýný tanýyarak ziyaret ederse, Allah makbul olan bin haccýn ve makbul olan bin umrenin sevabýný ona yazar. Geçmiţ ve gelecek günahlarýný bađýţlar.”[941]

7962. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim hayatta olduđu müddetçe Hüseyin’in (a.s) kabrini ziyarete gitmezse din ve imaný nakýstýr. Cennete bile gidecek olsa, oradaki makamý tüm müminlerin makamýndan daha aţađýdýr.”[942]

7963. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yýlda bir defa Hüseyin’in (a.s) kabrinizi ziyaret edin”[943]

7964. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Tebarek ve Teala Arafat ehline tecelli etmeden önce Hüseyin’in (a.s) kabrini ziyaret edenlere tecelli eder, hacetlerini karţýlar, günahlarýný bađýţlar, onlarýn baţkalarý hakkýndaki isteklerini kabul eder ve sonra Arafat ehline yönelir ve onlara da ayný ţeyleri yapar.”[944]

7965. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “ Ţüphesiz Hüseyin b. Ali (a.s) …ţöyle buyurmuţtur: “Eđer ziyaretçim Allah’ýn kendisine ne hazýrladýđýný bilirse, sevinci tahammülsüzlüđünden daha üstün olur.” Ţüphesiz onun (Hüseyin’in) ziyaretçisi günahlardan temizlenmiţ bir halde evine döner.”[945]

bak. el-Bihar, 101 Vesail’uţ Ţia, 10/318-425

 

1680. Bölüm

Ýmam Sadýk’ýn Hüseyin’in (a.s) Ziyaretçilerine Duasý

 

7966. Muaviye b. Veheb ţöyle diyor: “Ýmam Sadýk’tan (a.s) huzuruna varmak için izin istedim. Bana, “Ýçeri gir” denildi. Ben içeri girdim. Evinin musallasýnda namaz kýlmakla meţgul olduđunu gördüm. Namazýný bitirinceye kadar oturdum ve Rabbiyle münacat ettiđini ve ţöyle buyurduđunu iţittim:

“Ey kerametini bizlere özgü kýlan, bizlere ţefaat vaad eden, vesayeti bize has kýlan, geçmiţ ve gelecek ilmi bizlere bađýţlayan, insanlarýn kalbini bize bađlý kýlan Allah’ým! Beni, kardeţlerimi ve babam Hüseyin’in (a.s) kabrini ziyaret edeni bađýţla. Onlar iyilik niyetiyle ve bizimle iliţki kurduklarý için vereceđin mükafatýn ümidiyle, Peygamber’ini sevindirmek maksadýyla mallarýný harcayan, yolculuk zahmetine katlanan kimselerdir.

Allah’ým! Düţmanlarýmýz, bu yolculuk sebebiyle onlarý kýnar, ama onlar muhaliflerimizin bu eleţtirilerine rađmen bize dođru gelirler. O halde güneţin sýcaklýđýnýn deđiţtirdiđi yüzlere rahmet et. Ebi Abdillah’ýn kabrine sürülen yüzlere merhamet et.

Allah’ým! O susuzluk gününde Kevser havuzunun baţýnda onlarla görüţünceye kadar bu canlarý ve bedenleri sana ýsmarlýyorum.”[946]

 

1681. Bölüm

Ýmam Hüseyin’in (a.s)  Ziyaret Adabý

 

7967. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Eba Abdillah’ýn ziyaretine gidince gam ve hüzün dolu bir kalp, periţan ve tozlanmýţ bir beden, susuz ve aç bir halde onu ziyaret et. Zira Hüseyin (a.s) hüzünlü, kederli, periţan, tozlanmýţ, aç ve susuz bir ţekilde öldürüldü. Ondan ihtiyaçlarýný dile ve geri dön. Onun kabrinin yanýný vatan edinme.”[947]

7968. Hezam Ýmam Sadýk’a (a.s) ţöyle arzetti: “Fedan olayým! Bir grup Hüseyin’in (a.s) kabrini ziyarete gitmekte ve yolculuđu güzel geçirmektedirler.” Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurdu: “Onlar eđer babalarýnýn kabrinin ziyaretine gitmiţ olsalardý böyle yapmazlardý.”[948]

7969. Muhammed b. Müslim, Ýmam Bakýr’a (a.s) ţöyle arzetti: “Eđer babanýzýn ziyaretine gidersek, hac etmiţ olur muyuz?” Ýmam, “Evet” diye buyurdu. Ben, “O halde hacca giden insan için gerekli olan ţeyler bizim için de gerekli midir?” dedim. Ýmam, “Hangi ţeyler?” diye sordu. Ben, “Hacca giden insana lazým olan ţeyler” dedim. Ýmam ţöyle buyurdu: “Yoldaţlarýna, güzel davranman gerekir. Hayýr ve güzellik dýţýnda konuţmaman gerekir. Allah’ý çok zikretmen gerekir. Elbiseni temizlemen gerekir. Hair  (Kerbela) bölgesine varmadan önce gusletmen gerekir. Huţu içinde olman, çok namaz kýlman, Muhammed ve Al-i Muhammed’e çok salat ve selam göndermen gerekir. Senin  olmayan bir malý almaktan sakýnman gerekir. Gözlerini kapaman gerekir. Yoldaţlarýndan birinin azýđýnýn bittiđini ve yolculuktan geri kaldýđýný gördüđünde ona mali açýdan yardýmcý olman ve bakman gerekir. Dininin kývam ve sađlamlýđýnýn kendisine bađlý olduđu takiyyeye riayet etmen gerekir. Nehyedilen ţeylerden, kavgadan, tartýţmadan, çok yemin içmekten, cedelleţmekten ve yemin edilen tartýţmalardan kaçýnman gerekir. O halde bunlara riayet edersen, hac ve umren kamil bir ţekilde eda edilmiţ olur.”[949]

bak. Vesail’uţ Ţia, 10/413, 71. Bölüm

 

1682. Bölüm

Baki Mezarlýđýndaki Ýmamlarýn Ziyareti

 

7970. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bizleri ziyaret ederse günahlarý bađýţlanýr ve fakirlik içinde ölmez.”[950]

7971. Ýmam Sadýk (a.s), kendisine, “Sizleri ziyaret eden kimsenin sevabý nedir?” diye soran birine ţöyle buyurmuţtur: “Allah Resulünü (s.a.a) ziyaret eden kimsenin sevabý gibidir.”[951]

bak. Vesail’uţ Ţia, 10/426, 79. Bölüm; el-Bihar, 100/139-145

 

1683. Bölüm

Ýmam Kazým’ýn (a.s) Ziyareti

 

7972. Ýmam Rýza (a.s), kendisine, “Babanýzý ziyaret etmenin sevabý nedir?” diye soran Ýbn-i Sinan’a ţöyle buyurmuţtur: “Onun mükafatý cennettir. O halde onu ziyaret et.”[952]

7973. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Allah Bađdat’ý Ýmam Kazým’ýn (a.s) kabrinin bereketiyle kurtardý.” Daha sonra ţöyle buyurdu: “Bađdat’ta o temiz nefsin bir kabri vardýr ki Rahman olan Allah onu cennet odalarýnda karar kýlmýţtýr. Baţka bir kabir de Tus’tadýr. O kabrin musibetleri çok büyüktür. Musibetleri canlara ateţ döker.”[953]

bak. el-Bihar, 102/1, 1. Bölüm; Vesail’uţ Ţia, 10/427, 80. Bölüm

 

1684. Bölüm

Ýmam Rýza’nýn (a.s) Ziyareti

 

7974. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Çok yakýnda bedenimin bir parçasý, Horasan topraklarýnda defnedilir. Orayý ziyaret eden bir mümine aziz ve celil olan Allah cenneti farz kýlar ve bedenine ateţi haram eder.”[954]

7975. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Çok yakýnda evlatlarýmdan biri Horasan topraklarýnda zulmedilerek zehirle öldürülür. Onun adý benim adým, babasýnýn adý, Ýmran ođlu Musa’nýn adýdýr. Biliniz ki her kim onu gurbette ziyaret ederse, Allah-u Teala günahlarýný bađýţlar.”[955]

7976. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Tus’un iki dađý arasýnda cennetten getirilen bir toprak vardýr. Her kim o toprađa ayak basarsa kýyamet günü cehennem ateţinden güvende olur.”[956]

7977. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hakkýmý ve makamýmý bilen dostlarýmdan biri beni ziyaret ederse, kýyamet günü ona ţefaat ederim.”[957]

7978. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ođlum Ali zulüm zehriyle öldürülür ve Tus’ta Harun’un yanýna defnedilir. Her kim onu ziyaret ederse Allah Resulü’nü (s.a.a) ziyaret etmiţ gibidir.”[958]

7979. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim beni gurbet diyarýnda ziyaret ederse, kýyamet günü ben de üç yerde onun feryadýna yetiţir, korkulardan ve zorluklardan kurtarýrým: Amel defterlerinin sađa ve sola uçuţtuđu zaman, sýrat köprüsünden geçerken ve ameller tartýlýrken.”[959]

bak. el-Bihar, 102/31, 4. Bölüm; Vesail’uţ Ţia, 10/432, 82. Bölüm

 

1685. Bölüm

Ýmam Cevad’ýn (a.s) Ziyareti

 

7980. Ýmam Hadi (a.s), kendisine, Ebi Abdillah’il Hüseyin, Ebu’l-Hasan’il Kazým ve Ebu Cafer’il Cevad’ýn ziyareti hakkýnda soru soran Ýbrahim b. Ukbe’ye ţöyle buyurmuţtur: “Ýmam Hüseyin’in (a.s) ziyareti önceliklidir ve bu daha kapsamlý ve sevabý daha fazladýr.”[960]

 

1686. Bölüm

Ýmam Askeri (a.s) ve Ýmam Ali Naki’nin (a.s) Ziyareti

 

7981. Ýmam Askeri (a.s), Ebi Haţim Caferi’ye ţöyle buyurmuţtur: “Samerra’daki kabrimi Fýrat’ýn iki tarafýnda oturanlar için güven ve emniyet sebebidir.”[961]

bak. el-Bihar, 102/59, 6. Bölüm; Vesail’uţ Ţia, 10/448, 90. Bölüm

 

1687. Bölüm

Ýmam Kazým’ýn (a.s) Kýzý Fatýma’nýn (a.s) Ziyareti

 

7982. Ýmam Cevad (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim halamýn Kum’daki kabrini ziyaret ederse mükafatý cennettir.”[962]

7983. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bizim bir haremimiz vardýr ve o Kum’dadýr. Çok yakýnda evlatlarýmdan Fatýma adýnda bir kadýn orada defnedilecektir. Her kim onu ziyaret ederse cennet ona farz olur.”[963]

Bsk. Vesail’uţ Ţia, 10/451, 94. Bölüm

 

1688. Bölüm

Seyyid Abdulazim Hasani’nin (a.s) Ziyareti

 

7984. Ýmam Hadi (a.s), yanýna gelen Rey ehlinden birisine ţöyle buyurmuţtur: “Neredeydin?” O ţahýs, “Hüseyin’in (a.s) ziyaretine gitmiţtim” dedi. Ýmam (a.s) ţöyle buyurdu: “Ţüphesiz ţehrinizdeki Abdulazim’in kabrini ziyaret edersen, Hüseyin bin Ali’yi (a.s) ziyaret eden kimse gibi olursun.”[964]

 

1689. Bölüm

Salihlerin Kabrini Ziyaret Etmek

 

7985. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim kabirlerimizi ziyaret edemezse, bizim kardeţlerimizden salihlerin kabirlerini ziyaret etsin.”[965]

7986. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bizi ziyaret edemezse salih dostlarýmýzý ziyaret etsin ki kendisi için bizim ziyaretin sevabý yazýlýr. ”[966]

bak. Vesail’uţ Ţia, 10/462,101. Bölüm

 

1690. Bölüm

Ölülerin Kabirlerini Ziyaret

 

7987. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ölülerinizi ziyaret edin. Ţüphesiz onlar sizin ziyaretinizden feraha eriţirler. Ýnsan anne babasýnýn kabrinin baţýnda onlar için dua ettikten sonra Allah’tan hacetini dilemelidir.”[967]

7988. Ýmam Sadýk (a.s) kendisine, “Ýnsan babasýnýn, akrabalarýnýn ve yabancýnýn mezarýný ziyaret etmektedir. Bunun kendisi için bir faydasý var mýdýr?” diye sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Evet! Sizden birine hediye verildiđinde mutlu olduđu gibi ölü de sizin ziyaretinizden mutlu olur.”[968]

 

1691. Bölüm

Kabir Ehline Selam Vermek

 

7989. Ýmam Ali (a.s) mezarýn önünden geçerken ţöyle buyurmuţtur: “Selam olsun size ey kabir ehli! Siz gittiniz, biz kaldýk. Eđer Allah dilerse biz de size katýlacađýz. Evlerinize baţkalarý oturdu. Eţleriniz evlendi. Mallarýnýz bölüţtürüldü. Bu bizim nezdimizde olanlardýr. Keţke sizin nezdinizde olanlarý da bilseydik.” Daha sonra ţöyle buyurdu: “Eđer onlarýn dili olsaydý ţöyle derlerdi: “Biz takvayý en hayýrlý azýk bulduk.”[969]

7990. Ýmam Ali (a.s) Siffin’den dönüţünde, Kufe dýţýndaki mezarlýđý gördüđünde ţöyle buyurmuţtur: “Ey korkunç diyarýn, ýssýz yerlerin, karanlýk kabirlerin halký! Ey toprakta yatanlar, ey garipler, ey yalnýzlar, ey korkuya uđrayanlar! Siz, bizden önce giden, biz ise sizi izleyen ve size kavuţacak olanlarýz. Býraktýđýnýz evlere gelince; baţkalarý o evlerde oturdular. Eţlerinize gelince; baţkalarýyla evlendiler. Mallarýnýza gelince; baţkalarý arasýnda taksim edildi. Bizde olan haber bu. Sizden ne haber!” Sonra ashabýna dönerek ţöyle buyurdu: “Bilin ki, eđer konuţmalarýna izin verilseydi, size; “En hayýrlý azýk takvadýr” diye haber verirlerdi.”[970]

7991. Ali bin Ebi Hamza ţöyle buyuruyor: “Ýmam Sadýk’a (a.s), “Kabir ehline selam vereyim mi?” diye sorunca, “Evet” diye cevap verdi. Ben, “Nasýl selam vereyim?” diye sorunca, Ýmam ţöyle buyurdu: “Ţöyle de: Bu evlerin mümin erkek ve kadýnlarýna Müslüman erkek ve kadýnlarýna selam olsun. Siz bizim öncülerimizsiniz ve biz Allah’ýn izniyle size katýlacađýz.”[971]

7992. Ýmam Ali (a.s) kabirlerin yanýndan geçerken ţöyle buyurmuţtur: “La ilahe illallah ehlinden, la ilahe illallah ehline selam olsun. Ey la ilahe illallah ehli! La ilahe illallah kelimesini nasýl buldunuz? Ey la ilahe illallah, la ilahe illallah hakký için, la ilahe illallah diyen kimseyi bađýţla ve bizleri la ilahe illallah diyen kimselerle haţret. Ţüphesiz Allah Resulü’nün (s.a.a) ţöyle buyurduđunu iţittim: “Her kim mezarlýktan geçince bu cümleleri söylerse elli yýllýk günahlarý bađýţlanýr.” Ashab, “Ey Allah’ýn Resulü! Elli yýllýk günahý olmayana ne olacak?” diye sorunca ţöyle buyurdu: “Babasýnýn, annesinin, kardeţlerinin ve Müslümanlarýn genelinin (elli yýllýk) günahý bađýţlanýr.”[972]

bak. Vesail’uţ Ţia, 2/879, 55, 56. Bölümler

 



210. Konu

 

ez-Ziynet

Ziynet-Süs

 

F Bihar, 79/295-324, ebvab’uz-Ziy ve’t-Tecemmül

F Kenz’ul-Ummal, 6/638-699, kitab’uz-Ziynet ve’t-Tecemmül

 

 

 

 


bak.

F 28. konu, el-Ena’; el-Cemal, 534. bölüm; eţ-Ţia, 2157. bölüm; el-Ýlm, 2919. bölüm; el-Ýyd, 3007. bölüm; el-Fakr, 3235. bölüm

 



1692. Bölüm

Ziynet

 

Kur’an:

“Ey Ademođullarý! Her mescide güzel elbiselerinizi giyinerek gidin; yiyin için fakat israf etmeyin, çünkü Allah müsrifleri sevmez.[973]

“Allah'ýn kullarý için yarattýđý ziynet ve temiz rýzýklarý haram kýlan kimdir?” “Bunlar, dünya hayatýnda iman edenlerindir, kýyamet gününde de yalnýz onlar içindir” de. Bilen kimseler için ayetlerimizi böylece uzun uzun açýklýyoruz.” [974]

7993. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah mümin kulun, kardeţini ziyaret etmek istediđinde hazýrlanmasýný ve süslenmesini sever.”[975]

7994. Ýmam Sadýk (a.s) Allah-u Teala’nýn, “Her mescitte süslerinizi takýn” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Maksat, saçlarý taramaktýr. Zira saçlarý taramak rýzký arttýrýr, saçlarý güzelleţtirir, haceti giderir, nutfeyi çođaltýr ve balgamý keser.”[976]

bak. Vesail’uţ Ţia, 1/425, 70. Bölüm

7995. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sizden her biri yabancý birinin kendisini en güzel ţekilde görmesini sevdiđi gibi, Müslüman kardeţine de süslenmelidir.”[977]

7996. Ebu Abbad ţöyle diyor: “Ýmam Rýza (a.s) yazýn hasýrýnýn üzerine, kýţýn ise kilimin üzerine otururdu. Kaba elbiseler giyerdi. Ama insanlarýn karţýsýna çýkýnca kendisini süslerdi.”[978]

7997. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kadýnýn kendine bakmamasý dođru deđildir. Boynuna bir gerdanlýk asmakla da olsa kendisini süslemelidir.”[979]

7998. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlar için süslenmekten ve isyanla Allah’a karţý savaţ açmaktan sakýn.”[980]

bak. Vesail’uţ Ţia, 3/344, 4. Bölüm

 

1693. Bölüm

Düţman Karţýsýnda Süslenmek

 

7999. Abdullah b. Halid Kinani ţöyle diyor: “Ebu’l-Hasan Musa b. Cafer (a.s) elimde bir balýk olduđu bir halde beni gördü ve ţöyle buyurdu: “Onu at! Zira saygýn bir insanýn deđersiz bir ţeyi taţýmasýný hoţ görmüyorum.” Daha sonra ţöyle buyurdu: “Ţüphesiz sizler düţmaný çok olan bir topluluksunuz. Ýnsanlar size düţmanlýk etmektedir, ey Ţia cemaati! O halde gücünüz yettiđince onlarýn karţýsýnda süslenin.”[981]

bak. Vesail’uţ Ţia, 3/344, 5. Bölüm

 

1694. Bölüm

Haram Süsler

 

8000. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Altýn ve ipek ümmetimin kadýnlarýna helal, erkeklerine ise haramdýr.”[982]

8001. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Altýn müţriklerin süsü ve gümüţ ise Müslümanlarýn süsüdür.”[983]

8002. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim sevdiđine ateţten bir yüzük takmak istiyorsa parmađýna altýn taksýn. Her kim sevdiđinin boynuna ateţten bir gerdanlýk takmak istiyorsa, boynuna altýndan bir gerdanlýk taksýn. Siz gümüţ takýn. Gümüţle güzel oynaţýn.”[984]

bak. Vesail’uţ Ţia, 3/393, 46. Bölüm

 

1695. Bölüm

Batýnlarýn Süsü (1)

 

Kur’an:

“Bilin ki, içinizde Allah'ýn peygamberi bulunmaktadýr. Eđer o, bir çok iţlerde size uymuţ olsaydý ţüphesiz kötü duruma düţerdiniz; ama Allah size imaný sevdirmiţ, onu gönüllerinize güzel göstermiţ; inkarcýlýđý, yoldan çýkmayý ve baţ kaldýrmayý size iđrenç göstermiţtir. Ýţte dođru yýlda olanlar bunlardýr.” [985]

8003. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s), Mekarim’ul Ahlak duasýnda ţöyle buyurmuţtur: Allah’ým! Muhammed ve Ehl-i Beyt’ine salat eyle ve adaleti yaymada, öfkeyi yutmada, kin ve adaveti söndürmede, ayrýlýkçýlarý birleţtirmede, kýrgýnlarýn arasýný bulmada, iyilikleri ortaya çýkarmada, kötülükleri gizlemede, yumuţak huylulukta, alçakgönüllülükte, güzel muaţerette, ađýrbaţlýlýkta, insanlarla iyi geçinmede, erdemlere dođru koţmada, (her halükârda) iyilik etmeyi yeđlemede, insanlarýn kabahatini yüzlerine vurmamakta, müstahak olmayana bađýţta bulunmamakta, güç de olsa hakký söylemede, çok da olsa iyi söz ve fiillerimi az bulmada, az da olsa kötü söz ve iţlerimi çok bulmada salihler gibi olmaya, onlarýn süsüyle süslenmeye, muttakilerin ziynetini kuţanmaya muvaffak eyle beni. Ýtaatimin devamlýlýđý, cemaattan ayrýlmayýţým ve kendi uydurduklarý görüţlerle amel eden bid’at ehlinden uzak duruţumla da bu sýfatlarý bende kâmil eyle.”[986]

8004. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Süslenmek, dođru amellerin güzelliđi iledir; elbisenin güzelliđi ile deđil.”[987]

8005. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Batýnlarýn süsü zahirlerin süsünden daha yücedir.”[988]

8006. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dinin süsü akýldýr.”[989]

8007. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýmanýn süsü batýnlarýn temizliđi ve zahiri amellerin güzelliđidir.”[990]

8008. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dinin süsü sabýr ve rýzadýr.”[991]

8009. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýslam’ýn süsü ihsanda bulunmaktýr.”[992]

8010. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömert ve güzel ahlaklý ol. Gerdanýn ortasýndaki iri cevher, gerdanlýđý süslediđi gibi bu ikisi de erkeđi süsler.”[993]

8011. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Arkadaţlýđýn süsü tahammül etmektir.”[994]

8012. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýbadetin süsü huţudur.”[995]

8013. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Riyasetin süsü bađýţta bulunmaktýr.”[996]

8014. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýlmin süsü hilimdir.”[997]

8015. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hasletlerin süsü ahitlere riayet etmektir.”[998]

8016. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mülkün süsü adalettir.”[999]

8017. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hikmetin süsü dünyadan yüz çevirmektir.”[1000]

8018. Allah-u Teala Musa ve Harun’a ţöyle vahyetmiţtir: “Ţüphesiz dostlarým bana boyun bükme, huţu ve korkuyla süslenirler. Bu süs kalplerinde yetiţir ve bedenlerinde ortaya çýkar. Bu süs onlarýn giyindiđi iç ve dýţ elbisedir.”[1001]

bak. el-Cemal 538. Bölüm

 

1696. Bölüm

Batýnlarýn Süsü (2)

 

8019. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýffet belanýn süsü, tevazu soyluluđun süsü, fesahat sözün süsü, adalet imanýn süsü, huzur ibadetin süsü, ezberlemek rivayetin süsü, delilleri ezberlemek ilmin süsü, güzel edep aklýn süsü, güler yüzlülük hilmin süsü, fedakarlýk zühdün süsü, var olan ţeyi bađýţlamak yakinin süsü, az ile yetinmek kanaatin süsü, minneti terk etmek iyiliđin süsü, huţu içinde olmak namazýn süsü ve insaný ilgilendirmeyen ţeyleri terk etmek sakýnmanýn süsüdür.”[1002]

8020. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýffet, fakirliđin süsü, ţükür zenginliđin süsü, sabýr belanýn süsü, tevazu soyluluđun süsü, fesahat sözün süsü, adalet imanýn süsü, huzur ibadetin süsü, ezberlemek rivayetin süsü, alçak gönüllü olmak ilmin süsü, edep güzelliđi aklýn süsü, güler yüzlülük hilmin süsü, fedakarlýk zühdün süsü, var olan ţeyi bađýţlamak nefsin süsü, çok ađlamak korkunun süsü, az ile yetinmek kanaatin süsü, minnet etmeyi terk etmek iyiliđin süsü, huţu içinde olmak namazýn süsü ve insanýn kendisini ilgilendirmeyen ţeyi terk etmek sakýnmanýn süsüdür.”[1003]

 

1697. Bölüm

En Güzel Süs

 

8021. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “En güzel metot seni insanlarla kaynaţtýran, insanlar arasýnda seni güzelleţtiren ve seni onlarýn kötülemesinden koruyan metottur.”[1004]

8022. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanýn en güzel süsü imanla birlikte olan huzurdur.”[1005]

8023. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hiç bir süslenen kimse Allah’a itaat gibi bir süsle süslenmemiţtir.”[1006]

8024. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Musa’ya ţöyle buyurmuţtur: “Ey Musa! Bana göre süslenenler, dünyada ihtiyacý olmayan ţeylerden yüz çevirmek gibi bir süsle süslenmemiţtirler.”[1007]

8025. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsan, karýn iffetinden daha hayýrlý bir süsle süslenmemiţtir.”[1008]

8026. Resulullah (s.a.a), Ali’ye (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Allah seni öyle bir süsle süslemiţtir ki kullar Allah’a ondan daha sevimli ve etkin bir ţeyle süslenmemiţtir. Allah sana dünyadan yüz çevirmeyi bađýţlamýţ, sana dünyayý, senden hiç bir ţeye ulaţamayacađý bir ţekilde taktir etmiţ ve sana kendisiyle tanýnacađýn bir yüz karar kýlmýţtýr.”[1009]

bak. ez-Zuhd, 1610. Bölüm

 

1698. Bölüm

Kötü Ameli Kendisine Süslü Gösterilenler

 

Kur’an:

“Ahirete inanmayanlarýn yaptýklarý iţleri kendilerine güzel göstermiţizdir; bu yüzden körü körüne bocalarlar.”[1010]

“Kötü iţi kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse, kötülüđü hiç iţlemeyene benzer mi? Ţüphesiz Allah dilediđini saptýrýr, dilediđini de dođru yola eriţtirir. Artýk onlara üzülerek kendini harap etme; Allah onlarýn yaptýklarýný ţüphesiz bilir.” [1011]

“Ýnsana bir darlýk gelince, yan yatarken, oturur veya ayakta iken bize yalvarýp yakarýr; biz darlýđýný giderince, baţýna gelen darlýktan ötürü bize hiç yalvarmamýţ a döner. Ýţlerinde tutumsuz olanlara, yaptýklarý böylece güzel görünür.” [1012]

“Ad ve Semud milletlerini de yok ettik. Bunu, oturduklarý yerler göstermektedir. Ţeytan kendilerine, iţlediklerini güzel gösterdi; onlarý dođru yoldan alýkoydu. Oysa kendileri bunu anlayacak durumda idiler.” [1013]

“Allah'a Andolsun ki, senden önceki ümmetlere peygamberler gönderdik. Ţeytan yaptýklarýný onlara hep güzel gösterdi. Bugün de dostlarý odur. Onlara can yakýcý azâb vardýr.” [1014]

“Ţeytan onlara iţlediklerini güzel gösterdi ve “Bugün insanlardan sizi yenecek kimse yoktur; dođrusu ben de size yardýmcýyým” dedi. Ýki ordu karţýlaţýnca da, geri dönüp, “Benim sizinle ilgim yok; dođrusu sizin görmediđinizi ben görüyorum ve ţüphesiz Allah'tan korkuyorum, Allah'ýn azabý ţiddetlidir” dedi.” [1015]

8027. Ýmam Ali (a.s), ţeytanýn takipçilerini kýnadýđý bir hutbesinde ţöyle buyurmuţtur: “Ýţlerinde ţeytaný ölçü aldýlar... On­larý hatalar merkebine bindirdi, onlara kötülükleri süsleyip güzel gös­terdi.”[1016]

8028. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţeytan onunla birliktedir. Üstüne bi­nip sür­mek için günahlarý süsler, güzel gösterir. Onu tövbe için ümitlendirir ki tövbesini ertelesin.”[1017]

bak. el-Ucb, 2524. Bölüm

 


 

 


Sin Harfi

 

Konular:

ü el-Mesuliyet (Sorumluluk-Mesuliyet)

ü es-Sual (1) (Sormak)

ü es-Sual (2) (Ýstemek)

ü el-Esbab (Sebebler)

ü es-Sebb (Sövmek)

ü et-Tesbih (Tesbih Etmek)

ü et-Tesabuk (Yarýţmak-Öne Geçmek)

ü es-Sebil (Yol)

ü es-Sucud (Secde)

ü el-Mescid (Mescid-Cami)

ü es-Sicn (Zindan-Hapis)

ü es-Suht (Haram Mal)

ü es-Sihr (Sihir-Büyü)

ü es-Sehk (Lezbiyenlik-Sevicilik)

ü es-Suhriyye (Alay)

ü es-Seha (Cömertlik)

ü es-Sýr (Sýr)

ü es-Serire (Ýç-Batýn)

ü es-Surur (Sevinç)

ü el-Ýsraf (Ýsraf)

ü es-Sirkat (Hýrsýzlýk)

ü es-Seadet (Saadet)

ü es-Sefer (Yolculuk)

ü es-Sefile (Sefiller-Alçak)

ü es-Sefeh (Sefihlik-Beyinsizlik)

ü es-Seky (Su vermek)

ü es-Sukr (Sarhoţluk)

ü el-Mesken (Mesken)

ü es-Silah (Silah)

ü es-Sultan (Sultan)

ü Ýslam (Ýslam)

ü Es-Selam (Selam)

ü Et-Teslim (Teslim Olmak)

ü Es-Semt (Yöntem)

ü El-Ýstima (Dinlemek)

ü El-Esma (Ýsimler)

ü Esmaullah (Allah’ýn Adlarý)

ü Es-Sunnet (Sünnet)

ü Es-Seher (Seher)

ü Es-Seyyid (Efendi)

ü Es-Siyaset (Siyaset)

ü Et-Tesvif (Bugünün Ýţini Yarýna Atmak)

ü Es-Suk (Pazar)

ü Es-Sivak (Diţleri Fýrçalamak)


 

 

 

 

 

211. Konu

 

el-Mesuliyet

Sorumluluk-Mesuliyet

 

F Bihar, 7/277, es-Sual anir’-rusul ve’l-umum

 

 

 

 


bak.

F 111. konu, el-hisab



1699. Bölüm

Sorumluluk-Mesuliyet

 

Kur’an:

“Andolsun ki, kendilerine peygamber gönderilenlere soracađýz, peygamberlere de soracađýz.”[1018]

“Onlarý durdurun; çünkü kendilerinden daha da sorulacaktýr.” [1019]

“Rabbine andolsun ki hepsini, yaptýklarýndan dolayý sorguya çekeceđiz.” [1020]

8029. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz ben mesulüm ve ţüphesiz sizler de mesulsünüz.”[1021]

8030. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hakkýnda sorulacađýnýz ve kendisine dođru gitmekte olduđunuz ţey hususunda Allah’tan korkmanýzý tavsiye ediyorum. Ţüphesiz Allah-u Teala ţöyle buyurmuţtur: “Herkes kazandýđýnýn rehinidir.” Hakeza: “Rabbine andolsun ki hepsini yaptýklarý ţeyden dolayý sorguya çekeceđiz.”[1022]

8031. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kullarý ve beldeleri hakkýnda Allah’tan korkun. Çünkü yerlerden ve hayvanlardan bile sorumlusunuz. Allah’a itaat edin, O’na isyan etmeyin.”[1023]

8032. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Kur’an okuyanlar topluluđu! Sizlere yüklediđi kitabý hususunda Allah’tan korkun. Zira ben mesulüm ve sizler de mesulsünüz. Ben risaleti tebliđ etmekle mesulüm, sizler ise Allah’ýn kitabýndan ve benim sünnetimden yüklendiđinizle mesulsünüz.”[1024]

8033. Ýmam Sadýk (a.s) Gadir Bayramýnýn namazýndan sonra yaptýđý duasýnda ţöyle buyurmuţtur: “Ey sözünde dürüst olan! Ey sözüne aykýrý davranmayan! Ey her gün bir iţte bulunan! Kullarýnýn hakkýnda mesul olduklarý velilerinin dostluk nimetini bizlere bađýţladýn. Sen ţöyle buyurdun ve sözün haktýr: “Sonra o gün nimetlerden mutlaka sorulursunuz.” Hakeza ţöyle buyurdun: “Onlarý durdurun, ţüphesiz onlar ondan sorguya çekileceklerdir.”[1025]

 

1700. Bölüm

Genel Sorumluluk

 

8034. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Biliniz ki hepiniz sorumlusunuz ve hepiniz elinizin altýnda bulunanlardan sorumlusunuz. Emir halkýn sorumlusudur ve halkýna oranla sorguya çekilecektir. Erkek ailesinin sorumlusudur ve ailesinden dolayý sorguya çekilecektir. Kadýn eţinin evinin ve çocuklarýnýn sorumlusudur ve onlardan sorguya çekilecektir.”[1026]

8035. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Allah-u Teala her yöneticiyi, ister onu korumuţ olsun ve isterse de onu zayi etmiţ olsun yönettiđi ţeyden dolayý sorguya çekecektir. Hatta erkek ailesinden sorguya çekilecektir.”[1027]

8036. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her erkek cariyelerinden ve ailesinden sorguya çekilecektir.”[1028]

 

1701. Bölüm

Kulak, Göz ve Kalbin Sorumluluđu

 

Bilmediđin ţeyin ardýna düţme; dođrusu kulak, göz ve kalb, bunlarýn hepsi o ţeyden sorumlu olur.[1029]

8037. Ýmam Sadýk (a.s), Allah-u Teala’nýn, “dođrusu kulak...” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Kulak duyduđu ţeyden, göz baktýđý ţeyden ve kalp inandýđý ţeyden dolayý sorguya çekilir.”[1030]

8038. Ýmam Sadýk (a.s), kendisine, “Komţularýmýn cariyeleri ţarký söylemekte, ud çalmaktadýr. Ben bazen tuvalete gidince, onlarýn çalgýsýna kulak vererek uzun süre oturuyorum” diyen birisine ţöyle buyurmuţtur: “Aferin sana! Yoksa sen aziz ve celil olan Allah’ýn ţöyle buyurduđunu duymadýn mý: “Dođrusu kulak, göz ve kalb, bunlarýn hepsi o ţeyden sorumlu olur.[1031]

 



212. Konu

 

es-Sual (1)

Sormak

 

F Kenz’ul-Ummal, 3/570, 839; es-sual emma la ye’ni

 

 

 

 


 



1702. Bölüm

 Ýlmin Anahtarý

 

Kur’an:

“Dođrusu senden önce de kendilerine vahyettiđimiz bir takým adamlar gönderdik. Bilmiyorsanýz zikir ehline sorun.” [1032]

“Senden önce de, kendilerine vahyettiđimiz adamlar gönderdik. Bilmiyorsanýz zikir ehline sorun.”[1033]

8039. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kalplerin kilitleri vardýr. Anahtarlarý ise sormaktýr.”[1034]

8040. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýlmin hazineleri vardýr, hazinelerin anahtarý ise sormaktýr. O halde Allah size rahmet etsin, sorunuz. Bu sebeple dört kiţi mükafat görür: Öđretmen, kulak veren (öđrenci), dinleyen ve onlarý seven.”[1035]

8041. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýlmin hazineleri vardýr, anahtarlarý ise sormaktýr. O halde Allah size rahmet etsin, sorun, ţüphesiz bu sebeple dört kiţi mükafat görür: Soran, söyleyen, dinleyen ve onlarý seven kimse.”[1036]

8042. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Bilmek zorunda olduđun ve bilmemek hususunda mazur görülmeyeceđin ţeyi sor.[1037]

8043. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her ne kadar aksi ile (ilimle) meţhur olsan da cahilliđe dönmeye rađbet etme.”[1038]

8044. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Sormak ilmin yarýsýdýr.”[1039]

 

1703. Bölüm

Güzel Sormak

 

8045. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Güzel soru ilmin yarýsýdýr.”[1040]

8046. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Güzel sormak ilmin yarýsýdýr.”[1041]

8047. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Güzel soran kimse bilir ve her kim bilirse güzel soru sorar.”[1042]

8048. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Sorunca anlamak için sor; kusur bulmak için deđil. Ţüphesiz ilim öđrenen cahil, alime ve yoldan sapmýţ alim ise cahile benzer.[1043]

8049. Ýmam Ali (a.s), kendisine zorluk çýkarmak için soran birisine ţöyle buyurmuţtur: “Anlamak için sor, zahmet vermek için deđil. Zira öđrenen cahil, alim; insafsýz alim de hata bulmak için soran cahil gibidir.”[1044]

8050. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bana sorun. Allah’a yemin olsun ki kýyamete kadar olacak her ţeyi sorduđunuz takdirde size cevap veririm...” Ýbn-i Kevva ayađa kalkarak ţöyle dedi: “Ey Müminlerin Emiri! “ez- Zariyatu zerva” (tozdurup savuranlara...) nedir?” Ýmam ţöyle buyurdu: “Vay haline! Öđrenmek için sor; zorluđa düţürmek için deđil.”[1045]

8051. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah'ýn koruduđu dýţýnda tüm insanlar nakýs ve kusurludur. Soru soranlar halka eziyet edenler, cevap verenler ise cevap vermede külfet içinde olanlardýr.”[1046]

 

1704. Bölüm

Sorulmamasý Gereken Ţey

 

Kur’an:

“Ey iman edenler! Size açýklanýnca hoţunuza gitmeyecek ţeyleri sormayýn. Kur'an indirilirken onlarý sorarsanýz size açýklanýr, (ama üzülürsünüz). Allah sorduđunuz ţeyleri affetmiţtir. Allah bađýţlayandýr, hilim sahibidir..”[1047]

“Yoksa, daha önce Musa'nýn sorguya çekildiđi gibi, siz de peygamberinizi sorguya mý çekmek istiyorsunuz? Ýmaný küfre deđiţtiren, ţüphesiz dođru yoldan sapmýţ olur.”[1048]

“Allah: “Ey Nuh! O senin ailenden sayýlmaz; çünkü kötü bir iţ iţlemiţtir; öyleyse bilmediđin ţeyi benden isteme. Ýţte sana öđüt, bilgisizlerden olma” dedi. Nuh: “Rabbim! Bilmediđim ţeyi Senden istemekten Sana sýđýnýrým. Beni bađýţlamaz ve bana merhamet etmezsen kaybedenlerden olurum” dedi.” [1049]

8052. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ben sizi býraktýkça siz de beni býrakýn. Zira sizden öncekiler çok soru sormak ve Peygamberlerinin yanýna çok gidip gelmek sebebiyle helak olurlar. O halde size bir ţeyi emredince gücünüz yettiđince yerine getirin. Sizi bir ţeyden sakýndýrýnca onu býrakýn.” [1050]

8053. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Allah Tebarek ve Teala sizlere bir takým sýnýrlar çizmiţtir. O halde o sýnýrlarý aţmayýn... Sizlere bir takým ţeyleri de unutma olmaksýzýn rahmeti sebebiyle bađýţlamýţtýr. O halde onlarý öđrenmek için kendinizi zorluđa salmayýn.”[1051]

8054. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Allah-u Teala sizlere bir takým ţeyleri farz kýlmýţtýr. O halde onlarý zayi etmeyin... Bir takým ţeyleri cevapsýz býrakmýţtýr. Ama unuttuđundan deđil, o halde onlarý bilmek için kendinizi zorluđa salmayýn.” [1052]

8055. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Onlar (Ýsrailođullarý) sýradan bir sýđýr kesmekle emrolundular. Ama onlar kendilerine iţi zorlaţtýrdýlar. Allah da onlara sýký davrandý. Allah’a andolsun ki, “eđer Allah dilerse” demeselerdi ebedi olarak kendilerine (hangi sýđýrý kesecekleri) belli olmazdý. [1053]

8056. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Eđer Ýsrailođullarý, “Allah dilerse biz ţüphesiz hidayeti bulmuţ oluruz” demeselerdi ebedi olarak kendilerine (hangi sýđýrý kesmeleri gerektiđi) açýklanmazdý. Eđer sýradan bir sýđýrý alýp kesselerdi kabul görürdü. Ama onlar iţi zorlaţtýrdýlar. Allah da onlara sýký davrandý. [1054]

8057. Resulullah (s.a.a) Allah-u Teala’nýn, “...ţeyleri sormayýn.” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Allah sizlere haccý farz kýlmýţtýr. Suraka b. Malik’in rivayet ettiđine göre Ukaţe b. Muhsin ayađa kalkarak ţöyle dedi: “Ey Allah’ýn Resulü! Hac her yýl farz mýdýr?” Peygamber (s.a.a) ondan yüz çevirdi. Ukaţe, iki veya üç defa ayný soruyu tekrarladý. O esnada Allah Resulü (s.a.a) ţöyle buyurdu: “Vay olsun sana! Nasýl da benim, “evet” dememden güvende olabiliyorsun!? Allah’a yemin olsun ki eđer, “Evet” dersem ţüphesiz farz olur. Farz olduđu taktirde ise buna güç yetiremezsiniz. Terk ettiđiniz taktirde ise kafir olursunuz. O halde ben sizi býraktýkça siz de beni býrakýn. Ţüphesiz sizden öncekiler peygamberlerine sorduklarý fazla ve karmaţýk sorular sebebiyle helak oldular. O halde size emredince gücünüz yettiđince onu yerine getirin. Sizi bir ţeyden sakýndýrýnca da ondan uzak durun.” [1055]

bak. Sahih-u Müslim, 4/1830, 37. Bölüm; NEhc’ul Belađa, 364. Hikmet; Ţerh-i Nehc’il Belađa-i Ýbn-i Ebi’l Hadid, 19/282

 

1705. Bölüm

Beni Kaybetmeden Önce Bana Sorun

 

8058. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ýnsanlar! Beni kaybetmeden bana sorun. Çünkü ben göđün yollarýný, yerin yollarýndan daha iyi bilirim.” [1056]

Ýbn-i Ebi’l Hadid ţöyle diyor: Ýbn-i Abdulbirr-i Muhaddis, el-Ýstiab adlý kitabýnda ţöyle diyor: “Herkesin ittifak ettiđi üzere Ali b. Ebi Talib dýţýnda hiç bir sahabi ve alim, “Benden sorun” dememiţtir.” [1057]

8059. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Beni yitirmeden önce bana sorun... bana sorun, ţüphesiz ilklerin ve sonlarýn tüm ilmi benim yanýmdadýr. Allah’a yemin olsun ki eđer yargý makamýna oturursam Tevrat ehline Tevratlarý esasýnca hükmederim.” [1058]

8060. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Beni yitirmeden önce bana sorun. Taneyi yaran ve insanlarý yaratan Allah’a yemin olsun ki bana hangi ayetin gece indiđini, hangi ayetin gündüz nazil olduđunu, hangisinin Mekki ve hangisinin Medeni olduđunu hangisinin yolculukta ve hangisinin vatanda nazil olduđunu, hangisinin nasih ve hangisinin mensuh olduđunu, hangisinin muhkem ve hanginin müteţabih olduđunu, hangisinin tevil ve hangisinin tenzil olduđunu soracak olursanýz ţüphesiz sizlere bildiririm.” [1059]

8061. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Beni yitirmeden önce bana sorun. Allah’a yemin olsun ki bana soracak olursanýz kýyamet gününe kadar hangi grubun yüz kiţiyi saptýrdýđýný, hangi grubun yüz kiţiyi hidayete erdirdiđini, kimin onu kurduđunu ve kimin de onu sevk ve idare edeceđini sizlere haber veririm.”[1060]

8062. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “O halde beni kaybetmeden önce bana sorun. Nefsim (kudret) elinde olana andolsun, bugünden kýyamete kadar olacaklarý ve yüz kiţiyi hidayet edecek ve yüz kiţiyi de saptýracak grubu; çađýranlarý, öncülük edenleri, sevkedenleri, yüklerini nereden alýp indirdikleri, onlardan kimin katledileceđi, kimin eceliyle öleceđi ile birlikte bildiririm. Ama beni yitirdiđinizde ve baţýnýza hoţ olmayan sý­kýntý ve zorluklar gelip çatýnca, soranlardan çođu baţýný önüne eđecek, so­rulanlar da ce­vap veremeyip acze düţecektir.”[1061]

8063. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Beni yitirmeden önce benden sorun. Ţüphesiz arţýn altýndan sorduđunuz her ţeye cevap veririm. Benden sonra her kim bu sözü söylerse, ya sadece bir iddiacý, ya da yalancý bir iftiracýdýr.”[1062]

bak. Tarih-i Dimeţk, 3/1043-1047; Nehc’us Saadet, 2/313, 618, 630; Kenz’ul Ummal, 2/565, 16/515; el-Bihar, 10/117, 8. Bölüm; Ţerh-i Nech’ul Belađa, li-Ýbn-i Ebi’l Hadid, 13/107

 

1706. Bölüm

Bilmediđin Sorularýn Cevabý (1)

 

8064. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Alim bilmediđi bir ţey kendisinden sorulunca, “Bilmiyorum” demekten haya etmemelidir.”[1063]

8065. Ýmam Ali (a.,s) ţöyle buyurmuţtur: “Bilmiyorum” demeyi terk eten kimse helak olur.”[1064]

8066. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bilmiyorum” demek ilmin yarýsýdýr.”[1065]

8067. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim kendisine sorulan her soruya cevap verirse delidir.” [1066]

Medine el-Fakihlerinden olan ve Müslümanlar arasýnda dini ilim ve bilgisi kabul gören Kasým b. Muhammed b. Ebibekr kendisine bir ţey sorulunca, “Bunu iyi bilmiyorum” dedi. Soru soran kimse, “Ben senin yanýna geldim ve senden baţkasýný kabul etmiyorum” deyince Kasým ţöyle dedi: “Sakalýmýn uzunluđuna ve etrafýmdaki cemiyetin çokluđuna bakma. Allah’a yemin olsun ki cevabýný dođru bilmiyorum.” Yanýnda oturan Kureyţ’in büyüklerinden biri ţöyle dedi: “Ey kardeţimin ođlu devam et! Allah’a yemin olsun ki seni bu bugünkü meclisten daha büyük bir mecliste görmedim.” Kasým ţöyle dedi: “Bilmediđim bir ţeyi söylemektense Allah’a yemin olsun ki dilimin kesilmesini daha çok severim.” [1067]

 

1707. Bölüm

Bilmediđin Sorularýn Cevabý (2)

 

8068. Resulullah (s.a.a) Ebuzer’e yaptýđý vasiyetinde ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ebuzer! Eđer sana bilmediđin bir ţey sorulursa, “Bilmiyorum” de ki kötü sonuçlarýndan kurtulasýn. Bilmediđin ţeyler hususunda fetva verme ki kýyamet günü Allah’ýn azabýndan kurtuluţta olasýn.”[1068]

8069. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bildiđinizi söyleyin. Bilmediđiniz bir ţey hakkýnda ise, “Allah daha iyi biliyor” deyin. Ţüphesiz insan Kur’an’dan bir ayet alýyor, (kendi düţüncesine göre yorumluyor) ve ayet hakkýnda gökten daha uzak/derin bir uçuruma yuvarlanýyor. (sapýtýyor).”[1069]

8070. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sizden birine bilmediđi bir ţey sorulursa, “Bilmiyorum” desin ve “Allah daha iyi biliyor” demesin. Zira bu cümlesiyle dostunun kalbine ţüphe düţürür. Eđer sorulan kimse, “Bilmiyorum” derse soran kimse onu itham etmez.”[1070]

8071. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Alimin, kendisine cevabýný bilmediđi bir soru sorulduđunda, “Allah daha iyi bilir” demeye hakký vardýr. Ama alim olmayan birinin bunu demeye hakký yoktur.”[1071]

 



213. Konu

 

es-Sual (2)

Hacet Dilemek

 

F Kenz’ul-Ummal, 6/495, 619, Memm’us-Sual

 

 

 

 

 


bak.

F 129. konu, el-hacet; 229. konu, es-surur; el-eh, 59. bölüm



1708. Bölüm

Ýnsanlardan Bir Ţey Dilemekten Sakýnmak

 

Kur’an:

“(Ýnfaklarýnýzý) Allah yolunda mahsur kalanlara, yeryüzünde dolaţamayanlara, hayalarýndan dolayý, kendilerini tanýmayanlarýn zengin saydýklarý yoksullara verin. Onlarý yüzlerinden tanýrsýn, insanlardan yüzsüzlük ederek bir ţey istemezler. Ýnfak ettiđiniz iyi bir ţeyi Allah ţüphesiz bilir.”[1072]

8072. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ebuzer! Bir ţey istemekten sakýn, ţüphesiz bu dünyada hazýr bir zillet ve hýzlandýrdýđýn bir fakirliktir, kýyamet günü ise uzun süren bir hesabý vardýr.”[1073]

8073. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Ýstemek, konuţanýn dilini zayýflatýr ve cesur insanýn kalbini kýrar. Hür ve aziz insaný zelil kul makamýna düţürür, yüzsuyunu döker ve rýzký bereketsiz kýlar.[1074]

8074. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlardan ihtiyaçlarýný dilemek, izzeti yok eder ve utanmayý giderir. Ýnsanlarýn elinde olan ţeylerden ümidini kesmek ise müminlerin izzetidir, tamah ise mevcut fakirliktir.”[1075]

8075. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlardan ihtiyacýný dilemek hayat için zillettir, utanmayý giderir, vakarý düţürür, bu hazýr bir fakirliktir. Ýnsanlardan ihtiyacýný az taleb etmek ise hazýr zenginliktir.”[1076]

8076. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlardan bir ţey dilemek zillet halkasýdýr. Ýzzetli insandan izzetini giderir ve soylu insanýn soyluluđunu yok eder.”[1077]

8077. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’a yakýnlaţmak, ondan bir ţey dilemekle ve insanlara yakýnlaţmak ise onlardan bir ţeyi dilemeyi terk etmekledir.”[1078]

8078. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ölüme evet, aţađýlýđa hayýr, az istemeye evet, ona buna el uzatmaya hayýr.”[1079]

8079. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Benim Ţialarým açlýktan ölse dahi köpek gibi ulumayan, karga gibi tamaha kapýlmayan ve insanlara el uzatmayan kimsedir.”[1080]

8080. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţialarýmýz açlýktan ölse dahi insanlara ihtiyaç elini uzatmaz.”[1081]

8081. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah her kimi Ýslam’a hidayet eder ve ona Kur’an’ý öđretir, sonra buna rađmen insanlara el uzatýrsa alnýnýn üzerine, “Kýyamete kadar fakirdir” yazýlýr.”[1082]

bak. Besail’uţ Ţia, 6/305, 31. Bölüm; el-Ye’s, 4236. Bölüm

 

1709. Bölüm

Allah’tan Baţkasýndan Bir Ţey Dilemekten Sakýnmak

 

8082. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ali! Eđer elimi dirseklerime kadar engerek yýlanýnýn ađzýna koyacak olsam bu benim için sonradan görmüţ birine el uzatmaktan daha sevimlidir.”[1083]

8083. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Sadece münezzeh olan Allah’tan dileyin. Ţüphesiz sizlere bađýţlarsa, ikramda bulunmuţtur ve sizlerden esirgerse, hayrýnýzý dilemiţtir.[1084]

8084. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Aziz ve celil olan Allah Ýbrahim’i kendine Halil (dost) edindi. Çünkü o hiç kimseyi reddetmedi, aziz ve celil olan Allah’tan baţka hiç kimseden bir ţey dilemedi.”[1085]

8085. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’tan baţkasýndan bir ţey dileyen insan mahrumiyete müstahaktýr.”[1086]

8086. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ebuzer!... Bir ţey dileyince aziz ve celil olan Allah’tan dile, yardým isteyince Allah’tan yardým dile.”[1087]

8087. Ýmam Hüseyin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zaman sana sýký tutunca insanlara yönelme. Rýzký bölüţtüren Allah’tan baţkasýndan dileme. Zira dođudan batýya gezecek kadar yaţasan bile mutlu veya mutsuz kýlabilecek birine rastlayamazsýn.”[1088]

 

1710. Bölüm

Ýstemeyi Terk Etmek ve Cenneti Garantilemek

 

8088. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Adamýn biri Allah Resulü’ne (s.a.a) ţöyle dedi: “Ey Allah Resulü! Bana kendisiyle cennet arasýna hiç bir ţeyin engel olmadýđý bir amel öđret.” Peygamber (s.a.a) ţöyle buyurdu: “Öfkelenme ve insanlardan hiç bir ţey isteme.”[1089]

8089. Ýmam Sadýk (a.s), Allah Resulü’nün (s.a.a) Ensar’dan bir gruba hiç kimseden bir ţey istememe ţartýyla cenneti garantilediđini beyan ettikten sonra ţöyle buyurmuţtur: “Ýţte bu yüzden onlardan birisi bineđine bindiđinde kýrbacý düţecek olursa birinden bir ţey istemeyi hoţ görmediđinden dolayý bineđinden iner ve bizzat kendisi alýrdý. Birinin ayakkabý bađý yýrtýlacak olsa birinden ayakkabý bađý istemeyi bile hoţ görmezdi.”[1090]

8090. Resulullah (s.a.a), bir gün ashabýna ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlardan bir ţey dilememek üzere bana biat ediniz.” O günden sonra birinin elinden sopasý düţse bineđinden iniyor, bizzat alýyor ve hiç kimseye, “Onu bana ver” demiyordu.[1091]

8091. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Kim bana insanlardan bir ţey istemeyeceđine dair söz verir ki ben de kendisine cenneti söz vereyim.” Sevban, “Ben söz veriyorum” dedi. O günden sonra Sevban artýk insanlardan hiç bir ţey istemedi.”[1092]

8092. Resulullah (s.a.a), Ebu Zer’e cenneti bir takým ţartlarla kendisine garantilediđi bir esnada ţöyle buyurmuţtur: “Elbette insanlardan bir ţey dilememen ţartýyla. Hatta eđer kýrbacýn yere düţecek olursa, kendin in ve onu al.”[1093]

 

1711. Bölüm

Ýstemek Fakirliđin Anahtarýdýr

 

8093. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlardan bir ţey dileme kapýsýný yüzüne açan kimseye Allah da kendisine fakirlik kapýsýný açar.”[1094]

8094. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kul kendi yüzüne insanlardan bir ţey dileme kapýsýný açýnca, Allah da onun yüzüne fakirlikten yetmiţ kapý açar.”[1095]

8095. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim yüzüne insanlardan bir ţey dileme kapýsýný açarsa, Allah da onun yüzüne fakirlikten yetmiţ kapý açar ki en küçüđünü bile hiç bir ţey kapatamaz.”[1096]

8096. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlardan bir ţey dilemek fakirliđin anahtarýdýr.”[1097]

8097. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlardan bir ţey dilemek fakirliđin anahtarýdýr.”[1098]

 

1712. Bölüm

Fakirliđini Ýzhar Etmeyi Kýnamak

 

8098. Ýmam Sadýk (a.s), bazý durumlarýný ţikayette bulunan Mufazzal b. Kays’a ţöyle buyurmuţtur: “(Cariyesine hitap ederek) Ey cariye! O para kesesini getir.” (Daha sonra ţöyle buyurdu:) “Bu Ebu Cafer’in (Mensur Devaniki’nin) bana hediye olarak verdiđi dört yüz dinardýr. Bunu al ve hayatýna geniţlik kazandýr.” Mufazzal ţöyle diyor: “Ben Ýmam’a ţöyle arzettim: “Fedan olayým! Allah’a and olsun ki maksadým bu deđildi. Ben sadece aziz ve celil olan Allah’a benim için dua etmeni istiyordum.” Mufazzal ţöyle diyor: “Bunun üzerine Ýmam ţöyle buyurdu: “Bunu da yapacađým, ama sorunlarýný sakýn insanlara söyleme. Zira onlar nezdinde küçük düţersin.”[1099]

8099. Lokman ođluna ţöyle buyurmuţtur: “Ođulcađýzým! Ben acý olan sarý sabýr bitkisini tattým ve ađaçlarýn kabuđunu yedim. Ama fakirlikten daha acý bir ţey bulamadým. Lakin bir gün belaya düçar kalýrsan bunu sakýn insanlara söyleme. Zira sana aţađýlýk gözüyle bakarlar ve sana hiç bir fayda da vermezler.”[1100]

bak. Vesail’uţ Ţia, 6/311, 34. bölüm; el-Ye’s, 4236. Bölüm

 

1713. Bölüm

Ýstemenin Caiz Olduđu Hususlar

 

8100. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Öldürücü bir fakirlik veya bel kýrýcý bir borç olmadýkça insanlardan bir ţey istemek helal deđildir.”[1101]

8101. Ýmam Hasan (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlardan bir ţey dilemek sadece ţu üç hususta caizdir: Feci ţekilde dökülen kan parasý (diyet), dayanýlmaz bir borç ve öldürücü fakirlik.”[1102]

8102. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlardan bir ţey dilemek sadece ţu üç hususta caizdir: Çaresiz insanýn boynunda olan kan parasý (diyet), ađýr bir borç veya insaný zillete düţüren bir ihtiyaç.”[1103]

8103. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlardan bir ţey dilemek sadece ţu üç hususta caizdir: Fakir insanýn boynunda olan kan parasý (diyet), ađýr bir borç veya insaný zillete sürükleyen bir ihtiyaç.”[1104]

8104. Ýmam Askeri (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Tahammül edebildiđin kadar insanlardan bir ţey dileme, zira her günün yeni bir rýzký vardýr. Bil ki insanlardan bir ţey dilemekte ýsrarcý olmak insanýn azametini giderir ve insan için bir çok sýkýntýlar vücuda getirir. O halde sabret ki Allah senin yüzüne rahatça girebileceđin bir kapý açsýn. Zira hüzünlü ve dertli insana ihsan/iyilik ve kaçýp ürken insana güvenlik ne de yakýndýr! Nice deđiţiklikler ve dönüţümler Allah’ýn bir tür edeplendirmesidir. Nasiplerin dereceleri varýr. O halde olgunlaţmamýţ meyveleri toplama hususunda acele davranma. Böylece onu zamaný geldiđinde toplarsýn. Bil ki seni idare eden kimse, hangi zamanýn, senin haline daha uygun olduđunu ţüphesiz daha iyi bilir. O halde tüm iţlerinde onun seçimine itimad et ki halin düzelsin.”[1105]

 

1714. Bölüm

Ýhtiyacý Olmadýđý Halde Bir Ţey Ýstemekten Sakýndýrmak

 

8105. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim çođaltmak için insanlardan az veya çok bir ţey isterse avucuna ateţten bir kor almýţ olur. Az istesin çok istesin fakretmez.”[1106]

8106. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim ihtiyacý olmadýđý halde insanlardan bir ţey dilerse baţ ve karýn ađrýsýna düçar olur.”[1107]

8107. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýhtiyacý olmadýđý halde insanlardan bir ţey dileyen kimsenin sonunda gerçekten de insanlardan bir ţey dileyecek duruma düţeceđine dair Rabbimi kefil tutarým.”[1108]

8108. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kul, hiç bir ihtiyacý olmaksýzýn insanlardan bir ţey isterse, Allah onu o ţeye gerçekten muhtaç kýlmadýkça ve kendisine ateţi farz kýlmadýkça asla ölmez.”[1109]

8109. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kimin günlük yiyeceđi olduđu halde insanlardan bir ţey dilerse israf edenlerdendir.”[1110]

8110. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim ihtiyacý olmadýđý halde insanlardan bir ţey dilerse, kýyamet günü týrmalanmýţ bir yüzle Allah’la mülakateder.”[1111]

8111. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim fakir olmadýđý halde insanlardan bir isterse, ţarap içenlerdendir.”[1112]

8112. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah kýyamet günü ţu üç kiţiye rahmetiyle nazar  etmez: ...Ýhtiyacý olmadýđý halde insanlardan bir ţey dileyen kimse”[1113]

8113. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim üç günlük yiyeceđi olduđu halde insanlardan bir ţey dilerse Allah’ý, yüzünde et olmadýđý (sýyrýlmýţ ve yüzsüz) bir halde mülakateder.”[1114]

8114. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýhtiyacý olmaksýzýn insanlardan bir ţey dileyen kimse, eline ateţten bir kor almýţ gibidir.”[1115]

 

1715. Bölüm

Ýnsanlardan Müstađni Olmaya Teţvik

 

8115. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bizden bir ţey isterse ona veririz. Her kim de bir ţey istemezse Allah onu müstađni kýlar.”[1116]

8116. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Resulü’nün (s.a.a) ashabýnýn birinin durumu çok kötüleţti. Eţi kendisine, “Keţke Allah Resulü’nün (s.a.a) yanýna gitseydin ve ondan bir ţey isteseydin” dedi. O ţahýs bunun üzerine Allah Resulü’nün (s.a.a) yanýna vardý. Peygamber onu görünce ţöyle buyurdu: “Her kim bizden bir ţey isterse ona veririz. Her kim de bir ţey istemezse Allah da onu müstađni kýlar.” Adam kendi kendine, “Peygamber ţüphesiz beni kastetmiţtir.” diyerek eţinin yanýna dönü ve olayý kendisine aktardý. Karýsý ţöyle dedi: “Allah Resulü de (s.a.a) bir insandýr. Git sorununu ona söyle.” O ţahýs geri döndü. Peygamber onu görünce yine ţöyle buyurdu: “Her kim bizden bir ţey isterse...” O ţahýs bu iţi böylece, üç defa tekrarladý. Sonunda gitti ve bir balta ödünç alarak dađa çýktý. Bir miktar odun toplayýp getirdi ve onu yarým müd (yaklaţýk 350 gr.) un karţýlýđýnda sattý ve eve döndü. Onu piţirip yediler. Ertesi gün yine dađa çýktý, daha fazla odun topladý ve sattý. O böylece çalýţmaya devam etti ve sürekli para biriktirdi. Sonunda kendisine bir balta aldý. Yine biriktirdi ve kendisine iki deve ve bir köle satýn aldý. Ondan sonra da zengin ve müreffeh bir hayata kavuţtu. Daha sonra Allah Resulü’nün (s.a.a) huzuruna vardý ve kendisinin huzuruna bir ţey dilemek için geldiđini ve Peygamber’den (s.a.a) neler duyduđunu kendisine aktardý. Peygamber (s.a.a) ona ţöyle buyurdu: “Ben sana demiţtim: “Her kim bizden bir ţey dilerse ona veririz. Her kim bir ţey dilemezse Allah onu müstađni kýlar.”[1117]

8117. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Eđer sizden biri eline bir ip alýr, bir bađ odun getirir, satar ve bu iţle yüzünün suyunu korursa, bu insanlardan bir ţey dilemesinden daha hayýrlýdýr.”[1118]

 

1716. Bölüm

Ehlinden Ýyilik Dilemek

 

8118. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýhsan ve bađýţý ümmetimin merhametlilerinden dileyiniz ki onlarýn gölgesinde yaţayasýnýz.”[1119]

8119. Ýmam Ali (a.s), ođlu Hasan’a ţöyle buyurmuţtur: “Ey ođulcađýzým! Zaman zorlaţýp kýtlýđa düçar kalýrsan, kökü sađlam, dallarý geliţen (asil) kimselerden yardým al. Onlar bađýţlayýcý, fedakar ve ţefkatlidirler. Zira bu tür insanlar insanýn ihtiyacýný daha çabuk karţýlar ve zorluklarýný kaldýrýrlar.”[1120]

8120. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yüzsuyu donmuţ bir haldedir. Ýnsanlardan bir ţey istemek onu damla damla akýtýr. O halde yüzsuyunu kimin yanýnda döktüđüne dikkat et.”[1121]

bak. el-Hacet, 971. Bölüm

 

1717. Bölüm

Ehli Olmayandan Bir Ţey Dilemek

 

8121. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýhtiyaç içinde kalmak ehli olmayandan bir ţey dilemekten daha kolaydýr.”[1122]

8122. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kurumuţ (hayýrsýz) ellerden ve asýk suratlardan bađýţ dilemekten ve kara para almaktan sakýn. Zira bunlar sana bir ţey verirlerse minnet ederler ve vermezlerse seni üzerler.”[1123]

8123. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanýn sonradan görme kimselerden bir ţey isteme zorunda kalmasýndan daha acý bir ţey yoktur.”[1124]

bak. el-Hacet, 972. Bölüm

 

1718. Bölüm

Bir Ţey Dilemenin Adabý

 

8124. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Birinin seni reddeceđinden korkuyorsan ondan bir ţey dileme.”[1125]

8125. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýsteđinin karţýlanmasýný istiyorsan, gücün yetebileceđi miktarda bir ţey dile.”[1126]

8126. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Üç ţey mahrumiyete sebep olur: Ýstemekte ýsrar etmek, gýybet etmek ve alaya almak.”[1127]

8127. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Çok ţey dilemek insaný usandýrýr.”[1128]

8128. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim haddinden fazla bir ţey dilerse, mahrum kalmaya layýktýr.”[1129]

8129. Ýmam Cevad (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim kötü bir insana ümit bađlarsa, en küçük cezasý mahrumiyettir.”[1130]

8130. Ýmam Cevad (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim hangi yoldan gideceđini bilmezse çýkýţ yollarýnda sýkýntýya düţer.”[1131]

8131. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim layýk olmadýđý bir ţeyi dilerse mahrumiyetle karţýlaţýr.”[1132]

8132. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bir ţeyi yolundan dilerse sürçmez. Eđer sürçse de çözüm bulma hususunda yardýmsýz kalmaz.”[1133]

8133. Ensar’dan bir ţahýs Allah Resulü’nün (s.a.a) yanýna vararak ondan bir ţey diledi. Ardýndan Sakif kabilesinden biri geldi. Allah Resulü (s.a.a) ţöyle buyurdu: “Ey Sakifli adam! Bu Ensar’dan olan ţahýs  senden önce gelip bir ţey diledi. O halde otur, önce onun ihtiyacýný karţýlayayým, sonra senin!”[1134]

 

1719. Bölüm

Bir Ţey Dileyen Kimseyi Reddetmekten Sakýnmak (1)

 

Kur’an:

“Ve sakýn bir ţey isteyeni azarlama;” [1135]

8134. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bir ţey isteyen kimseyi yarým üzüm veya hurma tanesiyle bile olsa reddetme.”[1136]

8135. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Yanmýţ bir nal ile yardým etmekle de olsa, bir ţey isteyen kimseyi reddetmeyin.”[1137]

8136. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kendisinden bir ţey dilenince, “Hayýr” demesi insan için ne kadar çirkindir.”[1138]

8137. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Eđer bir ţey dileyen kimse, dilemesinde nelerin gizli olduđunu bilseydi, asla insanlardan bir ţey dilemezdi. Eđer kendisinden dilenilen kimse de reddetmekte nelerin gizli olduđunu bilseydi, asla kimseyi reddetmez, alýkoymazdý.”[1139]

8138. Ýmam Hüseyin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Muhtaç insan bir ţey dilemekle hürmetini korumamýţtýr. O halde sen reddetmemekle kendi hürmetini koru.”[1140]

8139. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Sana ümit bađlayan kimseyi ümitsiz kýlma. Aksi takdirde Allah’ýn gazap ve öfkesine uđrarsýn.”[1141]

 

1720. Bölüm

Bir Ţey Dileyen Kimseyi Reddetmekten Sakýnmak (2)

 

8140. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kimin yanýna mümin kardeţi bir ihtiyacý için gelirse, bu kendisi için Allah Tebarek ve Teala’nýn kendisine dođru sevkettiđi bir rahmettir. O halde kardeţinin ihtiyacýný karţýlarsa Allah Tebarek ve Teala’nýn velayetine bađlý olan velayetimize sarýlmýţtýr.”[1142]

8141. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Birisi benden bir ţey dileyince, onu karţýlamaya koţarým. Zira iţ iţten geçmesinden ve teţebbüsümün ona yardým hususunda faydasýz kalmasýndan korkarým.”[1143]

8142. Ýmam Ali (a.s), Peygamberin (s.a.a) yüce hasletleri hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Peygamber hiç bir zaman kendisinden bir ţey istenilince “Hayýr!” dememiţ ve hiç bir muhtacý reddetmemiţtir. Ya insanlarýn ihtiyacýný karţýlar ya da güzel bir dille cevap verirdi.”[1144]

8143. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Resulullah (s.a.a) asla bir ţey dileyeni reddetmemiţtir. Eđer bir ţeyi varsa ona verir ve eđer yoksa ţöyle derdi: “Allah ihtiyacýný karţýlasýn.”[1145]

bak. Vesail’uţ Ţia, 6/290, 22. Bölüm

 

1721. Bölüm

Bir Ţey Dileyen Kimseyi Reddetmekten Sakýnmak (3)

 

8144. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Bir ţey dileyen kimseyi reddetmeyin. Zira dilencilerin yalan söylemesi olmasaydý, onlarý reddeden kimse kurtuluţa eremezdi.”[1146]

8145. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Dilenciler/bir ţey dileyenler yalan söylemeseydi onlarý reddeden kimse asla temizlenemezdi.”[1147]

8146. Masumlar’dan (a.s) ţöyle nakledilmiţtir: “Biz müstahak olaný reddetmiţ olmak korkusuyla müstahak olmayana da bađýţta bulunuruz.”[1148]

8147. Ýmam Seccad (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bizlerden bir ţey dileyen kimsenin müstahak olmasýndan, kendisine bir ţey vermemekten, eli boţ çevirmekten ve neticede de Yakup ve ailesinin baţýna gelenlerin biz Ehl-i Beyt’in baţýna gelmesinden korkuyorum.” Ýmam daha sonra o kýssayý anlattý.”[1149]

8148. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Adamýn biri Allah Resulü’nün (s.a.a) huzuruna vardý ve ţöyle dedi: “Ey Allah Resulü! Malda zekat dýţýnda bir hak var mýdýr?” Peygamber ţöyle buyurdu: “Evet! Müslüman, aç bir kimse kendisinden yiyecek isterse ona yiyecek verir, çýplak bir kimse ondan elbise isterse onu giydirir.” Adam ţöyle dedi: “Yalan söylemesinden korkulursa” Peygamber ţöyle buyurdu: “Dođru söylemesinden korkulmaz mý?”[1150]

bak. ez-Zekat, 1584. Bölüm

 

1722. Bölüm

Reddedilmesi Dođru Olmayan Kimse

 

8149. Hellad birinden naklen ţöyle demiţtir: “Ýmam Sadýk’ýn (a.s) huzurunda otururken bir dilenci geldi. Ýmam ona bir dirhem verdi. Sonra baţka biri geldi. Ýmam ona da bir dirhem verdi. Üçüncüsü geldi Ýmam ona da bir dirhem verdi. Dördüncüsü geldi Ýmam ţöyle buyurdu: “Rýzkýný Allah versin.” Ardýndan bize dönerek ţöyle buyurdu: “Eđer sizden biri yirmi bin dirheme sahip olsa, hepsini bu yolda harcamak isterse harcar ve kendisine bir ţey kalmaz. Böyle bir kimse duasý müstecap olmayan üç kiţiden biridir.”[1151]

8150. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Birinci, ikinci ve üçüncü dilenciye veriniz. Ondan sonrasý size kalmýţtýr.”[1152]

8151. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Üç dilenciye yiyecek verin. Ondan sonrasý size kalmýţtýr. Eđer isterseniz onlara da veriniz. Eđer vermezseniz yine de o gün görevinizi yapmýţ olursunuz.”[1153]

 

1723. Bölüm

Beyt’ül-Mal’dan Ýnfak Etme Yollarý

 

8152. Muhammed b. Ebi Hamza birinden naklen ţöyle diyor: “Gözleri görmeyen yaţlý biri dilencilik yapýyordu. Müminlerin Emiri (a.s), “Bu kimdir?” diye sordu. Onlar, “Ey Müminlerin Emiri!  O Hýristiyan bir adamdýr” deyince Müminlerin Emiri (a.s) ţöyle buyurdu: “Onu çalýţtýrdýnýz, ţimdi de yaţlanýp aciz düţünde ona yardým etmiyor musunuz? Ona beytülmalden bir ţey verin.”[1154]

 

1724. Bölüm

Ýnsanlardan Bir Ţey Dilemek (Çeţitli)

 

8153. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanýn, insandan bir ţey dilemesi bir fitnedir. Eđer ona verirse, o kendisine vermemiţ bir kimseyi över. (Çünkü gerçek veren Allah’týr ve onu övmesi gerekir) Eđer onu reddederse, kendisini mahrum etmemiţ bir kimseyi kýnamýţ olur. (Çünkü ondan esirgeyen Allah’týr.)”[1155]

8154. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Hakkýný isteyen kimsenin mükafatý ona sadaka (ve hakkýný) veren kimsenin mükafatý gibidir.”[1156]

8155. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Fakire bakýnýz, eđer kalbinizde ona karţý bir merhamet duyarsanýz ona verin. Çünkü o dođru söylemektedir.”[1157]

8156. Ýmam Sadýk (a.s), dilencinin dođru söyleyip söylemediđi hakkýnda soru soran kimseye ţöyle buyurmuţtur: “Kalbinde kendisine karţý acýma hissini duyduđun kimseye bađýţta bulun.”[1158]

8157. Abdullah b. Süleyman ţöyle diyor: “Ýmam Bakýr (a.s) Arefe günü hiç kimseyi reddetmezdi.”[1159]

8158. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) ađlayan bir dilenciyi görünce ţöyle buyurmuţtur: “Eđer bütün dünya bu adamýn elinde olsaydý onu kaybetmiţ olsaydý yine de onun için ađlamasýna deymezdi.”[1160]

8159. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Az bađýţlamaktan utanma. Zira mahrum kýlmak bundan aha azdýr.”[1161]

8160. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Eller üç çeţittir: En üstün el olan, aziz ve celil olan Allah’ýn eli, ondan sonra gelen bađýţlayan kimsenin eli ve onun altýnda dilenen el. O halde bađýţlayýcý ol ve kendini zayýf/aciz kýlma.”[1162]

8161. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Eđer güç yetirebilirsen verici/bađýţlayýcý el ol.”[1163]

8162. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlardan bir ţey dilemenin ađýrlýđý bađýţlamaktan daha çoktur. O halde bađýţladýđýn ţeyi fazla görme. Zira o bir ţey dilemenin ađýrlýđýna denk deđildir.”[1164]

8163. Allah-u Teala Musa’ya (a.s) ţöyle vahyetmiţtir: “Yanýna bir dilenci gelince onu güzel ţekilde geri çevirmekle veya az bir ţey bađýţlamakla yüce tut.”[1165]

8164. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dilencinin hakký kendisine ihtiyacý kadar bađýţta bulunulmasýdýr.”[1166]

8165. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Dilenen kimsenin ţehadeti kabul olmaz.”[1167]

 



214. Konu

 

el-Esbab

Sebepler

 

 

 

 



1725. Bölüm

Her Ţeyin Bir Sebebi Vardýr

 

Kur’an:

“Dođrusu biz onu yeryüzüne yerleţtirmiţ ve her ţeyin yolunu ona öđretmiţtik.” O da bir yol tuttu. Sonunda güneţin battýđý yere ulaţýnca onu, kara balçýklý bir suda batýyor gördü. Orada bir millete rastladý. “Zülkarneyn! Onlara azâb da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin” dedik. “Haksýzlýk yapana azâb edeceđiz, sonra Rabbine döndürülür, onu görülmemiţ bir azaba uđratýr; ama iman edip salih amel iţleyene, mükâfat olarak güzel ţeyler vardýr, ona buyruđumuzdan kolay olaný söyleriz” dedi. Sonra yine bir yol tuttu. Sonunda güneţin dođduđu yere ulaţýnca, güneţi, kendilerini elbise, bina gibi ţeylerle örtmediđimiz bir kavim üzerine dođuyor buldu. Ýţte bunun gibi, onun yaptýklarýnýn hepsini baţtan baţa biliyorduk. Sonra yine bir yol tuttu. Sonunda, iki dađýn arasýna varýnca, orada neredeyse hiç laf anlamayan bir millete rastladý.” [1168]

8166. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah her ţeyi ancak sebepler yoluyla cari kýlar. Bu esas üzere her ţeye bir sebep taktir etmiţ ve her sebebe bir açýlýţ, her açýlýţa bir bilgi ve her bilgiye bir kapý takdir etmiţtir. Onu tanýyan tanýmýţ, tanýmayan ise tanýmamýţtýr. Bu kapý Allah Resulü (s.a.a) ve bizleriz.”[1169]

8167. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýyiliđin baţý tevazudur... Ýlmin aklý ise iţlerin sebeplerini tanýmaktýr.”[1170]

8168. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her ţeyin bir sebebi vardýr.”[1171]

8169. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Muhabbetin sebebi cömertliktir.”[1172]

8170. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kaynaţma sebebi vefadýr.”[1173]

8171. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dinin dođruluđunun sebebi günahlardan sakýnmadýr.”[1174]

8172. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yakinin bozulma sebebi tamahtýr.”[1175]

8173. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýmanýn dođrulma sebebi takvadýr.”[1176]

8174. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Aklýn bozulma sebebi heva ve hevestir.”[1177]

8175. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mutsuzluk sebebi dünya sevgisidir.”[1178]

8176. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Nimetlerin yok oluţ sebebi küfrandýr/nankörlüktür.”[1179]

8177. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sevginin sebebi ihsandýr.”[1180]

8178. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yok oluţun sebebi gazaba/öfkeye itaattir.”[1181]

8179. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ahlakýn tezkiye oluţ sebebi güzel edeptir.”[1182]

8180. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bitkinliđin sebebi hasettir.”[1183]

8181. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Fitnelerin sebebi kindir.”[1184]

8182. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Efendiliđin sebebi bađýţlamaktýr.”[1185]

8183. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kin tutmanýn sebebi çok çekiţmektir.”[1186]

8184. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Çok heyecanlanmanýn sebebi inatçýlýktýr.”[1187]

8185. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zenginliđin yok oluţ sebebi muhtaç insaný mahrum kýlmaktýr.”[1188]

8186. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýffetin sebebi hayadýr.”[1189]

8187. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Nefis dođruluđunun sebebi dünyadan uzak durmaktýr.”[1190]

8188. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Fakirliđin sebebi israftýr.”[1191]

8189. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ayrýlýđýn sebebi ihtilaftýr.”[1192]

8190. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kanaatin sebebi iffettir.”[1193]

8191. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kötülüđün sebebi ţehvetin galebe çalmasýdýr.”[1194]

8192. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kötülüđün sebebi yalnýzlýktýr.”[1195]

8193. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Vakarýn sebebi hilimdir.”[1196]

8194. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Haţyetin sebebi ilimdir.”[1197]

8195. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Esenliđin sebebi suskunluktur.”[1198]

8196. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ayrýlýđýn sebebi ölümdür.”[1199]

8197. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýhlasýn sebebi yakindir.”[1200]

8198. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Helakýn sebebi ţirktir.”[1201]

8199. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sakýnmanýn sebebi dinin sýhhatidir.”[1202]

8200. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hayrette kalmanýn sebebi ţektir.”[1203]

8201. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dinin fesat sebebi heva ve hevestir.”[1204]

8202. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Aklýn fesat sebebi dünya sevgisidir.”[1205]

8203. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Nimetin artýţ sebebi ţükürdür.”[1206]

8204. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Nimetlerin deđiţimesinin sebebi küfran ve nankörlüktür.”[1207]

8205. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sevgi sebebi güleryüzlülüktür.”[1208]

8206. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Nefsin dođruluk sebebi günahlardan sakýnmadýr.”[1209]

8207. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Günahlardan sakýnmanýn bozulma sebebi tamahtýr.”[1210]

8208. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Viran olmanýn sebebi kötü idare etmektir.”[1211]

8209. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kalplerindeki kibri çýkarsýn, yerine ruhlarýna huzu ve huzuru yerleţtirsin, yüzlerine rahmet kapýlarýný açsýn ve onlara bađýţlama araçlarýný kolayca versin diye Allah, kullarýný çeţitli zor­luklarla imtihan etmekte, sorunlarla ibadete davet etmekte ve çeţitli belalara düçar kýlmaktadýr.”[1212]

 

1726. Bölüm

En Sađlam Sebepler

 

8210. Ýmam Ali (a.s), ođlu Hasan’a (a.s) yaptýđý vasiyetinde ţöyle buyurmuţtur: “Ey ođlum! Allah’tan korkup sakýnmaný, emrine sürekli itaat etmeni, kalbini zikriyle imar etmeni, onun ipine sým­sýký sarýlmaný tavsiye ederim. Eđer Allah’la arandaki bađa sýmsýký sarýlacak olursan, bu bađdan daha sađlam bir bađ var mýdýr?”[1213]

8211. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’a itaat en güçlü sebeptir.”[1214]

8212. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Münezzeh olan Allah hiç kimseye bu Kur’an’ýn benzeri bir ţeyle öđüt vermemiţtir. Çünkü o, Allah’ýn sađlam ipi ve emin se­bebidir.”[1215]

bak. el-Ýlm, 2846. Bölüm; et-Tekva, 4165. Bölüm

 



215. Konu

 

es-Sebb

Sövmek

 

F Kenz’ul-Ummal, 3/605-608, 840-847, es-Sebb

F Vesail’uţ-Ţia, 8/610, 158. bölüm, Tahrim’u Sebb’il-Mu’min

F Bihar, 75/147, 57. bölüm, men ehafe muminen...ev sebbehu

 

 

 

 


bak.

F el-Had, 745. bölüm; 407. konu, el-Fuhţ; 4740. konu, el-Le’n



1727. Bölüm

Mümine Sövmek

 

8213. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Mümine sövmek, fýsk (kötülük), mümini öldürmek ise küfürdür.”[1216]

8214. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Mümine söven kimse helak olmanýn eţiđinde olan kimse gibidir.”[1217]

8215. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Mümine sövmek fýsk, onu öldürmek küfür ve etini yemek (gýybetini yapmak) Allah’a isyandýr.”[1218]

 

1728. Bölüm

Sövmekten Sakýnmak

 

Kur’an:

“Allah'tan baţka yalvardýklarýna sövmeyin ki onlar da bilmeyerek aţýrý gidip Allah'a sövmesinler. Böylece her ümmete iţini güzel gösterdik, sonra dönüţleri Rab'lerinedir. O, iţlediklerini haber verir.” [1219]

8216. Ýmam Ali (a.s), Sýffin savaţý günlerinde bazý ashabýna Ţam halkýna küfrettiklerini duyduđu zaman ţöyle buyurdu: “Küfürbaz kiţiler olmanýzý kötü görüyor, hoţlanmýyorum. Ama onlarýn yaptýklarýný anlatsaydýnýz ve durumlarýný hatýrlatsaydýnýz, sözleriniz dođruya daha yakýn olur ve özrünüz daha makbul düţerdi. Küfretmek yerine, sözünüz ţu olmalýdýr: “Allah’ým! Onlarýn kanlarýný da bizim kanlarýmýzý da koru.”[1220]

Baţka bir rivayette ţöyle yer almýţtýr: “Ben sizlerin lanet edip sövmenizi hoţ görmüyorum.” [1221]

8217. Ýmam Ali (a.s), kendisine küfretmek isteyen birine sövmeye yeltenen Kanber’e ţöyle buyurmuţtur: “Sakin ol ey Kanber! Sana söveni hor ve hakir býrak ki Rahman olan Allah’ý hoţnut, ţeytaný hoţnutsuz ve düţmaný cezalandýrmýţ olasýn. Taneyi yaran ve yaratýklarý yaratan Allah’a yemin olsun ki kul, Allah’ý yumuţak huyluluk gibi hiç bir ţeyle hoţnut etmemiţ, ţeytaný sessizlik kadar hiç bir ţeyle öfkelendirmemiţ ve ahmak insaný karţýsýnda susmak kadar hiç bir ţeyle cezalandýrmamýţtýr.”[1222]

 

1729. Bölüm

Sövmekten Sakýnmak (2)

 

8218. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Rüzgarlara sövmeyin, ţüphesiz rüzgarlar da memurdurlar/görevlidirler. Dađlara sövmeyin, vakitlere sövmeyin, günlere sövmeyin ve gecelere sövmeyin. Aksi taktirde günahkar olursunuz ve kendinize döner.” [1223]

8219. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Rüzgarlara sövmeyin. Zira onlar Allah’ýn rahmetindendirler.” [1224]

8220. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ţeytana sövmeyin; onun ţerrinden Allah’a sýđýnýn.” [1225]

8221. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Zamana sövmeyin. Ţüphesiz Allah ţöyle buyurmuţtur: “Zaman bendendir, gece bendendir ve ben onu yeniler ve eskitirim.” [1226]

8222. Resulullah (s.a.a)  ţöyle buyurmuţtur: “Zamana sövmeyin, ţüphesiz Allah o zamandýr.” [1227]

8223. Resulullah (s.a.a)  ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlara sövmeyin aksi taktirde onlar arasýnda düţman edinirsiniz.” [1228]

 

1730. Bölüm

Birbirine Sövmekten Sakýnmak

 

8224. Ýmam Kazým (a.s), birbirine söven iki kiţiyi görünce ţöyle buyurmuţtur: “Sövgüyü baţlatan zalimdir, karţý tarafýn günahý da mazlum aţýrý gitmediđi takdirde onun boynunadýr.” [1229]

8225. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýki kiţi birbirine sövünce mazlum insan haddini aţmadýkça günahý baţlatan kimsenin boynunadýr.” [1230]

8226. Ýmam Kazým (a.s), birbirine söven iki kiţi hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Sövgüyü baţlatan zalimdir, mazlum aţýrý gitmediđi takdirde onun günahý da sövgüyü baţlatanýn boynunadýr.” [1231]

8227. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Birbirine söven iki kiţiden mutlaka aţađýlýk olaný üstün gelmiţtir.” [1232]

8228. Ýmam Kazým (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Birbirine söven iki kiţiden üstün olaný mutlaka aţađýlýk olanýn derecesine düţer.” [1233]

8229. Ayaz b. Hemmad ţöyle diyor: “Ben Allah Resulüne ţöyle arzettim: “Ey Allah Resulü! Allah’ýn salatý sana olsun! Kabilemde benden daha aţađý olan biri bana sövüyor. Ben de bu iţine karţýlýk ona sövebilir miyim?” Allah Resulü ţöyle buyurdu: “Birbirine söven iki kiţi, birbirine havlayan ve birbirinin canýna düţen iki ţeytandýr.” [1234]

8230. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “En büyük günahlardan biri insanýn anne babasýna sövmesidir.” Kendisine, “Ýnsan nasýl anne babasýna söver?” denilince ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsan birine söver, o da buna karţýlýk onun anne babasýna söver.”[1235]

 

1731. Bölüm

Peygamberlere ve Vasilerine Söven Kimsenin Cezasý

 

8231. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim peygamberlerden birine söverse onu öldürün. Her kim vasilerden birine söverse, ţüphesiz peygambere sövmüţtür.” [1236]

8232. Ýmam Sadýk (a.s), Allah Resulü’ne sövmenin hükmü hususunda ţöyle buyurmuţtur: “Ona en yakýn olan kimse yargýlamak için kendisini imamýn yanýna götürmeden önce onu öldürebilir.” [1237]

Bak. Vesail’uţ Ţia, 18/458 25. Bölüm ve s. 461, 27. Bölüm

1732. Bölüm

Ýmam Ali’ye (a.s) Sövmek

 

8233. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Çok yakýnda bana sövmeye davet edileceksiniz. Bu takdirde bana sövün ve benden beri olduđunuzu ilan etmeye davet edileceksiniz. Boyunlarýnýzý verin (ama benden beri olduđunuzu ilan etmeyin). Zira ben (Ýslam) fýtratý üzereyim.” [1238]

8234. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bilin ki o bana sövmenizi emredecek size, teberri et­me­nizi (benden uzak olduđunuzu söylemenizi) isteye­cek siz­den. Sövmeye gelince, sövün. Zira bu benim te­mizlen­memi (makamýmýn yücelmesini) art­týrýr ve sizi de (ölümden) kurtarýr.”[1239]

8235. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Biliniz ki sizleri bana lanet etmeye ve beni yalanlamaya zorlayacaklardýr. Her kim isteđi olmadan mecburiyetten dolayý bana lanet ederse ve Allah da onun zorla bu iţi yaptýđýný bilirse, ben ve o birlikte Muhammed’in (s.a.a) huzuruna varýrýz. Her kim de dilini korur ve bana lanet etmezse benden önce bir ok hýzýyla veya göz açýp kapatýncaya kadar Peygamber’in huzuruna varýr. Her kim bana sövmekle gönül rahatlýđýna eriţirse, kendisiyle Allah arasýnda hiç bir perde olmaz ve Muhammed’in (s.a.a) nezdinde hiç bir delil ve bahanesi bulunmaz.” [1240]

8236. Adamýn biri Ali’nin (a.s) huzuruna vardý ve ţöyle dedi: “Bu grubun senin cehennemlik olduđunu söylediklerini gördüm. Ama hepsi kaçtý ve ben sadece bunu yakaladým. Ali (a.s) ţöyle buyurdu: “Beni öldürmeyen birini mi öldüreyim?” Adam ţöyle dedi: “O sana sövüyordu.” Ali (a.s) ţöyle buyurdu: “Sen de ona söv veya onu býrak.”[1241] 

8237. Ýmam Ali (a.s), ashabýyla oturmakta iken güzel bir kadýn önlerinden geçti ve oradakiler hep birden gözlerini kadýna diktiler; bunun üzerine ţöyle buyurdu: “Bu erkeklerin gözleri, (bir namahreme) dikilmiţtir; bu dikiliţ, ţehvetin tahrik olmasýna sebep olur. Sizden birinin gözü bir kadýna iliţince, ondan etkilenirse hemen gidip kendi zevcesine yaklaţsýn. Çünkü o da kendi karýsý gibi bir kadýndýr.” Haricilerden biri Ýmam (a.s)’a; “Allah kahretsin bu kafiri, ne kadar da bilgilidir!” dedi. Bunun üzerine halk onu öldürmek için üzerine hücum etti. Ýmam (a.s) bu durumu görünce ţöyle buyurdu: “Yavaţ olun! Bu bir sövgüdür; ya sövmekle karţýlýk verilir ya da günahý bađýţlanýr.”[1242]

Ýbn-i Ebi’l-Hadid ţöyle diyor: “Muaviye son Cuma namazý hutbesinde ţöyle dedi: Allah’ým! Ebu Turab (Hz. Ali) senin dininden dönmüţ ve yolundan sapmýţtýr. O halde ona ţiddetle lanet et ve onu acý bir azaba düçar kýl.” Muaviye bir genelge yayýnlayarak bu cümlelerin bütün Ýslam beldelerinde tekrarlamalasýný emretti. Böylece Ömer b. Abdulaziz’in dönemine kadar minberlerin üzerinde bu sözleri tekrar ettiler.” [1243]

 

1733. Bölüm

Caiz Olan Sövgü

 

8238. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Sizden biri arkadaţýna sövmek zorunda kalýrsa ona iftira etmesin, anne babasýna sövmesin, kavmine ve kabilesine küfretmesin. Sadece ţöyle desin: “Sen cimrisin” veya ţöyle desin: “Sen korkaksýn” veya ţöyle desin: “Sen yalancýsýn” veya ţöyle desin: “Sen sürekli uyuyorsun.””[1244]

8239. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Sizden biri kardeţine söverse, soyuna, babasýna, annesine sövmesin. Sadece ţöyle desin: “Sen cimrisin, sen korkaksýn, sen yalancýsýn. Elbette bunlar da onun gerçekten bu sýfatlara sahip olduđu takdirde caizdir.”[1245]

 



216. Konu

 

et-Tesbih

Tesbih Etmek

 

F Bihar, 93/175, 3. bölüm, et-Tesbih ve’l-Fazluhu ve manahu

F Kenz’ul-Ummal, 1/459, fi’t-Tesbih

 

 

 

 

 

 


 



1734. Bölüm

Süphanallah’ýn Anlamý

 

Kur’an:

“Allah onlarýn vasýflandýrmalarýndan münezzehtir.” [1246]

“Senin güçlü olan Rabbin, onlarýn vasýflandýrmalarýndan münezzehtir.” [1247]

8240. Resulullah (s.a.a), Süphanallah’ýn anlamýný soran Talha b. Ubeydullah’a ţöyle buyurmuţtur: “Süphanallah Allah’ý her türlü kötü ţeyden tenzih etmektir.”[1248]

8241. Ýmam Ali (a.s), Süphanallah’ýn anlamý sorulduđunda ţöyle buyurmuţtur: “Süphanallah, aziz ve celil olan Allah’ýn yüce makamýný ululamak, müţriklerin Allah hakkýnda söylediđi her ţeyden onu tenzih etmektir. Kul bunu söylediđi zaman, her melek ona salat-u selam gönderir.”[1249]

8242. Ýmam Sadýk (a.s), aziz ve celil olan Allah’ýn, “Süphanallah” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Süphanallah, Allah’ý tenzih etmek anlamýndadýr.”[1250]

 

1735. Bölüm

Her ţeyin Tesbih Ediţi

 

Kur’an:

“Yedi gök, yer ve bunlarda bulunanlar O’nu tesbih eder; O’nu hamd ile tesbih etmeyen hiç bir ţey yoktur; fakat siz onlarýn tesbihlerini anlamazsýnýz. Dođrusu O halimdir, bađýţlayandýr.”[1251]

“O’nu, gök gürlemesi hamd ile, melekler de korkularýndan tesbih ederler. Onlar pek kuvvetli olan Allah hakkýnda çekiţirken, O, yýldýrýmlarý gönderir de onlarla dilediđini çarpar ve O, azabý pek ţiddetli olandýr.” [1252]

“Süleyman'a bu meselenin hükmünü bildirmiţtik; her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile beraber tespih etsinler diye dađlara ve kuţlara boyun eđdirdik. Bunlarý biz yapmýţtýk.”[1253]

8243. Ýmam Sadýk (a.s), Allah-u Teala’nýn, “Var olan her ţey” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Duvarlarýn yýkýlýţý bile onlarýn tesbih ediţidir.”[1254]

8244. Ýmam Bakýr (a.s), Allah-u Teala’nýn, “Var olan her ţey” ayeti hakkýnda soru soran Zürare’ye ţöyle buyurmuţtur: “Biz duvarlarýn yýkýlýţýnýn bile onlarýn tesbihi olduđuna inanýyoruz.”[1255]

8245. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Evlerin tahtalarýnýn gýcýrtý sesini duymuyor musun? O tesbihtir, o halde Allah her haliyle pak, temiz ve münezzehtir.”[1256]

8246. Ali b. Ýbrahim’in Tefsirinde, “Var olan her ţey...” ayetinin tefsirinde ţöyle yer almýţtýr: “Her ţeyin kýpýrdamasý ve hareketi aziz ve celil olan Allah’ý zikretmesidir.”[1257]

8247. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Davud (a.s) Zebur’u okuduđu zaman, onunla birlikte okumayan hiç bir dađ, taţ ve kuţ olmazdý.”[1258]

8248. Said b. Museyyib ţöyle nakletmektedir: “Ýmam Seccad (a.s) yolculuk esnasýnda bir yerde konakladý ve iki rekat namaz kýldý. Secdesinde Allah’ý tesbih etti. Oradaki ađaç ve taţlar onunla birlikte tesbih ediyordu.”[1259]

8249. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim yakin üzere “Bismillahirrahmanirrahim” (ayetini) okursa, dađlar da onunla birlikte tesbih eder. Ama o, onlarýn tesbihini iţitmez.”[1260]

 



217. Konu

 

et-Tesabuk

Yarýţmak

 

F Bihar, 103/189, 4. bölüm

F Vesail’uţ-Ţia, 13/345, es-Sebk ve’r-Rimaye

F Kenz’ul-Ummal, 4/344-361 ve  s. 463, el-musabaka

 

 

 

 


bak.

F 195. konu, er-Rimaye



1736. Bölüm

Yarýţmak

 

8250. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Yarýţmak sadece üç hususta dođrudur: “Deve biniciliđinde, at biniciliđinde ve ok atýcýlýkta.”[1261]

8251. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Çok geçmeden yeryüzü sizlere fethedilir ve dünya elinize geçer. O halde sizden hiç kimse oklarýyla oynamadan (atýcýlýkta) bitkin ve aciz kalmasýn.”[1262]

8252. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bir gece Peygamber (s.a.a) Fatýma’nýn (a.s) evine gitti. Hasan ve Hüseyin (a.s) da onunla birlikte idiler. Peygamber (s.a.a) o ikisine ţöyle buyurdu: “Kalkýn ve güreţin” Böylece o ikisi kalktýlar ve birbiriyle güreţmeye koyuldular…”[1263]

8253. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Melekler at yarýţý ve insanýn eţiyle oynaţtýđý anlar dýţýnda her iţi yaparken hazýr bulunurlar.”[1264]

 

1737. Bölüm

Hayýrlarda Yarýţmak

 

Kur’an:

“Rabbiniz tarafýndan bađýţlanmaya, Allah'a ve peygamberine iman edenler için hazýrlanmýţ, geniţliđi yerle göđün geniţliđi kadar olan cennete koţuţun; bu Allah'ýn dilediđine verdiđi lütfüdür. Allah, büyük lütuf sahibidir.”[1265]

“Herkesin yöneldiđi bir yön vardýr. Hayýrlý iţlerde birbirinizle yarýţýn. Nerede olursanýz olun Allah sizi bir araya toplar. Allah ţüphesiz her ţeye kadirdir.”[1266]

“Kur'an'ý, önce gelen Kitab’ý tasdik ederek ve ona ţahit olarak gerçekle sana indirdik. Allah'ýn indirdiđi ile aralarýnda hükmet; gerçek olan sana gelmiţ bulunduđuna göre, onlarýn heveslerine uyma! Her biriniz için bir yol ve bir yöntem kýldýk; eđer Allah dileseydi sizi bir tek ümmet yapardý, fakat bu, verdikleriyle sizi denemesi içindir; o halde iyiliklere koţuţun, hepinizin dönüţü ancak Allah'adýr. O, ayrýlýđa düţtüđünüz ţeyleri size bildirir.” [1267]

8254. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz ki dünya yüzünü çevirmiţ ve ayrýlýđý duyur­muţ, ahiret ise yönelmiţ ve aţikar olmuţtur. Bilin ki bugün hazýrlýk ve idman günü­dür ve yarýn (ahiret) yarýţ günüdür. Kim yarýţý kaza­nýrsa (ödülü) cennettir ve kim geri kalýrsa (cezasý) ateţ­tir.”[1268]

8255. Ýmam Ali (a.s), Ýslam’ýn niteliđi hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Yarýţmacýlarý toplayan, ödülü deđerli, yarýţanlarý da ţerefli binicilerdir. Yolu tasdik, yolunun iţaretleri salih amel, ölümü son, dün­yasý imtihan, kýyameti toplanma yeri, cenneti de ödül­dür.”[1269]

8256. Resulullah (s.a.a), Bedir günü ţöyle buyurmuţtur: “Geniţliđi göklerle yer kadar olan cennete koţun.” Humeyr b. Hamam Ensari ayađa kalkarak, “Ey Allah Resulü! Geniţliđi gökler ve yer kadar olan cennete mi?” diye sordu.” Peygamber, “Evet” deyince o, “Ne kadar güzel! Ne kadar güzel...! Ey Allah’ýn Resulü! Allah’a andolsun ki ben bu cennetin ehlinden olmalýyým” dedi. Peygamber ţöyle buyurdu: “Sen cennet ehlindensin.” O perçeminin altýndan birkaç hurma tanesi çýkararak yemeye baţladý ve ţöyle dedi: “Hurmalarýmý yiyene kadar hayatta kalýrsam, uzun bir hayat yaţamýţ olurum.” Daha sonra hurmalarý bir köţeye attý ve öldürülünceye kadar düţmanla savaţmaya koyuldu.”[1270]

8257. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Peygamberi hak üzere gönderene andolsun ki büyük imtihandan geçecek, sýnanma kalburunda elenip ayrýlacak ve kazandaki yemeđin (piţerken) alt-üst olduđu gibi alt-üst olacaksýnýz. Sonunda en aţađýnýz, en yüce makama erecek ve en yüceniz en aţađý makama alçala­caktýr. Geri kalmýţlar ilerle­yecek, öne geçecekler, (Ýslam’da) herkesi geçenler, ileri gidenler ise geri býrakýlacaklardýr.”[1271]

8258. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah size rahmet etsin, imar etmekle emrolunduđunuz, teţvik edildiđiniz ve çađrýldýđýnýz evle­rinize koţun!”[1272]

bak. el-Hayr, 1163. Bölüm; el-Ýclet, 2539, 2540. Bölüm; el-Hýrs, 797. Bölüm

 



218. Konu

 

es-Sebil

Yol

 

 

 

 


bak.

F 293. konu, es-Sýrat; el-Ýmamet (1), 135. bölüm



1738. Bölüm

Allah’ýn Yolu

 

Kur’an:

“Sizinle savaţanlarla Allah yolunda savaţýn, aţýrý gitmeyin; dođrusu Allah aţýrý gidenleri sevmez.”[1273]

“Allah yolunda infak edin, kendinizi kendi elinizle tehlikeye atmayýn, ihsan yapýn. Ţüphesiz Allah ihsan sahiplerini sever.” [1274]

“Ýman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihat edenler iţte Allah'ýn rahmetini umanlar onlardýr. Allah bađýţlayan ve merhamet edendir.” [1275]

“Allah yolunda öldürülenleri ölüler saymayýn, bilakis Rableri katýnda diridirler, rýzýklanýrlar.” [1276]

8259. Çöl Araplarýndan biri Peygambere (s.a.a) gelerek ţöyle dedi: “Ey Allah’ýn Resulü! Birisi ganimet için savaţýyor, birisi ţöhret elde etmek için savaţýyor, birisi de gösteriţ için savaţýyor. Bunlarýn hangisi Allah yolundadýr.” Allah Resulü (s.a.a) ţöyle buyurdu: “Her kim Allah’ýn kelimesi yücelsin diye savaţýrsa o Allah yolundadýr.”[1277]

8260. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’a yemin olsun ki Allah’ýn uymanýzý emrettiđi yol biziz. Allah’a yemin olsun ki biz dođru yoluz. Allah’a yemin olsun ki Allah’ýn itaat edilmesini emrettiđi kimseler biziz.”[1278]

8261. Ýmam Ali (a.s), Gadir günü okuduđu hutbesinde ţöyle buyurmuţtur: “Ey müminler! Biliniz ki aziz ve celil olan Allah ţöyle buyurmuţtur: “Dođrusu Allah, kendi yolunda, kenetlenmiţ bir duvar gibi, sýra halinde savaţanlarý sever.” Allah’ýn yolunun ne olduđunu biliyor musunuz? Ţüphesiz Allah’ýn yolu benim ve Allah beni Peygamber’inden (s.a.a) sonra uyulmasý için tayin etti.”[1279]

8262. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah nezdinde en sevimli yollardan biri de iki yudumdur. Hilimle geri çevirdiđin gazap yudumu ve sabýrla uzaklaţtýrdýđýn hüzün yudumu! Allah nezdinde en sevimli yollardan biri de iki damladýr: Gecenin ortasýnda dökülen göz yaţý damlasý ve Allah yolunda dökülen kan damlasý. Allah nezdinde en sevimli yollardan biri de iki adýmdýr: Müslümanýn Allah yolunda saflarýný sýkýţtýrmak için attýđý adým ve sýla-i rahim yolunda atýlan adým.”[1280]

8263. Ýmam Ali (a.s), münezzeh olan Allah’ýn yolunu kateden kimse hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “O, (seyr-u sülük ehli ilim ve fikirle donanarak) aklýný diriltmiţ, ţehvetlerini öldürmüţ, böylece cismi incelmiţ, katý kalbi yumuţamýţ, kendisi için ýţýđý kuvvetli bir meţale yakmýţ ve bununla önünü aydýnlatarak dođru yolunu devam etmiţtir.”[1281]

8264. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ýn kullarýndan en sevdiđi, nefsine karţý Allah’ýn kendisine yardým ettiđi ki­ţidir... O, tatlý suyu kana kana içmiţ, su­yun kaynađýna varmasý kolaylaţmýţ, bir kez daha içip kanmýţ, tertemiz dođru yola ulaţmýţtýr.”[1282]

bak. en-Niyyet, 3980. Bölüm

 

1739. Bölüm

Hak Yolu

 

Kur’an:

“Ţüphesiz ona yol gösterdik; buna kimi ţükreder, kimi de nankörlük.” [1283]

“De ki: “Benim yolum budur; ben ve bana uyanlar bilerek insanlarý Allah'a çađýrýrýz. Allah'ý noksan sýfatlardan tenzih ederim. Ben müţriklerden deđilim.” [1284]

8265. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Allah, size hak yolu göstermiţ ve O’nun yollarý sizin için aydýnlanmýţtýr. Kötü bir akibet veya ebedi bir saadet!”[1285]

8266. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Apaçýk yoldan ayrýlmayýn. Apaçýk yolda yürüyün aksi taktirde Allah sizden baţkalarýný yerinize geçirir.[1286]

8267. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hak yol talipleri için apaçýk açýklanmýţtýr.”[1287]

8268. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Açýk yoldan ayrýlan kimse helak yollarýný kateder.[1288]

8269. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim apaçýk yoldan kayarsa dar bir ţaţkýnlýđa düţer.”[1289]

8270. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim apaçýk yoldan saparsa bataklýđa batar.”[1290]

8271. Ýmam Ali (a.s) Muaviye’ye yazdýđý bir mektubunda ţöyle buyurmuţtur: “Kendini kurtar, ken­dini! Allah sana dođru yolunu açýklamýţ, iţinin nasýl so­nuçlanacađýný bildirmiţtir.”[1291]

 



219. Konu

 

es-Sucud

Secde

 

F Vesail’uţ-Ţia, 4/950-987, ebvab’us-Sucud

F Vesail’uţ-Ţia, 3/591-609, ebvab-u ma yuscedu aleyh

 

 

 

 


bak.

F eţ-Ţukr (1), 2075. bölüm; et-Ta’zim, 2754. bölüm

 



1740. Bölüm

Secde

 

Kur’an:

“Ey iman edenler! Rüku edin, secdeye varýn, Rabbiniz'e kulluk edin, iyilik yapýn ki saadete eriţesiniz.”[1292]

8272. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Secde, Ademođlunun ibadetinin doruđudur.”[1293]

 

1741. Bölüm

Allah’a Secde Edenler

 

Kur’an:

“Yerde ve göklerdeki kimseler de, gölgeleri de, sabah akţam, ister istemez Allah'a secde ederler.” [1294]

Yýldýz ve ađaçlar O’na secde ederler.” [1295]

“Allah'ýn yarattýđý ţeylerin, gölgelerini sađa sola vurarak, Allah'a boyun eđerek secde etmekte olduklarýný görmüyorlar mý? Göklerde ve yerde bulunan her canlý ve melekler, büyüklük taslamaksýzýn Allah'a secde ederler.” [1296]

bak. el-Hac, 18; bak. et-Tesbih, 1735. Bölüm; el-Bihar, 60/164, 34. Bölüm

 

1742. Bölüm

Secde ve Allah’a Yakýnlaţma

 

Kur’an:

“Sakýn ona itaat etme; sen secde et, Rabbine yaklaţ.” [1297]

8273. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kulun aziz ve celil olan Allah’a en yakýn olduđu zaman, secde ettiđi andýr. Nitekim Allah Tebarek ve Teala da ţöyle buyurmuţtur: “Sen secde et, Rabbine yaklaţ.[1298]

8274. Ýmam Sadýk (a.s), kendisine, “Secde halinde mi yoksa rüku halinde mi dua edeyim?” diye soran Said b. Yesar’a ţöyle buyurmuţtur: “Evet, sen secde halinde dua et. Kulun Allah’a en yakýn olduđu an secde ettiđi andýr. Aziz ve celil olan Allah’a dünyan ve ahiretin için dua et.”[1299]

8275. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Münezzeh olan Allah’a sadece çok secde ve rüku ile yakýnlaţmak mümkündür.[1300]

bak. el-Mukarrebun, 3328. Bölüm

 

1743. Bölüm

Secdenin Anlamý

 

8276. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Cismani/bedensel secde yüzün güzel yerlerini toprađa koymak; iki elin içi ve ayaklarýn ucuyla, kalp huţusu ve halis niyet içinde toprađa yönelmektir. Nefsani secde ise kalbin fani olan ţeylerden boţalmasý, tüm himmetiyle baki olan ţeylere yönelmesi, kibir ve asabiyetten soyunmasý, dünyevi ilgilerini kesmesi ve nebevi ahlak ile süslenmesidir.[1301]

8277. Ýmam Ali (a.s), secdenin anlamý sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Secdenin anlamý ţudur ki beni topraktan yarattýn, secdeden baţýný kaldýrmanýn anlamý ise ţudur ki beni topraktan çýkardýn. Ýkinci secdenin anlamý ise ţudur: Beni yeniden toprađa döndüreceksin. Ýkinci secdeden baţýný kaldýrmanýn anlamý ise ţudur: “Beni yeniden topraktan çýkaracaksýn. “Süphane Rabbiy’el-A’la” cümlesinin anlamý ise ţudur: “Süphan” Allah’ý (yaratýklarýn derecesinden) münezzeh bilmektir. “Rabbi” ise yani benim yaratýcým ve rabbim demektir. “A’la” ise yani göklerinin en üstündedir, bütün kullarý O’nun kudret elinin altýndadýr. Allah onlara izzetiyle/gücüyle boyun eđdirmiţtir. Tedbir O’nun elindedir ve yükseliţler hep O’na dođrudur.”[1302]

 

1744. Bölüm

Gerçek Secde Eden Kimse

 

8278. Misbah’uţ-Ţeria’da ţöyle yer almýţtýr: “Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’a yemin olsun ki ömründe bir defa bile gerçek secdede bulunan kimse hüsrana uđramaz. Böyle bir halette (secdede) rabbiyle halvet eden, ama kendini kandýran ve Allah’ýn secde edenler için hazýrladýđý dünya sevinci ve ahiret rahatlýđýndan habersiz olan kimse ise kurtuluţa eremez.

Secdede Allah’a yakýnlaţan kimse asla O’ndan uzaklaţmaz. Her kim de Allah’a karţý saygýsýzlýk eder, hürmetini zayi eder ve kalbini Allah’tan baţkasýna bađlarsa asla Allah’a yakýnlaţmaz. O halde Allah karţýsýnda mütevazi ve zelil olan, insanlarýn çiđnediđi topraktan yaratýldýđýný, Allah’ýn kendisini herkesin necis bildiđi nutfeden yarattýđýný ve yoktan var ettiđini bilen kimse gibi secde et.

Allah secdenin anlamýný kendisine kalp, batýn ve ruhla yakýnlaţýlmasýna sebep kýlmýţtýr. Dolayýsýyla her kim Allah’a yakýnlaţýrsa, baţkasýndan uzaklaţýr. Görmüyor musun, zahirde de secde haleti her ţeyi bir kenara itmek ve gözlerin gördüđü her ţeye gözünü kapamakla mümkündür?! Allah iţin batýnýný da iţte böyle irade etmiţtir.”[1303]

 

1745. Bölüm

Secdeyi Uzatmak

 

8279. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Uzun secdelerde bulunun, zira Ýblis için ademođlunu secde ederken görmekten daha zor bir ţey yoktur. Zira ona secde etmesi emredildi. Ama o isyan etti.”[1304]

8280. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kul hiç kimsenin görmediđi yerde secdesini uzatýrsa ţeytan ţöyle der: “Eyvah, eyvah! Onlar itaat ettiler, ben isyan ettim, onlar secde ettiler, ben secde etmedim.”[1305]

8281. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Uzun secdelerse bulun. Ţüphesiz bu itaat edenlerin sünnetindendir.”[1306]

8282. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bir grup Allah Resulü’nün (s.a.a) yanýna vararak ţöyle dediler: “Ey Allah Resulü! Rabbin karţýsýnda bizlere cenneti garanti ver.” Allah Resulü ţöyle buyurdu: “Sizlerin de uzun secdelerle bana yardýmcý olmanýz ţartýyla.”[1307]

8283. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Eđer Allah’ýn seni benimle mahţur kýlmasýný istiyorsan, vahid ve kahhar olan Allah karţýsýnda uzun secdelerde bulun.”[1308]

8284. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ali b. Hüseyin (a.s)... Secdeye gittiđi zaman terleyinceye kadar secdeden kalkmazdý.”[1309]

 

1746. Bölüm

Ýmam Seccad (a.s)

 

8285. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz babam Ali b. Hüseyin Allah’ýn kendisine verdiđi nimetlerden birini hatýrlayýnca secde ederdi. Ţüphesiz aziz ve celil olan Allah’ýn kitabýndan içinde secde bulunan bir ayeti okuduđunda mutlaka secde ederdi. Allah kendisinden bir kötülüđü ve hileyi giderdiđi takdirde secde ederdi. Her farz namazýný bitirdiđinde secde ederdi. Ýki kiţinin arasýný bulduđunda secde ederdi. Bütün secde yerlerinde secdenin izi vardý. Bu yüzden kendisine “Zeyn’ul-Abidin” (ibadet edenlerin ziyneti) denmiţtir.”[1310]

8286. Ýmam Ali b. Hüseyin (a.s), bir gün çöle gitti. Kölesi de onun ardýndan yola düţtü. Ýmam’ýn büyük bir kayanýn üzerinde secdeye kapandýđýný gördü. Ýmam’ýn bin defa, “La ilahe illallah, hakkan hakka. La ilahe illallah, teabbuden verikka. La ilahe illallah imanen ve sýdkan”[1311] dediđini saydý, sonra baţýný kaldýrdýđýný gördü.”[1312]

 

1747. Bölüm

Secde Ýzi

 

Kur’an:

“...Onlar, yüzlerindeki secde izi ile tanýnýrlar...”[1313]

8287. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ben, insanýn alnýnýn dümdüz olmasýný ve üzerinde secde izinin görülmemesini hoţ görmem.”[1314]

8288. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Babamýn secde yerinde nasýr izleri vardý. Yýlda iki defa ve her defasýnda beţ nasýrý kesiyordu. Bu yüzden o “Za’s Sefinat” (nasýrlar sahibi) olarak adlandýrýlmýţtýr.”[1315]

 

1748. Bölüm

Secde Gösteriţinde Bulunmayý Kýnamak

 

8289. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Resulü (s.a.a) alný yaralanmýţ birini gördü ve ţöyle buyurdu: “Her kim Allah-u Teala’ya üstün gelmeye çalýţýrsa, Allah ona üstün gelir. Her kim Allah’a düzen kurmaya çalýţýrsa, Allah da ona düzen kurar. Neden alnýný yerden kaldýrmýyor ve yaratýlýţýný (yüzünü) çirkinleţtiriyorsun?”[1316]

bak. er-Riya, 1411. Bölüm

 

1749. Bölüm

Yerden Baţkasýna Secdenin Caiz Olmadýđýnýn Delili

 

8290. Ýmam Sadýk (a.s), kendisine, “Nelerin üzerine secde etmek caizdir ve nelere secde etmek caiz deđildir bana bildir?” diyen Hiţam b. Hakem’e ţöyle buyurmuţtur: “Yenilecek ve içilecek ţeyler dýţýnda yere ve yerden biten ţeylere secde etmek caizdir.” Hiţam ţöyle arzetti: “Fedan olayým! Bunun  sebebi nedir?” diye sorunca Ýmam ţöyle buyurdu: “Çünkü secde aziz ve celil olan Allah karţýsýnda huzu ve teslimiyet göstermektir. O halde yiyilecek ve giyilecek ţeylere secde etmek dođru deđildir. Zira dünyaya tapanlar yiyecek ve giyeceklerin kuludur. Oysa secde eden kimse, secde halinde Allah-u Teala’ya tapar. Dolayýsýyla insanýn secdede alnýný dünyaya aldanmýţ dünya ođullarýnýn (kullarýnýn) mabudunun (ilahýnýn) üzerine koymasý dođru deđildir. Toprađa secde etmek daha iyidir. Zira bu aziz ve celil olan Allah karţýsýnda tevazu ve huzu göstergesi için daha etkilidir.”[1317]

 

1750. Bölüm

Ýmam Hüseyin’in (a.s) Toprađýnýn Üzerine Secde Etmek

 

8291. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýmam Hüseyin’in (a.s) toprađýnýn üzerine secde etmek yedi perdeyi (manevi perdeyi) yýrtar.”[1318]

 



220. Konu

 

el-Mescid

Mescid-Cami

 

F Vesail’uţ-Ţia,3/477-557, ahkam’ul-mesacid

F Kenz’ul-Ummal, 7/648-678, fezail’ul-Mescid

F Kenz’ul-Ummal, 8/313-328, fima yetealleku bil mescid

F Bihar, 84/19, 9. bölüm, ediyet-u duhul’il-mescid

F Bihar, 100/385, 6. bölüm, fezail’ul-Kufe ve mescidihe’l-A’zam

F Bihar, 100/434, 7. bölüm, mescid’us-sehlet

F Bihar, 21/252, 30. bölüm, mescid’uz-zýrar

 

 

 

 


bak.

F el-Gaflet, 3102. bölüm



1751. Bölüm

 Mescit Allah’ýn Evidir

 

Kur’an:

“Mescitler ţüphesiz Allah'ýndýr, öyleyse oralarda Allah'la birlikte baţkasýný çađýrmayýn.”[1319]

“Hani Kabe'yi, insanlar için dönüţ/toplanma ve güven yeri kýlmýţtýk. Ýbrahim'in makamýný namaz yeri edinin, dedik. Evimi tavaf edenler, ibadete kapananlar, rüku ve secde edenler için temiz tutun diye Ýbrahim ve Ýsmail’le ahitleţtik.”[1320]

8292. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Tevrat’ta ţöyle yazýlmýţtýr: “Ţüphesiz yeryüzündeki evlerim, mescitlerdir. Evinde kendisini temizleyen, sonra beni görmeye, evime gelen kula ne mutlu! Bilin ki ziyaret edene ikram etmek ziyaret edilenin boynunadýr ve yine bilin ki gece karanlýklarýnda mescitlere gidenleri kýyamet günü parlak bir nurla müjdele!”[1321]

8293. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mescitlere gidiniz, ţüphesiz mescitler Allah’ýn yeryüzündeki evleridir. Her kim tertemiz bir ţekilde mescitlere giderse, Allah onu günahlardan temizler ve onu kendisini ziyaret edenlerden yazar. O halde mescitlerde çok namaz kýlýn ve dua edin.”[1322]

 

1752. Bölüm

Mescit Yapmanýn Sevabý

 

8294. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bir kuţ yuvasý kadar da olsa mescit yaparsa Allah cennette kendisine bir ev yapar.”[1323]

8295. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bir mescit yaparsa Allah ona cennette bir ev yapar.”[1324]

 

1753. Bölüm

Evde Mescit Edinmek

 

8296. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ali’nin (a.s) içinde sadece bir sergi, bir kýlýç ve bir Kur’an bulunan bir odasý vardý. Orada namaz kýlardý. (Veya ţöyle buyurmuţtur:) Orada öđlen vakti istirahat ederdi.”[1325]

8297. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ali’nin (a.s) evinde bir odasý vardý. Ne büyük ve ne de küçüktü. Orayý namazý için ayýrmýţtý.”[1326]

8298. Ýmam Sadýk (a.s), Misme’ için yazdýđý bir mektupta ţöyle buyurmuţtur: “Evinin odalarýndan birini mescit edinmeni, orada iki eski ve kaba elbise giyinmeni ve Allah’tan seni ateţinden kurtarýp cennete götürmesini dilemeni batýl ve günah olan hiç bir sözü söylememeni senin için severim.”[1327]

8299. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ebuzer! Bu mescidimde bir rekat namaz kýlmak, diđer mescitlerde kýlýnan yüz bin rekat namaza eţittir. Mescid’ul-Haram müstesna Mescid’ul Haram’da kýlýnan bir rekat namaz  kýlýnan yüz bin rekat namaza denktir. Bütün bunlardan daha üstünü ise insanýn aziz ve celil olan Allah’tan baţka hiç kimsenin görmediđi ve sadece Allah-u Teala’nýn rýzasýný taleb ettiđi evinde kýldýđý namazdýr.”[1328]

bak. Vesail’uţ Ţia, 3/554, 69. Bölüm

 

1754. Bölüm

Mescidi Bayýndýr Kýlmak

 

Kur’an:

“Allah'ýn mescitlerini sadece, Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namaz kýlan, zekât veren ve ancak Allah'tan korkan kimseler onarýr. Ýţte onlar dođru yolda bulunanlardan olabilirler.”[1329]

8300. Resulullah (s.a.a), kendisine, Mescidin nasýl bayýndýr kýlýnacađýný soran Ebu Zer’e ţöyle buyurmuţtur: “Mescitlerde yüksek sesle konuţmamalý, batýl sözler konuţulmamalýdýr. Onlar da alýţveriţ yapýlmamalýdýr. Mescitte olduđun müddetçe boţ ţeylerle uđraţmayý terk et. Eđer böyle yapmazsan kýyamet günü kendinden baţkasýný kýnamamalýsýn.”[1330]

8301. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Mescitlerinizi delilerinizden ve çocuklarýnýzdan uzak tutun. Allah-u Teala’nýn zikri dýţýnda sesinizi yükseltmeyin. Mescitlerde alýţveriţ etmekten ve silah taţýmaktan sakýnýn. Haftada bir gün mescitleri güzel kokularla doldurun. Kapýlarýnýn önüne temizlik araçlarýný koyun.”[1331]

 

1755. Bölüm

Mescitlere Gitmek

 

8302. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim cemaat namazýný kýlmak için mescide giderse attýđý her adýma karţýlýk yetmiţ bin iyilik yazýlýr. Ayný miktarda derecesi yükselir. Eđer orada ölürse Allah kabrinde ziyaret etsinler, yalnýzlýđýnda menusu (arkadaţý) olsunlar ve dirilinceye kadar kendisine mađfiret dilesinler diye kendisine yetmiţ bin melek tayin eder.”[1332]

 

1756. Bölüm

Mescitlerde Oturmak

 

8303. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ebu Zer! Mescitte oturduđun müddetçe Allah-u Teala aldýđýn her nefes sayýsýnca sana cennette bir makam bađýţlar. Melekler sana selam gönderir. Mescitte aldýđýn her nefese karţýlýk sana on iyilik yazýlýr. On günahýn da silinir.”[1333]

8304. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Mescitlerde namazý beklemek için oturmak bir “hades” ortaya çýkmadýkça ibadettir” Kendisine, “Ey Allah’ýn Resulü! Hades nedir?” diye sorulunca ţöyle buyurdu: “Gýybet etmek!”[1334]

8305. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Üç oturma dýţýnda mescitteki oturma boţunadýr: Namaz kýlan kimsenin kýraati, Allah’ýn zikri veya ilim dileyen kimsenin oturmasý.”[1335]

 

1757. Bölüm

Mescitlerin Ţikayeti

 

8306. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mescitler komţularýndan kendisine gelmeyenleri Allah-u Teala’ya ţikayette bulundular. Aziz ve celil olan Allah onlara ţöyle vahyetti: izzetime ve celalime andolsun ki onlarýn hatta bir tek namazýný bile kabul etmem, halk arasýnda onlarýn bir adaletini aţikar kýlmam, onlarý rahmetime erdirmem ve onlarý cennette kendime komţu kýlmam.”[1336]

8307. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Üç ţey aziz ve celil olan Allah’a ţikayette bulundu: Ehlinin içinde namaz kýlmadýđý viran cami, cahiller arasýnda kalan alim ve üzerinde toz konup okunmayan asýlý Kur’an.”[1337]

 

1758. Bölüm

Cami Komţuluđu ve Camide Namaz Kýlmak

 

8308. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Eđer mescidin komţusu olan kimse iţsiz ve salim olduđu halde farz namazýný kýlmak için camide hazýr bulunmazsa namazý kabul olmaz.”[1338]

8309. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bir özrü ve sebebi olmadýđý taktirde mescide komţu olanýn namazý sadece camide makbul olur.” Kendisine, “Ey Müminlerin Emiri! Mescidin komţusu kimdir?” diye sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Caminin sesini duyan kimse!”[1339]

8310. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mescidin haremi (sýnýrý) kýrk zir’a (dirsek boyu) ve komţusu ise dört taraftan kýrk evdir.”[1340]

bak. Vesail’uţ Ţia, 3/478, 2. Bölüm

 

1759. Bölüm

Boynunda Bir Kul Hakký Olanýn Camiye Gitmesi

 

8311. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah bana ţöyle vahyetti: “Ey Peygamberlerin kardeţi! Ey uyarýcýlarýn kardeţi! Kavmini uyar ki boynunda kul hakký olan birisi evlerimden (mescitlerimden) bir eve girmesin. Zira önümde namaza durdukça kul hakkýný iade etmediđi müddetçe ona lanet ederim. Hakký ödediđi taktirde ise onun duyan kulađý, gören gözü olurum. O benim dost ve seçtiđim kimselerden olur. Cennette Peygamberler, dođrular ve ţehitlerle birlikte benim komţum olur.”[1341]

bak. 329. Konu, “ez-Zulm”; ez-Zikr, 1339. Bölüm

 

1760. Bölüm

Mescitlerin Adabý

 

8312. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bu kötü kokan taneyi (sarýmsađý) yerse mescidimize yaklaţmasýn. Her kim onu yer de mescide gelmezse sakýncasý yoktur.”[1342]

8313. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Mescitleri içinde iki rekat namaz kýlmadýkça yol edinmeyin.”[1343]

bak. Kenz’ul Ummal, 7/648

 

1761. Bölüm

Murakabe Adabý

 

8314. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mescide ulaţýnca temiz olanlardan baţkasýnýn mülküne ayak bile basamadýđý ve dođrulardan baţkasýna oturma izninin verilmediđi büyük bir hükümdarýn evinin eţiđine vardýđýný bil. Öyle ki sen hükümdarýn hizmetçiliđini yapmak için gelmiţsin. O halde eđer hükümdarýn heybet ve azametinden gafil kalýrsan büyük bir tehlikeye düţmüţ olursun. Bil ki sana isterse adalet ve isterse de fazlý/keremiyle, istediđi gibi davranýr...

O’nun huzurunda aczini, kusurunu ve fakirliđini itiraf et. Zira sen ţüphesiz O’na ibadet ve ünsiyet edinmek için yönelmiţsin. Sýrlarýný ona açýkla. Bil ki yaratýklarýnýn sýrlarý ve açýklarý O’na gizli deđildir. O’nun huzurunda en fakir kulu gibi ol. Kalbini seni Rabbinden alýkoyan her iţten boţ tut. Zira Allah sadece en temiz ve en halis olanlarý kabul eder.

Adýnýn hangi divandan çýktýđýna bir bak. Eđer onunla münacaatta bulunmanýn tatlýlýđýný ve konuţmanýn lezzetini tattýysan, O’nun sana güzel yöneliţi ve icabeti sebebiyle rahmet ve keramet kadehini içtiysen ţüphesiz O’na hizmete layýksýn demektir. Ţimdi mescide gir ki güven ve esenlik içinde olursun. Aksi taktirde çare kapýsý kapanan, ümitleri kýsalan ve ölüm hükmü verilen çaresiz insan gibi biraz dur! Aziz ve celil olan Allah, kalbinin gerçekten kendisine sýđýndýđýný bilirse sana sevgi, yumuţaklýk ve muhabbet gözüyle bakar. Sevdiđi ve beđendiđi iţlerde sana baţarý verir. Zira o bađýţlayýcý ve kerimdir. Hoţnutluđunu elde etmek için kullarýndan kapýsýnda yanan çaresizlere yücelik/büyüklük göstermeyi sever. Aziz ve celil olan Allah ţöyle buyurmuţtur: “...veya dua ettiđinde çaresiz kalana icabet eden mi?”[1344]

 

1762. Bölüm

 Mescitlere Gidip Gelmenin Neticesi

 

8315. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim mescide gidip gelirse sekiz ţeyden birine eriţir: Allah yolunda faydalý bir din kardeţi, yeni bir ilim, muhkem bir ayet, beklenilen bir rahmet, kendini helak olmaktan kurtaran bir söz, kendisini dođru yola hidayet eden bir cümle veya korku ve hayadan dolayý bir günahý terk etmek.”[1345]

8316. Ýmam Hüseyin (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim sürekli camiye giderse, sekiz ţeye kavuţur: “Muhkem bir ayet, amel edilen bir farz, ikame edilen bir sünnet, yeni bir ilim, faydalanýlan bir kardeţ, kendisini dođru yola hidayet eden bir cümle, kendisini helak olmaktan kurtaran bir söz veya korku yada haya sebebiyle terk edeceđi günah.”[1346]

8317. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Mescide bađlý olan kimse en azýndan ţu üç ţeyden biriyle (evine) döner: Allah’ýn dergahýna bir dua eder ki Allah onu, o duasý sebebiyle cennete götürür. Veya Allah’ýn dergahýna bir dua eder ki Allah o duasý sebebiyle kendisinden dünya belalarýný def eder. Ya da aziz ve celil olan Allah yolunda kendisinden istifade edeceđi bir kardeţ edinir.”[1347]

bak. Vesail’uţ Ţia, 3/480, 3. Bölüm

 

1763. Bölüm

Övülmüţ Mescitler

 

8318. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hiç bir ţehitliđi ziyareti terk etme. Ýlk günden beri takva temeli üzere kurulan Kuba mescidi, Meţrebet-u Ümm-i Ýbrahim, Mescid-i el-Fezih, ţehitlerin mezarlarý, Mescid-i Ahzab ki Mescid-i Feth diye de bilinir.”[1348]

8319. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kufe mescidi Nuh’un evidir. Oraya her kim yüz defa girerse Allah onun yüz günahýný bađýţlar. Zira Nuh (a.s) orada ţöyle dua etti: “Rabbim beni, anne ve babamý ve evime iman ile giren herkesi bađýţla.”[1349]

8320. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kufe mescidinde yetmiţ Peygamber ve yetmiţ vasi namaz kýlmýţtýr ki onlardan (vasilerden) biri de benim.”[1350]

8321. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kufe’de Mescid-i Sehle denilen bir mescit vardýr. Eđer amcam Zeyd oraya gidip namaz kýlsaydý ve Allah’tan sýđýnma dileseydi Allah ona yirmi yýl sýđýnak verirdi.”[1351]

Ben ţöyle diyorum: Kufe mescidinin fazileti hakkýnda bir çok rivayet vardýr. Bu rivayetlerden anlaţýldýđý üzere burasý Ýdris Peygamberin eviydi. Orada terzilik yapýyor ve namaz kýlýyordu. Daha sonra oradan Amalika kavmiyle savaţa giden Ýbrahim’in evi oldu. Ayný zamanda o binicinin yani Hýzýr’ýn (a.s) ikamet ettiđi yerdi. Davut oradan Calud’la savaţa gitti ve Allah’ýn gönderdiđi her Peygamber orada namaz kýldý. Bu mescitte olan kimse Allah Resulü’nün (s.a.a) çadýrýnda olan kimse gibidir. Sahibimiz (Hz. Mehdi (a.s) ailesiyle kýyam edince oraya yerleţecektir. Allah bu mescide gelen her hüzünlü insanýn hüznünü giderir. Orada zebercet (krizalit) taţý vardýr ki her Peygamber ve vasinin resmi üzerine çizilmiţtir. Sur’a orada üfürülür, yaratýklar orada mahţur olur, onun kenarýndan mahţer sahnesine gelen yetmiţ bin kiţi sorgusuz sualsiz cennete gider.” [1352]

 

1764. Bölüm

Mescid-i Dýrar

 

Kur’an:

“Zarar vermek, küfretmek, müminlerin arasýný ayýrmak, Allah ve Peygamberine karţý savaţanlara daha önceden gözcülük yapmak üzere bir mescit kurup: “Biz sadece iyilik yapmak istedik” diye yemin edenlerin yalancý olduklarýna ţüphesiz ki Allah ţahittir.” [1353]

8322. Mecme’ul-Beyan’da Allah-u Teala’nýn, Allah ve Peygamberine karţý savaţanlara daha önceden gözcülük yapmak üzere ayetinin tefsiri hakkýnda ţöyle yazmýţtýr: “O mescidi Ebu Amir Rahib’in dönüţü için yapýp hazýrlamýţlardý. Ebu Amir daha önce Allah ve Resulüyle savaţan kimseydi. Onun hikayesi ţöyledir: Ebu Amir cahiliye döneminde yünden elbise giyinmiţ ve ruhbanlýđý seçmiţti. Ama Peygamber (s.a.a) Medine’ye gidince onu kýskandý ve gruplarý onun aleyhine seferber kýldý. Mekke fethinden sonra Taif’e kaçtý. Taif halký Müslüman olunca oradan Ţam’a ve oradan da Rum’a giderek Hýristiyan oldu. Ebu Amir meleklerin yýkadýđý Hanzala’nýn babasýdýr... Allah Resulü (s.a.a) onu “Fasýk Ebu Amir” diye adlandýrdý. O münafýklara kendilerini hazýrlamalarýný ve bir mescit yapmalarý için haber göndermiţti. Güya Kayser’in yanýna gidip ordularýyla gelerek Peygamberi Medine’den dýţarý çýkaracaktý. Bu münafýklar Ebu Amir’in dönüţünü bekliyorlardý. Ama o, Rum padiţahýnýn nezdine varmadan öldü... Allah Peygamberini münafýklarýn kirli batýnýndan ve aţađýlýk niyetinden haberdar kýldý... Allah Resulü (s.a.a) Tebuk gazvesinden döndükten sonra Asým b. Avf el-Eclani ve Malik b. Dehţemi’yi göndererek ţöyle buyurdu: “Taraftarlarý zalim olan bu mescide gidin ve onu yerle bir ederek yakýn.” Baţka bir rivayete göre ise Peygamber, Ammar b. Yasir ve Vahţi'yi gönderdi ve onlar da bu mescidi yaktýlar. Peygamber oranýn çöplük ve leţlerin atýldýđý bir yer haline dönüţtürülmesini emretti.”[1354]

bak. el-Bihar, 21/252, 30. Bölüm

 



221. Konu

 

es-Sicn

Zindan-Hapis

 

 

 

 

 

 


bak.

F 12. konu, el-esir; 93. konu, el-Habs; ed-Dünya, 1421 ve 1242. bölümler; el-Ýmamet (3), 216, 219, 224, 226. bölümler

 



1765. Bölüm

Zindan

 

Kur’an:

“Yusuf: “Rabbim! Hapis benim için, bunlarýn istediklerini yapmaktan daha iyidir. Eđer tuzaklarýný benden uzaklaţtýrmazsan onlara meyleder ve cahillerden olurum.” Dedi.” [1355]

8323. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zindan iki mezardan biridir.”[1356]

8324.  “Rivayet edildiđi üzere Yusuf zindandan salýverilince zindandakiler hakkýnda dua ederek ţöyle buyurdu: “Allah’ým! Onlara iyilerin kalbini merhametli kýl. Onlarý olaylardan habersiz kýlma.” Bu yüzden zindandakiler her ţehirde diđer insanlardan daha çok olaylarý bilmektedir. Zindanýn kapýsýna da ţöyle yazýlmýţtý: “Burasý dirilerin mezarýdýr, hüzünler evidir, dostun denendiđi ve düţmanlarýn sevindiđi yerdir.”[1357]

bak. el-Mehabbet (1), 654. Bölüm

8325. Ýmam Sadýk (a.s), Allah-u Teala’nýn, zindandaki Yusuf olayýyla ilgili, “Bizlere onun tevilini bildir, ţüphesiz biz seni iyilerden biliyoruz” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Yusuf hastalarý iyileţtiriyor, muhtaç olanlarýn halini soruyor ve zindandaki insanlarýn sýkýntýlarýný gideriyordu.”[1358]

8326. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yusuf zindana düţtüđünde on iki yaţýndaydý. On sekiz yýl hapiste kaldý, özgür olduktan sonra ise seksen yýl yaţadý ki toplam yüz on yýlý bulmaktadýr.”[1359]

 

1766. Bölüm

Nefsin Zindaný

 

8327. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hastalýk iki zindandan biridir.”[1360]

8328. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mahkum dünyasý, ahiretine engel olan kimsedir.”[1361]

bak. ed-Dunya, 1241 ve 1242. Bölümler

 



222. Konu

 

es-Suht

Haram Mal

 

 

 

 


bak.

F 107. konu, el-Haram; 124. konu, el-helal; 523. konu, el-Hediyyet; 188. konu, er-riţve



1767. Bölüm

 Haram Mal

 

Kur’an:

“Onlar hep yalana kulak verirler, durmadan haram yerler. Eđer sana gelirlerse aralarýnda hükmet, yahut onlardan yüz çevir; yüz çevirirsen sana bir zarar veremezler. Eđer hükmedersen aralarýnda adaletle hüküm ver. Allah adil olanlarý sever.” [1362]

bak. Maide, 62, 63

8329. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Haram malýn kapýlarý sekiz tanedir: Yargý iţinde rüţvet almak, fuhuţ yoluyla para kazanmak, çiftleţtirmek için erkek hayvaný kiraya vermek, leţ/murdar satýţýndan elde edilen para, ţarap satýţýndan elde edilen para, köpek satýţýndan elde edilen para, hacamat yoluyla elde edilen para ve kahinin elde ettiđi para.”[1363]

8330. Ýmam Ali (a.s), haram mal sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Rüţvet.” Kendisine, “yargýda mý?” diye sorulunca da ţöyle buyurmuţtur: “Yargý iţinde rüţvet almak küfürdür.”[1364]

8331. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Haram mal ţunlardýr: Leţ/murdar satýţýndan elde edilen para, köpek satýţýndan elde edilen para, ţarap satýţýndan elde edilen para, zinadan elde edilen para, yargýda alýnan rüţvet ve kahinin elde ettiđi para.”[1365]

8332. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Haram malýn bir çok çeţidi vardýr. Bunlardan biri de zalim yöneticiler için çalýţmaktan elde edilen para.”[1366]

 



223. Konu

 

es-Sihr

Sihir-Büyü

 

F Bihar, 63/1, 1. bölüm; es-sihr ve’l-Ayn

F Bihar, 79/205, 96. bölüm, es-sihr ve’l-kehane

F Vesail’uţ-Ţia, 12/105, 25. bölüm, tahrim-u taallum’is-Sihr ve ecrih

F Kenz’ul-Ummal, 6/742-753, kitab’us-Sihr ve’ayn ve’l-kehanet

 

 

 

 


bak.

F Belagat, 386. bölüm; 1857. Hadis



1768. Bölüm

Sihir

 

Kur’an:

“Attýklarýnda, Musa: “Yaptýđýnýz sihirdir, fakat Allah onu boţa çýkaracaktýr. Allah bozguncularýn iţini elbette düzeltmez” dedi.” [1367]

bak. Bakara, 102, A’raf, 116, Yunus, 77, Ta-Ha, 66, 69 Felak, 3,4

8333. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim sihirden az veya çok bir ţey öđrenirse ţüphesiz kafir olur ve bu Rabbiyle son ahdi olur. Cezasý ise tövbe etmediđi takdirde öldürülmektir.”[1368]

8334. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Nazar gerçektir, týlsým gerçektir, sihir gerçektir ve uđur gerçektir. Ama uđursuzluk gerçek deđildir, batýl yoldan etkileme gerçek deđildir.”[1369]

8335. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Müneccim kahin gibi, kahin sihirbaz gibidir ve sihirbaz ise kafirdir, kafir ise ateţtedir.”[1370]

8336. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kadýnýn biri Allah Resulü’nün (s.a.a) huzuruna vardý ve ţöyle dedi: “Ey Allah’ýn Resulü! Kocam bana çok sert davrandý. Ben, bana yumuţak davransýn diye ona (sihirimsi) bir ţeyler yaptým.” Allah Resulü (s.a.a) ţöyle buyurdu: “Vay olsun sana! Dinini kararttýn. Ýyi meleklerin laneti sana olsun! Ýyi meleklerin laneti sana olsun! Ýyi meleklerin laneti sana olsun! -Peygamber bu cümleyi üç defa buyurdu.- Gökteki meleklerin laneti sana olsun! Yeryüzündeki meleklerin laneti sana olsun!”[1371]

 

1769.Bölüm

Müslüman Sihirbazýn Cezasý

 

8337. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Müslüman sihirbaz öldürülür, kafir sihirbaz öldürülmez.” Kendisine, “Ey Allah’ýn Resulü! Sebebi nedir?” diye sorulunca ţöyle buyurdu: “Çünkü ţirk ve sihir birbirine yakýndýr. Birinde ţirk olmasý onda sihir olmasýndan daha kötüdür.”[1372]

8338. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Eđer iki adil insan bir müslümanýn sihir yaptýđýna tanýklýk ederse o Müslüman öldürülür.”[1373]

8339. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Bir sihirbaz yakaladýđýnýzda onu öldürün.” Daha sonra ţu ayeti tilavet buyurdu: “Sihirbaz nerede olursa kurtuluţa ermez.” Peygamber daha sonra ţöyle buyurdu: “Sihirbaz nerede yakalanýrsa emanda deđildir.”[1374]

bak. Mustedrek’ul Vesail, 18/191, 1. Bölüm; Vesail’uţ Ţia, 18/576, 1. Bölüm

 

1770. Bölüm

 Sihir Çeţitleri

 

8340. Ýmam Sadýk (a.s), kendisine, “Sihirin aslý nedir? Sihirbaz nasýl bir takým ilginç ţeyler yapmaktadýr?” diye soran bir zýndýka ţöyle buyurmuţtur: “Sihirin çeţitleri vardýr. Bir çeţiti týp ilmi makamýndadýr. Hastalýđa bir ilaç yaptýklarý gibi sihir ilminde de sihirbazlar her sýhhat için bir afet, her afiyet için bir dert ve her iţ için bir çare bulmuţlardýr. Bir baţka çeţidi ise illizyon, el çabukluđu, beceri ve el ustalýđýdýr. Baţka bir çeţidi ise ţeytanlarýn dostlarýnýn onlardan aldýklarý ţeylerdir... Sihir hususunda dođruluđa en yakýn görüţ sihirin týp ilmi makamýnda olmasýdýr. Sihirbaz kadýnlarla cima etmekten alýkoyacak ţekilde birine sihir yapar. Doktor ise gelip onu ilaçla tedavi eder ve o ţahýs iyileţir.”[1375]

 

1771. Bölüm

Harud ve Marud’dan Daha Sihirbaz

 

8341. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyadan sakýnýn, ruhum elinde olana andolsun ki dünya Harud ve Marud’dan daha sihirbazdýr.”[1376]

bak. ed-Dunya, 1227, 1228, 1229. Bölümler

 



224. Konu

 

es-Sehk

Lezbiyenlik

 

F Bihar, 79/75, 72. bölüm, es-suhku ve hadduhu

F Vesail’uţ-Ţia, 18/424-430, ebvab-u Had’is-Suhk ve’l-kiyadet

 

 

 

 




1772. Bölüm

Lezbiyenlik

 

8342. Ýmam Sadýk (a.s), lezbiyenliđin hükmünü soran bir kadýna ţöyle buyurmuţtur: “Cezasý zinakarýn cezasýdýr” O kadýn, “Aziz ve celil olan Allah Kur’an’da bunu beyan etmiţ midir?” diye sorunca Ýmam (a.s) ţöyle buyurdu: “Evet!” Kadýn, “Nerede?” diye sorunca Ýmam ţöyle buyurdu: “Ress ashabý hikayesinde”[1377]

8343. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bu iţi yapan ilk kimse Lut kavmiydi, zira erkekler erkeklere yönelince, kadýnlar  erkeksiz kaldýlar Neticede onlar da erkekleri gibi bir birlerine yöneldiler.”[1378]

8344. Ýmam Sadýk (a.s), cariyesiyle birlikte yanýna gelerek, “Lezbiyenlik hakkýnda ne buyuruyorsunuz?” diye soran bir kadýna ţöyle buyurmuţtur: “Yerleri ateţtir. Kýyamet günü bu tür kadýnlar getirilir, onlara ateţten bir elbise, ateţten bir ayakkabý ve ateţten bir baţörtüsü giydirilir.”[1379]

 



225. Konu

 

es-Suhriyye

Alay Etmek

 

F Bihar, 75/142, 56. bölüm; men ezille’ müminen ev ihanet ev hakarat ev istehzee bihi

F Bihar, 75/292, 73. bölüm, el-gamz ve’l-hemz ve’l-lemz ve’s-Suhriyye ve’l-istihza

 

 

 

 


bak.

F 118. konu, et-Tahkir; 280. konu, el-Ayb; 381. konu, et-Ta’yir



1773. Bölüm

Alay Etmek

 

Kur’an:

“Ey iman edenler! Bir topluluk bir diđerini alaya almasýn, belki de onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadýnlar da baţka kadýnlarý alaya almasýnlar, belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayýplamayýn; birbirinizi kötü lakaplarla çađýrmayýn; inandýktan sonra yoldan çýkmýţ olmak ne kötü bir addýr. Tövbe etmeyenler, iţte onlar zalimlerdir.”[1380]

“Siz ise, onlarý alaya alýyordunuz. Bu yaptýklarýnýz size beni anmayý unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz.” [1381]

 “Onlarý alaya alýrdýk; yoksa ţimdi gözlere görünmezler mi?” [1382]

“Ýman edenlere rastladýklarý zaman, “Ýman ettik” derler, ţeytanlarýyla baţ baţa kaldýklarýnda, “Biz ţüphesiz sizinleyiz, onlarla sadece alay etmekteyiz” derler.”  [1383]

8345. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ýbn-i Mes’ud! Onlar sünnetime uyarak Allah’ýn farzlarýný yerine getiren kimseleri ayýplamaktadýrlar. Oysa Allah-u Teala ţöyle buyurmuţtur: Siz ise, onlarý alaya alýyordunuz. Bu yaptýklarýnýz size beni anmayý unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Bugün ben onlarýn sabrýnýn mükafatýný vereceđim.[1384]

8346. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Cennet kapýsý alaycýlarýn birinin yüzüne açýlýr ve ona, “Gel” denir. O hüzün ve keder içinde ileriye dođru yürür. Yaklaţýnca kapý yüzüne kapanýr, sonra yüzüne baţka bir kapý açýlýr... Bu iţ defalarca tekrarlanýr. Öyle ki artýk yüzüne bir kapý açýlýr, gel gel denir, ama o artýk gitmez.”[1385]

8347. Ýmam Bakýr (a.s), Allah-u Teala’nýn, Ýman edenlere rastladýklarý zaman ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Kahinleri müminlerle karţýlaţýnca, “Biz sizinleyiz”, yani sizin dininiz üzereyiz” diyorlardý. Ama (ţeytanlarýyla baţ baţa kaldýklarýnda), “Ţüphesiz biz alay edicileriz” diyorlardý. Yani, “Muhammed’in ashabýyla alay ediyoruz, “Ýman ettik” sözümüzde onlarý alaya almaktayýz.”[1386]

8348. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim insanlarý alaya alýrsa, onlarýn dođru sevgisini ümit etmemelidir.”[1387]

 



226. Konu

 

es-Seha

Cömertlik

 

F Bihar, 71/350, 87. konu, es-seha ve’s Semaha ve’l-cud

F Kenz’Ul-Ummal ,6/337-393, 570-588, es-seha

F Bihar, 41/24, 102. bölüm, es-seha’ul-Ýmam Ali (a.s)

 

 

 

 

 


bak.

F 1. konu, el-Ýsar; 29. konu, el-Buhl; 86. konu, el-Cud; 292. konu, es-sadaka; 348. konu, el-Ma’ruf (1)



1774. Bölüm

Cömertlik

 

8349. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik Allah’ýn en büyük hasletidir.”[1388]

8350. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik dallarý dünyaya uzanan cennet ađaçlarýndan bir ađaçtýr. O halde her kim cömert olursa, onun dallarýndan birine asýlmýţtýr ve o dallar kendisini cennete dođru çeker.”[1389]

8351. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik Peygamberlerin ahlakýndan ve imanýn sütunudur. Mümin mutlaka cömerttir. Sadece yakin sahibi ve himmeti yüce kimse cömert olur. Zira cömertlik yakin nurunun yansýmasýdýr. Her kim hedefini tanýrsa cömertlik etmek kendisine kolaylaţýr.”[1390]

8352. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik (Allah’a ve insanlara) yakýnlýk sebebidir.”[1391]

8353. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah Tebarek ve Teala Ýslam’ý dininiz olarak seçmiţtir. O halde cömertlik ve güzel ahlakla Ýslam’a bađlý kalýn.”[1392]

8354. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “En iyileriniz en cömertlerinizdir ve en kötüleriniz en cimrilerinizdir.”[1393]

8355. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyada insanlarýn efendisi cömertler ve ahirette ise takva sahipleridir.”[1394]

8356. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik ve sakýnmanýn süsüyle süslen. Ţüphesiz bunlar imanýn süsü ve senin en üstün hasletindir.”[1395]

 

1775. Bölüm

Cömertlik Peygamberlerin Huyudur

 

8357. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah, dostunu cömertlik karakteri üzere yaratmýţtýr.”[1396]

8358. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik bir haslettir.”[1397]

8359. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik ahlaktýr.”[1398]

8360. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik peygamberlerin ahlakýdýr.”[1399]

8361. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik ve cesaret münezzeh olan Allah’ýn sevdiđi ve denediđi kullarýna taktir ettiđi üstün içgüdülerdir.”[1400]

8362. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlarýn en cesuru en cömert olanýdýr.”[1401]

8363. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “En yüce ahlak cömertlik ve faydasý en kapsamlý ahlak ise adalettir.”[1402]

bak. en-Nubuvvet (1), 3778. Bölüm

 

1776. Bölüm

Cömertlik Aklýn Meyvesidir

 

8364. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik zekiliktir.”[1403]

8365. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Akla yardým etmek için sadece cömertlikten yardým alýnýr.”[1404]

8366. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik aklýn meyvesi, kanaat ise ţerafetin delilidir.”[1405]

bak. el-Akl, 2824. Bölüm

 

1777. Bölüm

Cömertlik Ayýplarýn Örtüsüdür

 

8367. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik ayýplarýn örtüsüdür.”[1406]

8368. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ayýplarýn örtüsü cömertlik ve iffettir.”[1407]

8369. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ayýplarýnýzý cömertlikle örtün. Ţüphesiz cömertlik ayýplarýn örtüsüdür.”[1408]

 

1778. Bölüm

Cömertlik Sevgi Eker

 

8370. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik sevgi eker.”[1409]

8371. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik sefa ve samimiyet dođurur.”[1410]

8372. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik sevgi kazandýrýr ve ahlaký süsler.”[1411]

8373. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik günahlarý temizler ve kalplerin sevgisini elde eder.”[1412]

8374. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlikten ve güzel ahlaktan ayrýlmayýn. Ţüphesiz bunlar rýzký arttýrýr ve sevgi kazandýrýr.”[1413]

8375. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Çok cömert olmak dostlarý çođaltýr ve düţmanlarý barýţtýrýr.”[1414]

8376. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hiç bir ţey cömertlik, yumuţaklýk ve güzel ahlak gibi sevgi kazandýrmaz.”[1415]

bak. el-Mehebbet (1), 650. Bölüm; es-Seyyid, 1925. Bölüm

 

1779. Bölüm

Cömert Kimse

 

8377. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Cömert kimse Allah’a, insanlara ve cennete yakýndýr.”[1416]

8378. Aziz ve celil olan Allah Musa’ya (a.s) ţöyle vahyetmiţtir: “Samiri’yi öldürme, ţüphesiz o cömerttir.”[1417]

8379. Resulullah (s.a.a), Adiyy b. Hatem-i Tai’ye ţöyle buyurmuţtur: “Baban cömert olduđu için ţiddetli azabý def edildi.”[1418]

8380. Ţöyle rivayet edilmiţtir: “Bir grup esiri Allah Resulü’nün (s.a.a) huzuruna getirdiler. Peygamber, Müminlerin Emiri’ne (a.s) boyunlarýný vurmasýný emretti. Sonra da onlardan birinin ayýrt edilmesini ve öldürülmemesini istedi. O ţahýs, “Neden beni dostlarýmdan ayýrdýn, oysa günahlarýmýz eţittir” deyince Peygamber (s.a.a) ţöyle buyurdu: “Aziz ve celil olan Allah bana senin kabilenin cömerdi olduđunu ve öldürmememi vahyetti.” O ţahýs ţöyle dedi: “O halde ben de ţehadet ediyorum ki, Allah’tan baţka ilah yoktur ve sen Allah’ýn elçisisin.”[1419]

8381. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömert cahil, cimri abitten daha üstündür.”[1420]

8382. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Günaha bulaţmýţ cömert bir genç aziz ve celil olan Allah katýnda cimri yaţlý abitten daha sevimlidir.”[1421]

8383. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Güzel ahlaklý cömert genç Allah nezdinde kötü ahlaklý, cimri, yaţlý abitten daha sevimlidir.”[1422]

8384. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Cömert insanýn hatalarýný bađýţlayýn. Zira o sürçtüđü zaman Allah elinden tutar.”[1423]

 

1780. Bölüm

Cömert Ýnsanýn Yiyeceđi ve Yedirmesi

 

8385. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömert insan, kendi yiyeceđinden yesinler diye insanlarýn yiyeceđinden yer. Cimri insan ise, insanlar kendi yiyeceđinden yemesin diye onlarýn yiyeceđinden yemez.”[1424]

8386. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Cömert insanýn yemeđi ilaçtýr. Cimri insanýn yemeđi ise hastalýktýr.”[1425]

 

1781. Bölüm

Cömertliđin Sýnýrý

 

Kur’an:

“Elini boynuna bađlayýp cimri kesilme, büsbütün de açýp tutumsuz olma, yoksa piţman olur, açýkta kalýrsýn.”[1426]

8387. Ýmam Askeri (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz cömertliđin bir sýnýrý vardýr, ondan yukarý gidildi mi israf olur.”[1427]

8388. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömert ol ama savurgan olma. Ýktisatlý ol ama sýký tutucu olma.”[1428]

8389. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Malýný yersiz yere harcayan savurgan kimse cömert deđildir. Aksine cömert aziz ve celil olan Allah’ýn kendisine farz kýldýđý malýndaki zekatý ve diđer haklarý ödeyen kimsedir.”[1429]

8390. Ýmam Sadýk (a.s), cömertliđin sýnýrý hakkýnda sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Allah’ýn malýna farz kýldýđý haklarý ayýrman ve onu kendi yerine koymandýr.”[1430]

8391. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömert ve kerim insan malýný hak üzere harcayan kimsedir.”[1431]

8392. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik kulun nefsinin haramý taleb etmesinden yüz çevirmesidir. Helal bir mala ulaţtýđý zaman gönül hoţnutluđu içinde onu aziz ve celil olan Allah’a itaat yolunda harcamasýdýr.”[1432]

8393. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik istenmeden yapýlandýr. Ýstenildikten sonra yapýlan ise hayadýr ve kýnanma korkusudur.”[1433]

8394. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Cömert kimse malýnda Allah’ýn hoţnutluđu için cömert davranandýr. Her kim Allah’a isyan yolunda cömertlik yaparsa, Allah’ýn gazabýný ve öfkesini taţýr. Bu insan býrakýn baţkalarýný, kendisi hakkýnda bile insanlarýn en cimrisidir.”[1434]

8395. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mümin dinde güçlü... hakta ise cömerttir.”[1435]

bak. es-Sadaka, 2240. Bölüm

 

1782. Bölüm

Ýnsanlarýn En Cömerdi

 

8396. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlarýn en cömerdi malýnýn zekatýný verendir.”[1436]

8397. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik malýný Allah için bađýţlaman ve baţkalarýnýn malý karţýsýnda sakýnmandýr.”[1437]

bak. es-Sadaka, 2229. Bölüm

 

1783. Bölüm

Ölüm Anýnda Cömert Olan Cimriyi Kýnamak

 

8398. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah hayatýnda cimri olan, ama ölümü gelip çatýnca cömert davranan kimseden nefret eder.”[1438]

bak. es-Sadaka, 2229. Bölüm; ez-Zikr, 1347. Bölüm, 6481. Hadis

 



227. Konu

 

es-Sýr

Sýr

 

F Bihar, 75/68, 45. bölüm, kitman’us-sýrr

F Vesail’uţ-Ţia, 8/608, 157. bölüm, tahrim-u izaet’us-sýrr’ul-mumin

 

 

 

 


bak.

F 456. konu, el-Kitman



1784. Bölüm

 Sýrrý Saklamak

 

8399. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mümin kendisinde ţu üç haslet olmadýkça mümin olamaz: Rabbinden bir sünnet, Peygamberinden bir sünnet ve velisinden bir sünnet. Rabbinden bir sünnet sýrrýný saklamasýdýr. Nitekim aziz ve celil olan Allah ţöyle buyurmuţtur: “Gaybý bilir ve beđendiđi peygamber dýţýnda hiç kimseyi gaybýndan haberdar kýlmaz.[1439]

8400. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sýrrýný saklayanýn, iradesi elinde olur.”[1440]

8401. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zafer, uzak görüţlülükle kazanýlýr; uzak görüţlü olmak düţü­nüp taţýnmakla mümkündür; bu da sýrlarý korumakla mümkün olur.”[1441]

8402. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Sýrrýn esirindir, ţüphesiz onu ifţa edersen sen onun esiri olursun.[1442]

8403. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Sýrrýný gizlersen senin sevincindir. Onu ifţa edersen senin yokluđun olur.[1443]

8404. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsan kendi sýrrýný daha iyi korur.”[1444]

8405. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sýrrý ifţa etmek çöküţtür.”[1445]

8406. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Akýllýnýn göđsü, sýrrýnýn sandýđýdýr.”[1446]

8407. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Senin göđsün sýrrýný daha iyi alýr.”[1447]

8408. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Sýrlarýn hazinedarlarý çođaldýkça zayi  edenleri çođalýr.[1448]

8409. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Göđsü sýrrýný alamayan kimsenin korumasý yoktur.”[1449]

8410. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Tüm sevgini arkadaţýna bađýţla. Ama ona tümüyle itminan etme.”[1450]

8411. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “En baţarýlý iţ, en gizli iţtir.”[1451]

8412. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sýrrýný sadece güvenilir insana emanet et.”[1452]

8413. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sýrrýn bilinmeyince korku yoktur.”[1453]

8414. Ýmam Cevad (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bir ţey sađlamlaţmadýkça aţikar kýlmak bozuluţuna sebep olur.”[1454]

8415. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sýrrýný korumakta zayýf olan, baţkasýnýn sýrrýný korumaya güç yetiremez.”[1455]

 

1785. Bölüm

Sýrrýný Sadece Kendin Bil

 

8416. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Senin sýrrýn senin kanýndandýr. O halde senin damarlarýndan baţkasýnda akmamalýdýr.”[1456]

8417. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sýrrýný sadece kendin bil, onu uzak görüţlü insana söyleme ki sürçer ve cahile söyleme ki sana hýyanet eder.”[1457]

8418. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýţini koru ve sýrrýný her görücüyle evlendirme.”[1458]

 

1786. Bölüm

Sýrrý Korumanýn Ölçüsü

 

8419. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dostunu, düţman haberdar olduđunda sana zarar vermeyeceđi sýr dýţýndaki sýrlarýndan haberdar kýlma. Zira dostun da bir gün düţmanýn olabilir.”[1459]

 

1787. Bölüm

Sýrrýn Söylenmemesi Gereken Kimseler

 

8420. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cahile gizlemeye güç yetiremeyeceđi bir sýrrý söyleme.”[1460]

8421. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Emanete riayet etmeyen kimseye sýrrýný söyleme.”[1461]

8422. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Üç kiţiye sýr söylenmez: Kadýna, laf taţýyan kimseye ve ahmađa.”[1462]

8423. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dört ţey zayi olup gider: ...Aklý olmayan kimseye söylenen sýr.”[1463]

 



228. Konu

 

es-Serire

Ýç-Batýn

 

F Bihar, 71/362, 90. bölüm, es-Salah’us-Serire

 

 

 

 

 


bak.

F Er-Riya, 1406. bölüm; el-Cemal, 538. bölüm; el-Ýhtilaf, 1051. bölüm; en-Niyet, 3985, 3986. bölümler



1788. Bölüm

Batýnlarýn Temizliđi

 

8424. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Batýnlarýn temizliđi, basiretlerin sýhhatinin delilidir.”[1464]

8425. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Batýný salih, zahiri güzel ve insanlara kötülükten çekinen kimseye ne mutlu![1465]

8426. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Batýný güzel olan kimse hiç kimseden korkmaz.”[1466]

8427. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Batýnlarýn sýhhati en üstün stoklardandýr.”[1467]

8428. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Salim batýnlar, fasih dillerin ţahadetinden daha dođrudur.[1468]

8429. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Batýnlarý düzeltince içlerdeki hýnç aţikar olur.[1469]

 

1789. Bölüm

Batýnlarýn Aţikar Oluţu

 

Kur’an:

“Batýnlarýn aţikar olduđu günde…”[1470]

8430. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bir kul gizlice bir hayýr iţlerse günler geçtikten sonra da olsa Allah o iţini açýđa vurur. Bir kul gizlice kötülük yaparsa, günler geçtikten sonra da olsa Allah onun kötülüđünü açýđa vurur.”[1471]

8431. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kimin aziz ve celil olan Allah’ý hoţnut eden gizli bir ţeyi olursa, Allah da onu sevindirecek bir iţini açýđa çýkarýr. Her kimin de Allah-u Teala’yý öfkelendiren gizli bir iţi olursa, Allah da onun utanacađý bir iţini açýđa vurur.”[1472]

8432. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Kul içinde bir niyetini gizlerse Allah on niyetini örter. Eđer güzel olursa, güzel bir örtüyle ve eđer kötü olursa, kötü bir örtüyle örter.”[1473]

8433. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ömer b. Yezid Ýmam Sadýk (a.s) ile akţam yemeđini yerken Ýmam ţu ayeti okumaya baţladý: “Ýnsan kendisini (daha iyi) görür.” Daha sonra ţöyle buyurdu: “Ey Eba Hafs! Ýnsana Allah-u Teala’nýn bildiđinin aksi bir ţeyle O’na yakýn olmaya çalýţmasýnýn ne faydasý vardýr! Allah Resulü (s.a.a) ţöyle buyururlardý: “Kul içinde bir niyetini gizlerse Allah on niyetini örter. Eđer güzel olursa, güzel bir örtüyle ve eđer kötü olursa, kötü bir örtüyle örter.”[1474]

8434. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim az da olsa aziz ve celil olan Allah için amel ederse, Allah ona istediđinden daha fazlasýný açýđa çýkarýr. Her kim de çok bile olsa, bir çok bedensel sýkýntýya katlanarak ve geceleri sabahlayarak insanlar için amel ederse, aziz ve celil olan Allah amellerini iţitenlerin gözünde küçük göstermekten baţka bir ţey yapmaz.”[1475]

8435. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Sizden biri hiç bir kapýsý ve deliđi olmayan sert bir kayanýn bađrýnda dahi bir iţ yapacak olursa, insanlar her ne olursa olsun, ondan haberdar olurlar. ”[1476]

8436. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Her zahirin benzeri bir batýný vardýr. O halde zahiri güzel olanýn batýný da güzeldir, zahiri pis olanýn batýný da pistir.[1477]

8437. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Münezzeh olan Allah’a dosdođru davranan kimse hiç kimseyle bozulmaz. Allah’la arasý bozuk olan kimsenin hiç kimseyle arasý dođru olmaz.[1478]

8438. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim kendisiyle Allah arasýndaki ţeyi ýslah ederse, Allah da onunla insanlar arasýndaki ţeyi ýslah eder. Her kim batýnýný ýslah ederse, Allah da zahirini ýslah eder. Her kim Allah’ýn rýzayetini taleb ederse, Allah da kendisinin ve insanlarýn rýzayetini ona nasip kýlar.”[1479]

8439. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Batýný güzel olanýn, zahiri de güzel olur.”[1480]

8440. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zahir bozuk olunca, batýn da bozuk olur.”[1481]

8441. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Güzel hareket, güzel batýnýn göstergesidir.”[1482]

8442. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zahirin dođruluđu, batýnýn sýhhatinin göstergesidir.”[1483]

8443. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kim kalbinde bir ţey gizlerse, o ţey ya onun dilinin kaymasýnda veya yüzünün renginde ortaya çýkar.”[1484]

8444. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zahirin bozukluđu, batýn bozukluđundandýr ve batýnýný ýslah edenin, Allah da zahirini ýslah eder... En büyük bozukluk, insanýn Allah’tan gafil olmasýndan hoţnut olmasýdýr ve bu bozukluk, uzun emel, hýrs ve kibirden kaynaklanmaktýr. Nitekim Allah-u Teala Karun’un hikayesinde ţu ayetinde bundan söz etmektedir: “Ve yeryüzünde fesat çýkarmaya çalýţma, ţüphesiz Allah fesat ehlini sevmez.” Bu hasletler Karun’un hasletleri ve inançlarýydý. Hepsinin kökü de dünya sevgisidir.”[1485]

 

1790. Bölüm

Batýn ve Zahirin Temizliđi

 

8445. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Batýn salim olunca, zahir güçlenir.”[1486]

8446. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsana, güzelliđi aţikar kýlýp kötülüđü gizlemesinin ne faydasý vardýr. Kendi nefsine müracaat edince bunun böyle olmadýđýný ţüphesiz kendisi de bilmez mi? Nitekim Allah-u Teala ţöyle buyurmaktadýr: “Ţüphesiz insan kendisini (daha iyi) bilir.” Ţüphesiz batýn ýslah olunca zahir güçlenir.”[1487]

8447. Ţöyle buyurulmuţtur: “Batýn ve zahir bir olunca bu adalettir. Batýn zahirden daha iyi olunca bu ihsandýr. Zahir batýndan daha iyi olursa bu da zulümdür.”[1488]

 



229. Konu

 

es-Surur

Sevinç

 

F Kenz’ul-Ummal, 6/431-433, idhal’us-surur al’el-Mumin

 

 

 

 


bak.

F 110. konu, el-hüzn, 410. konu, el-ferah



1791. Bölüm

Sevinç

 

Kur’an:

“Allah da onlarý bu yüzden o günün fenalýđýndan korur; onlarýn yüzüne parlaklýk ve neţe verir.”[1489]

“Ehlinin yanýna sevinçle döner.” [1490]

8448. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sevinç nefsi açar ve canlýlýđý yayar. Gam ise nefsi büzer ve geniţliđi daraltýr.”[1491]

8449. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sevinci az olanýn rahatlýđý ölümde olur.”[1492]

8450. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sevinç üç haslettedir: Vefakarlýkta, haklara riayette ve zamanýn zorluklarýna karţý durmakta.”[1493]

8451. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sevinç vakitleri ganimettir.”[1494]

8452. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hüzün sevinç miktarýncadýr.”[1495]

 

1792. Bölüm

Sevinilmesi Gereken Ţey

 

8453. Ýmam Ali (a.s), “Allah Resulü’nün (s.a.a) sözünden sonra hiç bir sözden bu kadar istifade etmedim” diyen Ýbn-i Abbas’a ţöyle buyurmuţtur: “Allah’a hamd ile Resul’üne ve Ehl-i Beyt’ine selat-u selamdan sonra... Ýnsan kaybetmeyeceđi bir ţeye eriţince sevinir ve kendisine ulaţmasý mümkün olmayan bir ţeyi kaybedince de üzülür. O halde senin sevincin ahiret iţlerinden birine ulaţýnca ve üzüntün ise ahiret iţlerinden birini kaybedince olsun.[1496]

8454. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Önceden gönderdiđin hayýrlý iţler sebebiyle sevincini ve kaybettiđin hayýrlý iţler sebebiyle de hüznünü çođalt”[1497]

8455. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Müminin sevinci Rabbine itaatte ve hüznü ise günahlarý hakkýndadýr.”[1498]

 

1793. Bölüm

Sevinç Sebepleri

 

8456. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sevince sadece yumuţak huylulukla yardým edilebilir.”[1499]

8457. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Aklýn kökü kudret ve meyvesi ise sevinçtir.”[1500]

bak. ed-Dehr, 1273. Bölüm

 

1794. Bölüm

Bir Kalbi Sevindiren Kimse

 

8458. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bütün sesleri duyana and olsun ki, kim bir gönlü hoţnut ederse, Allah o hoţnutluktan dolayý ona bir lütufta bulunur; ona bir bela eriţtiđi zaman, bu lütuf, suyun çukura aktýđý gibi o belaya dođru akar ve yabancý develer sürüden kovulduđu gibi bu lütuf da o belalarý öylece ondan kovar.”[1501]

8459. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim hüzünlü kardeţinin feryadýna yetiţir, hüzünü giderir, hacetini gidermek hususunda ona yardýmcý olursa, bu iţi sebebiyle Allah nezdinde kendisine Allah’tan yetmiţ iki rahmet öngörülür ki bunlardan birini bu dünyada geçimini düzene sokmasý için kendisine verir. Diđer yetmiţ bir rahmeti ise kendisi için kýyamet gününün korku ve dehţetine saklý tutar.”[1502]

8460. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz cennette Dar’ul-Ferec (kurtuluţ evi) diye adlandýrýlan bir ev vardýr ki oraya sadece yetim müminleri sevindiren kimse girebilir.”[1503]

8461. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz cennette Dar’ul-Ferec (kurtuluţ evi) diye adlandýrýlan bir ev vardýr ki oraya sadece çocuklarý sevindiren girebilir.”[1504]

bak. el-Hacet, 962. Bölüm

 

1795. Bölüm

Bir Mümini Sevindiren Resulullah’ý (s.a.a) Sevindirmiţtir

 

8462. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bir mümini sevindirirse ţüphesiz beni sevindirmiţtir ve her kim de beni sevindirirse, ţüphesiz Allah’tan bir söz almýţ olur. Allah nezdinde bir söz alan kimse ise kýyamet günü güvene erenlerden olur.”[1505]

8463. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sizden hiç birisi bir mümini sevindirdiđinde sadece onu sevindirdiđini sanmasýn. Allah’a yemin olsun ki bizi de sevindirmiţ, hatta Allah’a yemin olsun ki Allah Resulü’nü sevindirmiţtir.”[1506]

8464. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’a yemin olsun ki bir müminin ihtiyacý karţýlanýnca bundan dolayý o müminden daha çok Allah Resulü (s.a.a.) sevinir.”[1507]

bak. Vesail’uţ Ţia, 11/569, 24. Bölüm

 

1796. Bölüm

 Bir Mümini Sevindiren Allah’ý Sevindirmiţtir (1)

 

8465. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Bir mümini sevindiren ţüphesiz beni sevindirmiţtir ve beni sevindiren ţüphesiz Allah’ý sevindirmiţtir.”[1508]

8466. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bir müminle karţýlaţýr ve onu sevindirirse, aziz ve celil olan Allah da onu sevindirir.”[1509]

8467. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bir mümini sevindirirse Allah Resulü’nü (s.a.a) sevindirmiţtir. Her kim de Allah Resulünü (s.a.a) sevindirirse Allah’ý sevindirmiţ olur. Mümin bir kulu üzen kimse de böyledir.”[1510]

 

1797. Bölüm

Bir Mümini Sevindiren Allah’ý Sevindirmiţtir (2)

 

8468. Rey ehlinden birisi ţöyle diyor: “Yahya b. Halid’in katiplerinden biri bizlere vali oldu. Ben bir miktar borçluydum ve o da benden bunu taleb ediyordu... Bana onun kendisini bu mezhebe (yalan yere) mensup kýldýđýný söylediler... Sonunda Allah’a dođru kaçmayý kararlaţtýrdým ve Hacca gittim. Orada sabýrlý mevlam Musa b. Cafer (a.s) ile karţýlaţtým. Ona kendi halimi ţikayette bulundum. Ýmam bana bir mektup yazdý ki içinde ţöyle yazýlýydý:

“Rahman ve Rahim Olan Allah’ýn adýyla... Bil ki ţüphesiz Allah’ýn arţýnýn altýnda bir gölge vardýr ki orada sadece kardeţine iyilik eden, bir hüznünü gideren ve kalbini sevindiren kimse durabilir ve bu ţahýs senin kardeţindir, ve’s-Selam...”

O ţöyle diyor: “Hac’dan geri döndüm... Ýmam’ýn mektubunu ona (valiye) verdim. Vali ayađa kalkarak onu öptü ve okudu. Sonra mal ve elbiselerinin getirilmesini emretti. Onlarý benimle kendisi arasýnda dinar dinar, dirhem dirhem ve elbiselerini parça parça bölüţtürdü. Bölüţtürülmesi mümkün olmayan ţeyin ise parasýný verdi. Ardýndan divan defterini istedi. Orada benim adýma kaydedilenleri sildi, borcumun olmadýđýna tanýklýk etti. Ben de onunla vedalaţarak ayrýldým.

Kendi kendime ţöyle dedim: “Bu adamýn iyiliđini telafi edemem, ancak gelecek yýl hacca gider ve kendisi için dua ederim. Sabýrlý mevlamý görür ve bu adamýn yaptýklarýný kendisine iletirim.” Bunlarý yaptým. Sabýrlý mevlamý (a.s) gördüm, olayý kendisine aktardým. Ýmam’ýn yüzü sevinçten adeta açýldý. Ben ţöyle arzettim: “Ey Mevlam! Bu iţ sizi sevindirdi mi?” Ýmam ţöyle buyurdu: “Evet, Allah’a yemin olsun ki beni sevindirdi, Müminlerin Emiri’ni (a.s) de sevindirdi. Allah’a yemin olsun ki ceddim Resulullah’ý (s.a.a) da sevindirdi, Allah’a yemin olsun ki Allah-u Teala’yý da sevindirdi.”[1511]

Ben diyorum ki: Bu hikayenin bir benzeri Ýmam Sadýk’ýn (a.s) Ahvaz valisi Neccaţi’ye yazdýđý mektupta da yer almýţtýr. bak, Bihar, 74/292/22

 

1798. Bölüm

Müminin Kalbinden Hüznü Gidermenin Sevabý

 

8469. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bir müminin sýkýntýsýný giderirse, Allah da kýyamet günü kalbinin sýkýntýsýný giderir.”[1512]

8470. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bir müminin dünya sýkýntýlarýndan birini giderirse, Allah da (kýyamet günü) onun ahiret sýkýntýlarýndan yetmiţ tanesini giderir.”[1513]

8471. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim müminin dünya sýkýntýlarýndan birini giderirse Allah da onun ahiret sýkýntýlarýndan birini giderir.”[1514]

8472. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bir müminin hüznünü giderirse, Allah da onun ahiret sýkýntýlarýný giderir ve onu kabrinden kalbi huzur dolu bir ţekilde çýkarýr.”[1515]

8473. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah mümini mezarýndan çýkarýnca onunla birlikte önünden yürüyen bir misal (örnek) çýkar. Mümin kýyamet gününün korkunç sahnelerinden birini görünce o misal kendisine ţöyle der: “Korkma ve üzülme...” Mümin ona ţöyle der: “Sen kimsin?” Misal ţöyle cevap verir: “Ben mümin kardeţinin kalbine verdiđin sevincim.”[1516]

8474. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim sýkýntýlý bir müminin sýkýntýsýný giderirse, Allah da onun dünya ve ahiretteki ihtiyaçlarýný kendisine kolaylaţtýrýr.”[1517]

bak. el-Hacet, 964-966. Bölümler

 



230. Konu

 

el-Ýsraf

Ýsraf

 

F Bihar, 71/344, 86. bölüm, el-Ýsraf ve’t-Tebzir ve’t-Taktir

F Bihar, 75/302, 77. Bölüm; 303, 78. bölüm; el-Ýsraf ve’t-Tebzir

F Kenzul-Ummal, 3/444, el-Ýsraf ve’t-Tebzir

 

 

 

 


bak.

F 33. konu, et-Tebzir; es-Sadaka, 2238. bölüm; es-Seha, 1781; el-hidayet, 4003, 4004. bölümler



1799. Bölüm

Ýsraf

 

Kur’an:

“Firavun ve erkanýnýn kendilerine fenalýk yapmasýndan korktuklarýndan, kavminin bir kýsým gençleri dýţýnda, kimse Musa'ya inanmamýţtý, çünkü Firavun o yerde hakimdi. O, gerçekten aţýrý gidenlerdendi.” [1518]

 “Beni kendisine çađýrdýđýnýzýn, bu dünyada da ahirette de çađýrabilecek kabiliyette olmadýđýnda, hepimizin Allah'a döneceđinde, aţýrý gidenlerin ateţlikler olduklarýnda ţüphe yoktur.” [1519]

“Allah'ýn haram kýldýđý cana haksýz yere kýymayýn. Haksýz yere öldürülenin velisine bir yetki tanýmýţýzdýr. Artýk o da öldürmekte aţýrý gitmesin. Zira kendisi ne de olsa yardým görmüţtür. [1520]

“...Andolsun ki, onlara belgelerle peygamberlerimiz geldi, sonra buna rađmen, onlarýn çođu yeryüzünde taţkýnlýk edenler oldu.” [1521]

“Ey Ademođullarý! Her mescide güzel elbiselerinizi giyinerek gidin; yiyin için fakat israf etmeyin, çünkü Allah müsrifleri sevmez.” [1522]

“De ki: “Ey kendilerine kötülük edip aţýrý giden kullarým! Allah'ýn rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Dođrusu Allah günahlarýn hepsini bađýţlar. Çünkü O, bađýţlayandýr, merhametlidir.” [1523]

8475. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zavallý israfkar! Kendi nefsini ýslahtan ve iţini telafi etmekten ne kadar da uzaktýr.”[1524]

8476. Ýmam Zeyn’ul-Abidin (a.s), bir duasýnda ţöyle buyurmuţtur: Ýsraf etmeme engel ol; rýzkýmý zayi olmaktan koru; malýmý bereketlendirerek çođalt ve ondan infak ettiklerim hususunda iyilik etmenin yolunu göster bana.[1525]

8477. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kimin bir malý varsa onu zayi etmekten sakýnsýn. Zira onu gereksiz yerde harcamak israf ve savurganlýktýr. Bu iţ insanlar arasýnda sahibinin adýný yüce kýlar, ama Allah nezdinde küçük düţürür.”[1526]

8478. Ýmam Ali (a.s), Ziyad’a yazdýđý bir mektubunda ţöyle buyurmuţtur: “Ýktisatlý davranarak israfý terk et! Bu günden yarýný düţün, zaruri ihtiyacýna yetecek kadar malý elinde tut. Arta kalan mallarý da ihtiyacýn olacađý gün (kýyamet) için, azýk kýl.”[1527]

8479. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýsraf yok oluţun iktisatlý olmak ise servetin çođalmasýnýn sebebidir.”[1528]

8480. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Güzel idareyle birlikte olan yeterli rýzýk, israfla birlikte olan çok servetten daha iyidir.”[1529]

8481. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýsraf çok serveti yok eder.”[1530]

8482. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “En çirkin bađýţ israftýr.”[1531]

8483. Ýmam Ali (a.s), münafýklarýn sýfatý hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Kýnadýklarýnda perdeyi yýrtarlar ve hükmettiklerinde israfa/aţýrýlýđa kaçarlar.”[1532]

 

1800. Bölüm

Ýnfakýn Sýnýrý

 

“Onlar, infak ettikleri zaman ne israf ederler ne de cimrilik, ikisi arasýnda orta bir yol tutarlar.” [1533]

8484. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz iktisatlý insanýn esirgemesi, savurgan insanýn bađýţýndan daha güzeldir ve malýný koruyan insanýn esirgemesi malýný zayi eden insanýn bađýţýndan daha yücedir.”[1534]

8485. Abdulmelik b. Amr el-Ehvel ţöyle diyor: “Ýmam Sadýk (a.s) ţu ayeti tilavet buyurdu: “Onlar infak edince israf etmezler...” Sonra bir avuç çakýl taţý alarak onu avucunda tuttu ve ţöyle buyurdu: “Ýţte bu aziz ve celil olan Allah’ýn kitabýnda buyurduđu sýký tutma ve elini yummadýr.” Daha sonra bir avuç daha alarak onlarýn hepsini döktü ve ţöyle buyurdu: “Bu da israftýr.” Sonra bir avuç daha alarak onun bir miktarýný döktü, bir miktarýný da elinde tuttu ve ţöyle buyurdu: “Ýţte bu orta yoldur.”[1535]

8486. Ýmam Kazým (a.s), aile nafakasý hakkýnda sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Ýsraf ve eli sýký olmaktan ibaret olan iki çirkin ţeyin ortasýdýr.”[1536]

8487. Resulullah (s.a.a), mezkur ayetin tefsirinde ţöyle buyurmuţtur: “Gereksiz yerde bađýţta bulunan kimse ţüphesiz israfa düţmüţtür. Her kim de dođru yerde esirgerse ţüphesiz eli sýký davranmýţtýr.”[1537]

bak. es-Seha, 1781. Bölüm; es-Sadaka, 2238. Bölüm; el-Kafi, 4/54-56

 

1801. Bölüm

Ýsrafkarýn Alametleri

 

8488. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Lokman ođluna ţöyle buyurmuţtur: “Ýsrafkarýn üç niţanesi vardýr: Kendisinin olmayaný alýr, kendisinin olmayaný giyer ve kendisinin olmayaný yer.”[1538]

8489. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýsrafkar insanýn dört niţanesi vardýr: Batýl iţlerle övünür, kendisine yakýţmayan ţeyleri yer, hayýrlý iţlerde rađbetsiz davranýr ve kendisine faydasý olmayan kimseyi reddeder.”[1539]

8490. Ýmam Sadýk (a.s) kendisine, “Mümin kimsenin on gömleđi olabilir mi?” diye soran Ýshak b. Ammar’a ţöyle buyurmuţtur: “Evet.” O, “Yirmi gömleđi?” diye sorunca Ýmam ţöyle buyurdu: “Evet olabilir, bunlar israf deđildir. Ýsraf, misafirlikte/dýţarýda giydiđin elbiseni evde/rastgele giydiđin elbisen kýlmandýr.”[1540]

bak. 8502. Hadis

8491. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýsraf edenler, haramlarý helal sayanlar ve kan dökenlerdir.”[1541]

8492. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yersiz yere mal harcamak israf ve savurganlýktýr.”[1542]

8493. Ýmam Askeri (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz bađýţlamanýn da bir ölçüsü vardýr. Eđer bu ölçü aţýlýrsa israf olur.”[1543]

 

1802. Bölüm

Ýsrafýn En Aţađý Sýnýrý

 

8494. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz iktisatlý olmak aziz ve celil olan Allah’ýn sevdiđi bir ţeydir. Bir taneyi uzađa atmakla da olsa Allah israftan nefret eder. Zira o bile ţüphesiz bir iţe yarar. Hatta suyunun artýđýný dökmen bile israftýr.”[1544]

8495. Biţr b. Mervan ţöyle diyor: “Ýmam Sadýk’ýn (a.s) huzuruna vardým. Ýmam bir miktar hurma getirmelerini emretti. Oradakilerden biri çekirdeklerini kenara attý. Ýmam elinden tutarak ţöyle buyurdu: “Bu iţi yapma, bu savurganlýktýr. Ţüphesiz Allah bozgunculuđu sevmez.”[1545]

8496. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýsrafýn en küçük miktarý kaptaki artýđý yere dökmek, dýţarýda giyilen elbiseyi evde giymek ve (meyvedeki) çekirdekleri kenara atmaktýr.”[1546]

8497. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Abdest almada da israf vardýr. Her ţeyde bir israf vardýr.”[1547]

8498. Ýmam Sadýk (a.s), kendisine, “Ýsrafýn en aţađý sýnýrý nedir?” diye sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Ýsrafýn en aţađý sýnýrý dýţarýda giydiđin elbiseni evde giymen, tabakta arta kalaný dökmen, hurma yiyip çekirdeđini oraya buraya atmandýr.”[1548]

8499. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Canýnýn istediđini yemen israftýr.”[1549]

 

1803. Bölüm

Ýsraf Sayýlmayanlar

 

8500. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýsrafta bir hayýr yoktur ve hayýrlý iţlerde ise israf yoktur.”[1550]

8501. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bedeni salim tutan ţeyde israf olmaz... Aksine israf malý zayi eden ve bedene zarar veren ţeylerdedir.”[1551]

8502. Ýmam Kazým (a.s), kendisine, “On tane elbiseye sahip olmak israf mýdýr?” diye sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Hayýr, çok gömleklere sahip olmak, gömleklerin daha uzun ömürlü olmasýný sađlar. Ýsraf dýţarýda/misafirlikte giydiđin elbiseni pis yerde giymendir.”[1552]

8503. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hayýrlý iţler dýţýnda israf her yerde kýnanmýţtýr.”[1553]

 



231. Konu

 

es-Sirkat

Hýrsýzlýk

 

F Bihar, 79/180, 91. bölüm, es-sirkat ve’l-gulul

F Vesail’uţ-Ţia, 18/481, ebvab’u Haddi’s-Sirket

F Kenz’ul-Ummal, 5/379, had’us-sirket

 

 

 

 


 



1804. Bölüm

Hýrsýzlýk

 

Kur’an:

“Erkek hýrsýz ve kadýn hýrsýzýn, yaptýklarýndan ötürü Allah tarafýndan ibret verici bir ceza olarak, ellerini kesin. Allah güçlüdür, hikmet sahibidir.” [1554]

8504. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kul elinin diyeti pahasýnca hýrsýzlýk ederse Allah bu esnada onun hýrsýzlýđýný açýđa çýkarýr.”[1555]

8505. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah hýrsýzlýđý haram kýlmýţtýr. Zira eđer hýrsýzlýk helal olsaydý malýn yok olmasýna, cinayete, birbirinin malýný gaspetmeye, birbirini öldürmeye, çekiţmeye, birbirine haset etmeye, kazançlarda ticaret ve sanatýn terk edilmesine ve servetlerin haksýz yere elde edilmesine sebep olurdu. Hýrsýzýn sađ elinin kesilmesinin sebebi ise hýrsýzýn eţyaya sađ eliyle dokunduđu, sađ elin en üstün ve en faydalý organý olduđu içindir. O halde sađ elin kesilmesi hýrsýz için bir ceza ve baţkalarýnýn malýný helal olmadan almak isteyen kimselere bir ibrettir. Hakeza hýrsýz daha çok sađ eliyle çaldýđý içindir.”[1556]

bak. Vesail’uţ Ţia, 18/481, 1. Bölüm

 

1805. Bölüm

 Hýrsýzlýk Cezasý Verilmeyen Kimse

 

8506. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýhtiyacýndan dolayý gizlice bir ţey almaksýzýn sadece yiyen ihtiyaç sahibi kimseye had uygulanmaz.”[1557]

8507. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “(Ađaçta) Asýlý olan meyve için el kesilmez.”[1558]

8508. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Meyve ve yetiţmemiţ hurma için el kesilmez.”[1559]

8509. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Yađmacý, kapkaççý ve (emanetler hususunda) hain kimsenin eli kesilmez.”[1560]

8510. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Yolculukta el kesilmez.”[1561]

8511. Ýmam Ali (a.s), birisi beytülmalden, diđeri de insanlardan birine ait olan iki beytülmal hýrsýzý köle hakkýnda ţöyle buyurdu: “Bu (köle) beytülmaldendir, ona had uygulanmaz. Zira beytülmalden olan, Allah'ýn malý olandan bir miktarýný yemiţtir. Ama diđerine gelince, ona ţiddetli bir had uygulayýn.” Böylece onun elini kesti.”[1562]

8512. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Açýkça yapýlan hýrsýzlýktan dolayý el kesmem. Ama kapkaççýlýk yapan kimseyi cezalandýrýrým.”[1563]

8513. Ýmam Ali (a.s), bir cariyenin kulađýndaki inciyi zorla çalan biri hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Bu açýk bir ţekilde çalmaktýr.” Daha sonra onu kýrbaçladý ve hapse attý.”[1564]

8514. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dört kiţinin eli kesilmez: Kapkaççýlýk edenin, ganimete hýyanet edenin, ganimetten çalanýn ve hýrsýz iţçinin. Ţüphesiz iţçinin hýrsýzlýđý hýyanettir (hýrsýzlýk deđildir.)”[1565]

8515. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yan kesici ve kapkaççýnýn eli kesilmez. Zira onlarýn iţi açýktýr. Gizlice hýrsýzlýk edenin eli kesilir.”[1566]

8516. Ýmam Ali (a.s) birisinin  cebinden birkaç dirhem çalan birisi hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “eđer üstüne giydiđi elbisenin cebinden çalarsa elini kesmeyiz. Ama iç elbisesinin cebinden çalarlarsa elini keseriz.”[1567]

8517. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýţçi ve misafir hýrsýzlýk ederlerse elleri kesilmez. Zira onlar güvenilen kimselerdir.”[1568]

8518. Ýmam Bakýr (a.s) veya Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Duvarý delerek veya anahtarý kýrarak eve giren hýrsýzýn eli kesilir.”[1569]

8519. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Taţ çalan kimsenin eli kesilmez. Taţtan maksat mermer ve benzeridir.”[1570]

8520. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kýtlýk ve açlýk yýllarýnda hýrsýzýn eli kesilmez.”[1571]

8521. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Müminlerin Emiri  (a.s) açlýk yýllarýnda hýrsýzlarýn elini kesmezdi.”[1572]

8522. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hýrsýz kendi kendine gelir, kendini tanýtýr, Allah’a tövbe eder ve hýrsýzlýk ettiđi malý sahibine geri verirse eli kesilmez.”[1573]

8523. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Hýrsýzýn eli sadece dinarýn dörtte birinden yukarýsýnda kesilir.”[1574]

 

1806. Bölüm

Hýrsýzlýk Çeţitleri

 

8524. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hýrsýzlar üç çeţitti: Zekat vermeyen kimse, kadýnlarýn mehirini helal sayan kimse ve ödememek niyetiyle borçlanan kimse.”[1575]

8525. Ýmam Ali (a.s), Ehl-i Beyt’in (a.s) faziletiyle ilgili okuduđu bir hutbesinde ţöyle buyurmuţtur: “Resulullah’ýn sýrdaţý, arkadaţý, hazinedarý ve kapýlarý biziz. Evlere ancak kapýlarýndan girilir, kapýlarýndan girmeyene hýrsýz denir.”[1576]

bak. es-Selat (1), 2307. Bölüm

 



232. Konu

 

es-Seadet

Saadet

 

F Bihar, 5/152, 6. bölüm, es-seadet ve’ţ-Ţekavet

 

 

 

 


bak.

F 232. konu, es-Seadet; el-umr, 2928. bölüm; el-Amel (1), 2949. bölüm



1807. Bölüm

Saadet-Mutluluk

 

Kur’an

O gün gelince, Allah'ýn izni olmaksýzýn hiç kimse konuţamaz: içlerinde bedbaht olanlar da, mesut olanlar da vardýr. Bedbaht olanlar cehennemdedirler. Onlar orada ah edip inlerler. Rabbinin dilemesi bir yana, gökler ve yer durdukça, orada temelli kalacaklardýr. Rabbin, ţüphesiz, her istediđini yapar.

Mesut olanlar ise cennettedirler. Rabbinin dilemesi bir yana, sonsuz bir lütuf olarak, gökler ve yer durdukça, orada temelli kalacaklardýr.” [1577]

8526. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mutluluk hayýr sebebidir. Mutlu insan ona sarýlýr ve ý da onu kurtuluţa sürükler. Mutsuzluk ise yardýmsýz kalma sebebidir. Mutsuz insan ona sarýlýr ve o da onu helak ve yokluđa sürükler. Bütün bunlarýn hepsi de Allah-u Teala’nýn ilmiyledir.”[1578]

8527. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Saadet kurtuluţla sonuçlanan ţeydir.”[1579]

8528. Ýmam Ali (a.s), gayb ilmi hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Bundan dolayý Allah rahimlerden erkek mi kýz mý, çirkin mi güzel mi, cömert mi cimri mi, ţaki mi said mi, cehenneme bir odun mu; yoksa cennetlerde peygamberlere bir arkadaţ mý olaca­đýný bilir.”[1580]

8529. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ey yeryüzünü yayan, gökleri koruyan ve iyi olsun ve kötü olsun kalp­leri fýtratý üzere yara­tan Allah’ým!”[1581]

 

1808. Bölüm

Mutlu Kimse

 

8530. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mutlu insan cezadan korkup güvene eren, sevap ümit edip iyilik eden ve cennete iţtiyak duyup gece yol alan kimsedir.”[1582]

8531. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mutlu insan baţkalarýna öđüt verince öđüt alan kimsedir.”[1583]

8532. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Mutlu insan, nimeti sürekli olan kalýcý yurdu, azabý bitmeyen fani yurda tercih eden ve kendisinin toplamakla mutsuzluđa düţtüđü elindeki ţeyleri infak ederek mutlu olacak kimseye býrakmadan, gitmekte olduđu yere önceden gönderen kimsedir.”[1584]

8533. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mutlu insan nefsiyle halvet edip onu ýslah etmeye koyulan kimsedir.”[1585]

8534. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mutlu insan Allah’a itaatte ihlas sahibi olandýr.”[1586]

8535. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mutlu insan kaybettiđi ţeylere itina göstermeyen kimsedir.”[1587]

8536. Resulullah (s.a.a) Müminlerin Emiri’ne (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz gerçek mutlu insan seni seven ve sana itaat eden kimsedir.”[1588]

8537. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mutlu insanýn defterinin baţlýđý insanlarýn kendisini övmesidir.”[1589]

8538. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Alim olmayan insanýn mutlu sayýlmasý dođru deđildir.”[1590]

8539. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Allah’ýn kullarý! Allah’tan kalbini tefekkürle meţgul eden akýllý kiţinin korktuđu gibi kor­kun... Çabuk geçilen geçitten (dünyadan) övülmüţ bir ţekilde ge­çip gitmiţ, ileride varýlacak yerin azýđýný önceden iyi ha­zýrlamýţtýr.”[1591]

8540. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’tan ţehitlerin makamýný, saadet ehlinin yaţa­yýţlarýný ve peygamberlerle birlikte olmayý dilerim.”[1592]

 

1809. Bölüm

Saadete Sebep Olan Ţey

 

8541. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýlimle amel edin ki mutluluđa eriţesiniz.”[1593]

8542. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Rahatýna düţkünlükle mutluluđa eriţmek birbirine uzaktýr.”[1594]

8543. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Alimlerle oturup kalk ki mutlu olasýn.”[1595]

8544. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýman ile mutluluđun zirvesine ve sevincin doruđuna eriţilir.”[1596]

8545. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mutluluk hakka bađlýlýktadýr.”[1597]

8546. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Talihsizliđin acýlýđý tadýlmadýkça mutluluđun tadý tadýlamaz.”[1598]

8547. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim nefsini hesaba çekerse mutlu olur.”[1599]

8548. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim nefsini ýslah için sýkýntýya düţürürse mutlu olur. Her kim de nefsini lezzetlerle kendi haline býrakýrsa mutsuz olur ve (Allah’ýn dergahýndan) uzak düţer.”[1600]

8549. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţu üç ţeye her kim riayet ederse mutlu olur: Sana nimet ulaţýnca Allah’a ţükret, rýzkýn gecikince Allah’tan mađfiret dile ve bir zorluđa düţünce, “la havle ve la kuvvete illa billah” (Allah’tan baţka güç ve kudret yoktur) cümlesini çok söyle.”[1601]

 

1810. Bölüm

Mutluluk ve Mutsuzluđun Sebepleri

 

8550. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mutlu insanlar, iman sebebiyle korunmuţ, mutsuzlar ise beyan vesilesiyle kendilerine açýklanan delille karţýlaţtýktan sonra isyana düţmeleri sebebiyle yardýmsýz kalmýţlardýr. Zira ki onlara hakkýn meţalesi ve hidayet yolu apaçýk ţekilde açýklanmýţtýr.”[1602]

8551. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsan münezzeh olan Allah’a itaat dýţýnda mutlu olamaz ve insan sadece Allah’a isyan ile mutsuz olur.”[1603]

8552. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hiç kimse Alla’ýn hududlarýný ikame etme dýţýnda mutluluđa eriţemez ve hiç kimse Allah’ýn hududlarýný zayi etme dýţýnda mutsuzluđa düţemez.”[1604]

8553. Ýmam Ali (a.s), Malik Eţter’e yazýđý mektubunda ţöyle buyurmuţtur: “Müminlerin Emiri, Malik’e, Allah’tan korkmayý, Allah’a itaat etmeyi, insanlarýn sadece tabi olmakla mutlu olduđu ve inkar edip zayi etmekle mutsuzluđa düţdüđü Allah’n kitabýndaki farz ve sünnetleri yerine getirmeyi emretmektedir.”[1605]

 

1811. Bölüm

Saadet Sayýlan Ţey (1)

 

8554. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kalbin kin ve hasedden boţ olmasý kulun mutluluđundan sayýlýr.”[1606]

8555. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýyi iţler hususunda baţarý elde etmek saadettendir.”[1607]

8556. Resulullah  (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Allah’tan hayýr dilemesi ve Allah’ýn kaza ve kaderinden hoţnut olmasý, Ademođlunun mutluluđundandýr. Allah’tan hayýr dilemeyi terk etmesi ve Allah’ýn kaza ve kaderine öfkelenmesi de ademođlunun mutsuzluđundandýr. ”[1608]

8557. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cömertlik iki saadetten biridir.”[1609]

8558. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Baţarý saadettendir. Yardýmsýz kalmak ise ţekavetten/mutsuzluktandýr.”[1610]

8559. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sýrrý gizlemek saadetin bir parçasýsýdýr.”[1611]

8560. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanýn sakalýnýn az oluţu onun saadetindendir.”[1612]

8561. Ýmam Sadýk’ýn (a.s) kendisine, “Sakalýnýn az oluţu insanýn mutluluđundan mýdýr?” diye sorulmasý üzerine  ţöyle buyurmuţtur: “Bu iţte saadet nerededir? Ţüphesiz saadet insanýn çenesinin Allah’ý zikirde hafif olmasýdýr.”[1613]

 

1812. Bölüm

 Saadet Sayýlan Ţey (2)

 

8562. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Çocuđunun kendisine benzemesi, dindar olan güzel bir kadýn, güzel yol alan bir binek ve geniţ ev de Müslüman erkeđin saadetindendir.”[1614]

8563. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Üç ţey mutluluktandýr: Uyumlu eţ, iyi evlat ve gündüz elde edip gece ailesinin yanýna döndüđü kazanç.”[1615]

8564. Ýmam Seccad (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanýn çalýţma yerinin kendi ţehrinde olmasý, salih insanlarla düţüp kalkmasý ve kendisine yardým eden bir evladýnýn olmasý insanýn mutluluđundandýr.”[1616]

8565. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Dört ţey insanýn mutluluđundandýr: Salih arkadaţlar, iyi çocuk, uyumlu eţ ve insanýn çalýţma yerinin kendi ţehrinde olmasý.”[1617]

8566. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanýn salih evlat sahibi olmasý onun mutluluđundandýr.”[1618]

8567. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Çocuđunun yaratýlýţ, huy ve ţeklinin kendisine benzemesi insanýn mutluluđundandýr.”[1619]

8568. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanýn kendi halefini (yerine geçecek kimseyi) de görmesi onun mutluluđundandýr.”[1620]

8569. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanýn kendisine teţekkür eden biri için çalýţmasý ve kendisine nankörlük etmeyen kimseye iyilik etmesi insanýn mutluluđundandýr.”[1621]

bak. eţ-Ţukr (2), 2079.Bölüm

 

1813. Bölüm

Mutluluđun Niţanesi

 

8570. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýbadetin devamlýlýđý mutluluđa ulaţmanýn delilidir.”[1622]

8571. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mutluluđun niţaneleri amellerde ihlas sahibi olmaktýr.”[1623]

8572. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Mutluluđa ulaţmak hayýrlý iţlere koţmak ve temiz amellerledir.”[1624]

8573. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur:  “Her kim Allah’a  dostluk ve mutluluk liyakatini elde ederse ölüm gözlerinin karţýsýna dikilir, arzular arkasýna geçer. Her kim de ţeytanla dostluk ve mutsuzluđa hak kazanýrsa arzularý gözünün önüne dikilir ve ölüm arkasýna geçer.”[1625]

 

1814. Bölüm

Gerçek Mutluluk

 

8574. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Gerçek mutluluk insanýn iţinin mutlulukla sonuçlanmasýdýr. Gerçek mutsuzluk ise insanýn iţinin mutsuzlukla sonuçlanmasýdýr.”[1626]

8575. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ancak ameller münezzeh olan Allah’a sunulunca gerçek mutluluk gerçek mutsuzluktan ayrýlýr.”[1627]

8576. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanýn mutluluđu kanaat ve hoţnutluktadýr.”[1628]

8577. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanýn mutluluđu dindarlýkta ve ahiret için amel etmesindedir.”[1629]

 

1815. Bölüm

Ýnsanlarýn en mutlusu

 

8578. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlarýn en mutlusu geçici lezzetleri ahiretin kalýcý lezzetleri için terk eden kimsedir.”[1630]

8579. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlarýn en mutlusu büyük insanlarla oturup kalkan kimsedir.”[1631]

8580. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlarýn en mutlusu nefsinin Allah’a itaati istediđi kimsedir.”[1632]

8581. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyada insanlarýn en mutlusu kendisi için zararlý bildiđi ţeyden sakýnanýdýr. Onlarýn en mutsuzu ise nefsinin isteklerine uyan kimsedir.”[1633]

8582. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlarýn en mutlusu akýllý ve mümin olanýdýr.”[1634]

8583. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlarýn en mutlusu bizim makamýmýzý ve faziletimizi tanýyan, bizimle Allah’a yakýnlaţan, bizi halis bir ţekilde seven, bizim çađýrdýđýmýz ţeylerle amel eden, bizim sakýndýrdýđýmýz ţeylerden sakýnan kimsedir. Böyle bir kimse bizdendir ve kalýcý yurtta (cennette) bizimle birlikte olacaktýr.”[1635]

8584. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Dünyada insanlarýn en mutlusu dünyayý terk eden kimsedir. Ýnsanlarýn ahirette en mutlusu ise ahiret için amel eden kimsedir.”[1636]

8585. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Eđer ilminle insanlarýn en mutlusu olmak istiyorsan onunla amel et.”[1637]

8586. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlarýn en mutlusu herkesten daha zahit olandýr.”[1638]

8587. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kalbi yakinin serinliđini hisseden kimse ne kadar da mutludur.”[1639]

8588. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “En üstün mutluluk dinde istikamet ve dođruluk içinde olmaktýr.”[1640]

 

1816. Bölüm

Saadet Hususunda Yeterli Olan Ţey

 

 

8589. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsana din ve dünya iţlerinde güvenilir olmasý mutluluk olarak yeter.”[1641]

8590. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsana fani olan ţeylere kalben bađlanmamasý ve kalýcý olan ţeylere gönül bađlamasý saadet olarak yeter.”[1642]

 

1817. Bölüm

Saadetin Kemali

 

8591. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Azim ve uzak görüţlülük birlikte olunca saadet kemale erer.”[1643]

8592. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýsnanlarý islah yolu için çalýţmak saadetin kemalindendir.”[1644]

8593. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bir iţe niyetlenen herkes o iţi yapamaz. Bir iţi yapabilen herkes o iţi baţaramaz. Baţarý elde eden herkes o iţi dođru dürüst yapamaz. Niyet, güç, baţarý ve dođru dürüst yapmak bir araya gelirse o zaman saadet kemale erer.”[1645]

8594. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bir ţeyi seven herkes o ţeyi yapmaya güç yetiremez. Bir ţeyi yapmaya güç yetiren herkes onu yapma baţarýsýný elde edemez. Baţarý elde eden herkes onu dođru dürüst yapamaz. Ýstemek, güçlülük, baţarý ve dođru dürüst yapmak ile saadet gerçekleţir.”[1646]

8595. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlara iyilik etmek isteyen herkes onlara iyilik edemez. Bu iţe rađbet eden herkes bu iţe güç yetiremez. O iţe güç yetiren herkes onu yapma iznini elde edemez. Allah kula bađýţta bulunup, iyilik yapmaya rađbet, iyilik yapmaya güç ve izin verirse iţte bu esnada mutluluk ve yücelik hem talib (iyilik yapmak isteyen) hem de metlub (iyilik edilen kimse) için kemale ermiţ olur.”[1647]

 



233. Konu

 

es-Sefer

Yolculuk

 

F Bihar, 76/221, ebvab’us-Sefer

F Bihar, 100/101, 1. bölüm, mukaddemat’us-Sefer ve adabuhu

F Vesail’uţ-Ţia, 8/248, ebvab-u adab’is-Sefer

F Kenz’ul-Ummal, 6/701, kitab’us-Sefer

F Kenz’ul-Ummal, 6/720, fi mehzurat’us-Sefer

 

 

 

 


 



 

 

1818. Bölüm

Yolculuđun Faydalarý

 

8596. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Yolculuk edin ki sýhhate eriţesiniz. Cihad edin ki ganimet elde edesiniz.”[1648]

8597. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Yolculuk edin ki sýhhate kavuţasýnýz ve rýzýk elde edesiniz.”[1649]

8598. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Yolculuk edin ki sýhhate eriţesiniz ve ganimet elde edesiniz.”[1650]

8599. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur:  “Yolcukluk edin ki sýhhate kavuţasýnýz, savaţýn ki ganimet elde edesiniz.”[1651]

 

1819. Bölüm

Yolculuk ve Yorgunluk

 

Kur’an:

Yanýndaki gence: “Azýđýmýzý çýkar, andolsun bu yolculuđumuzda yorgun düţtük” dedi.[1652]

8600. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Yolculuk azaptan bir parçadýr. Sizden biri yolculuđunu bitirirse çabuk ailesinin yanýna geri dönsün. ”[1653]

8601. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur:  “Yolculuk azaptan bir parçadýr. Ýnsan yolculukta yemek, su ve uykusundan olur. O halde sizden biri yolculuk etmek isterse çabuk dönsün.”[1654]

8602. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yolculuk etmek iki azaptan biridir.”[1655]

 

1820. Bölüm

Yolculukta Arkadaţ Seçmek

8603. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Önce yoldaţ sonra yol.”[1656]

8604. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yolculuktan önce yoldaţý sor. Evden önce komţuyu sor.”[1657]

 

1821. Bölüm

Yolculuk Adabý (1)

 

8605. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her ne kadar evde kalmýţ olsa da bakire kýzla evlenin, her ne kadar karmaţýk olsa da ana yoldan ayrýlmayýn ve her ne kadar zulmetse de ţehirde yaţayýn.”[1658]

8606. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yolculuđuna ve dýţarý çýkmak istediđinde sadaka ile baţla; zira sadaka vermekle yolculuđun selametini satýn almýţ olursun.”[1659]

8607. Lokman (a.s) ođluna öđüt vererek ţöyle buyurmuţtur: “Ođulcađýzým! Kýlýç, ayakkabý, mendil, çadýr, su tulumu, ip, iđne ve çuvaldýzla yolculuk et. Sana ve beraberindekilere yarýyacak ilaçlarý yanýna al. Yoldaţlarýnla Allah’a isyan dýţýnda uyumlu ol.”[1660]

 

1822. Bölüm

Yolculuk Adabý (2)

 

8608. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Lokman (a.s) ođluna ţöyle buyurmuţtur: “Bir grupla yolculuk etmek istediđinde kendin ve onlarla ilgili iţlerde çok meţverette bulun. Onlara  çok tebessüm göster ve yol azýđý hususunda onlara karţý bađýţlayýcý ol. Eđer seni davet ederlerse kabul et,  senden yardým dilerlerse onlara yardým et ve ţu üç ţey hususunda onlardan üstün ol: Sessizlik, çok namaz ve binek, mal ve azýk hususunda bađýţlayýcý olmada. Eđer senden hak bir iţ hususunda tanýklýk isterlerse tanýklýk et. Eđer senden görüţ dilerlerse tüm gücünle düţünceni onlar için kullan. Eđer yoldaţlarýn yola düţerlerse sen de onlarla birlikte yola düţ. Eđer bir iţ yaptýklarýný görürsen sen de onlarla iţ yap, eđer sadaka ve borç verirlerse sen de onlara eţlik et. Yaţý senden büyük olan kimseye kulak ver... Bir yerde konaklayýnca oturmadan önce iki rekat namaz kýl...Harekete geçtiđinde de iki rekaat namaz kýl. Konakladýđýn o topraklara veda et. O topraklara ve ehline selam gönder. Zira her toprađýn meleklerden sakinleri vardýr.”[1661]

 

1823. Bölüm

Yolculuk Adabý (3)

8609. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Üç kiţi yoldaţ olunca içlerinden birini emir seçmelidirler.”[1662]

8610. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Üç kiţi yolculuk etmek istediđinizde sizden biri (cemaat) için imam olsun. Kýraati daha iyi olan kimse imamete daha layýktýr.”[1663]

8611. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur:  “Üç kiţi yoldaţ olduklarýnda kýraati iyi olan kimse her ne kadar yaţý da küçük olsa imamlýđý üstlenmelidir. Onlarýn imamý olunca efendileri de odur.”[1664]

bak. 19. konu, el-Ýmare

 

1824. Bölüm

Yolculuk Adabý (4)

8612. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Senin, kendisi için  üzerinde bir üstünlük gördüđün gibi, senin için kendisi üzerinde bir üstünlük görmeyen kimse ile yolculuk etme. ”[1665]

8613. Ýmam Sadýk (a.s) kendisine yolculukta kardeţlere bađýţta bulunma hakkýnda soru soran Ţahab  b. Abdirabbih’e ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ţahab! Bu iţi yapma. Eđer sen eli açýk davranýrsan ve onlar da sana (mecburen) eli açýk olurlarsa onlara zulmetmiţ olursun. Eđer sakýnýrlarsa onlarý hor ve utandýrmýţ olursun. O halde kendine denk kimselerle yolculuke et.”[1666]

bak. es-Sadik, 2204. bölüm

 

1825. Bölüm

Yolculuk Adabý (5)

8614. Peygamberin (s.a.a)  huzurunda bir adamdan söz edildi ve ţöyle denildi: “O iyi bir insandýr.” Daha sonra ţöyle dediler: “Ey Allah’ýn Resulü! O ţahýs hacda bizimle birlikteydi. Bir yerde konaklayýnca sürekli olarak oradan göçünceye kadar “la ilahe illallah” zikrini söylüyordu. Yol esnasýnda da yeniden konaklayýncaya kadar Allah’ý zikrediyordu.” Peygamber (s.a.a) ţöyle buyurdu:  O halde devesini kim otlatýyor, yemeđini kim yapýyordu?” Kendisine,  “Hepsini biz yapýyorduk” denilince Peygamber (s.a.a) ţöyle buyurdu: “O halde hepiniz ondan daha iyisiniz.[1667]

8615. Nakledildiđi üzere Peygamber (s.a.a) yolculukta ashabýna bir koyun kesmelerini emretti. Onlardan biri, “Ben onu keseceđim”, diđeri, “Ben derisini yüzeceđim” dedi. Üçüncü ţahýs ise, “Ben etini parçalayacađým”, dördüncü ţahýs ise “Ben onu piţireceđim” dedi. Bunun üzerine Allah Resulü (a.s.s) ise,  “Ben de sizin için odun toplayacađým” dedi. Ashab, “Ey Allah’ýn Resulü! Siz zahmet çekmeyin anne ve babalarýmýz sana feda olsun! Biz sizin yerinize bunu yaparýz” deyince, Peygamber ţöyle buyurdu: “Sizin benim yerime bu iţi yapacađýnýzý biliyorum. Ama aziz ve celil olan Allah kulunun bir grup dostlarýyla birlikte yolculuk ettiđinde bir köţeye oturup çalýţmamasýný sevmez.” Bunun  üzerine Peygamber (s.a.a) kalktý ve odun toplamaya baţladý.”[1668]

8616. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Bir kavmin efendisi yolculukta onlara hizmet edendir.”[1669]

bak. es-Saky, 1841

 

1826. Bölüm

Yolculuk Adabý (6)

8617. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yolcunun (yoldaţlarý üzerindeki) haklarýndan biri de hastalandýđýnda kardeţlerin üç gün kendisi için konaklamasýdýr.”[1670]

8618. Ýmam Sadýk (a.s) yolculuk dönüţünde huzuruna varan Mufazzal b. Ömer’e  ţöyle buyurmuţtur: “Yoldaţýn kimdi?” O, “Kardeţlerden bir adamdý” deyinde ţöyle buyurdu: “O halde ona ne oldu?” O, “Medineye girdikten sonra nereye gittiđini bilmiyorum” dedi. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurdu:  “Bilmiyor musun, her kim bir müminle kýrk adýmlýk yoldaţ olursa Allah kýyamet günü yoldaţýný ondan sorar.”[1671]

 

1827. Bölüm

Yolculuk Adabý (7)

 

8619. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Peygamber yolculuktan dönünce iki rekat namaz kýlardý.”[1672]

8620. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur:  “Sizden biri yolculuđa çýkýnca döndüđünde bir parça taţ da olsa ailesine hediye getirsin.”[1673]

 

1828. Bölüm

Yolculukta Mürüvvet Sahibi Olmak

 

8621. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yolculukta mürüvvet; yoldaţlarýna azýđýndan bađýţta bulunmak, yoldaţlarla uyumsuzluđu azaltmak, her iniţ ve çýkýţta her oturuţ ve kalkýţta aziz ve celil olan Allah’ý çok zikretmektedir.”[1674]

8622. Resulullah (s.a.a) yolculukta mürüvvet hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Yolculukta mürüvvet insanýn yoldaţlarýna azýđýndan bađýţta bulunmasý, güzel ahlaklý olmasý ve Allah’a masiyet dýţýnda ţakalaţmasýdýr.”[1675]

8623. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yolculukta mürüvvet çok ve güzel azýk bulundurmak, kendisiyle birlikte olanlara azýđýndan bađýţta bulunmak, onlardan ayrýldýktan sonra sýrlarýný saklamak, aziz ve celil olan Allah’ý gazaplandýran hususlar dýţýnda çok ţakalaţmaktýr.”[1676]

8624. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Yolculukta mürüvvet, yolculukta yoldaţlara azýđýndan bađýţta bulunmak, Allah’ý gazaplandýrmayan hususlarda ţakalaţmak, yoldaţlara karţý  muhalefet etmeyi azaltmak ve onlardan ayrýldýktan sonra onlarý kötülemeyi terk etmektir.”[1677]

 

1829. Bölüm

Nehyedilmiţ Yolculuk

 

8625. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsan din ve namazý hususunda kendisine zarar geleceđinden korktuđu  bir yolculuđa çýkmamalýdýr.”[1678]

8626. Ýmam Sadýk (a.s) kendisine, “Yolculukta cünüp olunca kar veya buzdan baţka gusledeceđi suyu bulunmayan kimse hakkýnda soru soran  Muhamemd b. Müslim’e ţöyle buyurmuţtur: “Burada zaruret meselesi söz konusudur. O baţka bir defa dinine zarar veren böyle bir yere yolculuk etmemelidir.”[1679]

 

1830. Bölüm

Gezmek

 

8627. Ýmam Rýza (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Bize ait olan bir gezinti yerine gittim. Hizmetçiler tuz almayý unuttular. Bu yüzden bizim için bir kurban kestiler.”[1680]

8628. Ýmam Sadýk (a.s), kardeţi Abdullah b. Muhamedd’in evinde bulunduđu bir sýrada yanýna varýp, “Fedan olayým neden buraya geldiniz?” diyen Amr b. Hureys’e ţöyle buyurmuţtur: “Gezmek için.”[1681]

 

1831. Bölüm

Ahiret Yolculuđu

8629. Ýmam Bakýr  (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ebuzer (a.s) Kabe’nin yanýnda ayađa kalkarak ţöyle dedi: Ben Cündeb b. Seken’im.” Ýnsanlar  onu aralarýna aldýlar. Ebuzer ţöyle buyurdu: “Eđer sizden biri bir yolculuđa gitmek isterse kendisine faydasý olan bir azýk alýr. O halde iţinize yarasýn diye ahiret yolculuđu için de bir azýk almaz mýsýnýz?” Adamýn biri kalkarak “Bizlere yol göster” dedi. Ebu zer ţöyle buyurdu: “Çok sýcak olan bir günde ahiretin için oruç tut. Çok büyük ve zor iţler için hacca git. Kabrin dehţeti için gece karanlýđýnda iki rekaat namaz kýl. Söylediđin güzel söz, ađzýný kapadýđýn (ve söylemediđin) kötü söz ve biçareye verdiđin bir sadaka, belki de ey biçare seni o zor günde (kýyamette) kurtaracaktýr! Dünyayý iki dirhem kýl. Bir dirhemini aile harçlýđýn için, bir dirhemini de ahiretin için! Üçüncü dirhem faydasýz ve zararlýdýr. O halde onu elde etmeye çalýţma. Dünyayý iki cümle kýl: Bir cümle helal rýzýk taleb etmekte ve bir cümle de ahiret için olsun. Üçüncü cümle zararlý ve faydasýzdýr. O halde peţice gitme.” Daha sonra ţöyle buyurdu: “Kendisine ulaţmadýđým günün hüznü beni öldürdü. ”[1682]

8630. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim yolun uzunluđunu düţünürse kendisini ona göre hazýrlasýn”[1683]

8631. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Resulullah (s.a.a) aramýzdaayađa kalkarak okuduđu bir hutbesinde ţöyle buyurmuţtur:  “Ey insanlar! Siz sakin bir yurttasýnýz. Sizler yolculuk bineđine binmiţsiniz. Hareketiniz çok hýzlýdýr. O halde uzun ve uzak bir yolculuk için kendinizi hazýrlayýn.”[1684]

8632. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ah! Azýđýn (ibadet ve kulluđun) azlý­đýndan, yolun uzunluđundan, seferin uzaklýđýndan, va­rýlacak yerin (kabir, berzah ve kýyametin) zorluk ve azametinden!”[1685]

bak. 5. konu, el-Ahiret

 



234. Konu

 

es-Sefile

Sefiller-Aţađýlýk Ýnsanlar

 

F Bihar, 75/293, 74. bölüm, es-Sefih ve’s-Sefile

 

 

 

 


 



1832. Bölüm

Aţađýlýk insanlarýn Sýfatý

 

8633. Ýmam Rýza (a.s) aţađýlýk insanlar hakkýnda sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Bir ţeye sahip olan ve o ţey sebebiyle Allah’tan gafil olan kimsedir.”[1686]

8634. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Aţađýlýk insanlardan sakýnýn. Zira aţađýlýk insan aziz ve celil olan Allah’tan korkmayan kimsedir. Peygamberleri öldürenler ve düţmanlarýmýz bunlar arasýndadýr.”[1687]

8635. Ýmam Sadýk (a.s) aţađýlýk insan hakkýnda sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Ţarap içen ve tambur çalan kimsedir.”[1688]

 

1833. Bölüm

Aţađýlýk Ýnsanlarýn Riyaseti

8636. Ýmam Ali (a.s)  ţöyle buyurmuţtur: “Aţađýlýk insanlar baţa geçince ümit oklarý taţa çarpar.”[1689]

8637. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Devletlerin zevali aţađýlýk insanlarý (devlet iţlerinde) çalýţtýrmakladýr.”[1690]

8638. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Reislerin yokluđu aţađýlýk insanlarýn riyasetinden daha iyidir.”[1691]

 

1834. Bölüm

Aţađýlýk Ýnsanlara Karýţmak

 

 

8639. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Aţađýlýk insanlarýn arasýna karýţma; zira aţađýlýk  insandan hiçbir hayýr gelmez.”[1692]

8640. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Aţađýlýk insalarla oturup kalkmak kalpleri ađýr hasta kýlar.”[1693]

8641. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Aţađýlýk insanlarla çekiţmek büyükleri kötüler.”[1694]

Ţeyh Saduk (r.a) el-El-Fakih adlý kitabýnda Ýmam’ýn, (a.s) “Aţađýlýk insanlarýn arasýna karýţmaktan sakýn, zira aţađýlýk insandan hiç bir hayýr gelmez” sözünü naklettikten sonra ţöyle yazmaktadýr: Aţađýlýk insanýn anlamý hususunda çeţitli rivayetler yer almýţtýr: Bazý ribayetlere göre aţađýlýk insan, tambur çalan kimsedir. Bazý ribayetlere göre kendisine iyilik yapýldýđýnda sevinen, kötülük yapýldýđýnda ise rahatsýz olmayan kimsedir. Hakeza haksýz yere ve liyakati olmaksýzýn imamet iddiasýnda bulunan kimse aţađýlýk insan olarak yer almýţtýr. Bütün bunlar aţađýlýk insanýn özelliklerindendir. Her kimde bu sýfatlardan biri olursa onunla arkadaţlýk etmekten sakýnmak gerekir.” [1695]

 



235. Konu

 

es-Sefeh

Sefihlik-Beyinsizlik

 

F Bihar, 75/293, 74. bölüm, es-Sefih ve’s-Sefile

 

 

 

 


 



1835. Bölüm

Beyinsizlikten Sakýndýrmak

 

8642. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Beyinsizlikten sakýn. Zira beyinsizlik arkadaţlarý ürkütür.”[1696]

8643. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Beyinsizlik sövgünün anahtarýdýr.”[1697]

8644. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Beyinsizlik kötülüđü celbeder.”[1698]

8645. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Beyinsizliđi terket. Zira beyinsizlik insan için bir ayýp ve utançtýr.”[1699]

8646. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Cehaletin silahý beyinsizliktir.”[1700]

8647. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Beyinsizlik günahtýr.”[1701]

8648. Ýmam Ali (a.s) Cemel savaţýndan sonra Basra ehlini kýnayarak ţöyle buyurmuţtur: “Topraklarýnýz suya yakýndýr ama göđe uzaktýr. Akýllarýnýz  hafif ve düţünceleriniz ise beyinsizcedir.”[1702]

8649. Ýmam Ali (a.s) Basra ehline yazdýđý bir mektubunda ţöyle buyurmuţtur: “Eđer helake sürükleyen iţler, zayýf ve zalimane düţünceler sizi hataya düţürüp bana muhalefet ettirerek savaţa sürüklerse, bilin ki ben ordumu hazýrlamýţ, savaţ için atýma binmiţim.”[1703]

8650. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Beyinsizce hareketin kendisinden yukarýdakine helak edici ahmaklýktýr. Ve kendinden aţađýdakine ise utanç verici bir ţeydir. Ayný mertebede olana karţý beyinsizliđin iki horozun birbirine girmesi ve iki köpeđin bođuţmasý gibidir. Neticede her ikisi de yaralanmaz. Rezil olmuţ ve yenilmiţ bir ţekilde birbirinden ayrýlýrlar. Bu ne hikmetli bir iţtir ve ne de akýllýca bir iţtir. Bazen de karţý taraf sana yumuţak davranýrda saygýn ve ađýr olur. Sen ise hafif ve kýnanmýţ olursun.”[1704]

8651. Ýmam Hadi (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Zalim bir hakim hilmi sebebiyle neredeyse bađýţlanýr. Haklý olan beyinsiz ise beyinsizliđi ile neredeyse hakkýnýn nurunu söndürür.”[1705]

8652. Lokman (a.s) ođluna öđüt vererek ţöyle buyurmuţtur: “Ey ođulcađýzým! Ţüphesiz ki beyinsiz insan için öđüt, yaţlý insanýn yüksek bir tepeye çýkmasý kadar zor ve ađrýdýr.”[1706]

 

1836. Bölüm

Beyinsizliđin Anlamý

 

Kur’an:

Kendini sefih ve akýlsýz kýlandan baţkasý Ýbrahim'in dininden yüz çevirmez. Andolsun ki, dünyada onu seçtik, ţüphesiz o, ahirette de salihlerdendir.[1707]

8653. Ýmam Hasan (a.s) beyinsizlik hakkýnda sorulunca ţöyle buyurmuţtur: “Beyinsizlik aţađýlýk insanlara uymak ve günahlarla arkadaţ olmaktýr.”[1708]

8654. Ýmam Bakýr (a.s) Allah-u Teala’nýn “Mallarýnýzý beyinsizlere vermeyin” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Her kim ţarap içerse beyinsizdir.”[1709]

8655. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Beyinsizlik de bir tür aţađýlýktýr. Beyinsiz insan elinin altýndakilere zorbalýk eder, üstündekilere ise boyun eđer.”[1710]

8656. Abdullah b. Sinan ţöyle diyor: “Babam benim yanýmda Ýmam Sadýk’a (a.s), aziz ve celil olan Allah’ýn, “Gücüne eriţince” ayeti hakkýnda soru sorunca Ýmam (a.s) ţöyle buyurdu: “Maksat ihtilam olmaktýr... Elbette beyinsiz veya zayýf olursa o baţka.” Babam, “Beyinsiz kimdir? diye sorunca Ýmam ţöyle buyurdu: “Beyinsiz bir dirhemlik malý kat kat pahalý alan kimsedir.” Babam, “Zayýf kimdir?” diye sorunca ţöyle buyurdu: “Zayýf ise aptal olan kimsedir.”[1711]

 

1837. Bölüm

Beyinsiz Ýnsana Davranýţ Adabý

 

8657. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hikmet sahibi insan için en sýkýcý zaman muhatabýnýn beyinsiz olduđu andýr.”[1712]

8658. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim beyinsizce çirkin iţleriyle seni öfkelendirirse sen de güzel sabýr ameliyle onu öfkelendir.”[1713]

8659. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Beyinsiz insandan yüz çevirerek ve ona cevap vermeyi terk ederek mukabelede bulun ki insanlar senin tarafýný tutsun. Zira her kim beyinsiz insana cevap verir ve aynýsý ile mukabelede bulunursa ateţe odun atmýţ olur.”[1714]

8660. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim bir beyinsizi kýnarsa kendisini sövgüye maruz kýlmýţ olur.”[1715]

8661. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Beyinsiz insaný acý sözden baţka bir ţey dođrultamaz.”[1716]

bak. Mükafat, 3502. bölüm

 

1838. Bölüm

Beyinsiz Ýnsanýn Karţýsýnda (Yumuţaklýk)

 

8662. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Hilim ve yumuţaklýk beyinsiz insanýn ađzýný kapar..”[1717]

8663. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Beyinsiz insana karţý yumuţak davranýrsan onu üzmüţ olursun. O halde onun karţýsýnda yumuţak davranarak hüznünü artýr.”[1718]

8664. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Beyinsiz insanýn karţýsýnda yumuţak davranmakla ona karţý dostlar çođalýr.”[1719]

8665. Ýmam Ali  (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Beyinsiz insan karţýsýnda yumuţak ol ki ona karţý dostlarýn çođalsýn.”[1720]

8666. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ýnsanlar için yumuţaklýk arzu etmeye en müstahak olan kimse beyinsizliklerinin bađýţlanmasýna ihtiyaç duyan kimsedir.”[1721]

8667. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Beyinsiz insandan sadece karţýsýnda yumuţak davranmakla intikam alýnýlabilinir.”[1722]

bak. el-Mir’a, 3687. bölüm

 



236. Konu

 

es-Seky

Su Vermek

 

F Bihar, 74/359, 23. bölüm, el-Ýt’am’ul-Mumin ve’s-Sekyuhu

 

 

 

 

 


 



1839. Bölüm

Su Vermenin Fazileti

 

8668. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ţüphesiz Allah Tebarek ve Telaa yanan bir ciđeri serinletmeyi sever. Her kim susuz bir hayvanýn veya onun dýţýndaki bir canlýnýn ciđerini suvarýrsa Allah kendi gölgesinden baţka hiç bir gölgenin bulunmadýđý bir günde onu arţýnýn gölgesinde tutar.”[1723]

8669. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “En iyi sadaka susamýţ bir ciđere su vermektir. Her kim bir hayvan veya onun dýţýnda bir canlýnýn yanan ciđerini suvarýrsa aziz ve celil olan Allah hiç bir gölgenin olmadýđý bir günde ona gölge verir.”[1724]

8670. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Susuz bir ciđeri suvarmanýn sevabý vardýr.”[1725]

bak. Vesail’uţ-Ţia, 6/330, 49. bölüm

 

1840. Bölüm

Mümine Su Vermenin Sevabý

 

8671. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Eđer erkek eţine su içirirse ecri vardýr.”[1726]

8672. Ýmam Bakýr  (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim susuz insana su içirirse Allah ona cennetteki mühürlenmiţ ţaraptan içirir.”[1727]

8673. Ýmam Sadýk (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim su bulunan bir yerde birine su içirirse bir köle azad etmiţ gibidir. Her kimde su bulunmayan bir yerde su içirirse bir insaný diriltmiţ gibidir. Her kimde bir insaný diriltirse bütün insanlarý diriltmiţ gibidir.”[1728]

8674. Ýmam Seccad (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Her kim susuz bir mümine su verirse Allah ona cennetteki mühürlenmiţ ţaraptan içirir.”[1729]

8675. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Kýyamet günü  hesabý  görülen ilk ţey (susuz insana) verilen suyun sadakasýdýr (sevabýdýr).”[1730]

8676. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Günahlarýn çođalýnca sürekli (susuz insanlara) su ver.”[1731]

bak. el-Cennet, 550. bölüm

 

1841. Bölüm

Su Veren Ýnsana Yakýţan Ţey

 

8677.  Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Bir gruba su veren kimse en sonda su içmelidir.”[1732]

8678. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Bir topluluđun efendisi onlara hizmet edendir. Onlara su vereni ise en sonda su içendir.”[1733]

 



237. Konu

 

es-Sukr

Sarhoţluk

 

F Vesail’uţ-Ţia, 18/465, ebvab-u had’il Muskir

F Kenz’ul-Ummal, 5/471, had’ul-Hamr

F Kenz’ul-Ummal, 5/510, Huk’ul Muskir

 

 

 

 


bak.

F 136. konu, el-muhaddir; 150. konu, el-hamr; el-Ma’ruf (2); 2710. bölüm



1842. Bölüm

Her Sarhoţ Edici Haramdýr

8679. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Sarhoţ edici her ţeyden sakýnýn. Ţüphesiz her sarhoţ edici ţey haramdýr.”[1734]

8680. Ýmam Bakýr (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Çođu sarhoţ edici olan ţeyin azý da haramdýr.”[1735]

8681. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Sarhoţ edici her içecek haramdýr.”[1736]

8682. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Her sarhoţ edici ţey haramdýr.”[1737]

 

1843. Bölüm

Sarhoţ Edici Ţeylerin Çeţitleri

 

Kur’an:

Senin hayatýna andolsun ki, onlar sarhoţluklarý içinde bocalayýp duruyorlar.[1738]

8683. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Sarhoţ edici ţeyler dört çeţittir: Ţarap sarhoţluđu, servet sarhoţluđu, uyku sarhoţluđu ve saltanat sarhoţluđu.”[1739]

8684. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: Akýllý insana mal sarhoţluđundan, kudret sarhoţluđundan, ilim sarhoţluđundan, övgü sarhoţluđundan ve gençliđin sarhoţluđundan korumasý yakýţýr. Zira bunlardan her biri aklý yok eden ve vakarý  küçülten aţađýlýk rüzgarlarýdýr[1740]

8685. Resulullah (s.a.a) ţöyle buyurmuţtur: “Ey Ýbn-i Mes’ud! Günahýn sarhoţluđundan sakýn. Zira günah da ţarap gibi sarhoţ edicidir. Hatta günahýn sarhoţluđu daha ţiddetlidir. Allah-u Teala ţöyle buyurmuţtur: “Dilsizdirler sađýrdýlar ve kördürler. Dolayýsýyla onlar geri dönmezler.”[1741]

8686. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Servet sarhoţluđundan Allah’a sýđýnýn ki servetin sarhoţu olan kimse çok geç ayýlýr.”[1742]

8687. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Gaflet ve aldanýţ sarhoţluđu diđer ţeylerin sarhoţluđundan daha geç gider.”[1743]

8688. Ýmam Sadýk (a.s) Allah-u Teala’nýn Sarhoţ olduđunuz müddetçe namaza yaklaţmayýn” ayeti hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Buradaki sarhoţluk uykudur.”[1744]

8689. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Herkim cehalet sebebiyle çok çekiţirse hakký görme körlüđü devam eder. Her kimde hak yoldan saparsa kötülük gözüne iyilik ve iyilik de gözüne kötülük gelir. Sapýklýk sarhoţluđundan sarhoţ olur.”[1745]

8690. Ýmam Ali (a.s) gelecekteki olaylarý haber verdiđi bir hutbesinde  ţöyle buyurmuţtur: “O öyle bir zamandýr ki ţaraptan deđil, nimet ve sefa içinde yüzdüđünüzden dolayý sarhoţ olursunuz.”[1746]

8691. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Adeta ölümün zorluđuna ve sarhoţluđun ţaţkýnlýđýna düçar olmuţsunuz.”[1747]

8692. Ýmam Ali (a.s) dünyaya aldananlar hakkýnda ţöyle buyurmuţtur: “Ölümün sarhoţluđu ve kaybettiklerinin hasreti onlarý çepeçevre kuţatmýţtýr.”[1748]

8693. Ýmam Ali (a.s) ţöyle buyurmuţtur: “Ey dinleyen! Sarhoţluktan ayýl, gafletinden uyan, çok acele etme. Ümmi nebinizin (s.a.a) diliyle sana gelen kaçýnýlmaz ve olacađý muhakkak ţeyleri düţün.”[1749]


 

 

 

 


Ýçindekiler


 

 


1471. Bölüm.. 3

Ýrtidad ve Ýrtica. 3

1472. Bölüm.. 3

Dinden Dönmenin Cezasý 3

1473. Bölüm.. 5

Tövbeden Sonra Mürtedin Durumu. 5

1474. Bölüm.. 5

Küfür ve Ýrtidada Sebep Olan Ţeyler. 5

1475. Bölüm.. 8

Rezzak. 8

“Ţüphesiz rýzýklandýran da, güç ve kuvvet sahibi olan da Allah'týr.”  8

1476. Bölüm.. 8

Rýzkýn Azalmasý ve Çođalmasý 8

1477. Bölüm.. 9

Rýzkýn Azalma ve Çođalma Hikmeti 9

1478. Bölüm.. 10

Rýzký Garantilemek. 10

1479. Bölüm.. 11

Rýzký Arayana Rýzkýn Garantilenmesi 11

1480. Bölüm.. 11

Garantilenmiţ Rýzýk Sizi Farzlardan Alýkoymasýn. 11

1481.Bölüm.. 11

Hýrs ve Rýzkýn Artýţý 11

1482. Bölüm.. 12

Rýzkýn Taktir Edildiđine Ýman Etmenin Faydasý 12

1483. Bölüm.. 13

Rýzkýn Geniţliđi ve Ahmaklýk. 13

1484. Bölüm.. 13

Rýzýk Taleb Etmede Ilýmlý Olmaya Teţvik. 13

1485. Bölüm.. 14

Rýzýk Talebinde Ölçü. 14

1486. Bölüm.. 15

Rýzýk ve Rýzký Taleb Eden. 15

1487. Bölüm.. 15

Rýzkýn Çeţitleri 15

1488. Bölüm.. 16

Beklemediđi Yerden Rýzýklanan Kimse. 16

1489. Bölüm.. 17

Yarýnýn Rýzkýný Düţünmek. 17

1490. Bölüm.. 18

Rýzkýnýn Ertelenmesi 18

1491. Bölüm.. 18

Rýzkýn Ertelenmesi Esnasýnda Yapýlmasý Gereken Ţey. 18

1492. Bölüm.. 19

Rýzýk Talebinde Dua. 19

1493. Bölüm.. 19

Rýzkýn Azýna Kanaat Etmek. 19

1494. Bölüm.. 20

Rýzký Ulaţtýran ve Arttýran Sebepler. 20

1495. Bölüm.. 21

Rýzký Yok Eden Sebepler. 21

1496. Bölüm.. 21

Helal Rýzýk Talep Etmek. 21

1497. Bölüm.. 22

Helal Rýzýk Talep Etmek Farzdýr. 22

1498. Bölüm.. 22

Kendi Emeđini Yemeye Teţvik. 22

1499. Bölüm.. 23

Baţkalarýna Yük Olmak ve Ailesini Zayi Etmekten Sakýnmak  23

1500. Bölüm.. 23

Ýnsanlardan Müstađni Olmak. 23

1501. Bölüm.. 24

Rýzýklarýn Takdiri Helal Yoldandýr. 24

1502. Bölüm.. 25

Helal Rýzýk Seçilmiţ Ýnsanlarýn Azýđýdýr. 25

1503. Bölüm.. 25

En Ýyi Rýzýk Ýnsana Yetendir. 25

1504. Bölüm.. 26

Yeterli Kadarýyla Kifayet Etmek. 26

1505. Bölüm.. 29

Köy ve Cehalet 29

1506. Bölüm.. 31

Herkesin Elçisi Aklýnýn Göstergesidir. 31

1507. Bölüm.. 31

Elçileri Öldürmekten Sakýnmak. 31

1508. Bölüm.. 33

Rüţvet 33

1509. Bölüm.. 33

Rüţvet Haramdýr. 33

1510. Bölüm.. 33

Rüţvet Küfürdür. 33

1511. Bölüm.. 34

Rüţvet Veren, Alan ve Aracý Olaný Kýnama. 34

1512. Bölüm.. 36

Süt Emzirmek. 36

1513. Bölüm.. 36

Layýk Olmayan Süt Emziriciler. 36

1514. Bölüm.. 39

Rýza. 39

1515. Bölüm.. 40

Allah’a Ýtaatin Baţý Hoţnutluktur. 40

1516. Bölüm.. 40

Hoţnutluk Yakinin En Üstün Derecesidir. 40

1517. Bölüm.. 40

Hoţnutluk ve Ýman. 40

1518. Bölüm.. 41

Hoţnutluđun Anlamý 41

1519. Bölüm.. 41

Hoţnutluđun Etkileri 41

1520. Bölüm.. 41

Hoţnutluđun Meyveleri 41

1521. Bölüm.. 42

Hoţnutluk ve Rahatlýk. 42

1522. Bölüm.. 43

Hoţnutsuzluđun Meyvesi 43

1523. Bölüm.. 46

Allah’ýn Rýzasýnýn Sebepleri 46

1524. Bölüm.. 47

Allah’ýn Rýzasý ve Kaderden Razý Olmak. 47

1525. Bölüm.. 47

Allah’ýn Hoţnutluđunun Niţaneleri 47

1526. Bölüm.. 48

Yaratýklarýn Hoţnutluđu ve Yaratýcýnýn Hoţnutsuzluđu. 48

1527. Bölüm.. 49

Ýnsanlarýn Hoţnutluđunu Elde Etmenin Zorluđu. 49

1528. Bölüm.. 52

Yumuţaklýđýn Fazileti 52

1529. Bölüm.. 53

Arkadaţa Önem Vermek. 53

1530. Bölüm.. 54

Ţüphesiz Allah Yumuţaktýr ve Yumuţak Huylu Kimseleri Sever  54

1531. Bölüm.. 55

Yumuţaklýk ve Ýman. 55

1532. Bölüm.. 55

Ýbadette Yumuţaklýk. 55

1533. Bölüm.. 56

Yumuţaklýđýn Meyveleri 56

1534. Bölüm.. 56

Yumuţak Davran ki Sana da Yumuţak Davranýlsýn. 56

1535. Bölüm.. 57

Yersiz Yumuţaklýk. 57

1536. Bölüm.. 59

Allah’ýn Mürakabesi 59

1537. Bölüm.. 59

Meleklerin ve Beden Organlarýnýn Murakabesi/Nezareti 59

1538. Bölüm.. 59

Nefis Murakabesine Teţvik. 59

1539. Bölüm.. 60

Allah’ý Göz Önünde Bulundurmaya Teţvik. 60

1540. Bölüm.. 61

Zamanlara Dikkat etmeyi Önemsemek. 61

1541. Bölüm.. 61

Ýki Günü Eţit Olan Kimse. 61

1542. Bölüm.. 62

Murakabe Adabý 62

1534. Bölüm.. 63

Kötülükleri Saymak. 63

1544. Bölüm.. 63

Saat ve Vakitlerin Bölüţtürülmesi 63

1545. Bölüm.. 65

Amelin Hayýrla Baţlayýp Hayýrla Sonuçlanmasý 65

1546. Bölüm.. 65

Murakabe ve Muhasebe. 65

1547. Bölüm.. 68

Ramazan Ayý 68

1548. Bölüm.. 69

Allah Resulünün Ramazan Ayýna Yöneldiđinde Okuduđu Hutbeler  69

1549. Bölüm.. 70

Ramazan Ayýnda Ţeytanlarýn Zincire Vuruluţu. 70

1550. Bölüm.. 71

Ramazan Ayýnda Allah’ýn Bađýţlamasý 71

1551. Bölüm.. 73

Okçuluk. 73

1552. Bölüm.. 76

Ruhbanlýk ve Ýslam.. 76

1553. Bölüm.. 78

Rehin. 78

1554. Bölüm.. 78

Ýnsanýn Rehin Oluţu. 78

1555. Bölüm.. 79

Günahýna Rehin Olan Kimse. 79

1556. Bölüm.. 80

Kabirlerin Rehin Aldýklarý 80

1557. Bölüm.. 80

Allah’ýn Fazlýna Rehin Düţenler. 80

1558. Bölüm.. 80

Sözüne Rehin Olmak. 80

1559. Bölüm.. 83

Kur’an’da Ruh. 83

1560. Bölüm.. 83

Ruhun Gerçeđi 83

1561. Bölüm.. 83

Ruhlarýn Ýsyaný 83

1562. Bölüm.. 83

Ruhlar Hazýrlanmýţ Ordulardýr. 83

1563. Bölüm.. 84

Ruh Çeţitleri 84

1564. Bölüm.. 85

Ruhun Halleri 85

1565. Bölüm.. 85

Uyku Anýnda Ruh. 85

1566. Bölüm.. 88

Rahatlýk Sebepleri 88

1567. Bölüm.. 89

En Büyük Rahatlýk. 89

1568. Bölüm.. 89

Dünyada Rahatlýđý Taleb Etmek. 89

1569. Bölüm.. 92

Riyazet 92

1570. Bölüm.. 92

Riyazet Sebebi 92

1571. Bölüm.. 93

Riyazetin Meyveleri 93

1572. Bölüm.. 96

Çiftçilik ve Ađaç Ekiminin Müstahap Oluţu. 96

1573. Bölüm.. 96

Çiftçiler. 96

1574. Bölüm.. 97

Peygamberler ve Çiftçilik. 97

1575. Bölüm.. 99

Zekat 99

1576. Bölüm.. 99

Namaz ve Zekatýn Yakýnlýđý 99

1577. Bölüm.. 100

Zekatýn Hikmeti 100

1578. Bölüm.. 101

Zekatýn Mal Artýţýndaki Rolü. 101

1579. Bölüm.. 102

Malý Zekat Ýle Korumak. 102

1580. Bölüm.. 102

Zekat Vermeyen Kimse. 102

1581. Bölüm.. 103

Zekat Vermeyen Kimsenin Kafir Oluţu. 103

1582. Bölüm.. 103

Zekat Vermeyenin Cezasý 103

1583. Bölüm.. 104

Zekatý Gönüllü Ödemek. 104

1584. Bölüm.. 104

Belirli Bir Hak Zekattan Ayrýdýr. 104

1585. Bölüm.. 105

Zekatýn Müstehaplarý 105

1586. Bölüm.. 106

Zahiri ve Batýni Zekat 106

1587. Bölüm.. 106

Her ţeyin Zekatý Vardýr. 106

1588. Bölüm.. 107

Bedenin Zekatý 107

1589. Bölüm.. 108

Fitre Zekatý 108

1590. Bölüm.. 110

Tezkiye. 110

1591. Bölüm.. 111

Tezkiyeye Engel Olan Ţeyler. 111

1592. Bölüm.. 115

Zamaný Tanýmak. 115

1593. Bölüm.. 115

Zamana Güvenmeyen Kimse. 115

1594. Bölüm.. 115

Zamanla Savaţan Kimse. 115

1595. Bölüm.. 116

Zamanýn Aybý 116

1596. Bölüm.. 119

Zinadan Sakýnmak. 119

1597. Bölüm.. 119

En Büyük Zina. 119

1598. Bölüm.. 120

Zinanýn Haram Oluţunun Hikmeti 120

1599. Bölüm.. 120

Zinanýn Sonuçlarý 120

1600. Bölüm.. 121

Zinanýn Yaygýnlaţmasý 121

1601. Bölüm.. 121

Bedenin Her Organýnýn Zinadan Nasibi Vardýr. 121

1602. Bölüm.. 122

Zinanýn Haddi 122

1603. Bölüm.. 122

Zorla Zinanýn Cezasý 122

1604. Bölüm.. 123

Zinazade. 123

1605. Bölüm.. 123

Zinazadenin Niţaneleri 123

1606. Bölüm.. 124

Gayretsiz Erkek. 124

1607. Bölüm.. 124

Pezevenklik. 124

1608. Bölüm.. 124

Zina (çeţitli) 124

1609. Bölüm.. 127

Zühdün Fazileti 127

1610. Bölüm.. 128

Zühd Ýle Süslenmek. 128

1611. Bölüm.. 128

Zühd ve Din. 128

1612. Bölüm.. 129

Gerçek Zühd. 129

1613. Bölüm.. 131

Zahit Ýnsanýn Sýfatlarý (1) 131

1614. Bölüm.. 132

Zahitin Sýfatlarý (2) 132

1615. Bölüm.. 133

Zühdün Ýlk Adýmý 133

1616. Bölüm.. 133

Zühdün Kökü. 133

1617. Bölüm.. 134

Zühdün Sebepleri 134

1618. Bölüm.. 135

Züht Yolu. 135

1619. Bölüm.. 135

Zühdün Engelleri 135

1620. Bölüm.. 136

Zühdün Dereceleri 136

1621. Bölüm.. 136

Zühd ve Zati Olan Ýlim.. 136

1622. Bölüm.. 137

Zühd ve Göđüs Geniţliđi 137

1623. Bölüm.. 137

Zühd ve Mükaţefe. 137

1624. Bölüm.. 139

Zühdün Meyveleri 139

1625. Bölüm.. 141

Dünyayý Talep Etmenin Zararlarý 141

1626. Bölüm.. 141

Ýnsanlarýn En Zahidi 141

1627. Bölüm.. 142

Zühdü Kabul Etmeyene Bir Öđüt 142

1628. Bölüm.. 142

Züht Rýzký Azaltmaz. 142

1629. Bölüm.. 142

Zühd ve Marifet 142

1630. Bölüm.. 143

Züht (çeţitli) 143

1631. Bölüm.. 145

Evlenmeye Teţvik. 145

1632. Bölüm.. 146

Evlilik Sünnettir. 146

1633. Bölüm.. 146

Genç Yaţta Evlenen Kimse. 146

1634. Bölüm.. 146

Evlenen Kimse Dininin Yarýsýný Korumuţtur. 146

1635. Bölüm.. 147

Namaz ve Evli Ýnsanýn Uykusu. 147

1636. Bölüm.. 147

Rýzkýn Evlilikle Artmasý 147

1637. Bölüm.. 148

Evliliđi Terk Etmekten Sakýndýrmak. 148

1638. Bölüm.. 149

Bekarlar. 149

1639. Bölüm.. 149

Din Kardeţleri Evlendirmenin Sevabý 149

1640. Bölüm.. 149

Kýzlarý Çabuk Evlendirmeye Teţvik. 149

1641. Bölüm.. 150

Evlilikte Kadýnýn Dindar Olmasýna Önem Vermek. 150

1642. Bölüm.. 151

Evlilikte Dindar Erkekle Evlenmenin Önemi 151

1643. Bölüm.. 151

Mehirin Hikmeti 151

1644. Bölüm.. 152

Mehiri Fazla Tutmayý Kýnamak. 152

1645. Bölüm.. 152

Kadýn Seçimine Önem Vermek. 152

1646. Bölüm.. 153

Nutfeleriniz Ýçin Ýyi Seçim Yapýn. 153

1647. Bölüm.. 153

Mümin Kadýn Mümin Erkeđin Dengidir. 153

1648. Bölüm.. 153

Evlenilmemesi Gereken Erkek. 153

1649. Bölüm.. 154

Evlenilmemesi Gereken Kadýn. 154

1650. Bölüm.. 154

Kadýnlarýn Çeţitleri 154

1651. Bölüm.. 155

Kocanýn Haklarý 155

1652. Bölüm.. 156

Kadýnýn Haklarý 156

1653. Bölüm.. 157

Erkeđe Hizmet 157

1654. Bölüm.. 158

Kadýna Hizmet 158

1655. Bölüm.. 158

Kocasýna Eziyet Etmek. 158

1656. Bölüm.. 159

Kadýna Eziyet Etmek. 159

1657. Bölüm.. 159

Kadýnýn Kötü Ahlakýna Sabretmek. 159

1658. Bölüm.. 159

Erkeđin Kötü Ahlakýna Sabretmek. 159

1659. Bölüm.. 159

Saliha Kadýn. 159

1660. Bölüm.. 160

Kötü Eţ. 160

1661. Bölüm.. 161

Allah’a Günah Hususunda Kadýna Ýtaat 161

1662. Bölüm.. 161

Ailesinin Geçimini Temin Etmekte Riayet Edilmesi Gerekenler  161

1663. Bölüm.. 162

Çok Eţlilik. 162

1664. Bölüm.. 162

Adem’in Ýki Çocuđunun Evliliđi 162

1665. Bölüm.. 163

Düđün Davetini Kabul Etmenin Adabý 163

1666. Bölüm.. 163

Evliliđi Ýlan Etmeye Teţvik. 163

1667. Bölüm.. 165

Allah Ýçin Karţýlýklý Ziyarete Teţvik. 165

1668. Bölüm.. 165

Allah’ýn Ziyaretçileri 165

1669. Bölüm.. 165

Allah Ýçin Ziyaret Etmenin Sevabý 165

1670. Bölüm.. 166

Dini Korumada Kardeţleri Ziyaretin Rolü. 166

1671. Bölüm.. 166

Kardeţlerle Görüţmenin Meyveleri 166

1672. Bölüm.. 167

Kötülerle Görüţmekten Sakýnmak. 167

1673. Bölüm.. 167

Ziyaret Adabý 167

1674. Bölüm.. 169

1674. Bölüm.. 169

Peygamberi (s.a.a) Ziyaret Etmek. 169

1675. Bölüm.. 169

Masum Ýmamlarý (a.s) Ziyaret 169

1676. Bölüm.. 170

Ýmam Ali’yi (a.s) Ziyaret Etmek. 170

1677. Bölüm.. 170

Resulullah’ýn Kýzý Fatýma’nýn (a.s) Ziyareti 170

1678. Bölüm.. 171

Ýmam Hasan’ý (a.s) Ziyaret 171

1679. Bölüm.. 171

Ýmam Hüseyin’in (a.s) Ziyareti 171

1680. Bölüm.. 172

Ýmam Sadýk’ýn Hüseyin’in (a.s) Ziyaretçilerine Duasý 172

1681. Bölüm.. 172

Ýmam Hüseyin’in Ziyaret Adabý 172

1682. Bölüm.. 173

Baki Mezarlýđýndaki Ýmamlarýn Ziyareti 173

1683. Bölüm.. 174

Ýmam Kazým’ýn (a.s) Ziyareti 174

1684. Bölüm.. 174

Ýmam Rýza’nýn (a.s) Ziyareti 174

1685. Bölüm.. 175

Ýmam Cevad’ýn (a.s) Ziyareti 175

1686. Bölüm.. 175

Ýmam Askeri ve Ýmam Ali Naki’nin (a.s) Ziyareti 175

1687. Bölüm.. 175

Ýmam Kazým’ýn (a.s) Kýzý Fatýma’nýn Ziyareti 175

1688. Bölüm.. 176

Seyyid Abdulazim Hasani’nin (a.s) Ziyareti 176

1689. Bölüm.. 176

Salihlerin Kabirni Ziyaret Etmek. 176

1690. Bölüm.. 176

Ölülerin Kabirlerini Ziyaret 176

1691. Bölüm.. 176

Kabir Ehline Selam Vermek. 176

1692. Bölüm.. 179

Ziynet 179

1693. Bölüm.. 179

Düţman Karţýsýnda Süslenmek. 179

1694. Bölüm.. 180

Haram Süsler. 180

1695. Bölüm.. 180

Batýnlarýn Süsü (1) 180

1696. Bölüm.. 182

Batýnlarýn Süsü (2) 182

1697. Bölüm.. 182

En Güzel Süs. 182

1698. Bölüm.. 183

Kötü Ameli Kendisine Süslü Gösterilenler. 183

1699. Bölüm.. 187

Sorumluluk-Mesuliyet 187

1700. Bölüm.. 187

Genel Sorumluluk. 187

1701. Bölüm.. 188

Kulak, Göz ve Kalbin Sorumluluđu. 188

1702. Bölüm.. 190

Ýlmin Anahtarý 190

1703. Bölüm.. 190

Güzel Sormak. 190

1704. Bölüm.. 191

Sorulmamasý Gereken Ţey. 191

1705. Bölüm.. 193

Beni Kaybetmeden Önce Bana Sorun. 193

1706. Bölüm.. 194

Bilmediđin Sorularýn Cevabý (1) 194

1707. Bölüm.. 195

Bilmediđin Sorularýn Cevabý (2) 195

1708. Bölüm.. 197

Ýnsanlardan Bir Ţey Dilemekten Sakýnmak. 197

1709. Bölüm.. 198

Allah’tan Baţkasýndan Bir Ţey Dilemekten Sakýnmak. 198

1710. Bölüm.. 199

Ýstemeyi Terk Etmek ve Cenneti Garantilemek. 199

1711. Bölüm.. 199

Ýnsanlardan Bir Ţey Dilemek Fakirliđin Anahtarýdýr. 199

1712. Bölüm.. 200

Fakirliđini Ýzhar Etmeyi Kýnamak. 200

1713. Bölüm.. 200

Ýnsanlardan Bir Ţey Dilemenin Caiz Olduđu Hususlar. 200

1714. Bölüm.. 201

Ýhtiyacý Olmadýđý Halde Bir Ţey Dilemekten Sakýndýrmak. 201

1715. Bölüm.. 202

Ýnsanlardan Müstađni Olmaya Teţvik. 202

1716. Bölüm.. 203

Ehlinden Ýyilik Dilemek. 203

1717. Bölüm.. 204

Ehli Olmayandan Bir Ţey Dilemek. 204

1718. Bölüm.. 204

Bir Ţey Dilemenin Adabý 204

1719. Bölüm.. 205

Bir Ţey Dileyen Kimseyi Reddetmekten Sakýnmak (1) 205

1720. Bölüm.. 206

Bir Ţey Dileyen Kimseyi Reddetmekten Sakýnmak (2) 206

1721. Bölüm.. 206

Bir Ţey Dileyen Kimseyi Reddetmekten Sakýnmak (3) 206

1722. Bölüm.. 207

Reddedilmesi Dođru Olmayan Kimse. 207

1723. Bölüm.. 208

Beyt’ül-Mal’dan Ýnfak Etme Yollarý 208

1724. Bölüm.. 208

Ýnsanlardan Bir Ţey Dilemek (Çeţitli) 208

1725. Bölüm.. 211

Her Ţeyin Bir Sebebi Vardýr. 211

1726. Bölüm.. 214

En Sađlam Sebepler. 214

1727. Bölüm.. 216

Mümine Sövmek. 216

1728. Bölüm.. 216

Sövmekten Sakýnmak. 216

1729. Bölüm.. 217

Sövmekten Sakýnmak (2) 217

1730. Bölüm.. 217

Birine Sövmekten Sakýnmak. 217

1731. Bölüm.. 218

Peygamberlere ve Vasilerine Söven Kimsenin Cezasý 218

1732. Bölüm.. 218

Ýmam Ali’ye (a.s) Sövmek. 218

1733. Bölüm.. 220

Caiz Olan Sövgü. 220

1734. Bölüm.. 222

Süphanallah’ýn Anlamý 222

1735. Bölüm.. 222

Herţeyin Tesbih Ediţi 222

1736. Bölüm.. 225

Yarýţmak. 225

1737. Bölüm.. 225

Hayýrlarda Yarýţmak. 225

1738. Bölüm.. 228

Allah’ýn Yolu. 228

1739. Bölüm.. 229

Hak Yolu. 229

1740. Bölüm.. 232

Secde. 232

1741. Bölüm.. 232

Allah’a Secde Edenler. 232

1742. Bölüm.. 232

Secde ve Allah’a Yakýnlaţma. 232

1743. Bölüm.. 233

Secdeni Anlamý 233

1744. Bölüm.. 233

Gerçek Secde Eden Kimse. 233

1745. Bölüm.. 234

Secdeyi Uzatmak. 234

1746. Bölüm.. 234

Ýmam Seccad (a.s) 234

1747. Bölüm.. 235

Secde Ýzi 235

1748. Bölüm.. 235

Secde Gösteriţinde Bulunmayý Kýnamak. 235

1749. Bölüm.. 236

Yerden Baţkasýna Secdenin Caiz Olmadýđýnýn Delili 236

1750. Bölüm.. 236

Ýmam Hüseyin’in (a.s) Toprađýnýn Üzerine Secde Etmek. 236

1751. Bölüm.. 238

Mescit Allah’ýn Evidir. 238

1752. Bölüm.. 238

Mescit Yapmanýn Sevabý 238

1753. Bölüm.. 238

Evde Mescit Edinmek. 238

1754. Bölüm.. 239

Mescidi Bayýndýr Kýlmak. 239

1755. Bölüm.. 240

Mescitlere Gitmek. 240

1756. Bölüm.. 240

Mescitlerde Oturmak. 240

1757. Bölüm.. 240

Mescitlerin Ţikayeti 240

1758. Bölüm.. 241

Cami Komţuluđu ve Camide Namaz Kýlmak. 241

1759. Bölüm.. 241

Boynunda Bir Kul Hakký Olanýn Camiye Gitmesi 241

1760. Bölüm.. 241

Mescitlerin Adabý 241

1761. Bölüm.. 242

Camilerde Mürakabe Adabý 242

1762. Bölüm.. 243

Mescitlere Gidip Gelmenin Neticesi 243

1763. Bölüm.. 243

Övülmüţ Mescitler. 243

1764. Bölüm.. 244

Mescid-i Dýrar. 244

1765. Bölüm.. 247

Zindan. 247

1766. Bölüm.. 247

Nefsin Zindaný 247

1767. Bölüm.. 249

Haram Mal 249

1768. Bölüm.. 251

Sihir. 251

1769.Bölüm.. 251

Müslüman Sihirbazýn Cezasý 251

1770. Bölüm.. 252

Sihir Çeţitleri 252

1771. Bölüm.. 252

Harud ve Marud’dan Daha Sihirbaz. 252

1772. Bölüm.. 254

Lezbiyenlik-Sevicilik. 254

1773. Bölüm.. 256

Alay Etmek. 256

1774. Bölüm.. 259

Cömertlik. 259

1775. Bölüm.. 259

Cömertlik Peygamberlerin Huyudur. 259

1776. Bölüm.. 260

Cömertlik Aklýn Meyvesidir. 260

1777. Bölüm.. 260

Cömertlik Ayýplarý Örtüsüdür. 260

1778. Bölüm.. 260

Cömertlik Sevgi Eker. 260

1779. Bölüm.. 261

Cömert Kimse. 261

1780. Bölüm.. 262

Cömert Ýnsanýn Yiyeceđi ve Yedirmesi 262

1781. Bölüm.. 262

Cömertliđin Sýnýrý 262

1782. Bölüm.. 263

Ýnsanlarýn En Cömerdi 263

1783. Bölüm.. 263

Ölüm Anýnda Cömert Olan Cimriyi Kýnamak. 263

1784. Bölüm.. 265

Sýrrý Saklamak. 265

1785. Bölüm.. 266

Sýrrýný Sadece Kendin Bil 266

1786. Bölüm.. 266

Sýrrý Korumanýn Ölçüsü. 266

1787. Bölüm.. 266

Sýrrýn Söylenmemesi Gereken Kimseler. 266

1788. Bölüm.. 269

Batýnlarýn Temizliđi 269

1789. Bölüm.. 269

Batýnlarýn Aţikar Oluţu. 269

1790. Bölüm.. 271

Batýn ve Zahirin Temizliđi 271

1791. Bölüm.. 273

Sevinç. 273

1792. Bölüm.. 273

Sevinilmesi Gereken Ţey. 273

1793. Bölüm.. 273

Sevinç Sebepleri 273

1794. Bölüm.. 274

Bir Kalbi Sevindiren Kimse. 274

1795. Bölüm.. 274

Bir Mümini Sevindiren Resulullah’ý Sevindirmiţtir. 274

1796. Bölüm.. 275

Bir Mümini Sevindiren Allah’ý Sevindirmiţtir (1) 275

1797. Bölüm.. 275

Bir Mümini Sevindiren Allah’ý Sevindirmiţtir (2) 275

1798. Bölüm.. 276

Müminin Kalbinden Hüznü Gidermenin Sevabý 276

1799. Bölüm.. 279

Ýsraf. 279

1800. Bölüm.. 280

Ýnfakýn Sýnýrý 280

1801. Bölüm.. 281

Ýsrafkarýn Alametleri 281

1802. Bölüm.. 281

Ýsrafýn En Küçük Sýnýrý 281

1803. Bölüm.. 282

Ýsraf Sayýlmayanlar. 282

1804. Bölüm.. 284

Hýrsýzlýk. 284

1805. Bölüm.. 284

Hýrsýzlýk Cezasý Verilmeyen Kimse. 284

1806. Bölüm.. 286

Hýrsýzlýk Çeţitleri 286

1807. Bölüm.. 288

Saadet-Mutluluk. 288

1808. Bölüm.. 288

Mutlu Kimse. 288

1809. Bölüm.. 289

Saadete Sebep Olan Ţey. 289

1810. Bölüm.. 290

Mutluluk ve Mutsuzluđun Sebepleri 290

1811. Bölüm.. 291

Saadet Sayýlan Ţey (1) 291

1812. Bölüm.. 291

Saadet Sayýlan Ţey (2) 291

1813. Bölüm.. 292

Mutluluđun Niţanesi 292

1814. Bölüm.. 293

Gerçek Mutluluk. 293

1815. Bölüm.. 293

Ýnsanlarýn en mutlusu. 293

1816. Bölüm.. 294

Saadet Hususunda Yeterli Olan Ţey. 294

1817. Bölüm.. 294

Saadetin Kemali 294

1818. Bölüm.. 297

Yolculuđun Faydalarý 297

1819. Bölüm.. 297

Yolculuk ve Yorgunluk. 297

1820. Bölüm.. 297

Yolculukta Arkadaţ Seçmek. 297

1821. Bölüm.. 298

Yolculuk Adabý (1) 298

1822. Bölüm.. 298

Yolculuk Adabý (2) 298

1823. Bölüm.. 299

Yolculuk Adabý (3) 299

1824. Bölüm.. 299

Yolculkuk Adabý (4) 299

1825. Bölüm.. 299

Yolculuk Adabý (5) 299

1826. Bölüm.. 300

Yolculuk Adabý (6) 300

1827. Bölüm.. 300

Yolculuk Adabý (7) 300

1828. Bölüm.. 301

Yolculukta Mürüvvet Sahibi Olmak. 301

1829. Bölüm.. 301

Nehyedilmiţ Yolculuk. 301

1830. Bölüm.. 302

Gezmek. 302

1831. Bölüm.. 302

Ahiret Yolculuđu. 302

1832. Bölüm.. 305

Aţađýlýk insanlarýn Sýfatý 305

1833. Bölüm.. 305

Aţađýlýk Ýnsanlarýn Riyaseti 305

1834. Bölüm.. 305

Aţađýlýk Ýnsanlara Karýţmak. 305

1835. Bölüm.. 308

Beyinsizlikten Sakýndýrmak. 308

1836. Bölüm.. 309

Beyinsizliđin Anlamý 309

1837. Bölüm.. 309

Beyinsiz Ýnsana Davranýţ Adabý 309

1838. Bölüm.. 310

Beyinsiz Ýnsanýn karţýsnda Sabretmek. 310

1839. Bölüm.. 312

Su Vermenin Fazileti 312

1840. Bölüm.. 312

Mümine Su Vermenin Sevabý 312

1841. Bölüm.. 313

Su Veren Ýnsana Yakýţan Ţey. 313

1842. Bölüm.. 315

Her Sarhýoţ Edici HAramdýr. 315

1843. Bölüm.. 315

Sarhoţ edici ţeylerin Çeţitleri 315

Ýçindekiler. 317


 

 



[1] Al-i Ýmran suresi, 144. ayet

[2][2] Kenz’ul-Ummal, 31113

[3] Sahih-u Muslim, 2294

[4] Nehc’ul-Belađa, 150. hutbe

[5] a.g.e. 32. mektup

[6] a.g.e. 58. hutbe

[7] Bakara Suresi, 217. ayet

[8] Mustedrek’ul-Vesail, 18/163/22394

[9] el-Kafi, 7/256/1

[10] el-El-Fakih, 3/152/3552

[11] Kenz’ul-Ummal, 1474

[12] Mustedrek’ul-Vesail, 17/145/20994

[13] a.g.e. 18/163/22395

[14] a.g.e. 17/145/20993

[15]a.g.e. 12/160/13778

[16] et-Tehzib, 5/459/1597

[17] Uyun-u Ahbar’ir-Rýza (a.s), 1/114/1

[18] a.g.e. 1/115/3

[19] Cebir, insanýn iradesinin olmadýđýný söyleyen, tefviz ise her ţeyin insana býrakýldýđýný iddia eden ekoldür.

[20] a.g.e. s. 124/17

[21] a.g.e. 2/202/1

[22] Sevab’ul-A’mal, 255/2

[23] el-Kafi, 2/386/10

[24] a.g.e. 1/188/12

[25] el-Gaybet’un-Nu’mani, 86/17

[26] Zariyat Suresi, 58. ayet

[27] el-Bihar, 103/21/12

[28] el-Hisal, 122/114

[29] el-Bihar, 5/146/2

[30] Ýsra suresi, 30. ayet

[31] Kasas suresi, 82. ayet

[32] Sebe suresi, 36.ayet

[33] Nehc’ul-Belađa, 23. hutbe

[34] Gurer’ul-Hikem, 10383

[35] Nehc’ul-Belađa, 90. hutbe

[36] Ţura suresi, 27. ayet

[37] Nahl suresi, 71. ayet

[38] Nisa suresi, 32. ayet

[39] Nehc’ul-Belađa, 91. hutbe

[40] a.g.e. 93. hikmet

[41] Ankebut suresi, 60. ayet

[42] Hud suresi, 6. ayet

[43] Emali es-Seduk, 264/9

[44] Nehc’ul-Belađa, 185. hutbe

[45] a.g.e.

[46] a.g.e. 91. hutbe

[47] Sahifet’us-Seccadiye, 19, 1. dua

[48] El-Ýrsad, 1/303

[49] Tuhef’ul-Ukul, 361

[50] Emali’el-Mufid, 172/1

[51] el-Bihar, 77/187/10

[52] a.g.e. 78/374/22

[53] Nehc’ul-Belađa, 114. hutbe

[54] el-Bihar, 103/33/63

[55] a.g.e. s. 35/69

[56] Emali’el-Mufid, 207/39

[57] el-Bihar, 77/68/7

[58] Nehc’ul-Belađa, 396. hikmet

[59] a.g.e. 72. mektup

[60] Emali’es-Seduk, 16/5

[61] Cami’ul-Ahbar, 294/802

[62] el-Bihar, 44/374

[63] a.g.e. 103/34/63

[64] Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 3/160

[65] el-Bihar, 72/50/62

[66] Gurer’ul-Hikem, 7607

[67] el-Kafi, 2/74/2

[68] el-Bihar, 77/206/1

[69] Nehc’ul-Belađa, 393. hikmet

[70] el-Bihar, 103/26/32

[71] a.g.e. 78/106/4

[72] a.g.e. 103/33/63

[73] Gurer’ul-Hikem, 1408

[74] Mekarim’ul-Ahlak, 2/377

[75] Cami’ul-Ahbar, 294/799

[76] Nehc’ul-Belađa, 356. hikmet

[77] Kenz’ul-Ummal, 507

[78] Nehc’ul-Belađa, 379. hikmet

[79] a.g.e. 431. hikmet

[80] a.g.e. 31. mektup

[81] Nur’us-Sakaleyn, 5/355/36

[82] el-Kafi, 5/83/1

[83] Nur’us-Sakaleyn, 5/354/34

[84] Kenz’ul-Ummal, 5684

[85] el-Fakih, 3/166/3612

[86] Nur’us-Sakaleyn, 5/355/38

[87] a.g.e. s. 357/46

[88] Sahifet’us-Seccadiye, 87, 20. dua

[89] Mekarim’ul-Ahlak, 2/356

[90] el-Bihar, 77/67/6

[91] a.g.e. s. 22/6

[92] Emali et-Tusi, 300/593

[93] el-Bihar, 78/319/3

[94] a.g.e. 81/195/52

[95] el-Kafi, 2/59/9

[96] Uyun-u Ahbar’ir-Rýza (a.s), 2/46/171

[97] el-Bihar, 77/270/1

[98] a.g.e. 78/201/29

[99] Kenz’ul-Ummal, 9325

[100] Ýsra suresi, 12. ayet

[101] Muzzemmil suresi, 20. ayet

[102] el-Bihar, 5/147/5

[103] a.g.e. 84/323/11

[104] el-Kafi, 2/138/3

[105] a.g.e. 2/138/4

[106] Emali’et-Tusi, 225/393

[107] el-Bihar, 78/452/20

[108] a.g.e. 69/408/117

[109] a.g.e. 74/81/84

[110] a.g.e. 71/396/77

[111] a.g.e. 77/287/1

[112] Gurer’ul-Hikem, 802-803

[113] el-Bihar, 74/362/17

[114] a.g.e. s. 395/22

[115] a.g.e. 75/172/8

[116] a.g.e. 76/60/14

[117] Kenz’ul-Ummal, 44154

[118] el-Bihar, 77/176/10

[119] Nehc’ul-Belađa, 137. hikmet

[120] el-Bihar, 96/14/27

[121] a.g.e. 103/21/18

[122] el-Kafi, 2/270/8

[123] Emali’es-Seduk, 350/1

[124] Tuhef’ul-Ukul, 372

[125] el-Bihar, 103/9/37

[126] a.g.e. s. 13/59

[127] a.g.e. 78/339/29

[128] Sevab’ul-A’mal, 200/1

[129] a.g.e. 215/1

[130] el-Bihar, 103/8/31

[131] Kenz’ul-Ummal, 9215

[132] a.g.e. 9200

[133] el-Bihar, 72/49/60

[134] Cami’ul-Ahbar, 389/1079

[135] Kenz’ul-Ummal, 9203

[136] a.g.e. 9204

[137] a.g.e. 9205

[138] Cami’ul-Ahbar, 390/1085

[139] a.g.e. h. 1087

[140] a.g.e. h. 1086

[141] a.g.e. h. 1088

[142] el-Kafi, 5/74/2

[143] el-Bihar, 103/16/70

[144] el-Fakih, 3/163/3595

[145] Bihar, 78/381/1

[146] a.g.e. 103/13/62

[147] a.g.e. h. 61

[148] Nehc’ul-Belađa, 31. mektup

[149] el-Kafi, 5/74/3

[150] el-Bihar, 5/147/6

[151] Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 3/160

[152] Kenz’ul-Ummal, 9212

[153] el-Bihar, 75/172/9

[154] el-Kafi, 5/89/1

[155] a.g.e. 2/140/2

[156] a.g.e. 2/140/3

[157] Mekarim’ul-Ahlak, 2/369

[158] Kenz’ul-Ummal, 6096 ve bak. 6095

[159] a.g.e. 6097

[160] el-Bihar, 77/167/4

[161] a.g.e. 95/297/11

[162] Sahifet’us-Seccadiye, 81

[163] a.g.e. s. 86

[164] a.g.e. s. 87/20. dua

[165] Emali’es-Seduk, 395/1

[166] Nehc’ul-Belađa, 371. hikmet

[167] el-Bihar, 72/54/85

[168] Cami’ul-Ahbar, 391/1091

[169] a.g.e. h. 1092

[170] a.g.e. s. 392/1093

[171] Kenz’ul-Ummal, 38286

[172] Nehc’ul-Belađa, 301. hikmet

[173] Gurer’ul-Hikem, 5436

[174] a.g.e. 5437

[175] a.g.e. 4312

[176] Kenz’ul-Ummal, 14927

[177] Sunen-uEbi Davud, 2761

[178] Nehc’ul-Belađa, 79. mektup

[179] a.g.e., 131. hutbe

[180] Mekarim’ul-Ahlak, 2/327

[181] el-Bihar, 104/273/5

[182] a.g.e. 103/53/20

[183] el-Kafi, 7/409/2

[184] el-Bihar, 104/274/12

[185] Mean’il-Ahbar, 211/1

[186] Kenz’ul-Ummal, 15078

[187] a.g.e. 15079

[188] a.g.e. 15080

[189] a.g.e. 14495

[190] a.g.e. 15077

[191] Bakara suresi, 233. ayet

[192] Lokman suresi, 14. ayet

[193] Uyun-u Ahbar’ir-Rýza (a.s), 2/34/69

[194] el-Kafi, 6/44/10

[195] Kurb’ul-Ýsnad, 93/312

[196] el-Kafi, 6/44/12

[197] a.g.e. h. 13

[198] el-Bihar, 103/323/9

[199] a.g.e. s. 324/20

[200] a.g.e. s. 323/13

[201] Mekarim’ul-Ahlak, 1/507/1760

[202] el-Kafi, 6/43/5

[203] a.g.e. 6/44/11

[204] a.g.e. h. 14

[205] Vesail’uţ-Ţia, 15/187/1

[206] Mucadele suresi, 22. ayet

[207] Beyine suresi, 8. ayet

[208] el-Bihar, 78/106/6

[209] a.g.e. 71/157/75

[210] Nehc’ul-Belađa, 4. hikmet

[211] Muheccet’ul-Beyza, 5/104

[212] Uyun-u Ahbar’ir-Rýza (a.s), 2/53/204

[213] Nehc’ul-Belađa, 213. hikmet

[214] a.g.e. 69. hikmet

[215] Gurer’ul-Hikem, 4058

[216] el-Bihar, 82/133/16

[217] a.g.e. 71/139/28

[218] a.g.e. s. 158/75

[219] el-Kafi, 2/128/4

[220] et-Temhis, 60/131

[221] el-Bihar, 82/134/17

[222] a.g.e. 43/351/25

[223] a.g.e. 78/217/93

[224] Miţkat’ul-Envar, 18

[225] Gurer’ul-Hikem, 3247

[226] a.g.e. 3723

[227] a.g.e. 9901

[228] el-Bihar, 69/373/19

[229] a.g.e. 71/158/75

[230] Gurer’ul-Hikem, 3085

[231] a.g.e. 6993

[232] a.g.e. 728

[233] el-Bihar, 82/142/26

[234] Mustedrek’ul-Vesail, 2/412/2331

[235] el-Bihar, 71/159/75

[236] a.g.e. 102/168/6

[237] Emali’es-Seduk, 363/9

[238] el-Bihar, 77/169/6

[239] a.g.e. 78/192/6

[240] a.g.e. 69/368/4

[241] Gurer’ul-Hikem, 759

[242] el-Bihar, 71/139/27

[243] a.g.e. s. 159/75

[244] a.g.e. 78/54/99

[245] Gurer’ul-Hikem, 2243

[246] Nehc’ul-Belađa, 349. hikmet

[247] Gurer’ul-Hikem, 410

[248] a.g.e. 9909

[249] a.g.e. 3397

[250] a.g.e. 8960

[251] el-Bihar, 78/202/33

[252] a.g.e. 71/139/26

[253] Gurer’ul-Hikem, 3432

[254] Muheccet’ul-Beyza, 8/90

[255] Tevbe suresi, 72. ayet

[256] Al-i Ýmran suresi, 162. ayet

[257] el-Bihar, 78/81/74

[258] a.g.e. 70/78/13

[259] a.g.e. s. 312/11

[260] a.g.e. 78/136/13

[261] el-Hisal, 209/31

[262] Nehc’ul-Belađa, 183. hutbe

[263] a.g.e.

[264] Nehc’ul-Belađa, 129. hutbe

[265] Gurer’ul-Hikem, 5410

[266] el-Bihar, 82/134/17

[267] a.g.e. s. 143/26

[268] a.g.e. 70/26/29

[269] Tuhef’ul-Ukul, 40

[270] Gurer’ul-Hikem, 6344

[271] el-Bihar, 77/28/6

[272] el-Kafi, 2/372/2

[273] el-Bihar, 71/182/41

[274] a.g.e. s. 208/17

[275] Emali’et-Tusi, 29/31

[276] el-Bihar, 77/156/132

[277] a.g.e. s. 178/10

[278] a.g.e. 73/393/7

[279] a.g.e. 75/380/42

[280] Emali’es-Seduk, 91/3

[281] el-Bihar, 77/234/3

[282] Al-i Ýmran suresi, 159. ayet

[283] Hicr suresi, 88. ayet

[284] Furkan suresi, 63. ayet

[285] el-Kafi, 2/119/4

[286] a.g.e. h. 6

[287] Kenz’ul-Ummal, 5367

[288] el-Bihar, 71/349/19

[289] el-Kafi, 2/120/11

[290] a.g.e. h. 13

[291] Gurer’ul-Hikem, 1497

[292] el-Kafi, 2/120/15

[293] Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 6/339

[294] a.g.e.

[295] Emali’es-Seduk, 28/4

[296] Emali’et-Tusi, 521/1150

[297] Gurer’ul-Hikem, 294

[298] a.g.e. 6114

[299] Nehc’ul-Belađa, 46. mektup, Gurer’de, 2385

[300] Nehc’ul-Belađa, 31. mektup

[301] Gurer’ul-Hikem, 3878

[302] a.g.e. 6473

[303] a.g.e. 7504

[304] a.g.e. 975

[305] a.g.e. 2302

[306] Nehc’ul-Belađa, 183. hutbe

[307] a.g.e.

[308] a.g.e. 23. hutbe

[309] el-Kafi, 2/120/14

[310] a.g.e. s. 119/5

[311] a.g.e. s. 120/12

[312] Kenz’ul-Ummal, 5363

[313] a.g.e. 5370

[314] el-Kafi, 2/118/2

[315] a.g.e. h. 1

[316] Gurer’ul-Hikem, 7296

[317] Nehc’ul-Belađa, 69. mektup

[318] el-Kafi, 2/87/5

[319] Kenz’ul-Ummal, 5348

[320] el-Kafi, 2/86/1

[321] a.g.e. s. 119/7

[322] a.g.e. s. 120/16

[323] el-Bihar, 78/128/11

[324] Gurer’ul-Hikem, 902

[325] a.g.e. 1746

[326] a.g.e. 1778

[327] a.g.e. 2187

[328] el-Bihar, 78/269/109

[329] a.g.e. 73/386/6

[330] a.g.e. 75/352/62

[331] Nehc’ul-Belađa, 31. mektup

[332] Ahzap suresi, 52. ayet

[333] Nisa suresi, 1. ayet

[334] Hud suresi, 93. ayet

[335] Ýkbal’ul-A’mal, 3/336

[336] Kaf suresi, 18. ayet

[337] Nehc’ul-Belađa, 157. hutbe

[338] el-Bihar, 5/329/27

[339] Gurer’ul-Hikem, 2429

[340] Kenz’ul-Ummal, 5709

[341] Gurer’ul-Hikem, 10947

[342] el-Kafi, 2/454/5

[343] el-Bihar, 14/289, 293/14

[344] Gurer’ul-Hikem, 5938

[345] el-Bihar, 77/87/3

[346] a.g.e. s. 349/30

[347] Gurer’ul-Hikem, 5205

[348] Nehc’ul-Belađa, 76. hutbe

[349] el-Bihar, 7/325/20

[350] el-Kafi, 455/12

[351] Tuhef’ul-Ukul, 220

[352] Gurer’ul-Hikem, 6540

[353] el-Kafi, 2/454/4

[354] el-Bihar, 78/277/113

[355] Emali’es-Seduk, 321/4

[356] el-Bihar, 78/327/5

[357] a.g.e. 77/267/1

[358] a.g.e. 78/140/32

[359] Muheccet’ul-Beyza, 8/162

[360] el-Bihar, 78/6/58

[361] el-Hisal, 525/13; Mean’il-Ahbar, 334

[362] el-Bihar, 78/321/18

[363] a.g.e. 16/150/4

[364] Emali’et-Tusi, 68/99

[365] Gurer’ul-Hikem, 7370

[366] Nehc’ul-Belađa, 390. hikmet

[367] Kenz’ul-Ummal, 5381

[368] Gurer’ul-Hikem, 3641

[369] Nehc’ul-Belađa, 53. mektup, bak. tüm söze

[370] es-Sahifet’us-Seccadiye, 41, 6. dua

[371] Kenz’ul-Ummal, 43081

[372] el-Bihar, 5/329/25

[373] a.g.e. 73/124/112

[374] el-Bihar, 77/266/1

[375] el-Kafi, 2/453/2

[376] Muheccet’ul-Beyza, 8/168

[377] a.g.e. s. 170

[378] Bakara suresi, 185. ayet

[379] Kenz’ul-Ummal, 23688

[380] a.g.e. 22743

[381] el-Bihar, 96/344/8

[382] a.g.e. s. 346/12

[383] a.g.e. 96/347/13

[384] a.g.e. s. 375/63

[385] es-Sahifet’us-Seccadiye, 165, 44. dua

[386] es-Sahifet’us-Seccadiye, 175, 45. dua

[387] Emali’es-Seduk, 84/4

[388] a.g.e. 44/1

[389] a.g.e. 56/2

[390] el-Bihar, 96/342/6

[391] a.g.e. s. 348/14

[392] Sevab’ul-A’mal, 90/5

[393] el-Bihar, 96/348/15

[394] bak. Bihar, 96/350, s. 360, s. 366, s. 372, 97/63

[395] bak. Kenz’ul-Ummal, 8/461 ve s. 467-470

[396] el-Bihar, 74/74/62

[397] Uyun-u Ahbar’ir-Rýza (a.s), 1/295/53

[398] el-Bihar, 96/362/29

[399] Emali’es-Seduk, 52/2

[400] el-Bihar, 96/342/6

[401] a.g.e. s. 347/13

[402] a.g.e. s. 342/6

[403] Enfal suresi, 60. ayet

[404] Enfal suresi, 17. ayet

[405] Fil suresi, 4. ayet

[406] Sahih-i Muslim, 1917

[407] a.g.e. 1919

[408] Kenz’ul-Ummal, 10812

[409] a.g.e. 10841

[410] a.g.e. 10844

[411] a.g.e. 10847

[412] el-Kafi, 5/49/11

[413] a.g.e. s. 50/13

[414] Hadid suresi, 27. ayet

[415] el-Bihar, 8/170/112

[416] a.g.e. 83/381/49

[417] a.g.e. s. 382/53

[418] a.g.e. 70/115/2

[419] Kenz’ul-Ummal, 4496

[420] Bakara suresi, 283. ayet

[421] el-Bihar, 103/159/4

[422] a.g.e. s. 158/2

[423] el-Fakih, 3/313/4119

[424] Vesail’uţ-Ţia, 13/123

[425] Muddessir suresi, 38. ayet

[426] Tur suresi, 21. ayet

[427]- Muddessir suresi, 38. ayet

[428] Nehc’ul-Belađa, 343. hikmet

[429] a.g.e. 183. hutbe

[430] a.g.e. 190. Hutbe

[431] a.g.e. 89. hutbe

[432] a.g.e. 31. mektup

[433] a.g.e. 17. hutbe

[434] a.g.e. 13. hutbe

[435] a.g.e. 45. mektup

[436] a.g.e. 83. hutbe

[437] a.g.e. 226. hutbe

[438] a.g.e. 222. hutbe

[439] a.g.e. 16. hutbe

[440] Ýsra suresi, 85. ayet

[441] el-Bihar, 61/42/14

[442] a.g.e. s. 40/11

[443] a.g.e. 61/34/7

[444] a.g.e.

[445] et-Tevhid, 402/9

[446] Kenz’ul-Ummal, 24660

[447] a.g.e. 24740

[448] a.g.e. 24741

[449] a.g.e. 25560

[450] Emali’et-Tusi, 411/924

[451] Gurer’ul-Hikem, 2057

[452] Tuhef’ul-Ukul, 189

[453] el-Kafi, 1/271/1

[454] a.g.e. s. 272/2

[455] el-Bihar, 61/40/10

[456] Cami’ul-Ahbar, 488/1360

[457] el-Bihar, 61/43/19

[458] Miţkat’ul-Envar, 34

[459] a.g.e. 184

[460] Gurer’ul-Hikem, 8763

[461] Miţkat’ul-Envar, 184

[462] Gurer’ul-Hikem, 4852

[463] el-Bihar, 72/69/1

[464] Gurer’ul-Hikem, 1633

[465] Tuhef’ul-Ukul, 222

[466] Nehc’ul-Belađa, 5. hutbe

[467] a.g.e. 220. hutbe

[468] a.g.e. 371. hikmet

[469] Gurer’ul-Hikem, 8947

[470] a.g.e. 1316

[471] a.g.e. 1651

[472] a.g.e. 328-329

[473] a.g.e. 4618

[474] el-Hisal, 64/95

[475] Tuhef’ul-Ukul, 370

[476] el-Bihar, 78/453/21

[477] a.g.e. 81/195/52

[478] Gurer’ul-Hikem, 8305

[479] a.g.e. 7339

[480] Nehc’ul-Belađa, 45. mektup

[481] Nur’us-Sakaleyn, 4/553/65

[482] Gurer’ul-Hikem, 543

[483] a.g.e. 7625

[484] Nehc’us-Saade, 1/460

[485] el-Ýrsad’ul-Kulup, 201

[486] Gurer’ul-Hikem, 5098

[487] Nehc’ul-Belađa, 53. mektup

[488] el-Bihar, 1/226/17

[489] Kenz’ul-Ummal, 44176

[490] Gurer’ul-Hikem, 2497

[491] a.g.e. 10899

[492] Tenbih’ul-Havatir, 2/122

[493] Vakýa suresi, 63-67. ayetler

[494] el-Hisal, 323/9

[495] el-Bihar, 103/64/4, bak. Tüm hadis

[496] el-Kafi, 5/261/6

[497] a.g.e. s. 260/5

[498] a.g.e. s. 261/7

[499] el-Bihar, 103/66/16

[500] Kurb’ul-Ýsnad, 115/404

[501] Mustedrek’ul-Vesail, 13/460/15893

[502] a.g.e. 13/460/15892

[503] el-Kafi, 5/260/2

[504] a.g.e. h. 1

[505] Mustedrek’ul-Vesail, 13/461/15898

[506] Vesail’uţ-Ţia, 12/25/3

[507] Tevbe suresi, 103. ayet

[508] Emali’et-Tusi, 522/1157

[509] a.g.e. s. 693/1474

[510] Bakara suresi, 110. ayet

[511] el-Bihar, 96/12/17

[512] Miţkat’ul-Envar, 46

[513] Vesail’uţ-Ţia, 6/3/1

[514] el-Fakih, 2/8/1580

[515] Ýlel’uţ-Ţerayi, 369/2, bak. Vesail’uţ-Ţia, 6/3/2, 3

[516] Ýlel’uţ-Ţerayi’, 369/1

[517] el-Bihar, 96/28/57

[518] Ýlel’uţ-Ţerayi’, 368/1

[519] el-Fakih, 2/7/1579

[520] el-Bihar, 96/23/54

[521] a.g.e. 78/183/8

[522] Nehc’ul-Belađa, 252. hikmet

[523] el-Bihar, 96/23/56

[524] a.g.e. 78/381/1

[525] el-Kafi, 3/498/6

[526] Vesail’uţ-Ţia, 6/256/5

[527] el-Bihar, 69/393/73

[528] a.g.e. 96/28/57

[529] el-Kafi, 2/374/2

[530] el-Bihar, 73/373/8

[531] a.g.e. 78/60/138

[532] a.g.e. 96/21/50

[533] a.g.e. h. 48

[534] a.g.e. s. 12/15

[535] Fussilet suresi, 7. ayet

[536] el-Bihar, 96/29/57

[537] el-Hisal, 451/56

[538] el-Bihar, 77/58/3

[539] Sevab’ul-A’mal, 281/7

[540] el-Bihar, 96/8/3

[541] a.g.e. s. 15/29

[542] a.g.e. s. 21/49

[543] Nehc’ul-Belađa, 199. hutbe

[544] Mearic suresi, 24-25. ayetler

[545] el-Kafi, 3/498/8

[546] el-Kafi, 3/501/14

[547] Tevbe suresi, 60. ayet

[548] el-Kafi, 3/501/16

[549] Vesail’uţ-Ţia, 6/146/8

[550] el-Kafi, 3/500/13

[551] Gurer’ul-Hikem, 5448

[552] a.g.e. 5449

[553] a.g.e. 5450

[554] Nehc’ul-Belađa, 211. hikmet

[555] Gurer’ul-Hikem, 5453

[556] a.g.e. 5454

[557] a.g.e. 5455

[558] a.g.e.5457

[559] a.g.e. 5458

[560] el-Bihar, 78/247/77

[561] Gurer’ul-Hikem, 7301

[562] el-Bihar, 74/223/7

[563] a.g.e. 78/268/182

[564] a.g.e. 96/7/1

[565] a.g.e. 78/99/1

[566] a.g.e. 81/181/28

[567] a.g.e. 78/268/182

[568] Gurer’ul-Hikem, 5452

[569] el-Fakih, 2/183/2085

[570] Vesail’uţ-Ţia, 6/220/4

[571] Bakara suresi, 151. ayet

[572] Cuma suresi, 2. ayet ve bak. Al-i Ýmran suresi, 164. ayet

[573] Ţems suresi, 9. ayet

[574] Naziat suresi, 18. ayet

[575] Fatýr suresi, 18. ayet

[576] A’la suresi, 14. ayet

[577] Nur’us-Sakaleyn, 5/586/8

[578] Tenbih’ul-Havatir, 2/119

[579] Durr’ul-Mensur, 8/484

[580] a.g.e. s. 485

[581] Al-i Ýmran suresi, 77. ayet

[582] Nur’us-Sakaleyn, 1/356/200

[583] a.g.e. s. 357/205

[584] a.g.e. h. 207

[585] a.g.e. s. 356/201

[586] Tenbih’ul-Havatir, 2/121

[587] el-Bihar, 75/211/6

[588] Tuhef’ul-Ukul, 356

[589] el-Bihar, 78/80/66

[590] Gurer’ul-Hikem, 3252

[591] Uyun-u Ahbar’ir-Rýza (a.s), 2/54/204

[592] Gurer’ul-Hikem, 8028

[593] el-Bihar, 77/213/1

[594] Gurer’ul-Hikem, 2093

[595] a.g.e. 7890

[596] Uyun-u Ahbar’ir-Rýza (a.s), 2/53/204

[597] Gurer’ul-Hikem, 9054

[598] Tuhef’ul-Ukul, 85

[599] Uyun-u Ahbar’ir-Rýza (a.s), 2/177/5

[600] Ýsra suresi, 32. ayet

[601] el-Bihar, 79/19/5

[602] a.g.e. s. 20/9

[603] a.g.e. s. 26/28

[604] Nehc’ul-Belađa, 305. hikmet

[605] el-Bihar, 76/366/30

[606] a.g.e. 79/19/6

[607] Sevab’ul-A’mal, 312/5

[608] el-Bihar, 79/26/27

[609] a.g.e. 76/366/30

[610] a.g.e. 79/24/19

[611] a.g.e. 103/368/2

[612] Nehc’ul-Belađa, 252. hikmet

[613] el-Bihar, 79/22/15

[614] a.g.e. s. 23/18

[615] a.g.e. h. 18

[616] a.g.e. s. 19/4

[617] el-Kafi, 2/374/2

[618] el-Bihar, 79/27/31

[619] et-Tehzib, 3/148/318

[620] Kenz’ul-Ummal, 13026 bak. Tüm söze

[621] Tenbih’ul-Havatir, 1/28

[622] a.g.e. s. 62

[623] Nur suresi, 2. ayet

[624] el-Bihar, 79/33/2

[625] a.g.e. h.

[626] Uyun-u Ahbar’ir-Rýza (a.s), 2/97/1

[627] el-Kafi, 7/189/1

[628] a.g.e. h. 4

[629] Fatýr suresi, 18. ayet

[630] Zumer suresi, 7. ayet

[631] Ýsra suresi, 15. ayet

[632] En’am suresi, 164. ayet

[633] Necm suresi, 36-38

[634] Kenz’ul-Ummal, 13091

[635] el-Bihar, 75/279/2

[636] a.g.e. 79/19/3

[637] a.g.e. s. 18/1

[638] el-Hisal, 217/40

[639] el-Bihar, 79/115/9

[640] a.g.e. s. 114/1

[641] Uyun-u Ahbar’ir-Rýza (a.s), 2/11/24

[642] el-Bihar, 79/24/22

[643] Sevab’ul-A’mal, 265/12

[644] el-Bihar, 79/27/32

[645] Emali’es-Seduk, 238/6

[646] Gurer’ul-Hikem, 2021

[647] Mustedrek’ul-Vesail, 12/51/13488

[648] el-Bihar, 70/322

[649] Gurer’ul-Hikem, 1713

[650] a.g.e. 550

[651] Nehc’ul-Belađa, 4. hikmet

[652] el-Bihar, 73/49/20

[653] a.g.e. 73/52/24

[654] a.g.e. 77/96/1

[655] Mustedrek’ul-Vesail, 12/50/13488

[656] Tuhef’ul-Ukul, 30

[657] el-Bihar, 77/94/1

[658] a.g.e. 13/349/37

[659] Emali’et-Tusi, 181/303

[660] el-Bihar, 40/330/13

[661] Gurer’ul-Hikem, 487

[662] a.g.e. 412

[663] a.g.e. 516

[664] a.g.e. 6098

[665] el-Kafi, 2/128/3

[666] Al-i Ýmran suresi, 153. ayet

[667] Hadid suresi, 23. ayet

[668] el-Bihar, 78/70/27

[669] a.g.e. 70/317/23

[670] Sahifet’us-Seccadiye, 91, 21. dua

[671] el-Bihar, 10/120/1

[672] Tenbih’ul-Havatir, 2/114

[673] Tuhef’ul-Ukul, 58

[674] el-Bihar, 77/172/8/

[675] a.g.e. 70/310/4

[676] Kenz’ul-Ummal, 6059

[677] elBihar, 70/310/2

[678] Gurer’ul-Hikem, 1259

[679] a.g.e. 1844

[680] a.g.e. 3086

[681] Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 6/230

[682] Tuhef’ul-Ukul, 225

[683] el-Bihar, 70/315/20

[684] Uyun-u Ahbar’ir-Rýza (a.s), 2/52/199

[685] Tuhef’ul-Ukul, 272

[686] Bihar, 78/37/3

[687] a.g.e. 77/20/4

[688] El-Ýrsad, 1/298

[689] Bihar, 78/349/6

[690] a.g.e. 70/315/20

[691] Tenbih’ul-Havatir, 2/213

[692] Bihar, 78/8/64

[693] a.g.e. 70/320/36

[694] Nehc’ul-Belađa, 113. hutbe

[695] A’lam’ud-Din, 304

[696] Gurer’ul-Hikem, 1120

[697] a.g.e. 2922

[698] a.g.e. 3099

[699] Mustedrek’ul-Vesail, 12/47/13481

[700] Emali’es-Seduk, 531/2

[701] Gurer’ul-Hikem, 5488

[702] a.g.e. 6987

[703] Tuhef’ul-Ukul, 76

[704] Bihar, 73/64/31

[705] Gurer’ul-Hikem, 8604

[706] a.g.e. 3209

[707] Bihar, 78/159/19

[708] a.g.e. s. 301/1

[709] a.g.e. 377/3

[710] Gurer’ul-Hikem, 2832

[711] a.g.e. 10195

[712] Bihar, 78/320/9

[713] a.g.e. 77/22/6

[714] Gurer’ul-Hikem, 6987

[715] a.g.e. 7000

[716] A’lam’ud-Din, 340

[717] Bihar, 78/136/11

[718] a.g.e. 70/311/10

[719] a.g.e. 77/80/3

[720] a.g.e. s. 163/187

[721] Hilyet’ul-Evliya, 8/135

[722] Bihar, 77/80

[723] a.g.e. 78/63/155

[724] a.g.e. 102/104/2

[725] a.g.e. 73/122/110

[726] a.g.e. 70/56/28

[727] Kenz’ul-Ummal, 1696 ve bak. 1697, 1699, 1221

[728] Tenbih’ul-Havatir, 1/156

[729] Bihar, 70/317/23

[730] Gurer’ul-Hikem, 749-750

[731] a.g.e. 1835

[732] Nehc’ul-Belađa, 391. hikmet

[733] Gurer’ul-Hikem, 2275

[734] a.g.e. 3846

[735] a.g.e. 8816

[736] Bihar, 70/239/7

[737] Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 6/231

[738] Bihar, 73/49/20

[739] a.g.e. 77/94/1

[740] Tuhef’ul-Ukul, 281

[741] Nehc’ul-Belađa, 31. hikmet

[742] Gurer’ul-Hikem, 1316

[743] a.g.e. 328-329

[744] Bihar, 77/212/1

[745] Gurer’ul-Hikem, 9734

[746] Bihar, 77/378/1

[747] Nehc’ul-Belađa, 31. mektup

[748] a.g.e. 371. hikmet

[749] Kenz’ul-Ummal, 6060

[750] Tuhef’ul-Ukul, 358

[751] A’lam’ud-Din, 343

[752] Emali’es-Seduk, 27/4

[753] Nehc’ul-Belađa, 113. hikmet

[754] Bihar, 78/139/22

[755] a.g.e. s. 308/1

[756] a.g.e. 77/80/1

[757] a.g.e. s. 206/1

[758] Gurer’ul-Hikem, 8480-8481

[759] el-Kafi, 2/129/6

[760] Yusuf suresi, 20. ayet

[761] Gurer’ul-Hikem, 10168

[762] a.g.e. 10984

[763] Nehc’ul-Belađa, 109. hutbe

[764] Muheccet’ul-Beyza, 7/347

[765] Bihar, 78/68/16

[766] Nehc’ul-Belađa, 28. hikmet

[767] Emali’es-Seduk, 401/2

[768] Bihar, 73/56/28

[769] Gurer’ul-Hikem, 4078-4079

[770] Nur suresi, 32. ayet

[771] Rum suresi, 21. ayet

[772] Ra’d suresi, 38. ayet

[773] Mekarim’ul-Ahlak, 1/449/1541

[774] Bihar, 103/220/18

[775] a.g.e. s. 222/40

[776] el-Muheccet’ul-Beyza, 3/53

[777] a.g.e. s. 54

[778] Kenz’ul-Ummal, 44407

[779] Bihar, 103/220/23

[780] a.g.e. 10/93/1

[781] Muheccet’ul-Beyza, 3/53

[782] Kenz’ul-Ummal, 44441

[783] Bihar, 103/221/34

[784] Kenz’ul-Ummal, 44403

[785] Bihar, 103/220/22

[786] Muheccet’ul-Beyza, 3/54

[787] Kurb’ul-Ýsnad, 20/67

[788] Bihar, 103/219/15

[789] a.g.e. s. 221/25

[790] Nur suresi, 32. ayet

[791] Bihar, 103/217/1

[792] a.g.e. s. 222/38

[793] Kenz’ul-Ummal, 44460

[794] a.g.e. 44443

[795] Nur’us-Sakaleyn, 3/597/141

[796] a.g.e. 5/699/3

[797] Bihar, 103/219/13

[798] a.g.e. s. 221/27

[799] a.g.e. s. 220/19

[800] a.g.e. h. 21

[801] Kenz’ul-Ummal, 44449

[802] a.g.e. 44448

[803] el-Kafi, 5/331/2

[804] Bihar, 77/192/11

[805] el-Hisal, 141/162

[806] Bihar, 103/222/41

[807] a.g.e. 16/223/22

[808] a.g.e. 76/362/30

[809] a.g.e. 103/235/19

[810] Vesail’uţ-Ţia, 14/21/2

[811] Sunen-uÝbn-i Mace, 1859

[812] Kenz’ul-Ummal, 44588

[813] a.g.e. 44590

[814] a.g.e. 44602

[815] Bihar, 103/372/3

[816] a.g.e. h. 7

[817] Mekarim’ul-Ahlak, 1/446/1534

[818] Nisa suresi, 4. ayet

[819] Nur’us-Sakaleyn, 1/440/42

[820] a.g.e. h. 43

[821] Mean’il-Ahbar, 152/1

[822] Bihar, 103/237/25

[823] Kenz’ul-Ummal, 44707

[824] a.g.e. 44721

[825] a.g.e. 44731

[826] Mean’il-Ahbar, 144/1

[827] Kenz’ul-Ummal, 44559

[828] a.g.e. 44556

[829] a.g.e. 44557

[830] a.g.e. 44594

[831] Kenz’ul-Ummal, 313

[832] Mekarim’ul-Ahlak, 1/452/1546

[833] Bihar, 79/142/55

[834] a.g.e. 103/371/2

[835] a.g.e. s. 377/8

[836] Mekarim’ul-Ahlak, 1/443/1525

[837] Bihar, 103/232/10

[838] a.g.e. s. 237/35

[839] a.g.e. s. 231/6

[840] Tuhef’ul-Ukul, 317

[841] Bihar, 103/234/15

[842] Kenz’ul-Ummal, 44771

[843] Bihar, 103/256/1

[844] a.g.e. s. 246/24

[845] el-Kafi, 5/508/6

[846] Sunen-uEbi Davud, 2140

[847] Bihar, 78/237/70

[848] a.g.e. 103/253/58

[849] a.g.e. s. 254/60

[850] a.g.e. 74/5/1

[851] Tuhef’ul-Ukul, 322

[852] el-Kafi, 5/569/59

[853] a.g.e. s. 510/1

[854] a.g.e. s. 567/50

[855] Bihar, 78/237/70

[856] a.g.e. 103/251/49

[857] el-Kafi, 5/507/4

[858] El-Ýrsad’ul-Kulup, 175

[859] Kenz’ul-Ummal, 44435

[860] Bihar, 104/132/1

[861] a.g.e. 79/268/5

[862] el-Hisal, 88/21

[863] Tenbih’ul-Havatir, 2/122

[864] Muheccet’ul-Beyza, 3/70

[865] Bihar, 103/253/55

[866] Vesail’uţ-Ţia, 14/116/1

[867] Sevab’ul-A’mal, 338/1

[868] Cami’ul-Ahbar, 447/1259

[869] Bihar, 77/229/2

[870] Sevab’ul-A’mmal, 339/1

[871] Bihar, 103/247/30

[872] Kenz’ul-Ummal, 44410

[873] a.g.e. 44451

[874] el-Kafi, 5/327/4

[875] Bihar, 103/222/37

[876] a.g.e. s. 238/39

[877] a.g.e. s. 217/2

[878] el-Kafi, 5/515/4

[879] el-Kafi, 5/515/2

[880] El-Ýrsad’ul-Kulub, 175

[881] Bihar, 103/240/52

[882] a.g.e.h. 53

[883] El-Fakih, 3/390/4370

[884] el-Kafi, 5/326/3

[885] Bihar, 103/224/4

[886] a.g.e. s. 228/27

[887] el-Kafi, 5/518/10

[888] Bihar, 78/136/13

[889] a.g.e. 77/157/135

[890] a.g.e. 104/69/2

[891] Nisa suresi, 3. ayet

[892] Bihar, 10/202/6

[893] Sevab’ul-A’mal, 333/1

[894] Kenz’ul-Ummal, 44820

[895] el-Kafi, 5/566/42

[896] Nur’us-Sakaleyn, 1/433/10

[897] Bihar, 103/279/2

[898] Kenz’ul-Ummal, 44617

[899] a.g.e. 44625

[900] a.g.e. 44628

[901] a.g.e. 44536

[902] a.g.e. 44531

[903] a.g.e. 44532

[904] Gurer’ul-Hikem, 5491

[905] a.g.e. 5492-5493

[906] Bihar, 77/192/11

[907] a.g.e. 74/345/4

[908] a.g.e. 74/345/6

[909] el-Kafi, 2/188/7

[910] a.g.e. s. 175/1

[911] Bihar, 74/347/8

[912] a.g.e. s. 348/10

[913] Kenz’ul-Ummal, 24665

[914] el-Kafi, 2/186/2

[915] Bihar, 77/208/1

[916] a.g.e. 2/144/6

[917] a.g.e. 74/353/26

[918] el-Kafi, 2/179/16

[919] Bihar, 74/355/36

[920] a.g.e. 78/202/33

[921] a.g.e. 74/355/36

[922] Gurer’ul-Hikem, 3139

[923] Bihar, 77/237/1

[924] Gurer’ul-Hikem, 8004

[925] a.g.e. 4087

[926] Bihar, 100/142/18

[927] a.g.e. s. 182/4

[928] Kurb’ul-Ýsnad, 65/205

[929] Ýlel’uţ-Ţerayi’, 460/5

[930] Bihar, 100/116/1

[931] Kamil’uz-Ziyarat, 336

[932] Bihar, 100/124/34

[933] Kamil’uz-Ziyarat, 38

[934] Bihar, 100/258/3

[935] a.g.e. s. 262/14

[936] a.g.e. s. 259/7

[937] Keţf-Gumme, 2/98

[938] Mean’il-Ahbar, 267/1

[939] Bihar, 100/141/14

[940] Kurb’ul-Ýsnad, 139/492

[941] Bihar, 100/257/1

[942] a.g.e. 101/4/14

[943] a.g.e. s. 13/5

[944] a.g.e. s. 37/50

[945] Emali’et-Tusi, 55/74

[946] Bihar, 101/51/1

[947] Sevab’ul-A’mal, 114/21

[948] Bihar, 101/141/6

[949] Bihar, 101/142/11

[950] a.g.e. 100/145/34

[951] el-Kafi, 4/579/1

[952] Bihar, 102/1/3

[953] a.g.e. s. 2/4

[954] a.g.e. s. 31/1

[955] Uyun-u Ahbar’ir-Rýza (a.s), 2/259/ 17

[956] a.g.e. s. 256/6

[957] a.g.e. s. 258/16

[958] a.g.e. 2/260/23

[959] a.g.e. s. 255/2

[960] el-Kafi, 4/583/3

[961] Bihar, 102/59/1

[962] a.g.e. s. 265/3

[963] a.g.e. s. 267/5

[964] Sevab’ul-A’mal, 124/1

[965] Bihar, 74/311/65

[966] Bihar, 74/354/29

[967] el-Hisal, 618/10

[968] Bihar, 102/296/6

[969] a.g.e. 78/71/35

[970] Nehc’ul-Belađa, 130. hikmet

[971] Miţkat’ul-Envar, 200

[972] Bihar, 93/203/41

[973] A’raf suresi, 31. ayet

[974] A’raf suresi, 32. ayet

[975] Bihar, 79/307/23

[976] el-Hisal, 268/3

[977] Bihar, 79/298/3

[978] a.g.e. s. 300/7

[979] El-Fakih, 1/123/283

[980] Nehc’us-Saade, 1/448

[981] Bihar, 46/324/1

[982] Kenz’ul-Ummal, 17357

[983] a.g.e. 17358

[984] a.g.e. 17365

[985] Hucurat suresi, 7. ayet

[986] Sahifet’us-Seccadiye, 83, 20. dua

[987] Gurer’ul-Hikem, 1745

[988] a.g.e. 5503

[989] a.g.e. 5466

[990] a.g.e. 5504

[991] a.g.e. 5471

[992] a.g.e. 5502

[993] Bihar, 71/391/51

[994] Gurer’ul-Hikem, 5461

[995] a.g.e. 5469

[996] a.g.e. 5462

[997] a.g.e. 5463

[998] a.g.e. 5465

[999] a.g.e. 5467

[1000] a.g.e. 5470

[1001] Bihar, 13/49/18

[1002] a.g.e. 77/131/41

[1003] a.g.e. 78/80/65

[1004] Gurer’ul-Hikem, 3470

[1005] Bihar, 71/337/2

[1006] Gurer’ul-Hikem, 9489

[1007] Bihar, 70/313/17

[1008] Tenbih’ul-Havatir, 2/229

[1009] Mustedrek’ul-Vesail, 12/44/13472

[1010] Neml suresi, 4. ayet

[1011] Fatýr suresi, 8. ayet

[1012] Yunus suresi, 12. ayet

[1013] Ankebut suresi, 38. ayet

[1014] Nahl suresi, 63. ayet

[1015] Enfal suresi, 48. ayet

[1016] Nehc’ul-Belađa, 7. hutbe

[1017] a.g.e. 64. hutbe

[1018] A’raf suresi, 6. ayet

[1019] Saffat suresi, 24. ayet

[1020] Hicr suresi, 92-93. ayetler

[1021] Kenz’ul-Ummal, 12911

[1022] Emali’el-Mufid, 261/3

[1023] Nehc’ul-Belađa, 167. hutbe

[1024] el-Kafi, 2/606/9

[1025] et-Tehzib, 3/146/317

[1026] Sahih-i Muslim, 1829

[1027] Kenz’ul-Ummal, 14636

[1028] Gurer’ul-Hikem, 7254

[1029] Ýsra suresi, 36. ayet

[1030] Miţkat’ul-Envar, 255

[1031] El-Fakih, 1/80/177

[1032] Nahl suresi, 43. ayet

[1033] Enbiya suresi, 7. ayet

[1034] Gurer’ul-Hikem, 1426

[1035] Kenz’ul-Ummal, 28662

[1036] Tuhef’ul-Ukul, 41

[1037] Gurer’ul-Hikem, 5595

[1038] Bihar, 78/161/21

[1039] Kenz’ul-Ummal, 29260

[1040] a.g.e. 29262

[1041] Tuhef’ul-Ukul, 56

[1042] Gurer’ul-Hikem, 7933-674

[1043] a.g.e. 4147

[1044] Nehc’ul-Belađa, 320. hikmet

[1045] Kenz’ul-Ummal, 4740

[1046] Nehc’ul-Belađa, 343. hikmet

[1047] Maide suresi, 101. ayet

[1048] Bakara suresi, 108. ayet

[1049] Hud suresi, 46-47. ayetler

[1050] Kenz’ul-Ummal, 916

[1051] Emali’et-Tusi, 511/1116

[1052] Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 18/267

[1053] Nur’us-Sakaleyn, 1/89/243

[1054] Durr’ul-Mensur, 1/189

[1055] Nur’us-Sakaleyn, 1/682/406

[1056] Nehc’ul-Belađa, 189. hutbe

[1057] Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 13/106

[1058] Bihar, 10/117/1

[1059] a.g.e. s. 118/1

[1060] el-El-Ýrsad, 1/330

[1061] Nehc’ul-Belađa, 93. hutbe

[1062] Bihar, 10/126/6

[1063] el-Mehasin, 1/328/664

[1064] Nehc’ul-Belađa, 85. hikmet

[1065] Gurer’ul-Hikem, 6758

[1066] Bihar, 2/117/15

[1067] a.g.e. s. 123/50

[1068] Mekarim’ul-Ahlak, 2/364/2661

[1069] Bihar, 2/119/25

[1070] el-Kafi, 1/42/6

[1071] a.g.e. h. 5

[1072] Bakara suresi, 273. ayet

[1073] el-El-Fakih, 4/375/5762

[1074] Gurer’ul-Hikem, 2110

[1075] Bihar, 96/158/37

[1076] Tuhef’ul-Ukul, 279

[1077] Gurer’ul-Hikem, 2129

[1078] a.g.e. 1801

[1079] Nehc’ul-Belađa, 396. hikmet

[1080] Bihar, 78/28/95

[1081] Vesail’uţ-Ţia, 6/309/15

[1082] Tenbih’ul-Havatir, 1/9

[1083] Bihar, 77/59/3

[1084] Gurer’ul-Hikem, 10425

[1085] Ýlel’uţ-Ţerayi’, 34/2

[1086] Gurer’ul-Hikem, 7993

[1087] Bihar, 77/87/3

[1088] Keţf’ul-Gumme, 2/247

[1089] Emali’et-Tusi, 508/1110

[1090] Bihar, 96/157/34

[1091] Bihar, 96/158/37, bak. Vesail’uţ-Ţia, 6/306, 32. bölüm

[1092] Kenz’ul-Ummal, 17142

[1093] Kenz’ul-Ummal, 16730

[1094] Cami’ul-Ahbar, 379/1063

[1095] a.g.e. h. 1061

[1096] Bihar, 96/154/22

[1097] a.g.e. s. 157/25

[1098] Gurer’ul-Hikem, 1019

[1099] el-Kafi, 4/21/7

[1100] a.g.e. s. 22/8

[1101] Bihar, 96/156/29

[1102] a.g.e. s. 152/16

[1103] el-Hisal, 135/148

[1104] Tuhef’ul-Ukul, 414

[1105] Bihar, 78/378/4

[1106] a.g.e. 96/156/29

[1107] a.g.e. s. 29

[1108] a.g.e. s. 158/37

[1109] Sevab’ul-A’mal, 325/1

[1110] Bihar, 96/155/25

[1111] a.g.e. s. 26

[1112] a.g.e. s. 158/37

[1113] Tefsir-ul Ayyaţi, 1/178/67

[1114] Sevab’ul-A’mal, 325/1

[1115] Kenz’ul-Ummal, 16693

[1116] el-Kafi, 2/138/2

[1117] Miţkat’ul-Envar, 184

[1118] Bihar, 96/158/37

[1119] Bihar, 96/160/38

[1120] a.g.e. s. 159/38

[1121] Nehc’ul-Belađa, 346. hikmet

[1122] a.g.e. 66. hikmet

[1123] a.g.e. 96/160/38

[1124] Gurer’ul-Hikem, 10744

[1125] A’lam’ud-Din, 304

[1126] Gurer’ul-Hikem, 4051

[1127] Tuhef’ul-Ukul, 321

[1128] Gurer’ul-Hikem, 7094

[1129] A’lam’ud-Din, 303

[1130] Keţf’ul-Gumme, 3/140

[1131] Derret’ul-Bahire, 39

[1132] Gurer’ul-Hikem, 8538

[1133] Durret’ul-Bahire, 37

[1134] Bihar, 2/63/15

[1135] Zuha suresi, 10. ayet

[1136] Tuhef’ul-Ukul, 172

[1137] Cami’ul-Ahbar, 385/1074

[1138] Miţkat’ul-Envar, 230

[1139] Tuhef’ul-Ukul, 300

[1140] Keţf’ul-Gumme, 2/244

[1141] Emali’et-Tusi, 299/589

[1142] el-Ýhtisas, 250

[1143] Uyun-u Ahbar’ir-Rýza (a.s), 2/179/2

[1144] Mekarim’ul-ahlak, 1/61/55

[1145] el-Kafi, 4/15/5

[1146] Bihar, 96/158/37

[1147] a.g.e. s. 170/2

[1148] a.g.e. s. 159/37

[1149] Kasas’ul-Enbiya, 126/127

[1150] Cami’ul-Ahbar, 378/1059

[1151] Emali’et-Tusi, 679/1445

[1152] Ýddet’ud-Dai, 91

[1153] a.g.e.

[1154] Vesail’eţ-Ţia, 11/49/1

[1155] Tuhef’ul-Ukul, 365

[1156] Bihar, 96/157/33

[1157] Nevadir’ur-Ravendi, 3

[1158] El-Fakih, 2/68/1743

[1159] Bihar, 96/180/21

[1160] a.g.e. 78/158/10

[1161] Nehc’ul-Belađa, 67. hikmet

[1162] el-Hisal, 133/144

[1163] Bihar, 78/9/64

[1164] Gurer’ul-Hikem, 3496

[1165] Tuhef’ul-Ukul, 492

[1166] el-Hisal, 570/1

[1167] Vesail’uţ-Ţia, 6/309/16

[1168] Kehf suresi, 84-93. ayetler

[1169] el-Kafi, 1/183/7

[1170] Metalib'us-Suul, 48

[1171] Gurer’ul-Hikem, 7281

[1172] a.g.e. 5510

[1173] a.g.e. 5511

[1174] a.g.e. 5512

[1175] a.g.e. 5513

[1176] a.g.e. 5514

[1177] a.g.e. 5515

[1178] a.g.e. 5516

[1179] a.g.e. 5517

[1180] a.g.e. 5518

[1181] a.g.e. 5519

[1182] a.g.e. 5520

[1183] a.g.e. 5521

[1184] a.g.e. 5522

[1185] a.g.e. 5523

[1186] a.g.e. 5524

[1187] a.g.e. 5525

[1188] a.g.e. 5526

[1189] a.g.e. 5527

[1190] a.g.e. 5528

[1191] a.g.e. 5529

[1192] a.g.e. 5530

[1193] a.g.e. 5531

[1194] a.g.e. 5533

[1195] a.g.e. 5532

[1196] a.g.e. 5534

[1197] a.g.e. 5535

[1198] a.g.e. 5536

[1199] a.g.e. 5537

[1200] a.g.e. 5538

[1201] a.g.e. 5541

[1202] a.g.e. 5539

[1203] a.g.e. 5540

[1204] a.g.e. 5542

[1205] a.g.e. 5543

[1206] a.g.e. 5544

[1207] a.g.e. 5545

[1208] a.g.e. 5546

[1209] a.g.e. 5547

[1210] a.g.e. 5548

[1211] a.g.e. 5549

[1212] Nehc’ul-Belađa, 192. hutbe

[1213] a.g.e. 31. mektup

[1214] Gurer’ul-Hikem, 1401

[1215] Nehc’ul-Belađa, 176. hutbe

[1216] Kenz’ul-Ummal, 8094

[1217] a.g.e. 8093

[1218] Bihar, 75/148/6

[1219] En’am suresi, 108. ayet

[1220] Nehc’ul-Belađa, 206. hutbe; Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 11/21

[1221] Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 3/181, bak. Tüm söze

[1222] Emali’el-Mufid, 118/2

[1223] Ýlel’uţ-Ţerayi’, 577/1

[1224] Kenz’ul-Ummal, 8109

[1225] a.g.e. 2120

[1226] a.g.e. 8141

[1227] Nur’us-Sakeleyn, 5/4/12

[1228] el-Kafi, 2/360/3

[1229] Tuhef’ul-Ukul, 412

[1230] Tenbih’ul-Havatir, 1/111

[1231] el-Kafi, 2/360/4

[1232] Gurer’ul-Hikem, 9602

[1233] A’lam’ud-Din, 305

[1234] Tenbih’ul-Havatir, 1/111

[1235] Bihar, 74/46/6

[1236] Emali’et-Tusi, 365/769

[1237] el-Kafi, 7/259/21

[1238] Nehc’us-Saade, 2/698

[1239] Nehc’ul-Belađa, 57. hutbe; Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 4/54

[1240] Emali’el-Mufid, 120/4

[1241] Kenz’ul-Ummal, 31616

[1242] Nehc’ul-Belađa, 420. hikmet

[1243] Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 4/56

[1244] Kenz’ul-Ummal, 8133

[1245] a.g.e. 8134

[1246] Saffat suresi, 159. ayet

[1247] Saffat suresi, 180. ayet

[1248] Durr’ul-Mensur, 1/269

[1249] Mean’il-Ahbar, 10/3

[1250] a.g.e. 9/2

[1251] Ýsra suresi, 44. ayet

[1252] Ra’d suresi, 13. ayet

[1253] Enbiya suresi, 79. ayet

[1254] Mehasin, 2/462/2597

[1255] Bihar, 60/177/5

[1256] a.g.e. h. 6

[1257] Bihar, 60/179/10

[1258] Nur’us-Sakaleyn, 3/444/119

[1259] a.g.e. s. 445/121

[1260] Dur’ul-Mensur, 1/26

[1261] Kenz’ul-Ummal, 10818

[1262] a.g.e. 10830

[1263] Bihar, 103/189/1

[1264] el-Kafi, 5/49/10

[1265] Hadid suresi, 21. ayet

[1266] Bakara suresi, 148. ayet

[1267] Maide suresi, 48. ayet

[1268] Nehc’ul-Belađa, 28. hutbe; Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 2/91

[1269] Nehc’ul-Belađa, 106. hutbe

[1270] Dur’ul-Mensur, 2/315

[1271] Nehc’ul-Belađa, 16. hutbe

[1272] a.g.e. 188. hutbe

[1273] Bakara suresi, 190. ayet

[1274] Bakara suresi, 195. ayet

[1275] Bakara suresi, 218. ayet

[1276] Al-i Ýmran suresi, 169. ayet

[1277] Sahih-i Muslim, 1904, bak. Sahih-i Muslim, 3/1512, 42. bölüm

[1278] Nur’us-Sakaleyn, 3/411/197

[1279] a.g.e. 5/311/9

[1280] Bihar, 78/58/128

[1281] Nehc’ul-Belađa, 220. hutbe

[1282] a.g.e. 87. hutbe

[1283] Dehr suresi, 3. ayet

[1284] Yusuf suresi, 108. ayet

[1285] Nehc’ul-Belađa, 157. hutbe

[1286] Gurer’ul-Hikem, 6150

[1287] a.g.e. 6674

[1288] a.g.e. 8749

[1289] a.g.e. 8774

[1290] a.g.e. 9240

[1291] Nehc’ul-Belađa, 30. mektup

[1292] Hac suresi, 77. ayet

[1293] ed-Deavet, Ravendi, 33/70

[1294] Ra’d suresi, 15. ayet

[1295] Rahman suresi, 6. ayet

[1296] Nahl suresi, 48-49. ayet

[1297] A’lak suresi, 19. ayet

[1298] Uyun-u Ahbar’ir-Rýza (a.s), 2/7/15

[1299] Bihar, 85/131/6

[1300] Gurer’ul-Hikem, 10888

[1301] a.g.e. 2210-2211

[1302] Bihar, 85/139/24

[1303] Misbah’uţ-Ţeria, 108

[1304] el-Hisal, 616/10

[1305] Sevab’ul-A’mal, 56/1

[1306] Ýlel’uţ-Ţerayi’, 340/1

[1307] Emali’et-Tusi, 664/1389

[1308] Bihar, 85/164/12

[1309] a.g.e. s. 137/17

[1310] Ýlel’uţ-Ţerayi’, 233/1

[1311] Gerçekten de ţehadet ederim ki Allah’tan baţka ilah yoktur, tam bir kulluk ve kölelik içinde diyorum ki, Allah’tan baţka ilah yoktur. Ýman ve sadakatle itiraf ediyorum ki Allah’tan baţka ilah yoktur.

[1312] Bihar, 85/166/17

[1313] Feth suresi, 29. ayet

[1314] Bihar, 71/344/4

[1315] Ýlel’uţ-Ţerayi’, 223/1

[1316] Bihar, 71/34/4

[1317] Ýlel’uţ-Ţerayi’, 341/1

[1318] Bihar, 85/153/14

[1319] Cin suresi, 18. ayet

[1320] Bakara suresi, 125. ayet

[1321] Bihar, 83/373/37

[1322] Emali’es-Seduk, 293/8

[1323] Bihar, 77/121/20

[1324] el-Kafi, 3/368/1

[1325] Bihar, 76/161/1

[1326] a.g.e. h. 2

[1327] a.g.e. 84/244/32

[1328] Bihar, 83/369/30

[1329] Tevbe suresi, 18. ayet

[1330] Mekarim’ul-Ahlak, 2/374/2661

[1331] Bihar, 83/349/2

[1332] Bihar, 76/336/1

[1333] a.g.e. 77/85/3

[1334] Emali’es-Seduk, 342/11

[1335] Bihar, 77/86/3

[1336] a.g.e. 83/348/1

[1337] el-Hisal, 142/163

[1338] Bihar, 83/354/7

[1339] a.g.e. s. 379/47

[1340] el-Hisal, 544/20

[1341] Bihar, 84/257/55

[1342] a.g.e. s. 9/83

[1343] Emali’es-Seduk, 344/1

[1344] Bihar, 83/373/40

[1345] Emali’es-Seduk, 318/16

[1346] Bihar, 84/3/73

[1347] Emali’et-Tusi, 47/57

[1348] Bihar, 100/215/6

[1349] a.g.e. s. 262/14

[1350] a.g.e. 11/58/59

[1351] el-Kafi, 3/495/3

[1352] Bihar, 100/434, 7. bölüm

[1353] Tevbe suresi, 107. ayet

[1354] Mecme’ul-Beyan, 5/110

[1355] Yusuf suresi, 33. ayet

[1356] Gurer’ul-Hikem, 1631

[1357] Nur’us-Sakaleyn, 2/432/97

[1358] a.g.e. s. 425/67

[1359] a.g.e. s. 473/224

[1360] Gurer’ul-Hikem, 1636

[1361] el-Kafi, 2/455/9

[1362] Maide suresi, 42. ayet

[1363] Kenz’ul-Ummal, 4358

[1364] a.g.e. 4357

[1365] el-Kafi, 5/127/2

[1366] Nur’us-Sakaleyn, 1/634/207

[1367] Yunus suresi, 81. ayet

[1368] Bihar, 79/210/2

[1369] Nehc’ul-Belađa, 400. hikmet

[1370] a.g.e. 79. hutbe

[1371] Bihar, 79/214/13

[1372] Mustedrek’ul-Vesail, 18/191/22476

[1373] a.g.e. s. 193/22479

[1374] Tefsir’ul-Mizan, 14/185

[1375] Bihar, 63/21/14

[1376] Durr’ul-Mensur, 1/244

[1377] Bihar, 79/75/2

[1378] a.g.e. s. 76/3

[1379] Nur’us-Sakaleyn, 4/19/61

[1380] Hucurat suresi, 11. ayet

[1381] Muminun suresi, 110. ayet

[1382] Sad suresi, 63. ayet

[1383] Bakara suresi, 14. ayet

[1384] Bihar, 77/102/1

[1385] Kenz’ul-Ummal, 8328

[1386] Nur’us-Sakaleyn, 1/35/22

[1387] Bihar, 75/144/9

[1388] Kenz’ul-Ummal, 15926

[1389] Bihar, 8/171/114

[1390] a.g.e. 71/355/17

[1391] a.g.e. 72/193/9

[1392] Emali’es-Seduk, 223/3

[1393] Bihar, 71/350/3

[1394] Gurer’ul-Hikem, 5602

[1395] a.g.e. 4511

[1396] Kenz’ul-Ummal, 16204

[1397] Gurer’ul-Hikem, 8

[1398] a.g.e. 61

[1399] a.g.e. 777

[1400] a.g.e. 1820

[1401] a.g.e. 2899

[1402] a.g.e. 3219

[1403] Bihar, 78/53/87

[1404] a.g.e. s. 7/59

[1405] Gurer’ul-Hikem, 2145

[1406] a.g.e. 914

[1407] a.g.e. 6404

[1408] a.g.e. 6440

[1409] a.g.e. 306

[1410] a.g.e. 779

[1411] a.g.e. 1600

[1412] a.g.e. 1738

[1413] a.g.e. 6161

[1414] a.g.e. 7106

[1415] a.g.e. 9561

[1416] Bihar, 73/308/37

[1417] el-Kafi, 4/41/13

[1418] Bihar, 71/354/16

[1419] el-Ýhtisas, 253

[1420] Bihar, 78/228/103

[1421] a.g.e. 73/307/34

[1422] Kenz’ul-Ummal, 16061

[1423] a.g.e. 16212

[1424] Bihar, 71/352/8

[1425] a.g.e. s. 357/22

[1426] Ýsra suresi, 29. ayet

[1427] Bihar, 69/407/115

[1428] Nehc’ul-Belađa, 33. hikmet

[1429] Bihar, 71/352/9

[1430] a.g.e. s. 353/10

[1431] a.g.e. h. 11

[1432] Mean’il-Ahbar, 256/3

[1433] Bihar, 71/357/21

[1434] a.g.e. s. 355/17

[1435] el-Kafi, 2/231/4

[1436] Bihar, 77/112/2

[1437] Gurer’ul-Hikem, 1928

[1438] Bihar, 77/173/8

[1439] Bihar, 75/68/2

[1440] Nehc’ul-Belađa, 162. hikmet

[1441] a.g.e. 48

[1442] Gurer’ul-Hikem, 5630

[1443] a.g.e. 5616

[1444] Nehc’ul-Belađa, 31. mektup, Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 16/96

[1445] Tuhef’ul-Ukul, 315

[1446] Ţerh-i Nehc’ul-Belađa, 6. hikmet; Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 18/97

[1447] Bihar, 75/71/17

[1448] Gurer’ul-Hikem, 7197

[1449] a.g.e. 10676

[1450] a.g.e. 2463

[1451] a.g.e. 3284

[1452] Bihar, 77/235/3

[1453] a.g.e. s. 269/1

[1454] a.g.e. 75/71/13

[1455] Gurer’ul-Hikem, 8941

[1456] Bihar, 75/71/15

[1457] Gurer’ul-Hikem, 2306

[1458] a.g.e. 2305

[1459] Miţkat’ul-Envar, 323

[1460] Gurer’ul-Hikem, 10265

[1461] a.g.e. 10166

[1462] a.g.e. 4662

[1463] Bihar, 75/69/4

[1464] Gurer’ul-Hikem, 5807

[1465] a.g.e. 5963

[1466] a.g.e. 8215

[1467] a.g.e. 5813

[1468] a.g.e. 2186

[1469] a.g.e. 6210

[1470] Tarýk suresi, 9. ayet

[1471] Bihar, 72/282/4

[1472] a.g.e. 71/365/10

[1473] Kenz’ul-Ummal, 5275

[1474] Nur’us-Sakaleyn, 5/462/8

[1475] Bihar, 72/290/13

[1476] Kenz’ul-Ummal, 5274

[1477] Gurer’ul-Hikem, 7313

[1478] a.g.e. 8261-8622

[1479] Kenz’ul-Ummal, 43166

[1480] Gurer’ul-Hikem, 8026

[1481] a.g.e. 6227

[1482] a.g.e. 4846

[1483] a.g.e. 5808

[1484] Nehc’ul-Belađa, 26. hikmet; Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 18/137

[1485] Bihar, 73/395/1

[1486] el-Kafi, 2/295/11

[1487] Bihar, 71/366/14

[1488] Tenbih’ul-Havatir, 1/41

[1489] Ýnsan suresi, 11. ayet

[1490] Ýnţikak suresi, 9. ayet

[1491] Gurer’ul-Hikem, 2023-2024

[1492] Bihar, 78/12/70

[1493] Tuhef’ul-Ukul, 323

[1494] Gurer’ul-Hikem, 1084

[1495] a.g.e. 4255

[1496] Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 15/140

[1497] Gurer’ul-Hikem, 2345

[1498] a.g.e. 5594

[1499] Metalib’us-Suul, 50

[1500] Bihar, 78/7/59

[1501] Nehc’ul-Belađa, 257. hikmet; Ţerhi Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 19/99

[1502] Sevab’ul-A’mal, 179/1

[1503] Kenz’ul-Ummal, 6008

[1504] a.g.e. 6009

[1505] Bihar, 74/413/27

[1506] el-Kafi, 2/189/6

[1507] a.g.e. s. 195/10

[1508] a.g.e. s. 188/1

[1509] a.g.e. 2/192/15

[1510] a.g.e. h. 14

[1511] Bihar, 74/313/69

[1512] el-Kafi, 2/200/4

[1513] Bihar, 74/312/69

[1514] a.g.e. 74/233/28

[1515] el-Kafi, 2/199/3

[1516] a.g.e. s. 190/8

[1517] a.g.e. s. 200/5

[1518] Yunus suresi, 83. ayet

[1519] Gafir suresi, 43. ayet

[1520] Ýsra suresi, 33. ayet

[1521] Maide suresi, 32. ayet

[1522] A’raf suresi, 31. ayet

[1523] Zumer suresi, 53. ayet

[1524] Gurer’ul-Hikem, 10092

[1525] Sahifet’us-Seccadiye, 86, 20. dua

[1526] Bihar, 78/97/2

[1527] Nehc’ul-Belađa, 21. mektup

[1528] Bihar, 72/192/9

[1529] a.g.e. 77/216/1

[1530] Gurer’ul-Hikem, 335

[1531] a.g.e. 2857

[1532] Nehc’ul-Belađa, 194. hutbe

[1533] Furkan suresi, 67. ayet

[1534] Gurer’ul-Hikem, 3406-3407

[1535] Nur’us-Sakaleyn, 4/29/104

[1536] a.g.e. h. 105

[1537] a.g.e. s. 31/109

[1538] Bihar, 72/206/7

[1539] Tuhef’ul-Ukul, 22

[1540] Bihar, 79/317/1

[1541] Nur’us-Sakaleyn, 1/621/158

[1542] Nehc’ul-Belađa, 126. hutbe

[1543] Derret’ul-Bahire, 43

[1544] Bihar, 71/346/10

[1545] Tefsir-i Ayyaţi, 2/288/58

[1546] Bihar, 75/303/7

[1547] Kenz’ul-Ummal, 26248

[1548] el-Kafi, 4/56/10

Kenz’ul-Ummal, 7366[1549]

[1550] Bihar, 77/165/2

[1551] a.g.e. 75/303/6

[1552] a.g.e. 79/317/1

[1553] Gurer’ul-Hikem, 1938

[1554] Maide suresi, 38. ayet

[1555] Uyun-u Ahbar’ir-Rýza (a.s), 1/289/36

[1556] Nur’us-Sakaleyn, 1/627/183

[1557] Kenz’ul-Ummal, 13226

[1558] a.g.e. 13334

[1559] a.g.e. 13335

[1560] a.g.e. 13334

[1561] a.g.e. 13335

[1562] Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 19/160; bak, Vesail’uţ-Ţia, 18/518/, 24. bölüm

[1563] el-Kafi, 7/225/1

[1564] a.g.e. s. 226/7

[1565] a.g.e. h. 6

[1566] Bihar, 79/186/19

[1567] el-Kafi, 7/226/8

[1568] Ýlel’uţ-Ţerayi’, 535/1

[1569] Vesail’uţ-Ţia, 18/510/5

[1570] el-Kafi, 7/230/2

[1571] a.g.e. s. 231/2

[1572] a.g.e. h. 3

[1573] Tehzib’ul-Ahkam, 10/122/489

[1574] Sahih-i Muslim, 1684

[1575] Bihar, 96/12/15

[1576] Nehc’ul-Belađa, 154. hutbe

[1577] Hud suresi, 105-108

[1578] Bihar, 10/184/5

[1579] Gurer’ul-Hikem, 1122

[1580] Nehc’ul-Belađa, 128. hutbe

[1581] a.g.e. 72. hutbe

[1582] Gurer’ul-Hikem, 3906

[1583] el-Hisal, 621/10

[1584] A’lam’ud-Din, 345

[1585] Bihar, 78/203/35

[1586] Gurer’ul-Hikem, 1293

[1587] a.g.e. 1569

[1588] Emali’et-Tusi, 426/953

[1589] Keţf’ul-Gumme, 3/137

[1590] Tuhef’ul-Ukul, 364

[1591] Nehc’ul-Belađa, 83. hutbe

[1592] a.g.e. 23

[1593] Gurer’ul-Hikem, 2479

[1594] a.g.e. 10028

[1595] a.g.e. 4717

[1596] a.g.e. 4323

[1597] a.g.e. 6489

[1598] a.g.e. 7425

[1599] a.g.e. 7887

[1600] a.g.e. 8246-8247

[1601] Bihar, 78/45/51

[1602] Kenz’ul-Ummal, 44216

[1603] Gurer’ul-Hikem, 10848

[1604] a.g.e. 10853

[1605] Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 17/30

[1606] Gurer’ul-Hikem, 5083

[1607] a.g.e. 9296

[1608] Tuhef’ul-Ukul, 55

[1609] Gurer’ul-Hikem, 1644

[1610] Bihar, 78/12/70

[1611] a.g.e. s. 63/146

[1612] Tuhef’ul-Ukul, 42

[1613] Ýlel’uţ-Ţerayi’, 580/11

[1614] Bihar, 76/149/3

[1615] a.g.e. 103/5/19

[1616] el-Hisal, 159/207

[1617] Nevadir’ur-Ravendi, 11

[1618] Bihar, 104/98/67

[1619] a.g.e. s. 95/37

[1620] Mekarim’ul-Ahlak, 1/477/1646

[1621] Gurer’ul-Hikem, 9447

[1622] a.g.e. 5147

[1623] a.g.e. 1231

[1624] a.g.e. 5152

[1625] el-Kafi, 3/258/27

[1626] Mean’il-Ahbar, 345/1

[1627] Gurer’ul-Hikem, 6223

[1628] Gurer’ul-Hikem, 5561

[1629] a.g.e. 5624

[1630] a.g.e. 3218

[1631] Bihar, 74/185/2

[1632] Gurer’ul-Hikem, 3396

[1633] Vakat’u Siffin, 108

[1634] Gurer’ul-Hikem, 2990

[1635] a.g.e. 3297

[1636] a.g.e. 3310

[1637] a.g.e. 3719

[1638] a.g.e. 3100

[1639] a.g.e. 9556

[1640] a.g.e. 2869

[1641] a.g.e. 7058

[1642] a.g.e. 7070

[1643] Gurer’ul-Hikem, 4067

[1644] a.g.e. 9361

[1645] El-Ýrsad, 2/204

[1646] Bihar, 78/210/87

[1647] Tuhef’ul-Ukul, 363

[1648] Bihar, 76/221/3

[1649] Kenz’ul-Ummal, 17469

[1650] a.g.e. 17470

[1651] a.g.e. 17471

[1652] Kehf suresi, 62. ayet

[1653] Bihar, 76/222/7

[1654] Kenz’ul-Ummal, 17521

[1655] Gurer’ul-Hikem, 1625

[1656] Bihar, 76/267/8

[1657] Nehc’ul-Belađa, 31. mektup; Ţerh-i Nehc’ul-Belađa-i Ýbn-i Ebi’l-Hadid, 16/113

[1658] Bihar, 76/277/8

[1659] Bihar, 100/103/5, bak. 76/226 ve s. 227 ve s. 231, s. 232, 29/28

[1660] Mekarim’ul-Ahlak, 1/540/1875

[1661] Bihar, 76/271/28

[1662] Kenz’ul-Ummal, 17550

[1663] a.g.e. 17552

[1664] a.g.e. 17548

[1665] Bihar, 76/267/8

[1666] a.g.e. 76/268/11

[1667] Mekarim’ul-Ahlak, 1/564/1955

[1668] Bihar, 76/273/31

[1669] Mekarim’ul-Ahlak, 1/536/1866

[1670] Bihar, 76/273/31

[1671] a.g.e. s. 275/30

[1672] Kenz’ul-Ummal, 17646

[1673] Bihar, 76/283/2

[1674] a.g.e. 76/266/1

[1675] a.g.e. h. 2

[1676] Mekarim’ul-Ahlak, 1/541/1876

[1677] Emali’el-Mufid, 44/3

[1678] Bihar, 10/108/1

[1679] a.g.e. 76/222/9

[1680] Vesail’uţ-Ţia, 8/338/1

[1681] el-Mehasin, 2/461/2595

[1682] Bihar, 96/118/16

[1683] Nehc’ul-Belađa, 280. hikmet

[1684] Kenz’ul-Ummal, 44163

[1685] Nehc’ul-Belađa, 77. hikmet

[1686] Tuhef’ul-Ukul, 442

[1687] Bihar, 10/114/1

[1688] a.g.e. 79/251/5

[1689] Gurer’ul-Hikem, 4034

[1690] a.g.e. 5486

[1691] a.g.e. 6569

[1692] Ýlel’uţ-Ţerayi’, 527/1

[1693] Gurer’ul-Hikem, 9770

[1694] a.g.e. 9813

[1695] El-Fakih, 3/165/3605

[1696] Gurer’ul-Hikem, 2655

[1697] a.g.e. 313

[1698] a.g.e. 834

[1699] a.g.e. 5135

[1700] a.g.e. 5552

[1701] a.g.e. 144

[1702] Nehc’ul-Belađa, 14. hutbe

[1703] a.g.e. 29. mektup

[1704] Gurer’ul-Hikem, 5645-5647

[1705] Bihar, 78/365/3

[1706] Tenbih’ul-Havatir, 2/231

[1707] Bakara suresi, 130. ayet

[1708] Bihar, 78/104/2

[1709] Tefsir’ul Ayyaţi, 1/220/22

[1710] el-Kafi, 2/322/1

[1711] Tehzib’ul-Ahkam, 9/182/731

[1712] Gurer’ul-Hikem, 3194

[1713] a.g.e. 8260

[1714] Bihar, 71/422/61

[1715] Gurer’ul-Hikem, 9171

[1716] a.g.e. 10817

[1717] Nehc’ul-Belađa, 211. hikmet

[1718] Gurer’ul-Hikem, 4088

[1719] Nehc’ul-Belađa, 224. hikmet

[1720] Bihar, 78/9/64

[1721] a.g.e. 73/301/5

[1722] Gurer’ul-Hikem, 10879

[1723] Bihar, 96/170/1

[1724] a.g.e. s. 172/8

[1725] Kenz’ul-Ummal, 16063

[1726] a.g.e. 16380

[1727] Bihar, 96/172/8

[1728] a.g.e. s. 170/1

[1729] el-Kafi, 2/201/5

[1730] Bihar, 96/173/13

[1731] Kenz’ul-Ummal, 16377

[1732] Bihar, 75/455/24

[1733] Kenz’ul-Ummal, 17518

[1734] Kenz’ul-Ummal, 13139

[1735] Bihar, 79/131/20

[1736] Kenz’ul-Ummal, 13764

[1737] el-Kafi, 6/409/9

[1738] Hicr suresi, 72. ayet

[1739] Bihar, 10/114/1

[1740] Gurer’ul-HÝkem, 10948

[1741] Mekarim’ul-Ahlak, 2/352/266

[1742] Gurer’ul-Hikem, 2555

[1743] a.g.e. 5651

[1744] el-Kafi, 3/371/15

[1745] Nehc’ul-Belađa, 31. hikmet

[1746] a.g.e. 187. hutbe

[1747] a.g.e. 34. hutbe

[1748] a.g.e. 109. hutbe

[1749] a.g.e. 153. hutbe