GADİR
SAYFASI
Hz. Fatıma'tüz Zehra (Selamullahi aleyha)
Kemal Şükrü SEVİNDİK
GECELEYİN GİZLİCE DEFNEDİLEN
MUKADDES KADIN
"Hz. Fâtıma (Aleyhesselam)
Karanlığın
her şeyi esir alıp, uykunun bütün gözleri bürüdüğü gecenin geç
vaktinde bir mukaddes cenaze sessizce mezarlığa doğru
ilerliyordu. Altı ve yedi yaşlarında ki iki oğlu ile
eşinin de bulunduğu on iki kişilik topluluk, bu mukaddes
cenazeyi sanki her şeyden gizler ve kaçırırcasına
defnettiler. Mezarın yerinin belli olmaması içinde
mezarlığın muhtelif yerlerinde sekiz on taneye yakın yeni
mezar yeri açtılar!
Yirmi yedi
yaşında vefat etmişti. Yirmi yedi yıla öylesine bir hayat
sığdırmış, öylesine bir örneklik
sergilemişti ki, artık; onun anneliği, eş oluşu, çocuk terbiyesi, ilmi, ahlakı ve bir kadın olarak hayatın ortasında sergilediği şahsiyet kıyamete kadar emsalsiz bir örnek olarak
yolları aydınlatacaktı!
Dünya ve ahiret kadınlarının
efendisi, yüce İslam Peygamberi (saa)'nin biricik
kızı Fatıma(sa)'dır bu gizlice defnedilen mukaddes kadın. Hz. Peygamber (saa)'in Onunla alakalı olarak buyurdukları haslet ve müjdeler başka
hiçbir beşere nasip olmamış özelliklerdir.
Fatıma, benden bir parçadır;
onu inciten beni incitmiş; onu seven beni
sevmiş olur. Yine, Fatıma, benim kalbimdir, bedenimin içindeki ruhumdur. Ve yine, Şüphesiz Allah, Fatıma kızdığı için kızar, o razı olduğu için razı olur. Ve Fatıma dünya kadınlarının efendisidir.
sözleri, yüce İslam Peygamberi (saa)'nin dudaklarından
yalnız Fatıma
(sa) için dökülmüştür.
Bu sözleri okuyan insan düşünmeden
edemiyor; böylesine yüce bir şahsiyetin
cenazesi, acaba niçin geceleyin gizlice defnedilmiştir? Ve nasıl olur da, aziz Peygamberin (saa)ruhum diye
nitelendirdiği ahlak ve ilim hazinesinin
cenazesi, sadece on iki kişinin katılımı ile kaldırılır?
Türkiyede kadınlar
için kullanılan en yaygın birinci isim, Fatıma(sa)'dır. Bu istatistik bize toplumun genlerine
işlemiş bir Fatıma sevgisinin olduğunu gösterir.
Hatta toplumumuzda
Hz. Fatıma (sa)dan bahsedileceği
zaman Fatıma annemiz tabiri kullanılır. Fatıma
annemiz tabiri, elbette çok derin
ve büyük bir saygıyı ifade etmektedir. Ancak, Fatıma annemiz tabiri dolayısıyla toplum, tasavvurunda; olgunluk çağını aşmış,
yaşını başını
almış bir tip hayal etmekte. Oysa Fatıma annemiz yirmi yedi yaşında vefat etmiştir.
Peygamberin (saa)
ciğer paresinin yirmi yedi yaşında
vefat ettiğini öğrendiğinde de insan düşünmeden edemiyor; belirgin bir hastalığı
olmayan Fatıma, bu kadar genç yaşta
neden / nasıl vefat etmiştir?
Tarih kitapları
Fatıma (sa)'nın öyküsünü en ince ayrıntılarına kadar
kaydetmiştir. Ama bizler, şahsiyetleri tanırken, tarihi öğrenirken hatta inançlarımızı oluştururken
okumaktan ziyade dinlemeyi tercih ederiz. Oysa tarihin
kaydettikleri ile dilden dile anlatılanlar çoğu kere birbirinden farklıdır.
Evet, tarih
Fatıma (sa)nın öyküsünü kaydetmiştir, hem
de hiçbir şey atlamadan. Ama Fatıma (sa)nın hikayesini tarihten okumak yürek dayanacak
cinsten değildir. (Galiba onun için
olsa gerek, bizler; tarihin anlattığı acıların
Fatımasını
değil de, dilden dile anlatılagelen hayali Fatımayı tanımayı ve kabullenmeyi tercih ediyoruz!?)
Toplumun genel
kabullerinin aksine cümle kurmanın zorluğu vardır. Ama gerçeklere ulaşabilmenin yolu da genel kabullerin dışına çıkabilmekten
geçmektedir. Şimdi Fatıma (sa)nın öyküsünden ipucu sayılabilecek bazı minik kesitleri sizlerle paylaşacağım.
Eğer bunları
yeni duyuyorsanız, lütfen hemen inkârcısı
olmayın. Bunları
en azından araştırılması
gereken yeni bilgiler olarak değerlendirin.
Aziz İslam
peygamberinin vefatından
sonra Fatıma (sa), kendisini
öylesine olayların içinde bulmuştur ki; bu olaylar, yaşananlara anlam vermek isteyenlerin havsalasını çatlatır.
Tarihin kaydettiği bu olayları ilk kez okuyanın kanı donar, nefesi daralır.
Babasının kendisine
hediye ettiği arazi, yüce babası
vefat eder etmez elinden alınmıştır
Fatıma (sa)'nın. Böylece peygamberin (saa) aziz kızının
ailesi için fakirliğin kapıları
açılmıştır!
İtiraz sahibi
olmasını ve görüşlerini özgürce söylemesini istemeyenler; Fatıma (sa)nın evini basmışlar, evi içindekilerle beraber yakma girişiminde
bulunmuşlardır! Bu baskın
sırasında göğsünden
aldığı bir yara Fatıma (sa)nın yirmi yedi yaşında vefat etmesinin sebebi olmuştur!
Peygamberin (saa)
ruhu, dünya kadınlarının efendisi
Fatıma (sa), bütün bu olaylardan sonra o topluma küsmüştür. O, bir yandan babasını kaybetmiş olmanın diğer yandan da başına gelenlerin acısı ile, gece ve gündüz öyle
ağlıyordu ki, tüm insanlık tarihi boyunca en çok ağlayan dört kişiden biri kabul edilmiştir.
O, öylesine yüce bir şahsiyetti
ki, egemenlerin tarihin yönünü değiştirebileceklerini ve
tarihin üzerine kalın bir toz perdesi örtebileceklerini
biliyordu. İşte onun için Fatıma
Aleyhesselam, uğradığı
haksızlığı tarihe
bir kayıt olarak düşmek ve bu bilginin çağlar boyunca diri olarak kalması
için cenazesinin geceleyin ve gizlice
defnedilmesini vasiyet etmişti!
Makale Tarihi: 15-01-2021
Makale Adresi: http://gadir.free.fr/gadir/14masum/Fatima/mukaddes.htm