Gadir Sayfası
Ey Resul (elçi)! Sana Allah tarafından indirileni bildir! Şayet
bunu yerine getirmezsen, onun elçiliğini ifa etmemiş olursun!, Allah
seni insanlardan korur (Maide suresi: 67)
Bunun üzerine Peygamber efendimiz bütün hacı kafilesini durdurur, geride
kalan insanların yetişmesi ve önde giden insanların geri dönmesi
için haber yollar. Herkes toplandığında Hz Muhammed (saa),
develerin semerlerinden bir mimber yaptırıp, mimberin üzerine
çıktı ve sağına İmam Ali'yi alarak halka bir hutbe okur
ve sonra şöyle buyurur:
Ey
İnsanlar! Yakın bir zamanda Allahın davetine icabet
edeceğim. Aranızda değeri biçilmez iki ağır şey
bırakıyorum. Biri Allahın kitabıdır, kendisi nur ve
hidayet doludur. Öbürü ise soyum, Ehl-i Beytimdir. Bunların ikisine
sımsıkı tutunursanız benden sonra asla
sapıklığa düşmezsiniz. İkisi kevser havuzunda bana
varıncaya kadar birbirinden asla ayrılmazlar. Bakayım benden sonra
bu ikisine nasıl
davranacaksınız. Ehl-i Beytime karşı tutumunuzdan
dolayı Allahın azabını size hatırlatıyorum (üç
defa tekrarladı).
Daha sonra şöyle buyurdu: Ey insanlar! Ben bütün
müminlerin kendi nefisleri üzerinde onlardan daha fazla emir ve tasarruf sahibi değil miyim?
Hazır olanlar hep bir ağızdan dediler ki: Evet, sen bizim nefsimizin üzerine bizlerden daha
fazla emir sahibisin.
Bunun
üzerine: Allah benim mevlamdır
(emir ve tasarruf sahibimdir), ben de sizin mevlanızım buyurdu.
Sonra sağında duran İmam Aliyi
elinden tutarak, havaya kaldırıp şöyle devam buyurdu: "Men
küntü mevlâh fehaze Aliy mevlâh" Ben her kimin mevlası isem (üzerinde emir ve
tasarruf sahibi isem) bu Ali de onun
mevlasıdır.
Ey Allahım! Aliyi
emir sahibi kabul edip ona yardımcı olana sen
yardımcı ol ve Aliye düşmanlık edene sen de düşman ol,
ona
destek olana sen de destek ol, onu küçük düşüreni sen de küçük düşür
ve hangi tarafa yönelirse yönelsin, hakkı her zaman onunla beraber
kıl buyurarak, böylece Hz. Ali'ye
beyat etmiş oldu.
Hz.
Muhammed (saa) tebliğini ve beyanını bu şekilde bitirdikten
sonra ona şu ayeti kerime iner: Bugün size dininizi tamamladım,
üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslamı
beğendim. (Maide suresi: 3.ayet)
Daha sonra Peygamber-i Ekrem (s.a.a)
şöyle buyurdu: Dini tamamlayan, nimetini tamamlayan, benim risaletime ve
benden sonra Alinin velayetine razı olan Allah-u Teala ne de büyüktür!
Bu beyat merasiminin ardından, başta
Ebu Bekir ve Ömer olmak üzere bütün sahabeler, toplu halde Hz. Aliyi tebrik etmeye başladılar,
hatta Ömer şöyle dedi: "Kutlu olsun sana, ne
mutlu sana, ey Ebu Talip oğlu Ali, bugün benim ve erkek-kadın
bütün müminlerin mevlası
oldun"
2- Yine
Sünni ulemadan, Hafız Ebu Cafer Muhammed b. Cerir-i Taberi "El Velayetu Fi Turuk-ı Hadis-il
Gadir" adlı kitabında Gadir hadisini Zeyd
b. Erkam'dan şöyle rivayet ediyor:"Resulullah
(sav) Veda Haccı'ndan dönerken öğle vaktinin sıcağında
Gadir-i Hum denen yerde durdu. Büyük gölgelikler kurulmasını emretti.
Gölgelikler kurulduktan sonra herkesin cemaat namazı için
toplanmasını buyurdu. Cemaat namazı için toplandık; Allah
Resulü (sav) bizlere bir hutbe okuyarak şöyle buyurdu: Allah-u Teâla bana
şu ayeti nazil etti: 'Ey Resul! Sana indirileni tebliğ et. Eğer
bunu yapmazsan, peygamberliğini tebliğ etmemiş gibi olursun ve
Allah seni insanlardan koruyacaktır.' (Maide Suresi, 67) Cebrail, bana
burada Rabbimin şu emrini bütün herkese iletmemi emrettiğini
bildirdi: 'Ali b. Ebu Talib benim kardeşim, vasim ve halifem, benden sonra
İmamdır.' Ben de size tebliğ ediyorum. Ben her kimin
mevlası isem bu Ali (as) de onun mevlasıdır; bu Allah
tarafından bana bildirilmiştir."
3- Haris bin Numan
el-Fehri Olayı:
Ebu İshak-i Salebi en
Nişaburi (ö. h. 427 veya 437), el Keşf-u vel Beyan
tefsirinde şöyle demiştir: Süfyan b. Uyeyneden Seele sailun
biazabin vakiin (İstekte bulunan biri gerçekleşecek olan azabı
istedi) ayeti kimin hakkında nazil olmuştur? diye sorduklarında
şöyle dedi: Sail hakkında nazil olmuştur. Kimsenin
sormadığı bir meseleyi sen benden sordun. Babam Cafer b.
Muhammedden, o da babalarından (Allahın selamı onlara olsun)
şöyle nakletmiştir: Resulullah (s.a.a) Gadir-i Humda halkı bir
araya topladığında Alinin elini tutup şöyle buyurdular: Ben kimin mevlası
isem Ali de onun mevlasıdır. Bu haber çeşitli şehirlere
yayılınca, Hars b. Numan-i Fehriye de ulaştı. Bunun
üzerine devesine binerek Ebtah denilen yerde Resulullahın (s.a.a)
yanına geldi, devesinden inip şöyle dedi:
Ya Muhammed! Allah tarafından, bize
emrettin ki, Allahtan başka bir ilah olmadığına ve senin
Onun elçisi olduğuna şehadet edelim; biz de onu kabul ettik.
Beş defa namaz kılmamızı emrettin, onu da kabul ettik.
Zekat vermemizi emrettin; onu da kabul ettik. Bir ay oruç tutmamızı
emrettin; onu da kabul ettik. Daha sonra buna da razı olmadın
(yetinmedin) amcan oğlunun elini kaldırdın onu bizden üstün
kıldın ve Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır dedin.
Acaba bu (iş), senden midir yoksa Allah'ın emri midir?
Resulullah (s.a.a) cevaben şöyle
buyurdular: Ondan
başka bir İlah olmayan Allaha andolsun ki bu, Allahtan
taraftır.
Hars b. Numan bunu duyunca geriye dönüp
devesine doğru ilerlerken şöyle diyordu: Allahım! Eğer
Muhammedin dediği söz hak ise gökten başımıza taş
yağdır veya bize elemli bir azap gönder!
Hars b. Numan, devesine yetişmeden
başına bir taş düşüp alt tarafından çıktı ve
onu öldürdü. Bunun üzerine Allah-u Teala şu ayeti nazil etti: Sail (istekte bulunan
biri) gerçekleşecek olan azabı istedi...(Mearic 1-2. Ayetler)
Allah-u
Teâlânın Gadire Verdiği Önem
B- Şia
Kitaplarında Gadir-i Hum Günü
Gadir Günü ile ilgili Ehl-i Beyt'ten nakledilen büyük bir hutbe
vardır. Şia kitaplarında tamamıyla nakledilmiştir.
http://gadir.free.fr/gadir/Hadis/gdr%20kamile.htm
İşte
bu büyük biat gününü, Ehl-i Beyt aleyhimesselam, İydullahil Ekber (Allah'ın
en büyük bayramı) olarak adlandırdılar, onu bayram ilan
ettiler ve taraftarlarına bu günü
bayram olarak kutlamalarını tavsiye ettiler...
Senetli bir şekilde İmâm Cafer as-Sâdık'ın (a.s)
babasından, onun da babalarından Resulullah'ın (s.a.a)
şöyle burduğu rivâyet edilmiştir:
"Gadir-i Hum günü ümmetimin en faziletli bayram günüdür ! Şanı
yüce olan Allah bu günde kardesim Aliyi benden sonra ümmetime önder olarak
tanıtmamı emretmişti. Ümmetimin Ali ile hidayet bulması
için bu emir inmişti. Bu mübarek günde şanı yüce olan Allah,
dini ve ümmetim üzerine olan nimetini tamamlamıştı; aynı
zamanda İslamı din olarak bize rıza görmüştü"
Bu da gadir bayramının fazileti hakkında bir hadis.
GADİR GÜNÜNÜN
FAZİLETİ HAKKINDA BİR HADİS